Japon Yarbay Yukichi Tsumura, esir Türk askerlerini Yunanlara teslim etmeyerek Türk-Japon dostluğunun sembolü oldu. Tarihimizdeki unutulmaz kahraman.
Yukichi Tsumura, Japonya’nın Birinci Dünya Savaşı sırasında görev yapan bir yarbayıdır. Tarihsel önemi, savaş sırasında Rusya’da esir düşen Türk askerlerinin güvenliğini sağlaması ve onları Yunan güçlerine teslim etmeyi reddetmesi ile öne çıkar. Tsumura’nın bu kararlı duruşu, Türk-Japon dostluğunun simgesi olarak anılmaktadır.
1914-1918 yılları arasında I. Dünya Savaşı’nda Rusya’ya esir düşen Türk askerleri Sibirya’daki kamplarda tutuluyordu. Yaklaşık 1.000’den fazla asker, zorlu şartlar altında hayatta kalmaya çalışıyordu. Japonya, savaşın bu aşamasında kampların yönetiminde etkin rol üstlendi ve esirlerin güvenliğini sağlamakla sorumlu oldu.
Japon hükümeti, esir Türk askerlerini geri göndermek için “Heimei Maru” adlı gemiyi görevlendirdi. Geminin komutanı olarak atanan Tsumura, esirleri güvenle taşımakla sorumluydu. Yolculuk sırasında gemi, Yunan savaş gemileri tarafından durdurulmak istendi. Ancak Tsumura, “Kimseyi teslim etmeyeceğim” diyerek askerleri korudu. Bu karar, tarih kitaplarına geçecek bir kahramanlık örneği olarak kaydedildi.
Geminin Akdeniz’e açıldığı sırada, Midilli Adası yakınlarında Yunan gemileri tarafından durdurulması büyük bir diplomatik kriz oluşturdu. Tsumura, kararlılığı sayesinde esirleri teslim etmeyerek onları güvenli bir şekilde Türkiye’ye ulaştırmayı başardı. Bu süreçte bazı askerler hastalık nedeniyle geçici olarak başka yerlere götürüldü, ancak nihayetinde 1922’de İstanbul’a ulaştırıldılar.
Tsumura’nın bu kahramanca davranışı, Türk-Japon ilişkilerinin simgelerinden biri hâline geldi. Beykoz’da bir cadde onun adıyla yeniden adlandırıldı ve Japon torunu da Türk yetkililer tarafından dostluğu simgeleyen bir plaket ile onurlandırıldı. Bu olay, iki ülke arasında kurulan köklü ve güçlü dostluğun tarihsel bir göstergesidir.
Yukichi Tsumura, unutulmuş bir kahraman olarak anılsa da, Türkiye ve Japonya’da dostluğun sembolü olarak hatırlanıyor. Onun cesareti ve ilkesel duruşu, tarihimizde örnek alınacak bir kahramanlık hikayesi olarak yaşamaya devam ediyor.