Neler Yeni

İnceleme Resident Evil 4 15 Senelik Deneyimle İnceleme

aragonattt

80+ Bronze
Katılım
8 Eylül 2020
Mesajlar
1,581
Dahası  
Reaksiyon skoru
658
Yaş
23
İsim
Efe Kaya
Instagram
efekayakaya
Merhaba arkadaşlar, daha önce Resident Evil Village için oyun fragmanı incelemesi, oyun sistem gereksinimi tahmini ve oyunu bitirip ilk tecrübeyle bir inceleme yazmıştım. Bir RE sapığı olarak RE oyunlarına inceleme yazmaktan çekinmiyorum, açıkçası çok da hoşuma gidiyor ve her şeyini tükettiğim, tabir-i caizse yalayıp yuttuğum bu oyunlar için deneyimlerimi ve düşüncelerimi buraya aktarmamım da çoğu kişinin yararına olacağını düşünüyorum. Village incelemelerini aşağıda bulabilirsiniz, hadi başlayalım.

Resident Evil Village Bitirdim (Hardcore) ---> https://forum.donanimarsivi.com/konu/resident-evil-village-bitirdim-hardcore.369296/

Resident Evil Village Demosunu Oynadım! ---> https://forum.donanimarsivi.com/kon...e-demosunu-oynadim-spoiler-icerebilir.365064/

Resident Evil Village'dan Yeni Trailer Geldi ---> https://forum.donanimarsivi.com/konu/resident-evil-villagedan-yeni-trailer-inceleme.350254/

Resident Evil Village Oyun Öncesi Ufak İnceleme ---> https://forum.donanimarsivi.com/konu/resident-evil-viiliage-oyun-oencesi-ufak-inceleme.271804/

Resident Evil 4 Nedir?
Resident Evil 4 Hayatta kalma, korku ve aksiyon temalarını içinde barındıran, bulmacalar çözdüren, Third Person Shooter yani üçüncü şahıs kamerasını benimseyen bir çatışma oyunudur. Oyun, 2. oyundan tanıdığımız Leon Kennedy(kenedi)'nin, Amerika Başkanının ailesini koruma görevi üstlendiği esnada, başkanın kızının kaçırılması ve Leon'un, güvenilir bir kaynaktan gelen bilgi doğrultusunda, İspanya'nın bir köyüne gitmesiyle başlar. Fakat köylüler, normal insanlar olmaktan çıkmış, Las Plaga adlı bir parazite maruz kalarak yabancı herkese saldıran bir çeşit biyosilaha dönüşmüşlerdir ve başrolümüz bu düşmanlara karşı gelerek başkanın kızını kurtarmaya çalışmalıdır.

Oyunun fiyatı steam üzerinde 55.50 Türk Lirası ve parasının karşılığını veren bir yapım olduğunu söyleyebilirim. 10-15 saat arası ana hikayeye ayıracağınız bu oyunun, bir yan hikaye oynanışı daha var, ona da minimum 2 saatinizi ayırabilirsiniz ortalama. Ekstra olarak üstümüze gelen düşmanları, kısıtlı bir zamanda püskürtmeye ve puan toplayarak rekor kırmaya çalıştığımız, Mercenaries yani Paralı Asker modu da mevcut. Bu noktaya kadar okuduysanız ve oyunun hoşunuza gidebileceğini düşünüyorsanız, yazıyı kapatın ve oyuna başlayın derim.

Bu oyun için beni biraz daha etkile diyenler için olan kısma geçiyorum yavaş yavaş. Buradan sonrası SPOILER içerebilir.

Arkadaşlar oyunda size kötü gelebilecek tek durum ile başlamak istiyorum o da bu oyunun kontrolleri oluyor. Oyunun kontrol sisteminde bir sıkıntı yok fakat nişan alırken hareket edememe durumu sıkıntı, çünkü günümüzdeki hangi shooter oyun olursa olsun artık böyle bir kısıtlama yok. Ben oyunu Playstation 2 ye ilk çıktığında, tabii 5 yaşındayım o zaman, çoğunlukla babam oynuyor ben ara ara alıyorum elime kumandayı, oyunun kontrolleri bana 15 yıl aradan sonra bile o kadar kütük gelmiyor. Yani aslında oyun ona göre dizayn edildiği içinde alışınca oyuna çok güzel bir hava kattığını fark ediyorsunuz.

