Neler Yeni

Death Metal'in Kralı - Chuck Schuldiner

isikt11

80+ Gold
Katılım
23 Mart 2020
Mesajlar
7,406
En İyi Cevap
11
1639423952770.png
1639423965392.png


Bugün Death Metal'in efsanelerinden, metal müziğin Mozart'ı, Nietzsche'si, Chuck Schuldiner'ın ölümünün 20. yıl dönümü.

Asıl adı Charles Michael Schuldiner, Chuck Schuldiner 13 Mayıs 1967'de Long Island, New York'ta Avusturya kökenli Yahudi bir babanın ve sonradan yahudi olmuş Güney Amerikalı bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi Chuck 1 yaşındayken 1968'de Florida'ya taşındı. Schuldiner'in 2 kardeşi vardı ve aralındaki en küçüğüydü, Frank adında bir abisi ve Bethann adında bir ablası vardı.

Abisi Frank 16 yaşında bir araba kazasında hayatını kaybetti. Chuck bu kazadan çok etkilendi. Ailesi psikolojik sorunlarından arınsın, bu olayları unutsun diye Chuck'a ilk gitarını aldı.

Schuldiner bir yıldan kısa bir süre boyunca; "Mary had a Little Lamb" adlı şarkıyı öğrendiği ve hiç sevmediği hatta tamamen bırakmak sitediği klasik gitar derslerini aldı.

Her şey ailesinin ona bir bit pazarından elektro gitar almasıyla değişti. Genç Schuldiner elektro gitara anında kapıldı. Amfi de edindikten sonra çalmayı, yazmayı ve kendi kendine öğrenmeyi hiç bırakmadı. Schuldiner'ın hafta sonlarını garajda ya da odasında gitar çalarak geçirdiği, ancak hafta içleri okul yüzünden yalnızca 3 saat çalmaya izni oluyordu.



Chuck 1983'te, 16 yaşında, adı sonradan Death olacak Mantas adlı grubu kurdu.

Schuldiner'ın etkilendiği ilk müzik grupları Iron Maiden, KISS ve Billy Idol gibi isimlerdi. NWOBHM (New Wave Of British Heavy Metal) türüyle özellikle ilgilenmiş ve bu türün gruplarını sevdiğini çokça kez dile getirmiştir. Fransız metal grubu Sortilège'in favori metal grubu olduğunu da sık sık belirtmiştir.

Slayer, Possessed, Mercyful Fate ve King Diamond da sonraları kendi müziğinde ona esin kaynağı olmuş gruplardır. Kariyerinin ilerleyen yıllarında Watchtower, Coroner ve Queensrÿche gibi progresif metal gruplarından etkilendiğini de söylemiştir.

Empty Words isimli resmi Schulinder sitesinde; Chuck'ın country ve rap haricinde her tür müziği sevdiği, hatta stüdyosunda keyfi olarak Klasik ve Jazz kaydettiği annesi tarafından yazılmıştır. Bunun dışında, annesi ve babası için sadece gitar kullanarak güzel bir enstrümental parça yaptığı ve kaydettiği de belirtiliyor.



1986'nın Ocak ayında Schuldiner geçici olarak Toronto'ya taşındı ve Kanadalı grup Slaughter ile çalışmaya başladı. Daha sonrasında Death grubu için geri döndü.

1987 yılına gelindiğinde Scream Bloody Gore isimli ilk albümlerini çıkarırlar. Albüm içerdiği kanlı bıçaklı ve vahşet temalı sözleriyle dikkatleri üzerine toplar. Chuck kendine özgü bir brutal vokal stili yaratmıştır bu albümde, bu vokal türünü Symbolic albümüne kadar kullanacaktır. Scream Bloody Gore albümünü yayınladıktan sonra grubun bir diğer üyesi Chris gruptan ayrıldı. Bunun üzerine Chuck gruba yeni elemanlar aramaya başladı ve gruba Rick Rozz, Bill Andrews'ı gruba kattı. Ayrıca bu albümde basları kendisi çalacak olan Chuck, Terry Butler tarafından yardım aldı.

1988 yılında çıkarttıkları Leprosy albümü en az Scream Bloody Gore kadar başarılı oldu. Albümde brutal vokaller daha düzenli kullanıldı ve şarkı sözleri Scream Bloody Gore albümündeki kanlı bıçaklı halinden azıcık sıyrıldı ve daha ciddi olayları konu alldı Leprosy albümüyle Death iyice tanınan bir grup haline geldi.

