Kadınlarla ilgili ayet ve hadislerden bir kısmı: Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılmasına bağlı olarak ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar. Sâliha kadınlar Allah’a itaatkârdırlar. Allah’ın korumasına uygun olarak, kimsenin görmediği durumlarda da kendilerini korurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onlardan ayrılın/dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür. (Nisa Suresi :34)[5] tamamknk
Dövmeden önce kadına daha farklı şanslar veriliyor. İsterse ayrılabilir. Ayrıca dövmek canını çok yakmadan uyarıcı şekilde vurmak amaçlıdır. Hz. Muhammed (sav) hadislerinde yüze vurmanın doğru bir şey olmadığı da söylemiştir. Daha açıklayıcı şekilde anlamak için tefsirlerine bakabilirsiniz. Erkeğin kadından üstün olduğunu söylüyorsunuz ancak yine HZ. Muhammed'in söylediğinde "cennet annelerin ayağının altındadır" şeklinde söylemleri bulunmaktadır. Eğer İslam kadına veya erkeğe ayrımcılık tanısa bu tarz söylemler olmaz. Kadın ve erkeğin görevleri, yaratılış amacı farklıdır.
KAVGA çıkarmak için yapıyorsunuz oğlum, pek ilgi alanım değil evrensellik fakat diğer kitaplar İsrailoğullarına geliypr çünkü asi toplumdu 3 Kitap da Peygamberleri öldükten sonra yazıldı zebur aslında Tevratın bölümü, Kur'an Araplara geldi ve prygamber gözetiminde yazıldı
Kadınlarla ilgili ayet ve hadislerden bir kısmı: Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılmasına bağlı olarak ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar. Sâliha kadınlar Allah’a itaatkârdırlar. Allah’ın korumasına uygun olarak, kimsenin görmediği durumlarda da kendilerini korurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onlardan ayrılın/dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür. (Nisa Suresi :34)[5] tamamknk
Gülmekten yarıldım, sizin gibiler ayeti sadece mealine bakar ve yorum yapar anlamına, darabe fiil anlamına bakmaz. açıklama yapmakla uğraşmayacğım çünkü atacağım kaynaklara da laf edeceksiniz.
Kadınlarla ilgili ayet ve hadislerden bir kısmı: Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılmasına bağlı olarak ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar. Sâliha kadınlar Allah’a itaatkârdırlar. Allah’ın korumasına uygun olarak, kimsenin görmediği durumlarda da kendilerini korurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onlardan ayrılın/dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür. (Nisa Suresi :34)[5] tamamknk
Yaratanın gönderdiği tüm kitaplar evrenseldir ama onlar zaman içerisinde insanlar tarafından değişime uğramıştir orijinal şekli ile kalmamiştır o yüzden yeni kitaplar gelmiştir. Kuran dan sonra yeni kitap gelmemesi kuranın değiştirilmemiş olmasıdır ayrıca kıyamet dediğimiz olayında gittikçe yaklaşması olarak görebiliriz. Sabah uyanıp bu konuyu açmak nereden aklına geldi.
Ya yok hocam ateistliği gerçekten inanmayanlar için saygılıyımda çoğu abi bak ben hiç bir tanrıya inanmıyorum çoooook havalıyım triplerine giriyorlar onların ki gericilikten başka bir şey değil
İyi de bu durumda bilgi seviyeleri yine aynı olmazdı yani demek istediğim tevrat nasıl ki ilkokul kitabı gibiyse kuran'ı kerim universite kitabı gibidir eğitim sistemin de her zaman aynı bilgi bulunmaz örnek veriyorum 6 sınıfta karekökleri bilmezken dokuzuncu sınıfta biliyorsun ve buna göre önceki bilgileri yoketmiş sayılıyorsun yani şunu açıklayayım insan beyninde aynı konuda öğrendiğin her bilgi bir önceki bilginin üzerine yazılır ve bu sayede insan artık bir önceki bilgiyi kendi hafızasında yokeder . İşte bu durumda böyle insanlar kuran'ı kerimde bir bilginin yenisini öğrendiği zaman belkide eski bilgiye gerek kalmıyordur çünkü elinde güncel ve en ayrıntılarına kadar işlenen bir kitap var
İyi de bu durumda bilgi seviyeleri yine aynı olmazdı yani demek istediğim tevrat nasıl ki ilkokul kitabı gibiyse kuran'ı kerim universite kitabı gibidir eğitim sistemin de her zaman aynı bilgi bulunmaz örnek veriyorum 6 sınıfta karekökleri bilmezken dokuzuncu sınıfta biliyorsun ve buna göre önceki bilgileri yoketmiş sayılıyorsun yani şunu açıklayayım insan beyninde aynı konuda öğrendiğin her bilgi bir önceki bilginin üzerine yazılır ve bu sayede insan artık bir önceki bilgiyi kendi hafızasında yokeder . İşte bu durumda böyle insanlar kuran'ı kerimde bir bilginin yenisini öğrendiği zaman belkide eski bilgiye gerek kalmıyordur çünkü elinde güncel ve en ayrıntılarına kadar işlenen bir kitap var
Mesaj otomatik birleştirildi:
Bu sana göre bir düşünce başkaları için farklı gelebilir fikrine saygı duymak şart
Bir bilgiyi duyup eskisini yok etmek için eski bilginin yanlış olması gerekir hocam. Allah yanlış şeyler mi göndermiş 3 kitap boyunca demek mi istiyorsunuz?
“Onları çıkarın” ya da “ayrılın” ifadesini, çoğu çevirmenler “dövün” diye çevirmişlerdir. Dilimize “dövün” diye aktardıkları “darabe” sözcüğü, Kuran’da 58 yerde geçer ve bağlamına göre farklı anlamlara gelir.
Seyahat etmek, dışarı çıkarmak: (Bakara Suresi, 273; Ali İmran Suresi, 156; Nisa Suresi, 101)
Vurmak: (Bakara Suresi, 60 ve 73; Araf Suresi, 160; Enfal Suresi, 12; Ta Ha Suresi, 77; Saffat Suresi, 93)
Dövmek: (Enfal Suresi, 50; Muhammed Suresi, 27)
Örnek Vermek: (İbrahim suresi, 24 ve 45; Nahl Suresi, 75, 76 ve 112; Kehf Suresi, 32 ve 45)
gibi birçok anlamların hepsi Kuran’daki “darabe” sözcüğüne yüklenmiştir.
Geçmiş çevirmenlerin tamamına yakınının “o kadınları dövün” diye çevirdikleri ayetteki “darabe” sözcüğünü bazıları yumuşatarak “azıcık dövün” , “acıtmadan dövün” diye çevirmişler, Kuran dışı kaynaklardan gerekçeler sunmuşlardır. Oysa Kuran’ın Arapçasında “acıtmadan dövün” diye bir anlam yoktur. Eğer “darabe” sözcüğü “acıtmadan azıcık dövün” anlamına geliyorsa, aynı “darabe” sözcüğü, aynı kipte, Enfal Suresi 12. Ayette, “Hiç acıtmadan parmaklarını doğrayın” ya da “Hiç acıtmadan boyunlarını vurun” anlamına gelsin. Evet, ayette “o kadınları darb edin” deniliyor. Ancak bu, o kadınları dövün mü, yatırın mı, gönderin mi, ayrılın mı, yollayın mı, doğrayın mı, örtün mü yoksa örnekleyin mi anlamına geliyor?
Arapçada, kitap darb etmek, kitap yayınlamak demektir. Arapçada “Darb-ül evvel” deyimi ilk yaratıklar anlamına gelir. Arapçada iki insanın darblaşması dövüşmeleri anlamına gelmez. Tersine birbirleriyle ortak olup bir işletme kurmaları anlamına gelir. Birinin kendi parasını darb ettiği, diğerinin de yalnızca emeğini darb ettiği ortaklıklara Arapçada darblaşma (Mudaraba) adı verilir. Öyleyse Kuran’ın bu ayetinde geçen “o kadınları darb edin” cümlesi nasıl olurda “dövün” demek olabilir? Arapçada kitap darb etmek, bir kitabı pataklamak, dövmek midir ki bir kadını darb etmek “o kadını dövün” anlamına gelsin? Arapça çadır darb etmek çadır kurmak anlamına gelir yoksa çadırı dövmek değil. (Dilbilimci Cengiz Özakıncı’nın Dünden Bugüne Türklerde, Din ve Dil, adlı yapıtı, konuları bilimsel olarak ele alıyor. Otopsi Yay.)
