Teknolojinin geliştirilmesi ile yayıngınlaşması arasında bir zaman geçer. Bu zaman dilimi içerisinde rakip teknolojiler ve rakip teknoloji firmaları diğerinin yaygınlaşmasını engelleyebilecek adımlar atabilir. Erken dönemde yayıngınlaşma bu yüzden önemlidir. Yayıngınlaşmayı arttıran unsurlardan biri kullanıcı etkileşimidir.
Özgür Yazılım
Özgür yazılım felsefesi, 1960’larda bilgisayar yazılımlarını kullanan kurum ve kuruluşlar, kamu ve üniversitelerden oluşurken takip edilen uygulamaların günümüze uyarlanmış haline öykünmektedir.1960’lı yıllarda (ABD’de) yazılımlar üzerinde hak iddia etmek bir çok nedenle karmaşık ve özenilecek bir konu değildi çünkü yazılımlar bir çok kuruluş tarafından ortak ihtiyaçlar için ve birlikte geliştirilmekteydi.Ortak geliştirilen yazılımlar herkes tarafından kolayca kullanılsın diye kamuya sunulmaktaydı.
Örneğin çeşitli istatistik yazılımları ilgili idareler ve çeşitli üniversiteler tarafından, sıklıkla arge projesi olarak üretilmiştir.
Elbette 1960’larda bilgisayarlar yaygınlaşmamıştı ve kullanıcı sayısı az olduğu için yazılımlardan ticari bir kazanç elde etmek de anlamlı değildi. Ancak 1980’lerin başında bu durum değişti.
Ticari yazılımlar (80'ler) | Özgür Yazılımlar (80'ler) |
Az sayıda başlangıç müşterisinin «benzersiz» ve yerel bir ihtiyacı için hazırlanan yazılımlar. Müşteri ihtiyaçlarının anlaşılması ve pazara giriş öncesi hazırlıklar için kapsamlı ve geri alınamaz finansal yatırım. Ürünün pazarlanması sırasında göreceli olarak düşük çoğaltma maliyeti. Örnek: Muhasebe yazılımı. | Az sayıda başlangıç müşterisi için ancak müşteri ile birlikte hazırlanan yazılımlar. Çoğu kez var olan personele yaptırılan işler nedeni ile «ek maliyet» olarak görülmeyen giderler. Ürün odaklı olmaktan çok süreç odaklı bir üretim biçimi. Örnek: Yazılım geliştirme araçları. |
Dolayısı ile 1980’lerin başında ticari yazılımlar ile daha önceki dönemde üretilen özgür yazılımlar ayrışmaya başladı.
Ticari yazılım üreten şirketler, özgür yazılım üreten camia ile etkileşim içindeydi. Ancak bu etkileşim bir bağımlılık olarak algılandığı için zaman içinde azaltılmasına dönük çalışmalar oldu.
Bunun birinci boyutu insan kaynakları alanındaki gelişmelerdir.
Yetenekli programcıları yetiştiren okullar olmadığı için genelde özgür yazılım üreten ortamlardan devşiriliyordu. Bunun çözümü olarak (1) bilgisayar mühendisliği bölümlerinin ve (2) sertifika programlarının yaygınlaşması teşvik edildi.
Yeterince büyüyen yazılım şirketleri kendi «arge merkezleri» üzerinden üniversitelere bağımlı olmadan araştırma yapabilir hale geldir.
İşgücünün yazılım geliştirmekteki motivasyonunun tamamen dışsal ve geleneksel bir «para karşılığı iş» olması teşvik edildi.
Bizim tartışmamız için önemli olan ikinci boyut ise, bir diğer bağımlılık olan «kod bağımlılıkları» konusuna getirilen çözüm olmuştur.
Ticari yazılım şirketleri, yazılımlarını oluşturan «kodları» ticari sır olarak kabul etmeye başladı ve müşterileri ile paylaşmayı bıraktı.
Buna ek olarak kodlar üzerinde edebi eserlerdekine benzer «fikri mülkiyet hakları»nın tesis edilmesi için yasaların çıkartılması sağlandı.
Ancak bu gelişmelerin tepki çeken ve tartışılan detayları da ortaya çıktı.
Ticari yazılım şirketleri kodları saklamaya başlarken daha önceden üçüncü kişilerden aldıkları kodlara dönük olarak kolaycılığa kaçmıştır.
Şirketler arasında çok sayıda dava olmuştur. Örnek olarak Microsoft 1980’li yılların başında hemen tüm ürünleri için Apple ve Xerox gibi büyük şirketler başta olmak üzere çok sayıda şirketle davalık olmuştur.
Özgür yazılımların içinde bulunan kodlar konusunda ise «muhatap» eksikliği nedeni ile bu kadar çok dava açılmamıştır veya bireylerin girişimleri sonuçsuz kalmıştır.
