Can...
80+ Platinum
- Katılım
- 14 Mayıs 2020
- Mesajlar
- 11,197
az bi okuyayım dedim okudukça sardı klavyene sağlıkNeden iyi oyun yapamadığımızı anlattım. Hikaye şeklinde olduğu için uzun. Kimseyi zorlamıyorum yorumlara gelip uzun yazıp boş yapmayın bende biliyorum uzun isteyen okumaz kimseyi zorlamıyorum.
Bu gün sizlere zamanında hem mobil hem de pc de oyun yapmış birisi olarak bu sorunun cevabını vereceğim. Bunun için size alman arkadaşımız hans ve türk arkadaşımız bilal i anlatarak olayı özetleyeceğim.
Hans almanyada doğdu, ailesi ona bilinçli olarak yavaş yavaş bilgisayarı öğretti ve az biraz oyun oynamasına izin verdi. Daha sonrada zaten bildiği bilgisayar için orta okulda kaliteli bir bilgisayar eğitimi aldı. Aynı dönemde bilal de türkiyede doğdu ailesi bilgisayar alacak parası olmadığı için bilal bilgisayarı hiç kullanamadı ve orta okulda bilgisayar dersi alamadı çünki okulunda maddi yetersizlikten bilgisayar sınıfı yoktu.
Hans lisede sınav sitresi gelecek kaygısı olmadığı için hobi olarak zaten bildiği ve küçükten heveslendiği bilgisayara yöneldi lisede aldığı bilgisayar bilimi dersleri ile öğrendiği yazılımlardan birisini seçti ve lise döneminde yazılıma başladı. Bilal bu dönemde iyi çalışıp iyi bir lise kazandı ama bir sorun vardı kazandığı lise uzaktaydı ve yurdu olmadığı için babası "Ya bilal boşver orayı hem ben her ay yemek ve servis parası ödeyemem gel imamhatipe yazdıralım hem yemekleri beleş hem servis beleş hem her türlü iş bulursun " dedi ve bilali liseye yazdırdı. Bilal liseye başladığında ders progamında "hz.muahmmedin hayatı, arapça, din kültürü, islami siyer, kuranı kerim" gibi dersler vardı bunun yanı sıra herhangi bir bilgisayar dersi yoktu ayrıca hasan bu derslere çalışırken bir yandan da gelecek kaygısı yaşıyor ve sınav stresi yapıyordu zira kazanmak istediği üniversite için rakipleri günde 10 saat çalışıyordu ha bide din kardeşlerimiz hasanın istediği üniversiteye elini kolunu sallayarak girebiliyordu bu yüzden bu sınırlı kontenjan için çok çalışıyordu sonuç da kendisi sınavsız giremezdi bu yüzden derslerine odaklanırken yeni çıkan teknolojilerden yazılım dillerinden hiç haberi yoktu. Zaman geçti hans üniversiteye başladı bu sürede hobi olarak ilgilendiği yazılım dilinde epey ilerlemişti. Üniversitede bilgisayar mühendisliği okurken ailesi bir bilgisayar aldı ve artık yeni kaldığı evde bir yandan dersine bakıp bir yandan zaten 4 yıldır ilerlediği yazılımda artık projeler üretiyor kötü olsa bile kendini hatalarını görerek geliştiriyordu zaten üniversitede de gayet kaliteli bir eğitim alıyordu. Kalan zamanını kız arkadaşı ile kahve içmeye ve spora gitmeye ayırıyordu. Bu dönemde bilalde zorluklara rağmen başardı ve üniversiteyi kazandı hep öğrenmeye heves ettiği bilgisayarı artık öğrenebilecekti. Bilal üniye geçmişti fakat bir sorun vardı bilal yurt bulamamıştı kalacak yeri olmadığı için eve çıkmayı düşündü ama evler en az 5 bin TL den başlıyordu ve bunun yanı sıra doğalagz su elektirik yeme içme gibi ihtiyaçlarda çok pahalıydı bu yüzden biraz uğraşarak uzakda olsa bir yurt bulmuştu. Artık her şey tamam mutlu sona ulaştık yurdu bulduk o güzel üniversite hayatı başlasın! Bilal hayaller kurarken küçücük odada 6-8 kişinin kaldığı adım atacak yerin olmadığı ceza evini andıran yurdunu görünce biraz üzüldü. Ama bilal pes etmedi şükredeyim dedi ve sustu sakince şükretti. Daha sonra bir bilgisayar alması gerektiğini öğrenen bilal ne olacak alırım bir bilgisayar dedi. Alacağı laptopun 20bin TL