Hank J.Wimbleton
80+
- Katılım
- 21 Ağustos 2024
- Mesajlar
- 68
Dahası
Eğer Osmanlı Tarihi Öğrenmek istiyorsan burayı Oku Tabi bilenlerden okuyabilir:
İslam devletlerinde, özellikle Anadolu'da gazâ ideolojisi ve hareketlerinde artış başlaması[78] ve 1261 yılında Anadolu'daki Moğollara karşı başlayan geniş bir Türkmen hareketi, Osmanlı'nın da aralarında bulunduğu birçok Türkmen beyliğinin kurulmasına sebep oldu. Bu tarihten itibaren Anadolu, İran merkezli İlhanlı Devleti'nin egemenliğini kabul etmiş olan Selçuklu sultanlarının hüküm sürdüğü doğu kısmı ve Türkmenlerin hakimiyeti altında olan batı kısmı olarak iki siyasî bölgeye ayrılmıştı.[82] Selçuklu'nun batı sınır bölgesinde kurulan Eşrefoğulları Beyliği, Hamitoğulları Beyliği, Sâhib Ataoğulları Beyliği, Germiyanoğulları Beyliği ve Çobanoğulları Beyliği ile Bizans topraklarını fethederek kurulan Batı uç beylikleri (Menteşe Beyliği, Aydınoğulları, Saruhanoğulları, Karesioğulları ve Osmanoğulları), Türkmen yönetimindeki yarı bağımsız Anadolu'yu temsil ediyorlardı.[82]
Kösedağ Savaşı’ndan sonra Anadolu'da kurulan Türk beylikleri
Moğol İlhanlı yönetiminin merkezi kontrolüne ve mali sistemine karşı olan yarı göçer Türkmen boyları, Moğollar tarafından gelişigüzel bir şekilde Selçuklu tahtına geçirilen sultanlara karşı çıktılar. 1284 yılında Moğolların II. Gıyaseddin Mesud'u (1284-1296) tahta geçirip, onun saltanat rakibini destekleyen Germiyanoğulları'na karşı saldırmaları sonucunda Türkmen boyları hedeflerini Bizans topraklarına yönelttiler.[83] Bunun sonucunda Batı Anadolu, Germiyanoğulları tarafından fethedildi. 1270 ile 1310 yılları arasında bölgede Menteşe, Aydın, Saruhan, Karesi gibi gazî Türkmen beylikleri kuruldu. Bölgede kurulan ilk beylik, 1269 yılında Teke Türkmenleri tarafından desteklenen Menteşeoğulları'dır. Bu beylikler, Osmanlı Beyliği gibi Selçuklu sınırlarının ötesinde Bizans topraklarının fethedilmesiyle ortaya çıkan yeni bir Türkmen beylikleri zincirini meydana getirmekteydi.[83]
Osmanlı Beyliği, Batı Anadolu'da kurulan bu beylikler arasında en kuvvetli ve en zengini konumuna geldi.[dn 4] Daha sonra, ilki 1345'lerde Karesi Beyliği olmak üzere diğer beylikleri işgal etmeye başladı.[83] Osmanlı Beyliği, Osman Gazi'nin yönetimi altında çevreye düzenlenen akınlarını çoğaltarak devam ettirdi ve iç bölgelerden gelen insanların da beyliğe katılmasıyla, Bizanslıların elinde olan kale ve kasabaları alabilecek kadar güçlendi.[84] Osmanlılar, Karacahisar'ı ele geçirmelerinin ardından ilk defa 1299 yılında Söğüt ile birlikte Yarhisar, Yenişehir ve İnegöl'ü topraklarına kattı.[84][85][86] 1299 yılında Karacahisar'ı ele geçiren Osman Gazi, rivayete göre kendi adına hutbe okutarak oraya bir kadı atadı ve kendi töre ile kanununu ilan ederek bağımsızlık iddiasında bulundu.[86] Öz Türk geleneğine göre devletin kuruluşu, her şeyden evvel, egemenliğini Tanrı'dan aldığına inanılan karizmatik bir liderin ortaya çıkışına bağlı olduğu inanışına göre,[86] Osmanlı'nın resmî kuruluşu yaygın olarak 1299 yılı olarak kabul görür.[dn 5]
