Kuranı Kerim'de ilginç hata buldum

hazarcoban

80+ Bronze
Katılım
7 Mayıs 2024
Mesajlar
784
Reaksiyon skoru
480
Biz onu (Yunusu) yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. (Saffat 147)

-Allah haşa nasıl olurda bilmiyormuş gibi kaç kişiye peygamber olarak gönderildiğini bilemez, 100 bin VEYAHUT daha fazla diyebilir ?


Allah onların hepsini diriltip toplayınca, meleklere: "Bunlar mı size tapıyordu?" der. Melekler: "Haşa, bizim dostumuz onlar değil,
Sensin. Hayır; onlar bize değil cinlere tapıyordu, çoğu onlara inanıyorlardı" der.( Sebe 40-41)

- Şuraya bakın,sanki cevabı bilmiyormuş gibi meleklere danışıyor, meleklerde allaha hayır bize tapmıyordu diyip doğrusunu öğretiyor gibi konuşuyorlar.Niye böyle ?
 
Biz onu (Yunusu) yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. (Saffat 147)

-Allah haşa nasıl olurda bilmiyormuş gibi kaç kişiye peygamber olarak gönderildiğini bilemez, 100 bin VEYAHUT daha fazla diyebilir ?


Allah onların hepsini diriltip toplayınca, meleklere: "Bunlar mı size tapıyordu?" der. Melekler: "Haşa, bizim dostumuz onlar değil,
Sensin. Hayır; onlar bize değil cinlere tapıyordu, çoğu onlara inanıyorlardı" der.( Sebe 40-41)

- Şuraya bakın,sanki cevabı bilmiyormuş gibi meleklere danışıyor, meleklerde allaha hayır bize tapmıyordu diyip doğrusunu öğretiyor gibi konuşuyorlar.Niye böyle ?
kuran-ı kerimi anlaman için kafanı çalıştırman lazım yani oradaki detayı iyi kavraman lazım yoksa dinden çıkmaya kadar gider mesela saffat 147.ayetteki 100 binin üstünde anlamında yazılmış ama direk verseydi sayısını belki dahada derine iner çıkamazdın dostum en iyisi sen bu yazdıklarını sakin kafayla sessiz bir yerde düşün ne dediğimi anlarsın
 
Biz onu (Yunusu) yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. (Saffat 147)

-Allah haşa nasıl olurda bilmiyormuş gibi kaç kişiye peygamber olarak gönderildiğini bilemez, 100 bin VEYAHUT daha fazla diyebilir ?


Allah onların hepsini diriltip toplayınca, meleklere: "Bunlar mı size tapıyordu?" der. Melekler: "Haşa, bizim dostumuz onlar değil,
Sensin. Hayır; onlar bize değil cinlere tapıyordu, çoğu onlara inanıyorlardı" der.( Sebe 40-41)

- Şuraya bakın,sanki cevabı bilmiyormuş gibi meleklere danışıyor, meleklerde allaha hayır bize tapmıyordu diyip doğrusunu öğretiyor gibi konuşuyorlar.Niye böyle ?
Melekler yalan mı söylüyor doğru mu söylüyor diye bakıyor işte
 
Biz onu (Yunusu) yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. (Saffat 147)

-Allah haşa nasıl olurda bilmiyormuş gibi kaç kişiye peygamber olarak gönderildiğini bilemez, 100 bin VEYAHUT daha fazla diyebilir ?


Allah onların hepsini diriltip toplayınca, meleklere: "Bunlar mı size tapıyordu?" der. Melekler: "Haşa, bizim dostumuz onlar değil,
Sensin. Hayır; onlar bize değil cinlere tapıyordu, çoğu onlara inanıyorlardı" der.( Sebe 40-41)

- Şuraya bakın,sanki cevabı bilmiyormuş gibi meleklere danışıyor, meleklerde allaha hayır bize tapmıyordu diyip doğrusunu öğretiyor gibi konuşuyorlar.Niye böyle ?
100 bin sayısı yeni doğanlar ile birlikte her gün artabilir değil mi? Bundan sebep ayetin bu şekilde verilmesi doğru
 
İyide melekler zaten yanlış yapmaz ki onlar allahın emirleri dışına çıkamazlar
Şeytan da melekti ama bu Hristiyanlık inancında geçerli. İslam’da şeytan, cin olarak tabir ediliyor.
 
Biz onu (Yunusu) yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. (Saffat 147)

-Allah haşa nasıl olurda bilmiyormuş gibi kaç kişiye peygamber olarak gönderildiğini bilemez, 100 bin VEYAHUT daha fazla diyebilir ?


Allah onların hepsini diriltip toplayınca, meleklere: "Bunlar mı size tapıyordu?" der. Melekler: "Haşa, bizim dostumuz onlar değil,
Sensin. Hayır; onlar bize değil cinlere tapıyordu, çoğu onlara inanıyorlardı" der.( Sebe 40-41)

- Şuraya bakın,sanki cevabı bilmiyormuş gibi meleklere danışıyor, meleklerde allaha hayır bize tapmıyordu diyip doğrusunu öğretiyor gibi konuşuyorlar.Niye böyle ?
Sebe 40-41 de verilen mesajda hakim suçluya sen mi yaptın? Şeklinde sorması kadar doğal yani bu bilmediğinden değil hakikat ortaya şahitler aracılığıyla çıksın diyedir.
 
Biz onu (Yunusu) yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. (Saffat 147)

-Allah haşa nasıl olurda bilmiyormuş gibi kaç kişiye peygamber olarak gönderildiğini bilemez, 100 bin VEYAHUT daha fazla diyebilir ?


Allah onların hepsini diriltip toplayınca, meleklere: "Bunlar mı size tapıyordu?" der. Melekler: "Haşa, bizim dostumuz onlar değil,
Sensin. Hayır; onlar bize değil cinlere tapıyordu, çoğu onlara inanıyorlardı" der.( Sebe 40-41)

- Şuraya bakın,sanki cevabı bilmiyormuş gibi meleklere danışıyor, meleklerde allaha hayır bize tapmıyordu diyip doğrusunu öğretiyor gibi konuşuyorlar.Niye böyle ?
Dostum bu hiç bişe. Onlarca örnek var böyle
 
Biz onu (Yunusu) yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. (Saffat 147)

-Allah haşa nasıl olurda bilmiyormuş gibi kaç kişiye peygamber olarak gönderildiğini bilemez, 100 bin VEYAHUT daha fazla diyebilir ?
Bu üslubun amacı, sayısal bir kesinlik vermekten ziyade muhatapta çokluk ve azâmet hissi uyandırmak. Arapçada ve aslında birçok dilde, çok büyük bir kalabalığı ifade etmek için bu tür yapılar kullanılır. Misal, günümüzde bile siyasi bir partinin çok kalabalık bir mitingini gördüğümüzde "Orada yüz bin kişi vardı, hatta belki de daha fazlaydı!" deriz. Bu cümleyi kurarken amacımız, sayı sayamadığımızı veya sayıyı tam bilmediğimizi itiraf etmek değil. Bilakis, kalabalığın tahminimizin de ötesinde bir büyüklükte olduğunu vurgulamak. Ayetteki "Yahut daha fazla" ifadesi, zihinde canlanan yüz bin kişilik devasa kalabalık imgesini alıp daha da yukarı taşıyor, bir sınır çizilemeyeceğini ima ediyor.

Yani, ayetin mesajı şu: Yunus peygamberin tövbesinden sonra gönderildiği kavim, basit bir kabile veya küçük bir şehir halkı değildi. Muazzam büyüklükte bir topluluktu. Ayet, sayıyı spesifik bir şekilde belirtmekten ziyade "çok büyük bir sayı olan yüz binin de ötesinde" diyerek söz konusu topluluğun büyüklüğünü muhatabın zihninde daha etkili bir şekilde canlandırıyor. Bu, Tanrı'nın bilmezliğinden ziyade azâmetine delâlet.

