sontoxic
80+
- Katılım
- 1 Temmuz 2024
- Mesajlar
- 497
Dahası
- Reaksiyon skoru
- 197
- İsim
- Semih
- son.toxic
- Konu Sahibi Konu Sahibi
- #27
Görüşlerinize saygı duysam da, bu kadar ciddiye alacağımı sanmam. Alkolün kimyası ya da hangi türünün ne kadar tüketilmesi gerektiği gibi detaylarla konuyu karmaşıklaştırmak, esas meseleyi gözden kaçırmaktır. Şişe şeklinde yaygın olarak tüketilen alkollerle ilgili konuşuyoruz; dolayısıyla burada, sağlığa olan zararları ve toplum üzerindeki etkileri çok daha önemlidir. Konuyu "özel türler" üzerinden tartışmak, hem yanıltıcı hem de gereksiz bir karmaşa yaratır.Yukarıda da anlattığım üzere her alkol türü aynı olmamakla beraber dozaj da önemlidir. Alkol savunuculuğu yapmıyorum, konuyu çarpıtmıyorum ve ilk mesajımda da belirtmiş olduğum hangi tür ne miktarda içilmeli gibi bir örnek de verdim yani hani kafamdan uydurduğum oranlar da yok. Bilimsel verilere ve araştırmalara dayalı olarak kanıtlanmış gerçekleri sunuyorum. Özel türler üzerinden değerlendirmeyeyim de ne yapayım? Alkolün farklı türleri var kimyasal bileşikler ufak modfikasyonlar ile apayrı varyantta yeni özelliklere sahip oluyorlar resmen kimyayı görmezden gel diyorsun ne kadar saçma bu farkında mısın?
Kalp hastalığı ile ilgili eğer ki beslenme alışkanlığı bol protein ve yağlı yiyecekler üzerine ise, bunun da üstüne ailede yaygın kalp hastalıkları görülüyor ise zaten o kişi kardiyovasküler bir hastalığa yakalanma riski altındadır. Bunun üstüne alkol de katalizör olarak süreci hızlandıracaktır. Ancak bunun tam tersi bir senaryoda viski veya beyaz şarap tüketimi kalp sağlığına faydalı olmakla kalmayıp damardaki yağlanmayı da azaltacağı için kalp krizi riskini de azaltacaktır. Ağır alkol tüketimi dediğimiz ve vücudun kaldırabileceği miktarda alkolden fazlasını tüketmek elbette her türlü organa zarar vereceği gibi kalbe de zarar verecektir.
Tekrar diyorum alkol tamamen zararsız değil o yüzden dozunda, doğru türde tüketmek ve belirli aralıklarla içmek gerekiyor ki vücudun bu toksisiteyi temizlemesi gerekiyor. Ağır olan alkoller Metanol (basit alkol), PVOH (mısır alkolü), yıllanmış alkol ve damıtılmış alkoller anason, şeker, arpa, çavdar gibi ek fermenteleme bileşikleri ile birleştirildiğinde yan ürünler de ortaya çıkıyor ve bunlar da sistemimize giriş yaparak karaciğere yük bindiriyor. Karaciğer aynı zamanda bir glikojen deposu da olduğu için modifiye edilmiş bu alkol türleri ekstra olarak karaciğerin içindeki glikojenle tepkimeye girerek diyabete de sebep oluyor. Kanser riskini ağır tüketimde artırdığı da aynı şekilde doğrudur.
Doz veya özel tür argümanları alkolü savunmak için değil, tüketmek isteyen insanlara kendilerine zarar vermeyecek alkol türünü ve oranını belirlemelerine yardımcı olmak için söylenmektedir. Alkolün tehlikelerini maskelemekten ziyade ağır alkol tüketiminde yaşanacak durumları tespit ederek kişinin bilinçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Alkol sağlık, yemek, temizlik vb. bir çok alanda hayatımızda bulunduğundan ötürü erişimi kolay, bağımlılık yapan ve yıkıcı sonuçlara sebebiyet verdiğinden ötürü öngörü ve temkinli yaklaşılması gereken bir üründür. Sağlık adına yarar sağlamak isteyen insana zaten git alkol tüket demek saçmalıktan başka bir şey değildir. Sağlık için düzenli egzersiz, dengeli beslenme, vitamin dengesi ve elektrolit dengesini sağlamak yeterlidir. Konu alkol olduğu için konu alkol üzerinden yürütülmektedir, konu sağlıklı beslenme olsa idi konuda alkol kelimesinin geçmesi zaten mantıksız olurdu. Yaygın kullanımı konusunda haklısınız, bir önceki mesajımda da dediğim üzere ülkemizde bazı olumlu etkilerinden ziyade olumsuz etkisi olan sarhoşluk için tüketilmekte olan alkol, haftalık dozu tek seferde içen insanlardan dolayı ülkemizdeki hastalık yapan maddelerde listede en üst sırada bulunmakta. Sağlık için alkolü önermedim, önermiyorum, önermem. Sağlığa olan faydasını bahane sunarak zararlarını göz ardı da etmedim burada yanlış anlaşılma olmuş sanırsam. Alkol savunuculuğu değil tekrardan söylüyorum bilim savunuculuğu yapıyorum. Alkol hem yararlı, hem zararlıdır. Alkol tüketmeyin, tüketenlere de içme demeyin.
"Her koyun kendi bacağından asılır."
Alkolün "hem yararlı hem zararlı" olduğu söylemi, aslında büyük bir yanılsamadır. Bu tür bir yaklaşım, alkolün zararlarını göz ardı etmek ve insanlar üzerinde yanlış bir güven duygusu yaratmak için kullanılır. Alkolün zararları, sağlık üzerindeki etkileri her durumda daha baskındır. Üstelik bilimsel verilere bakıldığında, alkolün zararlarını maskelemek ve onu meşrulaştırmak, sorumsuz bir tutumdur ve sizin yaptığınız bundan başka bir şey değildir.
"Alkol savunuculuğu yapmıyorum" diyorsunuz, ancak bilimsel verilere ve araştırmalara dayandığınızı iddia ederken, alkolün zararlarını küçümseyen bir dil kullanıyorsunuz. Alkolün hangi türünü ne kadar içmeniz gerektiği gibi detaylara inmek, konunun esasını saptırmak anlamına gelir. Kimyasal bileşikler ve alkol türleri hakkında konuşmak, eğer bu tür açıklamalar, alkolün zararlı etkilerini göz ardı etmeye yönelikse, yalnızca kafa karıştırıcıdır. Gerçek şu ki, alkolün her türü, vücutta birçok zararlı etki yaratır ve bu zararlar bir kimyasal bileşik değişikliği ile yok edilemez.
Özel türlerden bahsedeceksen, git kendine konu açıp o türlerden bahset. Bu konu özel türleri öğrenmek için açılmadı. Burada yaygın tüketilen alkolün zararlarını tartışmak ve doğru bilgilerle bilinçlenmek amaçlanıyor.
Yine de alkolün dozajına ve türüne gelince, sağlık adına bir katkı sağlamazlar. Kalp sağlığı gibi konularda sizin de dediğiniz gibi, egzersiz, dengeli beslenme ve sağlıklı alışkanlıklar, alkolün herhangi bir türüne göre çok daha etkili ve risk taşımayan çözümlerdir. Fakat alkolü savunmak için yapılan her "doz belirleme" ve "doğru tür seçme" yaklaşımı, alkolün sağlığa zararını maskelemekten başka bir şey değildir.
İçki, elbette kişisel tercihlerle alınabilir. Fakat bunu sağlık adına bir çözüm olarak sunmak, bilime aykırıdır. Alkol tüketmek isteyen kişilere sağlıklı alışkanlıklar ve bilimsel veriler ışığında bilinçli bir yaklaşım önerilmelidir. Bu tür savunmalarla alkolün zararı göz ardı edilemez.
Sonuçta, "Alkol savunuculuğu yapmıyorum" demek, söylemlerinizdeki bu çelişkilerden sonra artık daha fazla inandırıcı gelmiyor. Bilim, yalnızca bilgi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda sorumluluk taşır. Bu sorumluluğu yerine getirmek, alkolün zararlarını doğru şekilde aktarmak ve buna göre hareket etmek demektir.
Mesaj otomatik birleştirildi:
Sizin söylediklerinize bakınca, alkolü savunmak adına 'istisnalar harici' ve 'kayda değer zararı yok' gibi ifadelerle olayı küçültmeye çalıştığınız çok açık. Ancak burada gözden kaçan şey şu: Alkol, az ya da çok, her türlü sağlık riski taşır. Kayda değer olup olmadığı kişisel bir algı meselesi değil, bilimsel bir gerçektir. Karaciğeriniz ve diğer organlarınız, az miktar da olsa alkolü bir toksin olarak görür ve bu toksinle başa çıkmak için çalışır. Bu süreçte oluşan zarar, sizin 'kayda değer' tanımınıza uymasa bile, sağlık açısından var olan bir gerçektir.Kayda değer zararı yok demişim. İstanbul’da yaşamanın vücutta bıraktığı olumsuz etki çok daha fazladır muhtemelen.
İstisnalar harici diye de belirtmişim, ikinci maddede de bir problem göremiyorum.
Son olarak alkolün tüm olayı zaten sinir sistemini etkilemesi. Aksi durumda içilecek bir şey değil benim için. Ayrıca bağımlılık yaptığını da en azından ben görmedim. Evet böyle bir etkisi var, fakat aklı başında bir insanın bağımlı olması epey zor.
İstisnalar harici diyerek de alkolün risklerini göz ardı etmeye çalışıyorsunuz. Ancak istisnalar dediğiniz durumlar genetik yatkınlık, sağlık sorunları ve yaşam tarzı gibi değişkenlere bağlıdır. Bu kadar çok değişken varken, 'istisna' dediğiniz şey aslında düşündüğünüzden daha yaygındır.
Ayrıca, alkolün 'tüm olayı sinir sistemini etkilemesi' ifadesi, aslında onun neden tehlikeli olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Sinir sistemini etkileyen bir maddenin bağımlılık yapma riski her zaman vardır. Sizin bağımlı olmamanız, bunun herkes için geçerli olduğu anlamına gelmez. Bu yüzden 'aklı başında bir insan bağımlı olmaz' gibi genellemeler yapmak hem yanlıştır hem de ciddi bir sorumsuzluk örneğidir.
Son olarak İstanbul’daki yaşamı alkolün zararlarıyla kıyaslamak, oldukça yanıltıcı bir yaklaşım. Şehir hayatındaki zorluklar, alkolün sağlık üzerindeki doğrudan etkilerini haklı çıkarmak için bir bahane olamaz. Bu, alkol tüketimini meşrulaştırma çabasından öteye geçmez.