Bizim ülkedeki siyasetçilerin sıkıntısı şu.
Yönetimde veya siyasette genç görünmüyor.Sokmuyorlar yönetime.
Halbuki gençler Dünya ve ülkelerdeki sorunları analiz edebilecek açık ve dinamik bir algıya sahipler.
Gençler iyi bir alım gücü iyi bir gün ve iyi bir hayat istiyor.Yaşıtlarının yaptığı şeyleri kendileri de yapmak istiyor.
Şimdi bazı siyasiler gençlere yakın olduklarını gösterip oy devşirmek için gençlerin çoğunlukta olduğu alanlara yönelmeye başladı.
İşte sorun burada başlıyor.Siyasetçiler ve gençler farklı çağlarda yaşıyor sanki.Siyasetçiler istekler yerine ihtiyaçlar üzerinden gidiyor.
Gençler ihtiyaçlar dışında isteklerinin de yerine getirebilecek bir ekonomi,bir ülke,bir yaşam istiyor.
Lakin bu bazı siyasetçiler için lükse giriyor.Günümüz 21.yüzyılında lükse girecek çok az şey kaldı.Lakin cep telefonu bile ülkemizde lükse giriyorsa bunu alan genç değil.Bu fiyata neden olanlar rencide edilmeli.
Kim gelirse gelsin kusura bakmayın ama gerçek manada ülke için çalışmayacak.Önce kesesini dolduracaktır.Yoksa kim bu kadar ağır bir yükümlülük altına girip hayatını berbat etmek isteyecektir?
Mevcut yönetim hakkında konuşacağım şimdi.
Evet,Erdoğan geldiğinde çeşitli alanlara yatırım yaparak ülkeye sıcak para girişi sağladı.İnşaat bu yatırım yapılan alanların başında geliyor.
2002 gibi bir ekonomik krizden sonra bu yatırımlar ülkeye can suyu olmuştu.
O zamanlar yönetim hakkında en küçük bir açık bulamayız neredeyse.
2013'e kadar neredeyse sıkıntısız yürüttüler.Ekonomimiz 1 Trilyon dolara ulaşmıştı neredeyse.
Taki o yıldan sonra felaketler üst üste geldi.
O yıldan sonra iktidar yönetimde yetersiz kalmaya başladı.Bugüne kadar yani 19 yıldır yönetimdeler.Ülkeyi bazı alanlarda ileriye götürdüler buna sözümüz yok.Lakin bazı konular da da geriledik.
Mutlak güç ve mutlak hakimiyet zamanla otorite ve denge eksikliğine neden olur.
Artık yapamıyorlar.Şunu artık bir kabullenelim.Bir çok açığı çıkıyor.Bir çok iddia öne sürülüyor.Ekonomik olarak sadece kur'u göstererek kötü bir ekonomimiz var demeyeceğim.
İşşizlik ve enflasyon gelişmekte olan bir ülkeye çok fazla bir oranda.Alım gücü hem yerli ürünlerde hem yurt dışı ürünlerinde yetersiz kalıyor.
Ulaşım araçlarına uygulanan vergiler kabul edilebilir değil.
Gelişmekte olan ülkelerde vatandaşların ne kadarı asgari ücrette çalışır?
%10 bile fazlayken normal bir ülke için bizimki bundan daha fazla.
Hele aldığı maaş hayatını tam olarak devam ettirememesine sebep oluyorsa kabul edilemez bir şey.
Açlık ve yoksulluk sınırı ortada.Bu konu hakkında konuşmaya gerek yok.Her şey belli,net ve şeffaf.
Bu durum aynı 2002 öncesine döneme ait gibi.
Erdoğan kısmına gelince söyleyebileceğim tek şey artık yaşlandığı ve bir zamanlar Ecevit'e dediği gibi ''Artık yaşlandı.Çeşitli sağlık problemleri var.Yönetimden ayrılmalı.'' sözünün kendi başına geldiğidir.
Bir de bu arada bir şeye değinmek istiyorum.Erdoğan'ın bence halktan cidden haberi yok.Kurmayları vesaire yakın çevresi ona toz pembe bir tablo çiziyor.Zaten kurmayları arasında hiç tekin olmayan isimler görmüştüm bir ara.
Yani adam mitinglerde ekonominin gayet iyi olduğunu falan söylüyor.O farklı bir ülkede yaşamıyor.Bizde farklı bir ülkede yaşamıyoruz.O halde bu durumda adama yanlış bilgilendirmeler yapılıyor.Ya da ben öyle sanıyorum.
Kısacası mevcut yönetim aksıyor.İktidara gelebilecek kişi bağımsız biri olursa halk için en iyisi olur.
Bağımsız olursa misal bağımsız Cumhurbaşkanı olaraktan ''Partili Cumhurbaşkanı'' sorunu biter.
Hemde bir partiye bağlı olmayınca o partinin genel başkanının onu yönlendirme gibi bir olayı olmayacak.(KK'nin Mansur Yavaş'ı yönlendirmesi gibi,misal,örnek.)
Zaten 2022'ye kadar seçim olmazsa seçim 2023'te olur.2022'den itibaren seçimlere çalışmalar başlar.Çok çekişmeli geçecek seçimler.Umarım kaous çıkmaz.Çünkü bu seçimdeki kim kaybederse o taraftan bir ayaklanma olma ihtimali yüksek.