Furkan Karagülle
80+ Platinum
- Katılım
- 6 Nisan 2020
- Mesajlar
- 17,219
- En İyi Cevap
- 4
Dahası
- Reaksiyon skoru
- 18,090
- Yaş
- 21
- Konum
- Amasya, Türkiye
- İsim
- Furkan Karagülle
- İlgilendiği Kategoriler
- Bilim ve Teknoloji
- _furkan.krgl_
Elbet herkesin unutamadığı bir anısı vardır. Bu anıları kazıdığınız zihninizde bir araştırma yapın ve içlerinden en güzelini burada bizimle paylaşın.
İlk ben başlıyorum.
4. sınıftaydım. Sene sonu gösteri yapmak üzere öğretmenimiz bizden isim alıyordu. Koro çalışması, zeybek, şiir diye okurken aynı zamanda kimin nereye katılmak istediğini de kağıda not alıyordu. Etkinlikleri sayarken TANGO'ya kimler katılmak ister sorusunu sorunca o zamanlar platoniğim olan kız da katılmak istemişti. O katılınca ben de katılmak istedim. Tangonun ne anlama geldiğini bilmiyordum. Aradan yaklaşık bir hafta geçtikten sonra çalışma yapmak için konferans salonuna indik. Orada tangonun dans etmek anlamına geldiği zaman sevinçten ve utançtan yüzümün kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordum. Çalışmaya başladık. En güzel dans edenleri sahnenin en önüne alacaklardı ve daha uzun bir şekilde dans edecektik. Sırf hoşlandığım kızla dans edebilmek için evde duşa girip dans provası yapıyordum. Kimsenin görmemesi gerekiyordu. Neden en iyi dans edenlerden olmak istediğime gelecek olursak hoşlandığım kız ( EZGİ ) gerçekten güzel dans ediyordu. Aradan zaman geçtikten sonra tekrar konferans salonuna indik ve bize kimin daha iyi dans ettiğini ölçmek istediklerini söylediler. Yine benim minik yüzüm utançtan kıpkırmızıydı tabii ki. Ben ve Ezgi'yi seçmiştiler. Evet ikimiz dans edecektik. Haftanın belli günlerinde çalışmalara devam edip dans ediyorduk. Ne kadar mutlu olduğumu, ne kadar huzurlu olduğumu anlayamazsınız çünkü o günlerden bu zamana kadar (18 yaşındayım.) hiç o kadar mutlu olamadım. Sene sonu gösterisi yapacağımız zamana geldik ve Ezgi gerçekten çok güzel duruyordu. Kıyafeti de en az kendi kadar zarifti. Neredeyse 500 kişinin önünde kültür merkezinde dans ettik. Toplamda 6 çift vardı ve içlerinde en iyisi bizdik. O günün sonunda kendimi tutamadan onu yanağından öptüm ve bana sarılmıştı. Daha sonra sessizce ona kendisini sevdiğimi ve hep seveceğimi söylemiştim. O şaşkın yüzü halen gözlerimin önünde. O günden sonra hiç görüşmedik, görüşemedik.
Aklıma geldikçe bir gülümserim eskimiş anılara. Özellikle bu anıma. Belki de hayatımın en güzel günüydü o gün ama fark edememiştim.
İlk ben başlıyorum.
4. sınıftaydım. Sene sonu gösteri yapmak üzere öğretmenimiz bizden isim alıyordu. Koro çalışması, zeybek, şiir diye okurken aynı zamanda kimin nereye katılmak istediğini de kağıda not alıyordu. Etkinlikleri sayarken TANGO'ya kimler katılmak ister sorusunu sorunca o zamanlar platoniğim olan kız da katılmak istemişti. O katılınca ben de katılmak istedim. Tangonun ne anlama geldiğini bilmiyordum. Aradan yaklaşık bir hafta geçtikten sonra çalışma yapmak için konferans salonuna indik. Orada tangonun dans etmek anlamına geldiği zaman sevinçten ve utançtan yüzümün kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordum. Çalışmaya başladık. En güzel dans edenleri sahnenin en önüne alacaklardı ve daha uzun bir şekilde dans edecektik. Sırf hoşlandığım kızla dans edebilmek için evde duşa girip dans provası yapıyordum. Kimsenin görmemesi gerekiyordu. Neden en iyi dans edenlerden olmak istediğime gelecek olursak hoşlandığım kız ( EZGİ ) gerçekten güzel dans ediyordu. Aradan zaman geçtikten sonra tekrar konferans salonuna indik ve bize kimin daha iyi dans ettiğini ölçmek istediklerini söylediler. Yine benim minik yüzüm utançtan kıpkırmızıydı tabii ki. Ben ve Ezgi'yi seçmiştiler. Evet ikimiz dans edecektik. Haftanın belli günlerinde çalışmalara devam edip dans ediyorduk. Ne kadar mutlu olduğumu, ne kadar huzurlu olduğumu anlayamazsınız çünkü o günlerden bu zamana kadar (18 yaşındayım.) hiç o kadar mutlu olamadım. Sene sonu gösterisi yapacağımız zamana geldik ve Ezgi gerçekten çok güzel duruyordu. Kıyafeti de en az kendi kadar zarifti. Neredeyse 500 kişinin önünde kültür merkezinde dans ettik. Toplamda 6 çift vardı ve içlerinde en iyisi bizdik. O günün sonunda kendimi tutamadan onu yanağından öptüm ve bana sarılmıştı. Daha sonra sessizce ona kendisini sevdiğimi ve hep seveceğimi söylemiştim. O şaşkın yüzü halen gözlerimin önünde. O günden sonra hiç görüşmedik, görüşemedik.
Aklıma geldikçe bir gülümserim eskimiş anılara. Özellikle bu anıma. Belki de hayatımın en güzel günüydü o gün ama fark edememiştim.
Son düzenleme: