Bu edebiyat dersine ait olan bir şey değil dostum. Her neyse sen kıçından geviş getiren, komplo teorisi yazan dayılara inanmaya devam et. Her sene bir şey yazıyorlar. 2012'de de kıyamet kopacak demişlerdi. Uydursunlar bakalım. Bunların başını çeken de Tahir Şimşek. O da zamanında büyük elektrik kesintisi olacak evlerinize mum stoklayın dedi, 5 yıl oldu hala kesilmedi elektrikler. Sonradan öğrendik ki eleman mehdiliğini ilan etmiş fhsndhnahdnagdnagdmahd
Bahsettiğin görüntüleri neredeyse doğduğumdan beri görüyorum, uçaklar geçtiği yerlerden böyle izler bırakıyorlar. Ancak nedense şimdi kafanıza takıldı. Ayrıca neredeymiş bu geçmeyen salgın hastalık, ben neden hasta olmadım? Yoksa ben ilahi bir varlık mıyım? Hadi buna da uydursana bir şeyler. Akıllı bıdık seni
Bir çok maddesini saçma bulsam da yapay et ve hayvanların kurtulması son derece güzel bir şey.
ne zaman artık kendiniz dışında başka canlıları da düşünmeye başlarsınız ? ya da düşünmeyin en azından düşünene salça olmayabilirsiniz.
Bir çok maddesini saçma bulsam da yapay et ve hayvanların kurtulması son derece güzel bir şey.
ne zaman artık kendiniz dışında başka canlıları da düşünmeye başlarsınız ? ya da düşünmeyin en azından düşünene salça olmayabilirsiniz.
dünyada hayvanı en çok öldüren tüketen de doğadaki hayvanlardır onları durdurmak yerine neden insanları durdurmak istiyorsun ki
diyelim ki durduracaksın ve hayal dünyanda durdurdun peki ya sonra etçil hayvanlara ne olacak sanıyorsun çimen mi yiyecekler
hadi onu da geçtim yesinler peki bu tüm hayvanlara yeticek mi
hadi onu da geçtim yetecek peki ya nüfus artışı hayvanların aşırı artması sonucunda dünya yine çok güzel mi olucak sanıyorsun
tüm canlılar için eziyetten başka bir yer olmayacak kaos kavga ne ararsan
kendi basit duygularını dindirmek için hayvanlar ölmesin yiyilmesin tarzı düşüncelerini tekrar bi gözden geçir derim
Bir çok maddesini saçma bulsam da yapay et ve hayvanların kurtulması son derece güzel bir şey.
ne zaman artık kendiniz dışında başka canlıları da düşünmeye başlarsınız ? ya da düşünmeyin en azından düşünene salça olmayabilirsiniz.
Görseldeki maddeler, genellikle iklim değişikliğiyle mücadele politikalarına karşı dile getirilen abartılı ve çoğu zaman temelsiz korkuları yansıtmaktadır. Tek tek bakalım:
Seyahat ve Alışveriş Kısıtlamaları: İklim kanunlarının amacı genellikle bireysel seyahat veya alışverişi doğrudan kısıtlamak değildir. Ancak, karbon ayak izini azaltmaya yönelik politikalar (örneğin, karbon vergileri, emisyon standartları, toplu taşımayı teşvik) dolaylı olarak bazı ulaşım ve tüketim alışkanlıklarını etkileyebilir. Bireysel kotalar veya doğrudan yasaklamalar mevcut taslaklarda yer almamaktadır.
Yapay Gıda, Et, Böcek: İklim değişikliği tartışmalarında hayvancılığın çevresel etkisi (özellikle metan gazı salımı) gündeme gelir. Alternatif protein kaynakları (yapay et, böcekler) bu bağlamda konuşulsa da, bir iklim kanununun insanları bunları yemeye zorlayacağına veya doğal eti sadece zenginlere özel kılacağına dair bir plan veya yasal zemin oluşturma amacı yoktur. Bu tür iddialar spekülatiftir.
"İklim Krizi Yok" Demenin Suç Olması: İfade özgürlüğü kapsamında bu tür bir düzenleme yapılması demokratik ülkelerde beklenmez. İklim değişikliği ile mücadele, inkarcılığı suç haline getirmek yerine bilimsel veriler ve politikalar üzerine kuruludur.
Hayvancılık ve Tarımın Kontrolü: İklim politikaları, tarım ve hayvancılıkta daha sürdürülebilir ve daha az emisyon yayan yöntemleri teşvik edebilir. Ancak bu, üretimin tamamen köylünün elinden alınıp küresel kartellere verileceği anlamına gelmez. Amaç genellikle dönüşümü desteklemektir.
Bahçeye İzinsiz Ekim Yapmak: Bu iddia oldukça temelsizdir ve iklim kanunlarının kapsamıyla ilgisi yoktur.
Dayanıksız Kıyafetler ve Kotalar: "Hızlı moda"nın çevresel etkileri bilinmektedir. Sürdürülebilir tekstil teşvik edilebilir ancak "çevre dostu" etiketiyle kasıtlı olarak dayanıksız ürün üretileceği veya kıyafete kota getirileceği iddiası mantıklı görünmemektedir.
Benzin Fiyatları ve Elektrikli Araçlar: Birçok ülke, fosil yakıtlı araçları aşamalı olarak terk etmeyi ve elektrikli araçları teşvik etmeyi hedeflemektedir. Bu, vergilendirme veya belirli bölgelerde kullanım zorunluluğu gibi politikaları içerebilir. Bu, küresel bir eğilimdir ve iklim hedefleriyle doğrudan bağlantılıdır.
UTTS Sistemi ve Gözetleme: UTTS (Ulusal Toplu Taşıma Sistemi) gibi sistemler genellikle toplu taşıma verimliliği ve entegrasyonu ile ilgilidir. Bunu tüm vatandaşlara zorunlu kılıp seyahatleri karbon takibi bahanesiyle gözetlemek, kişisel verilerin korunması ve mahremiyet açısından ciddi sorunlar yaratır ve mevcut iklim politikası tartışmalarında yer alan bir uygulama değildir. Karbon ayak izi takibi genellikle bireysel gözetlemeden ziyade makro düzeyde (ulaşım sektörü, sanayi vb.) yapılır.
Nakit Para ve Nakitsiz Toplum: Dijitalleşme ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele gibi nedenlerle nakitsiz topluma geçiş tartışmaları olsa da, bunu doğrudan "karbon düşmanı" ilan edip iklim kanunuyla zorlamak gerçekçi bir senaryo değildir.
Vatandaş Puanlama Sistemi: Bu, genellikle Çin'deki sosyal kredi sistemine benzetilen bir distopya senaryosudur. İklim kanunları kapsamında vatandaşları bu şekilde puanlayıp cezalandırmak veya ödüllendirmek gibi bir uygulama Batılı demokrasilerde ve Türkiye'de gündemde değildir.
"Köle Yasası" Yorumu:
Forumdaki yorum, iklim değişikliğiyle mücadele politikalarına yönelik derin bir güvensizliği ve bu politikaların bireysel özgürlükleri kısıtlayarak insanları küresel bir sisteme bağımlı hale getireceği korkusunu yansıtıyor. Bu tür yorumlar genellikle yanlış bilgilendirme ve komplo teorilerinden beslenir. İklim değişikliği küresel bir sorundur ve uluslararası işbirliği gerektirir, ancak bu, ülkelerin egemenliklerini tamamen küresel aktörlere devredeceği veya vatandaşlarını "köleleştireceği" anlamına gelmez.
Sonuç:
Paylaşılan görsel ve yorum, Türkiye'deki potansiyel İklim Kanunu hakkında dolaşımda olan abartılı ve çoğunlukla temelsiz iddiaları içermektedir. İklim Kanunu taslağı henüz yasalaşmamıştır ve içeriği netleştikçe daha sağlıklı bir değerlendirme yapılabilecektir. Ancak görseldeki iddiaların çoğu, mevcut politikalara ve yasal çerçevelere uymayan, komplo teorisi niteliğindeki spekülasyonlardır. Bu tür bilgilere şüpheyle yaklaşmak ve resmi kaynaklardan bilgi almak önemlidir.
Görseldeki maddeler, genellikle iklim değişikliğiyle mücadele politikalarına karşı dile getirilen abartılı ve çoğu zaman temelsiz korkuları yansıtmaktadır. Tek tek bakalım:
Seyahat ve Alışveriş Kısıtlamaları: İklim kanunlarının amacı genellikle bireysel seyahat veya alışverişi doğrudan kısıtlamak değildir. Ancak, karbon ayak izini azaltmaya yönelik politikalar (örneğin, karbon vergileri, emisyon standartları, toplu taşımayı teşvik) dolaylı olarak bazı ulaşım ve tüketim alışkanlıklarını etkileyebilir. Bireysel kotalar veya doğrudan yasaklamalar mevcut taslaklarda yer almamaktadır.
Yapay Gıda, Et, Böcek: İklim değişikliği tartışmalarında hayvancılığın çevresel etkisi (özellikle metan gazı salımı) gündeme gelir. Alternatif protein kaynakları (yapay et, böcekler) bu bağlamda konuşulsa da, bir iklim kanununun insanları bunları yemeye zorlayacağına veya doğal eti sadece zenginlere özel kılacağına dair bir plan veya yasal zemin oluşturma amacı yoktur. Bu tür iddialar spekülatiftir.
