Acılar ve Tanrı inancı

penthaL

Cezalı
80+
Katılım
29 Ekim 2024
Mesajlar
212
Reaksiyon skoru
187
Doğum yapan neredeyse tüm türler doğum sırasında acı içinde kıvranıyor, doku yırtılmaları yaşanıyor, iç kanamalar oluyor ve büyük oranda bebek ve anne ölümleri yaşanıyor. Günümüzde modern tıp olmasa bu süreç yüz binlerce kadını ve bebeği eskiden olduğu gibi her yıl öldürmeye devam ederdi.

Buna karşı sunulan en yaygın argümanlardan biri ise burasının "imtihan dünyası" olduğu. Ama bu süreç sadece insanlarda bu şekilde değil, hatta bazı türlerde insanlardakinden bile daha acılı ve ölümcül. Örneğin sırtlanların ilk doğumlarında %60'a varan ölüm oranı var, eğer ölmezse de işkenceden farksız 12 saate varan acı dolu bir doğum sürecini atlatmak zorunda. Çok daha zorlu doğum sürecine sahip birçok hayvan daha var ama saymama gerek yok herhalde. Yani bu argümanınız kolayca çürüyor.

Ve evrim doğum sürecinin insanlarda neden bu kadar acılı ve ölümcül olduğunu rahatlıkla açıklıyor. Dik yürümeye başladık, pelvis daraldı, dolayısıyla doğum kanalı da daraldı. Beyin gelişti, kafa büyüdü. Ve sonucunda böylesine ölümcül ve acı dolu bir doğum süreci ortaya çıktı. Ama eğer tanrı varsa ve bu tanrı merhametliyse, neden evrimsel süreci böylesine berbat bir doğuma yol açacak şekilde tasarladı?

Eğer tanrı varsa, bu doğum tasarımını yapan tanrı, yüz milyonlarca yıl boyunca sayısız dişiyi ve bebeği sebepsiz yere acı içinde bırakmış demektir. Ve neredeyse tüm dinlerde tanrı merhametli bir profil ile anlatılıyor. İnsan anatomisindeki diğer birçok hatayı saymaya bile gerek yok. Merhametli ve her şeye gücü yeten tanrı profili sadece doğum süreci üzerinden bile çürüyebiliyor.

Ve tanrı fikri, bu gerçekliğe baktığımızda akla ilk gelen değil, en zorla uydurulmuş açıklamadır. Bu kadar yoğun ve yaygın bir acı, ya tanrı'nın umurunda olmayan bir evreni gösterir, ya tanrı'nın canlıların acı çekmesinden zevk aldığını ya da doğrudan tanrının var olmadığını gösterir.

Ekstra Sorum: Ve eğer ben çoğu canlının doğumunun bu şekilde saçmalıktan ibaret olması sebebiyle tamamen haklı bir şekilde tanrı'nın varlığına inanmamaya karar versem tanrınız beni sonsuza dek yakacak mı? Böyle saçmalık mı olur? Hiç mi sorgulamıyorsunuz?
 
evet yakacak
böyle saçmalık da olur
keyfime göre ara sıra kafam esince sorguluyorum
umarım cevaplarım yeterli olmuştur :giggle:
 
Ekstra Sorum: Ve eğer ben çoğu canlının doğumunun bu şekilde saçmalıktan ibaret olması sebebiyle tamamen haklı bir şekilde tanrı'nın varlığına inanmamaya karar versem tanrınız beni sonsuza dek yakacak mı? Böyle saçmalık mı olur? Hiç mi sorgulamıyorsunuz?

Sorgularız sorgulamayız, bu seni veya kimseyi ilgilendirmez. Herkesin dini kendine, herkes kendine kadar müslüman, herkes kendine kadar Allah'a inanır. Bunu sorgulamak sana düşmez.