İlk kumandanlardan Akçakoca Bey ile Konur Alp ve ortada beyliğin kurucusu Osman Gazi
1299 yılına gelindiğinde Anadolu'da hüküm süren Anadolu Selçuklu Devleti yıkılma süreci içindeydi. Bu yıllarda Osman Gazi, yakın arkadaşları ile birlikte Bilecik, Yarhisar ve İnegöl'ü fethetti. 1301'de Yenişehir fethedildi. Başta Âşıkpaşazâde olmak üzere Osmanlı kaynaklarına göre Osman Gazi, 1299 yılında resmen bağımsızlığını ilan etti. Bu tarih, birçok tarihçi tarafından beyliğin kuruluşu olarak nitelendirildi. Bunun yanı sıra tarihçilerin bazıları beyliğin kuruluşunu 1301 kabul eder. Halil İnalcık ise 1299 tarihinin daha sonraları Osmanlılar tarafından uydurulmuş bir tarih olmasının muhtemel olduğunu söyleyerek Bizans kaynaklarından, dönemin tarihçisi Paleologos Hanedanı'ndan Pahimeres'in yazdıklarını kanıt göstererek kuruluşun 1302 yılında yapılan Koyunhisar Muharebesi ile gerçekleştiğini öne sürdü.[87]
1302'de Bizans İmparatorluğu kuvvetleri, Osman Gazi'yi durdurmak için yola çıktı. Osman Gazi, Bizans İmparatorluğu ile yaptığı ilk savaş olarak kabul edilen Koyunhisar Muharebesi'nin kazananı oldu.[88]
1326'da Osman Gazi, Bursa'yı kuşattı. Fakat kendisinin rahatsızlanması üzerine kuşatmaya oğlu Orhan devam etti. Aynı yıl Bursa fethedildi ve başkent yapıldı.[89] Orhan Bey, döneminde kendi adına para bastırarak beyliği devlet hâline getirdi.[90] 1329'da III. Andronikos'un başında bulunduğu Bizans ordusu ile yaptığı Pelekanon Muharebesi'ni kazandı.[91] 1331'de İznik'i, 1337'de İzmit'i topraklarına kattı.[92][93] Ayrıca kendisinin döneminde devletin sınırları, komşu Türk beyliklerinin toprakları yönünde de genişlemeye başladı. 1345'te Karesioğulları Beyliği Osmanlı egemenliği altına girdi. Böylece Osmanlı, hem beyliğin donanmasından yararlandı, hem de Rumeli'ye geçiş için alınması gereken önemli bazı noktalara sahip olmuş oldu.[94] 1352'de, taht kavgaları ile mücadele eden Bizans yöneticilerinden Matheos Kantakuzinos'a isteği üzerine yardım kuvveti gönderen Orhan Bey, yardımın karşılığı olarak Gelibolu Yarımadası'nda bulunan Çimpe Kalesi'nin sahibi oldu.[95] Çimpe Kalesi'nin ele geçirilmesi ile Osmanlı Devleti, ilk Rumeli toprağını kazandı.[96]
I. Murad döneminde Osmanlı Devleti sınırlarını gösteren harita
Orhan Bey'den sonra yerine I. Murad geçti. Murad Hüdavendigâr olarak da bilinen I. Murad, Osmanlı topraklarını Balkanlar yönünde genişletmeyi sürdürdü. İlk olarak Edirne yakınlarında yapılan Sazlıdere Savaşı ile Türk ilerleyişini durdurmak isteyen bir Bizans-Bulgar ordusunu yenilgiye uğrattı ve zaferin ardından Edirne'yi ele geçirdi. Kısa bir süre sonra, Edirne'yi geri almak isteyen Macar, Sırp, Bulgar, Eflâk ve Bosna birleşik ordusu ile Edirne yakınlarında karşılaştı. Yapılan Sırpsındığı Savaşı'nda karşı tarafı yenilgiye uğrattı. Döneminde Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan'ı ele geçirmeyi başardı. Buna ilaveten, Hamitoğulları Beyliği'nden para karşılığı Akşehir, Yalvaç, Beyşehir, Seydişehir, Karaağaç, Eğirdir ve Isparta'yı; Germiyanoğulları Beyliği'nden ise çeyiz yoluyla Kütahya, Simav, Tavşanlı ve Emet'i aldı.[97] Balkan ve Avrupa devletlerinin Osmanlı'nın Avrupa yönündeki ilerlemesini durdurma çabaları I. Kosova Muharebesi ile devam etti. Osmanlı, savaşın kazananı oldu. Fakat I. Murad, savaşın bitmesinin ardından yaralı bir asker tarafından savaş meydanında hançerlendi ve öldürüldü.[98]
Ankara Muharebesi'ni gösteren bir minyatür
I. Murad'ın I. Kosova Savaşı sonrasında ölmesi üzerine Osmanlı tahtına daha sonraları Yıldırım Bayezid ismiyle de anılacak olan I. Bayezid geçti. I. Bayezid, Balkanlar'ın yanı sıra Anadolu'da da siyasi birlik sağlama çabasına girişti. Bu kapsamda Aydınoğulları, Germiyanoğulları, Hamitoğulları, Menteşeoğulları ve Saruhanoğulları beyliklerini topraklarına kattı.[99] 1392'de Candaroğulları topraklarını ele geçirdi.[100] Saltanatı süresince dört kez İstanbul'u abluka altına aldı. Bunlardan üçüncüsünü 1396 yılında yaptı, fakat Haçlı ordusunun Niğbolu'ya kadar gelmesi üzerine ablukayı kaldırdı.[101] Eylül 1396'da yapılan Niğbolu Savaşı'nı kazandı.[102] Savaşın ardından İstanbul'u dördüncü kez abluka altına aldı, fakat bu ablukayı da doğuda beliren Timur tehlikesi sebebiyle kaldırdı.[103] Çin'e sefer düzenlemek isteyen ve batısında güçlü bir devlet barındırmak istemeyen Timur, daha önceleri savaşarak yenilgiye uğrattığı Karakoyunlu ile Celayirîli hükümdarlarının Osmanlı'ya sığınmasını ve istediği şartların kabul edilmemesini ileri sürerek Osmanlı'ya uyarılarda bulundu. I. Bayezid ile aralarında geçen bazı hakaret dolu mektuplaşmaların ardından Timur, Osmanlı'ya savaş ilan etti. İki büyük ordu, Ankara'nın Çubuk Ovası'nda karşılaştı. 1402'de yapılan Ankara Savaşı'nda Yıldırım Bayezid, kendisine bağlı Türk beylerinin Timur'un tarafına geçmesinin de etkisi ile yenilgiye uğradı ve oğullarından Mustafa ve Musa ile birlikte Timur'a esir düştü.[99][104] Yıldırım, 1403'te Akşehir'de öldü.[104] Timur, Yıldırım'ın ölümü üzerine oğlu Musa'yı serbest bıraktı.[104]
I. Mehmed, Fetret Devri'ne son verdi.
Yıldırım Bayezid'in esir düşmesi ve esaret hayatındaki ölümünden sonra, oğulları İsa, Mehmed, Musa ve Süleyman arasında taht kavgaları başladı. Fetret Devri adıyla bilinen dönemin başında Timur, Yıldırım tarafından ele geçirilen Anadolu beylerine eski topraklarında yeniden bağımsız beylikler kurdurdu.[104] Tahtın sahibi olmak için şehzadeler arasında yapılan mücadelelerde ilk olarak Musa, İsa tarafından mücadelenin dışına atıldı ve ilk olarak Germiyanoğulları'na, ardından Karamanoğulları'na sığındı.[104] 1406 yılında İsa, Mehmed'in tarafını tutan askerler tarafından öldürüldü.[104] Böylece mücadele Süleyman ve Mehmed arasında devam etmeye başladı; Süleyman, devletin Rumeli yakasının; Mehmed ise Anadolu yakasının yöneticisi oldu.[104] İki kardeş arasında süren çatışmalar sırasında Musa, yeniden harekete geçti ve 1411'de Süleyman Çelebi'nin bulunduğu Edirne'ye baskın yaptı.[104] Aynı yıl Süleyman öldürüldü. 1411'den sonra çarpışmalar, Mehmed ve Musa arasında sürmeye başladı.[104] İki kardeş arasındaki mücadele, 1413 yılında Mehmed'in Musa'yı öldürtmesi ile sonlandı ve Fetret Devri noktalanmış oldu. Aynı yıl Mehmed, Osmanlı tahtına oturdu.
