Kuranı Kerim'de ilginç hata buldum

Anlayamadığınız şeyleri atlayın, anladıklarınızdan devam edin. Takıldığnız yerde saymayın. Böyle ilerleyemezsiniz. Yerinizde sayarsanız, yolculuğunuz son bulmuş olur. Çok zeki olsaydınız zaten Doktora tezi yazıyor olurdunuz. Forum'da yazıyorsunuz anca.
 
Anlayamadığınız şeyleri atlayın, anladıklarınızdan devam edin. Takıldığnız yerde saymayın. Böyle ilerleyemezsiniz. Yerinizde sayarsanız, yolculuğunuz son bulmuş olur. Çok zeki olsaydınız zaten Doktora tezi yazıyor olurdunuz. Forum'da yazıyorsunuz anca.
Öyle şeymi olur hepsini anlayabilmemiz lazım açık açık ayrıca ben çok zekiyim demedim ki
 
Biz onu (Yunusu) yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. (Saffat 147)

-Allah haşa nasıl olurda bilmiyormuş gibi kaç kişiye peygamber olarak gönderildiğini bilemez, 100 bin VEYAHUT daha fazla diyebilir ?


Allah onların hepsini diriltip toplayınca, meleklere: "Bunlar mı size tapıyordu?" der. Melekler: "Haşa, bizim dostumuz onlar değil,
Sensin. Hayır; onlar bize değil cinlere tapıyordu, çoğu onlara inanıyorlardı" der.( Sebe 40-41)

- Şuraya bakın,sanki cevabı bilmiyormuş gibi meleklere danışıyor, meleklerde allaha hayır bize tapmıyordu diyip doğrusunu öğretiyor gibi konuşuyorlar.Niye böyle ?
Dostum 1. Cümlede Koskoca Allah(c.c) tam rakam mı verecekti. Olayı anlatmak için üzerine daha fazla değinmemiş o kadar. Atıyorum 143.278 kişi dese rahatlicak mısın yani?
 
Her şey oradan kaynaklanıyor. Çok zeki biri değilsin. Durum böyle olunca cahil kalıyoruz. Anlayamıyoruz.
Laf ebeliği yapacağına diğer insanlar gibi düzgünce cevap vermeyi dene.Daha sağlıklı bir tartışma ortamı olur yoksa dışardan bakan insanlar verdiğin saçma cevaplardan seviyen hakkında ileri geri konuşur
Mesajlar otomatik olarak birleştirildi:

Dostum 1. Cümlede Koskoca Allah(c.c) tam rakam mı verecekti. Olayı anlatmak için üzerine daha fazla değinmemiş o kadar. Atıyorum 143.278 kişi dese rahatlicak mısın yani?
Yahut kelimesini kullandığı içiin sanki emin değilmiş bilmiyormuş gibi bir anlam çıkıyor.Biz yunusu 100 bin ve çok daha fazlasına peygamber olarak gönderdik dese hiç bir sorun kalmayacak değil mi misal
 
Yanlış anlamayın, kimseyi küçük düşürmek ya da hakaret etmek için söylemiyorum. Ama bazıları gerçekten bunu fazlasıyla hak ediyor.

Sırf dine saldırmak uğruna, gördükleri her şeyi düşünmeden en yüzeysel anlamıyla alıp öyleymiş gibi gösteriyorlar. Biraz akıl yürütmek, araştırmak aslında hiç zor değil. Söyledikleri ayetleri açıp doğru düzgün inceleyip öğrenmek yerine, kolay yolu seçip çarpıtıyorlar.

Kur’an’ı, kötü niyet taşımadan, objektif bir şekilde ve Allah’ın insana verdiği akıl nimetini kullanarak okumak isteyen için anlamak aslında oldukça kolay. Ama bazıları ille de “koca bir dini yanlış çıkarırsam zeki görünürüm” kafasına giriyor. Oysa yaptıkları tek şey, boş konular acmak ve insanların akıllarını bulandırmak.
 
Benim öyle yazdığıma bakma, aslında ben de öyle inançlı biri değilim. Hatta ahzap 50 suresinden bile rahatsızlık duyan insanım.

Reis yanlış anlama ama sen de bu arkadaş gibi çok yüzeysel bakıyorsun; dönemin şartlarını ve asıl amaçları görmezden geliyorsun.

Çoğu insan Peygamberimizin evliliklerini kendi kafasıyla kıyaslıyor: “Harem kurmuş, zevk için yapmış” gibi yaklaşıyor. Sanki Peygamber de sıradan erkek gibi fesat düşünürmüş gibi. Halbuki bu tamamen yanlış. İnsanlar genelde kendinden yola çıkarak yorum yapıyor, olaylara karşı tarafın açısından bakmayı akıl edemiyor.


Bir de bazıları sanıyor ki Peygamber istediğini seçip alıyordu, kadınların iradesi yokmuş gibi. Oysa öyle değil; her evlilik iki tarafın rızasına dayalıydı. Burada asıl mesele, normalde Müslümanlara haram olan bazı akrabaların Peygamber’e helal kılınmasıydı.


Sebep çok açık: İslam toplumunu güçlendirmek. O dönem kabileler ve devletler evliliklerle ittifak kuruyordu. Peygamberimizin evlilikleri de çoğunlukla bu amaçla yapıldı. Hz. Hatice (r.a.) ile 25 yıl tek eşli yaşaması, 50 yaşından sonra —yani Peygamberlik döneminde— evliliklere başlaması bile bunu açıkça gösteriyor. Amaç nefs değil, İslam’ı büyütmekti.

🔹 Örnek:
  • Hz. Zeynep bint Cahş (r.a.): Halasının kızıydı.
  • Hz. Safiyye bint Huyey (r.a.) ve diğer eşleri ise Arap kabilelerinden veya başka topluluklardan geliyordu, yani akraba değillerdi.

⚠️ Önemli not: Peygamberimizin öz kardeşi, teyze, hala veya yeğeniyle evliliği yoktur. Kur’an’da yasaklanan derecedeki akrabalarla evlilik asla olmamıştır.

(Normalde Destan Gibi Uzun ve Detayli Yazmistim Ama Bu ne lan diyip okumassin diye chatgpt'ye Kisalta bilfigin Kadar Kisalt dedim son hali bu kadar asil halini sen dusun XD)

Ayrica bunada bakabilirsin:https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Ahzâb-suresi/3583/50-ayet-tefsiri
 
Son düzenleme:
Laf ebeliği yapacağına diğer insanlar gibi düzgünce cevap vermeyi dene.Daha sağlıklı bir tartışma ortamı olur yoksa dışardan bakan insanlar verdiğin saçma cevaplardan seviyen hakkında ileri geri konuşur
Mesajlar otomatik olarak birleştirildi:


Yahut kelimesini kullandığı içiin sanki emin değilmiş bilmiyormuş gibi bir anlam çıkıyor.Biz yunusu 100 bin ve çok daha fazlasına peygamber olarak gönderdik dese hiç bir sorun kalmayacak değil mi misal
Benimki laf ebeliği değil. Sen beni de anlayamıyorsun. Özet geçeyim. Allah cahilleri cennetine alıp ne yapacak?

Burası seçim dünyası. Çürükler çöpe, iyiler sepete.

Senin de iyi niyetli biri olduğunu zaten düşünmüyorum. Saf numarsı bize işlemez.
 
Özet birileri insanlığın sonunu görüp önlem almak için yazılar yazmaya başlamış ve nesiller boyu devam etmiş

🕰 Zaman Sırasına Göre Gök Tengri ve İslamiyet


  1. M.Ö. 3000 – M.Ö. 2000
    • Orta Asya’da Gök Tengri inancının ilk izleri görülür.
    • Türk boyları gökyüzüne, ay ve güneşe kutsallık yükler.
  2. M.Ö. 1000 – M.S. 1. yy
    • Hunlar, erken dönem Türk toplulukları Gök Tengri’ye tapar.
    • Kağanlıkların meşruiyeti “Tengri Kut” ile sağlanır.
  3. 6. yy (Göktürkler Dönemi)
    • Türük Bilge Kağan, Üze Kök Tengri Asra Yağız Yir Kılındukda” (Orhun Yazıtları) yazılır.
    • Tengri inancının en güçlü dönemi.
  4. 7. yy (610–632)
    • Hz. Muhammed’e vahiy gelir, İslamiyet başlar.
    • İslam önce Arabistan’da yayılır.
  5. 8.–9. yy
    • Orta Asya Türkleri hâlâ büyük ölçüde Tengricidir.
    • Uygurlar Maniheizm ve Budizm’e kayar.
  6. 9.–10. yy
    • Karahanlılar döneminde ilk toplu Türklerin İslam’a girişi olur (Satuk Buğra Han, 920’ler).
  7. 11.–13. yy
    • Büyük Selçuklu ve Osmanlı öncesi dönemlerde Türklerin çoğu artık Müslümandır.
    • Gök Tengri inancı folklor ve geleneklerde yaşamaya devam eder (ör. ay-yıldız sembolü).

🌌 Gök Tengri İnancı ile İslamiyet’in Benzerlikleri


  1. Tek Tanrı İnancı
    • Gök Tengri: “Üze kök Tengri” (Gökteki tek Tanrı).
    • İslamiyet: “Allah birdir, eşi benzeri yoktur.”
      ➝ İkisi de tek tanrı anlayışına dayanır.
  2. Yüce Tanrı’nın Gökte Olması
    • Tengri gökte yaşar, her şeyi görür.
    • İslam’da Allah göklerle ilişkilendirilir (ama mekândan münezzehtir).
      Gökyüzü merkezli kutsallık ortak.
  3. Kut / Kader Anlayışı
    • Tengri kağana “kut” (yönetme hakkı) verir.
    • İslam’da Allah, kullarına kader tayin eder.
      ➝ İkisi de kaderin Tanrı’dan geldiğini kabul eder.
  4. İbadet ve Dua
    • Gök Tengri’de eller göğe açılarak dua edilir.
    • İslam’da namaz ve dua yine göğe yöneliktir (kıble farklıdır ama eller yukarı açılır).
  5. Temizlik ve Kurban
    • Tengri inancında arınma, kurban kesme vardır.
    • İslam’da da abdest/temizlik ve kurban önemli ibadetlerdir.
  6. Doğruluk ve Adalet
    • Tengri: İnsan “törü”ye (doğru yol, adaletli yasa) uymalıdır.
    • İslam: İnsan Allah’ın şeriatine, adaletine uymalıdır.
  7. Ahiret Benzeri İnanç
    • Tengricilikte ölenler Yer-su (yeraltı) ya da uçmağa (cennete) gider.
    • İslam’da cennet ve cehennem vardır.

🌙☀️ Ay ve Güneş → Hilal Sembolü Bağlantısı


1.


  • Gök Tengri inancına göre:
    • Güneş: Hayat ve güç kaynağı, düzenin sembolü.
    • Ay: Geceyi aydınlatan, zamanı belirleyen kutsal cisim.
  • Ay ve Güneş, birlikte denge ve uyumu temsil eder.
  • Kağanlar, Güneş ve Ay’ın şahitliğine yemin eder, halk gökyüzüne saygı gösterirdi.

2.


  • Türkler İslamiyet’i kabul ettikten sonra:
    • Ay: Hilal şekline dönüşerek İslam’ın sembolü oldu.
    • Güneş: Hilalin yanında bazen dekoratif olarak kullanıldı.
  • Hilal, özellikle Osmanlı ve Türk İslam kültüründe önemli hale geldi.
  • Yani Ay ve Güneşin kutsallığı, İslam simgeleriyle kültürel bir şekilde devam etti.

3.


  • Türkler İslamiyet’e geçince:
    • Tengricilikteki kutsal gök cisimleri yerine Allah’a iman geldi.
    • Ama hilal ve yıldız, eski gök cisimlerinin önemini hatırlatan semboller olarak kaldı.
  • Bu yüzden Osmanlı bayrağı gibi simgelerde Ay ve yıldız, eski Türk inançlarının izlerini taşır.



📌 Özet:


  • Eski Türk inancı: Ay ve Güneş kutsaldı, Tengri’nin işaretleriydi.
  • İslam sonrası: Hilal ve yıldız simgeleri, bu eski kutsallığın güncellenmiş ve İslamileştirilmiş versiyonu olarak görülebilir.
 
Burası chatgbt mesajları ve bomboş mesajlar ile dolmuş bu forumda din ve felsefe etik bir şekilde konuşulmaz önceki konulara bakıldığında belli oluyor.
 
Soru cevaplancağı yerde konu sahibine laf çarpmaya çalışmışlar.Beyler cevaplayın geçin yok cahil yok saf rolü demeye gerek yok.
 
Özet birileri insanlığın sonunu görüp önlem almak için yazılar yazmaya başlamış ve nesiller boyu devam etmiş

🕰 Zaman Sırasına Göre Gök Tengri ve İslamiyet

  1. M.Ö. 3000 – M.Ö. 2000
    • Orta Asya’da Gök Tengri inancının ilk izleri görülür.
    • Türk boyları gökyüzüne, ay ve güneşe kutsallık yükler.
  2. M.Ö. 1000 – M.S. 1. yy
    • Hunlar, erken dönem Türk toplulukları Gök Tengri’ye tapar.
    • Kağanlıkların meşruiyeti “Tengri Kut” ile sağlanır.
  3. 6. yy (Göktürkler Dönemi)
    • Türük Bilge Kağan, Üze Kök Tengri Asra Yağız Yir Kılındukda” (Orhun Yazıtları) yazılır.
    • Tengri inancının en güçlü dönemi.
  4. 7. yy (610–632)
    • Hz. Muhammed’e vahiy gelir, İslamiyet başlar.
    • İslam önce Arabistan’da yayılır.
  5. 8.–9. yy
    • Orta Asya Türkleri hâlâ büyük ölçüde Tengricidir.
    • Uygurlar Maniheizm ve Budizm’e kayar.
  6. 9.–10. yy
    • Karahanlılar döneminde ilk toplu Türklerin İslam’a girişi olur (Satuk Buğra Han, 920’ler).
  7. 11.–13. yy
    • Büyük Selçuklu ve Osmanlı öncesi dönemlerde Türklerin çoğu artık Müslümandır.
    • Gök Tengri inancı folklor ve geleneklerde yaşamaya devam eder (ör. ay-yıldız sembolü).

🌌 Gök Tengri İnancı ile İslamiyet’in Benzerlikleri

  1. Tek Tanrı İnancı
    • Gök Tengri: “Üze kök Tengri” (Gökteki tek Tanrı).
    • İslamiyet: “Allah birdir, eşi benzeri yoktur.”
      ➝ İkisi de tek tanrı anlayışına dayanır.
  2. Yüce Tanrı’nın Gökte Olması
    • Tengri gökte yaşar, her şeyi görür.
    • İslam’da Allah göklerle ilişkilendirilir (ama mekândan münezzehtir).
      Gökyüzü merkezli kutsallık ortak.
  3. Kut / Kader Anlayışı
    • Tengri kağana “kut” (yönetme hakkı) verir.
    • İslam’da Allah, kullarına kader tayin eder.
      ➝ İkisi de kaderin Tanrı’dan geldiğini kabul eder.
  4. İbadet ve Dua
    • Gök Tengri’de eller göğe açılarak dua edilir.
    • İslam’da namaz ve dua yine göğe yöneliktir (kıble farklıdır ama eller yukarı açılır).
  5. Temizlik ve Kurban
    • Tengri inancında arınma, kurban kesme vardır.
    • İslam’da da abdest/temizlik ve kurban önemli ibadetlerdir.
  6. Doğruluk ve Adalet
    • Tengri: İnsan “törü”ye (doğru yol, adaletli yasa) uymalıdır.
    • İslam: İnsan Allah’ın şeriatine, adaletine uymalıdır.
  7. Ahiret Benzeri İnanç
    • Tengricilikte ölenler Yer-su (yeraltı) ya da uçmağa (cennete) gider.
    • İslam’da cennet ve cehennem vardır.

🌙☀️ Ay ve Güneş → Hilal Sembolü Bağlantısı

1.

  • Gök Tengri inancına göre:
    • Güneş: Hayat ve güç kaynağı, düzenin sembolü.
    • Ay: Geceyi aydınlatan, zamanı belirleyen kutsal cisim.
  • Ay ve Güneş, birlikte denge ve uyumu temsil eder.
  • Kağanlar, Güneş ve Ay’ın şahitliğine yemin eder, halk gökyüzüne saygı gösterirdi.

2.

  • Türkler İslamiyet’i kabul ettikten sonra:
    • Ay: Hilal şekline dönüşerek İslam’ın sembolü oldu.
    • Güneş: Hilalin yanında bazen dekoratif olarak kullanıldı.
  • Hilal, özellikle Osmanlı ve Türk İslam kültüründe önemli hale geldi.
  • Yani Ay ve Güneşin kutsallığı, İslam simgeleriyle kültürel bir şekilde devam etti.

3.

  • Türkler İslamiyet’e geçince:
    • Tengricilikteki kutsal gök cisimleri yerine Allah’a iman geldi.
    • Ama hilal ve yıldız, eski gök cisimlerinin önemini hatırlatan semboller olarak kaldı.
  • Bu yüzden Osmanlı bayrağı gibi simgelerde Ay ve yıldız, eski Türk inançlarının izlerini taşır.



📌 Özet:


  • Eski Türk inancı: Ay ve Güneş kutsaldı, Tengri’nin işaretleriydi.
  • İslam sonrası: Hilal ve yıldız simgeleri, bu eski kutsallığın güncellenmiş ve İslamileştirilmiş versiyonu olarak görülebilir.
Dediğiniz gibi aslında din denilen şeyin bir toplum islah etme kanunlarıdır diyebilir miyiz
 
Yeni mesajlar Yeni Konu Aç  

   

SON KONULAR

Çevrim içi yöneticiler

Forum istatistikleri

Konular
1,151,356
Mesajlar
10,375,400
Üyeler
183,104
Son üye
Qwerty10
Geri
Top