Neler Yeni

Eşcinsellik nedir, ne değildir?

PowerXitinia

80+ Bronze
Katılım
11 Ocak 2021
Mesajlar
905
Dahası  
Reaksiyon skoru
562
İsim
sabri reis
Eşcinsel evlilik bile özgür olmalı bence
 

videorome

80+
Katılım
21 Eylül 2024
Mesajlar
3
Dahası  
Reaksiyon skoru
5
İsim
kemal kılıç
Eşcinsellik doğuştan gelmez, eşcinsellik bir psikokojik hastalıktır. Kabul edilse de, edilmese de.
Mesaj otomatik birleştirildi:

Şunu normalleştirmeyi bırakın artık. Herşeye aykırı bu. Bu normal bi durum değil. Psikolojik, ruhsal hastaların kendini iyi hissettiğini sandığı kaçamak bir yoldur.

Hayır, doğuştan geldiğine inanmıyorum. İnsanların çevresinden ortamından gördüğü şeylere ilgi duyması ve kendini daha havalı sanması için düşüncelerinin değişip farklı olma çabasından başka bir şey değildir.
Kişilik bozukluğudur. Bomboş bir şeydir. Bu tür insanlara karşı saygım falan da yoktur.

Hiçte bile. Hiçbir delil bile yok öncelikle eşcinselliğin doğuştan olduğuna dair (ki olamaz da zaten). Araştırmalarda bile bununla ilgili hiçbir delil çıkmadı. Milyarlarca insan heteroseksüel iken, bu sapkınlığa sahip azınlık haşa nasıl hasta olmadığını söyleyebiliyorsun?

Doğuştan asla gelemeyeceğine dair kanıtınız nedir? İnternetten eşcinsellik üstüne yapılmış bilimsel araştırmaları hiç araştırdınız mı? Bu ülkedeki insanların zaten en büyük sorunu konu hakkında hiç bir araştırma yapmamış olmasına rağmen çok biliyormuş gibi atıp tutmak.


Yukardaki araştırmada, incelenen eşcinsel erkeklerin beyinlerinin bazı kısımlarının heteroseksüel kadınlarla benzerlik taşıdığı saptanmış. Bu araştırma her eşcinsel erkeğin bu beyin yapısıyla doğduğunu ispatlamıyor. Ama bu beyin yapısıyla doğan eşcinsel erkeklerin büyük olasılıkla doğuştan eşcinsel olduğuna dair güçlü bir kanıt sunuyor. Yani bir kişi asla eşcinsel doğmaz diye bir şey yok.

Ama erkek eşcinselliğiyle ilgili şu ana kadar ki bulunan en önemli etken doğum sırası efekti denilen bir efekt. Doğum sırası efekti nedir? Bir erkeğin ne kadar büyük erkek kardeşi varsa eşcinsel olma ihtimali o kadar artar. (Bu efekt, yönelim olarak erkeklere ilgi duyan trans kadınlarda da gözlenmiş). Bu araştırma birçok defa tekrarlanmış, birkaç istisna araştırma dışında tüm araştırmalar aynı sonucu vermiştir. Ve üstelik bu araştırmalar sadece Amerika'daki denekler üzerinde değil Brezilya, Kanada, Finlandiya, Türkiye, İran, İtalya gibi birçok ülkeden kişiler üstünde de yapılmış, hepsinde de bu efekt görülmüştür. Araştırmaların bulgularına göre her erkek çocuk, bir sonraki erkek çocuğun eşcinsel olma oranını 1/3 oranında arttırıyor. Yani ilk erkek çocuğun eşcinsel olma ihtimali %2-3'ken, dört büyük erkek kardeşe sahip bir erkekte bu oran ortalama %10'a, on büyük erkek kardeşe sahip bir erkekte ise ortalama %50'ye yükseliyor. Şimdi diyebilirsiniz ki büyük erkek kardeşe sahip erkeklerde eşcinselliğin daha fazla görülüyor olması onların doğuştan eşcinsel olduğunu ispatlamaz, büyük erkek kardeşlerle ilgili çevresel faktörler de eşcinselliğe sebep olabilir.