I. Mehmed, saltanatı sırasında Ankara Savaşı sonrası Anadolu'da yitirilen toprakların birçoğunu yeniden ele geçirdi.[104] Döneminde Venedikliler ile yapılan ilk deniz savaşı başarısızlıkla sonuçlandı.[105] Şeyh Bedrettin, Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal isyanlarını bastırdı. Saltanatın sonlarında, Timur tarafından esir edilen ve kardeşi Mustafa olduğunu iddia eden bir kişinin kendisini Osmanlı padişahı ilan etmesi üzerine, bu sorun ile uğraştı ve Mustafa'nın üzerine yürüdü. Mustafa, yenilmesinin üzerine Bizans'a sığındı.[106] I. Mehmed, 1421 yılına gelindiğinde öldü.[104] I. Mehmed, Fetret Devri'ni sonlandırdığı için bazı tarihçiler tarafından "Osmanlı'nın ikinci kurucusu" olarak kabul edilir.
Varna Muharebesi (1444)
I. Mehmed'in ölümü üzerine tahta II. Murad çıktı. I. Mehmed'in ölümü üzerine Bizans tarafından serbest bırakılan Mustafa, II. Murad'ın saltanatının başında Düzmece Mustafa İsyanı olarak bilinen isyanı çıkardı. Mustafa, 1422'de yakalandı ve idam edilerek isyan sonlandırıldı.[107] II. Murad, aynı yıl İstanbul'u kuşattı fakat başarılı olamadı.[108] İki taraf da teknolojik bakımdan tamamen birbirine eşitti ve Türkler "bombardıman taşlarını almak için" barikat kurmak zorunda kalmışlardı.[108] Yine aynı yıl, kardeşi Küçük Mustafa da tahta geçmek için isyan etti. İsyan, birkaç ay içinde bastırıldı.[109] Döneminde, Aydınoğulları, Germiyanoğulları, Menteşeoğulları ve Tekeoğulları tamamen Osmanlı egemenliği altına girdi.[110] 1444'te Macarlar ile Edirne-Segedin Antlaşması'nı imzaladı. Antlaşmaya göre, tarafların 10 yıl boyunca savaşmamaları kararlaştırıldı.[111] Barışın hemen ardından, yaşadığı buhranlar ve sıkıntılar yüzünden Manisa'ya çekildi ve yerini, kendi isteği ile 12 yaşındaki oğlu II. Mehmed'e bıraktı.[112] Osmanlı tahtına henüz 12 yaşındaki bir şehzadenin geçmesini fırsat olarak değerlendiren Haçlı birliği, Edirne-Segedin Antlaşması'nı yok sayarak Osmanlı'ya savaş açtı. Kasım 1444'te gerçekleştirilen Varna Muharebesi için II. Murad tekrar ordunun başına geçti ve bu muharebeyi kazandı.[112] Ancak, savaşın hemen ardından tekrar tahta geçmedi; ikinci kez tahta geçmesi 1446 yılında gerçekleşti. 1448'de Osmanlı'nın Balkan hâkimiyetine son vermek amacıyla kendisine saldıran Eflak ve Macaristan orduları ile II. Kosova Muharebesi'ni yaptı ve muharebenin kazananı oldu.[113] 1451 yılına gelindiğinde öldü.[114] Ölümünün üzerine tahta tekrar oğlu II. Mehmed geçti.
