Dükkanda oturuyordum. Bir, dedem yaşında adam geldi. 2-3 motor hakkında soru sordu. Bir dedi ki:
“Bunların kullanım kılavuzu yok mu?”
Dedim:
“Abi, gaz var, fren var... Neyini öğrenmen lazım? Bilmediğin, anlamadığın yer varsa göster, anlatayım.”
E dedi:
“Bunlara kılavuz koymuyorlar o zaman.”
Dedim:
“Aldığında yoksa içinde yoktur.”
Bir anda “Ben şimdi anladım, Türkiye neden gelişmiyor.” dedi.
Dedim:
“Abi, dükkanımda doğru konuş. Almanı, İngilizi demem, yatırırım. Büyüğümsün, üsluplu davran. Saygılıyız diye başımıza da çıkartmam.”
Dedim:
“Şimdilik bir şey demeyeceğim olay çıkmasın diye, ama sen bunu meydan gibi bir yerde söylersen, ölünü biraz zor bulurlar.”
Sonra biraz gezdi, tekrar geldi.
Bu sefer:
“Ne oldu?” dedim.
“Gençler hiç çalışmıyor.” dedi.
Sordum:
“Dede, sen ne işi yaparsın?”
“Ben emekliyim.” dedi.
“Tamam, emeklilikten önce ne yapıyordun?” dedim.
“Madenciyim ben.” dedi.
Dedim:
“Bir madenciyle bir öğretmen, kasiyer, tekstilci aynı maaşı mı alıyor?”
“Gençler kahvelerde oturuyor, çalışmıyor.” dedi.
Dedim:
“Kaç genç var kahvede? Ben hiç görmüyorum. Yanlarından geçerken kahvede genelde +30, +40 yaş adamlar olur.”
Dedi ki:
“Onlar genç değil mi?”
Dedim:
“Saçı kalmamış, sakalı ak adam genç mi oluyor?”
“Olur, neden olmasın ki?” dedi.
Dedi:
“Siz, adam gibi adam var başınızda, sevmiyorsunuz.”
Kimden bahsettiğini herkes bence biliyor.
Neyse dedim:
“O adam gibi adamın ne hayrını gördün de sen, ben göremedim. Yol yaptı, cami yaptı... O gelmeden önce onlar yok muydu? Ne olacak, o adam geldi, ülke azıcık ilerledi… Ülkeyi mülteciyle doldurup katilleri salıp doları neredeyse 40 TL yaparak mı geliştirdi?”
Dedim:
“Arap veletlerin elini öpüp, baban yaşındaki adama el öptüren adam mı geliştirdi ülkeyi?”
“Tabii, kim geliştirdi başka?” diyor.
Dedim:
“Abi, sen Almanya’na dön. Bir daha gelme. Sen büyü de öyle konuşalım.”
“Genç.” dedi.
“Tamam abi, hoşça kalma. Bir daha görüşmemek umuduyla. Allah yolunu açık etmesin. Yallah
Kim haklı sizce
“Bunların kullanım kılavuzu yok mu?”
Dedim:
“Abi, gaz var, fren var... Neyini öğrenmen lazım? Bilmediğin, anlamadığın yer varsa göster, anlatayım.”
E dedi:
“Bunlara kılavuz koymuyorlar o zaman.”
Dedim:
“Aldığında yoksa içinde yoktur.”
Bir anda “Ben şimdi anladım, Türkiye neden gelişmiyor.” dedi.
Dedim:
“Abi, dükkanımda doğru konuş. Almanı, İngilizi demem, yatırırım. Büyüğümsün, üsluplu davran. Saygılıyız diye başımıza da çıkartmam.”
Dedim:
“Şimdilik bir şey demeyeceğim olay çıkmasın diye, ama sen bunu meydan gibi bir yerde söylersen, ölünü biraz zor bulurlar.”
Sonra biraz gezdi, tekrar geldi.
Bu sefer:
“Ne oldu?” dedim.
“Gençler hiç çalışmıyor.” dedi.
Sordum:
“Dede, sen ne işi yaparsın?”
“Ben emekliyim.” dedi.
“Tamam, emeklilikten önce ne yapıyordun?” dedim.
“Madenciyim ben.” dedi.
Dedim:
“Bir madenciyle bir öğretmen, kasiyer, tekstilci aynı maaşı mı alıyor?”
“Gençler kahvelerde oturuyor, çalışmıyor.” dedi.
Dedim:
“Kaç genç var kahvede? Ben hiç görmüyorum. Yanlarından geçerken kahvede genelde +30, +40 yaş adamlar olur.”
Dedi ki:
“Onlar genç değil mi?”
Dedim:
“Saçı kalmamış, sakalı ak adam genç mi oluyor?”
“Olur, neden olmasın ki?” dedi.
Dedi:
“Siz, adam gibi adam var başınızda, sevmiyorsunuz.”
Kimden bahsettiğini herkes bence biliyor.
Neyse dedim:
“O adam gibi adamın ne hayrını gördün de sen, ben göremedim. Yol yaptı, cami yaptı... O gelmeden önce onlar yok muydu? Ne olacak, o adam geldi, ülke azıcık ilerledi… Ülkeyi mülteciyle doldurup katilleri salıp doları neredeyse 40 TL yaparak mı geliştirdi?”
Dedim:
“Arap veletlerin elini öpüp, baban yaşındaki adama el öptüren adam mı geliştirdi ülkeyi?”
“Tabii, kim geliştirdi başka?” diyor.
Dedim:
“Abi, sen Almanya’na dön. Bir daha gelme. Sen büyü de öyle konuşalım.”
“Genç.” dedi.
“Tamam abi, hoşça kalma. Bir daha görüşmemek umuduyla. Allah yolunu açık etmesin. Yallah
Kim haklı sizce
