isikt11
80+ Gold
- Katılım
- 23 Mart 2020
- Mesajlar
- 7,406
- En İyi Cevap
- 11
Tek kelimeyle inanılmaz bir eser, hatta inanılmazın da ötesi. Sadece klasik dönem müziğinin değil bütün müzik tarihinin en önemli kişiliklerinden biri olan Wolfgang Amadeus Mozart’ın ölümsüz eseri Requiem’i sizlerle paylaşmak istedim.
Hayatının son dönemlerinde iyice kilise müziğine yönelen Mozart 1787 yılından 1791 yılına kadar olan süreçte birkaç tane kilise müziği bestelemiş ve 1791 yılının Nisan ayında San Stefan kilisesinin müzik yöneticisinin yanında çalışarak bu konudaki yetkinliğini arttırmıştı. 1791 yılının haziran ayında Hz. İsa’ya adadığı ‘’Ave verum corpus’’ bestesini tamamlayarak başarılı bir esere imza attı. Bu eser, bu tür müzikte Mozart’ın adını duyurmuş ve bu türde bestelemesi için siparişler almasına sebep olmuştu. Bu meşhur eser Requiem de o siparişlerden biriydi. Requiem, Kont Franz von Walsegg tarafından eşinin ölüm yıldönümünde yapılacak olan törende çalınması için sipariş edilmişti.
Mozart bu eseri tamamlayamadan 1791 yılının aralık ayında hala daha tartışmalara sebep olacak bir şekilde hayatını kaybetti. Mozart öldüğünde eserin sadece başı tamamen tamamlanmış, kalan kısım sadece ana iskelet olarak kalmıştı. Mozart’ın ölümünden sonra eşi Constanze eseri tamamlaması için Mozart’ın öğrencilerinden bu işi yapmalarını ister. Bu işi ilk deneyen öğrencisi Joseph Eybler’di. Eybler, eserin orta kısımlarındaki bölümlerin enstrümanlaştırılması işini halledip belirsiz bir sebepten dolayı işi yarıda bıraktı. Eybler yerine geçen Mozart’ın bir diğer öğrencisi Franz Xaver Süssmayr, eseri Eybler’in eklediği şeylerin üstüne kalan kısımları da tamamlayarak eseri bugünkü bilinen hale getiren kişidir.
Eseri sipariş eden Kont F. von Walsegg bu eseri tahminlere göre kendi eseri gibi tanıtacaktı. Çünkü daha önce sipariş ettiği eserleri de kendi eseri gibi lanse ettiği biliniyordu. Buna karşılık olarak Mozart’ın eşi Constanze, eserin kamu yararına düzenlenen bir konserde çalınmasını sağlayarak bu planı bozdu.
Eser ilk olarak 10 Aralık 1791'de Mozart'ın ölümü için bir anma töreninde çalındı. Fakat eser henüz daha hazır olmadığı için sadece tamamlanmış olan ilk 2 parça çalındı. Eserin tamamen tamamlanma tarihi net olarak bilinmese de 1792 yılının mart ayında bitirildiği düşünülüyor. Eser, bütün bir şekilde ilk defa 2 Ocak 1793 tarihinde Viyana'da gerçekleştirildi. 1793 yılının aralık ayının başında Kont Franz von Walsegg'e teslim edilen eser 14 Aralık 1793'te Kont'un eşinin mezarındaki törende icra edildi.
Eserin tarihi bu şekildeydi, şimdi daha önemli bir şeyden, eserin üzerimizde bıraktığı etki ve bize neler hissettirdiğinden, bahsedeceğim. Şahsen Requiem, hayatımda dinlediğim en epik, en dokunaklı ve de en büyüleyici eserlerden biri. Baştan aşağı kutsal bir mükemmellikle kaplıymış gibi bir eser. Yeri geliyor yükseliyor, sertleşiyor ve tüyleri diken diken ediyor. Bazense duruluyor ve inanılmaz bir ruhani deneyim haline geliyor. Bütün bu epikliğin yanında yeri geliyor insanın diline dolanacak güzellikte melodiler esere eşlik ediyor. Daha farklı nasıl anlatsam bilemedim.
Bu eserin içinden parça seçmektense bir bütün olarak ele almayı tercih ederim fakat belli başlı birkaç parçayı sizlere özellikle tavsiye etmeden geçemeyeceğim. Kyrie, Dies Irae, Rex Tremendae ve Confutatis parçalarını şiddetle tavsiye ederim.
Eserin bir sürü farklı orkestra ve kuruluş tarafından kaydedilmiş versiyonu var, hepsi büyük ölçüde aynı olsa da arada ufak nüans farkları olabiliyor. Bu durum orkestra şefinden şefine değişiyor. Benim en beğendiğim performans ise 1987 yılında Wiener Filarmoni Orkestrası ve zamanın efsane orkestra şefi Herbert von Karajan tarafından icra edilen performansı.
Video kalitesi her ne kadar çok kötü olsa da ses bakımından gayet iyi durumda.
Spotify linki:
Bu performans dışında güzel bulduğum diğer performansları da aşağıya bırakıyorum.