İlk başta saydığım özelliklere göre oyunun, korku ve aksiyonu beraber içerdiğini söylemiştim ve oyunun kökeni gereği yani, Resident Evil adına oturması gerektiğinden oyunun korku olması lazım, adamı germesi lazım, elinde kumandayla ekrana bakarken 'Allah'ım yardım et. Jesus Christtt maannn!' dedirtmesi lazım. Oyun öyle aman aman bir korku oyunu değil ama sırtını aksiyona yaslayıp korkunçluğunu kaybetmiyor. Zaten Resident Evil hiç bir oyununda aman aman bir korku oyunu olmadı, sırrı ise dar alanda çok düşman, kısıtlı mühimmattı. Dördüncü oyunda, bütün bu özellikleri korurken, çoğu oyuna öncülük edecek omuz kamerasına geçmişti ve çok iyi bir iş başarmıştı, öyle bir iyi iş ki, oyun çıktığı dönemde Metacriticte 96 puan almıştı 100 üzerinden.
resi 4 meta crictic.png

Oyunda düşmanlardan eşya ve ya para düşürebiliyor, tüccarda silah al, sat, geliştir yapabiliyorsunuz ve bu durum, oyunda mermi kusabileceğinizi düşündürtüyorsa size, yanılıyorsunuz. Düşmanlardan eşya çıkıyor fakat her öldürdüğünüz düşmanın, size garanti eşya düşüreceği bir durum söz konusu değil, sadece bosslardan belli bir miktarda para çıkmasının garantisi var. Yani ulan acaba öldürmesem de mermi mi saklasam yoksa ulan belki güzel bir şey çıkar öldürsem mi ikileminde bırakıyor. İlk saydıklarımla beraber oyuna eklenen yeni envanter sistemiyle size bir sorun daha getiriyor aslında. O da şu; silahlar öyle ufak yer kaplamıyor ve alanınız çok dar. Silahlar olsun, onların mermileri, can eşyaları derken, elimde tüm silahlar olsun diye merminizi koyacak yeriniz bile kalmayabiliyor. Hadi can eşyalarından feragat ettiniz, bu sefer de bir saldırı yeseniz, yarı cana elveda diyorsunuz zaten ve düşmanlar akın akın üstünüze geliyor hem de oyunun ilk dakikasından itibaren. Yani, hadi şu tabanca mermisini satayım da taramalı alayım derken kendinizi üstünüze sürüyle düşman gelirken cephanesiz bulabilirsiniz.
1636756022621.png

Tabii oyun sizi sadece mermisiz bırakarak germiyor. Mekan tasarımı da oyuncuyu germek için çok elverişli. Şöyle ki aslında bir yere ilk geldiğinizde 'ohh apaçık alan rahat şekilde vur kaç ile oynarım burayı' dediğinizde, kendinizi o açıklığın dar köşesinde üstünüze düşmanlar yürürken bulabilirsiniz. O, köşeye sıkıştığınızı anladığınız an, işte o an öyle duygular yaşarsınız ki artık panik mi dersiniz, heyecan mı dersiniz bilmiyorum ama elinden kumanda fırlatanı da gördüm, havaya rastgele ateş edip düşmana yem olanı da. Oyun bunu son bölümüne kadar koruyabilmiş. Oyunun son anına kadar her an kendinizi bu duyguda bulabilirsiniz. Tabii o duruma geldikten sonra 'canımın yarısı gitti yine ya' diye gelen, keşke daha dikkatli olsaydım pişmanlığı da işin içine son bölümlerde giriyor. Yakalandığınızı fark ettiğiniz o anda yüzünüzde oluşacak o "ah be abi" ifadesini gözünüzün önüne getirebiliyorsunuzdur. Nişan alırken hareket edemediğiniz o kütük kontrol de, artısını bu anda göstererek gerilime gerilim katıyor.
1636757174018.png


Oyun sadece korkutmak ve germek istemiyor sizi. Eğer böyle bir oyun arıyorsanız Resident Evil 4 bu beklentinizi karşılamaz.

Oyun aslında temelinde, bir shooter yani ateş etme oyunu. Senin karşında düşman olacak sen de onu vuracaksın. Bu durumda en can alıcı nokta olan vuruş hissiyatı devreye giriyor, bu oyunda vuruş hissiyatı olsun ki oyun kendini oynatsın. Resident Evil 4'ün vuruş hissiyatı, gerçekten de çok iyi.
Her vurduğunuzda çıkan kan efekti zaten en basiti. Düşmanların neresine vurursanız vurun farklı bir tepki aldığınız bir durum söz konusu burada. Kafasına vuruyorsanız, düşman yüzünü tutuyor geriliyor, ayağına sıksanız, diz çökebiliyor ve ya direkt yere düşebiliyor, göğüs kısmına vurduğunuz da ise olduğu yerde 'ah, uh' dedirterek size doğru yaklaşmasını engelleyebiliyorsunuz. Öldürücü darbeyi kafadan yaptığınızda ise kafasının parçalanmasıyla beraber gelen müthiş tatmin hissini size yaşatıyor. Bu saydığım tepkiler karşılaştığınız ilk olan, en zayıf düşmanların verdiği tepkiler, oyunun içinde sürekli çeşitlenen düşmanlar mevcut ve farklı çeşit düşmanlardan aynı tepkiler almıyorsunuz. Düşmanların verdiği bu tepkiler, stratejik açıdan sadece mesafe almanıza olanak tanımıyor. Şöyle ki, eğer bir düşmanı kafasından vurmayı başarır, veya ayağına ve ya bacağına sıkarak, diz çökmelerini sağlarsanız yanlarına giderek, alan etkisinde bulunan tekmeler atabiliyorsunuz.
1636758730903.png

Stratejik durumdan bahsetmişken, her düşman elinde farklı bir silah taşıyabiliyor. Örneğin balta taşıyan bir düşman, size yakından saldırmayı tercih edebileceği gibi, baltasını uzaktan size fırlatmayı tercih edebiliyor ve işte vuruş hissiyatını arttıran bir diğer durumda bu, size fırlatılan, balta gibi, bir cismi size isabet etmeden havada vurabilirsiniz. Ayrıca, basit bir yapay zekadan farklı hissettirerek her atışı isabetli veya her atışı absürt, arada bir dan diye kafanıza oturan atışlar yapmıyorlar. Bu durumun gerçek bir tehdit olduğunu size hatırlatarak, bu durumdan kaçabileceğiniz yollara başvurmanız gerektiğini size hissettiriyor.

Oyun, içinde birden fazla mekanik barındırıyor. Yani bu bahsettiğim tekme atma olayı gibi farklı şeyler var. Bunlardan biri benim oyunda en çok sevdiğim 'Quick Time Event' yani refleks anları olarak çevirebileceğim, oyunun sizden hızlı bir şekilde belli tuşlara basmanızı istediği anlar. Oyunda düşmana yakalandığınızda, kurtulabilmeniz için (PS Gamepadi üzerinden konuşacağım) sol analoğu, sağa sola ittirmenizi istemesi gibi anlar var, az kumanda bozmadım düşmandan kurtulacağım diye, 2 hafta olmadı daha yine bu yüzden, yeni ps4 kolumu bozdum, fazla da kaptırmamak gerekiyor. Oyunun bazı kısımlarında arkanızdan kaya yuvarlıyorlar ve deli gibi X'e basmanız gerekiyor, bir de sonra belli 2 tuşa daha basmanız gerekiyor aniden R2+L2 yani tetik tuşları gibi. Bu durum aslında oyunun küçük bir bölümünde var ama çok güzel yerleştirmişler oyunun içine ve bu da ayrı bir heyecan katıyor olaya.
Başka bir tanesi ise oyuna Ashley(Eşli)'nin, yani başkanın kızının dahil olduğu bölümler. Sizin göreviniz, bu kızı korumak ve 20'li yaşlarındaki bu kızın, düşman ona yaklaşınca adınızı deli gibi bağırmasından başka hiç bir vasfı yok, yani size savaşta destek değil köstek oluyor. Ashley'ye basit bekle ve takip et komutlarını verebiliyorsunuz tek tuşta. Düşmanlar, kıza zarar vermekten önce yakalamayı hedefliyor ve bölüm değiştiren kapıların herhangi birinden geçerse kızla beraber, mission failed yani görev başarısız, oluyor ve son kontrol noktasına dönüyorsunuz. Kızı, bazı yerlerde beklemesini söyleyerek, farklı farklı stratejiler uygulayabilirsiniz. Mesela ben bazı yerlerde, geçtiğim kapıdan tekrar geçeceksem kapıyı tutması için bile kullanıyorum. Gerçekten bağırmaktan başka vasfı yok bu arada, bu tırmanılan merdivenlerden birinden indiyseniz mesela, sizi takip edemiyor, indiğinizde onun atlaması için komut verip aşağıda onu yakalamanız lazım. Yani gerçekten hiç destek olmayıp üstüne bir de köstek oluyor Ashley bize.
Ashley, yanınızdayken sadece sizi takip eden bir kuyruk hissinden fazlasını veriyor diyebilirim. Bir düşmanı yüksek bir yerden aşağı düşürdüğünüzde veya size doğru fırlatılan, örneğin bir baltayı vurduğunuzda, yumruğunu havaya kaldırıp indiriyor. Ayrıca nişan aldığınızda, arkanızda ise, iyice sırtınıza tünüyor, silahla düşman arasında duruyorsa eğiliyor ve elini başının üstüne kapatıyor. Hem sizin hedefinizi vurmanız, hem de kendisini vurup öldürmemeniz için size kolaylık sağlıyor. Ayrıca arkanızda düşman varsa, sizi takip ederken, düşmanın olduğu tarafa bakarak, sizi ufaktan bir uyarıyor.
Boss dizayn ve alanlarının birbirini tekrar etmemesi, her birinin özel bir düşman olduğunu hissettiriyor ve sizi biraz uzun vakit geçireceğiniz kısımda baymıyor.
4. oyun, eski üçlemedeki tek bir alanı keşfederek kilitli odaları açtığınız şekilde ilerlemiyor, fakat yine de 3 ana mekandan oluşuyor demek mümkün. Bunlardan 1.si köy, 2.si Kale, 3.sü ise Ada.
Köyde ilerlerken gene belli bir noktanın etrafında döndüğünüzü hissetseniz de, Kale ve Ada için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Özellikle Ada kısmında hiç bir yere bağlı değilsiniz, paso koşuyorsunuz. Çoğu kişi tarafından bu kötü bir şeymiş gibi anlatılsa da oyun zevkinden herhangi bir şey eksilten bir durum söz konusu değil ama yine de ana 3lemedeki gibi bulmaca çözerek ilerlerken mekanı genişletmenin de ayrı bir zevki oluyor.
Ayrıca oyunu bir kere bitirdikten sonra açılan yeni sonsuz mermili silahlarla düşmanların içinden geçmek isterseniz new game plus+ yani bitirdiğiniz oyundaki eşyalarınızla hikayeye baştan başlayabiliyorsunuz. Sonsuz roketatarla gezmek baya keyifli oluyor açıkçası.

Oyunun Hikayesi
Oyunun hikayesini, yazının başında yeteri kadar anlattım ve her ne kadar basit bir hikaye gibi dursa da, başkanın kızını anlatan değil de arkada bütün bu düşmanın virüsün detaylarını kimin neyi neden yaptığını anlatan ufak anlatımlar benim baya hoşuma gidiyor. İlk oynarken 'Allah Allah noluyo ya' dediğiniz durumları size dediğim o 2. ufak hikaye kısmında öğrenmek benim hoşuma gidiyor. Özellikle ikinci kısmı oynadıktan sonra, yan karakterlerin ve düşmanların neyi neden yaptığını anlatıyor ve oyunun hikayesine bütünlük katıyor. Klasik Resident Evil kafası tabii çoğu kısımda, kenarda köşede bulduğunuz notlarla da detayları öğrenebiliyorsunuz.
Hikaye sunumu olarak da ara sahneler çok iyi kurgulanmış ve üzerine size sürekli görevde olduğunuzu hatırlatan hareketli telsiz konuşmaları da güzel ekstra bir destek olmuş hikaye anlatımına.

Son olarak oyun, aksiyon olarak size dolu dolu düşman gönderip vuruş hissiyatını dibine kadar almanızı sağlarken, yaratabileceği gerilimden hiç ödün vermiyor. Gerek düşman çeşitliliği, gerek silah çeşitliliği olsun sizi oyundan koparmadan sonuna kadar götürüyor. Bir not olarak da şunu eklemek isterim; oyunda dinamik zorluk sistemi var. Yani bir yerde çok takılır, çok ölür, veya çok hasar alırsanız, oyun size kolaylık sağlıyor. Şöyle ki mesela etrafınızda 4-5 düşman var, can eşyanız yok ve canınızı kritik seviyeye düşürebilecek düzeyde hasar aldınız. Aradan bir düşmanı indirdiğinizde size canınızı arttırmanıza yarayan bir eşya çıkma olasılığı artıyor. Yani oyun sizi tıkayıp oyunu bırakmanızı istemiyor. Aynısı tam tersi içinde geçerli. Mesela hiç hasar almadan geçtiniz bir süre, merminizi de iyi idare ediyorsunuz fazla ıska atmıyorsunuz. Düşmanlar daha agresif olmaya başlıyor, daha az eşya çıkartmaya başlıyor, size fırlattıkları şeyler daha isabetli olmaya başlıyor. Yani oyun, sizin yeteneğinize göre zorluğu değiştirerek, daha çok yardımcı olarak veya zorluk çıkartarak, oyunda tıkanmanızı veya çatır çutur geçmenizi engelliyor, oyunu keşfetmenizi deneyimlemenizi istiyor.

