Değerli üyeler biliyorsunuz ki ülkemizde tüm okullarda İngilizce eğitimi veriliyor bunun yanı sıra Lisede haftada 2 ders almanca ya da seçmeli başka dil dersleri oluyor hepimizin ortak görüşü ülkemizde ki dil eğitiminin yetersiz olduğu şeklinde.
Kesinlikle siyasi bir tavır değil ama Abdülhamidin dil eğitim sistemi bana çok anlamlı geliyor nasıl bir sistem izlemiş ve bu şekilde eğitim vermiş bilgim yok ama Atatürk İsmet Paşa gibi dillere hakim o dönemde kendi anadili gibi fransızca almanca bilen paşalar ve daha bir çok paşa devlet adamı bilim insanı o savaş yıllarına rağmen müthiş bir eğitim almışlar harika şekilde dil konuşmuşlar ve cumhuriyrti kurmuşlar gerçekten taktir edilesi bir durum bu yüzden abdülhamidin eğitim sistemi ile ilgili bende bu şekilde görüş oluştu. Bunu sizlerle paylaşmak istedim
Asıl sorum şu Ülkemizde arapça eğitimi olmalı mı? Bazı kişiler tüm bu yorumlarımdan benim sağ görüşlü bir insan olduğum sonucuna varabilirler ama kesinlikle siyaset yapmıyorum.
dikkat ederseniz şu an en çok araplarla ticari ilişki içerisinde olduğumuz kesin ayrıca her gün araplarla ve arapça konuşan devletlerle yakın ilişkilere giriliyor yeni konsollosluklar. Mühendislik projeleri gündeme geliyor.
Ayrıca askerimizi ya da devlet adamlarını en çok bu ülkelere gönderiyoruz. Ben de bu sebeplerden dolayı Arapça eğitimine önem vermemiz gerektiğnini düşünüyorum siler ne düşünüyorsunuz
Mesela sayısal için: Türkçe 5 saat, İngilizce 4 saat zorunlu işlenmeli. 12 saat fen, 6 saat matematik, 2 saat coğrafya, 2 saat tarih olmalı. Tarih de bildiğin gerçek tarih olmalı, bizim sistemdeki gibi saçma sapan şeyler öğretilmemeli. Etti mi sana 31 saat? 5 saat dil seçmelisi olmalı, 2 saat fiziksel aktivite, 2 saat de müzik/resim olmalı. Ayrıca dil derslerinde de saçma sapan kitaplardan eğitim yapılmayacak, hattâ kitap çoğu durumda kullanılmayacak bile.
Okuldan sonra 2 saatlik kurslarla isteyenlere okul devam etmeli. Burada da seçmeli dersler görülmeli.
Senin 'batı' dediğin kesim şu an kullandığın neredeyse bütün teknolojilerin sahibi. Arapça öğrenip Araplarla ticaret yerine İngilizce öğrenip dünya ile ticaret yaparım daha iyi. Ayrıca evet 'batı' daha iyi.
Senin aşağılama politikan baya yanlış
Amerikadaki silikon vadisinde birçok ARAP mühendis var bunuda unutma
asıl olan yetiştirmek değil asıl olan başkalarından önce sahip çıkıp kendi ülkende iş sahibi etmek !
Eğer Arapça ile Kur-an'ı Kerim okumayı düşünüyorsan bırak o hayali zaten anlayamazsın :d
Aynı zaman da lehçe yüzünden tercüme de edemezsin, şuan ki mealler gibi her şeyin yanlış olur, he bir de onu kafana göre belki tefsire kalkarsın işte o İslam da yasak kafir olursun.
Senin aşağılama politikan baya yanlış
Amerikadaki silikon vadisinde birçok ARAP mühendis var bunuda unutma
asıl olan yetiştirmek değil asıl olan başkalarından önce sahip çıkıp kendi ülkende iş sahibi etmek !
16 sene okuyupta ingilizce akıcı bir şekilde okuyan çok az...
Bu yeterli bence,
Banada bugün ingilizce sınavı girdi ve ilkokul seviyesi idi.
düşük alacağım büyük ihtimalle.
