LAN GELİR DÖVERİM SİZİ BAK ERKEK ERKEGE DESTEK OLMAZI LAZIM SİZ KAVGA EDİYORSUNUZ
YOLDA KADIN SÜRÜCÜ GÖRÜNCE KAÇMIYOR MUSUNUZ
KALDIRIMDA BANA ÇARPTI DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUNUZ
Öncelikle üslubunuza dikkat edin. Erkek erkeğe konuşmuyoruz şurda.
Siz eğer yolda kadın sürücü görünce kaçıyorsanız siz çok geri kalmış bir düşünce yapısına sahip mağaranızda hayatınıza devam etmenizi diliyorum.
Öncelikle üslubunuza dikkat edin. Erkek erkeğe konuşmuyoruz şurda.
Siz eğer yolda kadın sürücü görünce kaçıyorsanız siz çok geri kalmış bir düşünce yapısına sahip mağaranızda hayatınıza devam etmenizi diliyorum.
Bir an Noxus'un penisi oldun sandım da DEMACİA'yı büyük yazdığını görünce adam olduğunu anladım. Sana en iyi Freljord'lu dost doktorlarımı göndereceğim.
Hiçlikte aurelion sol ile görüşmen gerekiyor ki seni kadim topraklar olan Grand Line'a götürüp laboon ile anlaşmanı sağlayıp kadınların olduğu yere götürsün. Demacia merkezde Yüce Kral Garen heykelinin oraya gelirsen ve iyi bir çocuk olursan belki bir gün beni kadim Demacia da görürsün.
Hiçlikte aurelion sol ile görüşmen gerekiyor ki seni kadim topraklar olan Grand Line'a götürüp laboon ile anlaşmanı sağlayıp kadınların olduğu yere götürsün. Demacia merkezde Yüce Kral Garen heykelinin oraya gelirsen ve iyi bir çocuk olursan belki bir gün beni kadim Demacia da görürsün.
Sa Cidden Aklıma geldi'de bizler niye eşit değiliz yani bize niye haksızlık yapılıyor neden kadınlar bizden daha iyi muamele görüyor bizde insan değil miyiz Erkeklerin hakkı nerede???
EŞİTLİK İSTİYORUZ
1. Kadınlar Askerlik Yapmaz: Kadınlar üniforma yerine düğün elbisesi seçerken, erkekler “Kamuflajın rengi bana yakıştı mı?” diye aynaya bakar.
2. Boşanma Sonrası: Kadına “Veli sen ol” denir, erkeğe “Nafakayı Unutma” diye hatırlatılır.
3. İşyerinde Kadın Kotası: Kadınlar işe alınırken "Kadın gücü!" sloganları duyulur; erkekler “Beni de alın, ben de insanım!” diye başvuru
4. Evlilik Hakkı: Kadın "Bu düğün benim hayalim" diyerek planları yapar, erkek “Ben de sadece damatlık giyeceğim” der ama fatura ona çıkar.
5. Sığınma Evi: Kadınlara devlet destekli güvenli evler tahsis edilir; erkekler ise “Birader, sende misafir kalabilir miyim?” diye arkadaşlarını arar.
6. Kredi ve Destek Programları: Kadın girişimciye 100.000 TL hibe verilir, erkek “Abi kredi çıkar mı?” diye bankada sıra bekler.
7.Pozitif Ayrımcılık: Kadın işe alınırken “Kadın girişimci harika!” derler, erkek için “Bir CV bırak, bakarız” denir.
8. Boşanma Davasında Mal Paylaşımı: Kadın çay bardağını bile listeye ekler, erkek “Bari çay kaşığını bana bırak” diye pazarlık yapar.
9. Ev İşlerinde Yardım: Kadın temizlik yapmazsa “Yoğun çalışıyor” denir; erkek yapmazsa “Tembellikten ölecek” yorumu gelir.
10.Şiddetten Korunma: Kadın uzaklaştırma kararı alır, erkek “Sen de evden uzaklaş” derler.
11. Kadınlar Günü: Kadınlar bir günde çiçek, konser ve etkinlikler alırken, erkekler Dünya Erkekler Günü'nde “Bugün erkekler günü müydü ya?” sorusuyla uyanır.
"Erkek Hediye almaz ise Azar işitir trip yer"
12. Doğum Sonrası İzin: Kadın doğurur ve tatil yapar, erkek doğan bebeğin masrafını hesaplar.
Saçma sapan varsayımlarla tamamen yanlış bir konu açmışsınız öncelikle tebrikler. Dilerseniz tüm iddialarınızı teker teker çürütelim.
1-) Askerlik
Zorunlu askerlik en başından bireysel hakların ihlalidir. Eğer bu konuyu sadece kadın düşmanlığı için araç olarak kullanmasaydınız zorunlu askerliğe tamamen karşı çıkardınız.Pek çok ülkede kadınlar da askerlik yapar veya zorunlu hizmete dahil edilir. Türkiye'de ise kadınlar, silahlı kuvvetlerde görev almak istediklerinde gönüllü olarak başvurabilirler.
2-)Boşanma sonrası nafaka ve velayet
Erkeklerin her zaman nafaka ödemek zorunda olduğu veya kadınların otomatik olarak velayet aldığı yanlış. Velayet kararını çocukların yararı gözetilecek şekilde mahkemeler tarafından alınır. Nafakaysa kadının evlenmesi dolayısıyla iş hayatına girmeye hazır bulunmadığı durumlarda destek olarak verilir. Ekstrem örnekler var mı var ama tek örnekle tüm davaları genelleyemezsiniz.
