Neler Yeni

Namazı Türkçe sure ile okumak olur mu?

EFI Shell

80+ Gold
Katılım
3 Nisan 2020
Mesajlar
9,058
Dahası  
Reaksiyon skoru
5,318
Konum
ÇANKAYA/ANKARA
İsim
Semih Boran
eğer evrensel din ise arapça veyahut Türkçe okunması arasında fark olmaz önemli olan niyet
Mesaj otomatik birleştirildi:


Kaynak ? veya akla mantığa sığacak bir sebep?
@Arthur♛Morgan
 

Alemdaar

80+
Katılım
14 Şubat 2021
Mesajlar
316
Dahası  
Reaksiyon skoru
145
İsim
Görkem Türkgüven
@Arthur♛Morgan
kaynağın eski icraatleri

Erzurum'da Diyanet'e Bağlı Kur'an Kursunda 7 Erkek Çocuğa Tecavüz! |  Parlamento Haber | Korku yok!

Tecavüzden ceza alan kuran kursu çalışanları göreve iade edildi

Hocadan Tecavüz, İstismar Fetvası! Haber

Merdaliderindüşünce - Diyanet = Dine ihanet Diyanet gün geçmesin ki İslama  ve insanlığa ihanet etmesin, Son ihaneti ise ''9 yaşında kız çocuğu  evlenebilir, çocuk doğurabilir'' açıklamasıdır. Rabbimiz kuran'da din  adamları için olumlu
 

𝐊𝐞𝐫𝐞𝐦

vagabond enjoyer
Moderatör
Katılım
26 Mart 2020
Mesajlar
17,882
En İyi Cevap
26
İyi de, Evrensel bir dini anlamak icin niye illa Arapça öğrenmemiz gerekiyor ki? Allah, Evrensel bir dini niye Arapça gibi çok farklı anlamlar içeren ve kelime haznesi geniş olan bir dil seçiyor? Ki, Arapça öğrensek bile gerçek anlamını belki yine anlatmaz. Niye böyle zorlu ve karışık bir dil seçilmiş?

@𝐊𝐞𝐫𝐞𝐦
Kur'an'ın aslı Arapçadır ve Allah'ın resulüne Cebrail aracılığıyla indirdiği manaya delalet eden lafzın ismidir. Kur'an sadece mana olarak indirilmemiştir, Allah resulünün kalbine lafızları ile indirilmiştir. Bu lafızlardan anlaşılan ve başka lafızlarla ifade edilen mana, Kur’an değildir. Çünkü indirildiği lafzın dışında başka sözlerle ifade edilen Allah'ın kelamı değil, mütercimin ondan anladığı yorumdur. Sadece diğer diller açısından düşünmeyin. Misal; ana dili Arapça olan Arap biri farklı imlalarla, cümlelerin ve kelimelerinin yerini değiştirerek, daha çok yahut daha az bağlaç/edat kullanarak kendince daha kolay okunan bir versiyon yapsa o da Kur'an olmaz. Bu versiyonu da namazda kıraat etmek caiz olmaz. Burada maksat Arapçaya ta'zim değil, inen şekle ta'zim. Vahiy ne ise o okunur.
  • Şüphesiz o, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. Onu Rûhu’l-emin (Cebrâil), uyarıcılardan olasın diye, senin kalbine apaçık Arap diliyle indirdi. (eş-Şuarâ, 26/192-195)
  • İşte böylece biz onu Arapça bir Kur’ân olarak indirdik. (Tâhâ, 20/113)
  • Korunsunlar diye dosdoğru Arapça bir Kur’ân indirdik. (ez-Zümer, 39/28)
  • Bu bilen bir toplum için âyetleri Arapça bir Kur’ân olmak üzere ayrıntılı olarak açıklanmış bir kitaptır. (Fussilet, 41/3)
gibi pek çok ayette Kur’an’ın Arapça olduğu ifade ediliyor. Sadece mananın değil, lafızların da Kur’ân kavramının içeriğine dâhil olduğunu açık ve kesin bir şekilde anlıyoruz bu ayetlerden. Bundan ötürü, tercümeye Kur’an denmez yahut tercümenin Kur’an hükmünde olduğu söylenmez. Bu konuda İslam alimleri ittifak etmiştir. Kur'an'ın da ezanın da Arapça aslıyla okunması gerekir.

Şu ana kadar değindiğim namazda hafızadan okumak idi, bu farklı bir konudur. Arapça olarak inmiş orijinal haliyle olmalıdır. Bir de Kur'an'ı okuyup anlamak, hayatına nakşetmek için müsait vaktinde mushafı açıp okumak ayrı konudur. Burada kişi meal de okuyabilir, kimse buna "Haramdır, günah işledin!" diyemez. Neticede Allah senin bu kitabını anlamanı istiyor, Arapça bilmiyorsan Türkçe tercümesine muhtaçsın. Buradaki asıl sıkıntı, mealin Kur'an olduğunu zannetmek. Onunla aynı sevaba müncer olacağını sanmak, aynı hükümde değerlendirmek. Meal böyle bir konuma konmadığı sürece okunabilir.

Lakin salt meal okumak tavsiye edilir mi? Hayır. Pek fayda da vermez zaten okusan, kafan karışır. Zira okurken Kur'an kadar bağlam bilgisi gerektiren ikinci bir kitap daha yok dünyada. Arka planda ne olduğunu bilmezsen kafan karışır. Kur'an; roman tarzı, giriş/gelişme/sonuç olan, masa başına oturulup yazılan bir kitap değil. Birtakım olayların yaşanmasına karşı peyderpey ayetler inmiş 23 sene boyunca. Bunu şu yüzden belirtiyorum, Kur'an ayetleri bu peyderpey inişten ötürü oldukça kopuktur. Misal, X suresinin ilk üç ayeti Y konusundan bahsederken dördüncü ayete geçtiğinde bir anda Z konusuna atlar. Sonra üç beş ayet daha böyle devam eder, bir bakmışsın tekrar Y konusuna dönmüş ve onun hakkında bir şey söylüyor. Çünkü yaşanan olaylar üstüne icap ettiğinde iniyor ayetler.

Bir sure yalnızca bir konuyu ihtiva edecek, o konu hangi konuysa başka surede değinilmeyecek, ayetler arasında hiçbir kopukluk olmayacak gibi bir iddiası yok Kur'an'ın. Tam da bu sebepten ötürü tefsirlere ihtiyaç duyuluyor. Zira meal okuyup Kur'an'ı anlayamazsın. Tefsir şart. Seleften nakledilen rivayetlerle dini anlarız. Rivayet, bizi ayet indiği zaman ne olup bittiği ile buluşturur. Nüzul döneminde ne olup bittiğine bakmadan yapılan her yorum zırvadır. Allah resulünün sözleri, muhataplarının konuştuğu dil, ayetlerin inme sebebi, Arap kültür tarihi ve ayetlerin bağlamıyla bizi o rivayetler buluşturur. O rivayetler nüzul ortamına köprüdür. Onları bilmezsen elinde kuru bir metin kalır. Herkes heva ve hevesine göre istediği ayeti büker, istediği anlamı çıkartır. Sünnet, bağlam ve sahabenin yaşamından bağımsız Kur'an anlaşılamaz.

Peki niye Arapça, niye başka bir dil değil? Çünkü vahyin ilk muhatabı Araplar. Allah resulü de Arap. Allah böyle takdir etmiş. Şayet Türklerden gelseydi son resul, son kitap Türkçe olacaktı. Bu durumun evrenselliğe bir zararı yok.
 

ESTAROSSA58

80+ Bronze
Katılım
10 Mayıs 2022
Mesajlar
995
Gençler ben gördüğüm ayetlerde Arapça zorunluluğu olduğunu görmüyorum zaten amaç okuyup geçmek değil anlamaktır. Sırf İslam'ı arapça diye zorunlulaştırdıkları için dinden soğudum namazı bıraktım mesafemi koydum çıkma seviyesine geldim namazı kılarkende isteyerek kılmıyorum eskiden 5 vakit kılarken 1 namaz kaçırırsam kötü şeyler hissediyordum. Namaz kılarken Türkçe mealini okusak ne fark eder mesela? Anlamadığımız bir dili okumak ne işe yarar? Mesela Hristiyan olsaydık İngilizce çevirmesi kolay diye direkt çevirirdik bu araplaştırma çabası ne alaka anlamıyorum. Kısacası namaz kılarken Türkçe kılınabilir mi? Kaynak sayfa göstermeyin eğer kuranda bir ayet varsa gösterin ya da düşüncenizi belirtin...
kafana göre takıl allah için niyetin önemli arap dinine deil islamiyete inanman için anlamını bilmen gerekir anlamını bilmediğin şeyleri söylemek dini ibadet sayılması kadar saçma bir durum yok.
Mesaj otomatik birleştirildi:

