Üniversitede Bölümü Bırakmak

Arda

80+
Katılım
23 Mart 2020
Mesajlar
56
Reaksiyon skoru
12
Arkadaşlar selamlar . Umarım iyisinizdir . Eski açtığım forumlara bakarken 2023 yks içinde forum açtığımı gördüm :) . Bi duygulanmadım değil . Evet şuan üniversiteyi kazanmış vaziyette bulunuyorum ancak sınav döneminde olduğum halimden daha kötü bir ruh halindeyim . Önce derdimi sonra sorularımı anlatacağım . Şimdiden zaman ayırıp okuyup cevapladığınız için teşekkürler .
2023 yılında 220k gibi sıralama yapıp mezuna bırakmış , 2024 yılında sayısalda 70k yapıp Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğini kazandım . Tercih dönemi benim için baya zorlu geçmişti . Bu sıralamayla ne yazacağımı neye ilgi duyduğumu bilmiyordum . Kendimi bu konu hakkında hiç geliştirmemiştim . Kafam çok karışık olduğu için defalarca liste değişti . En son haliyle sadece mühendislik bölümlerini yazmıştım ve burası geldi . Ama sıkıntı hala kafam çok karışık . Yani doğru yerde miyim ? Doğru bölümde miyim ? Kasım ayından beri bunu sorgulayıp duruyorum . Okula iki hafta geç gitmem ve dersleri de sürekli asmam sebebiyle ne doğru dürüst bir sosyal çevre edinebildim ne de bölüm dersleri hakkında doğru dürüst bir bilgi edinebildim . İlk dönem algoritma dersine 5 defa falan ikinci dönem programlama dersine 2 defa gitmişimdir. Diğer dersleri söylemiyorum bile . Durumun vahametini siz düşünün . İlk dönemin sonuna doğru okulu bırakıp yks ye tekrar hazırlanma kararı almıştım . Çevremden haliyle çok tepki gelmişti . "Ya bu bölüm bırakılır mı . Zaten mezuna kaldın üstüne 1 sene kaybettin sonra tekrar hazırlanacaksın . Bilgisayar bölümü önü açık geleceğin mesleği" vs. yorumlarını aldım . Neden diye sorduklarında ise net bir cevabım yoktu . İçimdeki ruh halini karşımdakine anlatabilecek durumda değilim çünkü okumak istemiyorum dediğimde "Bölüm hakkında bir şey görmedin ki sevip sevmediğine nasıl karar verdin ?" cevabını alıyordum . Kısmen haklılardı . Ancak devam etmeye karar versem 2. sınıfta yine aynı şeylerin tekrarlanmasından ve daha da geç olacağından korkuyorum . Bölümü bıraksam ne okumak istediğimi de tam bilmiyorum . Yani Türkiye şartları bu kadar kötü olmasa Matematik öğretmenliği okumayı isterdim ki hala yatay geçiş yapsam mı diyorum ama öğretmenliğin durumunu hepimiz biliyoruz . Ya da sınava yeni baştan hazırlanıp hep hayalim olan boğaziçi için çalışmak . EA dan hazırlanıp iktisat-işletme gibi bölümleri tercih edebilirim ama tabi bu süreçte çok zor . O yüzden duayen kardeşlerime hem genel hem bölüm özelinde bir kaç sorum olucak

- Bölüm seçerken nelere dikkat ettiniz ? Hangi psikoloji ile seçtiniz ? . Benim gibi random mu yoksa sevdiğiniz için mi ?
- Random seçtiğiniz bölümü sevdiyseniz sevdiğinizi nasıl fark ettiniz ya da nasıl sevmeye çalıştınız ? Yoksa sevmeyip benim gibi bırakmayı düşündünüz mü?
- Bırakma süreci ve sonraki süreçler nasıl geçti ?
- Bilgisayar mühendisliği okuyanlar/bitirenler bu bölümü neden seçti ? Gelecek kaygıları var mı ve gelecekte ne yapmayı planlıyor . Yani bölüm hakkında hem özel hem genel bakış açıları nedir
- Öğretmenlik hakkında duyumlarınız ve yorumlarınız nedir ?
-Bilgisayar bölümünü bırakıp tekrar sınava hazırlanılır mı ?
Sorularıma yanıt verip endişelerimi bir nebze giderirseniz çok mutlu olurum . Sürçü lisan ettiysek affola
 
