Evet, biraz detaylı ve uzun bir konu olacak. 5 Ana Madde altında anlatacağım. Açık temada iseniz Karanlık temaya geçiş yapın. Kolları sıvayıp başlayalım...
1. TÜRKİYE'NİN ESKİ EKONOMİK MODELİNİ TANIYALIM
Evet, konuya geçmeden önce Türkiye'nin eski Ekonomik Modelini tanımamız gerek. Türkiye'nin eski Ekonomik modeli aslında BATI Stiline dayanmaktadır. Ancak hiçbir zaman tam olarak BATI stiline geçememişizdir. Gerek Darbeli dönem olsun gerek İç isyanlı dönemler olsun bu zorlaşmıştır. BATI ekonomisinin gözle görülür şekilde yükseldiği dönem 2002-2013 dönemidir.
BATI stili Ekonomi aslında bir Karma Stili Ekonomidir. Karma Stili Ekonomi genellikle BATI'da gözüktüğünden dolayı ve BATI'nın da kendine özgü bazı politikaları olduğundan dolayı buna "BATI Tipi Ekonomik Stil" adı verilmiştir. Karma Ekonomiyi şu cümleyle özetleyebiliriz; Gerektiği yerlerde Liberal, Gerektiği Yerlerde Sosyalist.
Yani Hem Özelleştirme hem de Devlet müdahalesinin bulunduğu bir Ekonomik Stildir. ATATÜRK döneminde Batılaşma'dan çok Modernleşme çabaları vardı. O zamanlar Devletçilik kafası olduğundan dolayı BATI stili pek ayakta kalmamıştı ki Sadece Türkiye'de değil Neredeyse Dünyanın her tarafında Devletçilik görüşü yayılmaktaydı. Günümüzde bu zıtta doğru gitmiştir. Yatırım alıp genişlemeye yönelik bir Ekonomik modeldir. İnsanların zenginleşilmesi pek istenmez çünkü İnsanlar ne kadar zenginleşip ne kadar çocuk yaparsa o kadar yavaş bir büyüme gerçekleşir.
2. TÜRKİYE'NİN 2002 SONRASI EKONOMİK MODELİ
Evet, Türkiye'nin değişmeye başladığı dönem 2002 yani AK Parti iktidarı dönemidir. Dönemin Cumhurbaşkanı/Başbakanı olan Erdoğan, Kapitalist düşmanı, Batı Ekonomisinin yanlış olduğunu belirten ve Bu düzenin bir gün yıkılacağına inanan birisi idi. Hatta O kadar ileri gitmişti ki bu inadında, Fitch (Kredi Notu Değerlendirme Kurumu-ABD'ye Bağlı) sarf ettiği cümleler yüzünden Fitch, İstanbul Ofisini kapatmıştı. Erdoğan İslami bir Yönetim biçimine yakın birisi olmasıyla tanınıyordu. Hatta IMF'ye dahil sert sözler söyleyerek tepki toplamıştı ve Dünya Ekonomik Buluşmasında Faizin düşürülmesi gerektiğini ve
"Faiz x Sebeptir = Enflasyon" sözüyle tanınmış ve dalga geçilmiştir ki dalga geçilmekte gayet haklıydılar. Çünkü bu saçmalıktı. Erdoğan'ın aklındaki fikir aslında Faizi düşük tutup Düşük iş ücretiyle Yatırım çekmekti. Bunu Damat Dönemi yani Albayrak dönemindeki Ekonomik Modelle görmüş olduk. 10 Yıllık Ekonomik Model açıklandı ve bu Model dahilince Kamu giderleri azaltılacak, İş istihdamı sağlanacak, Kısa vadede küçülme veya büyümede durma, uzun vadede Büyüme sağlayacak bir Ekonomik Modeldir. Bu Büyümenin patlayacağı yıl olarak 2023 yılı gösteriliyor.