Kur'an'ın aslı Arapçadır ve Allah'ın resulüne Cebrail aracılığıyla indirdiği manaya delalet eden lafzın ismidir. Kur'an sadece mana olarak indirilmemiştir, Allah resulünün kalbine lafızları ile indirilmiştir. Bu lafızlardan anlaşılan ve başka lafızlarla ifade edilen mana, Kur’an değildir. Çünkü indirildiği lafzın dışında başka sözlerle ifade edilen Allah'ın kelamı değil, mütercimin ondan anladığı yorumdur. Sadece diğer diller açısından düşünmeyin. Misal; ana dili Arapça olan Arap biri farklı imlalarla, cümlelerin ve kelimelerinin yerini değiştirerek, daha çok yahut daha az bağlaç/edat kullanarak kendince daha kolay okunan bir versiyon yapsa o da Kur'an olmaz. Bu versiyonu da namazda kıraat etmek caiz olmaz. Burada maksat Arapçaya ta'zim değil, inen şekle tazim. Vahiy ne ise o okunur.
  • Şüphesiz o, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. Onu Rûhu’l-emin (Cebrâil), uyarıcılardan olasın diye, senin kalbine apaçık Arap diliyle indirdi. (eş-Şuarâ, 26/192-195)
  • İşte böylece biz onu Arapça bir Kur’ân olarak indirdik. (Tâhâ, 20/113)
  • Korunsunlar diye dosdoğru Arapça bir Kur’ân indirdik. (ez-Zümer, 39/28)
  • Bu bilen bir toplum için âyetleri Arapça bir Kur’ân olmak üzere ayrıntılı olarak açıklanmış bir kitaptır. (Fussilet, 41/3)
gibi pek çok ayette Kur’an’ın Arapça olduğu ifade ediliyor. Sadece mananın değil, lafızların da Kur’ân kavramının içeriğine dâhil olduğunu açık ve kesin bir şekilde anlıyoruz bu ayetlerden. Bundan ötürü, tercümeye Kur’an denmez yahut tercümenin Kur’an hükmünde olduğu söylenmez. Bu konuda İslam alimleri ittifak etmiştir. Kur'an'ın da ezanın da Arapça aslıyla okunması gerekir.

Şu ana kadar değindiğim namazda hafızadan okumak idi, bu farklı bir konudur. Arapça olarak inmiş orijinal haliyle olmalıdır. Bir de Kur'an'ı okuyup anlamak, hayatına nakşetmek için müsait vaktinde mushafı açıp okumak ayrı konudur. Burada kişi meal de okuyabilir, kimse buna "Haramdır, günah işledin!" diyemez. Neticede Allah senin bu kitabını anlamanı istiyor, Arapça bilmiyorsan Türkçe tercümesine muhtaçsın. Buradaki asıl sıkıntı, mealin Kur'an olduğunu zannetmek. Onunla aynı sevaba müncer olacağını sanmak, aynı hükümde değerlendirmek. Meal böyle bir konuma konmadığı sürece okunabilir.

Lakin salt meal okumak tavsiye edilir mi? Hayır. Pek fayda da vermez zaten okusan, kafan karışır. Zira okurken Kur'an kadar bağlam bilgisi gerektiren ikinci bir kitap daha yok dünyada. Arka planda ne olduğunu bilmezsen kafan karışır. Kur'an; roman tarzı, giriş/gelişme/sonuç olan, masa başına oturulup yazılan bir kitap değil. Birtakım olayların yaşanmasına karşı peyderpey ayetler inmiş 23 sene boyunca. Bunu şu yüzden belirtiyorum, Kur'an ayetleri bu peyderpey inişten ötürü oldukça kopuktur. Misal, X suresinin ilk üç ayeti Y konusundan bahsederken dördüncü ayete geçtiğinde bir anda Z konusuna atlar. Sonra üç beş ayet daha böyle devam eder, bir bakmışsın tekrar Y konusuna dönmüş ve onun hakkında bir şey söylüyor. Çünkü yaşanan olaylar üstüne icap ettiğinde iniyor ayetler.

