Medeniyet denilen olgu insaların birlikte yaşama mecburiyetleri sonucu ortaya çıkmıştır. İnsanlar tek başlarına bütün ihtiyaçlarını karşılayamazlar ve bu yüzden işbirliği yaparak toplum halinde yaşarlar. Kimse kendi evini tek başına yapamaz, ayakkabısını tek başına yapamaz, ekmeğini tek başına yapamaz vs. vs. vs. ve bu listenin sonu yok gibidir. İnsanlar birbirlerine muhtaç oldukları için meslekler ortaya çıkmıştır, yâni işbölümü yapılmıştır. Sonuç olarak medeniyet, insan toplumlarının en az sorunla yaşaması için bulunan çözümlerin toplamı olarak anlaşılabilir.
İdeal medeniyette tam adalet vardır, suç yoktur ve bu medeniyet seviyesi, medeniyetin geliştirilebileceği son noktadır, zirvedir. Teknolojinin çok ileri bir düzeye geldiği bir dünyada eğer tam adalet yoksa ve suçlar ortadan kalkmamışsa maalesef yine ideal medeniyet yok demektir. Aslında ideal medeniyet bir ütopya sayılabilir ve hedef, olabildiğince oraya benzer bir medenî hayatı gerçekleştirmek olmalıdır. "Bu dünya bize dedelerimizden miras kalmadı, onu biz torunlarımızdan emanet aldık." şeklindeki bir Kızılderili atasözü herkesin bilmesi ve inanması gereken ve ideal medeniyete götüren sözlerden birisidir.