Ayrıca yine bazı ateistler tarafından sıklıkla dile getirilen konulardan biride, “darabe” fiilinin vurma anlamı dışında kullanılabilmesi için yanına bir harf-i cer alması gerektiği şeklindedir. Oysaki Kuran’da çok sayıda örnek vardır ki, darabe fiili harf-i cer almadan kullanılmıştır ve bu kullanımlar dövme manasına gelmezler. Kuran’da 14:24-45, 16:75-76, 16:112, 15:13, 13:17 ve daha çok sayıda ayette harf-i cer olmadan kullanılan “darabe” kelimesi, ağırlıklı olarak “örnek verme” anlamında kullanılır. Eğer biz 13:17 ayetini de, -bir kesimin iddia ettiği gibi- harf-i cer olmadığı için “dövme” olarak alırsak, ayetin anlamı “Allah hakkı ve batılı böyle döver” şeklinde olacaktır. Sonuç olarak darabe fiili, harf-i cer almadan da dövme anlamı dışında kullanılabilir. 4:34 ayetindeki kullanımı da bu şekildedir. Ayrıca ayette itaat olarak geçen kısım طوع gönülden gelen isteyerek itaat anlamına geliyor. Dayak zoruyla olan itaat gönülden gelen itaat olamaz
İşin en acı ve ilginç yanı da, Kuran ayetini “dövün” diye çevirenler hemen altına not düşerek “Peygamberimiz eşlerinden hiç birini dövmemiştir, ümmetine de dövmemeyi tavsiye ediyor” diye Allah ile Peygamberin arasını ayırmak istemişlerdir. “Allah ile Peygamberlerin arasını ayırmak isteyenlere acıklı bir azap hazırlanmıştır.” (bak. Nisa Suresi, 150-151) Güya Allah kadını “dövün” diyor Peygamberde “dövmeyin” diyor. Hem de böyle söyleyen cahil ya da bağnaz insanlar değil adı sanı belli alimlerimizdir. Bu denli tehlikeli ve çelişkili bir yol izleyen çevirmenlerin durumunu, Allah’a havale etmekten başka yapılacak bir şey yoktur. Allah affetsin. Ayette “kadınları dövün” anlamı değil “kadınları çıkarın” ifadesi vardır.
“Onları çıkarın” ya da “ayrılın” ifadesini, çoğu çevirmenler “dövün” diye çevirmişlerdir. Dilimize “dövün” diye aktardıkları “darabe” sözcüğü, Kuran’da 58 yerde geçer ve bağlamına göre farklı anlamlara gelir.
kurandaceliskiolmaz.net
Arapça kelimelerinin ne kadar çok anlama gelebildiğini unutmayalım.
Bir bilgiyi duyup eskisini yok etmek için eski bilginin yanlış olması gerekir hocam. Allah yanlış şeyler mi göndermiş 3 kitap boyunca demek mi istiyorsunuz?
Demek istediğim şey insanlar ilk zamanlardaki gelişmişlik düzeyleri o kadar güçlü değildi ve bazı şeyleri kavrayamıyorlardı ve bu yüzden melekler ve zebani veya cennet'te bulunan şeyler onlara kavraması zor geliyordu .
Bna göre o kitaplar değiştirilmeden önce cennet ve cehennemin iyi ve kötünün ne olduğunu anlatıyorlardı fakat bu anlatma biçimi biraz daha yüzeysel kalıyordu yani yüzeysel olmak zorundaydı ki indirildiği zamanın insanları bunu kavrayabilsin
Her kitabın işlevini de bu şekilde düşünebilirsin insanlık ilkokuldayken tevrat indi ortaokuldayken zebur indi lisedeyken incil indi ve universitedeyken kur'an inmiş olabilir .
İnsanlık şuan gelişmiş bir varlık olarak biliniyor ve aslında kur'an ile insanlık artık üniversiteden mezun oldu ve bu sayede derin bilgilere sahipler .
Örnek veriyorum ben 24 yaşındayım ama evimde ilkokul yıllarına ait herhangi bir kitabım yok hepsi yok oldu bu da öyle bir şey her mezun olmamızda bir önceki yüzeysel bilgiler siliniyor yerine daha derin bilgiler ediniyoruz .
Demek istediğim şey insanlar ilk zamanlardaki gelişmişlik düzeyleri o kadar güçlü değildi ve bazı şeyleri kavrayamıyorlardı ve bu yüzden melekler ve zebani veya cennet'te bulunan şeyler onlara kavraması zor geliyordu .
Bna göre o kitaplar değiştirilmeden önce cennet ve cehennemin iyi ve kötünün ne olduğunu anlatıyorlardı fakat bu anlatma biçimi biraz daha yüzeysel kalıyordu yani yüzeysel olmak zorundaydı ki indirildiği zamanın insanları bunu kavrayabilsin
Her kitabın işlevini de bu şekilde düşünebilirsin insanlık ilkokuldayken tevrat indi ortaokuldayken zebur indi lisedeyken incil indi ve universitedeyken kur'an inmiş olabilir .
İnsanlık şuan gelişmiş bir varlık olarak biliniyor ve aslında kur'an ile insanlık artık üniversiteden mezun oldu ve bu sayede derin bilgilere sahipler .
Örnek veriyorum ben 24 yaşındayım ama evimde ilkokul yıllarına ait herhangi bir kitabım yok hepsi yok oldu bu da öyle bir şey her mezun olmamızda bir önceki yüzeysel bilgiler siliniyor yerine daha derin bilgiler ediniyoruz .