Ben katılmıyorum. Sebebi ise, insanlar inandığı şeylerin bilimsel olarak ispat edilmesine ihtiyaç duymuyorlar. Bu aşk gibi bir kavram. Nasıl seveceğimiz kişiyi ve ne zaman seveceğimizi bilemiyoruz, sırf bu sebeple aşka saçma bir şey sıfatı yapıştırsak abes olmaz mı? Aynı bu şekilde Kuran'ın anlamının daraldığı bir dildir Türkçe. Nasıl ki, yabancı bir kitabı yabancı dilde okuduktan sonra, Türkçe versiyonlarını okuyan birisi, "Gerçekten çok kötü bir çeviri, burada bu anlatılmıyor aslında." Gibi yorumlar yapsa kendince haklıdır. Ve bu dilin yetersizliğinden kaynaklanır. Bazı alimler, Kuran'ın lisan olarak Arapça ile gelmesi en iyi yanıdır. Çünkü başka bir dil, onun manasını kaldıramaz demiştir. Burada yorumlara güvenebilir miyiz sorusuna, şöyle bir yanıt verebiliriz. Bildiğini düşünüyorum, Arapça zengin bir dil ve 1 kelimenin onlarca manası var. Belirli durumlarda bu manalardan biri, belirli durumlarda diğeri kullanılırsa çeviri işlerinde, bu, kitabın suçu mudur? Yoksa çevrilen dilin mi? Arapçada bir kelime kullanıldığı cümleye göre anlam alırken, Türkçe 'de bu durum bu kadar zengin değil. Dersen hocam ben Kuran'ı tam anlamı ile okumak ve anlamak istiyorum. Yaklaşık 15 yıllık bir eğitim gerekiyor. Dilimiz Türkçe olunca, Tefsir ve yorumlar, şart oluyor bana göre. Çünkü gerek çeviriler ve gerek anlam, çok yetersiz. Şahsen ben anlamıyorum belirli yerlerde. Bide işin mana boyutu var. Manasını öğrenmek falan filan....
Özetle, Yorumlar şart, tefsir yararlı, çeviri yetersiz. Kişisel fikrim.