1989 yılında ise Chuck yeni albüm çalışmalarına başladı. 1990 yılında ise Spiritual Healing albümü piyasaya sürüldü. Death grubu bu albümle artık kanlı bıçaklı söz yazmaya tamamen son vermişti. Bu albüm Death'in progresif metal elementleri taşıyan ilk albümü olarak kabul edilir.

İlerleyen zamanda 1991 yılında Chuck grubuna yeni elemanlar katarak albüm çalışmalarına başladı ve aynı yıl Human albümü piyasaya sürdü. Bu albüm Death'in en çok satan albümü olmuştur.

Spiritual Healing albümü ile başlayan progresif elementler Human albümünde iyice belirgenleşti. Death, artık türünde küçük bir değişiklik yaparak Teknik Death Metal'e kaymaya başladı. Büyük takdir alan Human albümü ile Death, yeniden icra ettiğin müzik türünün zirvesine oturdu.

Bunlardan 2 yıl sonra Death grubu yeniden stüdyoya girdi ve 1993 yılında Individual Thought Patterns albümünü piyasaya sürdü. Birçok Death hayranına göre en iyi albümdür. Bana göre de en sağlam Death albümüdür.

Death metal hayranlarına adeta bir enstrüman ziyafeti yaşatan bu albüm metal camiası tarafından çok büyük bir beğeni toplar. Hatta death metalden hoşlanmayan insanlara bile kendini dinletebilen bir albüm olmuştur bu albüm. Death, artık müziğin sınırlarını bu albüm ile iyice zorlamaya başlamıştır. Yaptıkları işler, şarkıları; her biri ayrı ayrı bir sanat eseriydi.

Gene 2 yıl aradan sonra Death yeni albümünü çıkarır Symbolic. Bu albümde artık brutal vokal etkisini iyice kaybetmeye başlamıştır. Symbolic albümü ile müziğin sınırlarını zorlamaya devam eden grup grup artık progresif death metal icra etmeye başlamış oldu. Brutal vokal hayranları bu albüm yeterince brutal içermediği için albümü pek sevememişti ama Chuck attığı adımlardan adı gibi emindi ve kariyerine devam ediyordu.

Symbolic'ten 3 yıl sonra da 1998'de The Sound of Perseverance albümü piyasaya sürüldü. Symbolic albümünde etkisini kaybeden brutal vokal yerini artık scream vokale bıraktı.

Death bu albüm ile müziğin sınırlarının olmadığını tüm metal müzik hayranlarına kanıtlamıştı. Her türlü enstrümanın mükemmel derecede kullandığı albüm çığır açar ve metal müzik dergileri tarafından tam puana layık görüldü.

Ne yazık ki bu albüm Death'in son albümü olacaktı.



1999 yılının Mayıs ayında Schuldiner boynunda bir ağrıdan şikayetçi oldu. Bunun sebebinin sıkışmış bir sinir olduğundan şüphelendi ve çekilen MR sonucunda tahmininde haklı olduğu orataya çıktı. Ne yazık ki buna sebep olan beynindeki bir tümördü. 13 Mayıs 1999'da, 32. yaş gününde, Schuldiner'a kötü bir doğum günü hediyesi olarak beyin dokularında yayılan ve kötü huylu bir kanser türü olan ilerlemiş pontin gliyom teşhisi konuldu. Ardından hemen tedavilere başlandı.

1999'un Kasım ayında Schuldiner'ın ailesi tümörün yok olduğunu ve Chuck'ın iyileşmeye başladığını duyurdu.

2000 yılının Ocak ayında Schuldiner tümörden arta kalanların alınması için ameliyata girdi. Ameliyat başarılı geçti fakat Schuldiner ailesi maddi güçlükler çekmekteydi ve ameliyatı karşılayacak paraları yoktu. Masrafları toplam 70.000$ dolar olan ameliyatı karşılayabilmek için pek çok para toplama etkinliği, müzayede ve yardım konserleri düzenlendi. Metal müzik camiasının Schuldiner'ın hayatının tehlikede olduğunun farkına varmasının ardından para biriktirilmeye başlandı. Bunda Schuldiner ailesinin ve metal müzik camiasının duyarlığının payı çok büyüktür.

Schuldiner müziğe geri döndü fakat ilk teşhisten 2 yıl sonra Mayıs 2001'de kanser geri döndü ve Schuldiner rahatsızlandı.

Bu sefer işler bir önceki gibi olumlu olmadı. Maddi yetersizliklerden ötürü operasyon gerçekleştirilemedi. Ailesi tarafından bir basın duyurusu yapıldı ve yardım edebilecek herkesin destek vermesi istendi.

Anne Jane Schuldiner bu duyuruya ulaşan herkesin sigorta yaptırmasını istedi, çünkü Amerikan sistemine olan güveni sarsılmıştı. Bunun sebebi ise Chuck'ın sigorta yaptırmış olmasına rağmen sigorta şirketinin tümörün sigorta yaptırılmadan önce oluşmuş olmasını bahane ederek ameliyat masraflarını karşılamayı reddetmesiydi.

Bunun üzerine Kid Rock, Korn ve Red Hot Chili Peppers gibi ünlü grupların üyeleri bir araya gelir ve kişisel eşyalarıyla bir müzayede açarlar. Bundan elde ettikleri kazançla da masraflara yardım ederler. Bu esnada Schuldiner kemoterapi ilaçları sebebiyle giderek güçten düşmüştü ve vücudu zayıflamıştı. Schuldiner'ın zayıflayan vücudu Ekim ayı sonunda zatürreeye yakalandı.

Daha dayanamayan Schuldiner 13 Aralık 2001 günü yerel saate göre öğleden sonra 4'te hayata gözlerini yumdu. Cesedi 18 Aralık 2001'de Tampa'da yakıldı. Cenazesine gelen isimler arasında Mike Patton, Dimebag Darrell, Glen Benton, King Diamond, Ville Valo, Trey Azagthoth, Max Cavalera ve o güne kadar Death kadrosunda bulunmuş bütün müzisyenler vardı.

Chuck Schuldiner'ın ölümünden sonra Death grubu bir daha araya gelmemek üzere dağıldı...



Ölümünden sonra Chuck ve grubu Death, death metal'in babası olarak anılmaya başlanmıştır. Fakat Chuck bir röportajında şöyle demişti:

"Bana kalırsa Death Metal'in yaratıcısı olarak anılmamalıyım. Ben sadece bir grubun bir elemanıyım, ve bence Death sadece bir metal grubudur."






Bu konuya Chuck bana göre en iyi sololarından biri olan Trapped In A Corner parçasının solosunu bırakmamazlık yapmak istemiyorum.


Death'in bu konseri çok ikoniktir, kesinlikle izlemenizi öneririm.



Size Death'ten parça önermek isterdim fakat adamların her şarkısı o kadar kaliteli ki hangisini önereceğimi bilmiyorum. Eğer kaliteli bir şeyler duymak istiyorsanız bütün Death diskografisini baştan sonra dinleyin.

 
Son düzenleme:
Katılım
16 Eylül 2020
Mesajlar
467
Gerçekten çok kaliteli bir konu ve sanatçı, grubu da bir o kadar çok beğeniyorum.
🤘Rest in Peace Chuck Schuldiner🤘
 

Arthur♛Morgan

80+ Silver
Katılım
7 Aralık 2020
Mesajlar
3,777
Dahası  
Reaksiyon skoru
2,583
İsim
sefa korkmaz
İlgilendiği Kategoriler
Red Dead Redemption ve Rockstar ile ilgili her şeye ilgim var
Instagram
sfakorkmaz
Alıntıyı görüntüleAlıntıyı görüntüle

Bugün Death Metal'in efsanelerinden, metal müziğin Mozart'ı, Nietzsche'si, Chuck Schuldiner'ın ölümünün 20. yıl dönümü.

Asıl adı Charles Michael Schuldiner, Chuck Schuldiner 13 Mayıs 1967'de Long Island, New York'ta Avusturya kökenli Yahudi bir babanın ve sonradan yahudi olmuş Güney Amerikalı bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi Chuck 1 yaşındayken 1968'de Florida'ya taşındı. Schuldiner'in 2 kardeşi vardı ve aralındaki en küçüğüydü, Frank adında bir abisi ve Bethann adında bir ablası vardı.

Abisi Frank 16 yaşında bir araba kazasında hayatını kaybetti. Chuck bu kazadan çok etkilendi. Ailesi psikolojik sorunlarından arınsın, bu olayları unutsun diye Chuck'a ilk gitarını aldı.

Schuldiner bir yıldan kısa bir süre boyunca; "Mary had a Little Lamb" adlı şarkıyı öğrendiği ve hiç sevmediği hatta tamamen bırakmak sitediği klasik gitar derslerini aldı.

