Bunun önemsiz olduğunu zannetmiştim, o yüzden hiç üstünde durmadım. Fakat internette biraz dolaşınca bir hayli geniş kitle Kur'an'cılık, Kur'an Müslümanlığı, meal Müslümanlığı diye tabir edilen farklı bir İslam anlayışıyla hareket ediyorlar. Ve işin garibi insanların, yani bu şekilde hareket eden Kur'an Müslümanlığı yapan insanların kendilerini aydınlanmış hissetmeleri. Hele yeni geçmişse bu anlayış, inanışa aynen şu moda giriyor "Ya çevreme anlatacağım, Hakk'ı doğru bir şekilde öğreteceğim, sağ olun hocam gözlerimi açtınız". O kadar üzücü bir durum ki.
Size şu kadar söyleyeyim, ateizmden daha tehlikeli buluyorum. Hani bir Müslüman'a ateist ol, bunlar bunlar yanlış dese ateist olma olasılığı daha nispeten -bu misalin akabinde verdiğim misale göre- daha az. Ama bir Kur'ancı normal bir Müslüman'a böyle böyle dese daha etkili olabilir. Hani ihtimal ama ateist olmaktan daha olası ve yine tehlikeli bir durumdur.
Kur'an Müslümanlığını ,gördüğüm kadarıyla, Emre Dorman, Mehmet Okuyan, Gürkan Engin gibi isimler yapıyor. Bu isimlerin verdiği fetvalara temkinli yaklaşın. Hele Gürkan Engin yok mu? Uzak durun.
Peki Kur'an Müslümanlığı nedir? Kısaca, tek gerçek Kur'an'dır, Peygamber hadisi, sünnetine inanmayız diyorlar. Hz.Muhammed'in (sav) sünnetini ve hadislerini İslam dışı olarak görürler. Bu sapık bir düşünce biçimidir.
Peygambersiz, Hz.Muhammed'siz (sav) İslam mı olur? Saçmalığa gel ya.
Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (sav) bu konu ile ilgili aşağıdaki uyarıyı Müslümanlara yapmıştır:
Bu hadis bize şu mesajları veriyor:
UYARI: Peygambersiz İslam, ancak ve ancak gayrimüslimlere ABD'ye, İsrail'in işine gelir. Ayık olun!
Peygamber böyle bir şey olacağını biliyordu ve uyarıyı yaptı. Ve uyarısı günümüzde gördüğümüz Kur'ancıları birebir olarak tanımlıyor. Peygamberin uyarıp uzak durun dediği sapkın bir düşünceye bağlanmayın.
Hadisi inkar edenlere hadisle yanıt vermek de ironik oldu gerçi
Peki bu Kur'ancılar düşüncelerini neye dayandırıyorlar?
Bunlar birkaçı. Daha var da o kadar komik ve değiştirilmiş ki yazmaya değer bulmadım.
Ayetlerin mealleri yukarıda, numaralı liste yaptım. Kısa kısa açıklayalım. Tefsir ilminden yararlanarak. Ha bu arada onlar tefsiri de inkar ediyorlar. Yani ayet ne diyorsa direkt o anlamı alıyorlar. Meal müslümancılığı kavramı da buradan doğuyor. Sen bir ayeti doğrudan mealiyle yani Arapça Türkçe transleyt kullanarak alırsan karşiim, fena yanlışa düşersin.
1: *Söz kelimesi ayette Arapça olarak (hadis) şeklinde geçmektedir. Ayette hadis yazdığına göre demek ki Allah hadisleri onaylamıyor anlamı çıkabilir. Ama yine aynı Kur'an aşağıda verdiğim ayetlerde Peygamber'e, hadislerine, sünnetlerine yönlendiriyor. Onu ne yapacağız? Al Kur'an çelişti oldu şimdi. Sana diyorum Kur'an'cı kardeş, senin mantığına göre Kur'an kendisi ile çelişiyor. Başka ayette de Kur'an eğer çelişki bulursanız bu kitap insan sözüdür diyor. Kur'an'da hiçbir çelişki yok ama değil mi? Müslüman buna inanır.