Bir sure yalnızca bir konuyu ihtiva edecek, o konu hangi konuysa başka surede değinilmeyecek, ayetler arasında hiçbir kopukluk olmayacak gibi bir iddiası yok Kur'an'ın. Tam da bu sebepten ötürü tefsirlere ihtiyaç duyuluyor. Zira meal okuyup Kur'an'ı anlayamazsın. Tefsir şart. Seleften nakledilen rivayetlerle dini anlarız. Rivayet bizi ayet indiği zaman ne olup bittiği ile buluşturur. Nüzul döneminde ne olup bittiğine bakmadan yapılan her yorum zırvadır. Allah resulünün sözleri, muhataplarının konuştuğu dil, ayetlerin inme sebebi, Arap kültür tarihi ve ayetlerin bağlamıyla bizi o rivayetler buluşturur. O rivayetler nüzul ortamına köprüdür. Onları bilemezsen elinde kuru bir metin kalır. Herkes heva ve hevesine göre istediği ayeti büker, istediği anlamı çıkartır. Sünnet, bağlam ve sahabenin yaşamından bağımsız Kur'an anlaşılamaz.

Peki niye Arapça, niye başka bir dil değil? Çünkü vahyin ilk muhatabı Araplar. Allah resulü de Arap. Allah böyle takdir etmiş. Şayet Türklerden gelseydi son resul, son kitap Türkçe olacaktı. Bu durumun evrenselliğe bir zararı yok.
aylardır lan kesin bunların arasında böyle birisi var dediğim modu buldum :D
 

Adeletbakani

80+ Bronze
Katılım
1 Haziran 2020
Mesajlar
1,194
Dahası  
Reaksiyon skoru
559
İsim
kahvecirüstem
Ne demek istedin bu cümleyle?
Şu dönemde müslüman olunca veya islama inanınca bi aşağılanma söz konusu hocam. Takmayın çok fazla umarım yukarıdaki arkadaşı yanlış anlamamışımdır ama pek de sanmıyorum.
 

ESTAROSSA58

80+ Bronze
Katılım
10 Mayıs 2022
Mesajlar
995

Adeletbakani

80+ Bronze
Katılım
1 Haziran 2020
Mesajlar
1,194
Dahası  
Reaksiyon skoru
559
İsim
kahvecirüstem
tam dindar dinci birisi var demiştim
Mesaj otomatik birleştirildi:


bende müslümanım lan :D
Kusura bakmayın o zaman hocam. Şu dönemde ne yazık ki çok fazla yanlış anlaşılma ve insanın seçeneklerinden dolayı aşağılanması söz konusu. Cidden özür dilerim yanlış anlamamışsınızdır umarım ne dediğimi.
 

ESTAROSSA58

80+ Bronze
Katılım
10 Mayıs 2022
Mesajlar
995
Kusura bakmayın o zaman hocam. Şu dönemde ne yazık ki çok fazla yanlış anlaşılma ve insanın seçeneklerinden dolayı aşağılanması söz konusu. Cidden özür dilerim yanlış anlamamışsınızdır umarım ne dediğimi.
yok ya sorun deil ama insanların seöimlerinden dolayı aşşalanmayı hak ediyor :D humanizm lede yanıp tutuşmuyorum
 

-Akın Taşkan-

80+ Silver
Katılım
24 Şubat 2021
Mesajlar
4,909
Dahası  
Reaksiyon skoru
3,853
Konum
tuh ya
İsim
Akın Taşkan
din tüccarlığın zirve olduğu bu dönemde pek güvenebileceğini sanmam, sadece islam için söylemiyorum bunu.
Geçmiş dönemde yazılmış eserler var.
Mesaj otomatik birleştirildi:

eğer evrensel din ise arapça veyahut Türkçe okunması arasında fark olmaz önemli olan niyet
Tam tersi evrensel bir dinin ibadetlerinin tek bir dille yapılması gerekir. Temel fıkrası misali bir Japon, bir Alman, bir Fransız beraber namaz kılamazdı öbür türlü.
 

TİTAN.