Geçmişten gelen özgür yazılımların kodlarının organize bir şekilde kullanılması, ancak geçmişte gösterilen karşılıklı saygının ortadan kalkması bu yazılımları geliştiren kişilerin de organize olmalarına neden olmuştur.
ABD’nin önde gelen üniversitelerinden MIT’de çalışan bir araştırmacı olan Richard Stallman, Özgür Yazılım Vakfı’nı, «özgür yazılımların haklarını korumak» amacı ile kurmuştur.
Özgür yazılımların haklarının korunması, aslında «hak» kavramının basit tanımı ile kolayca özetlenir.
Bir kişinin hakları (özgürlüğü), diğerlerinin haklarının (özgürlüğünün) başladığı yerde biter.
Bu prensipler, hukuğun da katkısı ile, aşağıdaki hale gelmiştir.
Bir yazılım, kullanıcılarına aşağıdaki dört özgürlüğü tanırsa «özgür yazılımdır».
Herhangi bir amaç için yazılımı çalıştırma özgürlüğü (0 numaralı özgürlük).
Yazılımın nasıl çalıştığını öğrenmek içine bakmak ve istenise onu değiştirmek özgürlüğü (1 numaralı özgürlük).
Yazılımın ve yazılımı oluşturan kodların istenildiği biçimde dağıtımı özgürlüğü (2 numaralı özgürlük).
Yazılımın değişmiş, gelişmiş halini bağımsız olarak geliştirme veya yazılımı başka bir yazılıma ekleyerek o yazılımı «özgür yazılım» olarak dağıtma özgürlüğü. (3. özgürlük).
Richard Stallman, bu işe gönüllü olarak destek veren avukatlar ile birlikte, «yazılım nasıl geliştirilir» düşüncesinden yola çıkarak, 1980’li yılları birebir yansıtan ve bugün dahi büyük oranda geçerli bir yaklaşım geliştirmiştir.
Üreticisi tarafından «özgür» olarak nitelenen bir yazılım, kamuya ait bir bilgi sayılmalıdır ve bu nedenle tüm insanlığın istediği gibi kullanmasına izin verilmelidir.
Ancak, bu kullanım biçimleri yazılımın «özgür» niteliğini kısıtlamayacak biçimde olmalıdır.
Özgür Yazılım Vakfı, önce ABD’de sonra da dünya çapında «özgür yazılım» olarak geliştirilen yazılımların izinsiz biçimde «özgür olmayan» yazılımlar içine katılmasını engellemek için hukuk mücadelesi başlatmıştır.
Özgür yazılım, bir yazılımı tanımlarken kullanılan bir etikettir ancak bu etiket sadece yazılımın nihai ürün olan halini tanımlamaz.
Özgür yazılım, daha çok o yazılımın nasıl üretildiğini açıklamak için kullanılan bir terimdir.
Birinci, İkinci ve Üçüncü özgürlükleri kullanmak isteyen kişiler kolaylıkla organize olabilir ve özgür yazılımın gelişmesini yönlendirebilir.
Bu kişilerin katkıları genelde gönüllüdür çünkü istedikleri anda katkı vermekten cayabilirler. Ancak gönüllü katkının ücretsiz verileceği diye bir zorunluluk yoktur.
Sıfırıncı özgürlük, bu yazılımlar için çok sayıda kullanıcının hızlıca oluşmasını ve böylece teknoloji gelişiminin S-eğrisinde hızlı ilerleme olmasını sağlar.
Özgür yazılımlar heryerdedir.
Altyapı ve araştırma yazılımları sık bahsedilen bileşenlerdir.
Kara, hava ve deniz ulaşımında kullanılan araç içi bilgisayarların sistem yazılımları.
Enerji üretimi ve dağıtımı, telefon görüşmeleri, TV yayınları ve İnternet’in tüm kritik alt yapısı.
Bankacılık sistemleri ve borsaların kullandığı bazı sistemler.
Üniversitelerin ve araştırma merkezlerinin etkin olduğu, uzay araştırmaları, uydular, gen bilimi, tıbbi bilimler gibi alanlarda geliştirilen yazılımlar.
Bununla birlikte, özgür yazılım en çok kullanılan ve kullanıcıların en sık gördüğü yazılımların da içinde önemli yer kaplar.
Google, Facebook, Twitter, Yahoo, vb sistemler hemen hemen tamamen özgür yazılımlar ile üretilmektedir.
Ofis yazılımları, Internet araçları, çeşitli mühendislik yazılımları özgür yazılımlardan oluşmaktadır.
Linux
Linux, en çok adı geçen özgür yazılımlardan birisidir.Linux, işletim sistemlerinin en kritik bileşeni olan «çekirdek» bileşenine dönük bir özgür yazılım projesidir.
