Neler Yeni

Kur'an'ın sonradan yazıldığını iddia eden video

𝐊𝐞𝐫𝐞𝐦

vagabond enjoyer
Moderatör
Katılım
26 Mart 2020
Mesajlar
17,882
En İyi Cevap
26
Hocam videonun tamamını izlediniz mi?
Evet, izledim. Fakat atlaya atlaya. Video süresinin yaklaşık yarısı kadar izledim sayılır. Fakat zaten söylediği şeylerin neredeyse hepsini biliyordum. Farklı bir şey sunmamış dediğim gibi. Ana başlıklara baktım. Adamı araştırdığımda geçmişinin de pek sağlam olmadığını gördüm. Azılı bir ateist.
 

mfimmel

80+ Silver
Katılım
11 Aralık 2020
Mesajlar
2,750
Birtakım kelime oyunları, Kur'an sıralı değil de kopuk şekilde ilerliyor argümanı, Kur'an'da anlatılan bazı kıssalar geçmiş milletlerin mitlerinde de geçiyor argümanı, peygamberin ölümünden sonra Kur'an mushaflarına ne olduğu konusunu çarpıtma vs. gibi bilindik şeyleri güzel bir prodüksiyonla derlemiş. Arkadaş yepyeni bir şey yapmamış. Son birkaç asırdır oryantalistlerden çıkma pek çok argümanı dillendirmiş. Kâh yalan konuşmuş, kâh doğru konuşmuş. İslam uleması bunların hepsine cevap vereli çok oluyor. Hiçbiri İslam'ın aleyhine delil değil.
Hocam acaba videoyu baştan sona izieyipte hala bu düşüncede nasıl kalabiliyorsunuz ya?

Hadi adam sadece konuşup geçti desem dediği her şeye kanıt sunuyor ve araştırabilirsin hepsi bir bir doğru.

Mishnah Sanhedrin adlı Kuran'dan önceki kitaptan yapılan bire bir alıntılar(Ayet söylemleri, ve Habil Kabil olayı),Yecüc Mecüc adlı kavmin daha önce ki semavi dinlerin kitabında farklı tasvirlerle (gog magog) geçtiğinin ve güya onların zülkarneyn tarafından hapsedildiği kapının aslında daha önce iskenderin kapısı adlı bir kapı olduğu çok net. (Şimdi buna onlarıda allah yazdı dersiniz e o zaman niye değişti diyorsunuz? Kendinizle çeliştiniz.)

Gel gelelim Nuh'un gemisi efsanesine;

Diyelim ki hadi tüm semavi kitaplar önceden Allah tarafından yazılmış olsun fakat onlardan çok daha önce Sümerler döneminde bu olaya inanılması da alıntı yapıldığının net olarak göstergesi.

Kuran'ın arapçadan daha çok süryanice harfler ile yazılması, Ashab-I Kehf hikayesinin başka versiyonlar ile çok daha önceden anlatılması ve bilinmesi, birçok surenin ve ayetin Kuran'dan silinmesi,Kur'an isminin aslında bir "Kurian" adlı bir hristiyan ayin kitabından alınmış olduğu ve bunun süryani hristiyanları ile bağlantısı olduğu için ihtimalin kuvvetlenmesi,İsa'nın tanrılaştırılmasının sonradan bir insan tarafından atılan teori olduğu (Arius), Kur'an da noktalamalar olduğu takdirde bile bir sürü anlam değişikliği olmasına rağmen henüz noktalamalar yokken Muhammed'den daha sonra kutsal olmayan birileri tarafından akıl yoluyla farazi şekilde koyulması Kuran'a anlamları beşeri varlıkların koyduğu apaçık ortada. Ve bir sürü varyasyonlara uğrayarak günümüze gelmesi üzerine hala daha Kur'anın ilk ayeti indiğinden beri hiç değişmeyerek günümüze kadar geldiğini savunan varsa ben ona insan demem sebebi ise eğer düşünmezsek bitkilerden,hiçlikten ya da hayvanlardan farkımız kalmaz.

Bu arada bu konulara merakı olan kişiler için, Yahve ve Allah kavramlarının bağlantısını detaylı araştırmanızı tavsiye ederim. İbrahim'in ve onun soyunun inandığı tanrı Allah değil Yahve'dir. (Bilgilendirme: Yahve yahudi tanrısıdır.)

Ve müslüman arkadaşlara birkaç soru sormak isterim. Neden sadece Muhammed'in hayatından 4 kez bahsedilmesine rağmen İsa'nın hayatından 36 kez bahsedildiğinide sorarım. Ya da Musa'nın en çok bahsedilen peygamber olmasından (Bilgilendirme: Musa yahudi peygamberidir.)

Ve Kuranda neden Muhammed hiçbirinizin babası değildir gibi bir söylem bulunuyor? Oysa ki 12 çocuğu olmasına rağmen. (Bilgilendirme: İsa'nın hiç çocuğu yoktur.)

Kuranda neden neredeyse tüm bölümlerinde ses tekrarı bulunuyor? Tanrı kendi kitabını neden yanlışı kabullendirmek tarzında bir kanıtlama uğraşında?

Son olarak neden biz insanlar hayatımızın temel amacını binlerce sene önce zeki birinin toplumu komite ve sosyokültürel düşüncelerini endeksleme amacıyla ürettiği bir projeye ihtiyaç halinde hissedelim? Hatta öyle de değil ondan onlarca yıl sonrasında birkaç zeki bedevi tarafından güya tanrı kelamı olan defalarca değişime uğrayan bir kitaba neden bağlı yaşayalım? Neden o bize tarih kitaplarında anlatılan Rönesans ve Reform'dan önce cennetten tapu veriliyor söylemlerini alaya alan çocuklar olarak günlük yaşantımıza uyum sağlayamayıp önümüzdeki asıra kadar dinliğini kaybedip mitoloji olacak bir din, ve insan aklı ile anlamlandırıldığı kesin olan bir kitaba inanalım? Çok daha fazlasıyız ve maalesef her ne kadar yok olmaktan endişe duysakta, gerçeğin üzerini yalanlarla kapatanlar sadece kendilerini kandırırlar.

Ek olarak bu videoyu 2 sene önce izlemiştim şimdi görünce tekrar izledim zaten görüşüm uzun süredir aynı fakat videoyu izlemeyen arkadaşlara özet geçeyim dedim. Özellikle videoda Bölüm 4'den sonrasını izlerseniz detaylı ve hepsi kanıtlı şekilde, günümüzdeki Kur'an'ın Allah'ın kelamı olmadığını net şekilde anlarsınız iyi forumlar.
 

KlausM

80+ Silver
Katılım
6 Mart 2021
Mesajlar
2,504
Hocam acaba videoyu baştan sona izieyipte hala bu düşüncede nasıl kalabiliyorsunuz ya?

Hadi adam sadece konuşup geçti desem dediği her şeye kanıt sunuyor ve araştırabilirsin hepsi bir bir doğru.

Mishnah Sanhedrin adlı Kuran'dan önceki kitaptan yapılan bire bir alıntılar(Ayet söylemleri, ve Habil Kabil olayı),Yecüc Mecüc adlı kavmin daha önce ki semavi dinlerin kitabında farklı tasvirlerle (gog magog) geçtiğinin ve güya onların zülkarneyn tarafından hapsedildiği kapının aslında daha önce iskenderin kapısı adlı bir kapı olduğu çok net. (Şimdi buna onlarıda allah yazdı dersiniz e o zaman niye değişti diyorsunuz? Kendinizle çeliştiniz.)

Gel gelelim Nuh'un gemisi efsanesine;

Diyelim ki hadi tüm semavi kitaplar önceden Allah tarafından yazılmış olsun fakat onlardan çok daha önce Sümerler döneminde bu olaya inanılması da alıntı yapıldığının net olarak göstergesi.

Kuran'ın arapçadan daha çok süryanice harfler ile yazılması, Ashab-I Kehf hikayesinin başka versiyonlar ile çok daha önceden anlatılması ve bilinmesi, birçok surenin ve ayetin Kuran'dan silinmesi,Kur'an isminin aslında bir "Kurian" adlı bir hristiyan ayin kitabından alınmış olduğu ve bunun süryani hristiyanları ile bağlantısı olduğu için ihtimalin kuvvetlenmesi,İsa'nın tanrılaştırılmasının sonradan bir insan tarafından atılan teori olduğu (Arius), Kur'an da noktalamalar olduğu takdirde bile bir sürü anlam değişikliği olmasına rağmen henüz noktalamalar yokken Muhammed'den daha sonra kutsal olmayan birileri tarafından akıl yoluyla farazi şekilde koyulması Kuran'a anlamları beşeri varlıkların koyduğu apaçık ortada. Ve bir sürü varyasyonlara uğrayarak günümüze gelmesi üzerine hala daha Kur'anın ilk ayeti indiğinden beri hiç değişmeyerek günümüze kadar geldiğini savunan varsa ben ona insan demem sebebi ise eğer düşünmezsek bitkilerden,hiçlikten ya da hayvanlardan farkımız kalmaz.

Bu arada bu konulara merakı olan kişiler için, Yahve ve Allah kavramlarının bağlantısını detaylı araştırmanızı tavsiye ederim. İbrahim'in ve onun soyunun inandığı tanrı Allah değil Yahve'dir. (Bilgilendirme: Yahve yahudi tanrısıdır.)

Ve müslüman arkadaşlara birkaç soru sormak isterim. Neden sadece Muhammed'in hayatından 4 kez bahsedilmesine rağmen İsa'nın hayatından 36 kez bahsedildiğinide sorarım. Ya da Musa'nın en çok bahsedilen peygamber olmasından (Bilgilendirme: Musa yahudi peygamberidir.)

Ve Kuranda neden Muhammed hiçbirinizin babası değildir gibi bir söylem bulunuyor? Oysa ki 12 çocuğu olmasına rağmen. (Bilgilendirme: İsa'nın hiç çocuğu yoktur.)

Kuranda neden neredeyse tüm bölümlerinde ses tekrarı bulunuyor? Tanrı kendi kitabını neden yanlışı kabullendirmek tarzında bir kanıtlama uğraşında?

Son olarak neden biz insanlar hayatımızın temel amacını binlerce sene önce zeki birinin toplumu komite ve sosyokültürel düşüncelerini endeksleme amacıyla ürettiği bir projeye ihtiyaç halinde hissedelim? Hatta öyle de değil ondan onlarca yıl sonrasında birkaç zeki bedevi tarafından güya tanrı kelamı olan defalarca değişime uğrayan bir kitaba neden bağlı yaşayalım? Neden o bize tarih kitaplarında anlatılan Rönesans ve Reform'dan önce cennetten tapu veriliyor söylemlerini alaya alan çocuklar olarak günlük yaşantımıza uyum sağlayamayıp önümüzdeki asıra kadar dinliğini kaybedip mitoloji olacak bir din, ve insan aklı ile anlamlandırıldığı kesin olan bir kitaba inanalım? Çok daha fazlasıyız ve maalesef her ne kadar yok olmaktan endişe duysakta, gerçeğin üzerini yalanlarla kapatanlar sadece kendilerini kandırırlar.

Ek olarak bu videoyu 2 sene önce izlemiştim şimdi görünce tekrar izledim zaten görüşüm uzun süredir aynı fakat videoyu izlemeyen arkadaşlara özet geçeyim dedim. Özellikle videoda Bölüm 4'den sonrasını izlerseniz detaylı ve hepsi kanıtlı şekilde, günümüzdeki Kur'an'ın Allah'ın kelamı olmadığını net şekilde anlarsınız iyi forumlar.
Helal olsun sonunda gerçekten birisi izlemiş.
 

PaLaaX

80+ Silver
Katılım
12 Aralık 2020
Mesajlar
3,676
Dahası  
Reaksiyon skoru
2,831
Konum
Beton
İsim
𝓐𝓭ı 𝓨𝓸𝓴 𝓝𝓪𝓶ı 𝓥𝓪𝓻
Discord
𝑃𝑎𝐿𝑎𝑎𝑋#7322
Hocam acaba videoyu baştan sona izieyipte hala bu düşüncede nasıl kalabiliyorsunuz ya?

Hadi adam sadece konuşup geçti desem dediği her şeye kanıt sunuyor ve araştırabilirsin hepsi bir bir doğru.

Mishnah Sanhedrin adlı Kuran'dan önceki kitaptan yapılan bire bir alıntılar(Ayet söylemleri, ve Habil Kabil olayı),Yecüc Mecüc adlı kavmin daha önce ki semavi dinlerin kitabında farklı tasvirlerle (gog magog) geçtiğinin ve güya onların zülkarneyn tarafından hapsedildiği kapının aslında daha önce iskenderin kapısı adlı bir kapı olduğu çok net. (Şimdi buna onlarıda allah yazdı dersiniz e o zaman niye değişti diyorsunuz? Kendinizle çeliştiniz.)

Gel gelelim Nuh'un gemisi efsanesine;

Diyelim ki hadi tüm semavi kitaplar önceden Allah tarafından yazılmış olsun fakat onlardan çok daha önce Sümerler döneminde bu olaya inanılması da alıntı yapıldığının net olarak göstergesi.

Kuran'ın arapçadan daha çok süryanice harfler ile yazılması, Ashab-I Kehf hikayesinin başka versiyonlar ile çok daha önceden anlatılması ve bilinmesi, birçok surenin ve ayetin Kuran'dan silinmesi,Kur'an isminin aslında bir "Kurian" adlı bir hristiyan ayin kitabından alınmış olduğu ve bunun süryani hristiyanları ile bağlantısı olduğu için ihtimalin kuvvetlenmesi,İsa'nın tanrılaştırılmasının sonradan bir insan tarafından atılan teori olduğu (Arius), Kur'an da noktalamalar olduğu takdirde bile bir sürü anlam değişikliği olmasına rağmen henüz noktalamalar yokken Muhammed'den daha sonra kutsal olmayan birileri tarafından akıl yoluyla farazi şekilde koyulması Kuran'a anlamları beşeri varlıkların koyduğu apaçık ortada. Ve bir sürü varyasyonlara uğrayarak günümüze gelmesi üzerine hala daha Kur'anın ilk ayeti indiğinden beri hiç değişmeyerek günümüze kadar geldiğini savunan varsa ben ona insan demem sebebi ise eğer düşünmezsek bitkilerden,hiçlikten ya da hayvanlardan farkımız kalmaz.

Bu arada bu konulara merakı olan kişiler için, Yahve ve Allah kavramlarının bağlantısını detaylı araştırmanızı tavsiye ederim. İbrahim'in ve onun soyunun inandığı tanrı Allah değil Yahve'dir. (Bilgilendirme: Yahve yahudi tanrısıdır.)

Ve müslüman arkadaşlara birkaç soru sormak isterim. Neden sadece Muhammed'in hayatından 4 kez bahsedilmesine rağmen İsa'nın hayatından 36 kez bahsedildiğinide sorarım. Ya da Musa'nın en çok bahsedilen peygamber olmasından (Bilgilendirme: Musa yahudi peygamberidir.)

Ve Kuranda neden Muhammed hiçbirinizin babası değildir gibi bir söylem bulunuyor? Oysa ki 12 çocuğu olmasına rağmen. (Bilgilendirme: İsa'nın hiç çocuğu yoktur.)

Kuranda neden neredeyse tüm bölümlerinde ses tekrarı bulunuyor? Tanrı kendi kitabını neden yanlışı kabullendirmek tarzında bir kanıtlama uğraşında?

Son olarak neden biz insanlar hayatımızın temel amacını binlerce sene önce zeki birinin toplumu komite ve sosyokültürel düşüncelerini endeksleme amacıyla ürettiği bir projeye ihtiyaç halinde hissedelim? Hatta öyle de değil ondan onlarca yıl sonrasında birkaç zeki bedevi tarafından güya tanrı kelamı olan defalarca değişime uğrayan bir kitaba neden bağlı yaşayalım? Neden o bize tarih kitaplarında anlatılan Rönesans ve Reform'dan önce cennetten tapu veriliyor söylemlerini alaya alan çocuklar olarak günlük yaşantımıza uyum sağlayamayıp önümüzdeki asıra kadar dinliğini kaybedip mitoloji olacak bir din, ve insan aklı ile anlamlandırıldığı kesin olan bir kitaba inanalım? Çok daha fazlasıyız ve maalesef her ne kadar yok olmaktan endişe duysakta, gerçeğin üzerini yalanlarla kapatanlar sadece kendilerini kandırırlar.

Ek olarak bu videoyu 2 sene önce izlemiştim şimdi görünce tekrar izledim zaten görüşüm uzun süredir aynı fakat videoyu izlemeyen arkadaşlara özet geçeyim dedim. Özellikle videoda Bölüm 4'den sonrasını izlerseniz detaylı ve hepsi kanıtlı şekilde, günümüzdeki Kur'an'ın Allah'ın kelamı olmadığını net şekilde anlarsınız iyi forumlar.
Pekala, ne yapalım o zaman ?
neye inanalım veya inanmayalım ?
Cevabını biliyorum fakat yinede açıklayabilirsin.
 

mfimmel

80+ Silver
Katılım
11 Aralık 2020
Mesajlar
2,750
Pekala, ne yapalım o zaman ?
neye inanalım veya inanmayalım ?
Cevabını biliyorum fakat yinede açıklayabilirsin.
Herkesin mantığı aynı şekilde ilerlemiyor bu yüzden şuna inanın dersem belki sen kabul etmezsin diğerine mantıklı gelir veya sana gelir ona gelmez.

Fakat bu kadar yazdığım çelişki ve eksikliğe karşın en azından herkes inancını tekrar gözden geçirebilir.

Gel gelelim bana büyük ihtimalle bana ithafen sorduğunu düşünüyorum bu soruyu dediğim gibi benim inancımda bana. Ben olaylara kanıtlanabilirlik açısından baktığım için şuan herhangi bir kavrama net bir inancım yok agnostizm,deizm,ateizm gibi düşünceleride benimsemiyorum çünkü kendi fikirlerime tam olarak uymuyor. Şuan için yönergem bilimin gidişatı ve var oluşun başlangıcının bilimsel olarak kanıtlanmasıdır.
 

PaLaaX

80+ Silver
Katılım
12 Aralık 2020
Mesajlar
3,676
Dahası  
Reaksiyon skoru
2,831
Konum
Beton
İsim
𝓐𝓭ı 𝓨𝓸𝓴 𝓝𝓪𝓶ı 𝓥𝓪𝓻
Discord
𝑃𝑎𝐿𝑎𝑎𝑋#7322
Herkesin mantığı aynı şekilde ilerlemiyor bu yüzden şuna inanın dersem belki sen kabul etmezsin diğerine mantıklı gelir veya sana gelir ona gelmez.

Fakat bu kadar yazdığım çelişki ve eksikliğe karşın en azından herkes inancını tekrar gözden geçirebilir.

Gel gelelim bana büyük ihtimalle bana ithafen sorduğunu düşünüyorum bu soruyu dediğim gibi benim inancımda bana. Ben olaylara kanıtlanabilirlik açısından baktığım için şuan herhangi bir kavrama net bir inancım yok agnostizm,deizm,ateizm gibi düşünceleride benimsemiyorum çünkü kendi fikirlerime tam olarak uymuyor. Şuan için yönergem bilimin gidişatı ve var oluşun başlangıcının bilimsel olarak kanıtlanmasıdır.
Dostum bunların hepsi tekte çürütülebilir.
Yani aklımız var bunlar tesadüf olamaz tabii ki.
Düşünmemiz istenmiş, sen aklınla bunu yorumlamışsın en azından kullanıyorsun.
Kullanamayan çok insan var, bunlar oy kullanıyor :D
Tatmin oldum iyi günler...
 

mfimmel

80+ Silver
Katılım
11 Aralık 2020
Mesajlar
2,750
Dostum bunların hepsi tekte çürütülebilir.
Yani aklımız var bunlar tesadüf olamaz tabii ki.
Düşünmemiz istenmiş, sen aklınla bunu yorumlamışsın en azından kullanıyorsun.
Kullanamayan çok insan var, bunlar oy kullanıyor :D
Tatmin oldum iyi günler...
Öyle maalesef bu arada hepsi tekte çürütülebilir derken neyi kastettiniz?
 

𝐊𝐞𝐫𝐞𝐦

vagabond enjoyer
Moderatör
Katılım
26 Mart 2020
Mesajlar
17,882
En İyi Cevap
26
Hocam acaba videoyu baştan sona izieyipte hala bu düşüncede nasıl kalabiliyorsunuz ya?
Aynı şeyi ben de size şu şekilde diyebilirdim: "Bana kalırsa siz de İslam zıttında bir video gördüğünüzde direkt sahipleniyorsunuz." Fakat bu ne kadar tutarlı bir yaklaşım olurdu? Hiç. Öyleyse size de böyle yaklaşmamanızı öneririm. "Ben çoktan hakikati keşfettim, aha bunlardır, bunların zıttındaki düşünceyle nasıl kalabiliyorsunuz ya?" diyerek bir gıdım yol alamazsınız. Değişime ve bilgiye kapalı olursunuz. Önce bunu belirtmiş olayım. Şimdi yazıma geçeyim.

Kaliteli prodüksiyonla bir video yaptığınız zaman hakikat mi oluyor? Yalanın biri bin para. Bu herif tipik bir misyoner. Bu tip çok video var piyasada. Alayı yalan. Bilmeyene yutturuyorlar. Bir tane de ben atayım:

Hadi adam sadece konuşup geçti desem dediği her şeye kanıt sunuyor ve araştırabilirsin hepsi bir bir doğru.
Bol dipnotlu yalan söylemek kolay. Ciğerlerini biliyorum bunların. Öyle bir şaşırırsınız ki.

Diyelim ki hadi tüm semavi kitaplar önceden Allah tarafından yazılmış olsun fakat onlardan çok daha önce Sümerler döneminde bu olaya inanılması da alıntı yapıldığının net olarak göstergesi.
Hz. Adem'den beri peygamberlere vahyolunan İslam'dır. Anlatılan kıssalar aynıdır. Nuh tufanının Sümer mitolojisinde de olması İslam'ın aleyhine değil lehinedir. Onlara da peygamber gönderildiğinin resmi vesikasıdır. Atladığınız şey şu. Nuh tufanı yaklaşık 200 farklı milletin mitinde benzer şekillerde geçiyor. Bazıları Sümerlerle iletişim dahi kuramayan milletler. Bazıları coğrafi keşifler döneminde birkaç asır önce keşfettiğimiz toprakların milletleri. Kısacası tüm bu birbirinden bağımsız eski yazmalar, tabletler Nuh tufanının küresel olduğunun delili. Dört kutsal kitap Sümerlerden alınma, kökeni orada argümanı koca bir safsatadır. Sümerler nasıl tufanı yaşamış ve kayda geçirmişse aynı dönemlerde diğer milletler de geçirmiştir. İnceleyin:

Kuran'ın arapçadan daha çok süryanice harfler ile yazılması, Ashab-I Kehf hikayesinin başka versiyonlar ile çok daha önceden anlatılması ve bilinmesi, birçok surenin ve ayetin Kuran'dan silinmesi,Kur'an isminin aslında bir "Kurian" adlı bir hristiyan ayin kitabından alınmış olduğu ve bunun süryani hristiyanları ile bağlantısı olduğu için ihtimalin kuvvetlenmesi,İsa'nın tanrılaştırılmasının sonradan bir insan tarafından atılan teori olduğu (Arius), Kur'an da noktalamalar olduğu takdirde bile bir sürü anlam değişikliği olmasına rağmen henüz noktalamalar yokken Muhammed'den daha sonra kutsal olmayan birileri tarafından akıl yoluyla farazi şekilde koyulması Kuran'a anlamları beşeri varlıkların koyduğu apaçık ortada. Ve bir sürü varyasyonlara uğrayarak günümüze gelmesi üzerine hala daha Kur'anın ilk ayeti indiğinden beri hiç değişmeyerek günümüze kadar geldiğini savunan varsa ben ona insan demem sebebi ise eğer düşünmezsek bitkilerden,hiçlikten ya da hayvanlardan farkımız kalmaz.
Ashab-ı kehf mevzusu da yukarıdaki Nuh tufanı gibidir. İsterseniz detaylı açıklarım, şu an es geçiyorum. Bunlar, İslam'ın lehine argümanlar. Geri kalan yazdıklarınız ise videodaki kelime oyunlarını hak bellemenizin ürünü. Şaşırmıyorum çünkü hangisi gerçek, hangisi yalan ayırt edecek kadar ilminiz yok. Maalesef, internet sizin gibi pek çok genci buna maruz bırakıyor ve imanınızdan oluyorsunuz. Uzunca açıklardım fakat gerek yok, kısaca şunu söyleyeyim: "Bunların hiçbiri Kur'an'ı beşeri varlıkların ortaya koyduğuna dair deliller değil." Kimsenin hiçbir şey bilmediği yerde bir insan her şeyi bilebilir misali.

Bu arada bu konulara merakı olan kişiler için, Yahve ve Allah kavramlarının bağlantısını detaylı araştırmanızı tavsiye ederim. İbrahim'in ve onun soyunun inandığı tanrı Allah değil Yahve'dir. (Bilgilendirme: Yahve yahudi tanrısıdır.)
Ah be dostum, o kadar tipik argümanları zikrediyorsun ki. "Kur'an'da יהוה (Yahve) ismi neden geçmez?" diye çokça sallıyor dinsizler. Güya Hz. İbrahim'in soyu aslında ona tapıyormuş. Yahve başka, Allah başka Tanrı imiş. Bu sebepten geçmezmiş. Onlardan nasibini almışsın demek ki. Fakat tamamen zırva bu, üzgünüm. Yahve özel bir isim değildir. Bir tanımlayıcıdır. İngilizce Kutsal kitap tercümelerinde bile Lord yani Rabb diye çevrilir. Bilmiyorum, hiç Tevrat okudun mu fakat sana başka bir üzücü bilgi de vereceğim. 9. yüzyılda doğmuş Tevrat müfessiri Sa'adya Gaon Yahve'ye Allah diye meal vermiştir. Yani, eğer siz Müslümanlar eğip büküyorsunuz diyorsan o iddian da tutmaz. Eski Ahid'in uzun süre bir redaksiyon sürecinden geçtiği biliyoruz fakat onun içindeki metinlerde tedrici bir tevhide geçiş gözlemlememiz mümkün değil. Döneminde Allah ismi yasak olduğu için onun yerine kullanılan "ezeli ve ebedi" olan anlamındaki "Yahve" tarih sahnesine aniden çıkmıştır. İsrailoğulları, Kenan topraklarına yerleşip bir ulus olunca komşuları ile savaşlara giriştiler. Bu komşularından biri de Moab krallığı idi. Onlardan kalma bir anıt elimizde bulunuyor:

Bu anıt, Moablıların birçok Tanrı'sından bahsederken konu İsrail'e gelince orada sadece Yahve adındaki Tanrı'dan bahsediyor. İşte bizi aydınlatan kısım burası. İnsan neden diye soruyor. Bizi İslam'a götürüyor cevap. Çünkü İsrailoğulları özel olarak tevhid eğitimi aldı. Peygamberlerle desteklendi. Şu kitabı incele:

İsraillilerinin yarısına yakınının (%46) Yahve ismini, %6'sının El ismini, sadece %1'inin de başka Tanrıların isimlerini çocuklarına isim olarak koyduğunu biliyoruz. Ayrıca Yahve'nin başka bir enteresanlığı da vardır. Bilmem, dinler tarihi yahut mitoloji ile ilgili misin? Çok Tanrılı dinlere sahip milletler başka çok Tanrılı milletlerle tanışınca Tanrılarını senkronize ederler. Dini senkretizm deriz buna. İsrailoğulları pek çok ulusla tanış olmasına rağmen Yahve ismi başka hiçbir Tanrı ismi ile senkronize olmamıştır. Yahve'ye özel bir durumdur bu. Eski Ahid İbranicesinde Tanrıça kelimesin dahi bulunmazdı. Çünkü dinlerinde Yahve'den başka Tanrıya yer yoktu. Yabancı kültürlere ait Tanrıça kelimesi bile erkek çoğul Tanrılar kelimesi yani Elohey ile karşılanıyor. Bu, bize bir Tanrıçaya tapılmadığını gösteriyor. Yani ortada politeizm yoktu, tevhid vardı.

Ayrıca Tevrat'taki yaradılış anlatımı mitolojilerden farklıdır. Mitolojiler garip yaradılış hikayelerine sahiptir. Tevrat'ın kaynağı bambaşkadır. Mitlerde Tanrı doğada görünen bir nesne iken Tevrat'ta böyle değildir. Putperest mitlerin Tanrıları ilgiye ve beslenmeye ihtiyaç duyar. İnsanlar Tanrıya bağlıdır ama Tanrılar da insanlara bağlıdır. Zamanında paganlar hediyelerle Tanrılarını kendilerince cezbederlerdi. Tevrat'ta Tanrı; politeist mitlerin aksine ezelden beri yüce makamdadır, tek söz ile alemleri yaratır, nasıl mevcut olduğu anlatılmaz çünkü o ezelidir, alemler onsuz var olamaz. Mitlerle alakası yoktur. Politeist dinlerde Tanrılar kimin kime kulluk ettiği ile ilgilenmez. Kullarını da kıskanmazlar. Tevrat'ta ise başkasına kulluk eden affedilmez günah işlemiş olur. Politeist dinlerde insanlar Tanrılarını neden kızdırdıklarını, onları nasıl memnun edeceklerini, onların amaçlarını bilmeden yaşarlar. Çünkü nübüvvet kavramları yoktur. Fakat Tevrat'ın muhatap aldığı toplumlara baktığımızda öteden beri "Ben ne günah işledim ki?" "Tanrıma karşı ne cürüm işledim ben?" anlamına gelen isimlere dahi rastlanır. Şu eserleri de inceleyin:

