-"Yani artık adam diyor ki. Sen TR'de oyununu 660 liradan sat. Yani bu bizim işimize gelmemiş olabilir ama sen Türkiye'deki oyuna harcanan parayı topla bir İngiliz vatandaşı etmez lan. Çünkü bizde korsan çok."
bu korsan çok argümanını oyunların tr desteklememesi konusunda da çok söylediler, alakası bile yok, oyunlarda tr altyazı gelme sebebi onların bizi yok sayması, değer vermemesi, oyunlar istediği kadar ucuzlasın gene satışlarda patlama yaşanmaz, sabit çizgide gider
-"Ama sen yapımcı bu fiyatı, " Bin dort yoz yopmodı olto yoz yoptu cok oygon" dersen kusura bakma da ben orada bir atar yapabilirim. Yani sen dolar mı kazanıyon? Senin resmi para birimin dolar mı? Bu halk elektrik faturası kadar olan bir oyuna para vermekte zorlanmıyor mu?"
bu gerçek mi, doları maaşla almıyosan o zaman doların da önemi yok, komik
özel fiyat olmayan oyunların çıkış fiyatı neredeyse 1200-1400 tl ye dayandı, yani ilk gün uzun süre beklenen bir oyunu oynamak için 600 tl vermek şuan çok değil, elektrik faturasıyla denk olması bir eşitlik değil, sen haftada 3 gün dışarda yemek yersin, kafeye gidersin, 600 tl yi buna verirsin, ben de bir oyuna 600 tl vererek ilk gün oynarım,
-"Ya işine yarayacak hayatında sana fayda sağlayacaksa bak fayda sağlayacak bir ilim ise git ver."
keyif için verilen parada kıstas bu mu, bireysel gelişime katkısına göre mi harcama miktarı belirliyoruz
-"La 300 400 lira ona vereceğine al bir arkadaşını ya da sevgilini al iki tiyatro bileti toplamda 400 lira. Bedava dopamin lan."
diyelim ki oyuna 500 tl verdim, bana +40 saati aşkın keyif verdi, sende dışarda 2 saat gezmeye aynı parayı verdin, hangisi daha bedava, hangisi daha karlı, kime göre