Bilimcilik, bilime bağnazlık, bilime aşırı önem verme durumudur. Bilimciler hayatta sadece bilime göre hareket edilmesi gerektiğine inanır. Kelime içinde bilim geçmesi bunu sizin için iyi gösterebilir fakat hatalı ve sapkın bir görüştür. Bu görüşe göre tek bilgi kaynağı bilimdir; sosyal bilimler, felsefe ve dini bilgiler meşru değildir.
Bilime dair pek bir halt bilmeyen kimselerin bu görüşü ölümüne savunduğunu görebilirsiniz. Aynı felsefeden bir halt anlamayıp da iki cümle öğrendikten sonra sürekli sloganik konuşma yapan kişiler gibi.
Bu forumda onlardan çokça görebilirsiniz
Bir bilim insanı bilimci olmak zorunda değildir. İkisi farklı kavramlardır. Bilim insanı bilimle uğraşan kişi, bilimcilik ise bilimin tek bilgi kaynağı olduğunu savunan bir ideolojidir. Ve bu ideolojiyi savunanlar bu ideolojiyi insanlara empoze etmek, baskılamak için başka bir bilgi kaynağı olan dine sürekli saldırır. Bilimci görüşü insanlara dayatmak isteyen güçlü insanlar bunu medya yoluyla yapar. "Gücün medyası vardır."
Bilimcilik neden hatalı peki?
Bilimcilik dediğimiz gibi hayatın her alanında bilimi önder almamız gerektiğini savunur. "Hayatımızı nasıl yaşamamız gerekir?" sorusuna "bilimle" olarak yanıt verir.
Sıkıntı nerde peki? Şimdi sizin ateşiniz yüksek. Ama gidip de ağrı kesici türü bir ilaç alırsanız sorununuzu kesemezsiniz. Yani soruya soruna uygun olmayan ilaç, yol denerseniz çalışmaz. Sorun devam eder.
Peki bilimciliğin savunduğu bilimin yetmediği alanlar nedir? Doğa bilimlerinin yetmediği alanlar vardır, cevaplayamadığı sorular. Ki zaten doğa bilimleri de bunu yapacağını yapabileceğini sunmaz. Bunu natüralist kafalar, ideolojik kafalar böyle sunar ve insanların düşünme tarzını değiştirir. Onları global medyanın da etkisi ile güçlü bir manipülasyona sokar. Bu forumda da onlar var.
Peki biz kimi tanıyoruz, Evrim Ağacı, Celal Şengör Türkiye'nin başlıca natüralist bilimcileridir. Ve size zarar verirler ideolojik olarak. Dünya çapında ise Richard Dawkins, Lawrence Krauss, Gregor Mendel 'i görüyoruz.
Bilimciliğe göre ahlak da bilimseldir ve bilimsel zeminde oluşturabilir, geliştirebilir, tartışılabilir. Bu tabi ki olanaksızdır. Bu mantığa göre;
- Ben çocuk öldürebilirim.
- Ben kadına tecavüz edebilirim.
- Ben hayvana işkence yapabilirim. Mendel yaptı da sırf bilim uğruna.
- Hırsızlık yapabilirim. Kimsenin, devletin ve polisin bana dokunma hakkı yoktur. Olamaz bilimciliğe göre.
- Dışkı yemem çok normal.
- Ensestten normali yok.
- İnsan hakları yoktur bunlar dinlerin uydurduğu kurallardır.
Mantığı ne? Bilimciliğin tek kaynak olarak gördüğü doğa bilimlerine bakalım. Temelde fizik, kimya, biyoloji. Ben bunlarla bir ahlak inşa etmeye çalışsam hangisini nasıl kullanacağım? Burada bir çıkmaz var.
Dersin ki "herkesin aklı var ve herkes kendine göre ahlak oluşturabilir. İyi-kötüyü ayırt edebilir. " Ben de derim ki neye göre ?
Akla göre?