Ayrıca o koyu yaptığım yer gönlünden gelerek diyorsan geçmiş olsun zaten. O soruyu sormana gerek kalmayacak.
 
evet yakacak
böyle saçmalık da olur
keyfime göre ara sıra kafam esince sorguluyorum
umarım cevaplarım yeterli olmuştur :giggle:
Sorgularız sorgulamayız, bu seni veya kimseyi ilgilendirmez. Herkesin dini kendine, herkes kendine kadar müslüman, herkes kendine kadar Allah'a inanır. Bunu sorgulamak sana düşmez.

Ayrıca o koyu yaptığım yer gönlünden gelerek diyorsan geçmiş olsun zaten. O soruyu sormana gerek kalmayacak.
Hahahaha, gördüğünüz üzere konudaki ana metni okumadan, ana metnin içeriğiyle ilgilenmeden, ana metin ile ilgili hiçbir şey söylemeden direkt olarak "ekstra soru" üzerinden "sorgularız veya sorgulamayız, bu seni ilgilendirmez" tarzında saldırıya geçmişler. Hiçbir dine hakaret etmememe rağmen, hiçbir agresif dil kullanmamama rağmen, sırf sitenin felsefe kısmında felsefe yaptığım için yazdıkları şeylere bakar mısınız? Yazdıkları şeylerin hiçbiri de konunun içeriğini cevaplamıyor. Konuda ben çok önemli noktalara değinmişken bunların hiçbirine verebilecek bir cevapları olmadığı için sebepsiz yere saldırıya geçmişler. Komedi.
 
Hahahaha, gördüğünüz üzere konudaki ana metni okumadan, ana metnin içeriğiyle ilgilenmeden, ana metin ile ilgili hiçbir şey söylemeden direkt olarak "ekstra soru" üzerinden "sorgularız veya sorgulamayız, bu seni ilgilendirmez" tarzında saldırıya geçmişler. Hiçbir dine hakaret etmememe rağmen, hiçbir agresif dil kullanmamama rağmen, sırf sitenin felsefe kısmında felsefe yaptığım için yazdıkları şeylere bakar mısınız? Yazdıkları şeylerin hiçbiri de konunun içeriğini cevaplamıyor. Konuda ben çok önemli noktalara değinmişken bunların hiçbirine verebilecek bir cevapları olmadığı için sebepsiz yere saldırıya geçmişler. Komedi.

Senin o beynin bu tarz sorunları yeni yeni ortaya çıkartıyor galiba. O yüzden uğraşmak istemedim. Benim yazdıklarım saldırı değil, ayrıca sadece oraya odaklanmadım, en can alıcı yer olarak orayı belirledim. De bunu idrak edemeyecek kadar enteresan bir kişilik olduğunu belli ettin kardeşim. Burada 18 yaş altı çok fazla ufak kardeşimiz var ve bu tarz düşüncelere onları sürüklemenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Önce bırak insanlar bir kitabı okusun. Ondan sonra beyinleri yettikçe sorgularlar zaten.

Bir de beni eleştireceksen sadece sen eleştir, yetebiliyorsan. Başkalarına "bakın bakın ne demiş" demene gerek yok 10 yaşındaki çocuk gibi...

Ayrıca senin kafanla gidersek; kanser, normal hastalıklar, kırıklar-çıkıklar, nezle-grip, fıtık... Bunlar da gereksiz ve olmaması gereken şeyler. TONRO BOZOM ACO COKMOMOZO OSTOYOR! :) İyi forumlar.
 
Şu din konuları da baydı ya, ister inan ister inanma da neden sorgulamıyosunuz diye de sormak ne bileyim
 
Şu "imtihan" savunmasının bilişim çağında hâlâ tutuyor olması, telefonların bile sahiplerinden akıllı olmasından kaynaklanıyor.
 
YouTube'de Enis Doko'nun kötülük problemi videolarını aratıp izlemenizi tavsiye ederim, teizmin pek çok açıklamasına değiniyor.

Hem düzgün bir teist hem düzgün bir non-teist perspektifinden bakmak da önemli.

