UYARI! BU KONU DERİN BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR İLE DESTEKLENMEYİP PROF. PSİKİYATRİ HEKİMLERİN DESTEKLEDİĞİ VE BENİM YÜZEYSEL OLARAK BAHSETTİĞİM BİR İÇERİKTİR! |
UYARI 2: BU KONU LGBTQ+'ı desteklememektedir. Eşcinselliği normalleştirmemektir. Sadece eşcinsellik ile ilgili olaya psikolojik bir bakış açısı ile bakılmaktadır. |
UYARI 3: Konu sadece erkek çocukları kapsamaktadır. |
Eşcinsellik toplum nezdinde ahlaki bulunmayan, eşcinsel ilişkiler de dinler tarafından yasaklanmış bir cinsel yönelimdir. Eğer ki kişi eşcinselse, bundan mutluysa, kendisi ile barışıksa sorun yok.
Bu konu cinsiyet kimliği ile bir şeyleri kafasında oturtamayan insanları anlama ile ilgilidir.
Burada Freud'un psikoseksüel gelişim kuramına bir göz atacağız.
Freud'a göre 3-6 yaş arası olan fallik evrede çocuklar cinsel organlarına, cinsel farklılıklara ve onların anlamlarına yönelir. Sevgisini karşı cinse yöneltmeye başlar. İlk aşkı annedir. Babayı rakip olarak görür. Babanın annesine olan ilgisinden rahatsız olur. Çocuk bu evreyi rahat ve sıkıntısız geçirirse mutlu, sağlıklı, sevecen ve yaratıcı olurlar.
Fakat 0-3 yaş arasındaki dönemde çocuk yasakçı bir aile yapısına maruz kalmışsa çocukta bir korku oluşur. Bu korku babasının onun penisini koparacağı, cezalandıracağı korkudur. Bunun yanında annesini babasından çaldığı düşüncesi ile çocukta suçluluk duygusu gelişir.
Bu sebeplerden ötürü çocuk her iki ebeveynden de uzaklaşır.
Anneye yaklaşsam baba cezalandırır, babaya zaten yaklaşamam anneyi çaldım. Bu durum çocukta ileriki dönemlerde cinsel kimlik oluşumunda hasar oluşturur. Çocuğa göre iki figür tanrı rolündedir. Çocuk aile yapısına göre iki tanrı ebeveynden biriyle özdeşleşmeye meyilli. Ama şöyle bir sorun var. Çocuk bulunduğu aile yapısından dolayı iki ebeveyne de yaklaşmıyor.
Bu çocukta cinsel kimlik oluşumunda sorun oluşturur ve birkaç tahta yerine oturmaz. Sonuç olarak çocukta "ya ben kızlardan hoşlanıyorum, aşık oluyorum ama erkekler de çekici geliyor, gay mi oluyorum" düşüncesi gelir. Burada bir kendinden belirsiz olma ile ilgili nevrotik bozukluk ortaya çıkar.
Bu nevrotik bozukluk, obsesif kompülsif bozukluk ve depresyon ile şekil alabilir.
Obsesif Kompülsif Bozukluk ve Eşcinsellik
Obsesyonlar endişe verici, istemsiz düşüncelerdir. Kişi bunları düşünmek istemez ama beyin otomatik bunu düşünür. Bu durumda örnek olarak "acaba ben eşcinsel miyim" düşüncesi verilebilir.
Kompülsiyonlar ise bu obsesyonlara karşı vücudun verdiği dürtüsel fiillerdir. "Masturbasyon, pornogrofik içerik izlemek, başkalarına soru sorarak kendi kimliğinde bir yere varmak hareketi " örnek olarak verilebilir.
Tedavi edilmesi gerekiyor mu?
Evet. OKB günümüzde tedavi edilebilen edilmesi gereken bir nevrotik hastalıktır. İlaç + psikoterapi gerektirir. Aşırı kaygılı düşünceler (ör: ben eşcinsel miyim ) dopaminin yüksek olmasından kaynaklanır. İlaçlarla dopamin düzeyi düşürülür. Maruz bırakma ve bilişsel davranışçı terapi teknikleriyle kişi terapi edilir.
OKB bir tür anksiyete bozukluğudur. Anksiyete varsa kardeşi depresyon olabilir. Kişinin kendi kimliğinde kararsızlığı, karmaşası, gey olma korkusunda dolayı dışlanma ve yargılanma korkusu kişide yalnızlık, suçluluk duygularına sebep olabilir ki bunlar da depresyonun altında yatan duygulardandır. Depresyon ağırlaşırsa intihar ile sonuçlanabilir.
Depresyon tedavi edilmesi gereken biyolojik bir hastalıktır.
Çocuk depresyona girmemek için koruma mekanizması olarak alkol ve uyuşturucuya başlar.
Ek olarak aşırı dominant, koruyucu, sevici bir anne ile aşırı alakasız ruhsuz ilgisiz bir baba çocuğa anneyle özdeşlemeye bir ortam yaratır. Bu da eşcinselliğin yahut eşcinsellik ile ilgili kimlik karmaşalarının alakası olduğu nevrotik bozukluklara nedendir.
UYARI: BU DURUM ÇOCUĞUN SUÇU DEĞİLDİR.
EĞER BÖYLE BİRİNİ GÖRÜRSENİZ PSİKOLOJİK DESTEK ALMASINI TAVSİYE EDİNİZ. DIŞLAMAYINIZ. YARGILAMAYINIZ.
Son düzenleme: