HİKAYE:
Hikaye o kadar uzun ve detaylı ki anlatmamız aşırı zor. Detaylı ve uzun derken yanlış anlaşılmasın, oyunda sıkıldığım bir zamanı hatırlamıyorum. Hikâye, 1899'da Batı, Ortabatı ve Güney ABD'nın kurgusal bir temsilinde geçmektedir. Hikayeyi en kısa şekilde özetlemek gerekirse: 19 YY'nin ortalarına doğru, Amerika, tüm çetelerin yaşamını zor hale getirmiştir. Bu olaylar karşısında ayakta durmaya çalışan Van der Linde çetesinin dağılışını anlatan bir hikaye bizi bekliyor. Minik özetimiz ile hikaye ilgi çekici ve kulağa güzel geliyor. Tekrar söylüyorum, böylesine bir oyunun hikayesini benden anlatmamı beklemeyin. O kadar detaylı yazılmış ki.. Anlatılması zor. Oynayarak deneyimlemelisiniz.
HARİTA:
Harita gördüğünüz gibi oldukça ama oldukça büyük. Resmi bile zor sığdırdım. O derece büyük. Haritalarımım gerçekten dolu dolu. Yeni yeni inşa edilen yapılar tabi var ama bu tarz şeyleri göz önüne alırsak gayet güzel bir harita. Haritamız oyun içi şehirlere/kasabalara ayrılmış.
OYNANIŞ/MEKANİK:
Şuana kadar oynadığım en gerçekçi ama kesinlikle sıkmayan bir türe sahip. Günümüzde birkaç gerçekçi oyun var ama çoğu da sıktığından kendisini çok oynatmıyor. RDR2'yi beğenmemin sebeplerinden en önde geleni de bu. Oyun gerçekçilik ile oyun arasındaki çizgiyi güzel korumuş. Tek tek mekaniklerim çoğunu ele alalım;
Oyun çıkmadan önce birkaç basın firması oyunun "At sürme mekaniklerinden" ibaret olduğunu söylemişti. Bu kanıya kesinlikle katılmıyorum. At sürme mekanikleri uzun ya da kısa olabilir ama eğlenceli. At sürerken hiçbir zaman sıkılmadım. Gerek at üstünde yaptığımız konuşmalar olsun, ve de zevkli sürüş mekanikleri.. Hiçbir zaman sıkılmadım.
KARAKTERLER:
Arthur Morgan:
Van der Linde çetesinin en gözde üyelerinden biri. Arthur kişilik olarak kötü şeyler yapmış olabilir ama özünde iyi biri olmadığı değiştirmez. Çetede herkesi seven, herkese yardım eden biri.
Dutch Van der Linde:
Çetemizin kurucularından, çetemiz babası diyebileceğimiz bir karakter. Her ne kadar, sonlara doğru değişse de, çeteye yararı olan kişilerden.
John Marston:
İlk oyunumuzun ana karakteridir. İlk oyunda kendisini çok sevmişimdir fakat ikinci oyun da Arthur'un biraz gölgesi altında kalıyor. O yüzden bu oyunda pek mutlu edemedi. Yüzündeki yaraların sebebini spoiler olmasın diye söylemiyorum.
Sadie Adler:
Çetemize sonradan katılan bir üye. Kendisi ne kadar güzel görünse de; inatçı, çetin ceviz bir kişiliğe sahiptir.
Micah Bell:
İlk bakışta başı beladan kurtulmayan, geyik bir karakter olarak gözümüze çarpıyor Micah. Arthur ile onun başını beladan birkaç kez kurtarmışlığımız var. Her ne hikmetse sonlara doğru çete çok karışır ve Arthur'un yerine Micah yavaş yavaş doldurmaya başlar.
Hikaye o kadar uzun ve detaylı ki anlatmamız aşırı zor. Detaylı ve uzun derken yanlış anlaşılmasın, oyunda sıkıldığım bir zamanı hatırlamıyorum. Hikâye, 1899'da Batı, Ortabatı ve Güney ABD'nın kurgusal bir temsilinde geçmektedir. Hikayeyi en kısa şekilde özetlemek gerekirse: 19 YY'nin ortalarına doğru, Amerika, tüm çetelerin yaşamını zor hale getirmiştir. Bu olaylar karşısında ayakta durmaya çalışan Van der Linde çetesinin dağılışını anlatan bir hikaye bizi bekliyor. Minik özetimiz ile hikaye ilgi çekici ve kulağa güzel geliyor. Tekrar söylüyorum, böylesine bir oyunun hikayesini benden anlatmamı beklemeyin. O kadar detaylı yazılmış ki.. Anlatılması zor. Oynayarak deneyimlemelisiniz.
HARİTA:
Harita gördüğünüz gibi oldukça ama oldukça büyük. Resmi bile zor sığdırdım. O derece büyük. Haritalarımım gerçekten dolu dolu. Yeni yeni inşa edilen yapılar tabi var ama bu tarz şeyleri göz önüne alırsak gayet güzel bir harita. Haritamız oyun içi şehirlere/kasabalara ayrılmış.
OYNANIŞ/MEKANİK:
Şuana kadar oynadığım en gerçekçi ama kesinlikle sıkmayan bir türe sahip. Günümüzde birkaç gerçekçi oyun var ama çoğu da sıktığından kendisini çok oynatmıyor. RDR2'yi beğenmemin sebeplerinden en önde geleni de bu. Oyun gerçekçilik ile oyun arasındaki çizgiyi güzel korumuş. Tek tek mekaniklerim çoğunu ele alalım;
Oyun çıkmadan önce birkaç basın firması oyunun "At sürme mekaniklerinden" ibaret olduğunu söylemişti. Bu kanıya kesinlikle katılmıyorum. At sürme mekanikleri uzun ya da kısa olabilir ama eğlenceli. At sürerken hiçbir zaman sıkılmadım. Gerek at üstünde yaptığımız konuşmalar olsun, ve de zevkli sürüş mekanikleri.. Hiçbir zaman sıkılmadım.
KARAKTERLER:
Arthur Morgan:
Van der Linde çetesinin en gözde üyelerinden biri. Arthur kişilik olarak kötü şeyler yapmış olabilir ama özünde iyi biri olmadığı değiştirmez. Çetede herkesi seven, herkese yardım eden biri.
Dutch Van der Linde:
Çetemizin kurucularından, çetemiz babası diyebileceğimiz bir karakter. Her ne kadar, sonlara doğru değişse de, çeteye yararı olan kişilerden.
John Marston:
İlk oyunumuzun ana karakteridir. İlk oyunda kendisini çok sevmişimdir fakat ikinci oyun da Arthur'un biraz gölgesi altında kalıyor. O yüzden bu oyunda pek mutlu edemedi. Yüzündeki yaraların sebebini spoiler olmasın diye söylemiyorum.
Sadie Adler:
Çetemize sonradan katılan bir üye. Kendisi ne kadar güzel görünse de; inatçı, çetin ceviz bir kişiliğe sahiptir.
Micah Bell:
İlk bakışta başı beladan kurtulmayan, geyik bir karakter olarak gözümüze çarpıyor Micah. Arthur ile onun başını beladan birkaç kez kurtarmışlığımız var. Her ne hikmetse sonlara doğru çete çok karışır ve Arthur'un yerine Micah yavaş yavaş doldurmaya başlar.
Son düzenleme: