Neler Yeni

Tanrı varsa neden kusurlu bir evrim süreciyle var olduk?

penthaL

80+
Katılım
29 Ekim 2024
Mesajlar
146
Ying Yang gibi düşün, herşeyimiz mükemmel bir şekilde yaratılsaydı emin ol insanlar tembellik edip sadece yaşayıp ölmekten ibaret olurdu. Bi mühendis arabayı yürümekten daha hızlı diye icad etti yada yürümeye üşendi. Bişeyleri keşfetmek, üretmek, araştırmak veya bilimi geliştirmek için bi sorun olması gerekli anladığım kadarı ile. Hiç sorunun olmazsa yaşayacak sebep bulman zor, bayaa zor. Yani en azından ben öyle düşünüyorum. Bu düşüncemin üstüne de bi düşünce çıkacaktır, hiçbi düşünce mükemmel değil tıpkı sokratesin dediği gibi;
"Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir"
Nefes borumuzla yemek borumuz aynı yerden geçmeseydi çok tembel olacaktık ve sadece yaşayıp ölmekten mi ibaret olacaktık? Bu sadece boğulma riskini ortadan kaldırırdı, tembelliğe hiçbir katkıda bulunmazdı. Eğer insan vücudu hatalarla dolu olmasaydı, insanlar tembelleşip sadece yaşayıp ölmekten mi ibaret olacaktı? Bu insan doğasını hiç anlamamış birinin kuracağı cümlelerden biri. İnsanların öğrenme, keşfetme ve gelişme isteği zorunluluktan gelmez, meraktan ve ihtiyaçtan gelir. Eğer mükemmel bir vücudumuz olsaydı daha da ileri teknolojiler ve bilimsel gelişmeler yapardık çünkü enerji ve kaynaklarımızı gereksiz hastalıklarla, sakatlıklarla, doğumda ölen bebeklerle, kronik ağrılarla uğraşmak yerine gerçekten evreni anlamaya harcayabilirdik. Örneklerin aşırı saçma.
 

Alihanyilmaz

80+ Bronze
Katılım
23 Kasım 2023
Mesajlar
1,338
Dahası  
Reaksiyon skoru
405
İsim
Alihan YILMAZ
Kusurlu değiliz.
Mükemmel yaratıldık.
Tek Kendi karınını verebilen yaratıklarız.
Yanlış karar verme hakkına bile sahibiz.
Bu nedenle de tek hesap verecek olan yaratıklar biziz.
Diğerleri birbirine yem oluyor.
 