Allah onların hepsini diriltip toplayınca, meleklere: "Bunlar mı size tapıyordu?" der. Melekler: "Haşa, bizim dostumuz onlar değil,
Sensin. Hayır; onlar bize değil cinlere tapıyordu, çoğu onlara inanıyorlardı" der.( Sebe 40-41)

- Şuraya bakın,sanki cevabı bilmiyormuş gibi meleklere danışıyor, meleklerde allaha hayır bize tapmıyordu diyip doğrusunu öğretiyor gibi konuşuyorlar.Niye böyle ?
Mahkeme salonunda bir hakim; sanıkla ilgili her türlü delili, raporu ve bilgiyi önceden bildiği hâlde duruşma esnasında tanıklara veya sanığa sorular sorar. Hakimin amacı yeni bir şey öğrenmek değildir. Amacı, adaletin herkesin gözü önünde tecelli etmesini sağlamaktır. Suçu veya masumiyeti bizzat ilgili tarafların ağzından itiraf ettirerek kayda geçirmek ve sanığa inkâr için hiçbir bahane bırakmamaktır. Bu ayetlerdeki sahneyi de böyle düşünebilirsin. Tanrı, elbette meleklerin kendisine ortak koşulmasından razı olmadığını ve cinlere tapıldığını, cinlerin de bunu istediğini ezelî ilmiyle bilmektedir. Fakat bu soruyu sormasının sebebi, delil ve ikrar.

Uzun lafın kısası, bunlar hata sayılmaz.
 
Evet bende farkettim yani o kadar kelime hatası cümle hatası kafama takıldı ki sizde gördünüz sanırım
Benim öyle yazdığıma bakma, aslında ben de öyle inançlı biri değilim. Hatta ahzap 50 suresinden bile rahatsızlık duyan insanım.
 
Bu üslubun amacı, sayısal bir kesinlik vermekten ziyade muhatapta çokluk ve azâmet hissi uyandırmak. Arapçada ve aslında birçok dilde, çok büyük bir kalabalığı ifade etmek için bu tür yapılar kullanılır. Misal, günümüzde bile siyasi bir partinin çok kalabalık bir mitingini gördüğümüzde "Orada yüz bin kişi vardı, hatta belki de daha fazlaydı!" deriz. Bu cümleyi kurarken amacımız, sayı sayamadığımızı veya sayıyı tam bilmediğimizi itiraf etmek değil. Bilakis, kalabalığın tahminimizin de ötesinde bir büyüklükte olduğunu vurgulamak. Ayetteki "Yahut daha fazla" ifadesi, zihinde canlanan yüz bin kişilik devasa kalabalık imgesini alıp daha da yukarı taşıyor, bir sınır çizilemeyeceğini ima ediyor.
Dediğiniz kısmen doğru.Fakat Allah burda suçluya değil bizzat meleklerin kendisine soruyor.Bunlar mı size tapıyordu diyor.Yani aslında meleklere tapan hangi topluluktu onu ortaya çıkarmaya çalışıyor.Fakat yanlış topluluğa sormuş ki meleklerde hayır bunlar değildi bunlar cine tapan topluluktu diyor.Eğer melekler evet bunlardı bize tapan deseydi haklıydınız diye düşünüyorum
 
Dediğiniz kısmen doğru.Fakat Allah burda suçluya değil bizzat meleklerin kendisine soruyor.Bunlar mı size tapıyordu diyor.Yani aslında meleklere tapan hangi topluluktu onu ortaya çıkarmaya çalışıyor.Fakat yanlış topluluğa sormuş ki meleklerde hayır bunlar değildi bunlar cine tapan topluluktu diyor.Eğer melekler evet bunlardı bize tapan deseydi haklıydınız diye düşünüyorum
1756635257545.webp


Kur'an'ı okurken biraz basit düşünün. Çoğu ayet dönemin Araplarını muhatap alarak indiği için onların seviyesine indirgenmiş durumda. Söz sanatlarıyla, benzetmelerle dolu.
 
Geri
Top