3. DÖVİZ KRİZİ VE İSTİKRARSIZLIK
Ancak Maalesef bu Ekonomik model son zamanlarda ters tepmiş ve Ucuz iş gücünden çok uzaklaşılmıştı. Gizli arttırımlı Faizler, İstikrarsızlık ve Ucuzun üstündeki İş gücü yüzünden Yatırım çekmek bir tık hayal olmuştu. Bu sebepten dolayı Dolar Arttırımına gidildi ve Yatırımcı çekilmeye başlandı ki bu çok uzun sürmedi. Doların artması sonucu maalesef ki 2020'de 15,000'den fazla Ticari mekan iflas etti 20,000'den fazla İş yeri de iflasın eşiğine geldi. Bu Ticari ve Ekonomik bir krizdi. Eğer böyle gidilirse Yarardan çok Zarar sağlayacağı anlaşıldı ve 2021'in sonlarına doğru Bir Müdahale gerçekleşti. KKM ve Döviz müdahalesi sonucunda 2022 Döviz Krizi baş gösterdi. Döviz sıkıntısı o kadar büyüğümüştü ki Merkez Bankası Eksi Rezerve düşmüş, Vatandaşlık satma işlemlerine dahi başlama durumuna gelmişti. KKM ödemeleri gününde artan Dolar yüzünden daha çok zarara giriliyor, Döviz müdahalesi gecikince bu süreç 2 katına çıkıyordu. Bunun sonucunda daha büyük bir olay doğdu...
4. BORÇ KRİZİ
Bu olaylar sonunucda Türkiye'de yeni bir Kriz patlaması yaşanmıştı. Borç Krizi. Bu Kriz yüzünden Türkiye'nin Kredi Notu düşürülmüş, Borçlar Faize girmiş ve Türkiye Ay sonunu zor bela getirecek duruma gelmiştir. Hatta Çoğu Finans Bankasının açıklaması üzerine borçlar çok ama çok fazla gecikiyor ve 123 Milyar Dolardan fazla borcun ödenmediğini söylüyorlardı. Türkiye hem KKM, Hem Döviz Müdahalesi, Hem Finans hem de Borçlarına Döviz yetiştiremeyecek duruma gelmişti. Öyle ki günde binlerce kişiye satılan 400,000$'lık vatandaşlık Dövizi bile yetemeyecek duruma gelmişti.
5. SONUÇ
Sonuç ne mi oldu? Artan fiyatlar, istikrarsızlık, yatırımcıya karşı güven verememe, borçları ödeyememe, düzensiz denetleme, çöken Sağlık sistemi, Artan Düzensiz Yerleşim, Kaçak Göçmen Artışı, Ambargolar, Yolsuzluk ve Yokluk, Vatandaşa göre ucuz Yatırımcıya göre pahalı gelen Maaş sistemi, Stagflasyon falan filan varda var.
Son olarak belirteyim, İnşaata yani Betonlaşmaya ayrılan bütçe yüzünden de bu Ekonomik Çöküş hızlanmıştır. Eğer Betonlaşmaya değil de Yatırımcıya güven ve İş İstihdamı için harcansaydı Modern bir Türkiye olurdu.
Evet, konuya geçmeden önce Türkiye'nin eski Ekonomik Modelini tanımamız gerek. Türkiye'nin eski Ekonomik modeli aslında BATI Stiline dayanmaktadır. Ancak hiçbir zaman tam olarak BATI stiline geçememişizdir. Gerek Darbeli dönem olsun gerek İç isyanlı dönemler olsun bu zorlaşmıştır. BATI ekonomisinin gözle görülür şekilde yükseldiği dönem 2002-2013 dönemidir.
BATI stili Ekonomi aslında bir Karma Stili Ekonomidir. Karma Stili Ekonomi genellikle BATI'da gözüktüğünden dolayı ve BATI'nın da kendine özgü bazı politikaları olduğundan dolayı buna "BATI Tipi Ekonomik Stil" adı verilmiştir. Karma Ekonomiyi şu cümleyle özetleyebiliriz; Gerektiği yerlerde Liberal, Gerektiği Yerlerde Sosyalist.
Yani Hem Özelleştirme hem de Devlet müdahalesinin bulunduğu bir Ekonomik Stildir. ATATÜRK döneminde Batılaşma'dan çok Modernleşme çabaları vardı. O zamanlar Devletçilik kafası olduğundan dolayı BATI stili pek ayakta kalmamıştı ki Sadece Türkiye'de değil Neredeyse Dünyanın her tarafında Devletçilik görüşü yayılmaktaydı. Günümüzde bu zıtta doğru gitmiştir. Yatırım alıp genişlemeye yönelik bir Ekonomik modeldir. İnsanların zenginleşilmesi pek istenmez çünkü İnsanlar ne kadar zenginleşip ne kadar çocuk yaparsa o kadar yavaş bir büyüme gerçekleşir.