İnancı bir kenara koyduğumuzda bilimi ve mantığı çağırdığımızda Kur'an'da çelişki yoktur. Ama senin mantığına göre var. Demek ki neymiş, meal Müslümanlığı yapmayacaksın. Tefsir şirke götürür falan diyorlar. Komik...
2: Kur'an'da doğru. Eksik yok. Allah'ı bulmak isteyen için nice deliller vardır. Ama Kur'an her konuya en ince detayına kadar inmemiştir. O zaman karmaşa olabilirdi. 6236 ayet yerine 10.000 i geçen ayet olabilirdi. Ama Kur'an insana kolay şekilde inmiştir ve eksiksiz inmiştir ama toplumlar içerisinde oluşmuş en ufak konuya kadar detay vermemiştir. Burada devreye Hz.Muhammed (sav) giriyor. Hz.Aişe'nin "O yürüyen Kur'an'dır." benzetmesini biliyorsunuzdur. Peygamber Kur'an'ı açıklamıştır. Nasıl anlamamız, nasıl uygulamamız gerektiği şekilde açıklıklar getirmiştir. Burada hadis ve sünnetlerin önemi çıkıyor işte. Bu ayeti dayanak gösteriyorlar ama çarpıtarak. Meal müslümanlığı yaparak...
3: Evet Kur'an'dan başka kitap aramayacaksın. Zaten hadis ve sünnetler de kitap konumunda değil.
4: Bu kitap yetmiyor mu sorusunu yanlış anlıyorlar. Sıkıntı burada. İronik olacak ama tefsir ilmini ret eden kişiye tefsir ilmiyle yanıt vermek durumundayım. Çünkü tefsir Kur'an düşünülemez.
Şimdi hadis ve sünnet inkarcılarına Kur'an'dan ve Peygamber hadisinden örnek vereceğim. Peygamber sizin için açıkça diyor ki: " Sünnetimi terk eden bizden değildir."
Yani sünneti ve hadisi terk etmeniz büyük günahtır. Bunun bilincinde olun!
Eksik olmuş olabilir. Elimden bu kadarı geldi. Peygambersiz İslam düşünülemez. Bu bir sapkınlıktır! Sakın ve sakın bu şeye düşmeyin!
Kalın sağlıcakla!
Size şu kadar söyleyeyim, ateizmden daha tehlikeli buluyorum. Hani bir Müslüman'a ateist ol, bunlar bunlar yanlış dese ateist olma olasılığı daha nispeten -bu misalin akabinde verdiğim misale göre- daha az. Ama bir Kur'ancı normal bir Müslüman'a böyle böyle dese daha etkili olabilir. Hani ihtimal ama ateist olmaktan daha olası ve yine tehlikeli bir durumdur.
Kur'an Müslümanlığını ,gördüğüm kadarıyla, Emre Dorman, Mehmet Okuyan, Gürkan Engin gibi isimler yapıyor. Bu isimlerin verdiği fetvalara temkinli yaklaşın. Hele Gürkan Engin yok mu? Uzak durun.
Peki Kur'an Müslümanlığı nedir? Kısaca, tek gerçek Kur'an'dır, Peygamber hadisi, sünnetine inanmayız diyorlar. Hz.Muhammed'in (sav) sünnetini ve hadislerini İslam dışı olarak görürler. Bu sapık bir düşünce biçimidir.
Peygambersiz, Hz.Muhammed'siz (sav) İslam mı olur? Saçmalığa gel ya.
Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (sav) bu konu ile ilgili aşağıdaki uyarıyı Müslümanlara yapmıştır:
Bu hadis bize şu mesajları veriyor:
- Sünnetim, hadislerim inkar edilecek!
- Tek gerçek olarak Kur'an'ı kabul edecekler!
- Hz.Muhammed'siz (sav) bir İslam yayacaklar (Tekrar söylüyorum ateizmden bile tehlikeli buluyorum)
- Süslü koltuğu ifadesi: Bunu söylerken de aydınlanmış, gerçeği görmüş, üçüncü gözü açılmış havalarıyla üstten bakarak açıklayacaklar. (bkz. Gürkan Engin)
UYARI: Peygambersiz İslam, ancak ve ancak gayrimüslimlere ABD'ye, İsrail'in işine gelir. Ayık olun!
Peygamber böyle bir şey olacağını biliyordu ve uyarıyı yaptı. Ve uyarısı günümüzde gördüğümüz Kur'ancıları birebir olarak tanımlıyor. Peygamberin uyarıp uzak durun dediği sapkın bir düşünceye bağlanmayın.
Hadisi inkar edenlere hadisle yanıt vermek de ironik oldu gerçi
Peki bu Kur'ancılar düşüncelerini neye dayandırıyorlar?
1-İşte şunlar, sana gerçekten okuduğumuz âyetlerdir. Allah’tan ve O’nun âyetlerinden sonra (buna değil de) hangi söze* inanacaklar? (Casiye, 6)
2-Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve gökyüzünde iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi topluluklardır. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet (hepsi) toplanıp rablerinin huzuruna getirileceklerdir. (En'am, 38)
3-(De ki “Allah’tan başka bir hakem mi arayacağım? Hâlbuki size kitabı açıklanmış olarak indiren O’dur.” Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, Kur’an’ın gerçekten rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. Sakın şüpheye düşenlerden olma! (En,am, 114)
4-Kendilerine okunan bu kitabı sana göndermiş olmamız onlara yetmiyor mu? Elbette inanan bir topluluk için onda rahmet ve ibret vardır.(Ankebut, 51)
2-Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve gökyüzünde iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi topluluklardır. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet (hepsi) toplanıp rablerinin huzuruna getirileceklerdir. (En'am, 38)
3-(De ki
“Allah’tan başka bir hakem mi arayacağım? Hâlbuki size kitabı açıklanmış olarak indiren O’dur.” Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, Kur’an’ın gerçekten rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. Sakın şüpheye düşenlerden olma! (En,am, 114)4-Kendilerine okunan bu kitabı sana göndermiş olmamız onlara yetmiyor mu? Elbette inanan bir topluluk için onda rahmet ve ibret vardır.(Ankebut, 51)
Bunlar birkaçı. Daha var da o kadar komik ve değiştirilmiş ki yazmaya değer bulmadım.
Ayetlerin mealleri yukarıda, numaralı liste yaptım. Kısa kısa açıklayalım. Tefsir ilminden yararlanarak. Ha bu arada onlar tefsiri de inkar ediyorlar. Yani ayet ne diyorsa direkt o anlamı alıyorlar. Meal müslümancılığı kavramı da buradan doğuyor. Sen bir ayeti doğrudan mealiyle yani Arapça Türkçe transleyt kullanarak alırsan karşiim, fena yanlışa düşersin.
1: *Söz kelimesi ayette Arapça olarak (hadis) şeklinde geçmektedir. Ayette hadis yazdığına göre demek ki Allah hadisleri onaylamıyor anlamı çıkabilir. Ama yine aynı Kur'an aşağıda verdiğim ayetlerde Peygamber'e, hadislerine, sünnetlerine yönlendiriyor. Onu ne yapacağız? Al Kur'an çelişti oldu şimdi. Sana diyorum Kur'an'cı kardeş, senin mantığına göre Kur'an kendisi ile çelişiyor. Başka ayette de Kur'an eğer çelişki bulursanız bu kitap insan sözüdür diyor. Kur'an'da hiçbir çelişki yok ama değil mi? Müslüman buna inanır.
İnancı bir kenara koyduğumuzda bilimi ve mantığı çağırdığımızda Kur'an'da çelişki yoktur. Ama senin mantığına göre var. Demek ki neymiş, meal Müslümanlığı yapmayacaksın. Tefsir şirke götürür falan diyorlar. Komik...
2: Kur'an'da doğru. Eksik yok. Allah'ı bulmak isteyen için nice deliller vardır. Ama Kur'an her konuya en ince detayına kadar inmemiştir. O zaman karmaşa olabilirdi. 6236 ayet yerine 10.000 i geçen ayet olabilirdi. Ama Kur'an insana kolay şekilde inmiştir ve eksiksiz inmiştir ama toplumlar içerisinde oluşmuş en ufak konuya kadar detay vermemiştir. Burada devreye Hz.Muhammed (sav) giriyor. Hz.Aişe'nin "O yürüyen Kur'an'dır." benzetmesini biliyorsunuzdur. Peygamber Kur'an'ı açıklamıştır. Nasıl anlamamız, nasıl uygulamamız gerektiği şekilde açıklıklar getirmiştir. Burada hadis ve sünnetlerin önemi çıkıyor işte. Bu ayeti dayanak gösteriyorlar ama çarpıtarak. Meal müslümanlığı yaparak...
