Neler Yeni

windows un tarihçesi

Katılım
23 Mart 2020
Mesajlar
193
Dahası  
Reaksiyon skoru
337
İsim
Ali
diger konularimada göz atmayı unutmayın:

Dünyanın en çok kullanılan işletim sistemi Windows' un
yazılım mimarisi ve gelişim tarihçesi ..
Windows 1.0
Windows serisinden ilk işletim sistemi
Windows 1.0 olarak 1985 yılında
piyasaya çıktı. 1.0 bir task-switcher idi.
Yani, birden fazla programı açabiliyor
ama aynı anda tek bir program aktif
oluyordu. Diğerlerinin çalışması askıya
alınıyordu. Kullanıcı askıya alınan bir
programa geçtiğinde bu sefer o program
kaldığı yerden çalışmaya başlıyordu. Bu
ilk versiyon hiç tutulmadı. Tutulmamasının nedeni o sıralarda kullanılan bilgisayarların donanım
olarak yetersiz kalmasıydı. PC’ler o zamanlar grafik düşmanı bir yapıya sahiptiler. Ayrıca,
bilgisayarlar henüz bugünkü yaygınlık düzeyine ulaşmamışlardı ve o zamanın kullanıcıları daha
teknik kökenli kişiler idi. Bu da grafik arabirimli bir sistemden yararlanabilecek insanların azlığı
anlamına geliyordu. Son bir neden ise Microsoft’un grafik kullanıcı arabirimleri üzerine çok
deneyimli olmamasıydı.
Bu ilk sürüm, 1984 yılında piyasaya çıkan Apple Macintosh’a karşılık olarak üretilmişti.
Macintosh başından itibaren grafik temelli olarak tasarlanmıştı. PC’ler ise metin temelli
sistemler olarak işe başladılar. Bu da grafik temelli bir yapıya uyarlanmalarını zorlaştırdı. Bu yapı
bugün bile olumsuz etkilerini hissettiriyor.
Windows 2.x
Microsoft’un ikinci girişimi de pek parlak
olmadı. 1987 Yılında piyasaya sürülen
Windows 2.0 grafik temelli olmasına karşın
doğru dürüst ikon bile kullanmıyordu. Daha
çok grafik ortamında gerçekleştirilmiş metin
temelli bir sistemdi. Çünkü daha iyi grafikler
için gereken güçlü işlemciler halen ortada
yoktu. Gerçi Intel 1985 yılında 80386’yı
çıkarmıştı ama piyasada en yaygın işlemciler
8088 ve 80286 idi. Zaman içinde Microsoft,
Windows’un 80286 işlemcilerinin gücünden
yararlanmasını sağlayan Windows/286 versiyonunu çıkardı. Bütün dezavantajlarına karşın bu
versiyonun kullanımı yine de DOS’tan daha kolaydı ve kullanıcının birden fazla programı
çalıştırabilmesine olanak sağlıyordu. Ama hem 8088 versiyonu hem de 286 versiyonu halen
birer task-switcher’dı. Çokgörevli (Multitasking) bir yapıda değildi. Task switching’de birden
fazla program çalıştırılabilir ama yalnızca öndeki program iş yapar. Arka plandaki programların
işleyişi askıya alınır. Çokgörevli çalışmada ise hem ön hem arka plandaki programlar
çalışmalarını sürdürürler. 1988’de çıkartılan Windows/386 versiyonunda çokgörevlilik
sağlanıyordu. Windows/386 ile gelen (ve Windows NT ile Windows 95’e kadar süregelen)
çokgörevlilik işbirlikçi bir çokgörevlilik (cooperative multitasking) idi. Işbirlikçi çokgörevlilikte
birden fazla program aynı anda çalışabilir. Arka plana alınan programların çalışması devam
eder. Programlar birbileri ile iyi geçinmek yani, işbirliği yapmak zorundadırlar. O anda çalışan bir
program bir süre sonra CPU zamanı, sabit disk, COM portları vb. sistem kaynaklarını diğer
programlara sunarak onların da çalışmasını sağlar. Ama kötü yazılmış bir program bütün sistem
kaynaklarına el koyabilir. Diğer programların çalışıp çalışmamasına yalnızca o program karar
verebilir. Buna karşılık Windows 95’de ve Windows NT’deki çokgörevliliği işletim sistemi yönetir.
Hangi programın hangi sistem kaynağına ne kadar süre ile sahip olacağını işletim sistemi
belirler. Programlar için işletim sistemi tarafından belirlenen süre sonunda işletim sistemi
devreye girer ve sistem kaynaklarını bir diğer programa aktarır. Bu türden çokgörevliliğe
önceden belirlenmiş çokgörevlilik denir (preemptive multitasking).
Windows 2.0’ın üç versiyonu da piyasada tutulmadı. Üç versiyonun da kullanıcı arabirimi
yeterince basit ve kullanışlı değildi. Ayrıca üçü de yeterince güvenilir değildi.
Windows 3.x
1990 yılının 22 Mayıs’ında büyük bir
kampanya eşliğinde piyasaya çıkartılan
Windows 3.0, önceki versiyonların tersine çok
başarılı oldu. Bellek kullanımının gelişmiş
olması gibi güçlü teknik özelliklerinin yanısıra
kullanıcı arabirimi de olağanüstü gelişmiş idi.
Ikonlar ilk kez burada yoğun bir şekilde
kullanılmaya başladılar. Birçok kişinin
Windows ile özleştirdiği Program Manager
arabirimi de bu versiyonda ortaya çıktı. En
önemlisi de, birden fazla programın aynı anda
oldukça sorunsuz bir şekilde çalışabilmesiydi.
Kuşkusuz Microsoft bu versiyonda da bazı
ödünler verdi. Örneğin, 8088 işlemcili, düşük
konfigürasyonlu bilgisayarların da Windows
3.0’ı çalıştırabilmeleri göz önünde tutulmuştu.
8088’in çalışabileceği son Windows versiyonu Windows 3.0 oldu. Windows 3.0 piyasada çok iyi
karşılandı. Ama kullanıcıların sayısının artmasıyla birlikte sorunlar da ortaya çıkmaya başladı.
Çıkan sorunların büyük kısmı düşük konfigürasyonlu makinalar düşünülerek verilen ödünlerden
kaynaklanıyordu. Örneğin, Windows 3.0 gerçek modda (real mode) çalıştırılabiliyordu ama bu
modda hiç de güvenilir değildi. Işletim sistemi bu modda çalışırken kötü yazılmış bir program
sistemi çökertebilirdi. Korunmalı modda (protected mode) çalışan bir işletim sistemi ise bu
türlü programların sisteme zarar vermesini daha iyi engelleyebilirdi. Bir başka sorun da ünlü
geri dönülemez uygulama hatasıydı (unrecoverable application error, UAE). Bu hataların
çoğunda Windows’un bir kusuru yoktu; programlar bir dosyayı açmaya çalışmadan önce böyle
bir dosyanın var olup olmadığını kontrol etmiyorlar ya da olmayan bir sistem kaynağına
ulaşmak istiyorlar ya da buna benzer bir hata yapıyorlar ve sistem çöküyordu. Bütün bu
sorunlara çare olarak Microsoft, Windows 3.1 versiyonunu çıkardı. Bu versiyonda kullanıcıya
yeni gelen çok az şey vardı. Ama asıl farklılık küçük ayrıntılarda ve sistemin derinliklerindeydi.
Bu versiyonda UAE’ler hemen hemen ortadan kayboldular. Çünkü Microsoft artık sistemden bir
şey istendiği zaman isteğin geçerli olup olmadığını araştıran mekanizmalar eklemişti. Bir
uygulama diskte yer alan bir dosyayı istediği zaman ya da benzer bir iş yapmak istediği zaman
Windows ilk önce işin yapılabilirliğini kontrol ediyordu (örneğin, istenilen dosyanın diskte yer
alıp almadığını kontrol ediyordu). Bu özellik birçok yazılımevinin ürettikleri yazılımları gözden
geçirmesini sağladı. Yazılımevleri sorun çıkarmaya aday kısımları inceleyip yazılımlarını
neredeyse yeniden yazdılar. Bütün bunlara karşın yine de sistem bütünlüğünü bozan
uygulamalar ortaya çıkıyordu. Bu durumda sonuç genel koruma hatasıydı (general protection
fault, GPF). Yani, UAE’ler ortadan kalktı ama şimdi de yerine GPF’ler geldi. Bir sorun çıktığı
zaman kullanıcı açısından değişen tek şey gelen mesajdı. Ama Windows 3.1, GPF’lerden sonra
kendini daha kolay toparlayabiliyordu. Windows donup kalmadan önce en azından hatanın
nedenini gösterebiliyordu. UAE’ler ise genelde Windows’un tanımlayamadığı hatalardan
çıkıyordu. Bu fark, üreticilerin programlardaki hataları daha kolay görebilmelerini sağlıyordu.
Bunların yanısıra ortalama bir kullanıcı şimdi çok daha az hata, yani GPF, ile karşılaşıyordu.
Microsoft Windows 3.1 ile birlikte daha da gelişmiş ve güvenilir hale getirilmiş bir bellek düzeni
sağladı. Windows 3.1 sanal bellek kullanabiliyordu; yani, sabit diskin bir bölümü RAM bellek
gibi kullanılabiliyordu. Microsoft bu ek belleğin bir bölümünü daha gelişmiş, 16 bitlik aygıt
sürücüleri sağlamak için kullandı. 16 bitlik sürücüler korunmalı modda çalıştığı için Windows
3.1 8088’li bir makinada kullanılamıyordu.
 
Son düzenleme:
Katılım
23 Mart 2020
Mesajlar
193
Dahası  
Reaksiyon skoru
337
İsim
Ali
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #3
Windows 3.1 sonrasi kürdistan.
hocam benim diger rehberleri okudunuzmu
 

Dolar

80+ Silver
Katılım
1 Ağustos 2021
Mesajlar
2,075
hocam benim diger rehberleri okudunuzmu
Hocam Windows'un tarihçesi diye konu açtıysanız hepsini yazmalısınız
 
Katılım
23 Mart 2020
Mesajlar
193
Dahası  
Reaksiyon skoru
337
İsim
Ali
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #5
Yeni mesajlar Yeni Konu Aç      

SON KONULAR

Forum istatistikleri

Konular
973,560
Mesajlar
8,808,496
Üyeler
153,902
Son üye
ultimateFB
Top Bottom