Neler Yeni

Kabe taştan olduğuna dair video sizce doğru mu?

Aramun

80+
Katılım
2 Aralık 2021
Mesajlar
171
Dahası  
Reaksiyon skoru
69
İsim
Ahmet Akın
Kardeşim taştan medet ummak putperestlik lâkin mesela vefat etmiş annemin giydiği kıyafeti öpüp sarılıp koklamak putperestlik değil , sevdiğin birinin hediyesini değil cebimde başımın üstünde taşımak putperestlik değil bu kadar zâhir bir şey i anlamak kolay olsa gerek

Benim yaratan her ihtiyacımı gideren zat ve onu bana bildiren ve sevdiren peygamberi sevmek onunla ilgili yerlere değer vermek putperestlik değil medet ummak ise başka şey
Arkadaşım kabeye karşı namaz kılıp dua ederken bir şeyler istemiyor musun aynı şeyi putperestlerde yapıyor merak etme adamlar heykelden medet ummuyor o heykel temsili adamların tanrısını temsil ediyor sen nasıl kabeye dönüp dua ediyorsan o adamlarda heykele dönüp dua ediyordu sen türbelerden de medet umuyorsun mesela adına islam diyorsun putperestlik olmuyor ama öyle mi fksgdfkgjdf aynen aynen
 

FurkanIIy

80+ Bronze
Katılım
22 Ekim 2020
Mesajlar
1,573
kulak misafiri mantıklı örnek değil maalesef
bir doktora sen ne biçim doktorsun tıptan aldığın kulaktan dolma bilgilerle beni kandırabileceğini mi sanıyorsun demekle aynı şey
Ben doktorun bildiği çoğu şeyi bilmem ama bildiğim bir şey varsa bu da ona güvenilebileceği ve ilim sahibi olduğu aynı onun gibi ehli sünnet alimi kastımızda cami hocası değil elbet imamı gazali imamı rabbanı gibi döneminin en yüksek feylesofları ile bile fikri tartışmalarda galip gelmiş zatlar ve benzerleri

Aynı örnekle alanında en iyi doktorun dâhi naklettiği bilgilere tam manasıyla güvenemezsin dememizde mantık açısından bir sorun yok bu o doktorun güvenilmez biri olduğunu göstermediği gibi söylediği çoğu şeyinde güvenilir olduğu gerçeğine hiçbir aykırılığı yok
Dostum bir tane adam çıkıp diyor ki: "Ben peygamber ve eşi konuşurken işittim, şöyle şöyle dediler" sonra birisi de ondan duyup: "O peygamberden işitmiş ve şöyle şöyle dediğini söylüyor" diyor. Ve bu bazen 10-15 kişiye kadar çıkıyor. Sence bu 10-15 kişi her defasında, hiç yanlış yapmadan hadisleri aktarabilir mi? Hatta sana yine Ebu Hureyre ile ilgili bir örnek vereyim.

İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in eşi Aişe’ye Ebû Hüreyre’nin: “Şu’m üç şeyde; evde, kadında ve attadır” haberini naklediyor denince, O; “Ebû Hüreyre iyi ezberleyememiş. Zira o girdiğinde Resûlullah: “Allah, Yahudileri kahretsin, zira onlar; ‘Şu’m üç şeyde; evde, kadında ve attadır’ derler” buyurmuştu. Ebû Hüreyre hadisin başını işitmemiş, sadece sonunu duymuştur” dediği de belirtilir.

Kaynak: SAĞLAM, İbrahim. “‘UĞURSUZLUK ÜÇ ŞEYDEDİR…’ RİVAYETİNİN İSNAD VE METİN YÖNÜNDEN TAHLİLİ”. Kırıkkale İslami İlimler Fakültesi Dergisi 2/3 (Mayıs 2017), 81-108.

Yani bu adam bile yanlış yapabiliyorken sen nasıl kulaktan kulağa geçen bu sözlere inanabiliyorsun?
 

Megatronus

80+ Silver
Katılım
28 Mayıs 2020
Mesajlar
2,739
Dahası  
Reaksiyon skoru
936
Konum
İstanbul/Levent
İsim
Buğra

Emsal

80+ Silver
Katılım
5 Haziran 2020
Mesajlar
2,439
Dostum bir tane adam çıkıp diyor ki: "Ben peygamber ve eşi konuşurken işittim, şöyle şöyle dediler" sonra birisi de ondan duyup: "O peygamberden işitmiş ve şöyle şöyle dediğini söylüyor" diyor. Ve bu bazen 10-15 kişiye kadar çıkıyor. Sence bu 10-15 kişi her defasında, hiç yanlış yapmadan hadisleri aktarabilir mi? Hatta sana yine Ebu Hureyre ile ilgili bir örnek vereyim.

İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in eşi Aişe’ye Ebû Hüreyre’nin: “Şu’m üç şeyde; evde, kadında ve attadır” haberini naklediyor denince, O; “Ebû Hüreyre iyi ezberleyememiş. Zira o girdiğinde Resûlullah: “Allah, Yahudileri kahretsin, zira onlar; ‘Şu’m üç şeyde; evde, kadında ve attadır’ derler” buyurmuştu. Ebû Hüreyre hadisin başını işitmemiş, sadece sonunu duymuştur” dediği de belirtilir.

Kaynak: SAĞLAM, İbrahim. “‘UĞURSUZLUK ÜÇ ŞEYDEDİR…’ RİVAYETİNİN İSNAD VE METİN YÖNÜNDEN TAHLİLİ”. Kırıkkale İslami İlimler Fakültesi Dergisi 2/3 (Mayıs 2017), 81-108.

Yani bu adam bile yanlış yapabiliyorken sen nasıl kulaktan kulağa geçen bu sözlere inanabiliyorsun?
Hocam mesela şu an senin yazdıkların paylaştığın kaynak vs benim için kulaktan kulağa geçen bilgi lâkin paylaştığın olay yüksek ihtimal doğru biraz araştırsam doğru olduğunu görürüm yani anlayacağın kulaktan duyduğum senin yazdığına bile az bir araştırma ile inanabiliyorsam , niçin sahabeler gibi emin kişilere inan mıyım ?

İnsanlık hâli olan rivayet durumu paylaşmışsınız ve gördüğünüz gibi o bile ortaya çıkmış gizli kalmamış , bu inanmamaya değil tam tersine en ufak şeylerin bile hadis ilminde irdelendiğine örnek olur ve işin sıhhatini anlatır bize

Netice olarak işin özeti şu:
Malûmdur ki, cemaatler içinde vuku bulan hâdiseler, âhâdî bir surette nakledilse, tekzip edilmediği vakit, doğruluğunu gösterir. Çünkü, insanın fıtratında, yalana yalandır demeye cibillîbir meyil vardır. Hususan, her kavimden ziyade yalana karşı sükût etmez Sahabeler olsa; hususan hâdiseler Resul-i EkremAleyhissalâtü Vesselâma taallûk etse; ve bilhassa, nakleden, meşâhir-i Sahabeden olsa, elbette o haber-i vahid sahibi, o hâdiseyi gören cemaati temsil eder hükmünde rivayet eder.

Halbuki, şimdi bahsedeceğimiz mu’cizât-ı mâiyeyi, herbir misali çok tariklerle, çok Sahabelerin ellerinden, binler Tâbiînin muhakkikleri el atıp almışlar, sağlam olarak ikinci asır müçtehidlerinin ellerine vermişler. Onlar da, kemâl-i ciddiyetle ve hürmetle el atıp, kabul edip, arkalarındaki asrın muhakkiklerinin ellerine vermişler. Her tabaka, binler kuvvetli ellerden geçip, gele gele tâ asrımıza gelmiş. Hem Asr-ı Saadette yazılan kütüb-ü ehâdisiye sağlam olarak devredilip, tâ Buharî ve Müslim gibi ilm-i hadîsin dâhi imamlarının ellerine geçmiş. Onlar da, kemâl-i tahkikle merâtibini tefrik ederek, sıhhati şüphesiz olanları cem ederek bize ders vermişler, takdim etmişler.
Mesaj otomatik birleştirildi:

Arkadaşım kabeye karşı namaz kılıp dua ederken bir şeyler istemiyor musun aynı şeyi putperestlerde yapıyor merak etme adamlar heykelden medet ummuyor o heykel temsili adamların tanrısını temsil ediyor sen nasıl kabeye dönüp dua ediyorsan o adamlarda heykele dönüp dua ediyordu sen türbelerden de medet umuyorsun mesela adına islam diyorsun putperestlik olmuyor ama öyle mi fksgdfkgjdf aynen aynen
Şimdi karşımda olsan ve seninle konuşsam senin yüzüne dönerim senden zerre medet vs beklemiyorum ama bunun ayrımını yapmak kolay olsa gerek
 

FurkanIIy

80+ Bronze
Katılım
22 Ekim 2020
Mesajlar
1,573
Hocam mesela şu an senin yazdıkların paylaştığın kaynak vs benim için kulaktan kulağa geçen bilgi lâkin paylaştığın olay yüksek ihtimal doğru biraz araştırsam doğru olduğunu görürüm yani anlayacağın kulaktan duyduğum senin yazdığına bile az bir araştırma ile inanabiliyorsam , niçin sahabeler gibi emin kişilere inan mıyım ?

İnsanlık hâli olan rivayet durumu paylaşmışsınız ve gördüğünüz gibi o bile ortaya çıkmış gizli kalmamış , bu inanmamaya değil tam tersine en ufak şeylerin bile hadis ilminde irdelendiğine örnek olur ve işin sıhhatini anlatır bize

Netice olarak işin özeti şu:
Malûmdur ki, cemaatler içinde vuku bulan hâdiseler, âhâdî bir surette nakledilse, tekzip edilmediği vakit, doğruluğunu gösterir. Çünkü, insanın fıtratında, yalana yalandır demeye cibillîbir meyil vardır. Hususan, her kavimden ziyade yalana karşı sükût etmez Sahabeler olsa; hususan hâdiseler Resul-i EkremAleyhissalâtü Vesselâma taallûk etse; ve bilhassa, nakleden, meşâhir-i Sahabeden olsa, elbette o haber-i vahid sahibi, o hâdiseyi gören cemaati temsil eder hükmünde rivayet eder.

Halbuki, şimdi bahsedeceğimiz mu’cizât-ı mâiyeyi, herbir misali çok tariklerle, çok Sahabelerin ellerinden, binler Tâbiînin muhakkikleri el atıp almışlar, sağlam olarak ikinci asır müçtehidlerinin ellerine vermişler. Onlar da, kemâl-i ciddiyetle ve hürmetle el atıp, kabul edip, arkalarındaki asrın muhakkiklerinin ellerine vermişler. Her tabaka, binler kuvvetli ellerden geçip, gele gele tâ asrımıza gelmiş. Hem Asr-ı Saadette yazılan kütüb-ü ehâdisiye sağlam olarak devredilip, tâ Buharî ve Müslim gibi ilm-i hadîsin dâhi imamlarının ellerine geçmiş. Onlar da, kemâl-i tahkikle merâtibini tefrik ederek, sıhhati şüphesiz olanları cem ederek bize ders vermişler, takdim etmişler.
Hocam bak Hz. Ömer bile hadis rivayet edenler abarttığı için durun artık demiş. Böyle bir olay çözülmüş ve gizli kalmamış diyorsun. Fakat böyle bir şeyin oluyor olması bile çözülmeyen başka şeylerin olabileceğine bir işarettir. Hadi Hz. Aişe onu duymasaydı? O zaman o hadis günümüze kadar o şekilde gelecekti. Kuran-ı Kerim'in değiştirilmediğine dair kanıtlar var fakat sen hiç bir zaman söz ile söylenmiş, uzun süre yazıya aktarılmamış bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayamazsın. İnanmak isteyen her türlü inanır. Eminim ki bir çok Müslüman'ın karşısına bir sahabe çıksa ve onlara "Hadislerin doğruluğu kesin değildir." dese, onlar yine yanlış olana inanırlar.

"kulaktan kulağa geçen bilgi lâkin paylaştığın olay yüksek ihtimal doğru biraz araştırsam doğru olduğunu görürüm yani anlayacağın kulaktan duyduğum senin yazdığına bile az bir araştırma ile inanabiliyorsam , niçin sahabeler gibi emin kişilere inan mıyım ?" Demişsin. Zaten sen bir şeylere bu şekilde inanıyorsan, ben burada bir kaç tane yalandan kelime sallarım, biraz Farsça ve Arapça tamlama kullanırım. Sen de buna inanırsın. "Onlar da, kemâl-i ciddiyetle ve hürmetle el atıp" dediğin kişilerden kaç tanesinin gerçekten kemâl-i ciddiyetle el attığını kanıtlayabilirsin. :D Günümüzde bile İslam dinine zarar vermeye çalışan ve bunu büyük topluluklar üzerinde başaran bir sürü insan varken (Bkz. Haq Khatteb Hussain, Fetullah Gülen) sen nasıl bu kadar kolay güvenebiliyorsun.

Ayrıca Tanzimat dönemi biteli çok oldu dostum, Türkçe kelimeler ve tamlamalar kullanabilirsin :D
 

Emsal

80+ Silver
Katılım
5 Haziran 2020
Mesajlar
2,439
Hocam bak Hz. Ömer bile hadis rivayet edenler abarttığı için durun artık demiş. Böyle bir olay çözülmüş ve gizli kalmamış diyorsun. Fakat böyle bir şeyin oluyor olması bile çözülmeyen başka şeylerin olabileceğine bir işarettir. Hadi Hz. Aişe onu duymasaydı? O zaman o hadis günümüze kadar o şekilde gelecekti. Kuran-ı Kerim'in değiştirilmediğine dair kanıtlar var fakat sen hiç bir zaman söz ile söylenmiş, uzun süre yazıya aktarılmamış bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayamazsın. İnanmak isteyen her türlü inanır. Eminim ki bir çok Müslüman'ın karşısına bir sahabe çıksa ve onlara "Hadislerin doğruluğu kesin değildir." dese, onlar yine yanlış olana inanırlar.

"kulaktan kulağa geçen bilgi lâkin paylaştığın olay yüksek ihtimal doğru biraz araştırsam doğru olduğunu görürüm yani anlayacağın kulaktan duyduğum senin yazdığına bile az bir araştırma ile inanabiliyorsam , niçin sahabeler gibi emin kişilere inan mıyım ?" Demişsin. Zaten sen bir şeylere bu şekilde inanıyorsan, ben burada bir kaç tane yalandan kelime sallarım, biraz Farsça ve Arapça tamlama kullanırım. Sen de buna inanırsın. "Onlar da, kemâl-i ciddiyetle ve hürmetle el atıp" dediğin kişilerden kaç tanesinin gerçekten kemâl-i ciddiyetle el attığını kanıtlayabilirsin. :D Günümüzde bile İslam dinine zarar vermeye çalışan ve bunu büyük topluluklar üzerinde başaran bir sürü insan varken (Bkz. Haq Khatteb Hussain, Fetullah Gülen) sen nasıl bu kadar kolay güvenebiliyorsun.

Ayrıca Tanzimat dönemi biteli çok oldu dostum, Türkçe kelimeler ve tamlamalar kullanabilirsin :D
Kardeşim ben osmanlıcayı çok seviyorum ve öyle de konuşmak çok isterim lâkin son attığım kısım alıntı

Çok esaslı bir kaideye ihtiyacın olduğunu düşünüyorum bunu seni kötülemek vs için değil gerçekten iman ilmi ( kelime manası inanmak) yani inanmaya dair herhangi bir şey sadece dini konular değil bahsettiğim arkadaşına dâhi inanıp güvenmek noktasında şu kaide bütün ilimlerde esastır

“”Bir delilden neş’et etmeyen bir ihtimalin hiç ehemmiyeti yoktur””

İhtimaller üzerine değil deliller üzerine bina ederiz ilmi, yani şöyle de olmuş olabilir denmesi bir ehemmiyeti yoktur;
İlimde karşılığı olan şey, olabilir ihtimal veriyorum değil, olmuş yaşanmış görmüş gördüm duydum test ettim vs gibi delil niteliği taşıyan şeylerdir
 

FurkanIIy

80+ Bronze
Katılım
22 Ekim 2020
Mesajlar
1,573
Kardeşim ben osmanlıcayı çok seviyorum ve öyle de konuşmak çok isterim lâkin son attığım kısım alıntı

Çok esaslı bir kaideye ihtiyacın olduğunu düşünüyorum bunu seni kötülemek vs için değil gerçekten iman ilmi ( kelime manası inanmak) yani inanmaya dair herhangi bir şey sadece dini konular değil bahsettiğim arkadaşına dâhi inanıp güvenmek noktasında şu kaide bütün ilimlerde esastır

“”Bir delilden neş’et etmeyen bir ihtimalin hiç ehemmiyeti yoktur””

İhtimaller üzerine değil deliller üzerine bina ederiz ilmi, yani şöyle de olmuş olabilir denmesi bir ehemmiyeti yoktur;
İlimde karşılığı olan şey, olabilir ihtimal veriyorum değil, olmuş yaşanmış görmüş gördüm duydum test ettim vs gibi delil niteliği taşıyan şeylerdir
Kulaktan duyduğunu aktarmak bir delil midir?
 

Emsal

80+ Silver
Katılım
5 Haziran 2020
Mesajlar
2,439
Kulaktan duyduğunu aktarmak bir delil midir?
Hocam mesele kulaktan duyduğun değil bak çok kolay bir örnek veriyim
birisi geldi ve dediki “komşum söyledi yan köyde yangın var sizin köye de sıçrayabilir dikkat et” ben derim ki çok yüksek ihtimalle doğru söylüyor , sonra farklı birisi daha geldi aynı şeyi söyledi o da duymuş birinden ve bana aktarıyor artık iyice inanırım aynı şeyi aynı cümlelerle olmasa bile benzer şekilde anlatan birkaç kişi daha geldi diyelim o zaman emin olurum ki bir yangın var hiç şüphe etmem

Bu bir ilimdir kulaktan dolma denmez çünkü ispat olmuş olur mesele deliller var

En büyük sorunlarımızdan biri nedir hocam bana sorarsan çevremizde temiz ahlaklı dürüst insan çok yok ve biz hep tarihte de böyle olduğunu sanıyoruz ,bir de fetö ve fetöcüler eklenince işin için bütün bütün insanlara karşı güven kırıldı

Ama biraz dikkatle baksak hem ilim adamları içinde - maddi hem manevi ilim adamları - hem de halk içinde dürüst doğru sözlü aklı başında birçok kimseler görebiliriz böyle insanlar aslında çoğunlukta idi normalde son 30-40 senedir değişim var
 
Son düzenleme:
Top Bottom