Dostum yorumumu bir İngilizce Mütercim Tercümanlık 3. sınıf öğrencisi olarak ve siyasetten uzak olarak yapacağım. Arapça değersiz bir dil değil. Birçok ülkenin ve yüz milyonlarca insanın geniş bir coğrafyada konuştuğu bir dil. Bu kadar insanın konuştuğu sayılı dillerden biri. Buna karşın, yalnızca "ihtiyacın varsa" öğrenmen gereken bir dil. Yani ilahiyatçıysan üniversitede tahsilini bu yönde devam ettireceksen Arapça, Farsça gibi diller elzem oluyor. Onun dışında Arabistan coğrafyasında işin olacaksa da öğrenmen çok faydalı olacaktır. Aksi takdirde ben Arapça öğrenilmesini tasvip etmiyorum ha illa öğrenilecekse de yalnızca Etimoloji öğrenilmelidir. Ben İngilizce okuyorum bunun yanında Almanca ve Japonca öğrenmekteyim. Yine de sırf ilgim var diye Arapça etimoloji öğreniyorum çünkü Türkçeyi daha iyi bilmeni sağlıyor. Bu ketebe örneğini kullanayım mesela: Ketebe yazmak demek bundan, kitap, katip, mektep, mektup, kütüphane gibi kelimeler türüyor. Şimdi sen bu gözle bakınca Arapça kökenli kelimeleri tespit etmekle kalmıyor bağlantılarını kurmaya başlıyorsun. Müezzin-ezan, muallim-ilim, müderris-ders, münzevi-inziva, mütevazı- tevazu- muzdarip-ızdırap gibi gibi. Türkçeyi daha iyi bilmek için Arapça'nın bu kısmı öğrenilse yeterli. Bunu da öğrenmesi çok kolay. Herhangi bir Arapça kelimeye denk geldiğinde mesela "hakim" olsun. "Hakim etimoloji" diye aratıp sonuçlara bakıyorsun. Sonra kökü orda gözüküyor arapça da kelimeler ünsüz harflerden türer. Hakim'in kökeni "ḥkm" dir. bunu alıp arattığında da bildiğin birçok kelimenin buradan türediğini görüp aydınlanıyorsun. Hakem, hakim, mahkum, mahkeme, hüküm, hükümet, hekim, istikham, ahkam, hikmet gibi gibi. İnanılmaz bir şekilde ufkunu açacaktır.
Bunun haricinde zorunlu kelimesini kullanmamışsın ama "zorunlu" arapça eğitimi verilmesini saydığım örnekler hariç tasvip etmiyorum. Bunun yerine arkadaşların söylediği gibi İngilizce, Almanca, İspanyolca gibi derslerin verilmesini daha mantıklı buluyorum. Zaten seçmeli ders adı altında bile koysan İngilizce'de olduğu gibi Arapça öğretebilecek hoca bulman kolay olmayacaktır üstelik çocuklar da zaten ilgilenmeyecektir. Zira siyaset adı altında insanlarda fanatik bir şekilde politik kutuplaşma var. İnsanlar akılcı düşünmeyi bırakıp anlık duygularıyla karar vermekte. Şimdi ben sağcı değilim ama bu cümleyi söylemek zorunda bırakıyor milletin bu kadar hassas, fanatik ve tabiri caizse yobaz olması. Ben bu cümleyi kurmasam şu ilk paragrafı okuyup tayyipçi lan bu diyecek çok adam var. Bu sebepten dolayı tutup da 14-18 yaş aralığındaki lise öğrencilerine alın Arapça bu deyip hiçbir şey öğretemezsin. Lisede türbanlı din hocalarına "hocm sure mure bisiler diyonuz da allaha ben inanmıyom göstersenize bi inanayım xd" diyen laubali çocuklar dersi esir edecektir. Çocuklar zaten zalim, yazık olur iyi niyetle bi şey öğretmeye çalışan hocalara.
Ha zaten Arapça bir Türk için çok zor bir dil. Ortak kelimeler var diye tutup da öğrenilmez. İlla kolay bir dil arıyorsanız Altay dil ailesindeki Korece ve Japoncayı tavsiye ederim. Halihazırda teknoloji, kültür ve muhtelif alanlarda dünyayı kuşatmış durumdalar. Öğrenilmesi durumunda iş sahası muhakkak bulunacaktır ve dilleri bir Türk için çok rahat. Dediğim gibi Japonca öğreniyorum şu an ve keşke "lingua franca" yani ortak dil İngilizce değil Japonca olsaydı. Türkler çok rahat ederlerdi, diyorum ve yorumumu bitiriyorum.
Değerli üyeler biliyorsunuz ki ülkemizde tüm okullarda İngilizce eğitimi veriliyor bunun yanı sıra Lisede haftada 2 ders almanca ya da seçmeli başka dil dersleri oluyor hepimizin ortak görüşü ülkemizde ki dil eğitiminin yetersiz olduğu şeklinde.