Her şey ailesinin ona bir bit pazarından elektro gitar almasıyla değişti. Genç Schuldiner elektro gitara anında kapıldı. Amfi de edindikten sonra çalmayı, yazmayı ve kendi kendine öğrenmeyi hiç bırakmadı. Schuldiner'ın hafta sonlarını garajda ya da odasında gitar çalarak geçirdiği, ancak hafta içleri okul yüzünden yalnızca 3 saat çalmaya izni oluyordu.



Chuck 1983'te, 16 yaşında, adı sonradan Death olacak Mantas adlı grubu kurdu.

Schuldiner'ın etkilendiği ilk müzik grupları Iron Maiden, KISS ve Billy Idol gibi isimlerdi. NWOBHM (New Wave Of British Heavy Metal) türüyle özellikle ilgilenmiş ve bu türün gruplarını sevdiğini çokça kez dile getirmiştir. Fransız metal grubu Sortilège'in favori metal grubu olduğunu da sık sık belirtmiştir.

Slayer, Possessed, Mercyful Fate ve King Diamond da sonraları kendi müziğinde ona esin kaynağı olmuş gruplardır. Kariyerinin ilerleyen yıllarında Watchtower, Coroner ve Queensrÿche gibi progresif metal gruplarından etkilendiğini de söylemiştir.

Empty Words isimli resmi Schulinder sitesinde; Chuck'ın country ve rap haricinde her tür müziği sevdiği, hatta stüdyosunda keyfi olarak Klasik ve Jazz kaydettiği annesi tarafından yazılmıştır. Bunun dışında, annesi ve babası için sadece gitar kullanarak güzel bir enstrümental parça yaptığı ve kaydettiği de belirtiliyor.



1986'nın Ocak ayında Schuldiner geçici olarak Toronto'ya taşındı ve Kanadalı grup Slaughter ile çalışmaya başladı. Daha sonrasında Death grubu için geri döndü.

1987 yılına gelindiğinde Scream Bloody Gore isimli ilk albümlerini çıkarırlar. Albüm içerdiği kanlı bıçaklı ve vahşet temalı sözleriyle dikkatleri üzerine toplar. Chuck kendine özgü bir brutal vokal stili yaratmıştır bu albümde, bu vokal türünü Symbolic albümüne kadar kullanacaktır. Scream Bloody Gore albümünü yayınladıktan sonra grubun bir diğer üyesi Chris gruptan ayrıldı. Bunun üzerine Chuck gruba yeni elemanlar aramaya başladı ve gruba Rick Rozz, Bill Andrews'ı gruba kattı. Ayrıca bu albümde basları kendisi çalacak olan Chuck, Terry Butler tarafından yardım aldı.

1988 yılında çıkarttıkları Leprosy albümü en az Scream Bloody Gore kadar başarılı oldu. Albümde brutal vokaller daha düzenli kullanıldı ve şarkı sözleri Scream Bloody Gore albümündeki kanlı bıçaklı halinden azıcık sıyrıldı ve daha ciddi olayları konu alldı Leprosy albümüyle Death iyice tanınan bir grup haline geldi.

1989 yılında ise Chuck yeni albüm çalışmalarına başladı. 1990 yılında ise Spiritual Healing albümü piyasaya sürüldü. Death grubu bu albümle artık kanlı bıçaklı söz yazmaya tamamen son vermişti. Bu albüm Death'in progresif metal elementleri taşıyan ilk albümü olarak kabul edilir.

İlerleyen zamanda 1991 yılında Chuck grubuna yeni elemanlar katarak albüm çalışmalarına başladı ve aynı yıl Human albümü piyasaya sürdü. Bu albüm Death'in en çok satan albümü olmuştur.

Spiritual Healing albümü ile başlayan progresif elementler Human albümünde iyice belirgenleşti. Death, artık türünde küçük bir değişiklik yaparak Teknik Death Metal'e kaymaya başladı. Büyük takdir alan Human albümü ile Death, yeniden icra ettiğin müzik türünün zirvesine oturdu.

Bunlardan 2 yıl sonra Death grubu yeniden stüdyoya girdi ve 1993 yılında Individual Thought Patterns albümünü piyasaya sürdü. Birçok Death hayranına göre en iyi albümdür. Bana göre de en sağlam Death albümüdür.

Death metal hayranlarına adeta bir enstrüman ziyafeti yaşatan bu albüm metal camiası tarafından çok büyük bir beğeni toplar. Hatta death metalden hoşlanmayan insanlara bile kendini dinletebilen bir albüm olmuştur bu albüm. Death, artık müziğin sınırlarını bu albüm ile iyice zorlamaya başlamıştır. Yaptıkları işler, şarkıları; her biri ayrı ayrı bir sanat eseriydi.

Gene 2 yıl aradan sonra Death yeni albümünü çıkarır Symbolic. Bu albümde artık brutal vokal etkisini iyice kaybetmeye başlamıştır. Symbolic albümü ile müziğin sınırlarını zorlamaya devam eden grup grup artık progresif death metal icra etmeye başlamış oldu. Brutal vokal hayranları bu albüm yeterince brutal içermediği için albümü pek sevememişti ama Chuck attığı adımlardan adı gibi emindi ve kariyerine devam ediyordu.

Symbolic'ten 3 yıl sonra da 1998'de The Sound of Perseverance albümü piyasaya sürüldü. Symbolic albümünde etkisini kaybeden brutal vokal yerini artık scream vokale bıraktı.

Death bu albüm ile müziğin sınırlarının olmadığını tüm metal müzik hayranlarına kanıtlamıştı. Her türlü enstrümanın mükemmel derecede kullandığı albüm çığır açar ve metal müzik dergileri tarafından tam puana layık görüldü.

Ne yazık ki bu albüm Death'in son albümü olacaktı.



1999 yılının Mayıs ayında Schuldiner boynunda bir ağrıdan şikayetçi oldu. Bunun sebebinin sıkışmış bir sinir olduğundan şüphelendi ve çekilen MR sonucunda tahmininde haklı olduğu orataya çıktı. Ne yazık ki buna sebep olan beynindeki bir tümördü. 13 Mayıs 1999'da, 32. yaş gününde, Schuldiner'a kötü bir doğum günü hediyesi olarak beyin dokularında yayılan ve kötü huylu bir kanser türü olan ilerlemiş pontin gliyom teşhisi konuldu. Ardından hemen tedavilere başlandı.

1999'un Kasım ayında Schuldiner'ın ailesi tümörün yok olduğunu ve Chuck'ın iyileşmeye başladığını duyurdu.

2000 yılının Ocak ayında Schuldiner tümörden arta kalanların alınması için ameliyata girdi. Ameliyat başarılı geçti fakat Schuldiner ailesi maddi güçlükler çekmekteydi ve ameliyatı karşılayacak paraları yoktu. Masrafları toplam 70.000$ dolar olan ameliyatı karşılayabilmek için pek çok para toplama etkinliği, müzayede ve yardım konserleri düzenlendi. Metal müzik camiasının Schuldiner'ın hayatının tehlikede olduğunun farkına varmasının ardından para biriktirilmeye başlandı. Bunda Schuldiner ailesinin ve metal müzik camiasının duyarlığının payı çok büyüktür.

Schuldiner müziğe geri döndü fakat ilk teşhisten 2 yıl sonra Mayıs 2001'de kanser geri döndü ve Schuldiner rahatsızlandı.

Bu sefer işler bir önceki gibi olumlu olmadı. Maddi yetersizliklerden ötürü operasyon gerçekleştirilemedi. Ailesi tarafından bir basın duyurusu yapıldı ve yardım edebilecek herkesin destek vermesi istendi.

Anne Jane Schuldiner bu duyuruya ulaşan herkesin sigorta yaptırmasını istedi, çünkü Amerikan sistemine olan güveni sarsılmıştı. Bunun sebebi ise Chuck'ın sigorta yaptırmış olmasına rağmen sigorta şirketinin tümörün sigorta yaptırılmadan önce oluşmuş olmasını bahane ederek ameliyat masraflarını karşılamayı reddetmesiydi.

Bunun üzerine Kid Rock, Korn ve Red Hot Chili Peppers gibi ünlü grupların üyeleri bir araya gelir ve kişisel eşyalarıyla bir müzayede açarlar. Bundan elde ettikleri kazançla da masraflara yardım ederler. Bu esnada Schuldiner kemoterapi ilaçları sebebiyle giderek güçten düşmüştü ve vücudu zayıflamıştı. Schuldiner'ın zayıflayan vücudu Ekim ayı sonunda zatürreeye yakalandı.

Daha dayanamayan Schuldiner 13 Aralık 2001 günü yerel saate göre öğleden sonra 4'te hayata gözlerini yumdu. Cesedi 18 Aralık 2001'de Tampa'da yakıldı. Cenazesine gelen isimler arasında Mike Patton, Dimebag Darrell, Glen Benton, King Diamond, Ville Valo, Trey Azagthoth, Max Cavalera ve o güne kadar Death kadrosunda bulunmuş bütün müzisyenler vardı.