Yaklaşım farklarını anlamak için şu iki videoyu da öneririm:
 
Vucuttan vücuta Kara deliklerden geçtik doğduk insan boyutuna ulaştık. Uzaydada kara delik var bildiğiniz üzere.

İnanması zor olsa bile benim teorim Uzay dediğimiz yer iç-içe geçmiş canlılar toplumudur.
 
Hahahaha, gördüğünüz üzere konudaki ana metni okumadan, ana metnin içeriğiyle ilgilenmeden, ana metin ile ilgili hiçbir şey söylemeden direkt olarak "ekstra soru" üzerinden "sorgularız veya sorgulamayız, bu seni ilgilendirmez" tarzında saldırıya geçmişler. Hiçbir dine hakaret etmememe rağmen, hiçbir agresif dil kullanmamama rağmen, sırf sitenin felsefe kısmında felsefe yaptığım için yazdıkları şeylere bakar mısınız? Yazdıkları şeylerin hiçbiri de konunun içeriğini cevaplamıyor. Konuda ben çok önemli noktalara değinmişken bunların hiçbirine verebilecek bir cevapları olmadığı için sebepsiz yere saldırıya geçmişler. Komedi.
evet verecek cevabım yok
ekstra soru kısmını da cevapladım
daha ne istiyorsun
 
Soru sormadan önce ''ACI'' ile ''AĞRI'' kavramını öğrenmek gerekir.
Acı bedensel olarak zarar vermeyen, ruhen zarar veren olgudur. Örn. Aşk acısı.
Ağrı bedenin çektiği sinir sistemi ile beynin sana zarar gören bildirmesidir. Bir nevi savunma mekanizmasıdır.

Kelime hazneni geliştirdikçe sorularının çözümlerini kendin bulacaksın. Beyin kaslar gibidir. Beslemen gerekir kelimelerde beyni besler ve daha iyi düşünürsün.
 
Doğum yapan neredeyse tüm türler doğum sırasında acı içinde kıvranıyor, doku yırtılmaları yaşanıyor, iç kanamalar oluyor ve büyük oranda bebek ve anne ölümleri yaşanıyor. Günümüzde modern tıp olmasa bu süreç yüz binlerce kadını ve bebeği eskiden olduğu gibi her yıl öldürmeye devam ederdi.

Buna karşı sunulan en yaygın argümanlardan biri ise burasının "imtihan dünyası" olduğu. Ama bu süreç sadece insanlarda bu şekilde değil, hatta bazı türlerde insanlardakinden bile daha acılı ve ölümcül. Örneğin sırtlanların ilk doğumlarında %60'a varan ölüm oranı var, eğer ölmezse de işkenceden farksız 12 saate varan acı dolu bir doğum sürecini atlatmak zorunda. Çok daha zorlu doğum sürecine sahip birçok hayvan daha var ama saymama gerek yok herhalde. Yani bu argümanınız kolayca çürüyor.

Ve evrim doğum sürecinin insanlarda neden bu kadar acılı ve ölümcül olduğunu rahatlıkla açıklıyor. Dik yürümeye başladık, pelvis daraldı, dolayısıyla doğum kanalı da daraldı. Beyin gelişti, kafa büyüdü. Ve sonucunda böylesine ölümcül ve acı dolu bir doğum süreci ortaya çıktı. Ama eğer tanrı varsa ve bu tanrı merhametliyse, neden evrimsel süreci böylesine berbat bir doğuma yol açacak şekilde tasarladı?

Eğer tanrı varsa, bu doğum tasarımını yapan tanrı, yüz milyonlarca yıl boyunca sayısız dişiyi ve bebeği sebepsiz yere acı içinde bırakmış demektir. Ve neredeyse tüm dinlerde tanrı merhametli bir profil ile anlatılıyor. İnsan anatomisindeki diğer birçok hatayı saymaya bile gerek yok. Merhametli ve her şeye gücü yeten tanrı profili sadece doğum süreci üzerinden bile çürüyebiliyor.

Ve tanrı fikri, bu gerçekliğe baktığımızda akla ilk gelen değil, en zorla uydurulmuş açıklamadır. Bu kadar yoğun ve yaygın bir acı, ya tanrı'nın umurunda olmayan bir evreni gösterir, ya tanrı'nın canlıların acı çekmesinden zevk aldığını ya da doğrudan tanrının var olmadığını gösterir.

Ekstra Sorum: Ve eğer ben çoğu canlının doğumunun bu şekilde saçmalıktan ibaret olması sebebiyle tamamen haklı bir şekilde tanrı'nın varlığına inanmamaya karar versem tanrınız beni sonsuza dek yakacak mı? Böyle saçmalık mı olur? Hiç mi sorgulamıyorsunuz?
Evet, doğum süreci zorlu ve acılı olabilir. Evrimsel açıdan bu açıklanabilir, ama bu durum Tanrı'nın varlığını tamamen çürütmez. İmtihan dünyası anlayışı, sadece insani acıları değil, genel olarak yaşamın tüm yönlerini kapsayan daha büyük bir çerçeve sunar. Acı ve zorluklar anlamsız değil, bu dünyada anlam, sabır, fedakârlık ve sevgi gibi kavramlarla ortaya çıkar.

Ayrıca Tanrı’nın merhameti, sadece bu dünyadaki fiziksel rahatlıkla sınırlı değildir. İnançlı bir bakış açısıyla, bu dünya geçici; asıl amaç sonsuz bir hayat için hazırlanmak. Tanrı’nın varlığına dair sadece acı üzerinden değil, bilinç, ahlak, düzen, matematiksel yasalar ve evrenin varoluşu gibi pek çok açıdan da düşünmek gerekir.

Son olarak, samimi bir arayış ve sorgulama, İslam'da asla cezalandırılmaz. Cezalandırma; kibir, inat ve hakikati bilip reddetme durumudur. Sorular sormak değil, samimiyetsizlik sorgulanır.
 
Evet, doğum süreci zorlu ve acılı olabilir. Evrimsel açıdan bu açıklanabilir, ama bu durum Tanrı'nın varlığını tamamen çürütmez. İmtihan dünyası anlayışı, sadece insani acıları değil, genel olarak yaşamın tüm yönlerini kapsayan daha büyük bir çerçeve sunar. Acı ve zorluklar anlamsız değil, bu dünyada anlam, sabır, fedakârlık ve sevgi gibi kavramlarla ortaya çıkar.

Ayrıca Tanrı’nın merhameti, sadece bu dünyadaki fiziksel rahatlıkla sınırlı değildir. İnançlı bir bakış açısıyla, bu dünya geçici; asıl amaç sonsuz bir hayat için hazırlanmak. Tanrı’nın varlığına dair sadece acı üzerinden değil, bilinç, ahlak, düzen, matematiksel yasalar ve evrenin varoluşu gibi pek çok açıdan da düşünmek gerekir.

Son olarak, samimi bir arayış ve sorgulama, İslam'da asla cezalandırılmaz. Cezalandırma; kibir, inat ve hakikati bilip reddetme durumudur. Sorular sormak değil, samimiyetsizlik sorgulanır.
"Acı ve zorluklar anlamsız değil, bu dünyada anlam, sabır, fedakârlık ve sevgi gibi kavramlarla ortaya çıkar." demişsiniz hocam ama merak ettiğim diğer hayvanlar tam olarak neyle sınanıyorlar ? İnsanların bu acılar ve zorluklar karşısında dayanıp sonsuz bir hayat için mücadele ettiklerini söylemişsiniz ama arkadaşın sorduğu şey belki de "masum canlıların çektikleri gereksiz acılar neden?" gibi bir şey olabilir. Bu tabi ki tek başına Tanrının varlığına veya yokluğuna bir delil değildir belki de ama "Tanrı acı çekmemizi mi istiyor ?" ya da "Tanrı acı çekmemizi istemiyor ama engel mi olamıyor ?" ya da "Tanrı yok mu?" gibi soruları aklıma getiriyor.
 
Geri
Top