Şeyh Said Hakkında ne düşünüyorsunuz? | Kendi düşüncelerim ve belgelerle

Durum
Bu konu kilitlenmiştir.
Atatürk ne büyük adammış hâlâ yitip bitiremediz ülkeyi Şeyh Said Cumhuriyet karşı ayaklanma yapan Türk düşmanı bir ******** dir onun burada adı bile gecmensi lazım elbet bu günlerde geçer
 
Atatürk ne büyük adammış hâlâ yitip bitiremediz ülkeyi Şeyh Said Cumhuriyet karşı ayaklanma yapan Türk düşmanı bir ******** dir onun burada adı bile gecmensi lazım elbet bu günlerde geçer
kanka ben Şeyh Said'i sevmiyorum nakşibendi herifin teki, bu "bizden değilsen onlardansın" kafa yapısından çıkın CHP'li değilim diyene "He AKP'lisin o zaman" demek gibi bir şey. Ben burada tarih hakkında bilgi edinmek isteyen bir insana "astım gitti" yazdığınız için gıcık oluyorum. Asın gidin artık da şurada adam gibi tarih konuşalım. Yani almanyada hitleri konuşsan daha mantıklı cevaplar alırsın. Yazdığınız yorumların seviyesizliğine bak, saçma sapan insanlara "Şeyh Said sevici" etiketi yapıştırıyorsunuz veya ima ediyorsunuz, " hâlâ yitip bitiremediz ülkeyi" ne demek ben ülkeme ne yapmışım ne ihanet etmişim de bunu yazacak haddi buluyorsun? Sorsan Starbucks'da oturmaktan başka bir işe yaramazsınız, 1 yürüyüş yapıp "ülkeyi kurtardık" triplerine girersiniz. Atatürk hakkında 8. sınıfta öğrendiklerin dışında oturup bir araştırma yaptığını da düşünmüyorum.
 
@TheEvolved,
Evvela şunun farkına varın. Forumun yaş ortalaması düşük, ekserisi pek okuduğunu da anlamaz. Dini ve felsefi konular genelde sorulan soruyu makul bir zeminde cevaplamak üzere ilerlemez. Ad hominem ve grup baskısı yapılır, konuda da öyle olmuş zaten. Konuyu tartışmaya döndüğü için kitliyorum.

Sorunuza gelecek olursak, Şeyh Said'in ana hedefi etnik temelli müstakil bir Kürt devleti değil idi. Mahkeme zabıtlarında da bu şekil iddialara karşı çıkıyor. İsyanına Türk aşiretlerini de davet ediyor zaten. İsyan, İnönü'nün de belirttiği gibi irticai bir isyan. Ana hedef şeriatın geri tatbiğini isteme. İngilizlerin isyanı körüklediğine dair herhangi bir somut delil de yok.

Fakat isyan başarılı olsa idi bir muhtariyet talep edilecekti. Özerk yönetim istenecekti. Sanki böyle bir ayrılma olmayacakmış, ayrı toprak talep edilmeyecekmiş gibi yazmışsınız. Şeyh Said'i olayın siyasi kanadından ve alicengiz oyunlarından pek haberi olmayan, tek derdi şeriat olan bir sofu gibi yansıtmışsınız. Bu konuda biraz hatalısınız. Şunu anlamanız gerek, Şeyh Said için İslami bir yönetim ile Kürtlerin yönetimi arasında keskin bir ayrım yoktu. O, sekülerleşen Türk hükümetinin artık İslami bir otorite olmadığını düşünüyor ve bu boşluğun bölgede doğal olarak dini ve yerel bir otorite ile doldurulması gerektiğine inanıyordu.

Yani onun zihninde dini ve siyasi hedef birbiriyle bütünleşmişti. Şeriatı geri getirmek, zaten o coğrafyada fiili bir Kürt yönetimi anlamına gelecekti. Dolayısıyla mahkemede siyasi amacı reddederken aslında modern ve etnik temelli bir Kürt devleti fikrini reddediyor. Fakat İslami esaslara dayalı bir yerel otorite fikrini dışlamıyordu. Şeyh Said, kendi feodal ve dini dünya görüşü çerçevesinde hem samimi inancıyla hem de kaçınılmaz siyasi sonuçların farkındalığıyla hareket etmiş bir isyan lideriydi.

Varto'da ilk yakalandığında sorgusunda maksadının ne olduğuna dair şöyle bir cümle kuruyor:
  • Ahkâm-ı şer’iyenin bu vaziyette keşmekeş devam eder ve hükümet de bunun önüne geçmek üzere tedabir ittihaz etmezse, kendi aralarında ahkâm-ı diniyeyi layık-ı vechle temin ve tatbik etmek fikriyle muhtariyet talep ve temin eylemek ve hükümet buna da muvafakat etmediği takdirde Diyarbekir’i zabt eder etmez, icap ederse İngiliz Hükümeti’ne müracaat ederek Türk hükümetinin maksatlarına temine davet ve icbar edilmesini talep etmekten ibaret
Şeyh Said, hükümetin şeriat hükümlerini içinde bulunduğu keşmekeşlikten kurtarmadığı takdirde dinî kuralların layıkıyla uygulanmasını sağlamak fikriyle muhtariyet talep etmek amacında olduğunu ve hükümetin bunu kabul etmemesi hâlinde İngilizlere müracaat ederek İngilizlerin vasıtasıyla Türk hükümetini buna zorlamak niyetinde olduğunu söylemiş.

İngilizlerin aleni desteğiyle tertiplenmiş ve müstakil bir Kürt devleti kurma maksadı taşıyan millî bir isyan değildi. Bu konuda haklısınız. Ana hedef, şeriatın tekrardan tatbiğiydi. Hükümetin şeriat muhalifi eylemlerini protesto etmekti. Dinî bir isyandı yani. Fakat bunun doğal bir sonucu olarak, muvaffak olunsa özerklik talebi de ardından gelecekti. Ankara hükümeti bu talebi kabul etmezse İngiltere gibi dış bir devlete başvurup Ankara hükümetini talebi kabul etmeye zorlamaktan da çekinilmiyordu.
 
Durum
Bu konu kilitlenmiştir.
Geri
Top