Herkesin aklı ve düşünme mantığı farklı? Bu akıllar neyi esas alacak ki kendi ahlaklarını oluştursunlar? A dur, evet kendi ahlaklarınızı oluşturabilirsiniz fakat toplumsal ahlakı oluşturamazsınız. Herkese göre farklı iyi-kötü kavramı çıkacaktır ve bir kaos meydana gelecektir. Yani bilimsel ahlak tırt oldu.
Toplumsal ahlakı eğitimle çözebiliriz derseniz ? Bu eğitim neyi esas alacak? Onu mu bunu mu? Taraflar arasında yine bir kavga olacak. Yani "eğitim şart" klişesini geçin geçin.
Daha sonrasında bilimin her şeye yanıt verebileceğini savunur dedik değil mi? Fizik kimya biyolojinin incelediği yerlere bakalım. Bilim aslında hiçbir şeyi açıklamamıştır. Hala gizemler vardır. Mesela
- DNA kendini nasıl eşliyor, mitoz bölünme nasıl oluyor?
- Zigot nasıl bir bebek oluyor ve o bebek nasıl bir yetişkine doğru gelişiyor?
- Vücut sıcaklığı nasıl ve neden sürekli 37 derecede?
- .
- .
- .
Bu şekilde ortaokulda öğrendiğimiz bazı bilimsel olayların hala açıklanmadığı bilimin bunları açıklamadığını söylüyorum. Ama natüralizm ile şekillenmiş eğitim sistemi yüzünden bireyler non-teizme doğru kayıyorlar.
Bilim bu olayların nasıl ve neden olduğunu hiçbir zaman açıklamamış ve açıklamıyor da. Bilim sadece bu olayların sırasını açıklamıştır. Tek yaptığı şey daha yakından bakmaktır. Canlılığın nasıl oluştuğu ve nasıl bugünkü halini aldığı sorusuna evrim şeklinde yanıt verirler ama bu da çok yanlıştır. Bilim evrimin nasıl ve neden olduğunu yine açıklamaz. Sadece olayların sırasını açıklar.
Zigot nasıl bebek olur?
-Mitoz bölünme oluyor bebek oluyor işte.
O bir tanecik hücre bir tanecik hücre. Aklı yok, fikri yok, ilmi yok. O nasıl nerden biliyor o şekilde bir canlı olacağını? Bana bunu açıklar mısınız? Cevap ne ? DNA mı? İyi de DNA sadece 4 tane temel taşın sıralınışı. Bir bilgi. Bilgi insan mı yapabilir? Proje kitabı bina yapamayacağı gibi DNA da insan yapamaz! Bu algıyı kırın. Aklınızı özgürleştirin.
Tanrıya inanmıyorsunuz ama tanrı sıfatlarını DNA ve hipotalamusa bağlayacak kadar da komik duruma düşüyorsunuz.
Bilimciliğin bir alt mercii olan yeni ateizme bakalım. Yeni ateizm bilimciliğin esasında dinlerle savaşmak demektir. Yeni ateizme göre:
- Modernitenin isteği şeklinde eski gelenek ve kültürler değiştirilmeli
- Dinler ortadan kalkmalı
şeklinde fikirler benimsenmiştir. Dawkins'ten bunu görebilirsiniz. Yeni ateizm "o ona inansın ben buna inanıyorum" şeklinde değil "dinlerle savaş" halinde olup doğrudan dinlere saldırı yapmaktadır. Bunu en iyi şekilde medya üzerinden gerçekleştirmektedirler. ABD ve Avrupa'nın İslam'a nasıl baktığını biliriz. Aynı cahiller şaşırtıcı şekilde Türkiye'de de var. İsim veriyorum, Celal Şengör. Bilgisi olsun veya olmasın her şey hakkında konuşur. Ve konuşmalarında öyle cehalet var ki... Cahil olmayan için komedidir. Adam fen ve matematiği bitirdi. İptal! Ateizme uymadığı için Big Bang'i kabul etmeyen biri.
Sonuç olarak bilimin ne olduğunu, ne olmadığını; ne yapabildiğini ne yapamadığını bilirseniz ve biraz da gözü açık olursanız doğruya ulaşmak adına büyük bir adım atmış olursunuz.
Sağlıcakla kalın. Eksiklerim illaki vardır