Ama yapılan araştırmalar bu tezi çürütüyor. Çünkü küçüklüğünden beri farklı ortamlarda yetişen biyolojik erkek kardeşlerde bile bu efekt görülürken, aynı ortamda yetişen büyük üvey erkek kardeşlerin bu efekte neden olmadığı görülmüş. Bu da doğuştan gelen biyolojik bir faktöre işaret ediyor. Bu efektin doğuştan gelen bir etmen sonucu olduğunu destekleyen başka bir bulgu ise bu efektin sadece sağ yanlı erkeklerde görülüyor olması. Sol yanlı erkekler kendisinden sonra doğan erkek çocukların eşcinsel olma ihtimalini arttırmıyor. Sağ/sol yanlılığın büyük oranda doğuştan gelen bir şey olduğu düşünüldüğü için bu bulgu, doğum sırası efektininde doğuştan gelen etmene dayalı olduğunu destekliyor. Bunun nedenini açıklamaya çalışan bir teoriye göre anne erkek bir bebeğe hamileyken, erkek fetüsün salgıladığı bazı proteinler annenin kan dolaşımına giriyor. Bu proteine erkeklik kimyasalı da diyebiliriz. Bu erkeklik kimyasalı annenin bağışıklık sistemini tetikliyor ve annenin bağışıklık sistemi bu proteinlere karşı antikorlar üretiyor. Bu antikorlar erkek bebeğin beynine kadar girip, beyinde cinsel yönelimle ilgili şeylere etki edip onu eşcinsel yapıyor. Ve bu efektin görülme ihtimali, anne her erkek çocuğa hamile kaldıkça artıyor. İngilizce biliyorsanız ve bu efekt hakkındaki araştırmaları merak ediyorsanız "Fraternal Birth Order and Male Sexual Orientation" adlı wikipedia sayfasındaki referanslara bakabilirsiniz.

Ve 2018'de yapılmış bir araştırma da bu teorinin doğru olduğunu destekledi. Önceki araştırmalarda fetüsteki materyallerin annenin kan dolaşımına girdiği ve annenin bağışıklık sisteminin antikor da dahil olmak üzere ürettiği ürünlerin fetüsün içine kadar girip, bebeğin kan/beyin duvarını aşabildiğine dair zaten kanıtlar bulunmuştu.

2018'deki araştırmada ise erkek fetüslerin salgıladığı özel bir protein seçildi. Bu proteinin seçilmesinin sebebi hem erkek bebeğin beyninin gelişmesinde rol oynaması hem proteinin yapısının annenin kan dolaşımına girebilecek özellikte olması hem de annenin ürettiği antikorların bu proteine tutunup fetüsün içine kadar girebilme kabiliyetinin olmasıydı. Araştırmada büyük erkek kardeşlere sahip eşcinsel erkek çocuğa sahip anneler, büyük erkek kardeşe sahip olmayan eşcinsel erkek çocuğa sahip anneler, sadece heteroseksüel erkek çocuklara sahip anneler ve hiç erkek çocuğa sahip olmayan annelerdeki bu proteine karşı üretilmiş antikor seviyeleri incelendi. Araştırmanın sonucuna göre bu proteine karşı üretilmiş en yüksek antikor seviyeleri büyük erkek kardeşlere sahip eşcinsel erkek çocuk annelerinde, sonra büyük erkek kardeşe sahip olmayan eşcinsel erkek çocuk annelerinde, sonra sadece heteroseksüel erkek çocuklara sahip annelerde, en azsa hiç erkek çocuğa sahip olmayan annelerde bulundu. Bu bulgular da teoriyi destekliyor. Eğer ingilizce biliyorsanız aşağıdaki linkten araştırmayı daha detaylı okuyabilirsiniz.