1991 yılında Linus Torvalds adında Finlandiyalı bir öğrenci tarafından başlatılan projede, günümüzde 2 binden fazla yüksek nitelikli programcı çalışmaktadır.
Linux çekirdeği özgür yazılım olduğu için, bu çekirdeği kullanan bir işletim sisteminin üretilmesi kolaylaşmıştır.
Özgür Yazılım Vakfı’nın 1980’lerden bu yana geliştirdiği yazılım geliştirme araçlarının varlığı da eklenince, çok kısa süre içerisinde çok sayıda Linux çekirdeği temelli özgür yazılım işletim sistemi (yada «dağıtım») ortaya çıkmıştır.
Linux çekirdeğini kullanan işletim sistemlerinin bazıları bilgisayar kullanıcılarına yöneliktir ve bu nedenle adları sık duyulur.
Son kullanıcıya dönük Linux işletim sistemleri alanında günümüzde en çok bilinen Linux dağıtımlarının bazıları şunlardır:
Ubuntu (İngiltere / G. Afrika)
Mint (Fransa / İngiltere)
Redhat / Fedora (ABD)
Novell / OpenSUSE (ABD / Almanya)
Debian (ABD)
Pardus (Türkiye)
Son kullanıcının çok farketmediği ama ürünleri içinde Linux çekirdeğini kullanan yerli/yabancı kuruluşlar arasında şu isimler sürekli geçmektedir.
Alcatel
Aselsan
BMW
Checkpoint
Cisco
IBM
Karel
LG
Motorola
NASA
Sony
Toyota
Turkcell
TÜBİTAK
Linux dağıtımları göz önünde bulunduğu için aralarındaki rekabet de ilgi çekicidir.
Ancak unutulmaması gereken şey şudur: «Linux dağıtımları arasındaki rekabet yapıcıdır». Çünkü birer özgür yazılım olan Linux dağıtımları bir diğerindeki üstün özellikleri özgürce kendisine adapte edebilir.
Bu nedenle Linux dağıtımının kendisi, asla satış yolu ile anlamlı ve sürdürülebilir gelir sağlayan bir «ürün» olmamıştır.
Linux dağıtımı üreten ve önemli cirolar yakalayan şirketler vardır (Red Hat cirosu 1 milyar doları geçmiştir), ancak gelirleri Linux’un satılması ile gerçekleşmez.
Bir Linux dağıtımı, aslında bir değer zincirinin parçasıdır.
Her dağıtım, Linux çekirdeği başta olmak üzere başkalarının hazırladığı özgür yazılımları birleştirir.
Zaten dağıtımlar, bu yazılımların dağıtım kanalı oldukları için «dağıtım» olarak adlandırılmıştır.
Dağıtımlar, son kullanıcıdan gelen geri bildirimi doğrudan alan yapılardır.
Bu geri bildirim kısmen kendi yazdıkları dağıtıma özgün yazılımlar için kısmen de diğer dağıtımlar ile paylaştıkları ortak yazılımlar için gelir.
Dağıtımlar, diğer yazılımlar ile ilgili geri bildirimleri ilgili yerlere yönlendirir.
Bir dağıtım için geliştirilen özgün nitelikli ve başarılı bir yazılım, kısa süre içinde diğer dağıtımlar tarafından benimsenir.
Benimseme tasarımın, kullanım biçiminin veya doğrudan kodun alınması şeklinde olabilir.
Böylece adım adım daha iyi bir ortak kümeye ulaşılır.
Linux dağıtımları arasındaki rekabet ve işbirliği kullanıcı toplumuna son derece bağlıdır.
Kullanım deneyimini paylaşan ve önerilerde bulunan bir kullanıcı toplumu, Linux dağıtımının gelişimine olumlu yön verebilir.
Ancak Linux dağıtımını geliştiren ekiplerin de bu istek ve önerilere yanıt verebilecek bilgiye, kaynaklara ve iyi bir yönetime sahip olması gerekir.
Tepkisiz bir kullanıcı toplumu olan bir Linux dağıtımı, normal şartlarda hayatta kalamaz.
Ancak devre dışı kalan Linux dağıtımlarının yazdığı ek kodlar, diğer dağıtımlar tarafından belli oranda devşirilerek kullanılır.
Öte yandan, kullanıcı geri bildirimi de tek başına yeterli değildir.
Yetenekli geliştiricileri devşirebilmek de önemlidir.
Geliştiricilerin «ücretli olsalar dahi, daima gönüllü» olarak çalışmasını sağlamak da önemlidir.
Özgür yazılıma geçmek için tıkla!
Diğer özgür yazılım ortamları:
Linux Mint
Pop_Os!
Manjaro
Garuda
EndevourOS
Son düzenleme: