adidas
80+ Bronze
- Katılım
- 18 Ocak 2021
- Mesajlar
- 577
Dahası
Milli Eğitimimiz 27 Aralık 1947'de imzalanan ve ''Fulbright Antlaşması'' ile ABD'ye teslim edildi.
Bu antlaşmanın 5.Maddesi şu şekildeydi :
"Komisyon, dördü TC vatandaşı ve dördü ABD vatandaşı olmak üzere sekiz üyeden kurulu olacaktır. Bunlara ek olarak Türkiye’deki ABD diplomatik heyetin başı, (Amerikan Büyükelçisi) komisyonun fahri başkanı olacaktır.Komisyonda oyların eşit oluşması durumunda kesin oyu misyon şefi (Amerikan büyük elçisi verecektir.”
Yani Amerika'nın izni olmadan Eğitim Sistemi'nde herhangi bir şeyi değiştiremeyiz.
Mustafa Kemal
“Biz, Birleşik Devletler’in Türkler için baştan sona yeni bir eğitim sistemi tesis etmesini istiyoruz. Dini eğitimden ayrılmış okullar, altı ve on altı yaş arasındaki bütün kız ve erkek çocuklar için zorunlu bir eğitim istiyoruz. 5.000 seçilmiş kız ve erkek çocuğunu Amerikan okulları ve üniversitelerine eğitim için göndermeyi istiyoruz'' J.G.Harbord, "
Mustapha Kemal Pasha and His Party" World's Work, Vol. XL, June 1920, s.11
1940 öncesi eğitim seviyesinde dünyanın ilk 3 ülkesinden biri olmamızda bu antlaşmanın neden yapıldığını daha iyi açıklıyor sanırım.
Konu dışı olucak ama buna paralel bir olay daha var.
Türkiye’nin Şubat 1948'de 705 bin dolar olan döviz varlığı mayıs 1950'de -12 milyon dolara; 1946'da 214 ton olan altın varlığı ise 1949 sonunda 123 tona indiren , ülkenin altın rezervi ve döviz bulunmasına rağmen Amerika'dan borç alarak ekonomiyi Amerika'nın güdümüne sokanda İsmet İnönü'dür.
Paralellik burada işte , eğitim sistemi iyi iken Amerika ile yapılan anlaşma sonunda eğitim sistemi çöktüğü gibi , ülke rezervleri iyi durumda iken Amerika'dan alınan borçlarda ülkeyi yarı-sömürge haline getirmiştir.
Size belgelerle anlatmak isterdim ancak bu belgeler kripto (gizli) ulaşılamazdır.
cfr - tavisctock - bildenberg - gizli toplantılarında ki gibi 2 bölüm vardır.
1- Halka gösterilen masummuş gibi gösterilen( insanların duymak istedikleri şeyler)
2- Çok gizli seküleştirme-bölme ve parçalama planları bunlar kamuya halka basına hiç bir şekilde açıklanamaz.
Bu antlaşmanın 5.Maddesi şu şekildeydi :
"Komisyon, dördü TC vatandaşı ve dördü ABD vatandaşı olmak üzere sekiz üyeden kurulu olacaktır. Bunlara ek olarak Türkiye’deki ABD diplomatik heyetin başı, (Amerikan Büyükelçisi) komisyonun fahri başkanı olacaktır.Komisyonda oyların eşit oluşması durumunda kesin oyu misyon şefi (Amerikan büyük elçisi verecektir.”
Yani Amerika'nın izni olmadan Eğitim Sistemi'nde herhangi bir şeyi değiştiremeyiz.
Mustafa Kemal
“Biz, Birleşik Devletler’in Türkler için baştan sona yeni bir eğitim sistemi tesis etmesini istiyoruz. Dini eğitimden ayrılmış okullar, altı ve on altı yaş arasındaki bütün kız ve erkek çocuklar için zorunlu bir eğitim istiyoruz. 5.000 seçilmiş kız ve erkek çocuğunu Amerikan okulları ve üniversitelerine eğitim için göndermeyi istiyoruz'' J.G.Harbord, "
Mustapha Kemal Pasha and His Party" World's Work, Vol. XL, June 1920, s.11
1940 öncesi eğitim seviyesinde dünyanın ilk 3 ülkesinden biri olmamızda bu antlaşmanın neden yapıldığını daha iyi açıklıyor sanırım.
Konu dışı olucak ama buna paralel bir olay daha var.
Türkiye’nin Şubat 1948'de 705 bin dolar olan döviz varlığı mayıs 1950'de -12 milyon dolara; 1946'da 214 ton olan altın varlığı ise 1949 sonunda 123 tona indiren , ülkenin altın rezervi ve döviz bulunmasına rağmen Amerika'dan borç alarak ekonomiyi Amerika'nın güdümüne sokanda İsmet İnönü'dür.
Paralellik burada işte , eğitim sistemi iyi iken Amerika ile yapılan anlaşma sonunda eğitim sistemi çöktüğü gibi , ülke rezervleri iyi durumda iken Amerika'dan alınan borçlarda ülkeyi yarı-sömürge haline getirmiştir.
Size belgelerle anlatmak isterdim ancak bu belgeler kripto (gizli) ulaşılamazdır.
cfr - tavisctock - bildenberg - gizli toplantılarında ki gibi 2 bölüm vardır.
1- Halka gösterilen masummuş gibi gösterilen( insanların duymak istedikleri şeyler)
2- Çok gizli seküleştirme-bölme ve parçalama planları bunlar kamuya halka basına hiç bir şekilde açıklanamaz.