3-)Pozitif ayrımcılık
Pozitif ayrımcılık dezavantajlı grupların fırsat eşitliğine erişmesi için uygulanan geçici bir politikadır. Kadınların işe alınması bu bağlamda teşvik edilir çünkü iş hayatında hâlâ eşit temsilden uzaktırlar. Allah aşkına söyleyin bundan 10 sene önce sektörün yüzde kaçı erkek yüzde kaçı kadındı? Bu politikaları uygulayan şirketler sayesinde iki oran birbirine yaklaştı. Ayrıca iş yerindeki kadın erkek oranının yakın olması daha verimli bir çalışma ortamı sağlar yani sadece pozitif ayrımcılıkla da alakası yok. Sizin iş bulamamanız saçma sapan bir üniversite mezunu olmanızla alakalı olabilir.
4-) Evlilik masrafları
Evlilik masraflarının tek bir tarafa yüklenmesi bir gelenek meselesidir ancak bu durum toplumsal bir zorunluluk değildir. Günümüzde batıdaki çoğu modern çift masrafları paylaşır. Kendinize göre bir partner bulabilmeniz önemli.
5-)Argüman o kadar saçma ki açıklama gereği bile duymuyorum
6-)Kadın girişimcilere verilen hibeler erkeklere yönelik bir ayrımcılık değildir daha önce anlattığımla aynı şey. Eğer yeterince iyi bir geçmişiniz ve geliriniz varsa istediğiniz krediyi alırsınız zaten. Kredi alamamanızın suçunu kendinizde arayın zor bela iş dünyasına girmek isteyen kadınlarda değil.
7-)daha önce açıkladım
9-) Ev işleri
Tamamen saman adam safsatası. Olmayan hayali bir düşman yaratıyorsunuz. Geleneksel olarak erkekler eve para getirir kadın da ev işlerini halleder ve geleneksel çiftler hemen hemen her zaman bu dinamikten memnundur. Ancak bu yapı değişebilir de. Benim şahsi fikrim ev herkesin ortak alanı olduğundan ev işlerinin herkesin sorumluluğu olduğu
10-)Şiddet
Kadınların şiddet mağduru olma oranı erkeklere kıyasla çok daha yüksektir. Uzaklaştırma kararları, bireylerin güvenliğini sağlamak için alınır. Erkekler de şiddet mağduru olduklarında aynı şekilde koruma talep edebilir. Etrafınızda kadın şiddeti gören erkek olduğunu pek zannetmiyorum
11-) Kadınlar günü
Kadınlar Günü, kadın hakları mücadelesine adanmış bir gündür. Erkekler Günü de kutlanabilir ve erkek hakları gündeme getirilebilir. Ancak bu durum, kadınların özel günlere sahip olmasının erkeklere bir ayrıcalık sunduğunu göstermez. Tarihsel olarak kadınlar günü kadınların sovyet rusyada oy kullanma hakkını aldığı gündür. Erkekler kimseden herhangi bir hak almadığı için genelde o kadar önemsenmez erkekler günü.
12-) Doğum sonrası
Doğum izni, biyolojik süreçlerle ilgilidir ve kadınların sağlığı ile bebeğin ihtiyaçları göz önüne alınarak düzenlenir. Erkekler için de "babalık izni" vardır. Kadın da tatil yapmaz senelerce uykusuz kalıp bebeğe bakarak annelik yapar. Öyle bir yazmışsınız ki sanki kadın bebeği doğurup her şeyi babaya bırakıyor gibi.
Özetlemek gerekirse böyle fikirleriniz olabilmesi için ya kadın düşmanlığını havalı bir şey sanan bir ortaokullu ya da eline kadın eli değmemiş bir incel olmanız gerekli. İki türlü de akıl fikir diliyorum.
Özetlemek gerekirse böyle fikirleriniz olabilmesi için ya kadın düşmanlığını havalı bir şey sanan bir ortaokullu ya da eline kadın eli değmemiş bir incel olmanız gerekli. İki türlü de akıl fikir diliyorum.
Sen toplumdan uzak birisin. Azcık sosyal antropolojiden anlasaydın bu dediklerinin aslında saçma ve yanlış olduğunun farkına varırdın.
1-)Askerlik: Zorunlu olmak zorunda ülken ileride işgal edilirse neden silah kullanmayı öğretmediler deme diye yapılıyor. Ki bizim ülkemizde ekstrem koşullar söz konusu bunu nasıl bir hayal dünyasının içinde yazdın bilemiyorum.
2-)Boşanma sonrası nafaka ve velayetlerde kadının çalışıp çalışamaması adamı ilgilendirmez veya mahkemenin çocuğun yararı adına velayeti kadına vermesi de adamı sorumlu tutmamalı. Evli olmadığım biri mahkeme de iyi gözükmüş olsa bile benim çocuklar için verdiğim parayı nerede yiyiyor takip edilemiyor sonuçta. Kaldı ki boşandığım birine para vermek demokratik de değil. Ekstrem koşul falan yazmışsın bu da tamamen fiyasko her 10 davanın 8'inde direkt erkek suçlu bulunuyor haklı olsa bile. Nafaka durumunda adam iş bulamasa bile alınan alınmaz ise hapisle sonuçlanan bir durum başka yerde çizgi filmlerden fırlamış karakterlerin yapacağı gibi böyle bir fikir beyan etme bence gülerler.
