Merhaba.
İlgili tarafa;
Mensubu olduğunuz dini savunmakta haklısınız. Fakat insanların içinde bulunduğu durumu alay konusu etmeyiniz. Ruh sağlığı bozulduğunda kronik ve klinik sorunlara gebedir. Ruh sağlığı bozulduğunda birey sağlıklı düşünemeyebilir. Daha sonrasında aile, çevre ve içinde bulunulan sosyolojik dinamik içinde kişi katı bilişsel şemalar oluşturur. Bu şemalar çocukluktan itibaren oluşturulur ve yanlış ise yani değiştirilmesi gereken şemalar ise değiştirmek için mutlaka aksi düşünülmeksizin bir terapiste başvurulması gerekir. Bir kişi içindeki düşünceyi söyleyebilir. Hatta nefret kusabilir. Tabi ki burada İslam ile karakterize edilen yanılgıların insanlara açıkça paylaşılmasını normalleştirmiyorum. Fakat kişiler zaman içinde duygular biriktirir. Bu duygular enerjidir. Boşalması lazım. Boşalmazsa ruhsal klinik bozukluklar ortaya çıkabilir. Kimisi bu içindeki negatif enerjiyi üzüntü ile kanalize eder, kimisi fiziksel hasar ile kanalize eder, kimisi intihar girişimleri ile kanalize eder, kimisi de ilgili durum bağlamında nefret dili ile kanalize eder. Çünkü kişi bastırılmıştır. Engellenmiştir. Beynin bu bağlamda -benim bildiğim - iki savunma mekanizması vardır. Biri shut down verip sorunları halının altına süpürüp duygusuzluk, omega face ile yaşamına devam eder kimisi de duygu yani enerjiyi fırsatını bulunca boşaltır.
Kişinin içine atması diğer olasılıktan daha kötüdür. Bunu sadece ilgili konudaki din bağlamında değil de hayatın her alanında olmak üzere söylüyorum.
Klinik ruh hastaları kısmen veya tamamen anonim olduğu internet aleminde sorunlarından bahsedebilir, içindekini dökebilir. Bu onun için iyi bir şeydir. Bunu eğer gerçek hayatında yapmıyor/yapamıyorsa internet aleminde yaptığını görürüz. Bunun sıklığı bizi rahatsız edecek düzeyde olabilir. Ya da yalan söylediğini düşünebiliriz. Çünkü kişi kendisini olabildiğince iyi, gelişmiş karakterde gösteriyor olabilir. Aslında bu normaldir. Çünkü içinde bulunduğu klinik bozukluk o kadar süredir var ve tedavi edilmemiştir ki artık karakterle bütünleşmiş "görünebilir." Görünebilir diyorum çünkü karakterle tam anlamıyla bütünleşmezler çünkü tedavi edilebilir ya da hastalık hafifletilebilir. Bundan dolayı normal bir şekilde iletişim kuruyor görünebilir ya da iyi durumda görünebilir. Örnek suretiyle majör depresif bozuklukta kişiler uzun süre üzgündürler fakat bazen iyi durumda görünebilirler. Aslında bu yalancı bir depresyondur. Yani hala içinde bir şeyler olması gerektiği gibi değildir.
Özet itibariyle söylemek istediğim şey şudur: psikolojisi bozuk insanlar sırf üzgün olabilir ama sırf üzgün olmayadabilir. Yani kişi kendini iyi gösteriyorsa "aa bunun psikolojisi iyidir ya bir şeyi yok" yargısına kapılmamamız lazım. Ön yargı ve bilinçsizlik insan ilişkilerine zarar verip birbirimizi kırmaya sebep olabilir. Bunun yanında kişi hayatındaki gidişattan az buçuk bahsediyorsa ara sıra onu dışlamamız yerine topluma kazandırma doğrultusunda psiko-sosyal destek sağlamamız gerekir. Tabi bunun için önce kendimiz bilinçli olmamız gerekir.
İlgili tarafa:
İçinde bulunduğunuz sosyolojik, psikolojik ve ekonomik durum ne olursa olsun İslam için ezber ve yanılgılarla dolu iletiler paylaşmamamız gerekir. Çünkü unutmayın. Bazı söylemlerimiz hayatımızda yaşadıklarımızın bize dayattığı yanılgılar olabilir. Bu sadece İslam için değil, eğer bir olgu kavram vs. hakkında bir yargıda bulunuyor ya da bilgi verici nitelikte olan veya olduğu sanılan iletileri yazarken 3 kez düşünün. Bir kez düşün. İkinci kez yine düşün. Sonra iletini sana doğruysa yaz. Sonra üçüncü kez kendin okuyup düşün. Hala doğru olduğuna inanıyorsan paylaş. Fakat doğruluk kıstasını kendi ahlaki ve mantık çapında değil, genel toplum ahlak ve mantık yapısında, çapında tutmamız gerekir. Eğer ruhsal anlamda iyi hissetmiyorsak algılarımızın oldukça yanılgılarla dolu olabileceğini hiçbir zaman unutmamamız lazım. Ayrıca destek alınması gerektiğini de bilmek ve bunun için eyleme geçmek gerekiyor. Yani psikolojik sıkıntılarınızı kabullenip destek almamak akıl işi değildir.
İlgili tarafa:
Hiç düşündünüz mü AKP neden kazanıyor? Ya da dur. CHP neden kaybediyor? Bunu bir düşünün. CHP nasıl biline de halk seçmiyor ısrarla seçmiyor. AKP zihniyetini hastalıklı gören sizlerin zihniyeti sebebiyle AKP seçiliyor. Çünkü o kadar bir nefret dili benimsemişsiniz ki hem parti hem CHP seçmeni olarak AKP seçmenince önem arz etmiyorsunuz. Millet AKP seçmenini sorunlu, telefonu çıkar vs olarak biliyor. Peki CHP seçmeni nasıl biliniyor? Modern, demokratik, fenni bilim ile hareket eden ve gelişen doğru ve yanlışı ayırt edebilen vatansever olarak mı? Siz öyle sanın. Eğer cidden böyle düşünüyorsanız... Artık ben de bilmiyorum derim. Yani çünkü içinde bulunduğunuz hali hiçbir bilim veya tıp dalı ifade edemez.
Ha bu arada ekleyeyim son olarak. AKP'li değilim.
İlgili tarafa;
Mensubu olduğunuz dini savunmakta haklısınız. Fakat insanların içinde bulunduğu durumu alay konusu etmeyiniz. Ruh sağlığı bozulduğunda kronik ve klinik sorunlara gebedir. Ruh sağlığı bozulduğunda birey sağlıklı düşünemeyebilir. Daha sonrasında aile, çevre ve içinde bulunulan sosyolojik dinamik içinde kişi katı bilişsel şemalar oluşturur. Bu şemalar çocukluktan itibaren oluşturulur ve yanlış ise yani değiştirilmesi gereken şemalar ise değiştirmek için mutlaka aksi düşünülmeksizin bir terapiste başvurulması gerekir. Bir kişi içindeki düşünceyi söyleyebilir. Hatta nefret kusabilir. Tabi ki burada İslam ile karakterize edilen yanılgıların insanlara açıkça paylaşılmasını normalleştirmiyorum. Fakat kişiler zaman içinde duygular biriktirir. Bu duygular enerjidir. Boşalması lazım. Boşalmazsa ruhsal klinik bozukluklar ortaya çıkabilir. Kimisi bu içindeki negatif enerjiyi üzüntü ile kanalize eder, kimisi fiziksel hasar ile kanalize eder, kimisi intihar girişimleri ile kanalize eder, kimisi de ilgili durum bağlamında nefret dili ile kanalize eder. Çünkü kişi bastırılmıştır. Engellenmiştir. Beynin bu bağlamda -benim bildiğim - iki savunma mekanizması vardır. Biri shut down verip sorunları halının altına süpürüp duygusuzluk, omega face ile yaşamına devam eder kimisi de duygu yani enerjiyi fırsatını bulunca boşaltır.
Kişinin içine atması diğer olasılıktan daha kötüdür. Bunu sadece ilgili konudaki din bağlamında değil de hayatın her alanında olmak üzere söylüyorum.
Klinik ruh hastaları kısmen veya tamamen anonim olduğu internet aleminde sorunlarından bahsedebilir, içindekini dökebilir. Bu onun için iyi bir şeydir. Bunu eğer gerçek hayatında yapmıyor/yapamıyorsa internet aleminde yaptığını görürüz. Bunun sıklığı bizi rahatsız edecek düzeyde olabilir. Ya da yalan söylediğini düşünebiliriz. Çünkü kişi kendisini olabildiğince iyi, gelişmiş karakterde gösteriyor olabilir. Aslında bu normaldir. Çünkü içinde bulunduğu klinik bozukluk o kadar süredir var ve tedavi edilmemiştir ki artık karakterle bütünleşmiş "görünebilir." Görünebilir diyorum çünkü karakterle tam anlamıyla bütünleşmezler çünkü tedavi edilebilir ya da hastalık hafifletilebilir. Bundan dolayı normal bir şekilde iletişim kuruyor görünebilir ya da iyi durumda görünebilir. Örnek suretiyle majör depresif bozuklukta kişiler uzun süre üzgündürler fakat bazen iyi durumda görünebilirler. Aslında bu yalancı bir depresyondur. Yani hala içinde bir şeyler olması gerektiği gibi değildir.
Özet itibariyle söylemek istediğim şey şudur: psikolojisi bozuk insanlar sırf üzgün olabilir ama sırf üzgün olmayadabilir. Yani kişi kendini iyi gösteriyorsa "aa bunun psikolojisi iyidir ya bir şeyi yok" yargısına kapılmamamız lazım. Ön yargı ve bilinçsizlik insan ilişkilerine zarar verip birbirimizi kırmaya sebep olabilir. Bunun yanında kişi hayatındaki gidişattan az buçuk bahsediyorsa ara sıra onu dışlamamız yerine topluma kazandırma doğrultusunda psiko-sosyal destek sağlamamız gerekir. Tabi bunun için önce kendimiz bilinçli olmamız gerekir.
İlgili tarafa:
İçinde bulunduğunuz sosyolojik, psikolojik ve ekonomik durum ne olursa olsun İslam için ezber ve yanılgılarla dolu iletiler paylaşmamamız gerekir. Çünkü unutmayın. Bazı söylemlerimiz hayatımızda yaşadıklarımızın bize dayattığı yanılgılar olabilir. Bu sadece İslam için değil, eğer bir olgu kavram vs. hakkında bir yargıda bulunuyor ya da bilgi verici nitelikte olan veya olduğu sanılan iletileri yazarken 3 kez düşünün. Bir kez düşün. İkinci kez yine düşün. Sonra iletini sana doğruysa yaz. Sonra üçüncü kez kendin okuyup düşün. Hala doğru olduğuna inanıyorsan paylaş. Fakat doğruluk kıstasını kendi ahlaki ve mantık çapında değil, genel toplum ahlak ve mantık yapısında, çapında tutmamız gerekir. Eğer ruhsal anlamda iyi hissetmiyorsak algılarımızın oldukça yanılgılarla dolu olabileceğini hiçbir zaman unutmamamız lazım. Ayrıca destek alınması gerektiğini de bilmek ve bunun için eyleme geçmek gerekiyor. Yani psikolojik sıkıntılarınızı kabullenip destek almamak akıl işi değildir.
İlgili tarafa:
Hiç düşündünüz mü AKP neden kazanıyor? Ya da dur. CHP neden kaybediyor? Bunu bir düşünün. CHP nasıl biline de halk seçmiyor ısrarla seçmiyor. AKP zihniyetini hastalıklı gören sizlerin zihniyeti sebebiyle AKP seçiliyor. Çünkü o kadar bir nefret dili benimsemişsiniz ki hem parti hem CHP seçmeni olarak AKP seçmenince önem arz etmiyorsunuz. Millet AKP seçmenini sorunlu, telefonu çıkar vs olarak biliyor. Peki CHP seçmeni nasıl biliniyor? Modern, demokratik, fenni bilim ile hareket eden ve gelişen doğru ve yanlışı ayırt edebilen vatansever olarak mı? Siz öyle sanın. Eğer cidden böyle düşünüyorsanız... Artık ben de bilmiyorum derim. Yani çünkü içinde bulunduğunuz hali hiçbir bilim veya tıp dalı ifade edemez.
Ha bu arada ekleyeyim son olarak. AKP'li değilim.