Umarım Resident Evil 4 15 senenin ardından neden hala tavsiye ediliyor, bu oyunu bu kadar iyi yapan ne sorularını cevaplayabilmişimdir. Hala kararsızsanız şans verin pişman olmazsanız.
Ayrıca diğer incelemelerime gidip beğenirseniz de çok mutlu olurum.
1636764642770.png
 

ByDost

80+
Katılım
5 Kasım 2021
Mesajlar
218
İmzandaki bilgisayar eğer gerçekten sana aitse; Bunu böyle saatlerce yazmak yerine, Bunu videolara çevirerek anlatımını bekliyorum. :)
 

-°°-Aquaman-°°-

80+ Bronze
Katılım
18 Nisan 2021
Mesajlar
1,319
Dahası  
Reaksiyon skoru
582
İsim
Aziz
Merhaba arkadaşlar, daha önce Resident Evil Village için oyun fragmanı incelemesi, oyun sistem gereksinimi tahmini ve oyunu bitirip ilk tecrübeyle bir inceleme yazmıştım. Bir RE sapığı olarak RE oyunlarına inceleme yazmaktan çekinmiyorum, açıkçası çok da hoşuma gidiyor ve her şeyini tükettiğim, tabir-i caizse yalayıp yuttuğum bu oyunlar için deneyimlerimi ve düşüncelerimi buraya aktarmamım da çoğu kişinin yararına olacağını düşünüyorum. Village incelemelerini aşağıda bulabilirsiniz, hadi başlayalım.

Resident Evil Village Bitirdim (Hardcore) ---> https://forum.donanimarsivi.com/konu/resident-evil-village-bitirdim-hardcore.369296/

Resident Evil Village Demosunu Oynadım! ---> https://forum.donanimarsivi.com/kon...e-demosunu-oynadim-spoiler-icerebilir.365064/

Resident Evil Village'dan Yeni Trailer Geldi ---> https://forum.donanimarsivi.com/konu/resident-evil-villagedan-yeni-trailer-inceleme.350254/

Resident Evil Village Oyun Öncesi Ufak İnceleme ---> https://forum.donanimarsivi.com/konu/resident-evil-viiliage-oyun-oencesi-ufak-inceleme.271804/

Resident Evil 4 Nedir?
Resident Evil 4 Hayatta kalma, korku ve aksiyon temalarını içinde barındıran, bulmacalar çözdüren, Third Person Shooter yani üçüncü şahıs kamerasını benimseyen bir çatışma oyunudur. Oyun, 2. oyundan tanıdığımız Leon Kennedy(kenedi)'nin, Amerika Başkanının ailesini koruma görevi üstlendiği esnada, başkanın kızının kaçırılması ve Leon'un, güvenilir bir kaynaktan gelen bilgi doğrultusunda, İspanya'nın bir köyüne gitmesiyle başlar. Fakat köylüler, normal insanlar olmaktan çıkmış, Las Plaga adlı bir parazite maruz kalarak yabancı herkese saldıran bir çeşit biyosilaha dönüşmüşlerdir ve başrolümüz bu düşmanlara karşı gelerek başkanın kızını kurtarmaya çalışmalıdır.

Oyunun fiyatı steam üzerinde 55.50 Türk Lirası ve parasının karşılığını veren bir yapım olduğunu söyleyebilirim. 10-15 saat arası ana hikayeye ayıracağınız bu oyunun, bir yan hikaye oynanışı daha var, ona da minimum 2 saatinizi ayırabilirsiniz ortalama. Ekstra olarak üstümüze gelen düşmanları, kısıtlı bir zamanda püskürtmeye ve puan toplayarak rekor kırmaya çalıştığımız, Mercenaries yani Paralı Asker modu da mevcut. Bu noktaya kadar okuduysanız ve oyunun hoşunuza gidebileceğini düşünüyorsanız, yazıyı kapatın ve oyuna başlayın derim.

Bu oyun için beni biraz daha etkile diyenler için olan kısma geçiyorum yavaş yavaş. Buradan sonrası SPOILER içerebilir.

Arkadaşlar oyunda size kötü gelebilecek tek durum ile başlamak istiyorum o da bu oyunun kontrolleri oluyor. Oyunun kontrol sisteminde bir sıkıntı yok fakat nişan alırken hareket edememe durumu sıkıntı, çünkü günümüzdeki hangi shooter oyun olursa olsun artık böyle bir kısıtlama yok. Ben oyunu Playstation 2 ye ilk çıktığında, tabii 5 yaşındayım o zaman, çoğunlukla babam oynuyor ben ara ara alıyorum elime kumandayı, oyunun kontrolleri bana 15 yıl aradan sonra bile o kadar kütük gelmiyor. Yani aslında oyun ona göre dizayn edildiği içinde alışınca oyuna çok güzel bir hava kattığını fark ediyorsunuz.

İlk başta saydığım özelliklere göre oyunun, korku ve aksiyonu beraber içerdiğini söylemiştim ve oyunun kökeni gereği yani, Resident Evil adına oturması gerektiğinden oyunun korku olması lazım, adamı germesi lazım, elinde kumandayla ekrana bakarken 'Allah'ım yardım et. Jesus Christtt maannn!' dedirtmesi lazım. Oyun öyle aman aman bir korku oyunu değil ama sırtını aksiyona yaslayıp korkunçluğunu kaybetmiyor. Zaten Resident Evil hiç bir oyununda aman aman bir korku oyunu olmadı, sırrı ise dar alanda çok düşman, kısıtlı mühimmattı. Dördüncü oyunda, bütün bu özellikleri korurken, çoğu oyuna öncülük edecek omuz kamerasına geçmişti ve çok iyi bir iş başarmıştı, öyle bir iyi iş ki, oyun çıktığı dönemde Metacriticte 96 puan almıştı 100 üzerinden.
Alıntıyı görüntüle
Oyunda düşmanlardan eşya ve ya para düşürebiliyor, tüccarda silah al, sat, geliştir yapabiliyorsunuz ve bu durum, oyunda mermi kusabileceğinizi düşündürtüyorsa size, yanılıyorsunuz. Düşmanlardan eşya çıkıyor fakat her öldürdüğünüz düşmanın, size garanti eşya düşüreceği bir durum söz konusu değil, sadece bosslardan belli bir miktarda para çıkmasının garantisi var. Yani ulan acaba öldürmesem de mermi mi saklasam yoksa ulan belki güzel bir şey çıkar öldürsem mi ikileminde bırakıyor. İlk saydıklarımla beraber oyuna eklenen yeni envanter sistemiyle size bir sorun daha getiriyor aslında. O da şu; silahlar öyle ufak yer kaplamıyor ve alanınız çok dar. Silahlar olsun, onların mermileri, can eşyaları derken, elimde tüm silahlar olsun diye merminizi koyacak yeriniz bile kalmayabiliyor. Hadi can eşyalarından feragat ettiniz, bu sefer de bir saldırı yeseniz, yarı cana elveda diyorsunuz zaten ve düşmanlar akın akın üstünüze geliyor hem de oyunun ilk dakikasından itibaren. Yani, hadi şu tabanca mermisini satayım da taramalı alayım derken kendinizi üstünüze sürüyle düşman gelirken cephanesiz bulabilirsiniz.
Alıntıyı görüntüle
Tabii oyun sizi sadece mermisiz bırakarak germiyor. Mekan tasarımı da oyuncuyu germek için çok elverişli. Şöyle ki aslında bir yere ilk geldiğinizde 'ohh apaçık alan rahat şekilde vur kaç ile oynarım burayı' dediğinizde, kendinizi o açıklığın dar köşesinde üstünüze düşmanlar yürürken bulabilirsiniz. O, köşeye sıkıştığınızı anladığınız an, işte o an öyle duygular yaşarsınız ki artık panik mi dersiniz, heyecan mı dersiniz bilmiyorum ama elinden kumanda fırlatanı da gördüm, havaya rastgele ateş edip düşmana yem olanı da. Oyun bunu son bölümüne kadar koruyabilmiş. Oyunun son anına kadar her an kendinizi bu duyguda bulabilirsiniz. Tabii o duruma geldikten sonra 'canımın yarısı gitti yine ya' diye gelen, keşke daha dikkatli olsaydım pişmanlığı da işin içine son bölümlerde giriyor. Yakalandığınızı fark ettiğiniz o anda yüzünüzde oluşacak o "ah be abi" ifadesini gözünüzün önüne getirebiliyorsunuzdur. Nişan alırken hareket edemediğiniz o kütük kontrol de, artısını bu anda göstererek gerilime gerilim katıyor.
Alıntıyı görüntüle

Oyun sadece korkutmak ve germek istemiyor sizi. Eğer böyle bir oyun arıyorsanız Resident Evil 4 bu beklentinizi karşılamaz.

Oyun aslında temelinde, bir shooter yani ateş etme oyunu. Senin karşında düşman olacak sen de onu vuracaksın. Bu durumda en can alıcı nokta olan vuruş hissiyatı devreye giriyor, bu oyunda vuruş hissiyatı olsun ki oyun kendini oynatsın. Resident Evil 4'ün vuruş hissiyatı, gerçekten de çok iyi.
Her vurduğunuzda çıkan kan efekti zaten en basiti. Düşmanların neresine vurursanız vurun farklı bir tepki aldığınız bir durum söz konusu burada. Kafasına vuruyorsanız, düşman yüzünü tutuyor geriliyor, ayağına sıksanız, diz çökebiliyor ve ya direkt yere düşebiliyor, göğüs kısmına vurduğunuz da ise olduğu yerde 'ah, uh' dedirterek size doğru yaklaşmasını engelleyebiliyorsunuz. Öldürücü darbeyi kafadan yaptığınızda ise kafasının parçalanmasıyla beraber gelen müthiş tatmin hissini size yaşatıyor. Bu saydığım tepkiler karşılaştığınız ilk olan, en zayıf düşmanların verdiği tepkiler, oyunun içinde sürekli çeşitlenen düşmanlar mevcut ve farklı çeşit düşmanlardan aynı tepkiler almıyorsunuz. Düşmanların verdiği bu tepkiler, stratejik açıdan sadece mesafe almanıza olanak tanımıyor. Şöyle ki, eğer bir düşmanı kafasından vurmayı başarır, veya ayağına ve ya bacağına sıkarak, diz çökmelerini sağlarsanız yanlarına giderek, alan etkisinde bulunan tekmeler atabiliyorsunuz.
Alıntıyı görüntüle
Stratejik durumdan bahsetmişken, her düşman elinde farklı bir silah taşıyabiliyor. Örneğin balta taşıyan bir düşman, size yakından saldırmayı tercih edebileceği gibi, baltasını uzaktan size fırlatmayı tercih edebiliyor ve işte vuruş hissiyatını arttıran bir diğer durumda bu, size fırlatılan, balta gibi, bir cismi size isabet etmeden havada vurabilirsiniz. Ayrıca, basit bir yapay zekadan farklı hissettirerek her atışı isabetli veya her atışı absürt, arada bir dan diye kafanıza oturan atışlar yapmıyorlar. Bu durumun gerçek bir tehdit olduğunu size hatırlatarak, bu durumdan kaçabileceğiniz yollara başvurmanız gerektiğini size hissettiriyor.

Oyun, içinde birden fazla mekanik barındırıyor. Yani bu bahsettiğim tekme atma olayı gibi farklı şeyler var. Bunlardan biri benim oyunda en çok sevdiğim 'Quick Time Event' yani refleks anları olarak çevirebileceğim, oyunun sizden hızlı bir şekilde belli tuşlara basmanızı istediği anlar. Oyunda düşmana yakalandığınızda, kurtulabilmeniz için (PS Gamepadi üzerinden konuşacağım) sol analoğu, sağa sola ittirmenizi istemesi gibi anlar var, az kumanda bozmadım düşmandan kurtulacağım diye, 2 hafta olmadı daha yine bu yüzden, yeni ps4 kolumu bozdum, fazla da kaptırmamak gerekiyor. Oyunun bazı kısımlarında arkanızdan kaya yuvarlıyorlar ve deli gibi X'e basmanız gerekiyor, bir de sonra belli 2 tuşa daha basmanız gerekiyor aniden R2+L2 yani tetik tuşları gibi. Bu durum aslında oyunun küçük bir bölümünde var ama çok güzel yerleştirmişler oyunun içine ve bu da ayrı bir heyecan katıyor olaya.
Başka bir tanesi ise oyuna Ashley(Eşli)'nin, yani başkanın kızının dahil olduğu bölümler. Sizin göreviniz, bu kızı korumak ve 20'li yaşlarındaki bu kızın, düşman ona yaklaşınca adınızı deli gibi bağırmasından başka hiç bir vasfı yok, yani size savaşta destek değil köstek oluyor. Ashley'ye basit bekle ve takip et komutlarını verebiliyorsunuz tek tuşta. Düşmanlar, kıza zarar vermekten önce yakalamayı hedefliyor ve bölüm değiştiren kapıların herhangi birinden geçerse kızla beraber, mission failed yani görev başarısız, oluyor ve son kontrol noktasına dönüyorsunuz. Kızı, bazı yerlerde beklemesini söyleyerek, farklı farklı stratejiler uygulayabilirsiniz. Mesela ben bazı yerlerde, geçtiğim kapıdan tekrar geçeceksem kapıyı tutması için bile kullanıyorum. Gerçekten bağırmaktan başka vasfı yok bu arada, bu tırmanılan merdivenlerden birinden indiyseniz mesela, sizi takip edemiyor, indiğinizde onun atlaması için komut verip aşağıda onu yakalamanız lazım. Yani gerçekten hiç destek olmayıp üstüne bir de köstek oluyor Ashley bize.
Ashley, yanınızdayken sadece sizi takip eden bir kuyruk hissinden fazlasını veriyor diyebilirim. Bir düşmanı yüksek bir yerden aşağı düşürdüğünüzde veya size doğru fırlatılan, örneğin bir baltayı vurduğunuzda, yumruğunu havaya kaldırıp indiriyor. Ayrıca nişan aldığınızda, arkanızda ise, iyice sırtınıza tünüyor, silahla düşman arasında duruyorsa eğiliyor ve elini başının üstüne kapatıyor. Hem sizin hedefinizi vurmanız, hem de kendisini vurup öldürmemeniz için size kolaylık sağlıyor. Ayrıca arkanızda düşman varsa, sizi takip ederken, düşmanın olduğu tarafa bakarak, sizi ufaktan bir uyarıyor.
Boss dizayn ve alanlarının birbirini tekrar etmemesi, her birinin özel bir düşman olduğunu hissettiriyor ve sizi biraz uzun vakit geçireceğiniz kısımda baymıyor.
4. oyun, eski üçlemedeki tek bir alanı keşfederek kilitli odaları açtığınız şekilde ilerlemiyor, fakat yine de 3 ana mekandan oluşuyor demek mümkün. Bunlardan 1.si köy, 2.si Kale, 3.sü ise Ada.
Köyde ilerlerken gene belli bir noktanın etrafında döndüğünüzü hissetseniz de, Kale ve Ada için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Özellikle Ada kısmında hiç bir yere bağlı değilsiniz, paso koşuyorsunuz. Çoğu kişi tarafından bu kötü bir şeymiş gibi anlatılsa da oyun zevkinden herhangi bir şey eksilten bir durum söz konusu değil ama yine de ana 3lemedeki gibi bulmaca çözerek ilerlerken mekanı genişletmenin de ayrı bir zevki oluyor.
Ayrıca oyunu bir kere bitirdikten sonra açılan yeni sonsuz mermili silahlarla düşmanların içinden geçmek isterseniz new game plus+ yani bitirdiğiniz oyundaki eşyalarınızla hikayeye baştan başlayabiliyorsunuz. Sonsuz roketatarla gezmek baya keyifli oluyor açıkçası.