Ama her eşcinsel erkeğin eşcinsel olma sebebi doğum sırası efekti olarak gösterilmiyor. Tahminlere göre eşcinsel erkeklerin sadece %15-29'unun eşcinsel olma sebebi bu. Yani her 4 ya da 5 eşcinsel erkekten biri. Diğer eşcinsel erkeklerin eşcinsel olma sebebi genetik,anne karnında maruz kalınan hormonlar, doğum sırası efekti dışında annenin bebeğe yaptığı başka efektler, bilinmeyen çevresel faktörler veya bu faktörlerin herhangi bir kombinasyonu olarak gösteriliyor.

Şu an ki bilimsel verilere göre eşcinsel erkeklerin en az bir kısmının doğuştan eşcinsel olduğunu söyleyebiliriz. Ama dikkat ederseniz en az dedim. Belki eşcinsellerin büyük çoğunluğu doğuştan eşcinseldir ama biz daha bunun nedenini bilmiyoruzdur. Nitekim doğum sırası efekti dışında başka efektler de kişiyi daha anne karnında eşcinsel yapıyor olabilir ama bunu biz şu an için bilmiyor olabiliriz.

Size küçüklükten beri çevreniz tarafından empoze edilen önyargılarınızla, bu konu hakkında hiç araştırma yapma gereği bile duymadan yok eşcinsellik asla doğuştan gelmez, yok özenti sonucu oluşur, yok psikolojik rahatsızlıktır diye bol keseden atmak kolay tabi ki sizin için.
 

EFI Shell

80+ Gold
Katılım
3 Nisan 2020
Mesajlar
9,055
Dahası  
Reaksiyon skoru
5,317
Konum
ÇANKAYA/ANKARA
İsim
Semih Boran
Doğuştan asla gelemeyeceğine dair kanıtınız nedir? İnternetten eşcinsellik üstüne yapılmış bilimsel araştırmaları hiç araştırdınız mı? Bu ülkedeki insanların zaten en büyük sorunu konu hakkında hiç bir araştırma yapmamış olmasına rağmen çok biliyormuş gibi atıp tutmak.


Yukardaki araştırmada, incelenen eşcinsel erkeklerin beyinlerinin bazı kısımlarının heteroseksüel kadınlarla benzerlik taşıdığı saptanmış. Bu araştırma her eşcinsel erkeğin bu beyin yapısıyla doğduğunu ispatlamıyor. Ama bu beyin yapısıyla doğan eşcinsel erkeklerin büyük olasılıkla doğuştan eşcinsel olduğuna dair güçlü bir kanıt sunuyor. Yani bir kişi asla eşcinsel doğmaz diye bir şey yok.

Ama erkek eşcinselliğiyle ilgili şu ana kadar ki bulunan en önemli etken doğum sırası efekti denilen bir efekt. Doğum sırası efekti nedir? Bir erkeğin ne kadar büyük erkek kardeşi varsa eşcinsel olma ihtimali o kadar artar. (Bu efekt, yönelim olarak erkeklere ilgi duyan trans kadınlarda da gözlenmiş). Bu araştırma birçok defa tekrarlanmış, birkaç istisna araştırma dışında tüm araştırmalar aynı sonucu vermiştir. Ve üstelik bu araştırmalar sadece Amerika'daki denekler üzerinde değil Brezilya, Kanada, Finlandiya, Türkiye, İran, İtalya gibi birçok ülkeden kişiler üstünde de yapılmış, hepsinde de bu efekt görülmüştür. Araştırmaların bulgularına göre her erkek çocuk, bir sonraki erkek çocuğun eşcinsel olma oranını 1/3 oranında arttırıyor. Yani ilk erkek çocuğun eşcinsel olma ihtimali %2-3'ken, dört büyük erkek kardeşe sahip bir erkekte bu oran ortalama %10'a, on büyük erkek kardeşe sahip bir erkekte ise ortalama %50'ye yükseliyor. Şimdi diyebilirsiniz ki büyük erkek kardeşe sahip erkeklerde eşcinselliğin daha fazla görülüyor olması onların doğuştan eşcinsel olduğunu ispatlamaz, büyük erkek kardeşlerle ilgili çevresel faktörler de eşcinselliğe sebep olabilir.

