Haklısın zaten belirttim az çok inceleme de. Abby'nin hikayesi de var orada görüyoruz falan diye ama bu oyun, Joel ve Ellie'nin hikayesi olduğu için Abby'yi sevmek, onunla oynamak benim için iyi değil. Benim en sevdiğim oyun karakterlerinden birini öldüren bir karakteri sevemem ben
Sonuçta ilk oyun neredeyse full Joel ile oynadığımız için biraz oynamak isterdim Joel ile. Erken öldürüldü bence.
Evet haklısın gayet akıllıca yazılmış bir hikaye bunda hemfikirim senle ama Abby karakterini sevmediğim için bana göre eksi yön olarak yazdım
Ayıptır söylemesi ama ben survivor modda bitirdim ama ben bitirdikten sonra permadeath geldi onla hiç denemedim öldüğünde oyunun-bölümün-çatışmanın en başına gelinebilecek şekilde ayarlanabiliyor
Ayıptır söylemesi ama ben survivor modda bitirdim ama ben bitirdikten sonra permadeath geldi onla hiç denemedim öldüğünde oyunun-bölümün-çatışmanın en başına gelinebilecek şekilde ayarlanabiliyor
Evet oyun çıkalı 6 aya yakın bir süre oldu, neden şimdi yapıyorum diye sorabilirsiniz.
Oyun ilk çıktığında bi inceleme yapmıştım ama hem amatörceydi hem de ondan sonra oyunu 2 kez daha bitirince görüşlerim bayağı değişti.
Hem aranızda az da olsa görüşlerimi merak eden arkadaşlar vardı.
Siz de görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim.
O zaman hazırsanız uzun bir inceleme ile sizi başbaşa bırakıyorum. Belirtmeden geçmeyeyim, inceleme SPOILER içerir.
En alt kısımda genel değerlendirme tablosu ve verdiğim puan bulunmakta. İsterseniz direkt oraya inip bakabilirsiniz.
THE LAST OF US PART II
Grafik, Oynanış ve Atmosfer :
Grafik, oynanış ve atmosfer bir oyunun gelebileceği en yüksek seviye olabilir. Sırayla ilerlemek istiyorum.
Grafik : Grafikler cidden aşırı detaylı, en küçük detayına kadar her şey özenle hazırlanmış. Yüz detayları da aynı şekilde, bütün insanlar görünüş olarak aşırı gerçekçi. Çalıların arasında gezinirken çalıların gerçekmiş gibi hareket etmesi, karlı bölgede insan, zombi öldürdükten sonra adamın ya da zombinin akan kanının karları eritmesi çok başarılı olmuş. Grafik işinde aşırı iyi bir iş çıkartılmış.
Oynanış : Oynanış o kadar akıcı ve güzel ki, sanki bir film izliyormuşçasına oyunu oynuyorsunuz. Aldığımız ya da verdiğimiz darbelerde Ellie'nin ya da düşmanın verdiği tepkiler aşırı derecede gerçekçi. Oyunda bir sürü yakın dövüş silahı bulunmakta ve hepsinin ayrı bir animasyonu, bitiriciliği bulunmakta. Oyunda yapay zeka aşırı iyi olmasa da gayet iyi. Bir yerden atladığınızda çıkan sesi duyup sizin tarafınıza doğru geliyorlar falan. Bunların dışında gizlilik olayı çok iyi ayarlanmış oyunda. Uzun çimlerin içinde çömelerek, kısa çimlerin arasında ise yere yatarak saklanabilirsiniz. Tabi çimlerin içine girmek sizi görünmez yapmıyor. Görünmenizi zorlaştırıyor, ki bu olayda zorluğu çok güzel dengeliyor. Oyunda köpekler de bulunmakta ve bu köpekler sizin kokunuzu alarak sizi bulabiliyor. O yüzden tuğla, şişe gibi şeylerle köpeğin dikkatini dağıtmanız ya da ok gibi sessiz silahlarla köpeği öldürmeniz gerekiyor. Bunların dışında bir çok çeşitli oynanış tarzı bulunuyor. Mesela bir koşucuyu arkadan yakalayıp bir takırdayana yem olarak, ya da bir düşmanın üstüne onu öldürmesi için salabilirsiniz. Bir kaç gameplay videosunu bırakıyorum buraya izleyebilirsiniz.
Yakın dövüş odaklı ''Brutal'' Gameplay
Gizlilik odaklı ''Stealth'' Gameplay
Atmosfer : Atmosfer oyunu muazzam bir hale getiriyor. Özellikle mekan tasarımları, grafiksel detaylar sizi tam bir post-apokaliptik dünyanın içinde hissettiriyor. Terk edilmiş yerleri, yarım kalmış hayatı görünce istemsizce bi' garip oldum ben oynarken. Aşırı gerçekçi ve güzel dizayn edilmiş bir dünya vardı. Ses tasarımları da aşırı gerçeki olunca bir adamı öldürdüğünüzde sanki gerçek birini öldürmüş gibi hissediyorsunuz. Zombilerin olduğu ortama girerken yerlerdeki, duvarlardaki izlerden orada zombiler olduğunu anlamanız mümkün, ki bu da insanı geriyor ve oyunun dünyasına daha çok çekiyor. Düşmanların kendi aralarındaki konuşmalar da çok gerçekçi. Örnek olarak ; Sizi bir çatının üstünde farkedince ''Kız çatıda! Hemen indirin onu!'' gibi cümleler söylerken siz çatıdan atlayınca veya bir eve girdiğinizde ''Eve girdi! Kaçmasına izin vermeyin!'' tarzı cümleler söylüyorlar ve o sırada oyun size gerçek birilerinden kaçıyor, saklanıyormuşçasına bir his verip sizi daha çok çekiyor içine.
Oyunun hikayesi oyun dünyasını ikiye bölen bir tarzda, çok tartışma yarattı. Çoğu kişi beğenmedi bu hikayeyi ama ben kendimce beğendim. Kötü yanları yok değil ama güzel tarafları çok daha fazla.
Çoğu kişi flashbacklerde Ellie Joel'a kötü davrandığı için Ellie'yi sevmemeye başladı ama aksine Ellie Joel'u cidden çok seviyordu. Zaten Joel'u sevdiği, Joel öldüğündeki tepkisinden, sonraki psikolojisinden ve davranışlarından belliydi. Çünkü Ellie hayatında babası gibi görebileceği tek adamın değerini bilemeyip onunla arasını açmıştı ve katledilişine kendi gözleriyle tanık olmuştu. Ellie, Joel'un değerini bilemediği düşüncesinde (ki doğru bir düşünce) ve intikam almayı kafasına koyuyor ve öfke dolu şekilde Seattle'a yola çıkıyor.
(Evet, Ellie kötü davrandı Joel'a, değerini bilemedi ama empati yaparsak Ellie'nin biraz da olsa haklı olduğunu görebiliriz. Bir düşünün. Anneniz babanız siz küçük yaştayken ölüyor. Annesiz babasız büyürken bir de en yakın arkadaşınızı kaybediyorsunuz ve tek başına kalıyorsunuz. Kendinizi gereksiz boş bir insan gibi görüyorsunuz. Siz bir insana istediği kadar sevgiyi verin ama onun kendine sevgisi yoksa bu sevginin değeri kalmaz. Joel ve Ellie'nin hikayesi de bu şekilde. Joel onu kızı gibi görüyor ama Ellie o hastanede ölmesi gerekteğini, en azından dünyaya bi yararı olacağını düşünüyor. Şuan kendisini işe yaramaz boş birisi gibi görüyor ve kendisine yalan söylediği için Joel ile arası bozuk. Ama Joel öldükten sonra herşeyin farkına varıyor. Joel'un kendisi için dünya'dan vazgeçtiğini, bütün zorlukların üstünden geldiğini, tek amacı kendisi olduğu gibi gerçekler tokat gibi yüzüne çarpıyor)
Seattle'dayken hatırladığı anılarda Joel'un kendisine hep iyi, kendi kızı gibi davrandığını ama onun Joel'a kötü davrandığını hatırladıkça daha da morali bozuluyor ve daha hırslı bir şekilde intikam yoluna devam ediyor. Abby'yi bulana kadar Abby'nin kaç tane arkadaşını, dostları sayılabilecek köpekleri katlediyor. Tek düşündüğü şey Abby'den intikam almak. Ama olayın bir de arka yüzü var :
Abby'nin hikayesi. Abby oyunun başında Joel'u öldürdü diye nefret edilen bir karakter olarak görüldü ama Joel'u öldürmekte kendince son derece haklı. Çünkü Joel'un, Abby için en değerli insanı, babasını öldüren adam olduğunu gösteriyor. Kısacası oyun, burada Abby ile empati yaptırma çabasında.
(Ama dürüst olmak gerekirse aslında Joel'un yaptığı bana göre canilik. Abby'nin babasını öldürmeden de Ellie'yi kaçırabilirdi. Bayıltabilirdi ya da ayağına sıkıp saf dışı bırakabilirdi. Ama direkt öldürüyor.)
Biz intikam için Ellie ile neredeyse Abby'nin bütün arkadaşlarını, dostları olan köpeklerini öldürüyoruz ama oysaki Abby'nin arkadaşlarının da aslında bu Dünya'da hayatta kalmaya çalışan normal ve gayet iyi insanlar olduğunu görüyoruz. Ama herkesi öldürüyoruz. Çünkü onlar Joel'un katili, ve hakediyorlar. (Köpekler hariç )
Bütün bunlara rağmen tiyatro salonunda Abby ile karşılaşıp kapıştıktan sonra Abby'nin, Ellie'yi bunca arkadaşını öldürmesine rağmen onu dövüp öldürmemesi onun aslında iyi ve merhametli biri olduğunu gösteriyordu. Bu da Abby'yi iyi gösterme çabalarından biri aslında.