3: Evet Kur'an'dan başka kitap aramayacaksın. Zaten hadis ve sünnetler de kitap konumunda değil.
4: Bu kitap yetmiyor mu sorusunu yanlış anlıyorlar. Sıkıntı burada. İronik olacak ama tefsir ilmini ret eden kişiye tefsir ilmiyle yanıt vermek durumundayım. Çünkü tefsir Kur'an düşünülemez.
Peygamber dönemindeki inkârcılar, genellikle iyi niyetli olarak Resûl-i Ekrem’in gerçekten peygamber olup olmadığını öğrenmek, dolayısıyla gerçeği anlamak için değil, fakat sırf akıllarınca onu güç durumda bırakmak maksadıyla sık sık geçmişteki bazı peygamberler gibi onun da hissî (duyulara hitap eden) mûcizeler göstermesini isterlerdi. 50. âyette öncelikle mûcize göstermenin Allah’a ait olduğu, Peygamber’in görevinin ise insanları inanç ve amel hayatı konusunda uyarmak ve aydınlatmaktan ibaret bulunduğu bildirilmekte; 51. âyette ise çok önemli bir noktaya dikkat çekilmektedir: “Kendilerine okunan bu kitabı sana göndermiş olmamız onlara yetmiyor mu?” Şu halde Peygamber efendimizin en büyük mûcizesi Kur’an’dır; insanlara asıl gerekli olan, gelip geçici hissî mûcizeler değil, benzerini asla ortaya koyamayacakları, hayatın her anında feyzinden yararlanmaları mümkün olan bu ebedî mûcizedir (Zemahşerî, III, 193). Öteki mûcizeler duyulara hitap eder, gelip geçicidir; Kur’an ise okunan mûcizedir, akla hitap eder.
Şimdi hadis ve sünnet inkarcılarına Kur'an'dan ve Peygamber hadisinden örnek vereceğim. Peygamber sizin için açıkça diyor ki: " Sünnetimi terk eden bizden değildir."
Yani sünneti ve hadisi terk etmeniz büyük günahtır. Bunun bilincinde olun!
Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- onu, Allah’a ve peygambere götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir. (4,59)
- De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir. (3,31)
- (...) Allah ve resulünün yasakladığını yasak saymayan (..) (9,29)
- Peygamber size ne vermişse onu alın ve size neyi yasaklamışsa ondan kaçının. Allah’a karşı saygısızlık etmekten sakının. Kuşkusuz Allah cezalandırmada çok çetindir. (59,7)
- Allah ve resulü herhangi bir konuda hüküm verdiklerinde artık mümin bir erkek veya kadın için işlerinde tercih hakları yoktur. (33,36)
- Aralarındaki anlaşmazlıkları çözüme bağlasın diye Allah’a ve resulüne çağrıldıklarında müminlerin sözü, “Dinledik ve boyun eğdik” demekten ibarettir. (24,51)
- İçinizden Allah’ın lutfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah’ta güzel bir örneklik vardır. (33,21)
- O peygamberleri apaçık delillerle ve kutsal metinlerle gönderdik. İnsanlara indirdiklerimizi kendilerine açıklaman için sana da uyarıcı kitabı indirdik. (16,44)
- Sonra seni de bu konuda şeriata dayalı bir yola koyduk. Onu izle, bilmeyenlerin arzularına uyma! (45,18)
- Ey iman edenler! Allah ve resulünün önüne geçmeyin. Allah’a itaatsizlikten sakının! Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte ve bilmektedir. (49,1)
- Kişisel arzularına göre konuşmaz. O (size okuduğu), kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. (53,3)
- Resûlullah’a itaat eden Allah’a itaat etmiş olur, yüz çevirenlere gelince seni onlara bekçi olarak göndermedik. (4,80)
Eksik olmuş olabilir. Elimden bu kadarı geldi. Peygambersiz İslam düşünülemez. Bu bir sapkınlıktır! Sakın ve sakın bu şeye düşmeyin!
Kalın sağlıcakla!
