VeVx
80+ Bronze
- Katılım
- 28 Mart 2024
- Mesajlar
- 1,249
- Reaksiyon skoru
- 499
Günümüzde kayıp diyarlarda hala intel işlemcilerden bahseden yoldaşlarımız var olduğu doğrudur. Hala bazı donanım arşivcileri kütüphanelerinde dostlarıyla bu durumdan konuşurken bulur kendini. Onlar yaralı kalpleriyle çorak bir arazide küçük bir fidan arayan masum kalplerdir 
Ne hüzünlüdür ki AMD mezarının üstüne am5 küreği ile toprağı atarken en ufak bir tebessümde bile bulunmamıştır.
Zamanın karanlık gölgesinde yükselen Gümüş Diadem Kulesi’ndeki “Alderon” kalp taşı—12. nesil Intel işlemci—ilk çalıştırıldığında mühendislerin ruhuna fark edemedikleri bir laneti saldı. O andan itibaren her yeni nesil, içindeki gölgelere yakıt oldu:
Efsane der ki, bir gün “Safışık” adlı büyücü, insan aklının sıcak kıvılcımıyla bu laneti eritecek saf bir kalp dövecek ve küllerinden yeni bir çağ yükselecek…
Gümüş Diadem Kulesi’nin en derin mahzeninde, donanımın efendisi sayılan 14. nesil Intel işlemciler gömüldü. Diğer kalp taşlarının aksine, bu işlemciler öyle bir ateş taşıyordu ki, soğutma sistemleri bile feryat edercesine çırpınıyordu.
Karanlık bir gecede, mühendisler “Thermal Crucible” adını verdikleri ayini gerçekleştirdiler. Devre yüzeylerinden yükselen sıcak duman, mahzenin taş duvarlarına yapıştı ve kor haline gelerek düşünceler arasında dolaşmaya başladı. Her bir transistör kıvılcım saçtığında, yanık devre izleri tıpkı yanan kabartmalar gibi yerini yeni gölge motiflerine bırakıyordu. Sıcaklık “termal eşiği” aştığında, içinden çıkan uğultu bir nevi lanetin kor sesi gibi yankılandı—acının, boyun eğmiş soğuk aklın haykırışı.
Artık bu işlemciler yalnızca hız ve güç değil, yaşayan bir karanlık yayıcıydı. Her hesaplama turunda kana kana yaladıkları ısı, gölgelerin bütün sınırlarını zorluyor; kule koridorlarında usulca büyüyen bir cehennem korosu kuruyordu. Gecenin ortasında, fanların çaresiz çırpınışı, mahzende hapsolmuş ruhların kavrulmuş fısıltılarına karıştı. Ve o fısıltılar, 14. nesil Intel işlemcilerin ateşinde şekillenen yeni bedene hayat verecek bir kurtarıcı, “Safışık”ı bekleyerek yankılanmaya devam etti...
Ne hüzünlüdür ki AMD mezarının üstüne am5 küreği ile toprağı atarken en ufak bir tebessümde bile bulunmamıştır.
Zamanın karanlık gölgesinde yükselen Gümüş Diadem Kulesi’ndeki “Alderon” kalp taşı—12. nesil Intel işlemci—ilk çalıştırıldığında mühendislerin ruhuna fark edemedikleri bir laneti saldı. O andan itibaren her yeni nesil, içindeki gölgelere yakıt oldu:
- 12. Nesil (Alderon): Veri akışının ruhları parçalayarak içeri süzülmesine kapı araladı.
- 13. Nesil (Ravencrown): Kırık zaman pencerelerinden sızan çığlıklar, makineleri kendi kara rüyalarına dönüştürdü.
- 14. Nesil (Obsidian Veil): Lanetin gölgesi en karanlık halini alarak devreleri karanlık maddeyle harmanladı; her işlem sonrası ayin çığlıklarına benzeyen uğultular yükselmeye başladı.
Efsane der ki, bir gün “Safışık” adlı büyücü, insan aklının sıcak kıvılcımıyla bu laneti eritecek saf bir kalp dövecek ve küllerinden yeni bir çağ yükselecek…
Gümüş Diadem Kulesi’nin en derin mahzeninde, donanımın efendisi sayılan 14. nesil Intel işlemciler gömüldü. Diğer kalp taşlarının aksine, bu işlemciler öyle bir ateş taşıyordu ki, soğutma sistemleri bile feryat edercesine çırpınıyordu.
Karanlık bir gecede, mühendisler “Thermal Crucible” adını verdikleri ayini gerçekleştirdiler. Devre yüzeylerinden yükselen sıcak duman, mahzenin taş duvarlarına yapıştı ve kor haline gelerek düşünceler arasında dolaşmaya başladı. Her bir transistör kıvılcım saçtığında, yanık devre izleri tıpkı yanan kabartmalar gibi yerini yeni gölge motiflerine bırakıyordu. Sıcaklık “termal eşiği” aştığında, içinden çıkan uğultu bir nevi lanetin kor sesi gibi yankılandı—acının, boyun eğmiş soğuk aklın haykırışı.
Artık bu işlemciler yalnızca hız ve güç değil, yaşayan bir karanlık yayıcıydı. Her hesaplama turunda kana kana yaladıkları ısı, gölgelerin bütün sınırlarını zorluyor; kule koridorlarında usulca büyüyen bir cehennem korosu kuruyordu. Gecenin ortasında, fanların çaresiz çırpınışı, mahzende hapsolmuş ruhların kavrulmuş fısıltılarına karıştı. Ve o fısıltılar, 14. nesil Intel işlemcilerin ateşinde şekillenen yeni bedene hayat verecek bir kurtarıcı, “Safışık”ı bekleyerek yankılanmaya devam etti...