2.bölümü sonra Atıcam
Kaynak:Wikipedia
İslam devletlerinde, özellikle Anadolu'da gazâ ideolojisi ve hareketlerinde artış başlaması[78] ve 1261 yılında Anadolu'daki Moğollara karşı başlayan geniş bir Türkmen hareketi, Osmanlı'nın da aralarında bulunduğu birçok Türkmen beyliğinin kurulmasına sebep oldu. Bu tarihten itibaren Anadolu, İran merkezli İlhanlı Devleti'nin egemenliğini kabul etmiş olan Selçuklu sultanlarının hüküm sürdüğü doğu kısmı ve Türkmenlerin hakimiyeti altında olan batı kısmı olarak iki siyasî bölgeye ayrılmıştı.[82] Selçuklu'nun batı sınır bölgesinde kurulan Eşrefoğulları Beyliği, Hamitoğulları Beyliği, Sâhib Ataoğulları Beyliği, Germiyanoğulları Beyliği ve Çobanoğulları Beyliği ile Bizans topraklarını fethederek kurulan Batı uç beylikleri (Menteşe Beyliği, Aydınoğulları, Saruhanoğulları, Karesioğulları ve Osmanoğulları), Türkmen yönetimindeki yarı bağımsız Anadolu'yu temsil ediyorlardı.[82]
Kösedağ Savaşı’ndan sonra Anadolu'da kurulan Türk beylikleri
Moğol İlhanlı yönetiminin merkezi kontrolüne ve mali sistemine karşı olan yarı göçer Türkmen boyları, Moğollar tarafından gelişigüzel bir şekilde Selçuklu tahtına geçirilen sultanlara karşı çıktılar. 1284 yılında Moğolların II. Gıyaseddin Mesud'u (1284-1296) tahta geçirip, onun saltanat rakibini destekleyen Germiyanoğulları'na karşı saldırmaları sonucunda Türkmen boyları hedeflerini Bizans topraklarına yönelttiler.[83] Bunun sonucunda Batı Anadolu, Germiyanoğulları tarafından fethedildi. 1270 ile 1310 yılları arasında bölgede Menteşe, Aydın, Saruhan, Karesi gibi gazî Türkmen beylikleri kuruldu. Bölgede kurulan ilk beylik, 1269 yılında Teke Türkmenleri tarafından desteklenen Menteşeoğulları'dır. Bu beylikler, Osmanlı Beyliği gibi Selçuklu sınırlarının ötesinde Bizans topraklarının fethedilmesiyle ortaya çıkan yeni bir Türkmen beylikleri zincirini meydana getirmekteydi.[83]
Osmanlı Beyliği, Batı Anadolu'da kurulan bu beylikler arasında en kuvvetli ve en zengini konumuna geldi.[dn 4] Daha sonra, ilki 1345'lerde Karesi Beyliği olmak üzere diğer beylikleri işgal etmeye başladı.[83] Osmanlı Beyliği, Osman Gazi'nin yönetimi altında çevreye düzenlenen akınlarını çoğaltarak devam ettirdi ve iç bölgelerden gelen insanların da beyliğe katılmasıyla, Bizanslıların elinde olan kale ve kasabaları alabilecek kadar güçlendi.[84] Osmanlılar, Karacahisar'ı ele geçirmelerinin ardından ilk defa 1299 yılında Söğüt ile birlikte Yarhisar, Yenişehir ve İnegöl'ü topraklarına kattı.[84][85][86] 1299 yılında Karacahisar'ı ele geçiren Osman Gazi, rivayete göre kendi adına hutbe okutarak oraya bir kadı atadı ve kendi töre ile kanununu ilan ederek bağımsızlık iddiasında bulundu.[86] Öz Türk geleneğine göre devletin kuruluşu, her şeyden evvel, egemenliğini Tanrı'dan aldığına inanılan karizmatik bir liderin ortaya çıkışına bağlı olduğu inanışına göre,[86] Osmanlı'nın resmî kuruluşu yaygın olarak 1299 yılı olarak kabul görür.[dn 5]
İlk kumandanlardan Akçakoca Bey ile Konur Alp ve ortada beyliğin kurucusu Osman Gazi