Siyaset bilimleri okumak istedim, mantıklı olan özel eğitim öğretmenliğiydi ikisini de kabul ettiremedim aileme, hukuk okudum. Pişman değilim. 6 senedir avukatlık yapıyorum ne çok memnunum ne de memnun değilim normal işte. Özel eğitim öğretmenliği okusaydım çok kolay atanacaktım ama serbest mesleğe döndük okuduğum okul nedeniyle. Kısmetten öteye köy yok. Kamuda çalışmayı düşünmüyorsan bilgisayar bölümü bırakılmaz. 2. bir bölüm yazar onu da okursun istersen. Kamuda çalışmayı düşünüyorsan bırakabilirsin boşa zaman kaybı, ya da dondurabilirsin hakkın varsa.

Eğer derslere o kadar az girip de sınavlardan geçebiliyorsan bırak okulu, o okul sana bir şey katmıyor demek ki. Eğitim sistemi zaten çöp. Öğrenciler de mezun olur olmaz ayda 100-150 kazanacaklarını zannediyor. Kitap okumakla para kazanılmıyor. Alınan diplomayı doğru kullanmak önemli olan.

Kamu alımıyla ilgili, senin sorduğundan bağımsız bir şey anlatayım. Geçen sene 3500 sağlık çalışanı ataması sözü verildi. Bil bakalım açıklanan ilanlarda hangi meslekler yok, evet doğru bildin sağlık çalışanı yok. Sağlık çalışanı ataması dediler 3500 atamanın sadece 1500ü gerçekten sağlık çalışanı ataması. Gerisi özel güvenlik, çaycı, temizlik görevlisi. Bunlar da zaten atamayla değil İşkur kurasıyla oluyor. İlan böyle açılmış. Maaş da özel güvenlikler için 65.000 TL, senelik de 200.000 TL özlük hakkı. Şu an bir bekçi 58.000 alıyor. Hastanedeki hemşire 60-70 arası alıyor. Ailemde en 1/4 başöğretmen ve uzman öğretmen ünvanına sahip meslekçi öğretmen var. 35 sene kıdemi var aldığı maaş 63.000 TL. Gelip de öğretmenlik yazarsan kendi topuğuna sıkarsın. Adını yazdırıp kuraya katılan şansa 65.000 alıyor. Kendine yediremezsin psikolojin kalmaz.

Sosyalleşme yönünden de dert etme arkadaş ortamı bulmak kadar kolay bir şey yok ünide. Sadece yanlış ortamı bulma yeter. Yanlış ortamda olduğunu hissettiğinde de samimiyeti kesip başkalarıyla arkadaşlık kurarsın.

Gece gece yazdığımdan cümlelerimde anlatım bozukluğu olabilir ama anlamışsındır zaten genel olarak.
 
Siyaset bilimleri okumak istedim, mantıklı olan özel eğitim öğretmenliğiydi ikisini de kabul ettiremedim aileme, hukuk okudum. Pişman değilim. 6 senedir avukatlık yapıyorum ne çok memnunum ne de memnun değilim normal işte. Özel eğitim öğretmenliği okusaydım çok kolay atanacaktım ama serbest mesleğe döndük okuduğum okul nedeniyle. Kısmetten öteye köy yok. Kamuda çalışmayı düşünmüyorsan bilgisayar bölümü bırakılmaz. 2. bir bölüm yazar onu da okursun istersen. Kamuda çalışmayı düşünüyorsan bırakabilirsin boşa zaman kaybı, ya da dondurabilirsin hakkın varsa.

Eğer derslere o kadar az girip de sınavlardan geçebiliyorsan bırak okulu, o okul sana bir şey katmıyor demek ki. Eğitim sistemi zaten çöp. Öğrenciler de mezun olur olmaz ayda 100-150 kazanacaklarını zannediyor. Kitap okumakla para kazanılmıyor. Alınan diplomayı doğru kullanmak önemli olan.

Kamu alımıyla ilgili, senin sorduğundan bağımsız bir şey anlatayım. Geçen sene 3500 sağlık çalışanı ataması sözü verildi. Bil bakalım açıklanan ilanlarda hangi meslekler yok, evet doğru bildin sağlık çalışanı yok. Sağlık çalışanı ataması dediler 3500 atamanın sadece 1500ü gerçekten sağlık çalışanı ataması. Gerisi özel güvenlik, çaycı, temizlik görevlisi. Bunlar da zaten atamayla değil İşkur kurasıyla oluyor. İlan böyle açılmış. Maaş da özel güvenlikler için 65.000 TL, senelik de 200.000 TL özlük hakkı. Şu an bir bekçi 58.000 alıyor. Hastanedeki hemşire 60-70 arası alıyor. Ailemde en 1/4 başöğretmen ve uzman öğretmen ünvanına sahip meslekçi öğretmen var. 35 sene kıdemi var aldığı maaş 63.000 TL. Gelip de öğretmenlik yazarsan kendi topuğuna sıkarsın. Adını yazdırıp kuraya katılan şansa 65.000 alıyor. Kendine yediremezsin psikolojin kalmaz.

Sosyalleşme yönünden de dert etme arkadaş ortamı bulmak kadar kolay bir şey yok ünide. Sadece yanlış ortamı bulma yeter. Yanlış ortamda olduğunu hissettiğinde de samimiyeti kesip başkalarıyla arkadaşlık kurarsın.

Gece gece yazdığımdan cümlelerimde anlatım bozukluğu olabilir ama anlamışsındır zaten genel olarak.
Bu saatte zaman ayırıp verdiğin cevap için teşekkür ederim 🙏🏻 Kamuda çalışmaktan ziyade lisede ki öğretmenlerim beni çok etkilemişti ve bende onlar gibi gençlere dokunmak gibi bir isteğim vardı . Ancak dediğin şartlar malum . Düşünüp karar vereceğim
 
Bu saatte zaman ayırıp verdiğin cevap için teşekkür ederim 🙏🏻 Kamuda çalışmaktan ziyade lisede ki öğretmenlerim beni çok etkilemişti ve bende onlar gibi gençlere dokunmak gibi bir isteğim vardı . Ancak dediğin şartlar malum . Düşünüp karar vereceğim
Ne demek. Şu zamanda en önemli şey para. Para mutluluk getirmeyebilir belki ama parasızlık mutsuzluk getirir o kesin.
 
Ne demek. Şu zamanda en önemli şey para. Para mutluluk getirmeyebilir belki ama parasızlık mutsuzluk getirir o kesin.
Bu arada hazır yakalamışken hukuk hakkında da bir kaç yorum alabilir miyim :)
 
Bu arada hazır yakalamışken hukuk hakkında da bir kaç yorum alabilir miyim :)
Dava sürecinin artık çok uzun sürmesi nedeniyle ve adalete güvenin düşük olması sebebiyle eskisi kadar dava açmaya ikna edemiyoruz müvekkilleri. Çoğu haklı olarak ortalama 3 sene sonra yararını göreceği bir şey için masrafa girmek istemiyor. Dolayısıyla pasta küçüldü, yeni mezunlarla birlikte paylar daha çok bölündü. Ya çok azmin olacak gerçekten tırnaklarınla kazıyacaksın ya da aileden avukat büyüğün olacak esnaflığı öğretecek, müşteri müvekkil çevresi edindirecek. Avukatlığın çoğu esnaflık. Davayı almak, para istemeyi bilmek önemli olan, davayı açması görmesi bitirmesi kolay. Avukata gidenler verecekleri para karşılığında maddi bir şey almıyor, vaat satın alıyor. Bakkala girip 5 lira verirsin gofretini alıp çıkarsın anında madden eline geçer paranın karşılığı. Avukatlıkta öyle değil. O nedenle kimse önden ödeme yapmak istemez, parça parçayı kabul edersin ona da uymazlar geciktirirler. Halbuki sen baştan söylemişsindir dava süreci 3 yıl ben paramı 6 taksitte alırım 5 taksitte alırım neyse. Sözleşmen de vardır ama o para cebine girene kadar p*ç olur. O nedenle işin asıl zor kısmı bu.

Ha bir de bunun tam tersi var ağzı çok laf yapıp müşteri bağlayan vaat veren ama hukuki olarak nir şey bilmeyen. İşte o avukatlar daha çok kazanıyor. Zengin olmayan çevresi olmayan bilgi sahibi avukatları altında çalıştırıyorlar, kendileri sadece müşteri çevresini bağlıyor, görüşmeler yapıyor o kadar.
 
Dava sürecinin artık çok uzun sürmesi nedeniyle ve adalete güvenin düşük olması sebebiyle eskisi kadar dava açmaya ikna edemiyoruz müvekkilleri. Çoğu haklı olarak ortalama 3 sene sonra yararını göreceği bir şey için masrafa girmek istemiyor. Dolayısıyla pasta küçüldü, yeni mezunlarla birlikte paylar daha çok bölündü. Ya çok azmin olacak gerçekten tırnaklarınla kazıyacaksın ya da aileden avukat büyüğün olacak esnaflığı öğretecek, müşteri müvekkil çevresi edindirecek. Avukatlığın çoğu esnaflık. Davayı almak, para istemeyi bilmek önemli olan, davayı açması görmesi bitirmesi kolay. Avukata gidenler verecekleri para karşılığında maddi bir şey almıyor, vaat satın alıyor. Bakkala girip 5 lira verirsin gofretini alıp çıkarsın anında madden eline geçer paranın karşılığı. Avukatlıkta öyle değil. O nedenle kimse önden ödeme yapmak istemez, parça parçayı kabul edersin ona da uymazlar geciktirirler. Halbuki sen baştan söylemişsindir dava süreci 3 yıl ben paramı 6 taksitte alırım 5 taksitte alırım neyse. Sözleşmen de vardır ama o para cebine girene kadar p*ç olur. O nedenle işin asıl zor kısmı bu.

Ha bir de bunun tam tersi var ağzı çok laf yapıp müşteri bağlayan vaat veren ama hukuki olarak nir şey bilmeyen. İşte o avukatlar daha çok kazanıyor. Zengin olmayan çevresi olmayan bilgi sahibi avukatları altında çalıştırıyorlar, kendileri sadece müşteri çevresini bağlıyor, görüşmeler yapıyor o kadar.
Çok teşekkür ederim yorumların için. Sana da kolaylıklar diliyorum
 
Teşekkürler sana da kolaylıklar, başarılar.
 
Arkadaşlar selamlar . Umarım iyisinizdir . Eski açtığım forumlara bakarken 2023 yks içinde forum açtığımı gördüm :) . Bi duygulanmadım değil . Evet şuan üniversiteyi kazanmış vaziyette bulunuyorum ancak sınav döneminde olduğum halimden daha kötü bir ruh halindeyim . Önce derdimi sonra sorularımı anlatacağım . Şimdiden zaman ayırıp okuyup cevapladığınız için teşekkürler .
2023 yılında 220k gibi sıralama yapıp mezuna bırakmış , 2024 yılında sayısalda 70k yapıp Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğini kazandım . Tercih dönemi benim için baya zorlu geçmişti . Bu sıralamayla ne yazacağımı neye ilgi duyduğumu bilmiyordum . Kendimi bu konu hakkında hiç geliştirmemiştim . Kafam çok karışık olduğu için defalarca liste değişti . En son haliyle sadece mühendislik bölümlerini yazmıştım ve burası geldi . Ama sıkıntı hala kafam çok karışık . Yani doğru yerde miyim ? Doğru bölümde miyim ? Kasım ayından beri bunu sorgulayıp duruyorum . Okula iki hafta geç gitmem ve dersleri de sürekli asmam sebebiyle ne doğru dürüst bir sosyal çevre edinebildim ne de bölüm dersleri hakkında doğru dürüst bir bilgi edinebildim . İlk dönem algoritma dersine 5 defa falan ikinci dönem programlama dersine 2 defa gitmişimdir. Diğer dersleri söylemiyorum bile . Durumun vahametini siz düşünün . İlk dönemin sonuna doğru okulu bırakıp yks ye tekrar hazırlanma kararı almıştım . Çevremden haliyle çok tepki gelmişti . "Ya bu bölüm bırakılır mı . Zaten mezuna kaldın üstüne 1 sene kaybettin sonra tekrar hazırlanacaksın . Bilgisayar bölümü önü açık geleceğin mesleği" vs. yorumlarını aldım . Neden diye sorduklarında ise net bir cevabım yoktu . İçimdeki ruh halini karşımdakine anlatabilecek durumda değilim çünkü okumak istemiyorum dediğimde "Bölüm hakkında bir şey görmedin ki sevip sevmediğine nasıl karar verdin ?" cevabını alıyordum . Kısmen haklılardı . Ancak devam etmeye karar versem 2. sınıfta yine aynı şeylerin tekrarlanmasından ve daha da geç olacağından korkuyorum . Bölümü bıraksam ne okumak istediğimi de tam bilmiyorum . Yani Türkiye şartları bu kadar kötü olmasa Matematik öğretmenliği okumayı isterdim ki hala yatay geçiş yapsam mı diyorum ama öğretmenliğin durumunu hepimiz biliyoruz . Ya da sınava yeni baştan hazırlanıp hep hayalim olan boğaziçi için çalışmak . EA dan hazırlanıp iktisat-işletme gibi bölümleri tercih edebilirim ama tabi bu süreçte çok zor . O yüzden duayen kardeşlerime hem genel hem bölüm özelinde bir kaç sorum olucak