"İklim Krizi Yok" Demenin Suç Olması: İfade özgürlüğü kapsamında bu tür bir düzenleme yapılması demokratik ülkelerde beklenmez. İklim değişikliği ile mücadele, inkarcılığı suç haline getirmek yerine bilimsel veriler ve politikalar üzerine kuruludur.
Hayvancılık ve Tarımın Kontrolü: İklim politikaları, tarım ve hayvancılıkta daha sürdürülebilir ve daha az emisyon yayan yöntemleri teşvik edebilir. Ancak bu, üretimin tamamen köylünün elinden alınıp küresel kartellere verileceği anlamına gelmez. Amaç genellikle dönüşümü desteklemektir.
Bahçeye İzinsiz Ekim Yapmak: Bu iddia oldukça temelsizdir ve iklim kanunlarının kapsamıyla ilgisi yoktur.
Dayanıksız Kıyafetler ve Kotalar: "Hızlı moda"nın çevresel etkileri bilinmektedir. Sürdürülebilir tekstil teşvik edilebilir ancak "çevre dostu" etiketiyle kasıtlı olarak dayanıksız ürün üretileceği veya kıyafete kota getirileceği iddiası mantıklı görünmemektedir.
Benzin Fiyatları ve Elektrikli Araçlar: Birçok ülke, fosil yakıtlı araçları aşamalı olarak terk etmeyi ve elektrikli araçları teşvik etmeyi hedeflemektedir. Bu, vergilendirme veya belirli bölgelerde kullanım zorunluluğu gibi politikaları içerebilir. Bu, küresel bir eğilimdir ve iklim hedefleriyle doğrudan bağlantılıdır.
UTTS Sistemi ve Gözetleme: UTTS (Ulusal Toplu Taşıma Sistemi) gibi sistemler genellikle toplu taşıma verimliliği ve entegrasyonu ile ilgilidir. Bunu tüm vatandaşlara zorunlu kılıp seyahatleri karbon takibi bahanesiyle gözetlemek, kişisel verilerin korunması ve mahremiyet açısından ciddi sorunlar yaratır ve mevcut iklim politikası tartışmalarında yer alan bir uygulama değildir. Karbon ayak izi takibi genellikle bireysel gözetlemeden ziyade makro düzeyde (ulaşım sektörü, sanayi vb.) yapılır.
Nakit Para ve Nakitsiz Toplum: Dijitalleşme ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele gibi nedenlerle nakitsiz topluma geçiş tartışmaları olsa da, bunu doğrudan "karbon düşmanı" ilan edip iklim kanunuyla zorlamak gerçekçi bir senaryo değildir.
Vatandaş Puanlama Sistemi: Bu, genellikle Çin'deki sosyal kredi sistemine benzetilen bir distopya senaryosudur. İklim kanunları kapsamında vatandaşları bu şekilde puanlayıp cezalandırmak veya ödüllendirmek gibi bir uygulama Batılı demokrasilerde ve Türkiye'de gündemde değildir.
"Köle Yasası" Yorumu:
Forumdaki yorum, iklim değişikliğiyle mücadele politikalarına yönelik derin bir güvensizliği ve bu politikaların bireysel özgürlükleri kısıtlayarak insanları küresel bir sisteme bağımlı hale getireceği korkusunu yansıtıyor. Bu tür yorumlar genellikle yanlış bilgilendirme ve komplo teorilerinden beslenir. İklim değişikliği küresel bir sorundur ve uluslararası işbirliği gerektirir, ancak bu, ülkelerin egemenliklerini tamamen küresel aktörlere devredeceği veya vatandaşlarını "köleleştireceği" anlamına gelmez.
Sonuç:
Paylaşılan görsel ve yorum, Türkiye'deki potansiyel İklim Kanunu hakkında dolaşımda olan abartılı ve çoğunlukla temelsiz iddiaları içermektedir. İklim Kanunu taslağı henüz yasalaşmamıştır ve içeriği netleştikçe daha sağlıklı bir değerlendirme yapılabilecektir. Ancak görseldeki iddiaların çoğu, mevcut politikalara ve yasal çerçevelere uymayan, komplo teorisi niteliğindeki spekülasyonlardır. Bu tür bilgilere şüpheyle yaklaşmak ve resmi kaynaklardan bilgi almak önemlidir.
Mesaj otomatik birleştirildi:
Bu olay doğru bu arada ben gözümle gördüm ozamanlar anlamamıştım NYGMA nın videosunu izleyinde hassi dedim.
Diğer tüm maddeler saçmalık ama nakit para kısmına katılıyorum. Ekonomi biraz bizim özelimizde bir sorun olsa da ileride ekmek almaya tomarla parayla gitmek yerine kart kullanmayı tercih ederim.