1299 yılına gelindiğinde Anadolu'da hüküm süren Anadolu Selçuklu Devleti yıkılma süreci içindeydi. Bu yıllarda Osman Gazi, yakın arkadaşları ile birlikte Bilecik, Yarhisar ve İnegöl'ü fethetti. 1301'de Yenişehir fethedildi. Başta Âşıkpaşazâde olmak üzere Osmanlı kaynaklarına göre Osman Gazi, 1299 yılında resmen bağımsızlığını ilan etti. Bu tarih, birçok tarihçi tarafından beyliğin kuruluşu olarak nitelendirildi. Bunun yanı sıra tarihçilerin bazıları beyliğin kuruluşunu 1301 kabul eder. Halil İnalcık ise 1299 tarihinin daha sonraları Osmanlılar tarafından uydurulmuş bir tarih olmasının muhtemel olduğunu söyleyerek Bizans kaynaklarından, dönemin tarihçisi Paleologos Hanedanı'ndan Pahimeres'in yazdıklarını kanıt göstererek kuruluşun 1302 yılında yapılan Koyunhisar Muharebesi ile gerçekleştiğini öne sürdü.[87]
1302'de Bizans İmparatorluğu kuvvetleri, Osman Gazi'yi durdurmak için yola çıktı. Osman Gazi, Bizans İmparatorluğu ile yaptığı ilk savaş olarak kabul edilen Koyunhisar Muharebesi'nin kazananı oldu.[88]
1326'da Osman Gazi, Bursa'yı kuşattı. Fakat kendisinin rahatsızlanması üzerine kuşatmaya oğlu Orhan devam etti. Aynı yıl Bursa fethedildi ve başkent yapıldı.[89] Orhan Bey, döneminde kendi adına para bastırarak beyliği devlet hâline getirdi.[90] 1329'da III. Andronikos'un başında bulunduğu Bizans ordusu ile yaptığı Pelekanon Muharebesi'ni kazandı.[91] 1331'de İznik'i, 1337'de İzmit'i topraklarına kattı.[92][93] Ayrıca kendisinin döneminde devletin sınırları, komşu Türk beyliklerinin toprakları yönünde de genişlemeye başladı. 1345'te Karesioğulları Beyliği Osmanlı egemenliği altına girdi. Böylece Osmanlı, hem beyliğin donanmasından yararlandı, hem de Rumeli'ye geçiş için alınması gereken önemli bazı noktalara sahip olmuş oldu.[94] 1352'de, taht kavgaları ile mücadele eden Bizans yöneticilerinden Matheos Kantakuzinos'a isteği üzerine yardım kuvveti gönderen Orhan Bey, yardımın karşılığı olarak Gelibolu Yarımadası'nda bulunan Çimpe Kalesi'nin sahibi oldu.[95] Çimpe Kalesi'nin ele geçirilmesi ile Osmanlı Devleti, ilk Rumeli toprağını kazandı.[96]
I. Murad döneminde Osmanlı Devleti sınırlarını gösteren harita
Orhan Bey'den sonra yerine I. Murad geçti. Murad Hüdavendigâr olarak da bilinen I. Murad, Osmanlı topraklarını Balkanlar yönünde genişletmeyi sürdürdü. İlk olarak Edirne yakınlarında yapılan Sazlıdere Savaşı ile Türk ilerleyişini durdurmak isteyen bir Bizans-Bulgar ordusunu yenilgiye uğrattı ve zaferin ardından Edirne'yi ele geçirdi. Kısa bir süre sonra, Edirne'yi geri almak isteyen Macar, Sırp, Bulgar, Eflâk ve Bosna birleşik ordusu ile Edirne yakınlarında karşılaştı. Yapılan Sırpsındığı Savaşı'nda karşı tarafı yenilgiye uğrattı. Döneminde Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan'ı ele geçirmeyi başardı. Buna ilaveten, Hamitoğulları Beyliği'nden para karşılığı Akşehir, Yalvaç, Beyşehir, Seydişehir, Karaağaç, Eğirdir ve Isparta'yı; Germiyanoğulları Beyliği'nden ise çeyiz yoluyla Kütahya, Simav, Tavşanlı ve Emet'i aldı.[97] Balkan ve Avrupa devletlerinin Osmanlı'nın Avrupa yönündeki ilerlemesini durdurma çabaları I. Kosova Muharebesi ile devam etti. Osmanlı, savaşın kazananı oldu. Fakat I. Murad, savaşın bitmesinin ardından yaralı bir asker tarafından savaş meydanında hançerlendi ve öldürüldü.[98]