penthaL

80+
Katılım
29 Ekim 2024
Mesajlar
146
Apandisit bir organ adı değildir, ismi apandistir enfeksiyonuna apandisit denir. Apandis fetüsten itibaren insan hayatında önemli görevler üstlenen bir organdır. Darwin tarafından evrim iddiasını güçlendirmek amacıyla ortaya atılan körelmiş organ olarak gösterilen bir organdır. Apandis lenfatik bir organdır, vücudun belli başlı enfeksiyonlarla olan mücadelesinde işlevi olduğu ancak tam işlevinin anlaşılamaması evrim fikrine sahip olan insanlarda işe yaramaz olarak nitelendirilirken bilim insanlarının büyük bir kısmı tarafından eldeki imkanların apandis organının ne işe yaradığının tam olarak tetkik edilmesine yeterli olmadığını savunur. Evrimde insanların atası olarak kabul edilen maymunlarda ise apandis yoktur. Evrimciler bunu eski dünya maymunlarında var, yeni dünya maymunlarında yok diye savunurlar fakat eski maymunlardan yeni maymunlara geçiş sürecinde ortadan kaybolan bir organ aynı tarih safında insanlarda nasıl ortadan kaybolmadığına dair bir bilgi verilmemiştir. Bu körelmiş organlarla ilgili daha detaylı araştırmalar yapmanızı tavsiye ederim, zira Darwin tarafından ortaya atılan körelmiş organların tamamının vücuttaki rolleri anlaşılmıştır.
Nefes borusu yemek borusu konusu cevabı zor bulunan bir konu, aslında konuşma diye tabir ettiğimiz ses çıkışıyla doğru orantılı. Ağzımızdan ses çıkartabilmemiz ve ve ağzımızdan yemek yiyebilmemiz için iki borunun da ağza direkt olarak bağlı olması gerekir. Doğru şekilde yatırılıp yemek yedirilen bir bebeğin soluk borusuna yemek kaçmaz, yatar vaziyette su içmeyen bir insanın soluk borusuna su kaçmaz, yani 650 watt güç çeken bir sisteme 650 watt üstü bir psu bağlarsak sorun olmaz. 650 watt güç çeken bir sisteme 500 watt psu bağlayıp çıkacak sorunları psu üreticisine bağlamak saçma olmaz mıydı?
Omurga bahsettiğiniz gibi insan için dört ayak üzerinde durmayı kolaylaştıran değil, aksine dört ayak üzerinde durmayı zorlaştıran bir sistemdir. Köpeklerle insanların omurgaları diziliş ve kemik sayısı açısından çok benzerdir ancak duruş tiplerine ve kemik yerleşimlerine bakarsanız insanların neden dört ayak üzerinde değil de iki ayak üzerinde yaşadıklarını gösterir. Denemesi çok basit, dimdik ayakta 1 saat durabilirsiniz fakat dört ayak üstünde 10 dakika bile duramazsınız. Dört ayak pozisyonu dizlerinizi ve dirseklerinizi değil ayak tabanlarınızı ve avuç içlerinizi yere basarak durduğunuz bir pozisyondur. Evrimciler bu durumu evrimin sekteye uğraması olarak açıklarlar fakat maymunların insanlarla en çok davranış benzerliği olan şempanze cinsinin de skolyoz gibi bir hastalık çektiği bilinmektedir. Çekilen ağrı konusu ise çok farklı bir konu, bunu insana şükretmeyi hatırlatmak ile açıklayabilir ve omurga ağrılarına karşı tavsiye edilen hareketlerin neredeyse tamamının namaz hareketleriyle benzer olduğunu söyleyebilirim. Şahsi düşüncemdir.
Doğum konusu yanlış bir örnek olmuş, doğum bütün kadınlar için aynı derecede ağrılı sancılı ve zorlu bir süreç değildir. Eğer bütün kadınlar için zorlu bir süreç olsaydı bunu mükemmellik karşıtı bir durum olarak yorumlayabilirdik. Eğer sizin için hala mükemmellik karşıtı bir durumsa o zaman bazı insanların sakat olarak doğuyor olması da mükemmellik karşıtı bir durumdur.
Gözleri sadece ahtapot gözü olarak betimlemek yanlış, kafadan bacaklılar gözü olarak genellemek gerekir. Kafadan bacaklıların gözleri insanlardaki gibi gözlerin önünden geçen sinirlere sahip değildir çünkü kafadan bacaklılar ışığın şiddetine göre gözlerinin tamamını büyütür veyahut da küçültürler fakat insanların gözleri ışığın şiddetine göre sadece gözbebeğinin boyutunu değiştirir. İnsanların gözleri göz önünden geçen sinirler sayesinde daha fazla renk tonunu görebilir ve hızla analiz edebilirken kafadan bacaklılar renk tonlarını insanlara göre daha geç ve daha az ayırt edebilirler. İnsan gözü derinlik algısına sahipken kafadan bacaklıların gözleri derinliği algılayamaz ve bu sebeple organlarını kullanmak zorunda kalırlar. Yani asıl nokta, neden sinirler retinanın önünden geçiyor da kafadan bacaklılar gibi retina önünde sinir yok sorusunun cevabı insanın yaşadığı doğa ortamının kafadan bacaklılara göre daha detaylı renklere sahip olması ve dış etkilere karşı daha çok korunması gerektiği için kornea ihtiyacı duyması ve sinir yollarının gözü daha çepeçevre sararak sinyal iletimini hızlandırması gerekliliğidir. Kötü evrim savunucuları ters retinanın bir tasarım kusuru olduğunu savunurken yapılan araştırmalar retinanın düz yerleştirilmiş bir sistem olması halinde omurgalıların gözlerinin tepki süresinin çok daha uzun olacağını göstermiştir. Kör nokta olarak tabir ettiğiniz nokta görüşü kesinlikle etkilemez, çünkü optik sinirler gözün her bir reseptörünün gördüğü noktaları beyne iletmekle görevlidir, yani kör nokta olarak tabir edilen kısmın göremediği görüntü zaten başka bir reseptör tarafından görülerek sinirlere iletilir. Göz konusunda ihtisas sahibi değilim ancak sorunuzun kısa ve net cevabı gözün tasarımının olabilecek en optimal şekilde en doğru tasarımının ters retina olarak tasarlanması gerekliliğidir. Mükemmellik ise yine doğum konusuyla aynı, bahsettiğiniz göz hastalıklarını yaşamayan insanlar da var.
Kısaca, mükemmellik göreceli bir kavramdır, bir çita için mükemmel olan pençeler insan için mükemmellik taşımaz. İnsan vücudu mükemmel tasarlanmıştır, çünkü doğada insan görevini layıkıyla yerine getirebilmektedir. Eğer belirttiğiniz hastalıklar mükemmelliğe gölge düşürecek olsaydı zaten ölecek olmamız bile mükemmelliğe aykırıdır. Kalp yetmezliği, lösemi, kanser vb. bir çok hastalık aslında vücudumuzun eksikliğidir ancak bütün insanlar aynı hastalık sebebiyle ölmüyor. Ya da belli bir süre solunum yapmazsak ölürüz, oksijene bağlı olmamız mükemmelliğimize gölge düşürmüyor mu? Yazdıklarım şahsi fikirlerimdir, bağlayıcı değildir.
Son Söz: Zümer Suresi 8.Ayet: '' İşte böyle, insanın başına bir bela geldi mi, Rabbine yönelerek yardım için O'na yalvarır. Fakat O'nun rahmetiyle bir nimete kavuşunca da, önceden yalvarıp yakardığını unutarak başka güçleri Allah'a rakip çıkarır ve böylece başkalarını O'nun yolundan saptırır… Bu şekilde günah işleyenlere de ki: “Bu inkârınızla kısa bir müddet keyif sürün bakalım, ama sonunda ateşi hak edenlerden olacaksınız.'' mealindeki gibi, Allah (c.c) insanlara varlığını hatırlatmak ve O'na karşı kulluk görevlerini yerine getirmek ve O'nun verdiklerine şükretmeleri için gerek hastalıklar gerekse darlıklar verir. İnsanoğlu dünyadaki hayatın geçici bir sınav olduğunu hatırlamalı, yaşadığı her türlü sıkıntının muhakkak Allah'tan geldiğini unutmamalıdır. ( SİYASAL İSLAMCI DEĞİLİM, ÇÜNKÜ DİNİ SİYASETÇİLERDEN ÖĞRENMEDİM.)
Yazdığın yazı bin tane yanlış içeriyor ama yine de çıkıp 2 tane müslüman yazını okumadan beğeni atmış çünkü cahilsiniz. "Apandisit" kelimesi, apandisitin iltihaplanmasıdır, ve evet, organın adı apandistir. Bu zaten genel bir bilgi, yazıda ise apandisit dedim çünkü apandisitin iltihaplanmasından bahsettim. Bunu düzeltmeye çalışmak bile gereksiz bir ukalalık. Ayrıca Darwin, apandisi körelmiş organlardan biri olarak gösterdiğinde yanılmıyordu. Apandisin modern insan için olmazsa olmaz bir organ olmadığı bizzat tıbbi bilim tarafından kanıtlanmış bir gerçek. İnsanların apandis olmadan da gayet sağlıklı yaşadığı ortada. ‘Lenfatik sistemle ilgili işlevleri olabilir’ deniyor, ama bu ‘olmazsa olmaz bir organ’ olduğu anlamına gelmiyor. Apandis patladığında ölüm riski var ama yokluğunda bir eksiklik hissedilmiyor, bu da körelmiş organ teorisini destekler.
Ayrıca, "Evrimciler maymunlarda apandis yok diyor" demişsin. Tamamen uydurma. Eski dünya maymunlarında da yeni dünya maymunlarında da apandis var. Bu basit bir zooloji bilgisi. Yalandan ibaret olan argümanlarınla ‘Evrimciler bir şey açıklayamıyor’ gibi bir hava yaratmaya çalışman komik.

"Nefes borusu ve yemek borusu aynı yere açılmak zorunda, çünkü konuşuyoruz." demişsin. Bu düpedüz bir mantık hatası. Eğer nefes borusu ve yemek borusu aynı yere açılmak zorundaysa neden nefes borumuza yemek kaçıyor ve ölüyoruz? Daha akıllıca bir tasarım olamaz mıydı? Ayrıca, bebeklerin doğru yatırılmasıyla yemek kaçmaz gibi gereksiz bir ayrıntıya girmiş. Ama yetişkin insanlar bile sıradan bir su içerken boğulabiliyor. Bu başlı başına bir tasarım hatası. Ayrıca elektrik kaynağına benzetme yapmışsın. 650W çeken bir sisteme 500W PSU bağlamakla bu konunun ne alakası var? İnsan boğazı bilgisayar güç kaynağı mı? Açıkça kavram kargaşası içindesin.