Ellie, Abby ile kapışıp dayak yedikten sonra Dina ile bu olayları unutup yeni bir yaşam kurmak istiyor ama günlüğünde yazdıklarından, psikolojisinden, davranışlarından belli oluyor ki içi hala rahat değil. Hala Joel'u unutamadı. Aklı Abby'yi öldürmekte çünkü içi rahat etmiyor. Her an aklına Joel'un öldüğü an geliyor. En sonunda Tommy'nin de eve gelip intikam almasını söylemesiyle bir gece Jackson'daki aile etkinliğini hatırlıyor ve yine Joel'a kötü davrandığını hatırlıyor.
Bunun sonunda Dina'nın itirazlarına rağmen intikam yoluna yeniden çıkıyor. İntikam için hayatından vazgeçiyor. Ve Abby'yi bulup dövüşe davet ediyor. O sırada aklına Joel'un dayak yemiş, ölmeden önceki hali geliyor ve daha da kararlanıyor. Hatta dövüşmesi için Abby'yi Lev ile tehdit ediyor. Sonrasında Abby'yi ölene kadar dövüyor ama tam o anda Joel'u hatırlıyor, o hatırladığı an Joel'u affettiği andı. Artık istediği şekilde mutlu, huzurlu halde hatırlamaya başlıyor Joel'u. Ardından Abby'yi öldürmemeyi tercih ediyor ve Abby'yi bırakıyor.
Ellie orada aslında doğru bir tercih yaptı, çünkü en son dövüş sahnesinde Joel'u hatırladığında Joel ile olan davasının Abby ile ilgili olmadığını, kendi içinde bitirmesi gereken bir şey olduğu farkediyor.
Ama Ellie'nin bunun farkına varabilmesi için bunları yaşaması, Abby ile o dövüşü yapması gerekiyordu ki yaptı, doğru olanı farketti. Ama bunun yanında Dina'yı, JJ'yi, Jesse'yi ve iki de parmağından oldu.
En son sahnedeki flashback de zaten Ellie'nin bu olayı kendi içinde çözmesi gerektiğini de gösteriyordu, Ellie orada Joel'u affetmeyi deneyeceğini söylemişti, yani kendi içinde. Tabi Joel öldürülünce bunları unuttu intikam peşine düştü.
Ek olarak, lgbt vs sjw muhabbeti de var tabii ki. Bana göre fazla kaçmamış. Evet oyunda var ama hikayeye etki edecek kadar ya da sadece göze çarptırılmak için konulmuş seviyede değil bence.
Şöyle bir toparlamak gerekirse, oyun cidden güzel. Mekaniklerini, atmosfelerini saymıyorum bile, tempo düşüklüğü biraz sıkıntı ama kötü etkilemedi benim deneyimimi. Hikayesi bakımından bence cidden güzel fakat sevmediğim kısımlar da yok değil, her ne kadar Abby de bu hikayenin bir parçası olsa da 10 saat boyunca Abby ile oynamak hikayenin ana konusundan uzaklaştırıyor bence ve bu zevkli bir durum değil. 1-2 saatlik bir gameplay ile Abby'nin hikayesini anlatmak daha iyi olabilirdi. Bende sanki The Last Of Us değil de başka bir oyun dünyasının içindeymişim gibi his uyandı Abby ile oynarken. Ayrıca oyunun Abby ile empati kurdurmaya ve sevdirmeye çalışması da sinir bozucu. Ya reis, bu kız Joel'u öldürdü lan Joel'u. Niye empati kurayım bu kızla. Bu kızı nasıl seviyim ben? En sevdiğim oyun karakterlerinden birini canice öldüren karakter bu.
Ek olarak, aslında oyun iddia ettiği şeyi çok iyi yaptı. Oyunun çıkışında belirtilen duygu nefretti, oyunun yapımcısı da demişti bunu, oyun nefret üzerine olacak diye. Bakın herkes bir şeyden nefret ediyor. Kimisi Neil Druckmann'dan, kimisi Ellie'den, kimisi hikayeden, kimisi de Abby'den nefret ediyor (ben). Bu da oyunun amacını başardığı anlamına geliyor.
Bunların yanına da şahane ötesi grafikler, oynanış ve atmosfer girince ortaya müthiş bir oyun çıkmış. PS4'ü olan herkesin oynaması gereken bir oyun bence.
Genel Değerlendirme Tablosu
Oyunun Artı Yönleri
Oyunun Eksi Yönleri
Mükemmel ötesi grafikler
Oyunun Abby'yi sevdirme çabaları.
Muhteşem oynanış akıcılığı
10-12 Saat boyunca Abby ile oynamak.
Üst düzey animasyon tasarımları
Joel'un erken ve saçma öldürülüşü
Çok iyi hikaye anlatımı
Yer yer tempo düşüklüğü
Canlıymış gibi hissetiren karakterler.
Oyuna puan vermem gerekirse ''benim için'' 9/10'luk bir oyun.
Buraya kadar okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Umarım düzgün, güzel anlatabilmişimdir.
benim için de 8/10 ilk oyundan kat kat daha iyi ama oyun sonradan yaşanan olaylardan dolayı çok duyar kasılmış ondan bir puan kırıyorum. diğer puan ise serinin hayranı olmadığım için.