Kesinlikle siyasi bir tavır değil ama Abdülhamidin dil eğitim sistemi bana çok anlamlı geliyor nasıl bir sistem izlemiş ve bu şekilde eğitim vermiş bilgim yok ama Atatürk İsmet Paşa gibi dillere hakim o dönemde kendi anadili gibi fransızca almanca bilen paşalar ve daha bir çok paşa devlet adamı bilim insanı o savaş yıllarına rağmen müthiş bir eğitim almışlar harika şekilde dil konuşmuşlar ve cumhuriyrti kurmuşlar gerçekten taktir edilesi bir durum bu yüzden abdülhamidin eğitim sistemi ile ilgili bende bu şekilde görüş oluştu. Bunu sizlerle paylaşmak istedim
Asıl sorum şu Ülkemizde arapça eğitimi olmalı mı? Bazı kişiler tüm bu yorumlarımdan benim sağ görüşlü bir insan olduğum sonucuna varabilirler ama kesinlikle siyaset yapmıyorum.
dikkat ederseniz şu an en çok araplarla ticari ilişki içerisinde olduğumuz kesin ayrıca her gün araplarla ve arapça konuşan devletlerle yakın ilişkilere giriliyor yeni konsollosluklar. Mühendislik projeleri gündeme geliyor.
Ayrıca askerimizi ya da devlet adamlarını en çok bu ülkelere gönderiyoruz. Ben de bu sebeplerden dolayı Arapça eğitimine önem vermemiz gerektiğnini düşünüyorum siler ne düşünüyorsunuz
ingilizce şuan dünya dili olduğu için ingilizcenin zorunlu olması gerektiğini düşünüyorum ama 2. dil olarak zorunlu almanca yerine ben daha fazla ingilizce görmek isterdim yani öğrencinin 2. dili seçme hakkı olmalı ingilizce daha fazla ders ile çok daha fazla verim alabilirim
Ha zaten Arapça bir Türk için çok zor bir dil. Ortak kelimeler var diye tutup da öğrenilmez. İlla kolay bir dil arıyorsanız Altay dil ailesindeki Korece ve Japoncayı tavsiye ederim. Halihazırda teknoloji, kültür ve muhtelif alanlarda dünyayı kuşatmış durumdalar. Öğrenilmesi durumunda iş sahası muhakkak bulunacaktır ve dilleri bir Türk için çok rahat. Dediğim gibi Japonca öğreniyorum şu an ve keşke "lingua franca" yani ortak dil İngilizce değil Japonca olsaydı. Türkler çok rahat ederlerdi, diyorum ve yorumumu bitiriyorum.
hocam japoncaya merakım var ama latin alfabesi gibi alışkın olmadığımız bir sistemi olduğu için çok yabancı geliyor aynı dil ailesinde bulunmamızın ne faydası var telaffuz olarak mı söyleyiş gırtlak yapısı olarak mı yani bir türk niye japonca/korece daha rahat öğrenebilir ?
Sadece değil. Bizden iyiler. Ve biz daha iyi olmak için çaba sarfetmiyoruz. Her zaman kolaya kaçıyoruz. Ne demek istediğini gayet iyi anladım. Ayrıca en başta yaptığım ironiydi ama yine de hakkınızı helal edin.
ingilizce şuan dünya dili olduğu için ingilizcenin zorunlu olması gerektiğini düşünüyorum ama 2. dil olarak zorunlu almanca yerine ben daha fazla ingilizce görmek isterdim yani öğrencinin 2. dili seçme hakkı olmalı ingilizce daha fazla ders ile çok daha fazla verim alabilirim
Mesaj otomatik birleştirildi:
hocam japoncaya merakım var ama latin alfabesi gibi alışkın olmadığımız bir sistemi olduğu için çok yabancı geliyor aynı dil ailesinde bulunmamızın ne faydası var telaffuz olarak mı söyleyiş gırtlak yapısı olarak mı yani bir türk niye japonca/korece daha rahat öğrenebilir ?
Öncelikle zorluğundan bahsedeyim. Hiragana ve Katakana diye 2 alfabe ve ilaveten Kanji diye bi yazı sistemi daha doğrusu hiyeroglif tarzı bir dil mevcut. Bu bahsettiğim iki alfabede 46'şar harf var toplam 92 karakter öğreniliyor yani. Bu 46 karakter iki alfabede de ses olarak aynı. Kanjide 2000 küsur harf bulunmakta şu an. Bu kanjiler herhangi bir ismi, fiili yani bir kelimeyi belirten bir şekil. Örneğin şemsiyenin japoncası kasa'dır ve şöyle yazılır: かさ. Bu ismin tabii kanjisi de var ve kanjisi de budur: 傘 Kanjiler anlam karmaşasını gidermek ve tek harfle direkt yazmak için kullanılırlar. Mesela kami kelimesi tanrı anlamına gelirken aynı zamanda kağıt anlamına da gelmektedir (origami) fakat buna karşın tanrı ve kağıt kelimelerinin kanjileri tabii farklı yazılmaktadır. Şimdi bunlar insanın gözünde büyüse de 3 ay kadar bi süreyle hiragana+katakanayı çözebiliyorsun. Kanjilerin de bir mantığı olduğu için öğrenmesi çok zor değil. 木日金 mesela buraya 3 tane kanji yazdım. Bunlardan birisi ağaç demek. Hangisi olduğunu söylememe gerek yoktur herhalde.