Ama yapılan araştırmalar bu tezi çürütüyor. Çünkü küçüklüğünden beri farklı ortamlarda yetişen biyolojik erkek kardeşlerde bile bu efekt görülürken, aynı ortamda yetişen büyük üvey erkek kardeşlerin bu efekte neden olmadığı görülmüş. Bu da doğuştan gelen biyolojik bir faktöre işaret ediyor. Bu efektin doğuştan gelen bir etmen sonucu olduğunu destekleyen başka bir bulgu ise bu efektin sadece sağ yanlı erkeklerde görülüyor olması. Sol yanlı erkekler kendisinden sonra doğan erkek çocukların eşcinsel olma ihtimalini arttırmıyor. Sağ/sol yanlılığın büyük oranda doğuştan gelen bir şey olduğu düşünüldüğü için bu bulgu, doğum sırası efektininde doğuştan gelen etmene dayalı olduğunu destekliyor. Bunun nedenini açıklamaya çalışan bir teoriye göre anne erkek bir bebeğe hamileyken, erkek fetüsün salgıladığı bazı proteinler annenin kan dolaşımına giriyor. Bu proteine erkeklik kimyasalı da diyebiliriz. Bu erkeklik kimyasalı annenin bağışıklık sistemini tetikliyor ve annenin bağışıklık sistemi bu proteinlere karşı antikorlar üretiyor. Bu antikorlar erkek bebeğin beynine kadar girip, beyinde cinsel yönelimle ilgili şeylere etki edip onu eşcinsel yapıyor. Ve bu efektin görülme ihtimali, anne her erkek çocuğa hamile kaldıkça artıyor. İngilizce biliyorsanız ve bu efekt hakkındaki araştırmaları merak ediyorsanız "Fraternal Birth Order and Male Sexual Orientation" adlı wikipedia sayfasındaki referanslara bakabilirsiniz.

Ve 2018'de yapılmış bir araştırma da bu teorinin doğru olduğunu destekledi. Önceki araştırmalarda fetüsteki materyallerin annenin kan dolaşımına girdiği ve annenin bağışıklık sisteminin antikor da dahil olmak üzere ürettiği ürünlerin fetüsün içine kadar girip, bebeğin kan/beyin duvarını aşabildiğine dair zaten kanıtlar bulunmuştu.

2018'deki araştırmada ise erkek fetüslerin salgıladığı özel bir protein seçildi. Bu proteinin seçilmesinin sebebi hem erkek bebeğin beyninin gelişmesinde rol oynaması hem proteinin yapısının annenin kan dolaşımına girebilecek özellikte olması hem de annenin ürettiği antikorların bu proteine tutunup fetüsün içine kadar girebilme kabiliyetinin olmasıydı. Araştırmada büyük erkek kardeşlere sahip eşcinsel erkek çocuğa sahip anneler, büyük erkek kardeşe sahip olmayan eşcinsel erkek çocuğa sahip anneler, sadece heteroseksüel erkek çocuklara sahip anneler ve hiç erkek çocuğa sahip olmayan annelerdeki bu proteine karşı üretilmiş antikor seviyeleri incelendi. Araştırmanın sonucuna göre bu proteine karşı üretilmiş en yüksek antikor seviyeleri büyük erkek kardeşlere sahip eşcinsel erkek çocuk annelerinde, sonra büyük erkek kardeşe sahip olmayan eşcinsel erkek çocuk annelerinde, sonra sadece heteroseksüel erkek çocuklara sahip annelerde, en azsa hiç erkek çocuğa sahip olmayan annelerde bulundu. Bu bulgular da teoriyi destekliyor. Eğer ingilizce biliyorsanız aşağıdaki linkten araştırmayı daha detaylı okuyabilirsiniz.


Ama her eşcinsel erkeğin eşcinsel olma sebebi doğum sırası efekti olarak gösterilmiyor. Tahminlere göre eşcinsel erkeklerin sadece %15-29'unun eşcinsel olma sebebi bu. Yani her 4 ya da 5 eşcinsel erkekten biri. Diğer eşcinsel erkeklerin eşcinsel olma sebebi genetik,anne karnında maruz kalınan hormonlar, doğum sırası efekti dışında annenin bebeğe yaptığı başka efektler, bilinmeyen çevresel faktörler veya bu faktörlerin herhangi bir kombinasyonu olarak gösteriliyor.

Şu an ki bilimsel verilere göre eşcinsel erkeklerin en az bir kısmının doğuştan eşcinsel olduğunu söyleyebiliriz. Ama dikkat ederseniz en az dedim. Belki eşcinsellerin büyük çoğunluğu doğuştan eşcinseldir ama biz daha bunun nedenini bilmiyoruzdur. Nitekim doğum sırası efekti dışında başka efektler de kişiyi daha anne karnında eşcinsel yapıyor olabilir ama bunu biz şu an için bilmiyor olabiliriz.

Size küçüklükten beri çevreniz tarafından empoze edilen önyargılarınızla, bu konu hakkında hiç araştırma yapma gereği bile duymadan yok eşcinsellik asla doğuştan gelmez, yok özenti sonucu oluşur, yok psikolojik rahatsızlıktır diye bol keseden atmak kolay tabi ki sizin için.
Doğuştan diyen gâvur olur. Küfür söze giriyor. Kendi seçimleri cinsiyet değiştirmeleri, eşcinsel olmaları.
 

Starlex

80+ Silver
Katılım
23 Ağustos 2022
Mesajlar
2,249
Merhaba 👋 Bu konuda "Eşcinsel nedir, ne değildir?" başlığıyla ilgili kendi perspektifimden bir şeyler söyleyeceğim.
Önceki konuma çok saçma yorumlar geldiği için açma gereği duydum. Özellikle "No3" :D

Eşcinsellik nedir?
Eşcinsellik, kişinin aynı cinsiyetten kişilere duyduğu romantik veya cinsel çekimdir. Eşcinsellik, doğuştan gelen ve değiştirilemeyen bir özelliktir.

Eşcinsellik ne değildir?

No1: Eşcinsellik hastalık değildir!
Bu, eşcinsellik ile ilgili en yaygın ve en zararlı yanlış bilinenlerden biridir. Eşcinsellik bir hastalık veya bozukluk değildir. Dünya Sağlık Örgütü, 1990 yılında eşcinselliği ruhsal hastalıklar listesinden çıkarmıştır. Eşcinsellik, insanların doğal olarak sahip olduğu bir cinsel yönelimdir ve tedavi edilmesi gereken bir sorun değildir. Eşcinsellik, kişinin genetik, hormonal, nörobiyolojik ve psikososyal faktörlerin etkileşimi sonucu oluşan bir özelliktir. Eşcinsellik, kişinin sağlığını, zekasını, kişiliğini veya ahlakını etkilemez. Eşcinseller, heteroseksüeller gibi, normal, sağlıklı ve mutlu olabilirler.

No2: Eşcinsellik tercih değildir, özendirilmeyle oluşacak bir durum değildir!
Bu, eşcinsellik ile ilgili en yaygın ve en yanlış anlaşılan yanlış bilinenlerden biridir. Eşcinsellik bir tercih değildir veya sonradan oluşmaz. Eşcinseller, heteroseksüeller gibi, doğuştan cinsel yönelimlerine sahiptirler. Eşcinsellik, eğitim, çevre, travma veya deneyim gibi dış faktörlerle belirlenmez. Eşcinseller, cinsel yönelimlerini seçmezler, sadece fark ederler. Eşcinsellik, kişinin kendini tanımlama ve ifade etme şeklidir. Eşcinseller, cinsel yönelimlerini değiştirmeye çalıştıklarında, genellikle depresyon, kaygı, stres veya intihar düşünceleri gibi olumsuz sonuçlarla karşılaşırlar. Eşcinseller, cinsel yönelimlerini kabul etmeli ve onunla barışmalıdırlar.

No3: Kız arkadaş olmaması sebebiyle eşcinsel olunmaz!
Bu yorumu görünce bir afallama geldi. Olm bu kadar sığ düşünüyor olamazlar diye. Ama harbi harbi böyle düşünen çok kişi çıktı. Eşcinsel bireyler, kızlardan hoşlanmazlar. Beğenebilirler, iyi geçinebilirler ama bu onlardan hoşlandıkları anlamına gelmez. Zira eşcinsel bireyler tanıdım ve çocuğun kız arkadaş sayısı deli dehşet vardı. Ama çocuk sıfır çekim... Anlatabiliyor muyum? Kendimden örnek vereyim, çok güzel bir kız benle flört etmeye çalışıyordu. Kız güzeldi. Ama kıza karşı hiç çekim hissetmiyordum. Hiçbir kıza hem de. Daha sonrasında ondan önceki kızlar da öyle... Ondan sonra ben acaba hoşlanır mıyım diye bir kızı yemeğe çıkartmıştım. Ama yok abi. Hani anlayın da artık bu öyle bir şey değil. Yani "hiçbir kız bana bakmıyor o zaman toplumun dışladığı ve çok zorluk çekeceğim şekilde bir yaşam süreceğim eşcinselliğe yönelim" lafı ne kadar mantıklı?

Eşcinsellik ile ilgili birçok yanlış bilinen vardır, ancak bunlar gerçeklerle çelişmektedir. Eşcinsellik, doğuştan gelen ve değiştirilemeyen bir cinsel yönelimdir. Eşcinseller, hastalıklı, bozuk, tercihli, zararlı veya anormal değildir. Eşcinseller, toplumun eşit ve saygın üyeleridir ve haklarına ve özgürlüklerine saygı duyulmalıdır. Eşcinsellik ile ilgili yanlış bilinenleri ortadan kaldırmak, eşcinsellerin yaşadığı ayrımcılık, şiddet ve damgalanmayı azaltmak için önemlidir. Eşcinsellik, insanlığın çeşitliliğinin bir parçasıdır. Eşcinsel bireyler diğer insanlar gibi günlük yaşamını sürdürebilir, çevresel zorlayıcı etkenler olmadan psikolojik olarak sağlıklı olabilir ayrıca fiziksel olarak da yaşamlarının kalitesini düşüren engellere sahip değildir.

Kendi perspektifimden bir şeyler, daha önce söylediğim için kısa geçeceğim:
Kendimi bastırdım yıllarca. YILLARCA. (bazılarına göre bastırmaya devam etmeliymişim)
Sonuç:
Majör depresyon
Anksiyete bozukluğu
2 intihar girişimi
3-4 ay önce psikiyatristime durumumu açtım. Daha önce onlara da söylemiyordum. Bunun gayet normal olduğunu, psikiyatrinin bunu gayet ve gayet normal kabul ettiğini söyledi. Bu önce beni bir afallattıydı. Sonra kendim araştırdım. Zaman geldi psikoloğa başladım. Onla daha rahat konuşabildim, öyle bir enerji aldım. O da bunun normal olduğunu söyledi. Kendimle barışmamı sağladı terapi seanslarınca. Dün yine psikiyatriste gittim, bu sefer farklı birine gittim üçüncü bir görüş almak için. O da normal dedi abi.
Ben kendimi bastırmayı bıraktım ve olduğum gibi kabul etmeye başladım.
Sonuçlar:
Haftada 3 4 kere geçirdiğim depresif epizodların sıklığı 3 haftada 1'e düştü.
İntihar düşüncelerim azaldı.
Hayata bağlandım, yaşama sevincim arttı.
Daha mutluyum.
Sonuç olarak demek istediğim şeyler şunlar:
Eşcinsellik, doğuştan gelen bir durum şekil 1A'da görüldüğü gibi.
Eşcinsellik değiştirilemez. Buna yönelik atılan adımlar, tedavi yöntemleri zararlıdır. Bastırmak, yıpratıcı, yorucu ve zararlıdır şekil 1A'da görüldüğü gibi.
Kendinizi değiştirmeye çalışmak yerine kendinizi kabul edin. Hayatla, kendinizle barışın. Gerekirse profesyonel destek alın, almaya çalışın.

Kalın sağlıcakla!

Not: LGBT'yi desteklemiyorum. LGBT'yi zararlı bir örgüt olarak görüyorum. LGBT eşcinsellik değildir. O para kazanmak için kullanılan bir araçtır. Fakat benim yaşadıklarım gerçektir. Bunu bilin. Oğlunuz ve kızınızla sınanmayın sonra Allah tarafından.
Mesaj otomatik birleştirildi:

Ha bir de ilgi çekmek için açtım konuyu, aynenn. 😜 Toplumda var olan bu kesimin yaşadıklarını kanıksatmak falan değil yani amacım.
Psikolojik rahatsızlıktan başka bir şey değildir hayırlı günler
 
Katılım
23 Şubat 2024
Mesajlar
274
Dahası  
Reaksiyon skoru
134
İsim
hamza ilkaya
Normal bi durum olsaydı ademle havva yerine ademle mahmut olurdu .D
 

Kamina

80+ Platinum
Katılım
17 Haziran 2020
Mesajlar
11,805
En İyi Cevap
1
Olum sen gay miydin yeni öğrendim. Sağlık olsun yeter önemli olan insanlık
 

videorome

80+
Katılım
21 Eylül 2024
Mesajlar
3
Dahası  
Reaksiyon skoru
5
İsim
kemal kılıç
Doğuştan diyen gâvur olur. Küfür söze giriyor. Kendi seçimleri cinsiyet değiştirmeleri, eşcinsel olmaları.

Sen peki karşı cinsten hoşlanmayı ne zaman tercih ettin?

O zaman doğuştan geldiğine dair hiç bir bilimsel kanıt yok demeyeceksiniz. Bilim aksini gösterse de dini inancımdan dolayı doğuştan olmadığına inanmak istiyorum diyeceksiniz. Ama sırf dini inancınıza aykırı diye eşcinsel bir bireyin özgürlüğünü kısıtlama hakkınız yok. Eşcinsel bir bireyde heteroseksüel bir birey kadar özgür olmalıdır.

Eşcinselliğe dair hiç bir ayrımcılık, baskılama, nefret söylemi yapılmamalıdır. Eşcinsel çiftlerde heteroseksüel çiftler kadar özgür olmalıdır. LGBT bireyler daha çocuk yaşta akranlarından zorbalık görmeye başlıyor, bir sürü LGBT birey bu zorbalık nedeniyle eğitim hayatını yarıda bırakmak zorunda kalıyor. Dışardan LGBT olduğu belli olmayan çocuk ve ergenler de şiddet ve ayrımcılık korkusuyla kimliklerini saklamak zorunda kalıyor, sürekli gizli kalmak zorunda olmanın verdiği stres ve korkudan psikolojik bunalıma giriyorlar. Bu yüzden daha ilkokuldan itibaren çocuklara bu insanların da var olduğu, bir arkadaşlarının da böyle olabileceği ve bu insanlara ayrımcılık ve şiddet uygulanmaması gerektiği öğreten bir eğitim verilmelidir. Toplumda eşcinselliğin görünürlüğü sağlanmalıdır. Ayrımcılık ve şiddeti ancak bu şekilde önemli ölçüde azaltabiliriz.

Normal bi durum olsaydı ademle havva yerine ademle mahmut olurdu .D

Herkes dinlere inanmıyor.

Psikolojik rahatsızlıktan başka bir şey değildir hayırlı günler

Eşcinsellik uzun yıllar önce psikolojik rahatsızlık olmaktan çıkarılmıştır. Eşcinselliğin bir psikolojik rahatsızlık olduğuna gösteren tek bir bilimsel kanıt yoktur.
 
  • Hahaha
Reaksiyonlar: Che_
Top Bottom