- Bölüm seçerken nelere dikkat ettiniz ? Hangi psikoloji ile seçtiniz ? . Benim gibi random mu yoksa sevdiğiniz için mi ?
- Random seçtiğiniz bölümü sevdiyseniz sevdiğinizi nasıl fark ettiniz ya da nasıl sevmeye çalıştınız ? Yoksa sevmeyip benim gibi bırakmayı düşündünüz mü?
- Bırakma süreci ve sonraki süreçler nasıl geçti ?
- Bilgisayar mühendisliği okuyanlar/bitirenler bu bölümü neden seçti ? Gelecek kaygıları var mı ve gelecekte ne yapmayı planlıyor . Yani bölüm hakkında hem özel hem genel bakış açıları nedir
- Öğretmenlik hakkında duyumlarınız ve yorumlarınız nedir ?
-Bilgisayar bölümünü bırakıp tekrar sınava hazırlanılır mı ?
Sorularıma yanıt verip endişelerimi bir nebze giderirseniz çok mutlu olurum . Sürçü lisan ettiysek affola

Güzel kardeşim selamlar. Senin durumunda olan binlerce genç kardeşimiz var, ki onlardan bir tanesi de ben sayılırım. Ben 3. senemde kazanmıştım. Daha doğrusu ilk senemde Beyken Üniversitesi Masaüstü Yayıncılık bölümünü kazandım, dediğin gibi derslere gitmedim, konularla alakam yoktu falan ilk senenin sonunda kaydımı sildirdim. Üçüncü senemde 2 senelik Bilgisayar Teknolojisi ve Programlama kazandım. Şimdi sana diyorlar ya "Bu bölüm bırakılır mı? Geleceği var" falan diye, eğer kendini geliştirmezsen geleceği falan yok bunu söyleyeyim.

Bölümün ilk mezunuyum fakat kendimi geliştiremedim ve programlama ile ilgili bir şey bilmiyorum mesela. Ki derslere giren hocalarda sıkıntılıydı, meslek lisesi çıkışlı arkadaşlar hocalara kod öğretiyordu falan. Tam bir özel üniversite zımbırtısı yani...

Eğer kendini oraya ait hissetmiyorsan ve en basitinden Algoritma ile sıkıntı yaşıyorsan o bölüm bitmez benden sana ağabey tavsiyesi. Şimdi sorularının cevaplarına geleyim;

- Bölüm seçerken nelere dikkat ettiniz ? Hangi psikoloji ile seçtiniz ? . Benim gibi random mu yoksa sevdiğiniz için mi ?
- Bilgisayar bölümünü sevdiğim için seçtim. O zamanlar eve bilgisayar yeni yeni girmişti sayılır, ilgim bayağı bir vardı. Fizyoterapistlik ile Bilgisayar arasında kalmıştım, ***** gibi Bilgisayar seçtim, çok pişmanım...
- Random seçtiğiniz bölümü sevdiyseniz sevdiğinizi nasıl fark ettiniz ya da nasıl sevmeye çalıştınız ? Yoksa sevmeyip benim gibi bırakmayı düşündünüz mü?
- Gittiğin okul özel olunca mecbur seviyorsun. Parasının hakkını vermek için seviyorsun en azından.
- Bırakma süreci ve sonraki süreçler nasıl geçti ?
- Bırakmaya karar verdiğim bölümde çok fazla zayıfım vardı, gereksiz yere para ve sene kaybım olacaktı. Ailemle konuştum, desteklerini aldım ve bırakmaya karar verdim.
- Bilgisayar mühendisliği okuyanlar/bitirenler bu bölümü neden seçti ? Gelecek kaygıları var mı ve gelecekte ne yapmayı planlıyor . Yani bölüm hakkında hem özel hem genel bakış açıları nedir
- Tekrardan söylüyorum, istediğin bölümü, istediğin ortalama/derece ile bitir, kendini geliştirmezsen, sertifika veya seminerlere katılmazsan ve CV'nde onlar olmazsa fazla bir şey bekleme. Bu her bölüm için geçerli.
- Öğretmenlik hakkında duyumlarınız ve yorumlarınız nedir ?
- Eğer atanabilirsen ve ayrıyetten özel ders verebilirsen muazzam para kazanırsın. Benim Türkçe öğretmeni arkadaşım var, atandı. Özel derslerle beraber ayda 70k falan kazanıyor.
-Bilgisayar bölümünü bırakıp tekrar sınava hazırlanılır mı ?
- Eğer sevmiyorsan hiç okuma. Kafan da çalışıyor, zeki bir arkadaşsın. Tekrardan hazırlan. O süreçte de hangi bölümde okumak istediğine karar vermen lazım.
 
Ben bilgisayar mühendisliğini bilgisayarları çok sevdiğim için seçmiştim. Parçalarını çıkarmak temizlemek hoşuma gidiyordu. Ayrıca oyun oynamayı çok sevdiğimden oyun programlamayı ögrenmek için girmiştim. Ben ingilizce bölüm okuyorum ve 2. Sınıf bitmek üzere yani üniversitede 3. Senem bitiyor. Hazırlıkta full giderdim sonra deprem oldu ve ikinci dönem online oldu. İlk dönem ingilizceme epey şey katmıştım. 1. Sınıf derslerinin hepsini geçtim aglaya ağlaya ders çalışıyordum. Her an okulu bırakmak istiyordum. Hala bırakmak istiyorum ama imkansız gibi artık. Programlamayı seviyordum ama üniversitenin sınavlarına çalışmak çok sinirimi bozuyordu. 1. Sınıftan sonra kendi oyunumu geliştirdim uzun bir uğraştan sonra yayınladım hiç gelir elde edemedim ama iyi bir deneyim oldu. 2. Sınıf 1. Dönem 3 dersten kaldım. Şimdi ikinci dönemde de çok kalacağım galiba. Genellikle eğitim seviyesi düşük insanlar geleceğin mesleği diye geveleyip duruyor. Bu sektördeki çoğu kişi iş bulmanın zor olduğunu söylüyor. Ben bilmiyorum ama bitirmem gerektiğini düşünüyorum. Tıbbi sekreterlik okuyanların 72k para aldığını düşünürsek mühendisligin kazancı az gelebiliyor. Yukarıdakiler düşüncelerimdi. Şimdi bir öneri vereceğim. Üniversite çok rahat disipline sahip. Öğrencinin eline derse gitmeme ihtimali verilirse derse gitmez. Derse gitmezse okulu çok boşlayabiliyor. Hiçbir şey anlamıyorsan bile gitmelisin, hangi bölümden olursan ol. Yeni bir sınava çalışman şu anki ruh halini daha kötü etkileyebilir. Tekrar 1. Sınıf okuduğunda yılların senden çok şey aldığını hissedebilirsin. Aslında bir şey almıyor da neyse... Bir işi sevmeden yapamazsın, bilgisayar mühendisliği de sevmeden yapılacak iş değil. Her meslek öyle. Bm'de Sadece 1 iş için pek çok öğrenmen gerekebiliyor. Boğaziçi falan yazmışsın ama şuan herhangi bir üniversiteyle onların bir farkı yok. Üniversiteden bir şey öğrenmezsin. Kendi kendine bir şeyler öğrenirsin. Yurt dışında buradaki önemli üniversitelerin adı bile bilinmiyor. Ne bildiğine ne yaptığına bakıyorlar. (Bm için konuşuyorum.) Hayat senin tercih senin. Üniversite okumak zor. Hangi bölüme gidersen git derse gitmediğin sürece okula ısınmazsın. Öyle herkesi de dinleme herkesin yanlış bildiği o kadar çok şey var ki. Belki ben bile şuan yanlış konuşmuşumdur. Neyin ne oldugunu kestiremiyor insan...
 
Güzel kardeşim selamlar. Senin durumunda olan binlerce genç kardeşimiz var, ki onlardan bir tanesi de ben sayılırım. Ben 3. senemde kazanmıştım. Daha doğrusu ilk senemde Beyken Üniversitesi Masaüstü Yayıncılık bölümünü kazandım, dediğin gibi derslere gitmedim, konularla alakam yoktu falan ilk senenin sonunda kaydımı sildirdim. Üçüncü senemde 2 senelik Bilgisayar Teknolojisi ve Programlama kazandım. Şimdi sana diyorlar ya "Bu bölüm bırakılır mı? Geleceği var" falan diye, eğer kendini geliştirmezsen geleceği falan yok bunu söyleyeyim.

Bölümün ilk mezunuyum fakat kendimi geliştiremedim ve programlama ile ilgili bir şey bilmiyorum mesela. Ki derslere giren hocalarda sıkıntılıydı, meslek lisesi çıkışlı arkadaşlar hocalara kod öğretiyordu falan. Tam bir özel üniversite zımbırtısı yani...

Eğer kendini oraya ait hissetmiyorsan ve en basitinden Algoritma ile sıkıntı yaşıyorsan o bölüm bitmez benden sana ağabey tavsiyesi. Şimdi sorularının cevaplarına geleyim;


- Bilgisayar bölümünü sevdiğim için seçtim. O zamanlar eve bilgisayar yeni yeni girmişti sayılır, ilgim bayağı bir vardı. Fizyoterapistlik ile Bilgisayar arasında kalmıştım, ***** gibi Bilgisayar seçtim, çok pişmanım...

- Gittiğin okul özel olunca mecbur seviyorsun. Parasının hakkını vermek için seviyorsun en azından.

- Bırakmaya karar verdiğim bölümde çok fazla zayıfım vardı, gereksiz yere para ve sene kaybım olacaktı. Ailemle konuştum, desteklerini aldım ve bırakmaya karar verdim.

- Tekrardan söylüyorum, istediğin bölümü, istediğin ortalama/derece ile bitir, kendini geliştirmezsen, sertifika veya seminerlere katılmazsan ve CV'nde onlar olmazsa fazla bir şey bekleme. Bu her bölüm için geçerli.

- Eğer atanabilirsen ve ayrıyetten özel ders verebilirsen muazzam para kazanırsın. Benim Türkçe öğretmeni arkadaşım var, atandı. Özel derslerle beraber ayda 70k falan kazanıyor.

- Eğer sevmiyorsan hiç okuma. Kafan da çalışıyor, zeki bir arkadaşsın. Tekrardan hazırlan. O süreçte de hangi bölümde okumak istediğine karar vermen lazım.
Yorumun için teşekkürler ağabey . Dediğin gibi ne işi yapıyosak yapalım sevmiyorsak ve kendimizi geliştirmediysek iş konusunda pek bi beklentiye girmemek lazım
Mesajlar otomatik olarak birleştirildi:

Ben bilgisayar mühendisliğini bilgisayarları çok sevdiğim için seçmiştim. Parçalarını çıkarmak temizlemek hoşuma gidiyordu. Ayrıca oyun oynamayı çok sevdiğimden oyun programlamayı ögrenmek için girmiştim. Ben ingilizce bölüm okuyorum ve 2. Sınıf bitmek üzere yani üniversitede 3. Senem bitiyor. Hazırlıkta full giderdim sonra deprem oldu ve ikinci dönem online oldu. İlk dönem ingilizceme epey şey katmıştım. 1. Sınıf derslerinin hepsini geçtim aglaya ağlaya ders çalışıyordum. Her an okulu bırakmak istiyordum. Hala bırakmak istiyorum ama imkansız gibi artık. Programlamayı seviyordum ama üniversitenin sınavlarına çalışmak çok sinirimi bozuyordu. 1. Sınıftan sonra kendi oyunumu geliştirdim uzun bir uğraştan sonra yayınladım hiç gelir elde edemedim ama iyi bir deneyim oldu. 2. Sınıf 1. Dönem 3 dersten kaldım. Şimdi ikinci dönemde de çok kalacağım galiba. Genellikle eğitim seviyesi düşük insanlar geleceğin mesleği diye geveleyip duruyor. Bu sektördeki çoğu kişi iş bulmanın zor olduğunu söylüyor. Ben bilmiyorum ama bitirmem gerektiğini düşünüyorum. Tıbbi sekreterlik okuyanların 72k para aldığını düşünürsek mühendisligin kazancı az gelebiliyor. Yukarıdakiler düşüncelerimdi. Şimdi bir öneri vereceğim. Üniversite çok rahat disipline sahip. Öğrencinin eline derse gitmeme ihtimali verilirse derse gitmez. Derse gitmezse okulu çok boşlayabiliyor. Hiçbir şey anlamıyorsan bile gitmelisin, hangi bölümden olursan ol. Yeni bir sınava çalışman şu anki ruh halini daha kötü etkileyebilir. Tekrar 1. Sınıf okuduğunda yılların senden çok şey aldığını hissedebilirsin. Aslında bir şey almıyor da neyse... Bir işi sevmeden yapamazsın, bilgisayar mühendisliği de sevmeden yapılacak iş değil. Her meslek öyle. Bm'de Sadece 1 iş için pek çok öğrenmen gerekebiliyor. Boğaziçi falan yazmışsın ama şuan herhangi bir üniversiteyle onların bir farkı yok. Üniversiteden bir şey öğrenmezsin. Kendi kendine bir şeyler öğrenirsin. Yurt dışında buradaki önemli üniversitelerin adı bile bilinmiyor. Ne bildiğine ne yaptığına bakıyorlar. (Bm için konuşuyorum.) Hayat senin tercih senin. Üniversite okumak zor. Hangi bölüme gidersen git derse gitmediğin sürece okula ısınmazsın. Öyle herkesi de dinleme herkesin yanlış bildiği o kadar çok şey var ki. Belki ben bile şuan yanlış konuşmuşumdur. Neyin ne oldugunu kestiremiyor insan...
Cevabın için teşekkürler dostum . Aslında benim de bilgisayar mühendisliği yazma motivasyonum da oyunlara olan ilgimdi . Hani oyun oynayıp bilgisayardan anladığımı zannedip lisedeyken falan bilgisayar mühendisliği istiyorum diyodum . Tabi işin sonuç kısmı çok tatlı geldiği için süreç kısmı hakkında bilgim yoktu. Aslında hala okulu kesin bir şekilde bırakmama sebebim oyunlara olan tutkum ve kendi oyunumu da geliştirme hayalim . Geliştirmesem bile büyük bi oyun stüdyosunda çalışıp ekibin parçası olmayı da istiyorum ama bilgisayar müh. Bölümünde oyun geliştirmek adına sana neredeyse hiç bir şey vermiyor. “Bu da illa okumama gerek mi var?” Sorusunu sordurtuyor insana
 
Yorumun için teşekkürler ağabey . Dediğin gibi ne işi yapıyosak yapalım sevmiyorsak ve kendimizi geliştirmediysek iş konusunda pek bi beklentiye girmemek lazım
Mesajlar otomatik olarak birleştirildi:


Cevabın için teşekkürler dostum . Aslında benim de bilgisayar mühendisliği yazma motivasyonum da oyunlara olan ilgimdi . Hani oyun oynayıp bilgisayardan anladığımı zannedip lisedeyken falan bilgisayar mühendisliği istiyorum diyodum . Tabi işin sonuç kısmı çok tatlı geldiği için süreç kısmı hakkında bilgim yoktu. Aslında hala okulu kesin bir şekilde bırakmama sebebim oyunlara olan tutkum ve kendi oyunumu da geliştirme hayalim . Geliştirmesem bile büyük bi oyun stüdyosunda çalışıp ekibin parçası olmayı da istiyorum ama bilgisayar müh. Bölümünde oyun geliştirmek adına sana neredeyse hiç bir şey vermiyor. “Bu da illa okumama gerek mi var?” Sorusunu sordurtuyor insana
Evet bilgisayar mühendisliğinde dersi verilmiyor. Verilse bile 1 dönemde verilen ders yüzünden soğuyabilirsin bile. İşin bir de şu boyutu var. Kendini geliştirerek kendi oyununu yaparsın sakınca yok ama bir şirkete girmek istersen senden bu bolumlerin diploması isteniyor. Diploma ilk eleyici bölüm sonrasında ne yaptığınla ilgileniyorlar. Oyun geliştirme bölümü var ama bu bölümün yurtdışında geçerliliği çok yok sanırım. Bu yuzden bu bölümlerden bir diplomaya sahip olmalısın. Bilgisayar, yazılım mühendislikleri ve yönetim bilişim sistemleri.
 
Yeni mesajlar Yeni Konu Aç  

   

SON KONULAR

Forum istatistikleri

Konular
1,100,697
Mesajlar
9,899,979
Üyeler
175,098
Son üye
Alpoq
Geri
Top