Kolay kısmı da şunlar ki, telaffuzu bir türk için inanılmaz kolay. Sen öğrenmeye başladığın andan itibaren bir japon gibi telaffuz edebiliyorsun kelimeleri. Latin kökenli dillerde böyle bir şey söz konusu değil.
Cümle dizimi aynı, mesela örnek iki cümle yazayım:
Kore wa kasa desu to kono kasa wa watashi no desu.
Bu bir şemsiye dir ve bu şemsiye ben(im) dir.
wa eki ingilizcedeki is gibi kullanıldığı ve türkçede doğrudan bi karşılığı olmadığı için kullanmadım.
Bunun dışında sayılar bizdekiyle aynı mantıktalar. Mesela on üç derken on ve üç'ü birleştiriyoruz değil mi, onlar da aynen öyle yapıyor. 10=ju, 3=san. Eğer burada ben ju san dersem on üç demiş oluyorum. Üstelik türkçedekinden de daha kolay olarak, 30 demek için sadece yerlerini değiştiriyorum. Yani, ju san on üçken san ju da otuz demek oluyor. Yani bizdeki yirmi otuz kırkları, iki on, üç on, dört on diye telaffuz ediyorlar.
Bulunma ve yönelme hal ekleri onlarda da aynı:
Ev e gidiyorum.
Uchi e ikimasu.
Ev de dinleniyorum.
Uchi de yasumimasu.
Üstelik türkçede ünlü uyumları, ses olayları (ünsüz benzeşmesi, yumuşaması, ünlü düşmesi) gibi olaylar varken Japonca'daki ekler (no, wa, mo, de, e, ni gibi) hep kelimeden ayrı yazıldıkları için herhangi bir ses olayına yahut ünlü uyumuna uğramıyorlar. Mesela,
Benim kitabım.
Senin kitabın.
Birinde im ım oldu, diğerinde in ın oldu. Üstelik kitap da ünsüz yumuşamasına uğrayarak kitab oluyor. Japoncadakine bakalım bir de:
Watashi no hon.
Anata no hon.
Bir fark yahut ses olayı herhangi bir zorluk var mı? Yok.
Daha birçok örnek sayılabilir dilin bir türk için kolay olmasına sebep sayılabilecek. Bu yüzden ben ilgisi olan herkesin japonca öğrenmesi gerektiği savunuyorum.
Değerli üyeler biliyorsunuz ki ülkemizde tüm okullarda İngilizce eğitimi veriliyor bunun yanı sıra Lisede haftada 2 ders almanca ya da seçmeli başka dil dersleri oluyor hepimizin ortak görüşü ülkemizde ki dil eğitiminin yetersiz olduğu şeklinde.
Kesinlikle siyasi bir tavır değil ama Abdülhamidin dil eğitim sistemi bana çok anlamlı geliyor nasıl bir sistem izlemiş ve bu şekilde eğitim vermiş bilgim yok ama Atatürk İsmet Paşa gibi dillere hakim o dönemde kendi anadili gibi fransızca almanca bilen paşalar ve daha bir çok paşa devlet adamı bilim insanı o savaş yıllarına rağmen müthiş bir eğitim almışlar harika şekilde dil konuşmuşlar ve cumhuriyrti kurmuşlar gerçekten taktir edilesi bir durum bu yüzden abdülhamidin eğitim sistemi ile ilgili bende bu şekilde görüş oluştu. Bunu sizlerle paylaşmak istedim
Asıl sorum şu Ülkemizde arapça eğitimi olmalı mı? Bazı kişiler tüm bu yorumlarımdan benim sağ görüşlü bir insan olduğum sonucuna varabilirler ama kesinlikle siyaset yapmıyorum.
dikkat ederseniz şu an en çok araplarla ticari ilişki içerisinde olduğumuz kesin ayrıca her gün araplarla ve arapça konuşan devletlerle yakın ilişkilere giriliyor yeni konsollosluklar. Mühendislik projeleri gündeme geliyor.
Ayrıca askerimizi ya da devlet adamlarını en çok bu ülkelere gönderiyoruz. Ben de bu sebeplerden dolayı Arapça eğitimine önem vermemiz gerektiğnini düşünüyorum siler ne düşünüyorsunuz