2. TÜRKİYE'NİN 2002 SONRASI EKONOMİK MODELİ
Evet, Türkiye'nin değişmeye başladığı dönem 2002 yani AK Parti iktidarı dönemidir. Dönemin Cumhurbaşkanı/Başbakanı olan Erdoğan, Kapitalist düşmanı, Batı Ekonomisinin yanlış olduğunu belirten ve Bu düzenin bir gün yıkılacağına inanan birisi idi. Hatta O kadar ileri gitmişti ki bu inadında, Fitch (Kredi Notu Değerlendirme Kurumu-ABD'ye Bağlı) sarf ettiği cümleler yüzünden Fitch, İstanbul Ofisini kapatmıştı. Erdoğan İslami bir Yönetim biçimine yakın birisi olmasıyla tanınıyordu. Hatta IMF'ye dahil sert sözler söyleyerek tepki toplamıştı ve Dünya Ekonomik Buluşmasında Faizin düşürülmesi gerektiğini ve
"Faiz x Sebeptir = Enflasyon" sözüyle tanınmış ve dalga geçilmiştir ki dalga geçilmekte gayet haklıydılar. Çünkü bu saçmalıktı. Erdoğan'ın aklındaki fikir aslında Faizi düşük tutup Düşük iş ücretiyle Yatırım çekmekti. Bunu Damat Dönemi yani Albayrak dönemindeki Ekonomik Modelle görmüş olduk. 10 Yıllık Ekonomik Model açıklandı ve bu Model dahilince Kamu giderleri azaltılacak, İş istihdamı sağlanacak, Kısa vadede küçülme veya büyümede durma, uzun vadede Büyüme sağlayacak bir Ekonomik Modeldir. Bu Büyümenin patlayacağı yıl olarak 2023 yılı gösteriliyor.
3. DÖVİZ KRİZİ VE İSTİKRARSIZLIK
Ancak Maalesef bu Ekonomik model son zamanlarda ters tepmiş ve Ucuz iş gücünden çok uzaklaşılmıştı. Gizli arttırımlı Faizler, İstikrarsızlık ve Ucuzun üstündeki İş gücü yüzünden Yatırım çekmek bir tık hayal olmuştu. Bu sebepten dolayı Dolar Arttırımına gidildi ve Yatırımcı çekilmeye başlandı ki bu çok uzun sürmedi. Doların artması sonucu maalesef ki 2020'de 15,000'den fazla Ticari mekan iflas etti 20,000'den fazla İş yeri de iflasın eşiğine geldi. Bu Ticari ve Ekonomik bir krizdi. Eğer böyle gidilirse Yarardan çok Zarar sağlayacağı anlaşıldı ve 2021'in sonlarına doğru Bir Müdahale gerçekleşti. KKM ve Döviz müdahalesi sonucunda 2022 Döviz Krizi baş gösterdi. Döviz sıkıntısı o kadar büyüğümüştü ki Merkez Bankası Eksi Rezerve düşmüş, Vatandaşlık satma işlemlerine dahi başlama durumuna gelmişti. KKM ödemeleri gününde artan Dolar yüzünden daha çok zarara giriliyor, Döviz müdahalesi gecikince bu süreç 2 katına çıkıyordu. Bunun sonucunda daha büyük bir olay doğdu...
4. BORÇ KRİZİ
Bu olaylar sonunucda Türkiye'de yeni bir Kriz patlaması yaşanmıştı. Borç Krizi. Bu Kriz yüzünden Türkiye'nin Kredi Notu düşürülmüş, Borçlar Faize girmiş ve Türkiye Ay sonunu zor bela getirecek duruma gelmiştir. Hatta Çoğu Finans Bankasının açıklaması üzerine borçlar çok ama çok fazla gecikiyor ve 123 Milyar Dolardan fazla borcun ödenmediğini söylüyorlardı. Türkiye hem KKM, Hem Döviz Müdahalesi, Hem Finans hem de Borçlarına Döviz yetiştiremeyecek duruma gelmişti. Öyle ki günde binlerce kişiye satılan 400,000$'lık vatandaşlık Dövizi bile yetemeyecek duruma gelmişti.
5. SONUÇ
Sonuç ne mi oldu? Artan fiyatlar, istikrarsızlık, yatırımcıya karşı güven verememe, borçları ödeyememe, düzensiz denetleme, çöken Sağlık sistemi, Artan Düzensiz Yerleşim, Kaçak Göçmen Artışı, Ambargolar, Yolsuzluk ve Yokluk, Vatandaşa göre ucuz Yatırımcıya göre pahalı gelen Maaş sistemi, Stagflasyon falan filan varda var.
Son olarak belirteyim, İnşaata yani Betonlaşmaya ayrılan bütçe yüzünden de bu Ekonomik Çöküş hızlanmıştır. Eğer Betonlaşmaya değil de Yatırımcıya güven ve İş İstihdamı için harcansaydı Modern bir Türkiye olurdu.
Son düzenleme: