Verdiği keyif dediğin acı veya ekşi olup belirli zaman sonra karaciğerini bitirmesi miİyi de alkolü sağlıklı olduğu için içmiyoruz ki. Verdiği keyif karşılığında bir miktar zararı kabul ediyorsun.
Çok hoşlanmıyorum ama bazı ortamlar bunu kaldırıyor. Yerine göre içilir, ya da o ortamlara hiç girilmez.
Lezzeti kişiye göre değişir. Abartılı miktarda içilmediği sürece karaciğere kayda değer zararı yok. Burada kayda değer dediğim durum, ara sıra alkol alan biri alkole bağlı bir hastalıktan istisnalar harici rahatsızlık yaşamaz.Verdiği keyif dediğin acı veya ekşi olup belirli zaman sonra karaciğerini bitirmesi mi
Lezzeti kişiye göre değişir. Abartılı miktarda içilmediği sürece karaciğere kayda değer zararı yok. Burada kayda değer dediğim durum, ara sıra alkol alan biri alkole bağlı bir hastalıktan istisnalar harici rahatsızlık yaşamaz.
Gözümde koladan farkı yok. Sigarayı linçlesek neyse ama alkolün makul kullanımında problem görmüyorum.
Hocam güzel bir şey yapmışsınız ama zararını anlatınca bırakamaz insan ilk önce neyin ne olduğunu değil kendini nasıl kontrol edebileceğini öğretmek gerekirFark ettim ki, bu forumda ve diğer yerlerde alkol içmek adeta bir marifet gibi anlatılıyor. Ama anlamadığım bir şey var: Temizlik ve sağlık sektöründe kullanılmasına uygun görülen bir maddeyi içiyorlar.
Alkol, kişiliği, gücü, hareketliliği ve duyuları köreltmekten başka hiçbir işe yaramazken, bunu marifetmiş gibi göstermeleri gerçekten garip. Şimdi alkolün zararlarına biraz değinmek istiyorum.
- Güç ve Koordinasyon Kaybı
Alkol, kasların düzgün çalışmasını engelleyip fiziksel gücü düşürüyor. Ayrıca, vücudun koordinasyonu da bozuluyor ve denge kaybı yaşanıyor. Bu da hareketlerin tutarsız olmasına yol açıyor.- Duyuların Körelmesi
- Görme: Alkol, gözlerin net görmesini zorlaştırıyor. Görüntüler bulanıklaşıyor, mesafeleri doğru görmek iyice zorlaşıyor.
- İşitme: Sesleri duymakta zorlanıyorsunuz, bu da çevrede ne olup bittiğini tam anlamak güçleşiyor.
- Dokunma ve Hissetme: Alkol, dokunma ve ağrı hissini zayıflatıyor. Bu yüzden insanlar kendilerini yaraladıklarının bile farkına varamıyorlar.
- Hareket ve Hızın Azalması
- Reflekslerin Yavaşlaması: Alkol, çevredeki durumlara hızlı tepki verme yeteneğini zayıflatıyor. Tehlike anında refleksler tamamen devre dışı kalabiliyor.
- Hareketlerin Ağırlaşması: Beyin vücudu doğru şekilde yönlendiremediği için hareketler iyice yavaşlıyor ve dengesizleşiyor.
Tüm bu etkiler, alkol miktarına ve kişisel toleransa göre değişse de, sonuç genelde aynı: İnsan hem kendini hem de çevresini tehlikeye atıyor. Üstüne bir de bunu marifet gibi anlatan bir nesil var, bu gerçekten tuhaf.
- Zihinsel ve Fiziksel Performansın Düşmesi
Alkol, hem zihinsel hem de fiziksel performansı büyük ölçüde düşürüyor. Bir şeye odaklanmak veya doğru kararlar almak neredeyse imkânsız hale geliyor. Bu da alkol etkisindeyken yapılan her hareketin hata yapma olasılığını artırıyor.
hocam içen içer içmeyen evine gider konu bu kadar basit. içen kişide bunun yararlı olduğunu düşünüp içmiyor herhalde. her gün rutin olarak beslendiğiniz yiyeceklerin ne kadar zararlı olduğunu yazan , bırakın birkaç maddeyi onlarca sayfalık makalelerde var.Fark ettim ki, bu forumda ve diğer yerlerde alkol içmek adeta bir marifet gibi anlatılıyor. Ama anlamadığım bir şey var: Temizlik ve sağlık sektöründe kullanılmasına uygun görülen bir maddeyi içiyorlar.
Alkol, kişiliği, gücü, hareketliliği ve duyuları köreltmekten başka hiçbir işe yaramazken, bunu marifetmiş gibi göstermeleri gerçekten garip. Şimdi alkolün zararlarına biraz değinmek istiyorum.
- Güç ve Koordinasyon Kaybı
Alkol, kasların düzgün çalışmasını engelleyip fiziksel gücü düşürüyor. Ayrıca, vücudun koordinasyonu da bozuluyor ve denge kaybı yaşanıyor. Bu da hareketlerin tutarsız olmasına yol açıyor.- Duyuların Körelmesi
- Görme: Alkol, gözlerin net görmesini zorlaştırıyor. Görüntüler bulanıklaşıyor, mesafeleri doğru görmek iyice zorlaşıyor.
- İşitme: Sesleri duymakta zorlanıyorsunuz, bu da çevrede ne olup bittiğini tam anlamak güçleşiyor.
- Dokunma ve Hissetme: Alkol, dokunma ve ağrı hissini zayıflatıyor. Bu yüzden insanlar kendilerini yaraladıklarının bile farkına varamıyorlar.
- Hareket ve Hızın Azalması
- Reflekslerin Yavaşlaması: Alkol, çevredeki durumlara hızlı tepki verme yeteneğini zayıflatıyor. Tehlike anında refleksler tamamen devre dışı kalabiliyor.
- Hareketlerin Ağırlaşması: Beyin vücudu doğru şekilde yönlendiremediği için hareketler iyice yavaşlıyor ve dengesizleşiyor.
Tüm bu etkiler, alkol miktarına ve kişisel toleransa göre değişse de, sonuç genelde aynı: İnsan hem kendini hem de çevresini tehlikeye atıyor. Üstüne bir de bunu marifet gibi anlatan bir nesil var, bu gerçekten tuhaf.
- Zihinsel ve Fiziksel Performansın Düşmesi
Alkol, hem zihinsel hem de fiziksel performansı büyük ölçüde düşürüyor. Bir şeye odaklanmak veya doğru kararlar almak neredeyse imkânsız hale geliyor. Bu da alkol etkisindeyken yapılan her hareketin hata yapma olasılığını artırıyor.
Alkolün düzenli ve kontrollü kullanımı kardiyovasküler, metabolik hastalıklara yakalanma oranını azalltığı gibi yaşlılığın sebep olduğu bazı cilt deformelerini de geciktirmektedir. Kalp krizi riskini azalttığı da kanıtlanmıştır. Bazı çalışmalar alkol ile diyabetin doğru orantılı bir şekilde kesiştiğini ispat etmeye çalışmış ancak diyabete ve yüksek kan basınçlarına alkolun değil de karıştırılarak içilen diğer içeceklerin içerdiği yüksek seviyedeki glikozun sebep olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca beyaz şarap ve arındırılıp saflaştırılmış "spirit" türü alkoller diyabetin tedavisinde de kullanılmaktadır. Hiçbir yan etkisi, zararı, eksi yönü yok demiyorum; herkes alkol tüketsin yararlı diyerek zararlarını da göz ardı etmiyorum elbette ancak bilime ters düşecek bir şekilde "doz" kavramını kullanmamı keyfime veyahut bahane üretmeme vurmaya çalışmanız çok yanlış. Yüksek oranda bağımlılık yapıcı maddelerde doz kavramını kullanamasak ta alkol, nikotin vb. gibi bağımlılık yapıcı maddelerde doz kavramını kullanabiliriz. Örneğin nikotinin faydaları da var ancak sigaradan nikotin almak zararlı çünkü vücuda sadece nikotin girmiyor. Alkol (Ethanol) vücuttaki bazı tepkimelerde katalizor, düzenleyici, birleştirici vb. görevlerini alarak vücuda fayda sağlayabilir ancak bu alkol beyaz şarap ya da spirit tarzı katkısız içkilerden alınmaz; Jack Daniels vb. ek katkılarla mayalanan veya mısırdan yapılmış alkoller (PVOH) sadece alkol değil de diğer her türlü karaciğere yük bindiren maddeler içerdiği için zararlı kategorisine girer. Ayrıca partikül sayısı veya alkol oranı da çok önemlidir. Alkol oranı yüksek olan içeceklerde dozunu kaçırdığınızda sarhoşluk dediğimiz duruma geçersiniz ki bu da kanınızdaki alkol oranının riskli seviyeleri aştığı anlamına gelir. Sarhoşluk beynin bir savunma mekanızmasıdır ve aslında size dur demeye çalışmaktadır. Bu dediklerim ülkemiz için ne kadar üzücü olsa da hiçbir anlam ifade etmemektedir zira ülkemizde hiç kimse sağlığı için değil de "kafası" için alkol tüketmektedir. Alkolün karaciğere zararlı olduğunu ben de biliyorum ancak dönemden döneme dozunu kendi VKİ oranınıza ve vücudunuza soktuğunuz diğer elektrolit, karbonhidrat, protein ve glikoz gibi besin öğeleri ile dengelediğinizde alkol FAYDALIDIR. Bilimsel olarak kanıtlanmış gerçekleri çarpıtmaya çalışmayın, aksini ispat etmek için yine bilimi kullanın.Azı faydalı demek, gerçekte zararlı bir maddeyi meşrulaştırmaktan başka bir şey değil. Alkol, hangi miktarda olursa olsun vücuda zarar verir. 'Dönemden döneme tüketmek' ya da 'kararında içmek' gibi ifadeler, bu gerçeği değiştirmez. Karaciğere yük bindirmemek gerçekten önemliyse, en doğru yol alkolü tamamen bırakmaktır. Zarar veren bir şeyin azını tüketmek, onu iyi ya da zararsız yapmaz. Çünkü alkol, her miktarda vücuda zarar verir. Az içmek de, fazlası kadar tehlikeli olabilir. Karaciğeri korumak istiyorsak, en doğrusu alkolü tamamen bırakmaktır. Alkol bir oyuncak ya da zevk aleti değildir.
Ben burada özel türden alkol veya belirli bir miktar üzerine konuşmuyorum, şişe şeklinde içilen ve yaygın olarak tüketilen alkol türlerinden bahsediyorum. Konuyu çarpıtarak durumu mililitreler ve özel türler üzerinden değerlendirmeye çalışmak, esas noktayı kaçırmak demektir.Alkolün düzenli ve kontrollü kullanımı kardiyovasküler, metabolik hastalıklara yakalanma oranını azalltığı gibi yaşlılığın sebep olduğu bazı cilt deformelerini de geciktirmektedir. Kalp krizi riskini azalttığı da kanıtlanmıştır. Bazı çalışmalar alkol ile diyabetin doğru orantılı bir şekilde kesiştiğini ispat etmeye çalışmış ancak diyabete ve yüksek kan basınçlarına alkolun değil de karıştırılarak içilen diğer içeceklerin içerdiği yüksek seviyedeki glikozun sebep olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca beyaz şarap ve arındırılıp saflaştırılmış "spirit" türü alkoller diyabetin tedavisinde de kullanılmaktadır. Hiçbir yan etkisi, zararı, eksi yönü yok demiyorum; herkes alkol tüketsin yararlı diyerek zararlarını da göz ardı etmiyorum elbette ancak bilime ters düşecek bir şekilde "doz" kavramını kullanmamı keyfime veyahut bahane üretmeme vurmaya çalışmanız çok yanlış. Yüksek oranda bağımlılık yapıcı maddelerde doz kavramını kullanamasak ta alkol, nikotin vb. gibi bağımlılık yapıcı maddelerde doz kavramını kullanabiliriz. Örneğin nikotinin faydaları da var ancak sigaradan nikotin almak zararlı çünkü vücuda sadece nikotin girmiyor. Alkol (Ethanol) vücuttaki bazı tepkimelerde katalizor, düzenleyici, birleştirici vb. görevlerini alarak vücuda fayda sağlayabilir ancak bu alkol beyaz şarap ya da spirit tarzı katkısız içkilerden alınmaz; Jack Daniels vb. ek katkılarla mayalanan veya mısırdan yapılmış alkoller (PVOH) sadece alkol değil de diğer her türlü karaciğere yük bindiren maddeler içerdiği için zararlı kategorisine girer. Ayrıca partikül sayısı veya alkol oranı da çok önemlidir. Alkol oranı yüksek olan içeceklerde dozunu kaçırdığınızda sarhoşluk dediğimiz duruma geçersiniz ki bu da kanınızdaki alkol oranının riskli seviyeleri aştığı anlamına gelir. Sarhoşluk beynin bir savunma mekanızmasıdır ve aslında size dur demeye çalışmaktadır. Bu dediklerim ülkemiz için ne kadar üzücü olsa da hiçbir anlam ifade etmemektedir zira ülkemizde hiç kimse sağlığı için değil de "kafası" için alkol tüketmektedir. Alkolün karaciğere zararlı olduğunu ben de biliyorum ancak dönemden döneme dozunu kendi VKİ oranınıza ve vücudunuza soktuğunuz diğer elektrolit, karbonhidrat, protein ve glikoz gibi besin öğeleri ile dengelediğinizde alkol FAYDALIDIR. Bilimsel olarak kanıtlanmış gerçekleri çarpıtmaya çalışmayın, aksini ispat etmek için yine bilimi kullanın.
The health benefits of moderate alcohol consumption: A review of the literature
A review of the literature on the positive benefits of light and moderate alcohol consumption suggests the following: 1.(1) Alcoholic beverages are fo…www.sciencedirect.comAlcohol consumption: an overview of benefits and risks - Document - Gale Academic OneFile
<em>Gale</em> Academic OneFile includes Alcohol consumption: an overview of benefits and risks by John B. Standridge, Robert G. Zylstra, . Click to explore.go.gale.com
"İçen içer, içmeyen evine gider." demek, bir tartışmayı sonlandırmaya yetmez çünkü mesele yalnızca bireysel tercihlerle sınırlı değil. Alkol tüketiminin bireysel olduğu kadar toplumsal etkileri de var: Sarhoşken alınan yanlış kararlar, şiddet olayları, kazalar ve sağlık sistemine binen yük gibi sonuçlar yalnızca tüketeni değil, çevresindekileri de etkiler.hocam içen içer içmeyen evine gider konu bu kadar basit. içen kişide bunun yararlı olduğunu düşünüp içmiyor herhalde. her gün rutin olarak beslendiğiniz yiyeceklerin ne kadar zararlı olduğunu yazan , bırakın birkaç maddeyi onlarca sayfalık makalelerde var.
çok sağlıklı bir yaşam süreceğim derseniz sabah erken kalkın spora gidin güzel beslenin falan ama kendi rızasıyla alkol tüketen birinin kararına da saygılı olun.
2 gün spor yapıp dünyanın en sağlıklı adamı triplerine girenlerden de olmayın gözünüzü seveyim , içi boş 28 saniyelik motivasyon videolarınız fazla sıktı.
Kesinlikle haklısınız, fakat burada iki farklı konuyu birleştirmek, hele de bu kadar alkol savunucusunun olduğu bir ortamda, oldukça zor olacaktır. Biri alkolün zararlarını kabul etmek istemiyor, diğeri ise bunu kontrol altına almanın yollarını arıyor. Ama net olan bir şey var: Alkol, kontrol edilebileceğini düşündüğünüz kadar zararsız değilHocam güzel bir şey yapmışsınız ama zararını anlatınca bırakamaz insan ilk önce neyin ne olduğunu değil kendini nasıl kontrol edebileceğini öğretmek gerekir
Yukarıda da anlattığım üzere her alkol türü aynı olmamakla beraber dozaj da önemlidir. Alkol savunuculuğu yapmıyorum, konuyu çarpıtmıyorum ve ilk mesajımda da belirtmiş olduğum hangi tür ne miktarda içilmeli gibi bir örnek de verdim yani hani kafamdan uydurduğum oranlar da yok. Bilimsel verilere ve araştırmalara dayalı olarak kanıtlanmış gerçekleri sunuyorum. Özel türler üzerinden değerlendirmeyeyim de ne yapayım? Alkolün farklı türleri var kimyasal bileşikler ufak modfikasyonlar ile apayrı varyantta yeni özelliklere sahip oluyorlar resmen kimyayı görmezden gel diyorsun ne kadar saçma bu farkında mısın?Ben burada özel türden alkol veya belirli bir miktar üzerine konuşmuyorum, şişe şeklinde içilen ve yaygın olarak tüketilen alkol türlerinden bahsediyorum. Konuyu çarpıtarak durumu mililitreler ve özel türler üzerinden değerlendirmeye çalışmak, esas noktayı kaçırmak demektir.
Kalp hastalığı ile ilgili eğer ki beslenme alışkanlığı bol protein ve yağlı yiyecekler üzerine ise, bunun da üstüne ailede yaygın kalp hastalıkları görülüyor ise zaten o kişi kardiyovasküler bir hastalığa yakalanma riski altındadır. Bunun üstüne alkol de katalizör olarak süreci hızlandıracaktır. Ancak bunun tam tersi bir senaryoda viski veya beyaz şarap tüketimi kalp sağlığına faydalı olmakla kalmayıp damardaki yağlanmayı da azaltacağı için kalp krizi riskini de azaltacaktır. Ağır alkol tüketimi dediğimiz ve vücudun kaldırabileceği miktarda alkolden fazlasını tüketmek elbette her türlü organa zarar vereceği gibi kalbe de zarar verecektir.Kalp Sağlığı: Az miktarda alkol tüketiminin kardiyovasküler hastalık riskini azalttığı iddiası genellikle 'orta düzey tüketim' için geçerli olduğu söylenen eski çalışmalara dayanır. Ancak bu çalışmaların büyük bir kısmı, alkol kullanmayan gruplara eski alkol bağımlılarını da dâhil ederek sonuçları çarpıtmıştır. Yeni ve daha kapsamlı araştırmalar, alkolün her miktarının kardiyovasküler sistem üzerinde olumsuz etkileri olduğunu göstermektedir.
Tekrar diyorum alkol tamamen zararsız değil o yüzden dozunda, doğru türde tüketmek ve belirli aralıklarla içmek gerekiyor ki vücudun bu toksisiteyi temizlemesi gerekiyor. Ağır olan alkoller Metanol (basit alkol), PVOH (mısır alkolü), yıllanmış alkol ve damıtılmış alkoller anason, şeker, arpa, çavdar gibi ek fermenteleme bileşikleri ile birleştirildiğinde yan ürünler de ortaya çıkıyor ve bunlar da sistemimize giriş yaparak karaciğere yük bindiriyor. Karaciğer aynı zamanda bir glikojen deposu da olduğu için modifiye edilmiş bu alkol türleri ekstra olarak karaciğerin içindeki glikojenle tepkimeye girerek diyabete de sebep oluyor. Kanser riskini ağır tüketimde artırdığı da aynı şekilde doğrudur.
- Karaciğer ve Diğer Organlar: Alkol, toksik bir maddedir ve karaciğer başta olmak üzere vücudun birçok organına zarar verir. 'Azı zarar vermez' anlayışı, karaciğerin zamanla alkolü işlemekte zorlanacağı gerçeğini değiştirmez.
- Genel Sağlık: Alkol, kanser riskini artıran ve bağışıklık sistemini zayıflatan bir maddedir. Herhangi bir miktarda tüketimi, bu risklerden
Doz veya özel tür argümanları alkolü savunmak için değil, tüketmek isteyen insanlara kendilerine zarar vermeyecek alkol türünü ve oranını belirlemelerine yardımcı olmak için söylenmektedir. Alkolün tehlikelerini maskelemekten ziyade ağır alkol tüketiminde yaşanacak durumları tespit ederek kişinin bilinçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Alkol sağlık, yemek, temizlik vb. bir çok alanda hayatımızda bulunduğundan ötürü erişimi kolay, bağımlılık yapan ve yıkıcı sonuçlara sebebiyet verdiğinden ötürü öngörü ve temkinli yaklaşılması gereken bir üründür. Sağlık adına yarar sağlamak isteyen insana zaten git alkol tüket demek saçmalıktan başka bir şey değildir. Sağlık için düzenli egzersiz, dengeli beslenme, vitamin dengesi ve elektrolit dengesini sağlamak yeterlidir. Konu alkol olduğu için konu alkol üzerinden yürütülmektedir, konu sağlıklı beslenme olsa idi konuda alkol kelimesinin geçmesi zaten mantıksız olurdu. Yaygın kullanımı konusunda haklısınız, bir önceki mesajımda da dediğim üzere ülkemizde bazı olumlu etkilerinden ziyade olumsuz etkisi olan sarhoşluk için tüketilmekte olan alkol, haftalık dozu tek seferde içen insanlardan dolayı ülkemizdeki hastalık yapan maddelerde listede en üst sırada bulunmakta. Sağlık için alkolü önermedim, önermiyorum, önermem. Sağlığa olan faydasını bahane sunarak zararlarını göz ardı da etmedim burada yanlış anlaşılma olmuş sanırsam. Alkol savunuculuğu değil tekrardan söylüyorum bilim savunuculuğu yapıyorum. Alkol hem yararlı, hem zararlıdır. Alkol tüketmeyin, tüketenlere de içme demeyin.Alkolü savunmak için kullanılan "doz" veya "özel tür" argümanları, alkolün tehlikeli etkilerini maskelemekten başka bir şey değildir. Sağlık adına yarar sağlamanın daha etkili, bilimsel ve risksiz yolları varken, bu tartışmayı alkol üzerinden yürütmek yalnızca bahanedir.
Bir maddenin az miktarda bir etkisi olduğu iddia edilse bile, bu onun toplumda yaygın kullanımını haklı çıkarmaz. Sağlık için alkolü öneren bir anlayış, bilime ters düştüğü gibi, etik bir perspektiften de sorunludur. Daha iyi ve kesin çözümler varken, alkol savunuculuğu yapmak rasyonel bir tavır değildir.
Kayda değer zararı yok demişim. İstanbul’da yaşamanın vücutta bıraktığı olumsuz etki çok daha fazladır muhtemelen.
- "Abartılmadığı sürece zararı yok." Alkol, az ya da çok, her miktarda karaciğere zarar verir. "Kararında içmek" bu gerçeği değiştirmez.
- "Ara sıra içmek sorun yaratmaz." Bu durum kişiye göre değişir. Genetik yatkınlık veya sağlık sorunları, az miktarda alkolün bile risk yaratmasına neden olabilir.
- "Koladan farkı yok." Alkol sinir sistemini etkiler, bağımlılık yapar ve insanı tehlikeye sokabilir. Kola sağlıksız olabilir, ama etkileri alkolle kıyaslanamaz.
NOT: "Burada kimseyi alkol içiyor diye suçlamıyorum, sadece yanlış bilgileri düzeltmek istiyorum."
Arkadaş okumadan ezbere cevap veriyor boşverKayda değer zararı yok demişim. İstanbul’da yaşamanın vücutta bıraktığı olumsuz etki çok daha fazladır muhtemelen.
İstisnalar harici diye de belirtmişim, ikinci maddede de bir problem göremiyorum.
Son olarak alkolün tüm olayı zaten sinir sistemini etkilemesi. Aksi durumda içilecek bir şey değil benim için. Ayrıca bağımlılık yaptığını da en azından ben görmedim. Evet böyle bir etkisi var, fakat aklı başında bir insanın bağımlı olması epey zor.