Neler Yeni

İnsanın evrimsel sürecinde ortaya çıkan anatomik hatalar

TyShame

80+ Silver
Katılım
19 Haziran 2024
Mesajlar
2,165
Dahası  
Reaksiyon skoru
852
İsim
Halil
İlgilendiği Kategoriler
Tarih, Felsefe, Mobil Bilgisayarlar, Oyunlar
Kusur ile hata arasındaki farkı bir türlü öğrenemediniz. Kusur estetikseldir ama hata hayatı etkiler. Ve bu saydığım hataların çoğu ve benzerleri diğer omurgalılarda da var, onlar da mı sınavdan geçiyor? :D Ve içinde bulunduğun dünyada bile kusur varsa diyorsun, içinde bulunduğum dünyayı da tasarlayan tanrı değil mi? Zaten verdiğin argümanların anti-tezini konu içerisinde yaptım. Konu içerisinde diyorum ki, "Ha eğer doğum sürecinin bu şekilde olmasına "imtihan dünyası diyecekseniz, aynı durum köpeklerde de mevcut. Hatta en trajik olan doğum süreci %60 ölüm riski ile sırtlanlara aittir. Köpekler ve sırtlanlar da mı imtihandan geçiyor o zaman? :D
Evet :) herkes geçiyor. Mükemmel dediğin evrim sürecine asla ulaşamayacaksın ayrıca ulaşmaya yaklaştığında bile ( ki bu genelde milyonları alır.) evrim devam ediyor olacak. Dünyanın evrimi içinde yaşadığın dünya sürekli değişiyor aynı mı kalıyor ? Müthiş zannediyorsun ama kırılgan yapının içinde. Önce insan vücudundan çok yaşadığın yere bak en ufak hata da en ufak olay da ölüp gidebilirsin diğer türlerle birlikte 😂. İçinde bulunduğum dünyayı da o yarattı zaten ama kusursuz yaratmamış işte dediğim gibi burda biraz da inanç mevzularına giriyor. Mesela kara madde nedir bana açıkla desem burda evrenin çekimini ve karanlıkta olan kara enerjiyi açıkla desem bana açıklayamazsın. Ha bilime gücümüz yetmiyor orası ayrı konu belki ileride anlayabileceğiz. Ben dinci bir insan olsamda bilim ile öğrenmeye çalışıyorum şöyle böyle olmuş diye işte sen herkesi aynı tuttuğun için görmüyor musun kafasına giriyorsun. Bak aynı kafa kökten dinci arkadaşlarda da vardır onlar da müslümansın nasıl evrimi işte genel bilimi kabul ediyorsun kafasına girer😂 o senin hata dediğin kusur dediğin organlar da tarihsel gelişimimizin bir parçası zamanla ne olacağını bilemeyiz dediğim gibi. Sen tanrı neden herşeyi kusursuz ip gibi yaratmadı düşüncesine girmişsin mantıklı da düşünüyorsun ama dönemsel mantıklı bu düşünce ara ara herkese gelir gider 😂 dik yürüyebilmen için omurganın değişimi 1.2 milyon yıl aldı ondan sonra da gelişimini tamamladı hatasız diyemezsin çünkü ne en ufak olayda fıtık oluyosun 😂
 
Katılım
27 Haziran 2024
Mesajlar
119
Dahası  
Reaksiyon skoru
36
İsim
Abdükadir
Tabii anlatayım. Öncelikle 3.8 milyar yıl (3.800.000.000+) sürmüş olan kademeli değişimler ile bugünkü halimize ulaştık. Yani aşağıdaki anlatacaklarım 3.8 milyar yıl içerisinde yaşanmış olanların kısa bir özetidir. Detay istiyorsan detaylı araştırmalar yapabilirsin.

Dünya'nın erken dönemlerinde, basit kimyasal bileşikler (su, metan, amonyak) enerji kaynakları (yıldırımlar, volkanik aktivite) sayesinde karmaşık organik moleküllere dönüştü. Kendini kopyalayabilen ilk RNA molekülleri, genetik bilginin aktarımını sağladı. Lipid zarlar içinde kendini koruyabilen bu moleküller, prokaryot adı verilen ilk basit hücreleri oluşturdu. Bazı prokaryotların birbirini yutmasıyla, mitokondri ve kloroplast gibi organeller oluştu. Bu, ökaryotik hücrelerin ortaya çıkışını sağladı. Mikrotübüller ve aktin filamentler sayesinde hücreler şekil değiştirebildi ve hareket edebildi. Tek hücreliler, koloniler oluşturarak iş bölümü yapmaya başladı. Bazı hücreler beslenme, bazıları koruma, bazıları ise üreme görevini üstlendi. Vücut planını düzenleyen HOX genleri, farklı dokuların oluşumunu sağladı.
Kambriyen patlaması ile birlikte çeşitli vücut planları hızla ortaya çıktı. İlk omurgalılar olan balıklar, kemikli iskelet ve çeneler geliştirdi.
Sonrasında karaya geçiş gerçekleşti. Tiktaalik gibi geçiş formları, yüzgeçlerin nasıl bacaklara dönüştüğünü gösteriyor. Bunun hakkında da detaylı araştırma yapabilirsin. Dinozorlar çağında küçük memeliler, metabolizmalarını geliştirerek hayatta kaldı. Plasenta evrimi yavruların anne karnında daha uzun süre beslenebilmesine olanak sağladı. Koku alma ve dokunma duyularının gelişmesiyle beyin hacmi arttı ve milyonlarca yıl sonra primatlar ortaya çıktı. Taş alet kullanımı (Homo habilis), ateşin kontrolü (Homo erectus), dilin gelişimi (Homo sapiens) ile insan beyni hızla gelişim sağladı.
Soyut düşünce, sanat ve sembolik iletişim ile bilişsel devrim yarattık. Yerleşik yaşama geçtik ve uygarlıklar kurduk.

Bu kadar uzun ve detaylı bir sürecin özeti ancak bu kadar oluyor, eğer daha fazla detay öğrenmek istiyorsan bol bol okuman ve araştırman gerek. Tabii burada da okumayı ve öğrenmeyi sevip sevmemen büyük bir rol oynuyor.
Mesaj otomatik birleştirildi:


Mesela size canlı kanlı bir örnek. Okumaktan nefret ederseniz ve bilimle hiçbir alakanız olmazsa böyle olursunuz maalesef.
Mesaj otomatik birleştirildi:


Yahu eğer tanrı senin dediğin gibi evrime müdahale ediyorsa neden körelmiş organlar var diye sordun mu kendine hiç? Bu organları körelmeyecek şekilde tasarlayamıyor muydu her şeye gücü yeten tanrı? Ve konuda anlattığım uzuv ve organların yarısından fazlası körelmemiş, yanlış şekilde tasarlanmış sistemler. Yani sen şuan konunun yalnızca yarısını eleştiriyorsun, geri kalan kısmı nerede?
Bu savunmaya bakarsak başka insani varlıkların olmasıda lazım ya bugün ki yapımıza göre daha gelişmiş yada eksik kalmış neyse dediğim gibi başarılar hiç kafa açma Total 65 yıl kadar ömrüm varsa bu saçmalığa harcayamam
Mesaj otomatik birleştirildi:

Evrim saçmalık değildir. Aksine Allah'ın varlığına en önemli delildir. Kuran'da "Gerçekten biz insanı pişmemiş kuru çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık." der. Evrim teorisi de ilk canlının sudan başlayarak karaya geçişini diye devam eder.

Sen inandığın Allah'ın bu koca evreni yaratabileceğine inanıyorsun da, o evrendeki küçük bir gezegen içindeki canlıları evrimle yaratabileceğine neden inanmıyorsun. Her şeye gücü yetmez mi? İstese böyle de yaratamaz mı?
Burada bahsi geçen evrim yaratıcıyı inkâr eden evrim senin bahsettiğim konumuzla alakalı yalnız bahsedilen evrimden uzak
 
Son düzenleme:

TayyarCR

80+
Katılım
28 Haziran 2024
Mesajlar
334
Dahası  
Reaksiyon skoru
149
İsim
yolcu arslan
Bir iki anatomik hata bırakayım.

1743672412121.png


1743672457884.png


1743672470456.png


1743672483393.png


1743672588027.png


1743672597810.png


1743672654450.png


Baksana şunlara altın oranlı tam orantılı ve simetrik oluşan anatombik hatalarla dolu. Sizi anatombik hatalar siziii.


O, biri diğeriyle 'tam bir uyum' (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk' (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun?

Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk sure 3-4)
 

X SHADOW X

80+ Bronze
Katılım
15 Ocak 2025
Mesajlar
702
Dahası  
Reaksiyon skoru
250
İsim
Oğuzhan
O kadar hata sayıyoruz birisi çıkıyor "sen daha dün kitap okumaya başlamışsın yeğenim" diyerek tüm argümanlarımı bitirdiğini sanıyor. Bunlara cevap vermeye bile değmez, yazık.
Cevap veremiyorsun çünkü kardeşim, aynı şeyleri tekrar ettiğininin farkında bile değilsin.
Mesaj otomatik birleştirildi:

O kadar hata sayıyoruz birisi çıkıyor "sen daha dün kitap okumaya başlamışsın yeğenim" diyerek tüm argümanlarımı bitirdiğini sanıyor. Bunlara cevap vermeye bile değmez, yazık.
Daha dün kitap okumaya başladığın yazdığım cümleyi anlamamandan belli, sen ve senin gibilerden kimse cevap beklemiyor.Hâlâ diyorsun ki o kadar "hata sayıyoruz" yazdığım cümleyi sen bı 5 defa oku bonus olarakta şunu söyliyim dünyada hiçbirşey hatalı değildir her birinin bir görevi yaratılma unsuru var.
 
Son düzenleme:

Montofteam

80+ Bronze
Katılım
1 Ocak 2023
Mesajlar
1,686
Dahası  
Reaksiyon skoru
758
İsim
Eren
İnsan vücudu, evrimsel sürecin kör ve kademeli doğasını yansıtan hatalar taşır (Not: Bu saydığım tüm tasarım hataları evrimin doğal ve kaçınılmaz sonuçlarıdır. Hepsinin evrimsel süreçte neden yaşandığıyla ilgili bilimsel açıklamalar mevcuttur.):
Ters Retina: Gözdeki fotoreseptörler, sinirlerin arkasında kalır ve kör noktaya sebebiyet verir. Karaya geçişin yarattığı bir hatadır. Balıklarda tamamen doğru bir dizilim vardır. Miyop ve astigmatı anlatmaya gerek yok herhalde.
Varis ve Fıtık: İki ayaklılığa geçişin bedelidir. Toplardamar kapakçıkları ve karın kasları yetersiz kalır.
20'lik Dişler: Atalarımızın çenesi daha genişti ve sert bitkileri çiğnemeye uygundu. Ateşin keşfiyle besinler yumuşadı, çene kasları küçüldü, çene kemikleri daraldı ancak diş sayısı aynı kaldı. Dolayısıyla 20'lik dişlere yer kalmadı. Ve bu fazlalık olan dişler çenede sıkışıp diş eti altında kalır, diş dizilimini bozar, ağrı yapar, ve hatta tam çıkamayan bir yirmilik diş, bakteri yuvası olur. Bu evrimin bir sonucudur. Bazı insanlarda hiç çıkmaması, evrimin bu dişleri eleme sürecinde olduğunu gösterir.
Apandis: Atalarımızda selüloz sindirimi yapan organ, insanda işlevsizleşmiştir. Ve insanda işlevsiz olmasına rağmen patlama riski vardır.
Omurga: Dört ayak üzerinde yürüyen atalarımızdan miras kaldığı için iki ayağa kalkmaya pek uygun değildir. Bu yüzden bel ağrısı kaçınılmazdır, çünkü omurga aslında ağırlığı taşımak için değil, dört ayak üzerinde durmak için evrimleşmiştir. Fıtık ve disk kaymaları yaygındır, çünkü omurlar üst üste dizildiğinde fazla baskıya maruz kalır. Skolyoz ve kamburluk sık görülür, çünkü omurga dik durmaya tam adapte olamamıştır. Ne kadar da mükemmel bir tasarım, değil mi?
Diz eklemleri: Tanrı bize "Diz eklemlerini en zayıf şekilde birleştireyim, menisküs yırtılsın, ACL koparılsın. Sporcular ömrünü ameliyatla geçirsin." demiş resmen. Asıl sebebi ise basit, atalarımız dört ayak üzerinde yürürken dizler daha az yük taşıyordu. İki ayak üzerinde dik durunca diz eklemi aşırı yüke maruz kaldı. Ancak evrim bu yeni duruma tam uyum sağlayamadı.
Ölüm, acı ve travma içeren insan doğumu: İnsan doğumu, memeliler arasında en acılı ve ölümlü olanlardan biridir. Bunun temel nedeni, insanın dört ayaklıdan iki ayaklıya evrimleşirken daralmış olan pelvis yapısıdır. Sırf bu yüzden bebeğin başı annenin pelvisine sığmayabilir bu da sezaryen gerektirir. Son 300 bin yıldır milyonlarca anne ve bebek sırf bu sebepten dolayı öldü. Ve insan yavruları, diğer primatlara kıyasla daha sık ters pozisyonda doğar, bu da komplikasyon riskini artırır. Süper bir tasarım gerçekten. Ha eğer saçma bir şekilde "imtihan dünyası" falan diyecek olursanız, aynı durum köpeklerde de mevcut. Hatta en trajik olan doğum süreci sırtlanlara aittir, %60 ölüm riski vardır. Köpekler ve sırtlanlar da mı imtihandan geçiyor o zaman? :D
Farengiyal Yarıklar: İnsan embriyosunda, balıklardaki solungaç yarıklarının homolog yapıları geçici olarak oluşur.
Kuyruk Sokumu: Ortak atalarımızın denge ve iletişim için kullandıkları kuyruklar iki ayaklılığa geçişte işlevsizleşti ve köreldi. Bu bölge düşme sonucu kırılabilir, kronik ağrı yapabilir. Embriyo döneminde insan embriyosu 4-5. haftada gerçek bir kuyruk geliştirir, sonra gerileyerek körelir. Ortak atalarımızdan mirastır.
Nefes ve yemek borusu: Tanrı bize "Nefes borusu ile yemek borusunu aynı yere koydum, kim ölürse ölsün." demiş resmen. İnsan anatomisinin en büyük tasarım facialarından biri, nefes borusu ve yemek borusunun aynı girişi paylaşması. Bu durum gereksiz yere boğulma riskini artırır, yutkunma mekanizmasını karmaşıklaştırır ve hatta ölümcül kazalara yol açabilir.
Çöp DNA (Pseudogenler): İnsanda işlevsiz olan GULO geni (C vitamini sentezleyen gen) diğer primatlarla aynı mutasyonu paylaşır. Bu gen tamamen gereksizdir ve ortak atadan miras kaldığı kanıtlıdır.
Endojen Retrovirüsler (ERV'ler): Viral DNA parçaları, türlerin genomlarına rastgele bulaşır. İnsan ve şempanze genomlarında aynı ERV'lerin aynı pozisyonda bulunması ortak atadan geldiğimizi gösterir. Eğer insan özel yaratıldıysa, neden genlerimizde şempanzelerle ortak viral enfeksiyonların izleri var? Tanrı bize virüs bulaştırmış olabilir mi? Ve HERV-K104, insan ve şempanzede tamamen aynı lokasyondadır. Yani yalnızca bizim türümüzün tanrı tarafından yaratılmış olması ve bunların tesadüfen benzer olmuş olma olasılığı sıfıra yakındır.

Bu hatalar "Allah'ın akıllı tasarımı" iddiasıyla bağdaşmaz, ancak evrimle mükemmel uyumludur. Bu özellikler evrimsel sürecin mirasıdır ve insanın "özel" yaratıldığı iddiasıyla çelişir. Ve eğer insan özel olarak yaratılmadıysa ve tanrı evrimsel sürece dahi müdahalede bulunmuyorsa, işte o zaman tanrı ya yoktur ya da bizi umursamıyordur.
Benim üstte yazdığım mesajada yorum yapar mısın? Ne diyeceksin merak ediyorum.
 

sontoxic

80+ Bronze
Katılım
1 Temmuz 2024
Mesajlar
787
Dahası  
Reaksiyon skoru
328
İsim
Semih
Instagram
son.toxic
Tabii anlatayım. Öncelikle 3.8 milyar yıl (3.800.000.000+) sürmüş olan kademeli değişimler ile bugünkü halimize ulaştık. Yani aşağıdaki anlatacaklarım 3.8 milyar yıl içerisinde yaşanmış olanların kısa bir özetidir. Detay istiyorsan detaylı araştırmalar yapabilirsin.

Dünya'nın erken dönemlerinde, basit kimyasal bileşikler (su, metan, amonyak) enerji kaynakları (yıldırımlar, volkanik aktivite) sayesinde karmaşık organik moleküllere dönüştü. Kendini kopyalayabilen ilk RNA molekülleri, genetik bilginin aktarımını sağladı. Lipid zarlar içinde kendini koruyabilen bu moleküller, prokaryot adı verilen ilk basit hücreleri oluşturdu. Bazı prokaryotların birbirini yutmasıyla, mitokondri ve kloroplast gibi organeller oluştu. Bu, ökaryotik hücrelerin ortaya çıkışını sağladı. Mikrotübüller ve aktin filamentler sayesinde hücreler şekil değiştirebildi ve hareket edebildi. Tek hücreliler, koloniler oluşturarak iş bölümü yapmaya başladı. Bazı hücreler beslenme, bazıları koruma, bazıları ise üreme görevini üstlendi. Vücut planını düzenleyen HOX genleri, farklı dokuların oluşumunu sağladı.
Kambriyen patlaması ile birlikte çeşitli vücut planları hızla ortaya çıktı. İlk omurgalılar olan balıklar, kemikli iskelet ve çeneler geliştirdi.
Sonrasında karaya geçiş gerçekleşti. Tiktaalik gibi geçiş formları, yüzgeçlerin nasıl bacaklara dönüştüğünü gösteriyor. Bunun hakkında da detaylı araştırma yapabilirsin. Dinozorlar çağında küçük memeliler, metabolizmalarını geliştirerek hayatta kaldı. Plasenta evrimi yavruların anne karnında daha uzun süre beslenebilmesine olanak sağladı. Koku alma ve dokunma duyularının gelişmesiyle beyin hacmi arttı ve milyonlarca yıl sonra primatlar ortaya çıktı. Taş alet kullanımı (Homo habilis), ateşin kontrolü (Homo erectus), dilin gelişimi (Homo sapiens) ile insan beyni hızla gelişim sağladı.
Soyut düşünce, sanat ve sembolik iletişim ile bilişsel devrim yarattık. Yerleşik yaşama geçtik ve uygarlıklar kurduk.

Bu kadar uzun ve detaylı bir sürecin özeti ancak bu kadar oluyor, eğer daha fazla detay öğrenmek istiyorsan bol bol okuman ve araştırman gerek. Tabii burada da okumayı ve öğrenmeyi sevip sevmemen büyük bir rol oynuyor.
benim bundan anladığım her şey bir tesadüftü ve bu noktalara kadar geldi
pek mantıklı bulamadım
 

penthaL

80+
Katılım
29 Ekim 2024
Mesajlar
148
benim bundan anladığım her şey bir tesadüftü ve bu noktalara kadar geldi
pek mantıklı bulamadım
Demek ki anlayamamışsın. Moleküller bir araya gelerek periyodik tablodaki tüm kompleks elementleri, hatta bu elementler de su gibi kompleks bileşikleri oluşturabiliyor ama sen milyonlarca yıl içerisinde amino asitlerin ve nükleotit gibi bileşiklerin oluşmasını, bu bileşiklerin de ilkel hücreleri oluşturmasını "tesadüf" olarak görüyorsun.

Sen okumayı ve araştırmayı sevmediğin için onlarca makale ve kitap ile anlatılan şeyleri sana 5 satırda anlatmaya çalıştım çünkü müslümanların çoğu gibi sen de okumayı ve araştırmayı, kendi kendine bilgi sahibi olmayı hiç sevmiyorsun. Detaylara hakim olmadığın için tesadüfi olduğunu zannediyorsun ki tesadüfi olduğunu zannetmen için hiçbir sebep yok.

Neyse dostum sen neye inanıyorsan ona inanmaya devam et ve asla bir şeyler hakkında okuyup bilgi sahibi olma, tamam mı?
Mesaj otomatik birleştirildi:

Sana şunu söyleyeyim nasıl evrim yok diyenler max 100 olmadı bin yıla bakıp yorum yapıyor bence sen de olması gerektiğinden daha kısa zamana bakıyorsun. Mesela retina hakkında https://evrimagaci.org/omurgali-ret...efqA_Dm0oXOVKIrzfa8DGP97nXTt5XXRyaDnL34ZPDJW5 okursan aslında senin hata olarak değerlendirdiğin şeyin nasıl atalarının hayatta kalmasında faydası olduğunu anlarsın. Çoğu şeyde de böyle aslında evrim dediğin belirli bir dönüşüm veya yazılı bir sistem değildir fakat birikimli bi sistemdir. Evrim canlı bazında olmaz ama tek tek bireylerin küçük küçük gen aktarımıyla gerçekleşir. Aslında asıl müslüman olma sebebim olarak dini tecrübe diyebilirim ama evrimin bu kadar rastgele gözükmesine rağmen düzenli oluşu da kesinlikle etkili.
Dostum öncelikle bu attığın linkteki bulgu Amerikan Fizik Cemiyeti'nde sunulan ve hakemli bir dergide yayınlanmamış bir ön bulgu. APS toplantıları, genellikle erken aşamadaki araştırmaların tartışıldığı platformlardır. Müller hücrelerinin ışığı fotoreseptörlere odaklayan bir "fiber optik" işlevi görebileceği şekilde evrimleşmiş olması modelleme ve deneysel verilerle destekleniyor ama kesin kanıt için daha fazla çalışma gerekiyor. Konuda da zaten sadece göz üzerine eleştiri yapmadım. Cımbızla bir tanesini çekip tüm argümanlarımı çürüttüğünü zannetmişsin.

Ve "evrimin bu kadar rastgele gözükmesine rağmen düzenli oluşu müslüman olmamda etkili" demişsin. Yahu zaten evrim doğaya adapte şekilde gelişir. Yani tamamen rastgele ve başarısız, allak bullak bir süreç olduğunu söylemiyoruz zaten. Ama bu süreç kör olduğu için ve bir tanrı tarafından yönetilmediği için konuda saydığım hatalar ve handikaplar meydana geliyor. Bu durumda da evrime tanrının müdahale etmediğini rahatlıkla anlayabiliyoruz.
Mesaj otomatik birleştirildi:

Cevap veremiyorsun çünkü kardeşim, aynı şeyleri tekrar ettiğininin farkında bile değilsin.
Evet dostum sana cevap veremiyorum ya çok zekisin maşaallah yazdıklarından bilim akıyor vallahi.
 
Son düzenleme:

Montofteam

80+ Bronze
Katılım
1 Ocak 2023
Mesajlar
1,686
Dahası  
Reaksiyon skoru
758
İsim
Eren
Demek ki anlayamamışsın. Moleküller bir araya gelerek periyodik tablodaki tüm kompleks elementleri, hatta bu elementler de su gibi kompleks bileşikleri oluşturabiliyor ama sen milyonlarca yıl içerisinde amino asitlerin ve nükleotit gibi bileşiklerin oluşmasını, bu bileşiklerin de ilkel hücreleri oluşturmasını "tesadüf" olarak görüyorsun.

Sen okumayı ve araştırmayı sevmediğin için onlarca makale ve kitap ile anlatılan şeyleri sana 5 satırda anlatmaya çalıştım çünkü müslümanların çoğu gibi sen de okumayı ve araştırmayı, kendi kendine bilgi sahibi olmayı hiç sevmiyorsun. Detaylara hakim olmadığın için tesadüfi olduğunu zannediyorsun ki tesadüfi olduğunu zannetmen için hiçbir sebep yok.

Neyse dostum sen neye inanıyorsan ona inanmaya devam et ve asla bir şeyler hakkında okuyup bilgi sahibi olma, tamam mı?
Mesaj otomatik birleştirildi:


Dostum öncelikle bu attığın linkteki bulgu Amerikan Fizik Cemiyeti'nde sunulan ve hakemli bir dergide yayınlanmamış bir ön bulgu. APS toplantıları, genellikle erken aşamadaki araştırmaların tartışıldığı platformlardır. Müller hücrelerinin ışığı fotoreseptörlere odaklayan bir "fiber optik" işlevi görebileceği şekilde evrimleşmiş olması modelleme ve deneysel verilerle destekleniyor ama kesin kanıt için daha fazla çalışma gerekiyor. Konuda da zaten sadece göz üzerine eleştiri yapmadım. Cımbızla bir tanesini çekip tüm argümanlarımı çürüttüğünü zannetmişsin.

Ve "evrimin bu kadar rastgele gözükmesine rağmen düzenli oluşu müslüman olmamda etkili" demişsin. Yahu zaten evrim doğaya adapte şekilde gelişir. Yani tamamen rastgele ve başarısız, allak bullak bir süreç olduğunu söylemiyoruz zaten. Ama bu süreç kör olduğu için ve bir tanrı tarafından yönetilmediği için konuda saydığım hatalar ve handikaplar meydana geliyor. Bu durumda da evrime tanrının müdahale etmediğini rahatlıkla anlayabiliyoruz.
Mesaj otomatik birleştirildi:


Evet dostum sana cevap veremiyorum ya çok zekisin maşaallah yazdıklarından bilim akıyor vallahi.
"Cımbızla bir tanesini çekip tüm argümanlarımı çürüttüğünü zannetmişsin." Yok hayır öyle bir amacım olmadı fakat asıl değinmek istediğim noktayı kaçırmışsın. Ben demek istiyorum ki evrimin gerçekleşmesi sonucu o evrimsel süreçte kazandığı veya kaybettiği özelliği hayatta kalmak için kullanmak zorunda. Yani belki mükemmel bir değişim dönüşüm olmasa bile evrimin her zaman "iyi" bir özellik oluşturmasa da kötünün iyisini seçerek ilerlemesi ve senin olarak nitelendirdiğin özelliklerin bir noktada atanlarının hayatta kalmasında etkili olduğu bir gerçek.

Din konusuna gelirsek insanın "özel" yaratılmasıyla çelişki olduğunu söylüyorsun ama senin bunu söylemen için evrime bakmana gerek yok aksine senin bakış açın şu anki engelleri insanlara bakarak da bu yorumu yapabilir bu noktada da şu yazıyı okursan ön yargılı olma lütfen ne dediğimi daha iyi anlarsın https://www.google.com/amp/s/sorula...ni-en-guzel-bir-sekilde-yarattik-mealinde?amp
 

penthaL

80+
Katılım
29 Ekim 2024
Mesajlar
148
"Cımbızla bir tanesini çekip tüm argümanlarımı çürüttüğünü zannetmişsin." Yok hayır öyle bir amacım olmadı fakat asıl değinmek istediğim noktayı kaçırmışsın. Ben demek istiyorum ki evrimin gerçekleşmesi sonucu o evrimsel süreçte kazandığı veya kaybettiği özelliği hayatta kalmak için kullanmak zorunda. Yani belki mükemmel bir değişim dönüşüm olmasa bile evrimin her zaman "iyi" bir özellik oluşturmasa da kötünün iyisini seçerek ilerlemesi ve senin olarak nitelendirdiğin özelliklerin bir noktada atanlarının hayatta kalmasında etkili olduğu bir gerçek.

Din konusuna gelirsek insanın "özel" yaratılmasıyla çelişki olduğunu söylüyorsun ama senin bunu söylemen için evrime bakmana gerek yok aksine senin bakış açın şu anki engelleri insanlara bakarak da bu yorumu yapabilir bu noktada da şu yazıyı okursan ön yargılı olma lütfen ne dediğimi daha iyi anlarsın https://www.google.com/amp/s/sorularlaislamiyet.com/kuran-i-kerimin-bir-cok-yerinde-suphesiz-ki-biz-insani-en-guzel-bir-sekilde-yarattik-mealinde?amp
Bu sunduğun argümanlar konu içerisinde saydığım organ ve uzuvların yalnızca birkaçı için geçerli. Ben de diyorum ki evrimin bu kadar handikaplı ilerliyor oluşunun sebebi evrimin tamamen kör bir süreçten ibaret olması, tanrı müdahalesinin olmaması. Yoksa senin kafandaki tanrı profili evrime müdahalede bulunamayacak kadar aciz mi? Hepsini geçtim doğum sürecinin insanda ve diğer çoğu hayvanda bu kadar acılı ve ölümlü olacak şekilde evrimleşmiş olmasını nasıl açıklıyorsun? Sunduğun argümanların hiçbir elle tutulur yanı yok.
 

Montofteam

80+ Bronze
Katılım
1 Ocak 2023
Mesajlar
1,686
Dahası  
Reaksiyon skoru
758
İsim
Eren
Bu sunduğun argümanlar konu içerisinde saydığım organ ve uzuvların yalnızca birkaçı için geçerli. Ben de diyorum ki evrimin bu kadar handikaplı ilerliyor oluşunun sebebi evrimin tamamen kör bir süreçten ibaret olması, tanrı müdahalesinin olmaması. Yoksa senin kafandaki tanrı profili evrime müdahalede bulunamayacak kadar aciz mi? Hepsini geçtim doğum sürecinin insanda ve diğer çoğu hayvanda bu kadar acılı ve ölümlü olacak şekilde evrimleşmiş olmasını nasıl açıklıyorsun? Sunduğun argümanların hiçbir elle tutulur yanı yok.
Hocam sen nerden biliyorsun bunların birer kusur olduğunu yav insanlar arasında bile herhangi bir şeyin iyiliği, kötülüğü, eksikliği veya başka bir özelliği sınıflandıralamamışken senin düşüncelerinin veya insanlığın düşüncelerinin gerçekten mutlak doğru olabilme şansı var mı?

Şöyle düşün elektrik devresinde anahtarın görevi nedir gerektiğin akımın iletimi tamamlamak eğer sen anahtarı kapatmana rağmen akım iletilemiyorsa bu anahtar "kusurlu"dur.
Aynı şekilde evrimin doğadaki görevi nedir türün ve canlının hayatta kalmasını sağlamak ve şu an sen ben bunları yazıyorsak tam olarak evrimdeki "kusur" nedir?

Sen istiyorsun ki evrim bizi fiziksel ve zihinsel olarak hep en en üst noktaya getirsin ama öyle bir şey yok evrim zaten öyle bir şey değil. Bakış açını azıcık genişlet hocam tek gerçek tek temel neden evrim değil. Allahı ve sıfatlarını arayacaksanda sadece evrimin içinde değil tüm evrende arayacaksın neden sadece evrimin basamaklarını alıp tüm evren oymuş gibi davranıyorsun? Belli ki bulamamışsın basamaklarında çünkü bakmakla görmek bir değil her baktığın şeyi görüp anlayamazsın senin insan olarak bir sınırın var.

Ve son olarak evrime müdahale edemiyecek seviyede aciz demişsin orda da şu sorun çıkıyor evrim zaten allah yaratmasından geliyor ben başta demedim mi evrimin bu kadar düzensiz görünmesine rağmen evrimin bütünsel olarak düzeni beni dine yöneltti diye kastım buydu.

Eğer hala sunduklarımın basit geçersiz argümanlar olduğunu düşünüyorsan kendimi sana iyi şekilde ifade edememişimdir.
 

tekino

80+ Bronze
Katılım
10 Şubat 2022
Mesajlar
1,316
Dahası  
Reaksiyon skoru
538
İsim
Tekin Ayber
Evrim yoktur, devrim vardır :p

Bilimde, fende ve her türlü alanda devrim hedeflenmeli...

Başkalarının ne uydurduğu değil, benim ne uydurduğum önemli. En önemli benim bana göre, darwin değil :D

Konu sahibi çirkin olabilir, bir çok yönden hatalı veya noksanlığını düşünebilir ama bu onu sadece ezik yapar ve herkesi de kendisi gibi ezik görmemeli eğer kendini toparlayabilirse ve tabiata da güzel bakabilirse daha iyi olur bence. Açıkçası yazdıklarını okumadım bile, başlık yeterli.
 

Starlex

80+ Silver
Katılım
23 Ağustos 2022
Mesajlar
2,327
İnsan vücudu, evrimsel sürecin kör ve kademeli doğasını yansıtan hatalar taşır (Not: Bu saydığım tüm tasarım hataları evrimin doğal ve kaçınılmaz sonuçlarıdır. Hepsinin evrimsel süreçte neden yaşandığıyla ilgili bilimsel açıklamalar mevcuttur.):
Ters Retina: Gözdeki fotoreseptörler, sinirlerin arkasında kalır ve kör noktaya sebebiyet verir. Karaya geçişin yarattığı bir hatadır. Balıklarda tamamen doğru bir dizilim vardır. Miyop ve astigmatı anlatmaya gerek yok herhalde.
Varis ve Fıtık: İki ayaklılığa geçişin bedelidir. Toplardamar kapakçıkları ve karın kasları yetersiz kalır.
20'lik Dişler: Atalarımızın çenesi daha genişti ve sert bitkileri çiğnemeye uygundu. Ateşin keşfiyle besinler yumuşadı, çene kasları küçüldü, çene kemikleri daraldı ancak diş sayısı aynı kaldı. Dolayısıyla 20'lik dişlere yer kalmadı. Ve bu fazlalık olan dişler çenede sıkışıp diş eti altında kalır, diş dizilimini bozar, ağrı yapar, ve hatta tam çıkamayan bir yirmilik diş, bakteri yuvası olur. Bu evrimin bir sonucudur. Bazı insanlarda hiç çıkmaması, evrimin bu dişleri eleme sürecinde olduğunu gösterir.
Apandis: Atalarımızda selüloz sindirimi yapan organ, insanda işlevsizleşmiştir. Ve insanda işlevsiz olmasına rağmen patlama riski vardır.
Omurga: Dört ayak üzerinde yürüyen atalarımızdan miras kaldığı için iki ayağa kalkmaya pek uygun değildir. Bu yüzden bel ağrısı kaçınılmazdır, çünkü omurga aslında ağırlığı taşımak için değil, dört ayak üzerinde durmak için evrimleşmiştir. Fıtık ve disk kaymaları yaygındır, çünkü omurlar üst üste dizildiğinde fazla baskıya maruz kalır. Skolyoz ve kamburluk sık görülür, çünkü omurga dik durmaya tam adapte olamamıştır. Ne kadar da mükemmel bir tasarım, değil mi?
Diz eklemleri: Tanrı bize "Diz eklemlerini en zayıf şekilde birleştireyim, menisküs yırtılsın, ACL koparılsın. Sporcular ömrünü ameliyatla geçirsin." demiş resmen. Asıl sebebi ise basit, atalarımız dört ayak üzerinde yürürken dizler daha az yük taşıyordu. İki ayak üzerinde dik durunca diz eklemi aşırı yüke maruz kaldı. Ancak evrim bu yeni duruma tam uyum sağlayamadı.
Ölüm, acı ve travma içeren insan doğumu: İnsan doğumu, memeliler arasında en acılı ve ölümlü olanlardan biridir. Bunun temel nedeni, insanın dört ayaklıdan iki ayaklıya evrimleşirken daralmış olan pelvis yapısıdır. Sırf bu yüzden bebeğin başı annenin pelvisine sığmayabilir bu da sezaryen gerektirir. Son 300 bin yıldır milyonlarca anne ve bebek sırf bu sebepten dolayı öldü. Ve insan yavruları, diğer primatlara kıyasla daha sık ters pozisyonda doğar, bu da komplikasyon riskini artırır. Süper bir tasarım gerçekten. Ha eğer saçma bir şekilde "imtihan dünyası" falan diyecek olursanız, aynı durum köpeklerde de mevcut. Hatta en trajik olan doğum süreci sırtlanlara aittir, %60 ölüm riski vardır. Köpekler ve sırtlanlar da mı imtihandan geçiyor o zaman? :D
Farengiyal Yarıklar: İnsan embriyosunda, balıklardaki solungaç yarıklarının homolog yapıları geçici olarak oluşur.
Kuyruk Sokumu: Ortak atalarımızın denge ve iletişim için kullandıkları kuyruklar iki ayaklılığa geçişte işlevsizleşti ve köreldi. Bu bölge düşme sonucu kırılabilir, kronik ağrı yapabilir. Embriyo döneminde insan embriyosu 4-5. haftada gerçek bir kuyruk geliştirir, sonra gerileyerek körelir. Ortak atalarımızdan mirastır.
Nefes ve yemek borusu: Tanrı bize "Nefes borusu ile yemek borusunu aynı yere koydum, kim ölürse ölsün." demiş resmen. İnsan anatomisinin en büyük tasarım facialarından biri, nefes borusu ve yemek borusunun aynı girişi paylaşması. Bu durum gereksiz yere boğulma riskini artırır, yutkunma mekanizmasını karmaşıklaştırır ve hatta ölümcül kazalara yol açabilir.
Çöp DNA (Pseudogenler): İnsanda işlevsiz olan GULO geni (C vitamini sentezleyen gen) diğer primatlarla aynı mutasyonu paylaşır. Bu gen tamamen gereksizdir ve ortak atadan miras kaldığı kanıtlıdır.
Endojen Retrovirüsler (ERV'ler): Viral DNA parçaları, türlerin genomlarına rastgele bulaşır. İnsan ve şempanze genomlarında aynı ERV'lerin aynı pozisyonda bulunması ortak atadan geldiğimizi gösterir. Eğer insan özel yaratıldıysa, neden genlerimizde şempanzelerle ortak viral enfeksiyonların izleri var? Tanrı bize virüs bulaştırmış olabilir mi? Ve HERV-K104, insan ve şempanzede tamamen aynı lokasyondadır. Yani yalnızca bizim türümüzün tanrı tarafından yaratılmış olması ve bunların tesadüfen benzer olmuş olma olasılığı sıfıra yakındır.

Bu hatalar "Allah'ın akıllı tasarımı" iddiasıyla bağdaşmaz, ancak evrimle mükemmel uyumludur. Bu özellikler evrimsel sürecin mirasıdır ve insanın "özel" yaratıldığı iddiasıyla çelişir. Ve eğer insan özel olarak yaratılmadıysa ve tanrı evrimsel sürece dahi müdahalede bulunmuyorsa, işte o zaman tanrı ya yoktur ya da bizi umursamıyordur.
sizin gibiler genelde technopatte olurdu hamsi misali yanlış akıntıya mı kapıldın da geldin buralara?
 

tekino

80+ Bronze
Katılım
10 Şubat 2022
Mesajlar
1,316
Dahası  
Reaksiyon skoru
538
İsim
Tekin Ayber
Bak bunlar da güzeldir, eksiklikleri veya noksanlıkları tabii olarak vardır ama senin kadar ezik sayılmazlar, en azından tadavülden kalkana kadar bir işe yararlar :

2025-04-03_18-59.png


Biraz kendinize güvenin, silkelenin, hep şikayet şikayet , nereye kadar böyle ağlayıp duracaksınız (forum evrimcilerine ve özellikle konu sahibine...)
 
Top Bottom