80+ Platinum
Katılım
9 Ekim 2021
Mesajlar
12,439
Kur'an'ın aslı Arapçadır ve Allah'ın resulüne Cebrail aracılığıyla indirdiği manaya delalet eden lafzın ismidir. Kur'an sadece mana olarak indirilmemiştir, Allah resulünün kalbine lafızları ile indirilmiştir. Bu lafızlardan anlaşılan ve başka lafızlarla ifade edilen mana, Kur’an değildir. Çünkü indirildiği lafzın dışında başka sözlerle ifade edilen Allah'ın kelamı değil, mütercimin ondan anladığı yorumdur. Sadece diğer diller açısından düşünmeyin. Misal; ana dili Arapça olan Arap biri farklı imlalarla, cümlelerin ve kelimelerinin yerini değiştirerek, daha çok yahut daha az bağlaç/edat kullanarak kendince daha kolay okunan bir versiyon yapsa o da Kur'an olmaz. Bu versiyonu da namazda kıraat etmek caiz olmaz. Burada maksat Arapçaya ta'zim değil, inen şekle ta'zim. Vahiy ne ise o okunur.
  • Şüphesiz o, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. Onu Rûhu’l-emin (Cebrâil), uyarıcılardan olasın diye, senin kalbine apaçık Arap diliyle indirdi. (eş-Şuarâ, 26/192-195)
  • İşte böylece biz onu Arapça bir Kur’ân olarak indirdik. (Tâhâ, 20/113)
  • Korunsunlar diye dosdoğru Arapça bir Kur’ân indirdik. (ez-Zümer, 39/28)
  • Bu bilen bir toplum için âyetleri Arapça bir Kur’ân olmak üzere ayrıntılı olarak açıklanmış bir kitaptır. (Fussilet, 41/3)
gibi pek çok ayette Kur’an’ın Arapça olduğu ifade ediliyor. Sadece mananın değil, lafızların da Kur’ân kavramının içeriğine dâhil olduğunu açık ve kesin bir şekilde anlıyoruz bu ayetlerden. Bundan ötürü, tercümeye Kur’an denmez yahut tercümenin Kur’an hükmünde olduğu söylenmez. Bu konuda İslam alimleri ittifak etmiştir. Kur'an'ın da ezanın da Arapça aslıyla okunması gerekir.

Şu ana kadar değindiğim namazda hafızadan okumak idi, bu farklı bir konudur. Arapça olarak inmiş orijinal haliyle olmalıdır. Bir de Kur'an'ı okuyup anlamak, hayatına nakşetmek için müsait vaktinde mushafı açıp okumak ayrı konudur. Burada kişi meal de okuyabilir, kimse buna "Haramdır, günah işledin!" diyemez. Neticede Allah senin bu kitabını anlamanı istiyor, Arapça bilmiyorsan Türkçe tercümesine muhtaçsın. Buradaki asıl sıkıntı, mealin Kur'an olduğunu zannetmek. Onunla aynı sevaba müncer olacağını sanmak, aynı hükümde değerlendirmek. Meal böyle bir konuma konmadığı sürece okunabilir.

Lakin salt meal okumak tavsiye edilir mi? Hayır. Pek fayda da vermez zaten okusan, kafan karışır. Zira okurken Kur'an kadar bağlam bilgisi gerektiren ikinci bir kitap daha yok dünyada. Arka planda ne olduğunu bilmezsen kafan karışır. Kur'an; roman tarzı, giriş/gelişme/sonuç olan, masa başına oturulup yazılan bir kitap değil. Birtakım olayların yaşanmasına karşı peyderpey ayetler inmiş 23 sene boyunca. Bunu şu yüzden belirtiyorum, Kur'an ayetleri bu peyderpey inişten ötürü oldukça kopuktur. Misal, X suresinin ilk üç ayeti Y konusundan bahsederken dördüncü ayete geçtiğinde bir anda Z konusuna atlar. Sonra üç beş ayet daha böyle devam eder, bir bakmışsın tekrar Y konusuna dönmüş ve onun hakkında bir şey söylüyor. Çünkü yaşanan olaylar üstüne icap ettiğinde iniyor ayetler.

Bir sure yalnızca bir konuyu ihtiva edecek, o konu hangi konuysa başka surede değinilmeyecek, ayetler arasında hiçbir kopukluk olmayacak gibi bir iddiası yok Kur'an'ın. Tam da bu sebepten ötürü tefsirlere ihtiyaç duyuluyor. Zira meal okuyup Kur'an'ı anlayamazsın. Tefsir şart. Seleften nakledilen rivayetlerle dini anlarız. Rivayet bizi ayet indiği zaman ne olup bittiği ile buluşturur. Nüzul döneminde ne olup bittiğine bakmadan yapılan her yorum zırvadır. Allah resulünün sözleri, muhataplarının konuştuğu dil, ayetlerin inme sebebi, Arap kültür tarihi ve ayetlerin bağlamıyla bizi o rivayetler buluşturur. O rivayetler nüzul ortamına köprüdür. Onları bilmezsen elinde kuru bir metin kalır. Herkes heva ve hevesine göre istediği ayeti büker, istediği anlamı çıkartır. Sünnet, bağlam ve sahabenin yaşamından bağımsız Kur'an anlaşılamaz.