"Omurga dört ayak üzerinde durmayı zorlaştırır." demişsin. Burada tam olarak ne anlatmak istediğini kendin de bilmiyorsun. İnsanların dört ayak üstünde durmasının zor olması, omurganın iki ayaklı yaşama göre evrimleşmiş olmasından kaynaklanıyor. Ama konu içerisinde de anlattığım gibi insan omurgası dik durmak için optimize olmuş bir yapı değil, çünkü bel fıtığı ve skolyoz gibi ciddi sorunlara yol açıyor. Eğer mükemmel bir tasarım olsaydı, insanların %80’i hayatlarının bir döneminde bel ağrısı çekmezdi.

"Omurga ağrılarının çözümü namaz hareketlerinde var." demişsin. Bunu ciddiye almak bile zaman kaybı ama hadi cevap verelim. Egzersiz yapmak elbette omurga sağlığına iyi gelir. Ancak bu, omurganın hatalı tasarlandığı gerçeğini değiştirmez. Eğer omurga mükemmel bir yapı olsaydı, egzersiz yapmayınca plaklar hemen çökmeye başlamazdı.

"Doğum her kadın için aynı derecede sancılı değil." demişsin. Peki, niye kadınların %99’u doğum sancısı çekiyor ve tıbbi müdahale olmadan ölüm riski taşıyor? Bir sürecin bazı insanlar için daha az sancılı olması, o sürecin mükemmel olduğu anlamına mı geliyor? Doğum, insan vücudunun bariz bir tasarım hatasıdır. Bebek kafası pelvise göre fazla büyük, doğum kanalı riskli, doğum sırasında ve sonrasında ölüm oranı tarih boyunca hep yüksek olmuş. Mükemmel bir tasarım olsa, doğum kadınlar için bu kadar travmatik olmazdı. Ne yazdığını kendin bile bilmiyorsun.

Komik bir şekilde "Ahtapot gözü değil, kafadan bacaklılar gözü." demişsin. Ne değişti? Mesele retinanın ters yerleştirilmesi. Ahtapotlar ve kafadan bacaklılar, sinirleri retinanın arkasına alarak kör nokta problemi yaşamıyorlar. İnsan gözü mükemmel bir tasarım olsaydı, sinirler retinanın önünden geçmek yerine arkasında olmalıydı. Yine cahilce görüşü etkilemediğini söylemişsin ama kör nokta deneyini yapınca herkes kendi kör noktasını görebilir.

"Mükemmellik göreceli bir kavramdır." demişsin. Hayır, mantıklı bir mükemmellik tanımı vardır. Bir tasarım gereksiz risk ve hatalar içeriyorsa, o tasarım mükemmel değildir. İnsan vücudu birçok açıdan hata doludur ve bunlardan zaten bahsettik.

"İnsanlar görevini layıkıyla yerine getiriyor, o yüzden tasarım mükemmel." demişsin. Bunu basit bir mantık hatasıyla çürütelim:
Bir şey çalışıyor diye mükemmel olduğu anlamına gelmez. Mesela, eski model bir araba da seni A noktasından B noktasına götürür, ama yeni model bir araba bunu daha az yakıtla, daha güvenli ve daha hızlı yapar. İnsan vücudu da çalışıyor ama gereksiz hatalarla dolu.

Bir de tüm bunların üstüne "Allah insanlara dert vererek varlığını hatırlatıyor." da demişsin. Bu argüman için bilimsel bir tartışmaya girmeye bile değmez. Ama mantık çerçevesinde bakarsak, bilinçli olarak insanlara dert veren bir yaratıcı fikri, kötü bir mühendislik argümanını desteklemekten başka bir işe yaramaz. Eğer sorunlar, insanlara acı çektirmek için bilinçli olarak tasarlandıysa, bu daha da kötü bir mühendislik anlayışıdır.

Sonuç olarak yazdıkların bilgi eksikliğiyle dolu, kendi içinde çelişen, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bir saçmalık yığını. Yalan söylerken Allah'ından da korkmuyorsun. Bilimi anlamadığın gibi, basit biyoloji ve evrim bilgilerini bile saptırıyorsun. Bilim dünyasının yıllardır üzerinde anlaştığı konulara “ben şahsi düşüncemi koydum” diyerek çürütmeye çalışmak ancak cahil bir özgüven patlamasının ürünü olabilir. Önce öğren, sonra konuş.
 
Son düzenleme:
Katılım
3 Kasım 2024
Mesajlar
406
Dahası  
Reaksiyon skoru
113
İsim
Alper Uğurcan
False dilemma, loaded definition, argument from design
 

penthaL

80+
Katılım
29 Ekim 2024
Mesajlar
146
Çok boş konu islama inanmamın tek sebebi bana yanlışı değil doğruyu öğretmesidir fiziksel olarak kusursuzuz hemde ben sağlığıma dikkat ettiğim ve bir şeyler atıştırırken lambur lumbur yemediğim için boğulma riski gibi şeylerde yok sen sağlığına dikkat ettiğin sürece farklı insanların vücuduna sürekli temas etmediğin sürece sana ne hastalık bulaşır nede sıkıntı olur bak en son hasta olmamın üzerinde 12 yıl geçti çok boş konular insan kendi sağlığından kendisi sorumludur kardeşim gelmişsin burda bel ağrısı diyorsun bel ağrısı olmayan insanlar kendine iyi bakmış en basit cevap bu. Ayrıca tanrının var olmasının bize bir zararı yok (iyi bir insan olduğun sürece) Kadınların doğumuna gelmişsin takmışsın birde çok ***** saçma şeyler erkeğin seks sırasında zevk alması için o deliğin küçük olması gerekiyor seksi zevkli kılmak daha öncelikli gelmiş demekki o yüzden ayrıca ne acılarla ve sorumlulukla doğurduğun bebeğin değerini daha iyi anlamak içinde olabilir bunlara cevap bulmak anlamsız inan bir zamanlar senin gibi sorguladım ama saçma geldi neden sorguluyorum bana doğruyu öğrettiği halde bu arada islam dini hakkında konuşuyorum
Yazıdan cehalet akıyor. Fiziksel olarak kusursuz olsaydın:
-Dişlerin çürümezdi. Çoğu insanın diş yapısı problemli, çene darlığı, diş çapraşıklığı, yirmilik diş sorunları var. Bu mu kusursuzluk?
-Gözlerin bozulmazdı. Miyop, astigmat, hipermetrop neden var? Neden bu kadar çok insan gözlük kullanmak zorunda?
-Dizlerin çöp gibi olmazdı. İnsanın diz yapısı aşırı kötü. Yaşlanınca eklem kireçlenmesi, menisküs yırtılması gibi sorunlarla uğraşıyoruz.
-İnsanlar skolyoz, bel fıtığı, boyun düzleşmesi gibi sorunlar yaşamazdı. Sen hasta olmuyorsun diye herkes sağlıklı mı sanıyorsun?
“Kusursuzluk” diyorsan, gerçekten hatasız bir tasarım göstermen lazım. Ama insan vücudu hatalarla dolu. Kusursuzlukla uzaktan yakından alakası yok.

"Ben sağlığıma dikkat ettiğim için boğulma riski yok." demişsin. Ulan nefes borusu ile yemek borusunun aynı yolu kullanması tasarım hatasıdır. Sen dikkat ediyorsun diye bu hata ortadan mı kalkıyor? Binlerce insan her yıl boğulma sonucu ölüyor. Bebekler, yaşlılar, engelliler var. Onlar “dikkat etmediği” için mi kusurlu bir sistemin kurbanı oluyor?

"Sağlıklı yaşarsan hasta olmazsın." demişsin. Otoimmün hastalıkları, genetik hastalıkları, doğuştan gelen kusurları ne yapacağız? Kanser, Alzheimer, MS, diyabet gibi hastalıkları geçiyorum, çünkü sanırım sadece nezle olup olmamaktan bahsediyorsun. Ayrıca bulaşıcı hastalıklar var, sen dikkat etsen bile başka biri sana bulaştırabilir. Örneğin COVID-19 gibi bir salgında dünyanın en sağlıklı insanları bile virüse yakalandı. “Ben 12 yıldır hasta olmadım” diye insan biyolojisini çözdüğünü sanmak ciddi bir akıl tutulmasıdır.

"Bel ağrısı olmayan insanlar kendine iyi bakmıştır." demişsin. Ulan bu nasıl saçma bir mantık? Genetik, duruş bozuklukları, yaşlanma, kas-iskelet yapısı gibi faktörleri ne yapacağız? Sen rahat ediyorsun diye herkesin bedeni sağlıklı mı olacak? Adam “bana olmadıysa sorun yok” diyip kafasında, tamamen öznel bir deneyimi genelleştiriyor.

"Kadının doğum sancısı, bebeğin değerini anlaması için olabilir." demişsin. Bu cümleyi okurken beynim eridi. Yani sen diyorsun ki Tanrı, kadına acı çektirerek bebeğin değerini anlamasını sağlıyor? Böyle bir mantık olabilir mi? Eğer olay buysa neden erkekler baba olduklarında hiçbir acı çekmiyor? Onlar çocuklarının değerini anlamıyor mu?

Ayrıca insan doğumu, hayvan doğumlarına göre çok daha riskli ve sancılıdır. Bunun sebebi, insanların doğum kanalının dar, bebek kafasının ise büyük olmasıdır. Bunun sebebi ise evrimsel süreçte iki ayağa kalkınca pelvik yapı daraldı ve doğum daha zor hale geldi. Bunu “zevkli seks için tasarlanmış” diye açıklamak bilgi eksikliğinin Everest’idir.

"İslam bana doğruyu öğrettiği için sorgualmak saçma." demişsin. Bunu diyen bir insan zaten zihinsel olarak teslim olmuş demektir. Sorgulamayı “saçma” bulan biri, dogmaya esir düşmüştür. Sorgulamak mantıklı bir insanın doğasında vardır. Zaten düşünmek, yanlışları ve doğruları ayırt etmek için gereklidir.

Sonuç: Adam tamamen kişisel deneyimini mutlak gerçek sanıyor.

  • Hasta olmamış, o yüzden insan vücudu kusursuz sanıyor.
  • Boğulmamış, o yüzden nefes borusu-yemek borusu tasarım hatası değil sanıyor.
  • Bel ağrısı çekmemiş, o yüzden çekenleri “kendine iyi bakmamış” sanıyor.
  • Doğum sancısını bile zevkli seksle açıklayarak absürt bir çıkarım yapıyor.
Bu tür insanların eleştirel düşünme yetisi sıfırdır. Kendi deneyimlerini mutlak gerçek sanan birinin, bilimsel verileri anlaması imkansız. Bırak haddini bildirmeyi, bu adamın gerçeklerle yüzleşmesini sağlamak bile mümkün değil.
 
Son düzenleme:

Alihanyilmaz

80+ Bronze
Katılım
23 Kasım 2023
Mesajlar
1,338
Dahası  
Reaksiyon skoru
405
İsim
Alihan YILMAZ
Yazıdan cehalet akıyor. Fiziksel olarak kusursuz olsaydın:
-Dişlerin çürümezdi. Çoğu insanın diş yapısı problemli, çene darlığı, diş çapraşıklığı, yirmilik diş sorunları var. Bu mu kusursuzluk?
-Gözlerin bozulmazdı. Miyop, astigmat, hipermetrop neden var? Neden bu kadar çok insan gözlük kullanmak zorunda?
-Dizlerin çöp gibi olmazdı. İnsanın diz yapısı aşırı kötü. Yaşlanınca eklem kireçlenmesi, menisküs yırtılması gibi sorunlarla uğraşıyoruz.
-İnsanlar skolyoz, bel fıtığı, boyun düzleşmesi gibi sorunlar yaşamazdı. Sen hasta olmuyorsun diye herkes sağlıklı mı sanıyorsun?
“Kusursuzluk” diyorsan, gerçekten hatasız bir tasarım göstermen lazım. Ama insan vücudu hatalarla dolu. Kusursuzlukla uzaktan yakından alakası yok.

"Ben sağlığıma dikkat ettiğim için boğulma riski yok." demişsin. Ulan nefes borusu ile yemek borusunun aynı yolu kullanması tasarım hatasıdır. Sen dikkat ediyorsun diye bu hata ortadan mı kalkıyor? Binlerce insan her yıl boğulma sonucu ölüyor. Bebekler, yaşlılar, engelliler var. Onlar “dikkat etmediği” için mi kusurlu bir sistemin kurbanı oluyor?

"Sağlıklı yaşarsan hasta olmazsın." demişsin. Otoimmün hastalıkları, genetik hastalıkları, doğuştan gelen kusurları ne yapacağız? Kanser, Alzheimer, MS, diyabet gibi hastalıkları geçiyorum, çünkü sanırım sadece nezle olup olmamaktan bahsediyorsun. Ayrıca bulaşıcı hastalıklar var, sen dikkat etsen bile başka biri sana bulaştırabilir. Örneğin COVID-19 gibi bir salgında dünyanın en sağlıklı insanları bile virüse yakalandı. “Ben 12 yıldır hasta olmadım” diye insan biyolojisini çözdüğünü sanmak ciddi bir akıl tutulmasıdır.

"Bel ağrısı olmayan insanlar kendine iyi bakmıştır." demişsin. Ulan bu nasıl saçma bir mantık? Genetik, duruş bozuklukları, yaşlanma, kas-iskelet yapısı gibi faktörleri ne yapacağız? Sen rahat ediyorsun diye herkesin bedeni sağlıklı mı olacak? Adam “bana olmadıysa sorun yok” diyip kafasında, tamamen öznel bir deneyimi genelleştiriyor.

"Kadının doğum sancısı, bebeğin değerini anlaması için olabilir." demişsin. Bu cümleyi okurken beynim eridi. Yani sen diyorsun ki Tanrı, kadına acı çektirerek bebeğin değerini anlamasını sağlıyor? Böyle bir mantık olabilir mi? Eğer olay buysa neden erkekler baba olduklarında hiçbir acı çekmiyor? Onlar çocuklarının değerini anlamıyor mu?


Ayrıca insan doğumu, hayvan doğumlarına göre çok daha riskli ve sancılıdır. Bunun sebebi, insanların doğum kanalının dar, bebek kafasının ise büyük olmasıdır. Bunun sebebi ise evrimsel süreçte iki ayağa kalkınca pelvik yapı daraldı ve doğum daha zor hale geldi. Bunu “zevkli seks için tasarlanmış” diye açıklamak bilgi eksikliğinin Everest’idir.

"İslam bana doğruyu öğrettiği için sorgualmak saçma." demişsin. Bunu diyen bir insan zaten zihinsel olarak teslim olmuş demektir. Sorgulamayı “saçma” bulan biri, dogmaya esir düşmüştür. Sorgulamak mantıklı bir insanın doğasında vardır. Zaten düşünmek, yanlışları ve doğruları ayırt etmek için gereklidir.

Sonuç: Adam tamamen kişisel deneyimini mutlak gerçek sanıyor.

  • Hasta olmamış, o yüzden insan vücudu kusursuz sanıyor.
  • Boğulmamış, o yüzden nefes borusu-yemek borusu tasarım hatası değil sanıyor.
  • Bel ağrısı çekmemiş, o yüzden çekenleri “kendine iyi bakmamış” sanıyor.
  • Doğum sancısını bile zevkli seksle açıklayarak absürt bir çıkarım yapıyor.
Bu tür insanların eleştirel düşünme yetisi sıfırdır. Kendi deneyimlerini mutlak gerçek sanan birinin, bilimsel verileri anlaması imkansız. Bırak haddini bildirmeyi, bu adamın gerçeklerle yüzleşmesini sağlamak bile mümkün değil.
Tanrı yok sa, bu durumda kusurlarından sorumlu olan kim?
 

penthaL

80+
Katılım
29 Ekim 2024
Mesajlar
146
Tanrı yok sa, bu durumda kusurlarından sorumlu olan kim?
Ulan zaten yazılarımın hepsinde bunların sebebinin ne olduğunu açıkça belirtiyorum. Bu kusurların böyle olmasının sebebinin ne olduğunu da söylüyorum ki gerçeği anlayın ve kafanızda rasyonel bir zemin hazırlayın. Ama bunu sorduğuna göre yazılarımı okumamana rağmen gelip defalarca yorum atıyorsun. Okumaktan bu kadar nefret eden başka bir millet görmedim, yazık.
 

penthaL

80+
Katılım
29 Ekim 2024
Mesajlar
146
Ooo cevap vermeye üşendim bari ilk okuduğuma cevap vereyim diş dediğin insan ölüme yaklaştıkça er geç çürür onun haricinde iyi bakarsak çürümez Göz bozukluğu demişsin oda aynı şekilde yoksa ne diye bozulsun senin dediklerin hata yapmış insanlar için geçerli bazı insanlar var senin gözünden kaç kat daha iyi görüyor zaten yazdıklarımı götümle yazıyorum o derece uğraşmak istemiyorum herkes kendi sağlığından sorumludur ne kadar iyi bakarsan o organlar o kadar uzun süre dayanır ayrıca ne diye tanrının bizi kusursuz yaratmasını beklersin ki şimdi ki halin yetmiyor mu neyden tatmin değilsin gidip insanların hatalarını kusura bağlamak saçma biz bizi yaratanın ne düşündüğünü neden böyle yarattığını nerden bilelim belki keyfi belki bir nedenden dolayı ama anlamadığım şey insanların kusurlarını gidip niye bizi yaratana gerçi bizi yaratan diyorum ama biz yaratılmıyoruz direkt olarak sperm aracılığıyla doğuyoruz da neyse yaratan diyelim hiç girişesim yok o konulara genetik problemler de diyebiliriz ilk insan kusursuzdur sonradan bozulmuş olabilir her şey olabilir nede olsa tanrı bu dünyaya dokunmuyor akışına bırakmadı mı? Sadece yaptıkların öleceğin günden sonra sorulacak işte insanların zamanla yaptığı kusurlar örnek olarak bilim adamları 100-200 yıl sonra insanlar böyle olacak filan diyorlar ya işte onu örnek al daha ne boş konu açıyorsun anlamadım küçük kusurlara takılıyorsun diyecem de bunlar kusur bile değil
Mesaj otomatik birleştirildi:


Ha birde tasarıma kafayı takmışsın tanrı istediği tasarlar onu ne yapacan belki böyle istemiş zaten bana göre oldukça iyi tasarlamışta
Umarım trollsündür.
 

BabaVoss7

80+ Silver
Katılım
31 Ocak 2022
Mesajlar
2,779
Apandisit bir organ adı değildir, ismi apandistir enfeksiyonuna apandisit denir. Apandis fetüsten itibaren insan hayatında önemli görevler üstlenen bir organdır. Darwin tarafından evrim iddiasını güçlendirmek amacıyla ortaya atılan körelmiş organ olarak gösterilen bir organdır. Apandis lenfatik bir organdır, vücudun belli başlı enfeksiyonlarla olan mücadelesinde işlevi olduğu ancak tam işlevinin anlaşılamaması evrim fikrine sahip olan insanlarda işe yaramaz olarak nitelendirilirken bilim insanlarının büyük bir kısmı tarafından eldeki imkanların apandis organının ne işe yaradığının tam olarak tetkik edilmesine yeterli olmadığını savunur. Evrimde insanların atası olarak kabul edilen maymunlarda ise apandis yoktur. Evrimciler bunu eski dünya maymunlarında var, yeni dünya maymunlarında yok diye savunurlar fakat eski maymunlardan yeni maymunlara geçiş sürecinde ortadan kaybolan bir organ aynı tarih safında insanlarda nasıl ortadan kaybolmadığına dair bir bilgi verilmemiştir. Bu körelmiş organlarla ilgili daha detaylı araştırmalar yapmanızı tavsiye ederim, zira Darwin tarafından ortaya atılan körelmiş organların tamamının vücuttaki rolleri anlaşılmıştır.
Nefes borusu yemek borusu konusu cevabı zor bulunan bir konu, aslında konuşma diye tabir ettiğimiz ses çıkışıyla doğru orantılı. Ağzımızdan ses çıkartabilmemiz ve ve ağzımızdan yemek yiyebilmemiz için iki borunun da ağza direkt olarak bağlı olması gerekir. Doğru şekilde yatırılıp yemek yedirilen bir bebeğin soluk borusuna yemek kaçmaz, yatar vaziyette su içmeyen bir insanın soluk borusuna su kaçmaz, yani 650 watt güç çeken bir sisteme 650 watt üstü bir psu bağlarsak sorun olmaz. 650 watt güç çeken bir sisteme 500 watt psu bağlayıp çıkacak sorunları psu üreticisine bağlamak saçma olmaz mıydı?
Omurga bahsettiğiniz gibi insan için dört ayak üzerinde durmayı kolaylaştıran değil, aksine dört ayak üzerinde durmayı zorlaştıran bir sistemdir. Köpeklerle insanların omurgaları diziliş ve kemik sayısı açısından çok benzerdir ancak duruş tiplerine ve kemik yerleşimlerine bakarsanız insanların neden dört ayak üzerinde değil de iki ayak üzerinde yaşadıklarını gösterir. Denemesi çok basit, dimdik ayakta 1 saat durabilirsiniz fakat dört ayak üstünde 10 dakika bile duramazsınız. Dört ayak pozisyonu dizlerinizi ve dirseklerinizi değil ayak tabanlarınızı ve avuç içlerinizi yere basarak durduğunuz bir pozisyondur. Evrimciler bu durumu evrimin sekteye uğraması olarak açıklarlar fakat maymunların insanlarla en çok davranış benzerliği olan şempanze cinsinin de skolyoz gibi bir hastalık çektiği bilinmektedir. Çekilen ağrı konusu ise çok farklı bir konu, bunu insana şükretmeyi hatırlatmak ile açıklayabilir ve omurga ağrılarına karşı tavsiye edilen hareketlerin neredeyse tamamının namaz hareketleriyle benzer olduğunu söyleyebilirim. Şahsi düşüncemdir.
Doğum konusu yanlış bir örnek olmuş, doğum bütün kadınlar için aynı derecede ağrılı sancılı ve zorlu bir süreç değildir. Eğer bütün kadınlar için zorlu bir süreç olsaydı bunu mükemmellik karşıtı bir durum olarak yorumlayabilirdik. Eğer sizin için hala mükemmellik karşıtı bir durumsa o zaman bazı insanların sakat olarak doğuyor olması da mükemmellik karşıtı bir durumdur.
Gözleri sadece ahtapot gözü olarak betimlemek yanlış, kafadan bacaklılar gözü olarak genellemek gerekir. Kafadan bacaklıların gözleri insanlardaki gibi gözlerin önünden geçen sinirlere sahip değildir çünkü kafadan bacaklılar ışığın şiddetine göre gözlerinin tamamını büyütür veyahut da küçültürler fakat insanların gözleri ışığın şiddetine göre sadece gözbebeğinin boyutunu değiştirir. İnsanların gözleri göz önünden geçen sinirler sayesinde daha fazla renk tonunu görebilir ve hızla analiz edebilirken kafadan bacaklılar renk tonlarını insanlara göre daha geç ve daha az ayırt edebilirler. İnsan gözü derinlik algısına sahipken kafadan bacaklıların gözleri derinliği algılayamaz ve bu sebeple organlarını kullanmak zorunda kalırlar. Yani asıl nokta, neden sinirler retinanın önünden geçiyor da kafadan bacaklılar gibi retina önünde sinir yok sorusunun cevabı insanın yaşadığı doğa ortamının kafadan bacaklılara göre daha detaylı renklere sahip olması ve dış etkilere karşı daha çok korunması gerektiği için kornea ihtiyacı duyması ve sinir yollarının gözü daha çepeçevre sararak sinyal iletimini hızlandırması gerekliliğidir. Kötü evrim savunucuları ters retinanın bir tasarım kusuru olduğunu savunurken yapılan araştırmalar retinanın düz yerleştirilmiş bir sistem olması halinde omurgalıların gözlerinin tepki süresinin çok daha uzun olacağını göstermiştir. Kör nokta olarak tabir ettiğiniz nokta görüşü kesinlikle etkilemez, çünkü optik sinirler gözün her bir reseptörünün gördüğü noktaları beyne iletmekle görevlidir, yani kör nokta olarak tabir edilen kısmın göremediği görüntü zaten başka bir reseptör tarafından görülerek sinirlere iletilir. Göz konusunda ihtisas sahibi değilim ancak sorunuzun kısa ve net cevabı gözün tasarımının olabilecek en optimal şekilde en doğru tasarımının ters retina olarak tasarlanması gerekliliğidir. Mükemmellik ise yine doğum konusuyla aynı, bahsettiğiniz göz hastalıklarını yaşamayan insanlar da var.
Kısaca, mükemmellik göreceli bir kavramdır, bir çita için mükemmel olan pençeler insan için mükemmellik taşımaz. İnsan vücudu mükemmel tasarlanmıştır, çünkü doğada insan görevini layıkıyla yerine getirebilmektedir. Eğer belirttiğiniz hastalıklar mükemmelliğe gölge düşürecek olsaydı zaten ölecek olmamız bile mükemmelliğe aykırıdır. Kalp yetmezliği, lösemi, kanser vb. bir çok hastalık aslında vücudumuzun eksikliğidir ancak bütün insanlar aynı hastalık sebebiyle ölmüyor. Ya da belli bir süre solunum yapmazsak ölürüz, oksijene bağlı olmamız mükemmelliğimize gölge düşürmüyor mu? Yazdıklarım şahsi fikirlerimdir, bağlayıcı değildir.
Son Söz: Zümer Suresi 8.Ayet: '' İşte böyle, insanın başına bir bela geldi mi, Rabbine yönelerek yardım için O'na yalvarır. Fakat O'nun rahmetiyle bir nimete kavuşunca da, önceden yalvarıp yakardığını unutarak başka güçleri Allah'a rakip çıkarır ve böylece başkalarını O'nun yolundan saptırır… Bu şekilde günah işleyenlere de ki: “Bu inkârınızla kısa bir müddet keyif sürün bakalım, ama sonunda ateşi hak edenlerden olacaksınız.'' mealindeki gibi, Allah (c.c) insanlara varlığını hatırlatmak ve O'na karşı kulluk görevlerini yerine getirmek ve O'nun verdiklerine şükretmeleri için gerek hastalıklar gerekse darlıklar verir. İnsanoğlu dünyadaki hayatın geçici bir sınav olduğunu hatırlamalı, yaşadığı her türlü sıkıntının muhakkak Allah'tan geldiğini unutmamalıdır. ( SİYASAL İSLAMCI DEĞİLİM, ÇÜNKÜ DİNİ SİYASETÇİLERDEN ÖĞRENMEDİM.)
bu kaçıncı benzer konu yazmaya üşenmiştim kral eline sağlık üşenmedim okudum.
 

BabaVoss7

80+ Silver
Katılım
31 Ocak 2022
Mesajlar
2,779
Yazdığın yazı bin tane yanlış içeriyor ama yine de çıkıp 2 tane müslüman yazını okumadan beğeni atmış çünkü cahilsiniz. "Apandisit" kelimesi, apandisitin iltihaplanmasıdır, ve evet, organın adı apandistir. Bu zaten genel bir bilgi, yazıda ise apandisit dedim çünkü apandisitin iltihaplanmasından bahsettim. Bunu düzeltmeye çalışmak bile gereksiz bir ukalalık. Ayrıca Darwin, apandisi körelmiş organlardan biri olarak gösterdiğinde yanılmıyordu. Apandisin modern insan için olmazsa olmaz bir organ olmadığı bizzat tıbbi bilim tarafından kanıtlanmış bir gerçek. İnsanların apandis olmadan da gayet sağlıklı yaşadığı ortada. ‘Lenfatik sistemle ilgili işlevleri olabilir’ deniyor, ama bu ‘olmazsa olmaz bir organ’ olduğu anlamına gelmiyor. Apandis patladığında ölüm riski var ama yokluğunda bir eksiklik hissedilmiyor, bu da körelmiş organ teorisini destekler.
Ayrıca, "Evrimciler maymunlarda apandis yok diyor" demişsin. Tamamen uydurma. Eski dünya maymunlarında da yeni dünya maymunlarında da apandis var. Bu basit bir zooloji bilgisi. Yalandan ibaret olan argümanlarınla ‘Evrimciler bir şey açıklayamıyor’ gibi bir hava yaratmaya çalışman komik.

"Nefes borusu ve yemek borusu aynı yere açılmak zorunda, çünkü konuşuyoruz." demişsin. Bu düpedüz bir mantık hatası. Eğer nefes borusu ve yemek borusu aynı yere açılmak zorundaysa neden nefes borumuza yemek kaçıyor ve ölüyoruz? Daha akıllıca bir tasarım olamaz mıydı? Ayrıca, bebeklerin doğru yatırılmasıyla yemek kaçmaz gibi gereksiz bir ayrıntıya girmiş. Ama yetişkin insanlar bile sıradan bir su içerken boğulabiliyor. Bu başlı başına bir tasarım hatası. Ayrıca elektrik kaynağına benzetme yapmışsın. 650W çeken bir sisteme 500W PSU bağlamakla bu konunun ne alakası var? İnsan boğazı bilgisayar güç kaynağı mı? Açıkça kavram kargaşası içindesin.

"Omurga dört ayak üzerinde durmayı zorlaştırır." demişsin. Burada tam olarak ne anlatmak istediğini kendin de bilmiyorsun. İnsanların dört ayak üstünde durmasının zor olması, omurganın iki ayaklı yaşama göre evrimleşmiş olmasından kaynaklanıyor. Ama konu içerisinde de anlattığım gibi insan omurgası dik durmak için optimize olmuş bir yapı değil, çünkü bel fıtığı ve skolyoz gibi ciddi sorunlara yol açıyor. Eğer mükemmel bir tasarım olsaydı, insanların %80’i hayatlarının bir döneminde bel ağrısı çekmezdi.

"Omurga ağrılarının çözümü namaz hareketlerinde var." demişsin. Bunu ciddiye almak bile zaman kaybı ama hadi cevap verelim. Egzersiz yapmak elbette omurga sağlığına iyi gelir. Ancak bu, omurganın hatalı tasarlandığı gerçeğini değiştirmez. Eğer omurga mükemmel bir yapı olsaydı, egzersiz yapmayınca plaklar hemen çökmeye başlamazdı.

"Doğum her kadın için aynı derecede sancılı değil." demişsin. Peki, niye kadınların %99’u doğum sancısı çekiyor ve tıbbi müdahale olmadan ölüm riski taşıyor? Bir sürecin bazı insanlar için daha az sancılı olması, o sürecin mükemmel olduğu anlamına mı geliyor? Doğum, insan vücudunun bariz bir tasarım hatasıdır. Bebek kafası pelvise göre fazla büyük, doğum kanalı riskli, doğum sırasında ve sonrasında ölüm oranı tarih boyunca hep yüksek olmuş. Mükemmel bir tasarım olsa, doğum kadınlar için bu kadar travmatik olmazdı. Ne yazdığını kendin bile bilmiyorsun.

Komik bir şekilde "Ahtapot gözü değil, kafadan bacaklılar gözü." demişsin. Ne değişti? Mesele retinanın ters yerleştirilmesi. Ahtapotlar ve kafadan bacaklılar, sinirleri retinanın arkasına alarak kör nokta problemi yaşamıyorlar. İnsan gözü mükemmel bir tasarım olsaydı, sinirler retinanın önünden geçmek yerine arkasında olmalıydı. Yine cahilce görüşü etkilemediğini söylemişsin ama kör nokta deneyini yapınca herkes kendi kör noktasını görebilir.

"Mükemmellik göreceli bir kavramdır." demişsin. Hayır, mantıklı bir mükemmellik tanımı vardır. Bir tasarım gereksiz risk ve hatalar içeriyorsa, o tasarım mükemmel değildir. İnsan vücudu birçok açıdan hata doludur ve bunlardan zaten bahsettik.

"İnsanlar görevini layıkıyla yerine getiriyor, o yüzden tasarım mükemmel." demişsin. Bunu basit bir mantık hatasıyla çürütelim:
Bir şey çalışıyor diye mükemmel olduğu anlamına gelmez. Mesela, eski model bir araba da seni A noktasından B noktasına götürür, ama yeni model bir araba bunu daha az yakıtla, daha güvenli ve daha hızlı yapar. İnsan vücudu da çalışıyor ama gereksiz hatalarla dolu.

Bir de tüm bunların üstüne "Allah insanlara dert vererek varlığını hatırlatıyor." da demişsin. Bu argüman için bilimsel bir tartışmaya girmeye bile değmez. Ama mantık çerçevesinde bakarsak, bilinçli olarak insanlara dert veren bir yaratıcı fikri, kötü bir mühendislik argümanını desteklemekten başka bir işe yaramaz. Eğer sorunlar, insanlara acı çektirmek için bilinçli olarak tasarlandıysa, bu daha da kötü bir mühendislik anlayışıdır.

Sonuç olarak yazdıkların bilgi eksikliğiyle dolu, kendi içinde çelişen, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bir saçmalık yığını. Yalan söylerken Allah'ından da korkmuyorsun. Bilimi anlamadığın gibi, basit biyoloji ve evrim bilgilerini bile saptırıyorsun. Bilim dünyasının yıllardır üzerinde anlaştığı konulara “ben şahsi düşüncemi koydum” diyerek çürütmeye çalışmak ancak cahil bir özgüven patlamasının ürünü olabilir. Önce öğren, sonra konuş.
her tanrı karşıtı gibi çok agresif bir dilin var burdan beni inandırmayı kaybediyosun saygı duyarım ama yanlış yerded yanlış bilgileri arıyosun dicemde aramıyosun yaymaya empoze etmeye çalışıyosun neyse kolay gelsin. engel
 

MaliArican

80+ Bronze
Katılım
22 Nisan 2020
Mesajlar
1,072
Dahası  
Reaksiyon skoru
412
İsim
Mehmet Ali ARICAN
Öncelikle yazdıklarının mantıklı gibi hissetmenin sebebi kendini buna inandırmış olmandan geçiyor.
Yazdığın her şeye cevap vermicem çünkü yarısı mantık dışı.

Öncelikle doğal seleksiyon dediğin sürece, insanlar da bi canlı olarak dahildir.Yani anomaliler olur ve olmalı ki normal olanı bilelim.Her şey güllük gülistanlık olamaz ki Tanrı’nın “sınav” dediği süreç işleyebilsin.Herkesin farklı bi süreci vardır.

Mesela verdiğin iki örneğe karşı bi şeyler söyleyim.

1.örnek)Apendiks dediğimiz organ bağırsakların lenfatik sistemi açısından önemlidir.Evet aldığımız zaman(apendektomi) bi sorun oluşmuyor gibi görebilirsiniz ama apendektomi sonrası insan vücudunda ciddi komplikasyon gelişme olasılığı yaklaşık en az %3-4 artar.Ciddi komplikasyon diyorum bakın ciddi olmayan birçok komplikasyonların da riski artış gösterir çünkü lenfatik bi organdır.E alınca neden ölmüyoruz o zaman derseniz en basit örneği şöyle söyleyebilirim;

HIV ile enfekte insanlar buna benzer bi örnektir(Benzer diyorum aynısı değil).HIV enfekte insanların bağışıklık hücreleri (T lenfositleri ,CD4 reseptörüne sahip makrofajlar vs.) zamanla azalır ve buna bağlı olarak komplikasyonlar gelişir ve aslen HIV’den kimse ölmez.HIV enfekte birey enfeksiyon kapmadığı sürece HIV onu öldürmez.Gelişen komplikasyondan dolayı ölüm gerçekleşir.Apendektomi sonrası gelişen riskler de benzerdir ama HIV’deki gibi ağır bi tablo olmadığı için alınması uygun görülür eğer iltihaplanırsa (apandisit :).

2.Örnek) Yemek ve soluk borusu muhabbeti;
Öncelikle insanlarda ve diğer çoğu canlıda bu mekanizma böyledir(Doğal seleksiyon unutmayın.).
Bi anomali olmadığı sürece dışardan veya insanın bi müdahalesi olmadığı sürece yemek yeme ve soluma işi siz hiçbir şey yapmadan yani bilinç dışı olarak fizyolojik biçimde refleks olarak doğuşta öğrenilir.Demişsiniz ki çocukların genzine süt kaçıyor ölüyor vs. Genze süt veya farklı bi sıvının kaçmasının sebebi genellikle hatta çoğunlukla bebek dışı nedenlerden olur.Mesela annenin memesinden sütün yüksek bi akımla gelmesi buna bi örnek ya da yanlış pozisyonlarda emzirmek buna bi örnek.Bu olayların çoğu böyle gelişir bebek nedenli olabilecek nedenler ise doğumsal anomalilerdir ki doğal seleksiyon dediğimiz şeyde budur.

Tanrı doğal seleksiyon üzerine insanlara farklı olarak irade vermiştir yaptığı ve yapacağı şeyleri düşünebilme yetisi vermiştir(farkındalık).Bi yetişkin su içerken boğulma ihtimali varsa bu yine onun farkındalığında gelişir.Yemek yerken konuşur,su içerken bi yere dalar overthinklenir vs. o boğaza bi şeyler kaçar.Bunlar demek değil ki insan vücudu kusurlu ki zaten Tanrı’nın biz insanları kusursuz yarattık demesi sadece insanın anatomosiyle kalmıyor.
 
Yeni mesajlar Yeni Konu Aç      

SON KONULAR

Forum istatistikleri

Konular
1,074,143
Mesajlar
9,658,017
Üyeler
170,670
Son üye
RadiyantFare
Top Bottom