Chuck Schuldiner'ın ölümünden sonra Death grubu bir daha araya gelmemek üzere dağıldı...



Ölümünden sonra Chuck ve grubu Death, death metal'in babası olarak anılmaya başlanmıştır. Fakat Chuck bir röportajında şöyle demişti:

"Bana kalırsa Death Metal'in yaratıcısı olarak anılmamalıyım. Ben sadece bir grubun bir elemanıyım, ve bence Death sadece bir metal grubudur."






Bu konuya Chuck bana göre en iyi sololarından biri olan Trapped In A Corner parçasının solosunu bırakmamazlık yapmak istemiyorum.


Death'in bu konseri çok ikoniktir, kesinlikle izlemenizi öneririm.



Size Death'ten parça önermek isterdim fakat adamların her şarkısı o kadar kaliteli ki hangisini önereceğimi bilmiyorum. Eğer kaliteli bir şeyler duymak istiyorsanız bütün Death diskografisini baştan sonra dinleyin.

Bende bir öneride bulunmak istiyorum, eğer bilmiyorsanız lütfen "She Past Away" grubuna bir bakın. Mutlaka bakın, Türkiye'de böyle bir grup mu varmış nasıl görmemişim diye kendinize kızacaksınız.
 

keremast

80+ Bronze
Katılım
25 Şubat 2021
Mesajlar
1,328
Dahası  
Reaksiyon skoru
717
Yaş
25
İsim
okr
Alıntıyı görüntüleAlıntıyı görüntüle

Bugün Death Metal'in efsanelerinden, metal müziğin Mozart'ı, Nietzsche'si, Chuck Schuldiner'ın ölümünün 20. yıl dönümü.

Asıl adı Charles Michael Schuldiner, Chuck Schuldiner 13 Mayıs 1967'de Long Island, New York'ta Avusturya kökenli Yahudi bir babanın ve sonradan yahudi olmuş Güney Amerikalı bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi Chuck 1 yaşındayken 1968'de Florida'ya taşındı. Schuldiner'in 2 kardeşi vardı ve aralındaki en küçüğüydü, Frank adında bir abisi ve Bethann adında bir ablası vardı.

Abisi Frank 16 yaşında bir araba kazasında hayatını kaybetti. Chuck bu kazadan çok etkilendi. Ailesi psikolojik sorunlarından arınsın, bu olayları unutsun diye Chuck'a ilk gitarını aldı.

Schuldiner bir yıldan kısa bir süre boyunca; "Mary had a Little Lamb" adlı şarkıyı öğrendiği ve hiç sevmediği hatta tamamen bırakmak sitediği klasik gitar derslerini aldı.

Her şey ailesinin ona bir bit pazarından elektro gitar almasıyla değişti. Genç Schuldiner elektro gitara anında kapıldı. Amfi de edindikten sonra çalmayı, yazmayı ve kendi kendine öğrenmeyi hiç bırakmadı. Schuldiner'ın hafta sonlarını garajda ya da odasında gitar çalarak geçirdiği, ancak hafta içleri okul yüzünden yalnızca 3 saat çalmaya izni oluyordu.



Chuck 1983'te, 16 yaşında, adı sonradan Death olacak Mantas adlı grubu kurdu.

Schuldiner'ın etkilendiği ilk müzik grupları Iron Maiden, KISS ve Billy Idol gibi isimlerdi. NWOBHM (New Wave Of British Heavy Metal) türüyle özellikle ilgilenmiş ve bu türün gruplarını sevdiğini çokça kez dile getirmiştir. Fransız metal grubu Sortilège'in favori metal grubu olduğunu da sık sık belirtmiştir.

Slayer, Possessed, Mercyful Fate ve King Diamond da sonraları kendi müziğinde ona esin kaynağı olmuş gruplardır. Kariyerinin ilerleyen yıllarında Watchtower, Coroner ve Queensrÿche gibi progresif metal gruplarından etkilendiğini de söylemiştir.

Empty Words isimli resmi Schulinder sitesinde; Chuck'ın country ve rap haricinde her tür müziği sevdiği, hatta stüdyosunda keyfi olarak Klasik ve Jazz kaydettiği annesi tarafından yazılmıştır. Bunun dışında, annesi ve babası için sadece gitar kullanarak güzel bir enstrümental parça yaptığı ve kaydettiği de belirtiliyor.