Peki niye Arapça, niye başka bir dil değil? Çünkü vahyin ilk muhatabı Araplar. Allah resulü de Arap. Allah böyle takdir etmiş. Şayet Türklerden gelseydi son resul, son kitap Türkçe olacaktı. Bu durumun evrenselliğe bir zararı yok.
Dinde ki garip ve anlamsız gelen bir durum daha o kadar mantıksız ki
 

Salancafa

80+
Katılım
4 Eylül 2023
Mesajlar
141
Dahası  
Reaksiyon skoru
37
İsim
Sacan
Gençler ben gördüğüm ayetlerde Arapça zorunluluğu olduğunu görmüyorum zaten amaç okuyup geçmek değil anlamaktır. Sırf İslam'ı arapça diye zorunlulaştırdıkları için dinden soğudum namazı bıraktım mesafemi koydum çıkma seviyesine geldim namazı kılarkende isteyerek kılmıyorum eskiden 5 vakit kılarken 1 namaz kaçırırsam kötü şeyler hissediyordum. Namaz kılarken Türkçe mealini okusak ne fark eder mesela? Anlamadığımız bir dili okumak ne işe yarar? Mesela Hristiyan olsaydık İngilizce çevirmesi kolay diye direkt çevirirdik bu araplaştırma çabası ne alaka anlamıyorum. Kısacası namaz kılarken Türkçe kılınabilir mi? Kaynak sayfa göstermeyin eğer kuranda bir ayet varsa gösterin ya da düşüncenizi belirtin...
Olmaz.
 

Muhammet Öztürk

80+ Bronze
Katılım
29 Ocak 2023
Mesajlar
697
Hacı milyonlarca kelimeyi doğru çeviriyoruz artık eski çağda değiliz. Doğru ile yanlışı ayort edebiliriz. Neden Türkçesini okumak varken arapça?
tam tersini sorayım neden arapça okumak varken türkçe okuyasın ki bu son zamanlarda surilere yapılan arap ırkçılığından ve genel itibari ile türk gençlere aşılanmaya çalışılan gereksiz ırkçı tavırlardan ötürü mü acaba hani yani neden bi anda soğuyasın sevmeyesin ve böyle düşünmeye başlayasın ki
Mesaj otomatik birleştirildi:

Bu dinin ulaşılabilirliğini kısıtlıyor işte.
Arapça zor ve karmaşık bir dil,kolay olsa tamam ama zor.

Bir insan neden bir dini öğrenmek için baştan bir dil öğrensin. Adam direkt kuran kerimi okumak istiyor ama bir yanda dil öğrenmekle uğraşmak istemiyor. Kafamı yorup tek cevap alamadığım nokta bu. Yüce bir tanrı bunu mu yapamayacak?

din tüccarlığın zirve olduğu bu dönemde pek güvenebileceğini sanmam, sadece islam için söylemiyorum bunu.
kuranı okumak için elbette mealine bakıp okuyabilirsiniz burda namazda öyle kullanmaktan bahsediliyor
Mesaj otomatik birleştirildi:

Bu dinin ulaşılabilirliğini kısıtlıyor işte.
Arapça zor ve karmaşık bir dil,kolay olsa tamam ama zor.

Bir insan neden bir dini öğrenmek için baştan bir dil öğrensin. Adam direkt kuran kerimi okumak istiyor ama bir yanda dil öğrenmekle uğraşmak istemiyor. Kafamı yorup tek cevap alamadığım nokta bu. Yüce bir tanrı bunu mu yapamayacak?

din tüccarlığın zirve olduğu bu dönemde pek güvenebileceğini sanmam, sadece islam için söylemiyorum bunu.
kuranı okumak için elbette mealine bakıp okuyabilirsiniz burda namazda öyle kullanmaktan bahsediliyor
 
Top Bottom