3-)Pozitif Ayrımcılık diyorsun adı üstünde "AYRIMCILIK" kafasını kullanan birine sorulduğu zaman bu direkt olarak saçmalıktır ve Anayasaya aykırıdır diyecektir. J.J.Rousseau toplum sözleşmesinde eşitliği vurguladı bunu değil. Pozitif Haklar olması lazım doğrusu ve o da sadece engelli bireylere yönelik olmak zorunda sağlıklı birey gitsin çalışsın.
4-)Evlilik masrafları eğer Hindistan gibi uç ülkelerde değilsen genel olarak erkek tarafına itelenir ve bunun akside yok. Ve evlilik masrafından sadece bu anlam çıkmaz evlendiğin kadının borcu da otomatik sana yükleniyor.
5-)Direkt saçma demişsin o yüzden inşallah kardeş 1-2 gün sokakta kalır da arkadaşın dediğini anlarsın. Benim okulumdaki adam 1-2 ay sokakta kaldı erkek diye almadılar hiç bir yere sonra bağıra çağıra yer buldu. Kalkıp sıcacık evinde bunu yazamazsın. Kadın sığınma evleri de direkt olarak yasaklanmalı bu da demokratik değil erkeklerin vergisi ile böyle dengesiz bir iş yapmak iş bilmemektir. Yapacaksanız da gideceksiniz tüm cinsiyeti kadın olanlardan elden para alıp makbuz keseceksiniz erkeklerin vergisi ile yapılmadığını kanıtlayacaksınız bu kadar net.
6-)Hiç bir şekilde kredi ile işin olmamış kredi kullanmanın ne demek olduğu hakkında bir fikrin yok. KOSGEB'e başvuru yapıldığı zaman kadınsan hem kredi fazla çıkıyor hem faiz düşük tutuluyor erkekte ise kredi az faiz fazla oluyor buna da pozitif ayrımcılık (erkeklerin ağzına tükürme) politikası diyorlar ve sende nedense şakşaklıyorsun.
7-)Konu sahibi bunda da haklı bir şey demeye gerek yok.
8-Erkeklere takılan takılar bile kadınlara gidiyor buna değinmemişsin bile düğünde takılan altın vs. ev eşyaları tamamen kadına veriliyor. Buna değinmediğine göre bu konu hakkında bilgisiz birisin.
9-)İş konusunda geleneksellikten bahsedememişken kalkıp burada geleneksellik demeçleri vermen harika! Ev işlerini makine yapıyor ve onları da erkek alıyor bırakta bir zahmet yapsınlar. Yapmıyoruz diyorlarsa da gitsinler kendilerine ayrı makine alsınlar der insan.
10-)Bu konuda kusura bakma ama tam anlamı ile cehalet kokan bir yazı yazmışsın. Televizyonlarda erkek şiddeti yayınlanması anayasal düzenleme ve khk'lar ile TR de yasaktır bu yüzden halk sadece kadınlara olanı görmektedir. Erkekleri koruma derneğinin 1-2 gönderisine bile bakmış olsaydın bunu yazmaya utanır kızları tarafından dövülüp sokağa atılan amcayı görüp de ağlardın (vicdan sahibi isen olacak bir olgu) ve yazmazdın.
11-)Kadınlar gününde izin verilmeseydi çalışanlara hak verirdim ama kadınlar çoğu yerde yarım gün çalışır veya hiç çalışmaz. Mücadele ettikleri şeylerde hak değil haksızlıktır. Bana desene anayasa da kadınların erkekler ile eşit olmadığı bir madde var diye diyemezsin. Ama direkt askerlik boru gibi duruyor orada ama direkt kadının beyanı esastır duruyor orada azıcık yaşadığın ülke (eğer Türkiye ise)hakkında bir şeyler öğrenmeye çalış.
12-)Hiç baba olmamışsın eve gidince işten yorgunum diyemiyorsun laga luga yapıyorlar. Doğum sonrası yok sağlık yok bilmem ne diyorsun ama geleneklerine burada ters düşmüşsün eskiden kadın doğurur çocuğa bakar ses çıkarmaz ev işlerini yapar kocasını mutlu eder ve evi ertesi güne hazırlardı üstüne birde el işi yaparak maddi katkı sağlardı. Ama pardon burada gelenekler ayağına ket vurdu galiba bahsetmemişsin.
Bu tarz fikirler kimseyi kadın düşmanı yapmaz sadece gerçeği tüm çıplaklığı ile yazmak olur. Bilgisiz birini bu tarz kelime oyunları ile kandırabilirsin. Fakat burası "Donanım Arşivi" burada okuyan araştıran insan sayısı çok fazla kandıramazsın. Kelime oyunu yapmadan direkt yazman gerekir fikirlerini ve bunları argümanlar ile desteklemen lazım. Ama görüyorum ki koca yazında tek bir argüman sunmadan sallamış geçmişsin yazık...
Sen toplumdan uzak birisin. Azcık sosyal antropolojiden anlasaydın bu dediklerinin aslında saçma ve yanlış olduğunun farkına varırdın.
1-)Askerlik: Zorunlu olmak zorunda ülken ileride işgal edilirse neden silah kullanmayı öğretmediler deme diye yapılıyor. Ki bizim ülkemizde ekstrem koşullar söz konusu bunu nasıl bir hayal dünyasının içinde yazdın bilemiyorum.
2-)Boşanma sonrası nafaka ve velayetlerde kadının çalışıp çalışamaması adamı ilgilendirmez veya mahkemenin çocuğun yararı adına velayeti kadına vermesi de adamı sorumlu tutmamalı. Evli olmadığım biri mahkeme de iyi gözükmüş olsa bile benim çocuklar için verdiğim parayı nerede yiyiyor takip edilemiyor sonuçta. Kaldı ki boşandığım birine para vermek demokratik de değil. Ekstrem koşul falan yazmışsın bu da tamamen fiyasko her 10 davanın 8'inde direkt erkek suçlu bulunuyor haklı olsa bile. Nafaka durumunda adam iş bulamasa bile alınan alınmaz ise hapisle sonuçlanan bir durum başka yerde çizgi filmlerden fırlamış karakterlerin yapacağı gibi böyle bir fikir beyan etme bence gülerler.
3-)Pozitif Ayrımcılık diyorsun adı üstünde "AYRIMCILIK" kafasını kullanan birine sorulduğu zaman bu direkt olarak saçmalıktır ve Anayasaya aykırıdır diyecektir. J.J.Rousseau toplum sözleşmesinde eşitliği vurguladı bunu değil. Pozitif Haklar olması lazım doğrusu ve o da sadece engelli bireylere yönelik olmak zorunda sağlıklı birey gitsin çalışsın.
4-)Evlilik masrafları eğer Hindistan gibi uç ülkelerde değilsen genel olarak erkek tarafına itelenir ve bunun akside yok. Ve evlilik masrafından sadece bu anlam çıkmaz evlendiğin kadının borcu da otomatik sana yükleniyor.
5-)Direkt saçma demişsin o yüzden inşallah kardeş 1-2 gün sokakta kalır da arkadaşın dediğini anlarsın. Benim okulumdaki adam 1-2 ay sokakta kaldı erkek diye almadılar hiç bir yere sonra bağıra çağıra yer buldu. Kalkıp sıcacık evinde bunu yazamazsın. Kadın sığınma evleri de direkt olarak yasaklanmalı bu da demokratik değil erkeklerin vergisi ile böyle dengesiz bir iş yapmak iş bilmemektir. Yapacaksanız da gideceksiniz tüm cinsiyeti kadın olanlardan elden para alıp makbuz keseceksiniz erkeklerin vergisi ile yapılmadığını kanıtlayacaksınız bu kadar net.
6-)Hiç bir şekilde kredi ile işin olmamış kredi kullanmanın ne demek olduğu hakkında bir fikrin yok. KOSGEB'e başvuru yapıldığı zaman kadınsan hem kredi fazla çıkıyor hem faiz düşük tutuluyor erkekte ise kredi az faiz fazla oluyor buna da pozitif ayrımcılık (erkeklerin ağzına tükürme) politikası diyorlar ve sende nedense şakşaklıyorsun.
7-)Konu sahibi bunda da haklı bir şey demeye gerek yok.
8-Erkeklere takılan takılar bile kadınlara gidiyor buna değinmemişsin bile düğünde takılan altın vs. ev eşyaları tamamen kadına veriliyor. Buna değinmediğine göre bu konu hakkında bilgisiz birisin.
9-)İş konusunda geleneksellikten bahsedememişken kalkıp burada geleneksellik demeçleri vermen harika! Ev işlerini makine yapıyor ve onları da erkek alıyor bırakta bir zahmet yapsınlar. Yapmıyoruz diyorlarsa da gitsinler kendilerine ayrı makine alsınlar der insan.
10-)Bu konuda kusura bakma ama tam anlamı ile cehalet kokan bir yazı yazmışsın. Televizyonlarda erkek şiddeti yayınlanması anayasal düzenleme ve khk'lar ile TR de yasaktır bu yüzden halk sadece kadınlara olanı görmektedir. Erkekleri koruma derneğinin 1-2 gönderisine bile bakmış olsaydın bunu yazmaya utanır kızları tarafından dövülüp sokağa atılan amcayı görüp de ağlardın (vicdan sahibi isen olacak bir olgu) ve yazmazdın.
11-)Kadınlar gününde izin verilmeseydi çalışanlara hak verirdim ama kadınlar çoğu yerde yarım gün çalışır veya hiç çalışmaz. Mücadele ettikleri şeylerde hak değil haksızlıktır. Bana desene anayasa da kadınların erkekler ile eşit olmadığı bir madde var diye diyemezsin. Ama direkt askerlik boru gibi duruyor orada ama direkt kadının beyanı esastır duruyor orada azıcık yaşadığın ülke (eğer Türkiye ise)hakkında bir şeyler öğrenmeye çalış.
12-)Hiç baba olmamışsın eve gidince işten yorgunum diyemiyorsun laga luga yapıyorlar. Doğum sonrası yok sağlık yok bilmem ne diyorsun ama geleneklerine burada ters düşmüşsün eskiden kadın doğurur çocuğa bakar ses çıkarmaz ev işlerini yapar kocasını mutlu eder ve evi ertesi güne hazırlardı üstüne birde el işi yaparak maddi katkı sağlardı. Ama pardon burada gelenekler ayağına ket vurdu galiba bahsetmemişsin.
Bu tarz fikirler kimseyi kadın düşmanı yapmaz sadece gerçeği tüm çıplaklığı ile yazmak olur. Bilgisiz birini bu tarz kelime oyunları ile kandırabilirsin. Fakat burası "Donanım Arşivi" burada okuyan araştıran insan sayısı çok fazla kandıramazsın. Kelime oyunu yapmadan direkt yazman gerekir fikirlerini ve bunları argümanlar ile desteklemen lazım. Ama görüyorum ki koca yazında tek bir argüman sunmadan sallamış geçmişsin yazık...
Öncelikle ciddiye alıp teker teker kendi düşüncelerinizi sunduğunuz için teşekkür ediyorum ve nefret dilini bırakmaya davet ediyorum anlık bir sinirle ben de konu sahibine karşı biraz rencide edici bir dil kullanmışım ondan da özür diliyorum. Şu an maalesef teker teker cevap verecek zamanım yok ama “kadın beyanı esastır” kısmı dikkatimi çekti sadece ona yönelik yanlış anlaşılmayı gidermek istiyorum. Kadın beyanı esastır demek kadının dediği her şeyin koşulsuz şartsız kabul göreceği demek değildir. Şayet böyle olsaydı gerçekten adaletsiz oludu ben de desteklemezdim. Yaşınız kaç ve nerelisiniz bilmiyorum ancak eskiden özellikle şehirden uzak bölgelerimizde karıyla kocanın ev içi şiddeti polisler tarafından ciddiye alınmazdı. Herhangi bir adli süreç başlatılmazdı hatta çift barıştırılmaya çalışılırdı. “Kadın beyanı esastır” demek kadın “ben şiddet görüyorum” diye polise gittiğinde polisin eskisi gibi kocasıyla barıştırmaya çalışmasındansa, adli sürece yönlendirmek zorunda olmasını yasayla güvence altına alır. Onun dışında yazınıza genel olarak karşı çıkmamım sebebi ve maddelerin çoğunda ayrıştığımız nokta bence kadınların pozitif ayrımcılığa uğraması konusu. Ben bunu destekliyorum çünkü kadınların yüzyıllar boyunca bahsettiğiniz geleneksel rollerin dışına çıkamaması sebebiyle son 10-20 yılda birden kapitalist sistemin içine atılmasını adil bulmuyorum. Destek kredileri, kadın kotası gibi uygulamalar en azından yardımcı oluyor.
Sa Cidden Aklıma geldi'de bizler niye eşit değiliz yani bize niye haksızlık yapılıyor neden kadınlar bizden daha iyi muamele görüyor bizde insan değil miyiz Erkeklerin hakkı nerede???
EŞİTLİK İSTİYORUZ
1. Kadınlar Askerlik Yapmaz: Kadınlar üniforma yerine düğün elbisesi seçerken, erkekler “Kamuflajın rengi bana yakıştı mı?” diye aynaya bakar.
2. Boşanma Sonrası: Kadına “Veli sen ol” denir, erkeğe “Nafakayı Unutma” diye hatırlatılır.
3. İşyerinde Kadın Kotası: Kadınlar işe alınırken "Kadın gücü!" sloganları duyulur; erkekler “Beni de alın, ben de insanım!” diye başvuru
4. Evlilik Hakkı: Kadın "Bu düğün benim hayalim" diyerek planları yapar, erkek “Ben de sadece damatlık giyeceğim” der ama fatura ona çıkar.
5. Sığınma Evi: Kadınlara devlet destekli güvenli evler tahsis edilir; erkekler ise “Birader, sende misafir kalabilir miyim?” diye arkadaşlarını arar.
6. Kredi ve Destek Programları: Kadın girişimciye 100.000 TL hibe verilir, erkek “Abi kredi çıkar mı?” diye bankada sıra bekler.
7.Pozitif Ayrımcılık: Kadın işe alınırken “Kadın girişimci harika!” derler, erkek için “Bir CV bırak, bakarız” denir.
8. Boşanma Davasında Mal Paylaşımı: Kadın çay bardağını bile listeye ekler, erkek “Bari çay kaşığını bana bırak” diye pazarlık yapar.
9. Ev İşlerinde Yardım: Kadın temizlik yapmazsa “Yoğun çalışıyor” denir; erkek yapmazsa “Tembellikten ölecek” yorumu gelir.
10.Şiddetten Korunma: Kadın uzaklaştırma kararı alır, erkek “Sen de evden uzaklaş” derler.
11. Kadınlar Günü: Kadınlar bir günde çiçek, konser ve etkinlikler alırken, erkekler Dünya Erkekler Günü'nde “Bugün erkekler günü müydü ya?” sorusuyla uyanır.
"Erkek Hediye almaz ise Azar işitir trip yer"
12. Doğum Sonrası İzin: Kadın doğurur ve tatil yapar, erkek doğan bebeğin masrafını hesaplar.
Öncelikle ciddiye alıp teker teker kendi düşüncelerinizi sunduğunuz için teşekkür ediyorum ve nefret dilini bırakmaya davet ediyorum anlık bir sinirle ben de konu sahibine karşı biraz rencide edici bir dil kullanmışım ondan da özür diliyorum. Şu an maalesef teker teker cevap verecek zamanım yok ama “kadın beyanı esastır” kısmı dikkatimi çekti sadece ona yönelik yanlış anlaşılmayı gidermek istiyorum. Kadın beyanı esastır demek kadının dediği her şeyin koşulsuz şartsız kabul göreceği demek değildir. Şayet böyle olsaydı gerçekten adaletsiz oludu ben de desteklemezdim. Yaşınız kaç ve nerelisiniz bilmiyorum ancak eskiden özellikle şehirden uzak bölgelerimizde karıyla kocanın ev içi şiddeti polisler tarafından ciddiye alınmazdı. Herhangi bir adli süreç başlatılmazdı hatta çift barıştırılmaya çalışılırdı. “Kadın beyanı esastır” demek kadın “ben şiddet görüyorum” diye polise gittiğinde polisin eskisi gibi kocasıyla barıştırmaya çalışmasındansa, adli sürece yönlendirmek zorunda olmasını yasayla güvence altına alır. Onun dışında yazınıza genel olarak karşı çıkmamım sebebi ve maddelerin çoğunda ayrıştığımız nokta bence kadınların pozitif ayrımcılığa uğraması konusu. Ben bunu destekliyorum çünkü kadınların yüzyıllar boyunca bahsettiğiniz geleneksel rollerin dışına çıkamaması sebebiyle son 10-20 yılda birden kapitalist sistemin içine atılmasını adil bulmuyorum. Destek kredileri, kadın kotası gibi uygulamalar en azından yardımcı oluyor.
Yanlış bir üslup kullanımı yaptıysam kusura bakmayın. Fakat ben bu politikaları doğru bulmuyorum Avrupa ve ABD bu politikalar sonucunda battı böyle devam edersek onlardan daha beter oluruz. Bu politikalar sadece erkeklere baskı aracı olmaktadır.
Hiçlikte aurelion sol ile görüşmen gerekiyor ki seni kadim topraklar olan Grand Line'a götürüp laboon ile anlaşmanı sağlayıp kadınların olduğu yere götürsün. Demacia merkezde Yüce Kral Garen heykelinin oraya gelirsen ve iyi bir çocuk olursan belki bir gün beni kadim Demacia da görürsün.
Sayın Demacia'nın Master Yi'si, sana sorduğum zaman, zaten dünyamızın LoL'ün en derin bölgelerinde keşifteydim. Bu keşif sırasında, onca zorluğu aşıp ulaştığım bu derin diyarların birinde, dağların orada bir grup kızın, Noxus'lu beş taburluk bir orduyla savaştığını gördüm. Kızlar büyük bir hezimete uğramış, çok sayıda kayıp vermişti. Noxus askerleri hem çok kalabalık hem de güçlü komutanlara sahipti.
Yalan yok, kenardan sessizce geçip savaşa karışmamayı ve canımı tehlikeye atmamayı düşündüm. Ama içimde bir şey buna izin vermedi. Her ne kadar insanları sevmesem ve onlardan uzak durmak için bu yola çıkmış olsam da, bir şeyler beni kaçmaktan alıkoydu. Ölebileceğimi bile bile, belki öbür dünyada huzur bulurum diye, kaçmaktan vazgeçip kız grubuna destek olmaya karar verdim. Noxus askerlerinin çevresinden dolaşıp, o kızların koruduğu, başta ne olduğunu bilmediğim büyük bir kapıyı savunmak için yanlarına gittim.
Beraber, iki gün süren bir savaş verdik. Noxus askerlerinin büyük bir kısmını yenilgiye uğrattık ve geri kalanları geri çekilmeye zorladık. Neyse ki kızlar iyi eğitimliydi ve güçlü silahları vardı. Dürüst olmak gerekirse, hayatta kalabileceğimi ve o savaşı kazanabileceğimizi hiç düşünmemiştim. Belki de sadece bu sefer şanslıydım.
Sonra, o savaşçı kızların liderini gördüm. Bana doğru yaklaşıyordu. Aslında bu onu ilk görüşüm değildi. İki gün süren savaş sırasında da görmüştüm; birbirimizin arkasını kollamıştık. Ama savaş esnasında, savaşa odaklandığım için ve yüzünün bir kısmı maske ile kapalı olduğundan, onu tam olarak fark etmemiştim.
Savaştan sonra, bir yabancı olduğum için herkesin gözü üzerimdeyken, ben yorgunluktan dinlenirken bana doğru yaklaştı ve adımı sordu. Adımın Hunter olduğunu söyledim. Ardından yüzünün altını kapatan maskesini indirdi ve savaşta tek başıma bir taburu yok ederek onlara büyük bir yardım sağladığımı söyleyip teşekkür etti.
O anda şok içerisindeydim. Hayatımda hiç hissetmediğim bir duygu hissetmiştim. Gözleri beyaz, saçları koyu maviydi. Sesi çok güzeldi ama bir lider gibi olması gerektiği kadar sertti. Battle IQ'su çok iyiydi ve temiz kalpliydi. Ona bakarak donakalmıştım. İyi olup olmadığımı sordu. Ben dona kalmaya devam ettim çünkü gözlerimi ondan alamıyordum. O sırada yanağımda sıcacık ve yumuşak bir şey hissettim. Hafifçe yanağıma doğru baktığımda, bu yumuşak şeyin onun eli olduğunu gördüm. Savaş sırasında hafif kesilen ve kan akan yüzüme dokunuyordu. Tekrar gözlerimi ona çevirdiğimde, o güzel gözleriyle göz göze gelmiştik.
Çok güzel bir kokusu vardı. Hayatımda hiç bu kadar güzel bir koku almamıştım. Nefes alış verişini hissediyordum. Kalbim aniden aşırı hızlanmaya başladı; hatta o an öleceğimi sandım. Bana şöyle dedi:
"Savaşta ağır yaralanmışsın. Gerçi o kadar kişiye karşı tek başına hayatta kalman bile bir mucize. Bizimle gel."
İlk başta cevap vermedim çünkü hâlâ gözlerimi ondan alamıyordum. Dünya benim için durmuş gibiydi. Bir anda yüzümden elini çekip sert bir şekilde omzumdan tutarak beni sarstı. Kendime gelmiştim ya da öyle sanıyordum. "Hadi gidelim," dedi. Ben ise, "Gelemem, başka bir yere doğru gidiyorum," dedim. O da, "Bu halde hiçbir yere gidemezsin. Muhtemelen birazdan yere düşüp ölürsün," dedi. "Bizimle gel, en azından seni iyileştirelim, sonra gidersin. Bunu sana borçluyuz."
Normalde böyle bir şeyi kabul etmezdim ama nasıl olduysa bir anda kabul ettim. Kolumu tutup omzuna attı; diğer eliyle belimden tutarak yürümeme yardımcı oldu. Savaş alanı olan o karanlık yerden o büyük kapıya doğru ilerledik. Ben ise tekrar ona bakmaya başlamıştım. Kapıdan geçtikten sonra bir anda yüzüme güneş ışığı vurdu. Gözlerim kamaştı. Yavaş yavaş gözlerimi tekrar açtığımda gözlerime inanamadım. Kapının ardında bambaşka bir dünya vardı. Daha önce hiç görmediğim harikulade, muhteşem, güzel kokan, temiz ve yemyeşil bir yerdi. Sanki bir hayal gibiydi.
"Bu nasıl olur?" dedim. Bana her şeyi anlatacağını ama önce dinlenmem gerektiğini söyledi. Sonra beni doktorlara götürdüler. Büyü ve birkaç bitki karışımıyla tedavi ettiler. Kendimi daha iyi hissetmeye başladım. Daha sonra bana her şeyi anlattılar. Kısaca özetlemek gerekirse, burası başka bir diyar imiş. O kapı ise her yıl sadece on günlüğüne ortaya çıkan ve iki diyarı birbirine bağlayan büyülü bir geçitmiş. Yüzyıllar önce bizim dünyamızdaki savaşları onların diyarına taşımamak için bu kapıyı sır olarak saklamışlar. Böylece insanlar bu olayı unutmuş ve bir efsane haline gelmiş.
Bir hata sonucu, Noxus lideri bu sırrı öğrenmiş ve bu diyarda çok güçlü bir şey olduğunu fark etmiş. Kapının kapanmasına sadece beş gün kalmıştı. Noxus Krallığı'nın tekrar saldıracağını biliyorlardı. Benden burada kalmamı istediler. Açıkçası, yola huzuru ve mutluluğu bulmak için çıkmıştım. Ve o kızın yanında kendimi çok mutlu ve huzurlu hissediyordum. Sanırım tekliflerini kabul edip burada, onun yanında kalacağım. Belki de bu sayede içimdeki bu anlam veremediğim duygunun ne olduğunu çözebilirim. Kim bilir, belki de başıma gelenler bir tesadüf değil, kaderin bana bir lütfudur. Her şeyi zaman gösterecek.
Bu Arada Tüm yardımların için sana'da teşekkür ederim Sevgili Demacia'lı Master Yİ Umarım 3.Cihan Harbinde Krallığını Zafere taşırsın ve bu diyardaki insanlar'da Noxus Krallığını sevmiyor Eğer ikna Edebilirsem belki 1 sene sonra Kapı tekrar açılacağı zaman Size destek olup Noxus ve yandaşı olan Krallıklara karşı beraber savaşa biliriz emin ol onları ikna etmek için elimden geleni yapıcam. Kim bilir belki bir gün omuz omuza savaşa biliriz Noxus Krallaığına karşı
Ayrıca Kapının Haritada bulunduğu yer ve Burada Çektiğim Bir kaç Fotoğrafı Bu Parşomene
şimdi ne desem nasıl desem yani hacım kadından üstün olduğun için ondan daha az haklara sahipsin ya zaten, 5 yaşında bir çocukla koşu yarışı yapmak gibi sen zaten ondan üstünsün de o küçük olduğu için bilerekten yeniliyorsun gibi yani yanlış anlamayın herkesin fikrine saygım var ama noluyonuz beyler neslimiz mi tükeniyor bi boşanınca erkek niye nafaka almıyor demediğiniz kalmış tamam bende nafakaya istisnalar haric karsıyımda bu liste de biraz abartı olmus sanki
Saçma sapan varsayımlarla tamamen yanlış bir konu açmışsınız öncelikle tebrikler. Dilerseniz tüm iddialarınızı teker teker çürütelim.
1-) Askerlik
Zorunlu askerlik en başından bireysel hakların ihlalidir. Eğer bu konuyu sadece kadın düşmanlığı için araç olarak kullanmasaydınız zorunlu askerliğe tamamen karşı çıkardınız.Pek çok ülkede kadınlar da askerlik yapar veya zorunlu hizmete dahil edilir. Türkiye'de ise kadınlar, silahlı kuvvetlerde görev almak istediklerinde gönüllü olarak başvurabilirler.
2-)Boşanma sonrası nafaka ve velayet
Erkeklerin her zaman nafaka ödemek zorunda olduğu veya kadınların otomatik olarak velayet aldığı yanlış. Velayet kararını çocukların yararı gözetilecek şekilde mahkemeler tarafından alınır. Nafakaysa kadının evlenmesi dolayısıyla iş hayatına girmeye hazır bulunmadığı durumlarda destek olarak verilir. Ekstrem örnekler var mı var ama tek örnekle tüm davaları genelleyemezsiniz.
3-)Pozitif ayrımcılık
Pozitif ayrımcılık dezavantajlı grupların fırsat eşitliğine erişmesi için uygulanan geçici bir politikadır. Kadınların işe alınması bu bağlamda teşvik edilir çünkü iş hayatında hâlâ eşit temsilden uzaktırlar. Allah aşkına söyleyin bundan 10 sene önce sektörün yüzde kaçı erkek yüzde kaçı kadındı? Bu politikaları uygulayan şirketler sayesinde iki oran birbirine yaklaştı. Ayrıca iş yerindeki kadın erkek oranının yakın olması daha verimli bir çalışma ortamı sağlar yani sadece pozitif ayrımcılıkla da alakası yok. Sizin iş bulamamanız saçma sapan bir üniversite mezunu olmanızla alakalı olabilir.
4-) Evlilik masrafları
Evlilik masraflarının tek bir tarafa yüklenmesi bir gelenek meselesidir ancak bu durum toplumsal bir zorunluluk değildir. Günümüzde batıdaki çoğu modern çift masrafları paylaşır. Kendinize göre bir partner bulabilmeniz önemli.
5-)Argüman o kadar saçma ki açıklama gereği bile duymuyorum
6-)Kadın girişimcilere verilen hibeler erkeklere yönelik bir ayrımcılık değildir daha önce anlattığımla aynı şey. Eğer yeterince iyi bir geçmişiniz ve geliriniz varsa istediğiniz krediyi alırsınız zaten. Kredi alamamanızın suçunu kendinizde arayın zor bela iş dünyasına girmek isteyen kadınlarda değil.
7-)daha önce açıkladım
9-) Ev işleri
Tamamen saman adam safsatası. Olmayan hayali bir düşman yaratıyorsunuz. Geleneksel olarak erkekler eve para getirir kadın da ev işlerini halleder ve geleneksel çiftler hemen hemen her zaman bu dinamikten memnundur. Ancak bu yapı değişebilir de. Benim şahsi fikrim ev herkesin ortak alanı olduğundan ev işlerinin herkesin sorumluluğu olduğu
10-)Şiddet
Kadınların şiddet mağduru olma oranı erkeklere kıyasla çok daha yüksektir. Uzaklaştırma kararları, bireylerin güvenliğini sağlamak için alınır. Erkekler de şiddet mağduru olduklarında aynı şekilde koruma talep edebilir. Etrafınızda kadın şiddeti gören erkek olduğunu pek zannetmiyorum
11-) Kadınlar günü
Kadınlar Günü, kadın hakları mücadelesine adanmış bir gündür. Erkekler Günü de kutlanabilir ve erkek hakları gündeme getirilebilir. Ancak bu durum, kadınların özel günlere sahip olmasının erkeklere bir ayrıcalık sunduğunu göstermez. Tarihsel olarak kadınlar günü kadınların sovyet rusyada oy kullanma hakkını aldığı gündür. Erkekler kimseden herhangi bir hak almadığı için genelde o kadar önemsenmez erkekler günü.
12-) Doğum sonrası
Doğum izni, biyolojik süreçlerle ilgilidir ve kadınların sağlığı ile bebeğin ihtiyaçları göz önüne alınarak düzenlenir. Erkekler için de "babalık izni" vardır. Kadın da tatil yapmaz senelerce uykusuz kalıp bebeğe bakarak annelik yapar. Öyle bir yazmışsınız ki sanki kadın bebeği doğurup her şeyi babaya bırakıyor gibi.
Özetlemek gerekirse böyle fikirleriniz olabilmesi için ya kadın düşmanlığını havalı bir şey sanan bir ortaokullu ya da eline kadın eli değmemiş bir incel olmanız gerekli. İki türlü de akıl fikir diliyorum.
Çok güzel yazmışsınız. Zaten ataerkil bir toplumda yaşayıp üstüne daha fazla hak talep eden erkekler olduğu sürece kadınları daha da toplumdan izole etmek için ellerinden geleni (gerek maddi gerek manevi gerek psikolojik) yapmaya devam edecek bu tipler.
Pozitif ayrımcılık ve kadın girişimci başlıklarınıza ekstra katılıyorum. Doğum sonrası iznine laf eden erkekler kendileri doğursun o zaman bakalım izin yapmadan ayağa kalkabiliyorlar mı Doğumu geçtim regl acısının %1ini bile bilmeyenler gelip konuşuyor işte.
Geceleri sokakta rahatça yürüyemediğimiz yetmezmiş gibi uzaklaştırma kararını çözüm sanıyorlar. Uzaklaştırma kararını hiçe sayıp hala daha şiddet uygulayan, cinayet işleyen erkekler varken korunmak tabii ki de hakkımız olacak. Ya adalet sistemini düzeltmek ya da bu tipleri toplumdan defetmek lazım.