F4IRFL4Y
80+ Silver
- Katılım
- 27 Ekim 2022
- Mesajlar
- 4,548
Dahası
- Reaksiyon skoru
- 2,670
- İsim
- Cengiz
Selamlar Dostlar
Forumlarda ve sosyal medyada sıkça görüyorum ki, birçok insan yapılan protestoların devlete karşı olduğunu sanıyor. "Devlete karşı gelinmez" veya "Devlete saygı duyacaksın" gibi söylemlerle tepki veriyorlar. Oysa mesele devletten bağımsız bir durum, tamamen iktidar meselesi. Ancak bazı kesimler, alınan kararların devlet tarafından verildiğini ve protestoların doğrudan devlete karşı yapıldığını düşünüyor. Hatta eylem yapanları terörist ilan ediyorlar. Peki, protesto hakkını tanıyan, bu özgürlüğü veren anayasa ve devlet ne oluyor o zaman? İnsanların kendi sözleriyle çelişmesi gerçekten utanç verici bir durum.
Şu da açık bir gerçektir: Polisler, devletin emirlerine uyan memurlardır. Kendi kafalarına göre hareket edemezler, dolayısıyla onlara nefret duymanın bir anlamı yoktur. Eğer bir polis birine müdahale etmiş, şiddet uygulamış ya da geri çekilmişse, bu tamamen verilen emre bağlıdır. O tomaları oraya gönderen, başka şehirlerden polis desteği çağıran ve nasıl müdahale edilmesi gerektiğini belirleyen ise, hükümet ve ilgili devlet kurumlarıdır. Bu yüzden sorgulanması gereken polis değil, emirleri veren otoritedir.
Ancak burada iki uç nokta var: Bir yanda polise gereksiz nefret duyanlar, diğer yanda ise "Polise el kalkmaz!", "Polis ne yaparsa haklıdır!" diyerek her koşulda savunanlar. Oysa polis hatasız veya dokunulmaz bir yapı değildir, aynı zamanda nefret edilmesi gereken bir taraf da değildir. Sonuçta polis de bir kamu görevlisidir ve emirleri yerine getirir. Doğruyu ve yanlışı ayırt etmek için nefaneti de yüceltmeyi de bir kenara bırakıp, olaylara mantıklı bakmak gerekir.
Tabii ki eylemler de usulüne uygun yapılmalıdır. Polisin üstüne yürümek yerine, pankart açıp barışçıl bir şekilde slogan atarak protesto edilirse, polislerin şiddet kullanmak için bir sebebi olmaz. Sonuçta, onların da görevi orada düzeni sağlamak. Ancak bir saldırı gerçekleşirse, karşılık verirler. Bu yüzden, her şey usulüne uygun yapıldığı sürece bir sorun çıkmaz.
Son olarak, nefretinizi devlete değil, iktidara yöneltin. Çünkü devlet biziz, devlet halktır. Halk olmazsa, devlet de olmaz. Ama iktidar geçicidir; bugün var, yarın yok. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti her zaman var olacaktır!
Ayrıca, yazımdan dolayı beni farklı bir siyasi görüşten sanacak arkadaşlar için açıklayayım: Ben Türk'üm, Türkçüyüm, Türk milliyetçisiyim ve Zafer Partisi'ni destekliyorum. Bu yüzden bana boşuna "CHP'li", "AKP'li", "MHP'li", "DEM'li" gibi etiketler yapmayın.
Forumlarda ve sosyal medyada sıkça görüyorum ki, birçok insan yapılan protestoların devlete karşı olduğunu sanıyor. "Devlete karşı gelinmez" veya "Devlete saygı duyacaksın" gibi söylemlerle tepki veriyorlar. Oysa mesele devletten bağımsız bir durum, tamamen iktidar meselesi. Ancak bazı kesimler, alınan kararların devlet tarafından verildiğini ve protestoların doğrudan devlete karşı yapıldığını düşünüyor. Hatta eylem yapanları terörist ilan ediyorlar. Peki, protesto hakkını tanıyan, bu özgürlüğü veren anayasa ve devlet ne oluyor o zaman? İnsanların kendi sözleriyle çelişmesi gerçekten utanç verici bir durum.
Şu da açık bir gerçektir: Polisler, devletin emirlerine uyan memurlardır. Kendi kafalarına göre hareket edemezler, dolayısıyla onlara nefret duymanın bir anlamı yoktur. Eğer bir polis birine müdahale etmiş, şiddet uygulamış ya da geri çekilmişse, bu tamamen verilen emre bağlıdır. O tomaları oraya gönderen, başka şehirlerden polis desteği çağıran ve nasıl müdahale edilmesi gerektiğini belirleyen ise, hükümet ve ilgili devlet kurumlarıdır. Bu yüzden sorgulanması gereken polis değil, emirleri veren otoritedir.
Ancak burada iki uç nokta var: Bir yanda polise gereksiz nefret duyanlar, diğer yanda ise "Polise el kalkmaz!", "Polis ne yaparsa haklıdır!" diyerek her koşulda savunanlar. Oysa polis hatasız veya dokunulmaz bir yapı değildir, aynı zamanda nefret edilmesi gereken bir taraf da değildir. Sonuçta polis de bir kamu görevlisidir ve emirleri yerine getirir. Doğruyu ve yanlışı ayırt etmek için nefaneti de yüceltmeyi de bir kenara bırakıp, olaylara mantıklı bakmak gerekir.
Tabii ki eylemler de usulüne uygun yapılmalıdır. Polisin üstüne yürümek yerine, pankart açıp barışçıl bir şekilde slogan atarak protesto edilirse, polislerin şiddet kullanmak için bir sebebi olmaz. Sonuçta, onların da görevi orada düzeni sağlamak. Ancak bir saldırı gerçekleşirse, karşılık verirler. Bu yüzden, her şey usulüne uygun yapıldığı sürece bir sorun çıkmaz.
Son olarak, nefretinizi devlete değil, iktidara yöneltin. Çünkü devlet biziz, devlet halktır. Halk olmazsa, devlet de olmaz. Ama iktidar geçicidir; bugün var, yarın yok. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti her zaman var olacaktır!
Ayrıca, yazımdan dolayı beni farklı bir siyasi görüşten sanacak arkadaşlar için açıklayayım: Ben Türk'üm, Türkçüyüm, Türk milliyetçisiyim ve Zafer Partisi'ni destekliyorum. Bu yüzden bana boşuna "CHP'li", "AKP'li", "MHP'li", "DEM'li" gibi etiketler yapmayın.