Avolays
80+
- Katılım
- 27 Haziran 2023
- Mesajlar
- 50
Konuya dünyadaki bütün mazlum halkların(Sultan Galiyev'in tanımıyla) iyiliğini dilediğimi söyleyerek başlamak istiyorum.
Arkadaşlar hepinizin malumu olan son dönemdeki boykot furyası ile alakalı katılmadığım çeşitli yorumlar var, bu yorumlar başlıca:
1-Herkes boykot etmek zorunda, Müslüman kanı yiyen/içen adama istediğimi yaparım.
2-Boykot'un hiçbir etkisi yok boşuna uğraşıyorsunuz.
3-Filistin ile çıkar ortaklığımız yok YAŞASIN İSRAİL.
Güncel Türkiye gündemini göz önünde bulundurarak bu yorumları Kemalizm'e uygun olarak yorumlayacağım.
1-Belki de cevabı en basit yorum, her şeyden önce bu fikirdeki insanlara "cezalandırma" yetkisi veren hiçbir yasa yok, dolayısıyla yaptıkları her türlü sözlü ve fiziksel taciz suç kapsamına giriyor. Ayrıca Türkiye'nin bir İslam devleti olmaması münasebetiyle bu olayın devleti ya da halkı doğrudan ilgilendiren bir kısmı yok; ancak halkın belirli bir bölümünü ilgilendirir, onlar da yasalar çerçevesinde istedikleri tepkiyi verebilirler. Kemalizm'in Anti-emperyalist politikaları doğrultusunda devletin İsrail aleyhine bir tepki göstermesi doğrudur ancak mevcut Türkiye Cumhuriyeti ne Anti-emperyalisttir ne de tepki verecek mâli bağımsızlığa sahiptir.
2-Boykotun etkisi var arkadaşlar, hem de istenildiği noktaya ulaşırsa korkunç bir etkisi var. Evet belki birey olarak bu markalardan satın almıyor olmaları çok etkilemiyor şirketleri, doğrudur. Ancak boykota destek verenlerin büyük kısmı zaten normal hayatlarında da bu markalarla çok içli dışlı değiller. Asıl olay şurada başlıyor: Türk şirketlerini İsrail malı olarak lanse edip boykotu genişletmeye çalışan, zincir market ve restoranlara baskı kuran bir medya grubu var, bilenler bilir namıdeğer Pelikan medya örgütü. Peki bu adamlar neyi amaçlıyor? Ana amaçları Türk halkında Filistin lehine kamuoyu oluşturup Türkiye'yi bu savaşın bir tarafı haline getirmek, ikincil olaraksa piyasada belli ürünlerin tekeli olan markaların piyasadan çekilmelerini sağlayıp kendilerine yakın şirketlerin önünü açmak. Fetoş patladıktan sonraki dönemde bir örneğini görmüştük bunun bakınız:
Çeşitli kampanyalar yürütüldü, Ülker-Eti rekabetinde Ülker'in önü açıldı.
Hadi gelin beraber bakalım bugün Ülker napıyor?
3-Ortadoğu'da emperyalist bir gücün varlığı Türkiye'nin hareket kabiliyeti ve bağımsızlığı açısından tehlikelidir. Eğer Ortadoğu'da zaten ABD üstleri tıklım tıklım, İsrail güçlense ne fark edecek! Hem Türkiye'nin Ortadoğu ile işi yok! diyorsanız buyrun efendim Libya NAVTEX'i öncesine gidelim:
Erdoğan'ın NAVTEX hamlesi olmasaydı, bugün Türkiye teknik olarak Akdeniz'e erişimini kaybedecekti. Bu gibi uluslararası senaryolarda zaten ajan devletAtilla İlhan'ın deyimiyle sıfatında olan Arap devletlerinin yanına bir de Batı dünyasını elinde oynatan, istikrarlı bir İsrail koyarsanız Türkiye'nin ölüm fermanını imzalamış olursunuz. Dolayısıyla bölgede Atatürk döneminde erişilen "hakem" statüsüne erişilmeli ve Emperyalizme karşı ezilen halklarla beraber durulmalıdır, sırf mevcut politikalarıyla uyuşmuyor hatta karşılıklı nefret besliyoruz diye bu gibi Arap devletlerinin sindirilmesine izin vermemeliyiz.
