Kayıp Telefon. Korku Hikayesi

[Omnissiah]

Uzun zaman sonra taksiye bindik. Taksici orta yaşlarında saçı hafif beyazlamış ve asık suratlı biriydi. Bir süre sonra gideceğimiz yere vardık ve gece yorgunluğu ile uyuduk. Sabah kalktığımda telefonumun kayıp olduğunu fark ettim. Her yere bakıyorum yok. Sonra taksiye bindiğimiz zamani hatırladım orada düşürmüş olabilirdim o yüzden arkadaşımın telefonuyla telefonum nerde uygulamasını açıp iki kişi bize gösterdiği adrese gittik amma sanki terkedilmiş zifiri karanlık bir mahalleye girdik ve önümüzde üç katlı oldukça eski beyaz bir apartman vardı. Paslı kapıyı zorlanmadan açıp ikinci kata çıktık. Kapıyı çaldığımizda apartmanın ışığı çalışmıyor du sadece telefonun ışığı vardı sonra kapıyı o dünkü adam açtı ve evindeki tek ışık kaynağı arkasındaki hafif sönük kırmızı bir ışık kaynağı idi. Sonra durumu izah edip telefon bulup bulmadığını sorduk. Adam biraz sessizlikten sonra bizi hatırladığını kayıp eşyaları üst kata koyduğunu ve beklememizi söyledi ve tefon ışığı ile.bir üst kata çıktı. Dakikalar geçmişti ama adamdan ses yoktu. Yardım isteyip istemediğini yüksek sesle aşağıdan bağırarak söyledik ama ses yoktu. Sonudna arkadaşım yukarı çıkmam için beni ikna etti. Bende gerilerek yukarı çıktım. Önümde üç adet kapı vardı birisi tuvalet gibi bir yere açılıyordu zira çok pis kokuyordu nasıl desem hayvan leşi gibi. Diğer iki oda ise hatak odası gibi bir yere açılıyordu zira kapi hafif kırılmıştı ve içeriye telefonun ışığı giriyordu. Cesareti toplayıp önce o odaya girdim kapıyı yavaşça araladım ve tozlu yatak odasına baktım o sırada içime bir ürperti girdi ve çaktırmadan bir kaç metre yanda bulunan tuvalet kapısına göz attım. Kapı aralanmis ve o adam elinde tuttuğu bir şey ile pusuya yatmıştı o an dehşete düştüm, kapıyı araladigi için o pis koku iyice burnuma girmişti bende çaktırmadan yavaşça uzaklaştım ve neede bu adam diye söylenerek görmemiş gibi yaparak merdivenlerden hızlı adımlarla indim. Hemen arkadaşıma seslenerek koş koş! Diye bağırdım o an ışığımiz söndü ve kör kütük dehşete düşerek hemen kendimizi arabaya atıp anında anahtarı çıkararak tam gaz oradan uzaklaştık. Arkamıza baktığımızda bir siluetin apartmanın camından bize baktığını fark ettik ama uzaklaşıp oradan gittik. Ertesi gün polis çağırarak o yere tekrar gittik bölgede kimse yoktu, apartman bomboştu ama o lanet koku halen duruyordu. Polislerle bir üst kata çıktık ve o pis kokulu tuvaleti açtık. O görüntüler halen aklımızdan çıkmıyor. Tuvalet kurumuş kan doluydu, her yerde çürümüş kurtlu hayvan leşleri kemikler, çürümüş sebzeler, dışkı ve lavabonun üzerinde benim telefonum vardı. Polisler yaptığı incelemede bina sahibini aradı ama kimsenin orada yaşamadığını ve oraların yıkılacağı için boşaltıldıgini söyledi.

 

[Koyun Shaun]

hangi şehir merak ettim

 

[SamiPRE]

Uzun zaman sonra taksiye bindik. Taksici orta yaşlarında saçı hafif beyazlamış ve asık suratlı biriydi. Bir süre sonra gideceğimiz yere vardık ve gece yorgunluğu ile uyuduk. Sabah kalktığımda telefonumun kayıp olduğunu fark ettim. Her yere bakıyorum yok. Sonra taksiye bindiğimiz zamani hatırladım orada düşürmüş olabilirdim o yüzden arkadaşımın telefonuyla telefonum nerde uygulamasını açıp iki kişi bize gösterdiği adrese gittik amma sanki terkedilmiş zifiri karanlık bir mahalleye girdik ve önümüzde üç katlı oldukça eski beyaz bir apartman vardı. Paslı kapıyı zorlanmadan açıp ikinci kata çıktık. Kapıyı çaldığımizda apartmanın ışığı çalışmıyor du sadece telefonun ışığı vardı sonra kapıyı o dünkü adam açtı ve evindeki tek ışık kaynağı arkasındaki hafif sönük kırmızı bir ışık kaynağı idi. Sonra durumu izah edip telefon bulup bulmadığını sorduk. Adam biraz sessizlikten sonra bizi hatırladığını kayıp eşyaları üst kata koyduğunu ve beklememizi söyledi ve tefon ışığı ile.bir üst kata çıktı. Dakikalar geçmişti ama adamdan ses yoktu. Yardım isteyip istemediğini yüksek sesle aşağıdan bağırarak söyledik ama ses yoktu. Sonudna arkadaşım yukarı çıkmam için beni ikna etti. Bende gerilerek yukarı çıktım. Önümde üç adet kapı vardı birisi tuvalet gibi bir yere açılıyordu zira çok pis kokuyordu nasıl desem hayvan leşi gibi. Diğer iki oda ise hatak odası gibi bir yere açılıyordu zira kapi hafif kırılmıştı ve içeriye telefonun ışığı giriyordu. Cesareti toplayıp önce o odaya girdim kapıyı yavaşça araladım ve tozlu yatak odasına baktım o sırada icime bir ürperti girdi ve çaktırmadan bir kaç metre yanda bulunan tuvalet kapısına göz attım. Kapı aralanmis ve o adam elinde tuttuğu bir şey ile pusuya yatmıştı o an dehşete düştüm, kapıyı araladigi için o pis koku iyice burnuma girmişti bende çaktırmadan yavaşça uzaklaştım ve neede bu adam diye söylenerej görmemiş gibi yaparak merdivenlerden hızlı adımlarla indim. Hemen arkadaşıma seslenerek koş koş! Diye bağırdım o an ışığımiz söndü ve kör kütük dehşete düşerek hemen kendimizi arabaya atıp anında anahtarı çıkararak tam gaz oradan uzaklaştık. Arkamıza baktığımızda bir siluetin apartmanın camından bize baktığını fark ettik ama uzaklaşıp oradan gittik. Ertesi gün polis çağırarak o yere tekrar gittik bölgede kimse yoktu, apartman bomboştu ama o lanet koku halen duruyordu. Polislerle bir üst kata çıktık ve o pis kokulu tuvaleti açtık. O görüntüler halen aklımızdan çıkmıyor. Tuvalet kurumuş kan doluydu, her yerde çürümüş kurtlu hayvan leşleri kemikler, çürümüş sebzeler, dışkı ve lavabonun üzerinde benim telefonum vardı. Polisler yaptığı incelemede bina sahibini aradı ama kimsenin orada yaşamadığını ve oraların yıkılacağı için boşaltıldıgini söyledi.

Gerçek mi?

 

[mertoxin]

Bu sıralar yerli korku filmi izleme kardeşim.