1986'nın Ocak ayında Schuldiner geçici olarak Toronto'ya taşındı ve Kanadalı grup Slaughter ile çalışmaya başladı. Daha sonrasında Death grubu için geri döndü.

1987 yılına gelindiğinde Scream Bloody Gore isimli ilk albümlerini çıkarırlar. Albüm içerdiği kanlı bıçaklı ve vahşet temalı sözleriyle dikkatleri üzerine toplar. Chuck kendine özgü bir brutal vokal stili yaratmıştır bu albümde, bu vokal türünü Symbolic albümüne kadar kullanacaktır. Scream Bloody Gore albümünü yayınladıktan sonra grubun bir diğer üyesi Chris gruptan ayrıldı. Bunun üzerine Chuck gruba yeni elemanlar aramaya başladı ve gruba Rick Rozz, Bill Andrews'ı gruba kattı. Ayrıca bu albümde basları kendisi çalacak olan Chuck, Terry Butler tarafından yardım aldı.

1988 yılında çıkarttıkları Leprosy albümü en az Scream Bloody Gore kadar başarılı oldu. Albümde brutal vokaller daha düzenli kullanıldı ve şarkı sözleri Scream Bloody Gore albümündeki kanlı bıçaklı halinden azıcık sıyrıldı ve daha ciddi olayları konu alldı Leprosy albümüyle Death iyice tanınan bir grup haline geldi.

1989 yılında ise Chuck yeni albüm çalışmalarına başladı. 1990 yılında ise Spiritual Healing albümü piyasaya sürüldü. Death grubu bu albümle artık kanlı bıçaklı söz yazmaya tamamen son vermişti. Bu albüm Death'in progresif metal elementleri taşıyan ilk albümü olarak kabul edilir.

İlerleyen zamanda 1991 yılında Chuck grubuna yeni elemanlar katarak albüm çalışmalarına başladı ve aynı yıl Human albümü piyasaya sürdü. Bu albüm Death'in en çok satan albümü olmuştur.

Spiritual Healing albümü ile başlayan progresif elementler Human albümünde iyice belirgenleşti. Death, artık türünde küçük bir değişiklik yaparak Teknik Death Metal'e kaymaya başladı. Büyük takdir alan Human albümü ile Death, yeniden icra ettiğin müzik türünün zirvesine oturdu.

Bunlardan 2 yıl sonra Death grubu yeniden stüdyoya girdi ve 1993 yılında Individual Thought Patterns albümünü piyasaya sürdü. Birçok Death hayranına göre en iyi albümdür. Bana göre de en sağlam Death albümüdür.

Death metal hayranlarına adeta bir enstrüman ziyafeti yaşatan bu albüm metal camiası tarafından çok büyük bir beğeni toplar. Hatta death metalden hoşlanmayan insanlara bile kendini dinletebilen bir albüm olmuştur bu albüm. Death, artık müziğin sınırlarını bu albüm ile iyice zorlamaya başlamıştır. Yaptıkları işler, şarkıları; her biri ayrı ayrı bir sanat eseriydi.

Gene 2 yıl aradan sonra Death yeni albümünü çıkarır Symbolic. Bu albümde artık brutal vokal etkisini iyice kaybetmeye başlamıştır. Symbolic albümü ile müziğin sınırlarını zorlamaya devam eden grup grup artık progresif death metal icra etmeye başlamış oldu. Brutal vokal hayranları bu albüm yeterince brutal içermediği için albümü pek sevememişti ama Chuck attığı adımlardan adı gibi emindi ve kariyerine devam ediyordu.

Symbolic'ten 3 yıl sonra da 1998'de The Sound of Perseverance albümü piyasaya sürüldü. Symbolic albümünde etkisini kaybeden brutal vokal yerini artık scream vokale bıraktı.

Death bu albüm ile müziğin sınırlarının olmadığını tüm metal müzik hayranlarına kanıtlamıştı. Her türlü enstrümanın mükemmel derecede kullandığı albüm çığır açar ve metal müzik dergileri tarafından tam puana layık görüldü.

Ne yazık ki bu albüm Death'in son albümü olacaktı.



1999 yılının Mayıs ayında Schuldiner boynunda bir ağrıdan şikayetçi oldu. Bunun sebebinin sıkışmış bir sinir olduğundan şüphelendi ve çekilen MR sonucunda tahmininde haklı olduğu orataya çıktı. Ne yazık ki buna sebep olan beynindeki bir tümördü. 13 Mayıs 1999'da, 32. yaş gününde, Schuldiner'a kötü bir doğum günü hediyesi olarak beyin dokularında yayılan ve kötü huylu bir kanser türü olan ilerlemiş pontin gliyom teşhisi konuldu. Ardından hemen tedavilere başlandı.

1999'un Kasım ayında Schuldiner'ın ailesi tümörün yok olduğunu ve Chuck'ın iyileşmeye başladığını duyurdu.

2000 yılının Ocak ayında Schuldiner tümörden arta kalanların alınması için ameliyata girdi. Ameliyat başarılı geçti fakat Schuldiner ailesi maddi güçlükler çekmekteydi ve ameliyatı karşılayacak paraları yoktu. Masrafları toplam 70.000$ dolar olan ameliyatı karşılayabilmek için pek çok para toplama etkinliği, müzayede ve yardım konserleri düzenlendi. Metal müzik camiasının Schuldiner'ın hayatının tehlikede olduğunun farkına varmasının ardından para biriktirilmeye başlandı. Bunda Schuldiner ailesinin ve metal müzik camiasının duyarlığının payı çok büyüktür.

Schuldiner müziğe geri döndü fakat ilk teşhisten 2 yıl sonra Mayıs 2001'de kanser geri döndü ve Schuldiner rahatsızlandı.

Bu sefer işler bir önceki gibi olumlu olmadı. Maddi yetersizliklerden ötürü operasyon gerçekleştirilemedi. Ailesi tarafından bir basın duyurusu yapıldı ve yardım edebilecek herkesin destek vermesi istendi.

Anne Jane Schuldiner bu duyuruya ulaşan herkesin sigorta yaptırmasını istedi, çünkü Amerikan sistemine olan güveni sarsılmıştı. Bunun sebebi ise Chuck'ın sigorta yaptırmış olmasına rağmen sigorta şirketinin tümörün sigorta yaptırılmadan önce oluşmuş olmasını bahane ederek ameliyat masraflarını karşılamayı reddetmesiydi.

Bunun üzerine Kid Rock, Korn ve Red Hot Chili Peppers gibi ünlü grupların üyeleri bir araya gelir ve kişisel eşyalarıyla bir müzayede açarlar. Bundan elde ettikleri kazançla da masraflara yardım ederler. Bu esnada Schuldiner kemoterapi ilaçları sebebiyle giderek güçten düşmüştü ve vücudu zayıflamıştı. Schuldiner'ın zayıflayan vücudu Ekim ayı sonunda zatürreeye yakalandı.

Daha dayanamayan Schuldiner 13 Aralık 2001 günü yerel saate göre öğleden sonra 4'te hayata gözlerini yumdu. Cesedi 18 Aralık 2001'de Tampa'da yakıldı. Cenazesine gelen isimler arasında Mike Patton, Dimebag Darrell, Glen Benton, King Diamond, Ville Valo, Trey Azagthoth, Max Cavalera ve o güne kadar Death kadrosunda bulunmuş bütün müzisyenler vardı.

Chuck Schuldiner'ın ölümünden sonra Death grubu bir daha araya gelmemek üzere dağıldı...



Ölümünden sonra Chuck ve grubu Death, death metal'in babası olarak anılmaya başlanmıştır. Fakat Chuck bir röportajında şöyle demişti:

"Bana kalırsa Death Metal'in yaratıcısı olarak anılmamalıyım. Ben sadece bir grubun bir elemanıyım, ve bence Death sadece bir metal grubudur."






Bu konuya Chuck bana göre en iyi sololarından biri olan Trapped In A Corner parçasının solosunu bırakmamazlık yapmak istemiyorum.


Death'in bu konseri çok ikoniktir, kesinlikle izlemenizi öneririm.



Size Death'ten parça önermek isterdim fakat adamların her şarkısı o kadar kaliteli ki hangisini önereceğimi bilmiyorum. Eğer kaliteli bir şeyler duymak istiyorsanız bütün Death diskografisini baştan sonra dinleyin.

Voice of the Soul'un hissettirdiklerini bana hiç bir grup hissettirmedi. metal dünyasında 1.death 2.metallica derim slipknot gibileri her zaman sonradan gelir. (slipknotda güzel linçlemeyin.)​

 
Yeni mesajlar Yeni Konu Aç      

SON KONULAR

Forum istatistikleri

Konular
894,722
Mesajlar
8,207,196
Üyeler
138,395
Son üye
Rapportakal
Top Bottom