olduğunu duyan bilal şaşırdı neyse dedi sustu ve şükretti. Bilal part time bir işe girip asgari ücretin yarısından biraz daha fazla olarak 5000tl kazanmaya başladı şanslıydıki bir tanıdığı sayesinde iş bulabilmişti. Aradan 6 ay geçtikten sonra bilal sonunda 20bintl toplayabilmişti fakat bilal yine bir şoka uğradı laptop 24bin TL olmuştu. Devlet memuru amcası bilir diyerek ona neden böyle arttığını sordu ve amcasıda "Fırsatçı vatan hainleri dış güçler bize oyun oynuyorlar " dedi. Bunu duyan bilal deliye döndü ve dükkana gidip adama vatan hainleri siz ne hakla 6 ay önce 20 bin TL olan bilgisayarı bu gün 24 bin TL'ye satarsınız diye bağırıyor mağaza görevlisi "beyefendi sakin olun açıklayayım biz bu bilgisayarları yurt dışından alıyoruz ve dolarla geliyor 6 ay önceki dolar kuru ile bu günki dolar kuru aynı değil ayrıca enflasyon sürekli yükseliyor bunun yanı sıra asgari ücret ve faturalar sürekli arttığı için çalışanlara ödememiz gereken ve mağaza masraflarının miktarı sürekli artıyor bizimde batmamız ve devam etmemiz için bu masrafları ürünlere yansıtmamız gerekiyor " dedi ve bilal kıpkırmızı kesilip utancından mağazayı terk etti. Başka bir mağazaya girip parasının yettiğince daha kötü olsada bir laptop aldı ve şükredeyim dedi ve sustu. Üniversitede oyun yapmaya merak sardı yazılıma 0 dan başlasa da çok çalıştı. Tabi oyun yaparken bazı programlar mesela modelleme programları gibi çok kasıyor ve çok uzun sürüyordu. Kaynak olmayan yerlerde ingilizce kaynaklar vardı fakat bilal ingilizce bilmiyordu ki bilal sadece yabancı dil olarak arapça öğrenmişti. Bilal de ee ozaman arapça kaynaklara bakarım dedi ve arapça kaynak aradı ve gördüğü tek şey arapça kaynakların türkçe kaynaklar kadar da olamamasıydı. Kendi kendine ulan bu arapça ne zaman işime yarayacak dedi ve sustu şükretti. Bilal herşeye rağmen ingilizce ve yazılımı 0 dan öğrenerek mezun oldu. Bu sırada hans da mezun olmuştu zaten orta okulda başladığı lisede ilerlediği ve artık üniversitede bir çok proje yapıp kendini geliştridiği için ülkesindeki bir teknoloji şirketinde alt kademe olarak başlayıp 2-3 yıl deneyim kazanarak birazda para biriktirip kendine iyi bir ev araba ve iyi bir bilgisayar sistemi kurup ilk defa kendi oyununu yapıp yayınladı ve steamde çok güzel yorumlar aldı zaten geçim derdi gibi bir sorunu olmadığı için oyunu için uzun süreler uğraşmıştı ayrıca hazır olarak lisansını aldığı modellemeler kaplamalar onun çok işine yaraşmıştı zaten çok da pahalıya patlamıyordu çünki euro ve dolar neredeyse eşitti. Bilalde mezun olduktan sonra iş aramaya başladı fakat ülkesinde teknolojiye pek yatırım olmadığından iş imkanı çok azdı bulduğu 1-2 iş ilanıda aşırı kötü şartlara ve çok düşük maaşlara sahipti neyse dedi ve işe girdi fakat diğer ekip arkadaşlarıda kendisi gibiydi bu duruma şaşırıp oradaki arkadaşlarına yahu burada hiç işi bilen sağlam eleman yokmu dedi başka bir arkadaşıda "olum aklın yerindemi iyi olsak burda işimiz ne gider yurt dışında krallar gibi yaşarız biz çok mu meraklıyız bu ameleliğe " dedi. Bilal bir kez daha şaşırmıştı. Aldığı komik ücret yoksulluk sınırının yarısı bile değildi bu sebeple kira faturalar giderler derken çok zor durumdaydı yaşamıyor adeta hayatta kalıyordu sadece ekmek ve makarna yiyor şükrediyordu. Halbuki hayalleri arada bir tatile gidebilmek spora başlayıp yıllardır özen gösteremediği vücudunu düzeltmekti ama ne bunları yapacak maddi gücü nede zamanı vardı zaten kendi kendine ekmek makarna ile spor yapsam ne olacak diyordu.
Biraz ek gelir için çalışırken kalan zamanında bir oyun yapmaya başladı fakat bilgisi sınırlı ve hiçbir assest alamıyordu çünki assestler dolar bazında ve çok pahalıydı. Pes etmedi şükretti ve aceleyle her şeyini kendisinin yaptığı bir oyun çıkarttı . Steamda yayınladığı oyunu hans gibi diğer ülkelerin vatandaşlarının yaptıkları oyunlarla kıyaslanıp çok ağır hakaretlere sebep olmuştu ki kıyaslamayan oyuncularda piyasanın kaliteli oyunlarına alıştıkları için fark etmeselerde kıyaslayıp küfürlerle hakaretlerle yorumlar yaptılar. Hans bu dönemde sevgilisi ile evlendi ve bir çocuk yaptı ayrıca biriktirdiği paranın bir kısmını çocuğun geleceğine ayırdıktan sonra kalan parayı da farklı teknolojik alanlarda kendini geliştirmek ve yatırım yapmak için kullandı. Bilal herşeye rağmen şükretti çok yoğun çalışıp gecesini gündüzüne katarak bari mobil oyun yapayım dedi ve bir kaç oyun daha yapmıştı biraz reklam geliri elde edebilmişti fakat devlet haraç keser gibi çok büyük bir vergi alınca kendisine akan sudan damlalar kalıyordu. Artık en azından hayat şartları biraz daha iyiydi hem en azından artık ayda 1 tavuk yiyebiliyordu yavaştan öğrenci hayatından kurtuluyordu. Evlenmek istiyordu sevdiği bir kız vardı fakat bırak evlenmeyi sevgilisine bir kahve ısmarlamak bir yemek ısmarlamak bile bilali zor duruma sokuyordu neyse şükredeyim birgün olur dedi. Bu sırada asgari ücretin baya bir zam aldığını duyan bilal yaşasın be adamsın başkanım kralsın demeye başladı ve çok sevindi gitti bir güzel et yedi ve almak istediği bilgisayar masasını aldı. Akşam mutlu mutlu uyuyacakken patronu arayıp işten çıkarttığını söyledi buna sinirlenen bilal patronuna siz ne kötü insansınız sizin ne haddinize asgari ücreti başkanımız yükseltti buna karışamazsınız dedi. Bunu duyan patronu biraz güldükten sonra "zeki kardeşim asgari ücret yükseldi ama bunu cumhurbaşkanı cebinden mi ödeyecek hayrına? Ben ödeyeceğim ama ben bu parayı kazanamazken sana nasıl ödeyeyim " dedi ve kapattı bilal sustu ve şükretti . Bilal çok zor durumdaydı ve parası olmadığı için aile evine dönüp devlette işe girebilmek için kpss ye hazırlandı ve çok yüksek bir başarı elde etti ve üniversiteden arkadaşı mehmette onunla konuşuyordu oda aynısını yapmıştı. Fakat bilal kendi içinden ulan bu mehmed ne haddine devlette işe girmek bilgisayar açmayı bile bilmiyor üstüne kpss den de çok düşük bir puan aldı ne bu kendini beğenmişlik beni bile almazlar belki diyordu. Bilal mülakatta bilgi içeren tüm soruları doğru bilmişti fakat nedense elendi ve hiç anlam veremedi mehmedi aradı ve sordu fakat mehmet işe alınmıştı çok şaşırdı ve mehmete "sen bilgisayar sorularına ne cevap verdin " dedi. Mehmet "ne bilgisayar sorusu adımı soy adımı bide amcamın ismini söyledim sadece " dedi. Bilal çok sinirlendi ve telefonu kapattı. Artık 28 yaşındaydı ve hala aile evindeydi ne bir arabası ne bir evi nede evliliği vardı daha kendine bakamazken bir eş ve bir çocuğa nasıl bakacaktı. Piskolojik sorunlar yaşıyordu ağır bir depresyon içerisindeydi tüm bu zorluklarla mücadele edip çok çalışmak ve bu sonuca ulaşmak onu delirtiyordu. Bilal ilk defa susmadı ve isyan etti neden neden neden. Daha ne kadar mücadele etmesi gerekiyordu. Daha fazla dayanamayan bilal bir binaya çıktı bunu gören diğer insanlarda aşşağıdan telefon çıkarıp kaydediyor bazılarıda bu gençler şükretmeyi bilmiyor çok isyankar, gençler iş beğenmiyor ekonomi çok iyi diyordu.
Bilal kendisini aşşağı bıraktı...
Hikaye notu: Hikayeyi karamsar veya abartı bulabilirsiniz fakat az çok detaylarına takılmaktansa umarım mesajı anlamışsınızdır anlatımı güçlendirmek için daha karamsar yazdım. Fakat böyle şeylerin olmadığı anlamına gelmiyor.