O zaman, ODTÜ, Çukurova, Hacettepe, Bilkent, Boğaziçi vs. kazanamadıktan sonra Kırıkkale'ye falan gitmenin ve açıktan okumanın hiçbir faydası yok. O zaman, boşu boşuna bu tür üniversitelerde okumak için aileyle birlikte oraya taşınmak falan çok büyük para ve vakit kaybı.
Hayır aslında demek istediğim böyle değil. Elbetteki her öğrenci üst seviye bir üniversite kazanamayabilir fakat Kültür Üniversitesi bile bir İstanbul Üniversitesi'nden iyidir. Bilgi, İstanbul Aydın'dan iyidir.
Kurumsal firmada üstleriniz zaten büyük ihtimalle sayılı üniversitelerden mezun olur ya da askeri okul mezunlarıdır. Bilişim sektöründe elbette bilgi her şey neredeyse fakat yükselmek, iyi yerlere gelmek herkesin isteyeceği şey. Ne de olsa bir mesleğiniz var elinizde ve bunu icra ederek yükselmek en doğal istek ve hakkınız. Benim değindiğim konu tam olarak burası. Referans yoksa, tecrübe yoksa inanın diplomanıza bakıyorlar. İşin garibi referans ve tecrübe için o işe ihtiyacınız var ama bir yerden sonra sizi yaptığınız işlerle değil sahip olduğunuz diplomayla anıyorlar. Yaptığınız iş başvurusunda 3 şeye sırayla bakılıyor.
1. Hangi gruptasınız? Mühendis mi? Tekniker mi? Analist mi?
2. Kaç yıl tecrübeniz var? Junior mısınız? Senior mısınız? Ve yaptıklarınız bu tecrübe yılına uygun mu?
3. Mezun olduğunuz okul ve yılı.
Ben bizim iş görüşmelerimizden çıkardığım kadarıyla söylemem gerekirse; diplomanızı güçlü tutun. 23-24 yaşına kadar ders çalışın arkadaşlar. Sonrasında ummadığınız bir rahatlık bilişim sektöründe sizi karşılayacak. Emin olun.
Bu arada geç kalmadınız. Lisansı sağda solda bitsin diye okumuş olsanız bile, yüksek lisansınızı güzel bir yerde yaparsanız tadından yenmiyor demedi demeyin