Birikmiş, birikmiş, doğum gününü de unutunca patlamış. Doğum günü hariç diğer günler bana kapitalist düzenin uydurması gibi geliyor. Örneğin; sevgililer günü ( en saçma gün, eşimle bir gün bile kutlamamışızdır.), anneler günü ( her zaman hatırlanmalı, saygılı davranılmalı. ), babalar günü ( aynı şekilde ) . Üstelik anne ve babasını kaybedenler için bu günler durduk yere psikolojik travma oluyor. Yılbaşı ( her 31.12’de yeni yıla girilecek, ertesi gün yine aynı hayatımıza devam edeceğiz. Bir rakamlar silsilesi değişti diye hayatımıza sihirli değnek değecek hali yok.)
Çiftler için kutlanması gereken ( doğum günleri harici) evlilik yıldönümleridir. tanışma yıldönümü, nişan yıl dönümü, ayrı yapılmışsa söz yıl dönümü … Bunlar kutlanmasa da olan günlerdir. Nişan yaparsın, bir gün sonra ayrılırsın. Ama evlenirken attığın imzanın geri sönüşü hem maddi hem de manevi açıdan çok meşakkatli olur.
Yeni nesil demek böyle. dümdüz yaşanıyor ilişkiler. Üsluba bakarsak, bu Kız için üzülmeye değmez. Ama senin üslup da hatalı. Zaten yürümezmiş ve yürümemiş. İkiniz için de hayırlısı neyse o olsun.