Oyunun Hikayesi
Oyunun hikayesini, yazının başında yeteri kadar anlattım ve her ne kadar basit bir hikaye gibi dursa da, başkanın kızını anlatan değil de arkada bütün bu düşmanın virüsün detaylarını kimin neyi neden yaptığını anlatan ufak anlatımlar benim baya hoşuma gidiyor. İlk oynarken 'Allah Allah noluyo ya' dediğiniz durumları size dediğim o 2. ufak hikaye kısmında öğrenmek benim hoşuma gidiyor. Özellikle ikinci kısmı oynadıktan sonra, yan karakterlerin ve düşmanların neyi neden yaptığını anlatıyor ve oyunun hikayesine bütünlük katıyor. Klasik Resident Evil kafası tabii çoğu kısımda, kenarda köşede bulduğunuz notlarla da detayları öğrenebiliyorsunuz.
Hikaye sunumu olarak da ara sahneler çok iyi kurgulanmış ve üzerine size sürekli görevde olduğunuzu hatırlatan hareketli telsiz konuşmaları da güzel ekstra bir destek olmuş hikaye anlatımına.

Son olarak oyun, aksiyon olarak size dolu dolu düşman gönderip vuruş hissiyatını dibine kadar almanızı sağlarken, yaratabileceği gerilimden hiç ödün vermiyor. Gerek düşman çeşitliliği, gerek silah çeşitliliği olsun sizi oyundan koparmadan sonuna kadar götürüyor. Bir not olarak da şunu eklemek isterim; oyunda dinamik zorluk sistemi var. Yani bir yerde çok takılır, çok ölür, veya çok hasar alırsanız, oyun size kolaylık sağlıyor. Şöyle ki mesela etrafınızda 4-5 düşman var, can eşyanız yok ve canınızı kritik seviyeye düşürebilecek düzeyde hasar aldınız. Aradan bir düşmanı indirdiğinizde size canınızı arttırmanıza yarayan bir eşya çıkma olasılığı artıyor. Yani oyun sizi tıkayıp oyunu bırakmanızı istemiyor. Aynısı tam tersi içinde geçerli. Mesela hiç hasar almadan geçtiniz bir süre, merminizi de iyi idare ediyorsunuz fazla ıska atmıyorsunuz. Düşmanlar daha agresif olmaya başlıyor, daha az eşya çıkartmaya başlıyor, size fırlattıkları şeyler daha isabetli olmaya başlıyor. Yani oyun, sizin yeteneğinize göre zorluğu değiştirerek, daha çok yardımcı olarak veya zorluk çıkartarak, oyunda tıkanmanızı veya çatır çutur geçmenizi engelliyor, oyunu keşfetmenizi deneyimlemenizi istiyor.

Umarım Resident Evil 4 15 senenin ardından neden hala tavsiye ediliyor, bu oyunu bu kadar iyi yapan ne sorularını cevaplayabilmişimdir. Hala kararsızsanız şans verin pişman olmazsanız.
Ayrıca diğer incelemelerime gidip beğenirseniz de çok mutlu olurum.
Alıntıyı görüntüle
Resident evil 3 remake beklerim
 

aragonattt

80+ Bronze
Katılım
8 Eylül 2020
Mesajlar
1,581
Dahası  
Reaksiyon skoru
658
Yaş
23
İsim
Efe Kaya
Instagram
efekayakaya
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #4
Yeni mesajlar Yeni Konu Aç      

SON KONULAR

Forum istatistikleri

Konular
906,957
Mesajlar
8,304,118
Üyeler
140,736
Son üye
Exxx
Top Bottom