Buraya dipnot düşüyorum: Birleşik Krallık ve Fransa genç Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk dönemlerinde Araplarda ve Türklerde karşılıklı nefretin körüklemesi ve bölgenin istikrarsızlaşıp bu milletlerin birbirini savunmaya yanaşmayacağı bir ilişki durumuna girmesi için pek çok uğraş sergilemiş ancak Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün birleştirici politikası sebebiyle sonuç alamamışlardır. Atatürk'ün Türk askeri Arap çöllerinde kan dökmeyecektir diye bir sözü YOKTUR. Hatta kendisi Hatay meselesi çözümlenmez ise Suriye'de Anti-emperyalist bir ayaklanma çıkaracağına dair yakınlarına fikir dünyasını açmıştır.
Daha önce belirttiğim gibi mevcut Türkiye bu kudrete sahip değil ancak özellikle benim neslimin maruz kaldığı, kaldığım, Ümmetçi politikalardan doğan Anti-İslam dünya görüşü sebebiyle doğrudan İsrail'i destekler şekilde yorum yapması veya desteklemesi de ülkenin çıkarlarına uygun ve Atatürk'ün çizdiği yola yakın değildir.
Çiceği burnunda yarı cahil bir Kemalist olarak benim yorumlarım bunlar arkadaşlar, tabii bu meseleler çok uzun ve detaylı konuşulmalı ancak üstünkörü bir şekilde kamuoyunu uyarmak istedim. Siz de görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim, iyi forumlar.
Arkadaşlar hepinizin malumu olan son dönemdeki boykot furyası ile alakalı katılmadığım çeşitli yorumlar var, bu yorumlar başlıca:
1-Herkes boykot etmek zorunda, Müslüman kanı yiyen/içen adama istediğimi yaparım.
2-Boykot'un hiçbir etkisi yok boşuna uğraşıyorsunuz.
3-Filistin ile çıkar ortaklığımız yok YAŞASIN İSRAİL.
Güncel Türkiye gündemini göz önünde bulundurarak bu yorumları Kemalizm'e uygun olarak yorumlayacağım.
1-Belki de cevabı en basit yorum, her şeyden önce bu fikirdeki insanlara "cezalandırma" yetkisi veren hiçbir yasa yok, dolayısıyla yaptıkları her türlü sözlü ve fiziksel taciz suç kapsamına giriyor. Ayrıca Türkiye'nin bir İslam devleti olmaması münasebetiyle bu olayın devleti ya da halkı doğrudan ilgilendiren bir kısmı yok; ancak halkın belirli bir bölümünü ilgilendirir, onlar da yasalar çerçevesinde istedikleri tepkiyi verebilirler. Kemalizm'in Anti-emperyalist politikaları doğrultusunda devletin İsrail aleyhine bir tepki göstermesi doğrudur ancak mevcut Türkiye Cumhuriyeti ne Anti-emperyalisttir ne de tepki verecek mâli bağımsızlığa sahiptir.
2-Boykotun etkisi var arkadaşlar, hem de istenildiği noktaya ulaşırsa korkunç bir etkisi var. Evet belki birey olarak bu markalardan satın almıyor olmaları çok etkilemiyor şirketleri, doğrudur. Ancak boykota destek verenlerin büyük kısmı zaten normal hayatlarında da bu markalarla çok içli dışlı değiller. Asıl olay şurada başlıyor: Türk şirketlerini İsrail malı olarak lanse edip boykotu genişletmeye çalışan, zincir market ve restoranlara baskı kuran bir medya grubu var, bilenler bilir namıdeğer Pelikan medya örgütü. Peki bu adamlar neyi amaçlıyor? Ana amaçları Türk halkında Filistin lehine kamuoyu oluşturup Türkiye'yi bu savaşın bir tarafı haline getirmek, ikincil olaraksa piyasada belli ürünlerin tekeli olan markaların piyasadan çekilmelerini sağlayıp kendilerine yakın şirketlerin önünü açmak. Fetoş patladıktan sonraki dönemde bir örneğini görmüştük bunun bakınız:
ETÄ°'nin Kurucusundan Åok Sözler: Gülen Cemaati Benden Para Ä°stedi...
Eti bisküvilerinin kurucusu ve Onursal BaÅkanı Firuz Kanatlı Yeni Åafak gazetesine verdiÄi röportajda Fethullah Gülen'le ilgili çok konuÅulacak iddialarda bulundu. Kanatlı Eti mallarını satmak için Fethullah Gülen'den icazet almakla karÅı karÅıya kaldıklarını, Cemaat'in...
www.egeninsesi.com
Hadi gelin beraber bakalım bugün Ülker napıyor?
3-Ortadoğu'da emperyalist bir gücün varlığı Türkiye'nin hareket kabiliyeti ve bağımsızlığı açısından tehlikelidir. Eğer Ortadoğu'da zaten ABD üstleri tıklım tıklım, İsrail güçlense ne fark edecek! Hem Türkiye'nin Ortadoğu ile işi yok! diyorsanız buyrun efendim Libya NAVTEX'i öncesine gidelim:
Erdoğan'ın NAVTEX hamlesi olmasaydı, bugün Türkiye teknik olarak Akdeniz'e erişimini kaybedecekti. Bu gibi uluslararası senaryolarda zaten ajan devletAtilla İlhan'ın deyimiyle sıfatında olan Arap devletlerinin yanına bir de Batı dünyasını elinde oynatan, istikrarlı bir İsrail koyarsanız Türkiye'nin ölüm fermanını imzalamış olursunuz. Dolayısıyla bölgede Atatürk döneminde erişilen "hakem" statüsüne erişilmeli ve Emperyalizme karşı ezilen halklarla beraber durulmalıdır, sırf mevcut politikalarıyla uyuşmuyor hatta karşılıklı nefret besliyoruz diye bu gibi Arap devletlerinin sindirilmesine izin vermemeliyiz.
Buraya dipnot düşüyorum: Birleşik Krallık ve Fransa genç Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk dönemlerinde Araplarda ve Türklerde karşılıklı nefretin körüklemesi ve bölgenin istikrarsızlaşıp bu milletlerin birbirini savunmaya yanaşmayacağı bir ilişki durumuna girmesi için pek çok uğraş sergilemiş ancak Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün birleştirici politikası sebebiyle sonuç alamamışlardır. Atatürk'ün Türk askeri Arap çöllerinde kan dökmeyecektir diye bir sözü YOKTUR. Hatta kendisi Hatay meselesi çözümlenmez ise Suriye'de Anti-emperyalist bir ayaklanma çıkaracağına dair yakınlarına fikir dünyasını açmıştır.
Daha önce belirttiğim gibi mevcut Türkiye bu kudrete sahip değil ancak özellikle benim neslimin maruz kaldığı, kaldığım, Ümmetçi politikalardan doğan Anti-İslam dünya görüşü sebebiyle doğrudan İsrail'i destekler şekilde yorum yapması veya desteklemesi de ülkenin çıkarlarına uygun ve Atatürk'ün çizdiği yola yakın değildir.
Çiceği burnunda yarı cahil bir Kemalist olarak benim yorumlarım bunlar arkadaşlar, tabii bu meseleler çok uzun ve detaylı konuşulmalı ancak üstünkörü bir şekilde kamuoyunu uyarmak istedim. Siz de görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim, iyi forumlar.
Son düzenleme: