''Wolfred!ghT
80+ Bronze
- Katılım
- 17 Haziran 2021
- Mesajlar
- 1,808
- En İyi Cevap
- 1
Dahası
(Bu konuyu derdimi anlatmak için açtım.)
Küçüklüğümde ben havale geçirmişim.Bundan mıdır bilmem 4 yaşına kadar konuşmadım.
Bundan sebep bazı harfleri gerektiği gibi çıkaramıyordum.Örneğin: r,ş gibisinden..Bazılarını hala çıkaramıyorum.
Bu durum yüzünden İlkokulda hiç arkadaşım yoktu.Çoğu zaman sınıftan dışlanıyordum.
Bunu(Harfleri çıkaramamamı.) küçükken anneme söyleyince ''Tembelsin.'' diye azarlamıştı.Daha da bu konuyu açamadım.
Durum bu olunca insanları dışarıdan izleyen biri haline gördüm.Sadece insanları izliyordum.
İnsanlarla konuşmuyor,olmayan konuşma yetimi iyice kaybediyordum.
O zaman yarım yamalak Türkçem ile okuldan kitap alır içimden kitap okurdum.
Haber izlemeyi sevdim.Siyaset denen insanların birbirlerine çeşitli entrikalar kurarak üstünlük sağlama arayışlarını izlemeye başladım.
O zamanlar o yaştaki bir çocuğun ne işi var siyasette?Ya da haber izlemesiyle?O yaştaki çocuk gider arkadaşlarıyla oyun oynar,eğlenir.
Lakin işte insanlara iletişimin yoksa veya onlar gibi konuşmuyorsan sen bir hiçsin.
Ara sıra bazı takıntılarım, tiklerim ortaya çıkıyordu.Misal kapıyı kapatıyorum.Kapatma şeklimden rahatsız oluyorum.Tekrardan açıp kapatıyorum.Yine rahatsız olduysam tekrardan ve tekrardan...İçim rahat edene kadar bu böyle sürer.
Annem ve dört kardeş yaşıyorduk evde.Babam eve gelmezdi.Eve gelmez dediğime bakmayın.Daha doğrusu gelemezdi. Sorumlulukları vardı.İşin özüne girersek durum şu:
Ben doğduktan 6 ay sonra dedem vefat etmiş.Babaannem dedem vefat edince depresif davranışlar sergilemiş.Babam Babaannemi yani annesini canından çok sever.Bu durumda Babaannemi yalnız koymamak için bugüne dek hep onun yanında kaldı.
Babamın bir abisi var.Engelli.Çocukken felç geçirmiş.Şuan 57 yaşında.Görseniz onu bir, çocuk gibi bir kalbi ve tatlı bir yüzü var.
Amcamın bakımını eskiden dedem yapardı.Lakin o olmayınca iş babama düştü.
Ben şuan 16 yaşındayım.16 yaşına değin babamı toplasan 2-3 ay ya gördüm ya görmedim.5 yaşına kadar tek ebeveynim annem sanıyordum.
Diğer çocukların babalarıyla olan ilişkilerine imrendim.Onların ailelerine imrendim.Babalarının her zaman yanlarında olmasına imrendim...
Anneme gelecek olursak zamanında Babaannem ile Annem beraber Dedemgilde yaşarmış.
Lakin araları baya kötüymüş.Bu yüzden Babaannem konusu açıldığında annem biraz kızıyor.
Kardeşlerim zaten ayrı dünyalarda takılırdı.Hepsinin Dünya'dan bihaber olduklarına yemin edebilirdim.En büyüğümüz bile çok dengesizdi.
Bir diğer sıkıntım ise çokça düşünmemdi.Küçükken bu durum çekilebilir bir seviyede idi.Lakin şimdi...asla.
Hani anlatmıştım ya bazı harfleri söyleyemiyordum.Annem her birimize ders çalıştırırken en ufak yanlışımızda hakaret eder.Eğer aynı yanlışı tekrar edersek biraz hırpalardı.
Bu işe onca dikkat etmeme rağmen bu azar ve hırpalamadan kaçamıyordum.Ya diğer kardeşlerim?
Onlar daha kötüydü.Onlar benden daha çok çekti.
Anlayacağınız hepimiz ders niyetine sıra dayağına girerdik.Bazı geceler çokça ağlardım.
Okulda her zaman görürdüm.Sınıftan biri eğer yaramazlık veya derslerinde başarısız bir durum sergilerse ailesi gelirdi.Sonunu az çok tahmin ederdim.Bu yüzden derslerime fazlasıyla dikkat ederdim.