Ankara Muharebesi'ni gösteren bir minyatür
I. Murad'ın I. Kosova Savaşı sonrasında ölmesi üzerine Osmanlı tahtına daha sonraları Yıldırım Bayezid ismiyle de anılacak olan I. Bayezid geçti. I. Bayezid, Balkanlar'ın yanı sıra Anadolu'da da siyasi birlik sağlama çabasına girişti. Bu kapsamda Aydınoğulları, Germiyanoğulları, Hamitoğulları, Menteşeoğulları ve Saruhanoğulları beyliklerini topraklarına kattı.[99] 1392'de Candaroğulları topraklarını ele geçirdi.[100] Saltanatı süresince dört kez İstanbul'u abluka altına aldı. Bunlardan üçüncüsünü 1396 yılında yaptı, fakat Haçlı ordusunun Niğbolu'ya kadar gelmesi üzerine ablukayı kaldırdı.[101] Eylül 1396'da yapılan Niğbolu Savaşı'nı kazandı.[102] Savaşın ardından İstanbul'u dördüncü kez abluka altına aldı, fakat bu ablukayı da doğuda beliren Timur tehlikesi sebebiyle kaldırdı.[103] Çin'e sefer düzenlemek isteyen ve batısında güçlü bir devlet barındırmak istemeyen Timur, daha önceleri savaşarak yenilgiye uğrattığı Karakoyunlu ile Celayirîli hükümdarlarının Osmanlı'ya sığınmasını ve istediği şartların kabul edilmemesini ileri sürerek Osmanlı'ya uyarılarda bulundu. I. Bayezid ile aralarında geçen bazı hakaret dolu mektuplaşmaların ardından Timur, Osmanlı'ya savaş ilan etti. İki büyük ordu, Ankara'nın Çubuk Ovası'nda karşılaştı. 1402'de yapılan Ankara Savaşı'nda Yıldırım Bayezid, kendisine bağlı Türk beylerinin Timur'un tarafına geçmesinin de etkisi ile yenilgiye uğradı ve oğullarından Mustafa ve Musa ile birlikte Timur'a esir düştü.[99][104] Yıldırım, 1403'te Akşehir'de öldü.[104] Timur, Yıldırım'ın ölümü üzerine oğlu Musa'yı serbest bıraktı.[104]
I. Mehmed, Fetret Devri'ne son verdi.
Yıldırım Bayezid'in esir düşmesi ve esaret hayatındaki ölümünden sonra, oğulları İsa, Mehmed, Musa ve Süleyman arasında taht kavgaları başladı. Fetret Devri adıyla bilinen dönemin başında Timur, Yıldırım tarafından ele geçirilen Anadolu beylerine eski topraklarında yeniden bağımsız beylikler kurdurdu.[104] Tahtın sahibi olmak için şehzadeler arasında yapılan mücadelelerde ilk olarak Musa, İsa tarafından mücadelenin dışına atıldı ve ilk olarak Germiyanoğulları'na, ardından Karamanoğulları'na sığındı.[104] 1406 yılında İsa, Mehmed'in tarafını tutan askerler tarafından öldürüldü.[104] Böylece mücadele Süleyman ve Mehmed arasında devam etmeye başladı; Süleyman, devletin Rumeli yakasının; Mehmed ise Anadolu yakasının yöneticisi oldu.[104] İki kardeş arasında süren çatışmalar sırasında Musa, yeniden harekete geçti ve 1411'de Süleyman Çelebi'nin bulunduğu Edirne'ye baskın yaptı.[104] Aynı yıl Süleyman öldürüldü. 1411'den sonra çarpışmalar, Mehmed ve Musa arasında sürmeye başladı.[104] İki kardeş arasındaki mücadele, 1413 yılında Mehmed'in Musa'yı öldürtmesi ile sonlandı ve Fetret Devri noktalanmış oldu. Aynı yıl Mehmed, Osmanlı tahtına oturdu.
I. Mehmed, saltanatı sırasında Ankara Savaşı sonrası Anadolu'da yitirilen toprakların birçoğunu yeniden ele geçirdi.[104] Döneminde Venedikliler ile yapılan ilk deniz savaşı başarısızlıkla sonuçlandı.[105] Şeyh Bedrettin, Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal isyanlarını bastırdı. Saltanatın sonlarında, Timur tarafından esir edilen ve kardeşi Mustafa olduğunu iddia eden bir kişinin kendisini Osmanlı padişahı ilan etmesi üzerine, bu sorun ile uğraştı ve Mustafa'nın üzerine yürüdü. Mustafa, yenilmesinin üzerine Bizans'a sığındı.[106] I. Mehmed, 1421 yılına gelindiğinde öldü.[104] I. Mehmed, Fetret Devri'ni sonlandırdığı için bazı tarihçiler tarafından "Osmanlı'nın ikinci kurucusu" olarak kabul edilir.
Varna Muharebesi (1444)
I. Mehmed'in ölümü üzerine tahta II. Murad çıktı. I. Mehmed'in ölümü üzerine Bizans tarafından serbest bırakılan Mustafa, II. Murad'ın saltanatının başında Düzmece Mustafa İsyanı olarak bilinen isyanı çıkardı. Mustafa, 1422'de yakalandı ve idam edilerek isyan sonlandırıldı.[107] II. Murad, aynı yıl İstanbul'u kuşattı fakat başarılı olamadı.[108] İki taraf da teknolojik bakımdan tamamen birbirine eşitti ve Türkler "bombardıman taşlarını almak için" barikat kurmak zorunda kalmışlardı.[108] Yine aynı yıl, kardeşi Küçük Mustafa da tahta geçmek için isyan etti. İsyan, birkaç ay içinde bastırıldı.[109] Döneminde, Aydınoğulları, Germiyanoğulları, Menteşeoğulları ve Tekeoğulları tamamen Osmanlı egemenliği altına girdi.[110] 1444'te Macarlar ile Edirne-Segedin Antlaşması'nı imzaladı. Antlaşmaya göre, tarafların 10 yıl boyunca savaşmamaları kararlaştırıldı.[111] Barışın hemen ardından, yaşadığı buhranlar ve sıkıntılar yüzünden Manisa'ya çekildi ve yerini, kendi isteği ile 12 yaşındaki oğlu II. Mehmed'e bıraktı.[112] Osmanlı tahtına henüz 12 yaşındaki bir şehzadenin geçmesini fırsat olarak değerlendiren Haçlı birliği, Edirne-Segedin Antlaşması'nı yok sayarak Osmanlı'ya savaş açtı. Kasım 1444'te gerçekleştirilen Varna Muharebesi için II. Murad tekrar ordunun başına geçti ve bu muharebeyi kazandı.[112] Ancak, savaşın hemen ardından tekrar tahta geçmedi; ikinci kez tahta geçmesi 1446 yılında gerçekleşti. 1448'de Osmanlı'nın Balkan hâkimiyetine son vermek amacıyla kendisine saldıran Eflak ve Macaristan orduları ile II. Kosova Muharebesi'ni yaptı ve muharebenin kazananı oldu.[113] 1451 yılına gelindiğinde öldü.[114] Ölümünün üzerine tahta tekrar oğlu II. Mehmed geçti.
2.bölümü sonra Atıcam
Kaynak:Wikipedia