Tevrat, dönemine göre bambaşka bir ahlak anlayışını etrafına tanıtmıştır. Eski dünyada önemli olan sosyal statüdür. En kötü şey ise statünün bozulmasıdır. Mitolojiler de insanların bu isteklerine göre şekillenmiştir ve bu düşünceyle paraleldir. Tevrat'ta ise en iyi şey ahlak, en kötü şey ahlaksızlıktır. Örneğin politeist dinlere göre tapınak fahişesinin görevini bırakıp aile kurması kötü görülürdü. Çünkü statüsü değişirdi. Tevrat'ta ise zinanın direkt kendisi kötüdür.

Bunları niye yazdım? Çünkü ortada "Tevrat diğer politeist dinlerin devamıdır. Sümerlerden intihal ile yazılmıştır. Kökeni orasıdır." diyenler var ve bunlar tamamen safsata. Senin bu argümanın da aynı temele dayanıyor. Bu sebepten Yahve'nin kökenini ve kısaca tevrat-mitolojik dinler farkını yazdım. Uzun lafın kısası, Yahve farklı bir Tanrı değildir. Hz. Musa Tevrat'ı diğer mitolojilerden etkilenip yazmamıştır. Hz. İbrahim ve soyu Yahve'ye inanırdı, aslı budur deyip Hz. Muhammed'in buradan intihal yapıp Kur'an'a Allah şeklinde geçirdiğini iddia etmeniz zırvadır. Yahve ve Allah kavramlarının bağlantılarını araştırınca iddia ettiğiniz gibi tüm sırrın künhüne varmayacaklar. İslam lehine bir argümandır bu sunduğunuz. Hak olduğunu kanıtlar.

Ve müslüman arkadaşlara birkaç soru sormak isterim. Neden sadece Muhammed'in hayatından 4 kez bahsedilmesine rağmen İsa'nın hayatından 36 kez bahsedildiğinide sorarım. Ya da Musa'nın en çok bahsedilen peygamber olmasından (Bilgilendirme: Musa yahudi peygamberidir.)
Laf olsun torba dolsun diye ortaya atılmış bir argüman bu. Şayet Hz. Muhammed'in hayatından daha fazla bahsedilseydi bu sefer de "Bakın, Kur'an'ın beşeri olduğu ne kadar belli. Hep kendinden bahsetmiş." diyecektiniz. Tutarsız.

Bunlarak ek olarak belki Zerdüştlük ile benzerlik argümanını sunabilirsiniz. Vaktinde @Bura.K'a bu konu hakkında cevap vermiştim:

Son olarak neden biz insanlar hayatımızın temel amacını binlerce sene önce zeki birinin toplumu komite ve sosyokültürel düşüncelerini endeksleme amacıyla ürettiği bir projeye ihtiyaç halinde hissedelim? Hatta öyle de değil ondan onlarca yıl sonrasında birkaç zeki bedevi tarafından güya tanrı kelamı olan defalarca değişime uğrayan bir kitaba neden bağlı yaşayalım? Neden o bize tarih kitaplarında anlatılan Rönesans ve Reform'dan önce cennetten tapu veriliyor söylemlerini alaya alan çocuklar olarak günlük yaşantımıza uyum sağlayamayıp önümüzdeki asıra kadar dinliğini kaybedip mitoloji olacak bir din, ve insan aklı ile anlamlandırıldığı kesin olan bir kitaba inanalım? Çok daha fazlasıyız ve maalesef her ne kadar yok olmaktan endişe duysakta, gerçeğin üzerini yalanlarla kapatanlar sadece kendilerini kandırırlar.
Kendini çok feci bir şekilde şartladığın için sana garip geliyor bunlar. Kur'an, zeki birinin toplumu komite ve sosyokültürel düşüncelerini endeksleme amacıyla ürettiği bir proje değildir. Zeki bir bedevi tarafından ortaya atılmamıştır. Defalarca değişime uğramamıştır. Allah kelamıdır. Buna inanmadığın ve inancının zıttındaki tüm delilleri yadsıdığın için bizim bu tutumumuz sana saçma geliyor. Kendini kim kandırıyor? Bir tekrar düşün istersen. :)
 
Katılım
25 Haziran 2022
Mesajlar
335
Dahası  
Reaksiyon skoru
280
Konum
Grand Line Yolu
İsim
Ali Güney
İlgilendiği Kategoriler
Buraya bakma.
Hocam acaba videoyu baştan sona izieyipte hala bu düşüncede nasıl kalabiliyorsunuz ya?

Hadi adam sadece konuşup geçti desem dediği her şeye kanıt sunuyor ve araştırabilirsin hepsi bir bir doğru.

Mishnah Sanhedrin adlı Kuran'dan önceki kitaptan yapılan bire bir alıntılar(Ayet söylemleri, ve Habil Kabil olayı),Yecüc Mecüc adlı kavmin daha önce ki semavi dinlerin kitabında farklı tasvirlerle (gog magog) geçtiğinin ve güya onların zülkarneyn tarafından hapsedildiği kapının aslında daha önce iskenderin kapısı adlı bir kapı olduğu çok net. (Şimdi buna onlarıda allah yazdı dersiniz e o zaman niye değişti diyorsunuz? Kendinizle çeliştiniz.)

Gel gelelim Nuh'un gemisi efsanesine;

Diyelim ki hadi tüm semavi kitaplar önceden Allah tarafından yazılmış olsun fakat onlardan çok daha önce Sümerler döneminde bu olaya inanılması da alıntı yapıldığının net olarak göstergesi.

Kuran'ın arapçadan daha çok süryanice harfler ile yazılması, Ashab-I Kehf hikayesinin başka versiyonlar ile çok daha önceden anlatılması ve bilinmesi, birçok surenin ve ayetin Kuran'dan silinmesi,Kur'an isminin aslında bir "Kurian" adlı bir hristiyan ayin kitabından alınmış olduğu ve bunun süryani hristiyanları ile bağlantısı olduğu için ihtimalin kuvvetlenmesi,İsa'nın tanrılaştırılmasının sonradan bir insan tarafından atılan teori olduğu (Arius), Kur'an da noktalamalar olduğu takdirde bile bir sürü anlam değişikliği olmasına rağmen henüz noktalamalar yokken Muhammed'den daha sonra kutsal olmayan birileri tarafından akıl yoluyla farazi şekilde koyulması Kuran'a anlamları beşeri varlıkların koyduğu apaçık ortada. Ve bir sürü varyasyonlara uğrayarak günümüze gelmesi üzerine hala daha Kur'anın ilk ayeti indiğinden beri hiç değişmeyerek günümüze kadar geldiğini savunan varsa ben ona insan demem sebebi ise eğer düşünmezsek bitkilerden,hiçlikten ya da hayvanlardan farkımız kalmaz.

Bu arada bu konulara merakı olan kişiler için, Yahve ve Allah kavramlarının bağlantısını detaylı araştırmanızı tavsiye ederim. İbrahim'in ve onun soyunun inandığı tanrı Allah değil Yahve'dir. (Bilgilendirme: Yahve yahudi tanrısıdır.)

Ve müslüman arkadaşlara birkaç soru sormak isterim. Neden sadece Muhammed'in hayatından 4 kez bahsedilmesine rağmen İsa'nın hayatından 36 kez bahsedildiğinide sorarım. Ya da Musa'nın en çok bahsedilen peygamber olmasından (Bilgilendirme: Musa yahudi peygamberidir.)

Ve Kuranda neden Muhammed hiçbirinizin babası değildir gibi bir söylem bulunuyor? Oysa ki 12 çocuğu olmasına rağmen. (Bilgilendirme: İsa'nın hiç çocuğu yoktur.)

Kuranda neden neredeyse tüm bölümlerinde ses tekrarı bulunuyor? Tanrı kendi kitabını neden yanlışı kabullendirmek tarzında bir kanıtlama uğraşında?

Son olarak neden biz insanlar hayatımızın temel amacını binlerce sene önce zeki birinin toplumu komite ve sosyokültürel düşüncelerini endeksleme amacıyla ürettiği bir projeye ihtiyaç halinde hissedelim? Hatta öyle de değil ondan onlarca yıl sonrasında birkaç zeki bedevi tarafından güya tanrı kelamı olan defalarca değişime uğrayan bir kitaba neden bağlı yaşayalım? Neden o bize tarih kitaplarında anlatılan Rönesans ve Reform'dan önce cennetten tapu veriliyor söylemlerini alaya alan çocuklar olarak günlük yaşantımıza uyum sağlayamayıp önümüzdeki asıra kadar dinliğini kaybedip mitoloji olacak bir din, ve insan aklı ile anlamlandırıldığı kesin olan bir kitaba inanalım? Çok daha fazlasıyız ve maalesef her ne kadar yok olmaktan endişe duysakta, gerçeğin üzerini yalanlarla kapatanlar sadece kendilerini kandırırlar.

Ek olarak bu videoyu 2 sene önce izlemiştim şimdi görünce tekrar izledim zaten görüşüm uzun süredir aynı fakat videoyu izlemeyen arkadaşlara özet geçeyim dedim. Özellikle videoda Bölüm 4'den sonrasını izlerseniz detaylı ve hepsi kanıtlı şekilde, günümüzdeki Kur'an'ın Allah'ın kelamı olmadığını net şekilde anlarsınız iyi forumlar.
''Diyelim ki hadi tüm semavi kitaplar önceden Allah tarafından yazılmış olsun fakat onlardan çok daha önce Sümerler döneminde bu olaya inanılması da alıntı yapıldığının net olarak göstergesi.'' Çünkü o zaman Nuh peygamber vardı ve bu olay gerçekleşti Kur'anda da bir peygamberin mucizesinin yer almasının garip tarafı ne onu anlamadım?
 

mfimmel

80+ Silver
Katılım
11 Aralık 2020
Mesajlar
2,750
Kendini çok feci bir şekilde şartladığın için sana saçma geliyor bunlar. Kur'an, zeki birinin toplumu komite ve sosyokültürel düşüncelerini endeksleme amacıyla ürettiği bir proje değildir. Zeki bir bedevi tarafından ortaya atılmamıştır. Defalarca değişime uğramamıştır. Allah kelamıdır. Buna inanmadığın ve inancının zıttındaki tüm delilleri yadsıdığın için bizim bu tutumumuz sana saçma geliyor. Kendini kim kandırıyor? Bir tekrar düşün istersen. :)
Öncelikle yazdığım argümanların birçoğuna cevap verdiğin için teşekkür ediyorum birçoğu dememin sebebi bazı konulara girmemen.

Fakat anlamadığım nokta şu yazdığım neredeyse her şeye detaylıca cevap verip alakası olmayan konularada değinerek bilgilendirme yapmış olsan da son bölümde neden detaylıca açıklama yapmadın? Yani günümüzdeki Kuran'ın Muhammed'e indirilen Kuran olduğu ne malum?

Sonuçta tek bir vücut halinde toplanmamıştı ve bunu toplayan kişi Allah'ın kutsadığı biri değildi. Osman'ın ve diğerlerinin ayetleri eksiksiz veya değiştirmeden toplayıp geçirdiği ne malum? Bazı ayetleri yaktığıda ortada. Ve iddiaya göre kitap haline getirilip tüm ülkelere gönderilmiş. Fakat ne hikmetse onlarca yıl boyunca hiçbir kaynakçada islam veya kuran yer almamış. Ve Abdülmelik Bin Mervan bir söyleminde "Ramazan ayında ölmekten korkarım çünkü Kur'anı tek vücut haline getirdiğim zaman" demiştir. Ve Osman'ın topladığı kitap iddiaya göre dağıtılmış olsa da aslında dağıtılmamıştı ve belki noktalamalar bile tamamlanmamıştı. Ve çeşitli politik nedenlerden tut beşeri bir varlığın zaten beşeri bir varlığın düzenlemiş olduğu kitap üzerinde düzenlemeler yaparak dağıtım başlamıştır. Yani Muhammed'e indirilen ve Allah'ın kelamı olan kitap çok çeşitli varyasyonlara uğrayarak günümüze gelmiştir. Bunu kimse inkar edemez çünkü aksi ispatlanamaz.

Ek olarak daha detaylı açıklamayı ve değindiğin noktalara yarın cevap vereceğim şuan dışardayım.
 

𝐊𝐞𝐫𝐞𝐦

vagabond enjoyer
Moderatör
Katılım
26 Mart 2020
Mesajlar
17,882
En İyi Cevap
26
Öncelikle yazdığım argümanların birçoğuna cevap verdiğin için teşekkür ediyorum birçoğu dememin sebebi bazı konulara girmemen.
En başta yazdığın Mishnah Sanhedrin, Habil ve Kabil, Yecüc ve Mecüc paragrafına değinmedim çünkü Nuh Tufanı'nın olayı ile aynı. Ashabı kehfe de bu sebepten detaylıca girmedim. Aynı şeyleri tekrarlamış olacaktım. Onun haricinde değinmediğim iki şey var. Biri ses tekrarları mevzusu, diğeri Hz. Muhammed'in çocuğu yok mevzusu. İkisini de cevap vermeye değer görmedim. Belagat bilsen, Kur'an'ın retoriğini bilsen ses tekrarları gibi bir konuya takılmazdın. Bu düzgün bir soru bile değil. İkinci sorun için ise "Ahzab 40 tefsir" yazsan onlarca farklı kaynak çıkar. Ayetin ne demek istediğini anlarsın. Hz. Muhammed'in çocuğu tabii ki vardı fakat hiçbir oğlu bülüğ çağını görmeden çocuk yaşta öldü. Bu da çok saçma bir soru.

Fakat anlamadığım nokta şu yazdığım neredeyse her şeye detaylıca cevap verip alakası olmayan konularada değinerek bilgilendirme yapmış olsan da
Alakası olmayan hiçbir konuya değinmedim. Yazdığım her şey alıntıladığım cümle ile alakalıdır. Durumun iddia ettiğin gibi olmadığını gösterdim.

son bölümde neden detaylıca açıklama yapmadın? Yani günümüzdeki Kuran'ın Muhammed'e indirilen Kuran olduğu ne malum?
Gerek duymadım. Kendini şartlandırmışsın deyip geçtim. Zira bu son derece geniş bir konu. Birkaç satır ile Kur'an'ın değiştirilmediğine inandıramam seni. Fakat birkaç şey yazayım. Buyur bak, bu Kur'an mushaflarının olduğu bir site:
https://corpuscoranicum.de/de

İstediğin herhangi bir ayetin pek çok nüshasına ulaşabilirsin. 3 çizginin üstüne bas. Daha sonra aynı yere basıp ‘Verse Navigator’ kısmına bas. Sonra sağdaki 3 çizgili yere bas ve ‘manuscrpit’ kısmına bas. Sonra istediğin ayeti seç.

Örnek olarak Nisa 34’e bakalım. 30 tane nüshası var:
https://corpuscoranicum.de/de/verse-navigator/sura/4/verse/34/manuscripts

İlk verilen nüshada 622-722 arası bir tarih vermişler. Üçüncü nüshada 662-765 arası tarih vermişler. Böyle gidiyor. Bunu istediğin ayet için yapabilirsin.

Tüm bu nüshaları toplarsak neredeyse toplam 10 tane Kur’an inşa edebiliyoruz. Yani yaklaşık her ayetin ortalama 10 tane farklı yerde yazıldığını görüyoruz en eski dönemlerden beri. Kur’an’ın değiştirilmediğine dair daha nasıl bir delil gerekiyor?

Yahut Sana mushafı. Kur’an’ın %41’ini içeriyor ve ortalama tarihleri peygamber dönemine ait. 630’lu yıllara. Yazarının bazı yazım hataları olsa da Kur’an ile genel olarak aynı.
https://www.islamic-awareness.org/quran/text/mss/soth.html

Yahut Codex Parisino-Petropolitanus. Bu kodex Kur’an’ın %46’sını içeriyor ve 650-675 yılları arasına tarihlenmiş.

Yahut Codex B. L. Or. 2165. %57 içeriyor. 7. yüzyılın sonları.
https://www.islamic-awareness.org/quran/text/mss/ms2165.html

Yahut Codex Mashhad.%90 içeriyor. 7. yüzyıl.
https://www.islamic-awareness.org/quran/text/mss/codexmashhad

Yahut Kodex Wetzstein II 1913. %85 içeriyor. 7. yüzyılın sonları.

Yahut Topkapı Mushafı. %99 içeriyor. Neredeyse Kur'an'ın tamamı. Peygamberin ölümünden 70 yıl sonrasına tarihlenmiş.

Kur’an’ın büyük bir bölümünü içeren mushafları koymaya çalıştım. Yoksa Kur’an’ın %8’i, %16’sını vs. içeren pek çok mushaf da görüyoruz. Hepsini sıralasam kaydır kaydır bitmez. Peygamberin ölümünden sonraki ilk yüzyıla nispet edilmiş tam tamına 45 farklı mushaf var. Ayet parçalarını, kaya yazılarını falan da saysak yüzlerce örnek çıkar.

Tüm bu mushaflarda yazanlar kelimesi kelimesine aynı. Buna rağmen algı Kur'an'ın aleyhine oluşturulabiliyor. Gelip değiştirildi diyorsunuz. Lafı ortada bırakmayın, delilinizi getirin. Kur'an değiştirilmedi. Sanki matbaadan önce Kur'an yokmuş gibi tavır takınmayın yahu.
 
Top Bottom