Derslere ne kadar çalışırsam çalışayım.Harfleri söyleyemediğim için(Sınıftaki çocuklar tarafından dalga geçilmemek için)derse katılmazdım.O yüzden ders içi katılımım hep düşük gelirdi.Maalesef bu durumda da hakaret ve dayak yerdim.Yukarı tükürsen bıyık,aşağı tükürsen sakal.Bu durumda dalga geçileceğini bile bile derse katılmaya başladım.Her gün ama her gün insanlar tarafından kendilerine göre eğlence aracı olarak benle dalga geçmeleri artık rutin şeyler oldu.Lakin beni yıpratması günden güne artıyordu.Belki dersiniz ''Küçükken olan şeyler.'' ''normal'' diye.Konuşacak herhangi bir arkadaşın yok.Daha doğrusu seninle aynı dili konuşan hiçbir arkadaşın yok.Üstüne üstlük küçükte olasa insanlar seninle dalga geçiyor.O insanlar büyüdü halen dalga geçiyor.Bu mu normal olan şey?
Bu durum iyice içime kapanmama neden oldu.
Bundan bir kaç gün sonra komşumuz beni küçük oğluyla oynamam için eve davet etti.Annem de izin verdi.
Çocuk derslerinin tam bitirmemiş olacaktı ki annesi ile beraber bir süre ders çalıştılar.Bana da yan odada o süre boyunca televizyon izleyeyim diye kumandayı verdiler.
Şuna dikkat ettim.Komşumuz oğluna hiç bir hakaret edici söz veya davranışta bulunmuyor.Hırpalamıyor,dövmüyor.Özgüvenini kırmıyor,dökmüyor.
Demek ki ben bu hırpalamyı ya da hakareti hak etmiyorum.Hak etsem herkes çocuğuna hakaret ederdi.O zaman o çocuğa çok imrendim.
Bir gün hoca 29 Ekim için şiir okutacaktı.Bol ''R'' harfi içeren bir şiir...
Bula bula beni buldu öğretmen.İnadına yapıyordu sanki.
Anneme ''Öğretmene de benden alsın bu şiiri.'' dedim.Umursamadı.
2 hafta önceden verdi şiiri.Çalıştım.Lakin harfi hala çıkaramıyordum.
Gün geldi.Sınıfa rezil olmamış gibi şimdi bütün okula rezil olacaktım.
Duraksamadan okudum.Sonunu bildiğim olay meydana geldi.O an ''Özgüven'' denen duygu ya da his her neyse benden sonsuza dek gitti.Bir daha da geri gelmedi.Bütün yıl okulun maskarası oldum.
İyice kitaplara, iyice haberlere, iyice siyasete gömüldüm.
6.sınıfa kadar sessiz ve otonom bir hayata sahiptim.Bu yıldan itibaren şuana kadar epey ilerleme kaydettim.İnsanlarla konuşmaya ve iletişim kurmaya çalıştım.Lakin hala çok eksiğim var.
Şuan lise 3'e geçtim.Şu takıntılar,harf çıkaramama,çokça düşünme ve ülke meseleleri hakkında olan sorunlarım veya düşüncelerim katlanılamaz hale geldi.
Ülkeyi bırak kendi şahsi sorunlarımı bile çözemiyorum.
Takıntılarım son raddeye geldi,azıttı.Simetri hastalığı artık daha çok ön plana çıkıyor.Bir şeyi defalarca tekrarlıyorum.O işten memnun olana dek bu iş sürüyor.
Harfleri çıkarmaya çalışıyorum.Olmuyor.Harf çıkması için yaptığım hareketler acı veriyor artık.
Kendi sorunlarımı,ailemin,annemin,kardeşlerimin,babamın,ülkenin,dünya'nın sorunları düşünmekten bıktım.Lakin hala düşünüyorum.İstesem de istemesem de düşünüyorum.Sanki her şeyi ben düşünmek zorundaymışım gibi.Aile içi meseleler de sinirlerim iyice yok oldu.Tartışma olmayan bir günü en son ne zaman yaşadım onu bile unuttum.
Şimdi görüyorum.Sosyal medya da orada burada insanlar ülkenin siyasetini,ekonomisini gençler ve çocuklar olarak pür dikkat takip ediyorlar.Onlar bile bu durumdan iyice bezmişken ben artık başka bir haldeyim.
Üstüne üstlük bu pandemi ile olmayan hayatım daha da kötüleşti.
Yakın zamanda okullar açılacak lakin ben bu kafa yapısı ile yarını bile zor görüyorum.
Halim harap anlayacağınız.Ya da ben öyle sanıyorumdur.
Bunu buraya içimde sıkışan bazı şeyleri anlatmak için yazdım.Bazı şeyleri yazmadım.
Bir yere yazayım da içim ferahlasın diye yazdım.''Ergence'' düşünceler diyip geçebilirsiniz belki.
Lakin benim için içimi boşaltma metni burası.
Herkese iyi hayatlar.
Küçüklüğümde ben havale geçirmişim.Bundan mıdır bilmem 4 yaşına kadar konuşmadım.
Bundan sebep bazı harfleri gerektiği gibi çıkaramıyordum.Örneğin: r,ş gibisinden..Bazılarını hala çıkaramıyorum.
Bu durum yüzünden İlkokulda hiç arkadaşım yoktu.Çoğu zaman sınıftan dışlanıyordum.
Bunu(Harfleri çıkaramamamı.) küçükken anneme söyleyince ''Tembelsin.'' diye azarlamıştı.Daha da bu konuyu açamadım.
Durum bu olunca insanları dışarıdan izleyen biri haline gördüm.Sadece insanları izliyordum.
İnsanlarla konuşmuyor,olmayan konuşma yetimi iyice kaybediyordum.
O zaman yarım yamalak Türkçem ile okuldan kitap alır içimden kitap okurdum.
Haber izlemeyi sevdim.Siyaset denen insanların birbirlerine çeşitli entrikalar kurarak üstünlük sağlama arayışlarını izlemeye başladım.
O zamanlar o yaştaki bir çocuğun ne işi var siyasette?Ya da haber izlemesiyle?O yaştaki çocuk gider arkadaşlarıyla oyun oynar,eğlenir.
Lakin işte insanlara iletişimin yoksa veya onlar gibi konuşmuyorsan sen bir hiçsin.
Ara sıra bazı takıntılarım, tiklerim ortaya çıkıyordu.Misal kapıyı kapatıyorum.Kapatma şeklimden rahatsız oluyorum.Tekrardan açıp kapatıyorum.Yine rahatsız olduysam tekrardan ve tekrardan...İçim rahat edene kadar bu böyle sürer.
Annem ve dört kardeş yaşıyorduk evde.Babam eve gelmezdi.Eve gelmez dediğime bakmayın.Daha doğrusu gelemezdi. Sorumlulukları vardı.İşin özüne girersek durum şu:
Ben doğduktan 6 ay sonra dedem vefat etmiş.Babaannem dedem vefat edince depresif davranışlar sergilemiş.Babam Babaannemi yani annesini canından çok sever.Bu durumda Babaannemi yalnız koymamak için bugüne dek hep onun yanında kaldı.
Babamın bir abisi var.Engelli.Çocukken felç geçirmiş.Şuan 57 yaşında.Görseniz onu bir, çocuk gibi bir kalbi ve tatlı bir yüzü var.
Amcamın bakımını eskiden dedem yapardı.Lakin o olmayınca iş babama düştü.
Ben şuan 16 yaşındayım.16 yaşına değin babamı toplasan 2-3 ay ya gördüm ya görmedim.5 yaşına kadar tek ebeveynim annem sanıyordum.
Diğer çocukların babalarıyla olan ilişkilerine imrendim.Onların ailelerine imrendim.Babalarının her zaman yanlarında olmasına imrendim...
Anneme gelecek olursak zamanında Babaannem ile Annem beraber Dedemgilde yaşarmış.
Lakin araları baya kötüymüş.Bu yüzden Babaannem konusu açıldığında annem biraz kızıyor.
Kardeşlerim zaten ayrı dünyalarda takılırdı.Hepsinin Dünya'dan bihaber olduklarına yemin edebilirdim.En büyüğümüz bile çok dengesizdi.
Bir diğer sıkıntım ise çokça düşünmemdi.Küçükken bu durum çekilebilir bir seviyede idi.Lakin şimdi...asla.
Hani anlatmıştım ya bazı harfleri söyleyemiyordum.Annem her birimize ders çalıştırırken en ufak yanlışımızda hakaret eder.Eğer aynı yanlışı tekrar edersek biraz hırpalardı.
Bu işe onca dikkat etmeme rağmen bu azar ve hırpalamadan kaçamıyordum.Ya diğer kardeşlerim?
Onlar daha kötüydü.Onlar benden daha çok çekti.
Anlayacağınız hepimiz ders niyetine sıra dayağına girerdik.Bazı geceler çokça ağlardım.
Okulda her zaman görürdüm.Sınıftan biri eğer yaramazlık veya derslerinde başarısız bir durum sergilerse ailesi gelirdi.Sonunu az çok tahmin ederdim.Bu yüzden derslerime fazlasıyla dikkat ederdim.
Derslere ne kadar çalışırsam çalışayım.Harfleri söyleyemediğim için(Sınıftaki çocuklar tarafından dalga geçilmemek için)derse katılmazdım.O yüzden ders içi katılımım hep düşük gelirdi.Maalesef bu durumda da hakaret ve dayak yerdim.Yukarı tükürsen bıyık,aşağı tükürsen sakal.Bu durumda dalga geçileceğini bile bile derse katılmaya başladım.Her gün ama her gün insanlar tarafından kendilerine göre eğlence aracı olarak benle dalga geçmeleri artık rutin şeyler oldu.Lakin beni yıpratması günden güne artıyordu.Belki dersiniz ''Küçükken olan şeyler.'' ''normal'' diye.Konuşacak herhangi bir arkadaşın yok.Daha doğrusu seninle aynı dili konuşan hiçbir arkadaşın yok.Üstüne üstlük küçükte olasa insanlar seninle dalga geçiyor.O insanlar büyüdü halen dalga geçiyor.Bu mu normal olan şey?
Bu durum iyice içime kapanmama neden oldu.
Bundan bir kaç gün sonra komşumuz beni küçük oğluyla oynamam için eve davet etti.Annem de izin verdi.
Çocuk derslerinin tam bitirmemiş olacaktı ki annesi ile beraber bir süre ders çalıştılar.Bana da yan odada o süre boyunca televizyon izleyeyim diye kumandayı verdiler.
Şuna dikkat ettim.Komşumuz oğluna hiç bir hakaret edici söz veya davranışta bulunmuyor.Hırpalamıyor,dövmüyor.Özgüvenini kırmıyor,dökmüyor.
Demek ki ben bu hırpalamyı ya da hakareti hak etmiyorum.Hak etsem herkes çocuğuna hakaret ederdi.O zaman o çocuğa çok imrendim.
Bir gün hoca 29 Ekim için şiir okutacaktı.Bol ''R'' harfi içeren bir şiir...
Bula bula beni buldu öğretmen.İnadına yapıyordu sanki.
Anneme ''Öğretmene de benden alsın bu şiiri.'' dedim.Umursamadı.
2 hafta önceden verdi şiiri.Çalıştım.Lakin harfi hala çıkaramıyordum.
Gün geldi.Sınıfa rezil olmamış gibi şimdi bütün okula rezil olacaktım.
Duraksamadan okudum.Sonunu bildiğim olay meydana geldi.O an ''Özgüven'' denen duygu ya da his her neyse benden sonsuza dek gitti.Bir daha da geri gelmedi.Bütün yıl okulun maskarası oldum.
İyice kitaplara, iyice haberlere, iyice siyasete gömüldüm.
6.sınıfa kadar sessiz ve otonom bir hayata sahiptim.Bu yıldan itibaren şuana kadar epey ilerleme kaydettim.İnsanlarla konuşmaya ve iletişim kurmaya çalıştım.Lakin hala çok eksiğim var.
Şuan lise 3'e geçtim.Şu takıntılar,harf çıkaramama,çokça düşünme ve ülke meseleleri hakkında olan sorunlarım veya düşüncelerim katlanılamaz hale geldi.
Ülkeyi bırak kendi şahsi sorunlarımı bile çözemiyorum.
Takıntılarım son raddeye geldi,azıttı.Simetri hastalığı artık daha çok ön plana çıkıyor.Bir şeyi defalarca tekrarlıyorum.O işten memnun olana dek bu iş sürüyor.
Harfleri çıkarmaya çalışıyorum.Olmuyor.Harf çıkması için yaptığım hareketler acı veriyor artık.
Kendi sorunlarımı,ailemin,annemin,kardeşlerimin,babamın,ülkenin,dünya'nın sorunları düşünmekten bıktım.Lakin hala düşünüyorum.İstesem de istemesem de düşünüyorum.Sanki her şeyi ben düşünmek zorundaymışım gibi.Aile içi meseleler de sinirlerim iyice yok oldu.Tartışma olmayan bir günü en son ne zaman yaşadım onu bile unuttum.
Şimdi görüyorum.Sosyal medya da orada burada insanlar ülkenin siyasetini,ekonomisini gençler ve çocuklar olarak pür dikkat takip ediyorlar.Onlar bile bu durumdan iyice bezmişken ben artık başka bir haldeyim.
Üstüne üstlük bu pandemi ile olmayan hayatım daha da kötüleşti.
Yakın zamanda okullar açılacak lakin ben bu kafa yapısı ile yarını bile zor görüyorum.
Halim harap anlayacağınız.Ya da ben öyle sanıyorumdur.
Bunu buraya içimde sıkışan bazı şeyleri anlatmak için yazdım.Bazı şeyleri yazmadım.
Bir yere yazayım da içim ferahlasın diye yazdım.''Ergence'' düşünceler diyip geçebilirsiniz belki.
Lakin benim için içimi boşaltma metni burası.
Herkese iyi hayatlar.