Bu da 1987 tarihli Mozart'ın hayatını anlatan Amadeus adlı filmden bir sahne. Eserin içindeki ''Confutatis'' kısmının bestelenme anını konu ediniyor.
Hayatının son dönemlerinde iyice kilise müziğine yönelen Mozart 1787 yılından 1791 yılına kadar olan süreçte birkaç tane kilise müziği bestelemiş ve 1791 yılının Nisan ayında San Stefan kilisesinin müzik yöneticisinin yanında çalışarak bu konudaki yetkinliğini arttırmıştı. 1791 yılının haziran ayında Hz. İsa’ya adadığı ‘’Ave verum corpus’’ bestesini tamamlayarak başarılı bir esere imza attı. Bu eser, bu tür müzikte Mozart’ın adını duyurmuş ve bu türde bestelemesi için siparişler almasına sebep olmuştu. Bu meşhur eser Requiem de o siparişlerden biriydi. Requiem, Kont Franz von Walsegg tarafından eşinin ölüm yıldönümünde yapılacak olan törende çalınması için sipariş edilmişti.
Mozart bu eseri tamamlayamadan 1791 yılının aralık ayında hala daha tartışmalara sebep olacak bir şekilde hayatını kaybetti. Mozart öldüğünde eserin sadece başı tamamen tamamlanmış, kalan kısım sadece ana iskelet olarak kalmıştı. Mozart’ın ölümünden sonra eşi Constanze eseri tamamlaması için Mozart’ın öğrencilerinden bu işi yapmalarını ister. Bu işi ilk deneyen öğrencisi Joseph Eybler’di. Eybler, eserin orta kısımlarındaki bölümlerin enstrümanlaştırılması işini halledip belirsiz bir sebepten dolayı işi yarıda bıraktı. Eybler yerine geçen Mozart’ın bir diğer öğrencisi Franz Xaver Süssmayr, eseri Eybler’in eklediği şeylerin üstüne kalan kısımları da tamamlayarak eseri bugünkü bilinen hale getiren kişidir.
Eseri sipariş eden Kont F. von Walsegg bu eseri tahminlere göre kendi eseri gibi tanıtacaktı. Çünkü daha önce sipariş ettiği eserleri de kendi eseri gibi lanse ettiği biliniyordu. Buna karşılık olarak Mozart’ın eşi Constanze, eserin kamu yararına düzenlenen bir konserde çalınmasını sağlayarak bu planı bozdu.
Eser ilk olarak 10 Aralık 1791'de Mozart'ın ölümü için bir anma töreninde çalındı. Fakat eser henüz daha hazır olmadığı için sadece tamamlanmış olan ilk 2 parça çalındı. Eserin tamamen tamamlanma tarihi net olarak bilinmese de 1792 yılının mart ayında bitirildiği düşünülüyor. Eser, bütün bir şekilde ilk defa 2 Ocak 1793 tarihinde Viyana'da gerçekleştirildi. 1793 yılının aralık ayının başında Kont Franz von Walsegg'e teslim edilen eser 14 Aralık 1793'te Kont'un eşinin mezarındaki törende icra edildi.
Eserin tarihi bu şekildeydi, şimdi daha önemli bir şeyden, eserin üzerimizde bıraktığı etki ve bize neler hissettirdiğinden, bahsedeceğim. Şahsen Requiem, hayatımda dinlediğim en epik, en dokunaklı ve de en büyüleyici eserlerden biri. Baştan aşağı kutsal bir mükemmellikle kaplıymış gibi bir eser. Yeri geliyor yükseliyor, sertleşiyor ve tüyleri diken diken ediyor. Bazense duruluyor ve inanılmaz bir ruhani deneyim haline geliyor. Bütün bu epikliğin yanında yeri geliyor insanın diline dolanacak güzellikte melodiler esere eşlik ediyor. Daha farklı nasıl anlatsam bilemedim.
Bu eserin içinden parça seçmektense bir bütün olarak ele almayı tercih ederim fakat belli başlı birkaç parçayı sizlere özellikle tavsiye etmeden geçemeyeceğim. Kyrie, Dies Irae, Rex Tremendae ve Confutatis parçalarını şiddetle tavsiye ederim.
Eserin bir sürü farklı orkestra ve kuruluş tarafından kaydedilmiş versiyonu var, hepsi büyük ölçüde aynı olsa da arada ufak nüans farkları olabiliyor. Bu durum orkestra şefinden şefine değişiyor. Benim en beğendiğim performans ise 1987 yılında Wiener Filarmoni Orkestrası ve zamanın efsane orkestra şefi Herbert von Karajan tarafından icra edilen performansı.
Video kalitesi her ne kadar çok kötü olsa da ses bakımından gayet iyi durumda.
Spotify linki:
Bu performans dışında güzel bulduğum diğer performansları da aşağıya bırakıyorum.
Bu da 1987 tarihli Mozart'ın hayatını anlatan Amadeus adlı filmden bir sahne. Eserin içindeki ''Confutatis'' kısmının bestelenme anını konu ediniyor.
