Tasavvuf hakkında bazı gerçekler

Remi

80+ Silver
Katılım
16 Şubat 2021
Mesajlar
4,083
En İyi Cevap
1
Reaksiyon skoru
2,275
Merhabalar, kendi yaptığım okumalar sonucunda Tasavvuf hakkında edindiğim bazı bilgileri paylaşmak istiyorum. Öncelikle lütfen yazıyı tamamen okumadan yorum yapmayın amacım insanların laf dalaşına girmesi değil hem bilgilendirme hem de kaliteli bir tartışma olması. Yazıyı yolculuk sırasında yazdığım için düzen tertip olarak çok dikkat edemedim. Yazıya yavaştan geçeyim

Tasavvuf, kendi kanaatimce köken olarak İslam’a tamamen ters bir akımdır. Yazının genelinde bundan bahsedeceğim bu şekilde düşünme sebeplerimden en önde gelenlerinden biri Kur’an’da tasavvufu destekleyen hiçbir ayet yoktur. Hatta genel olarak bu bakış açılarına bariz bir şekilde karşı gelir ancak buna rağmen Tasavvuf; Mevlana, İbn Arabi gibi isimler üzerinden İslam’a sızdırılmış bir mistik öğreti olarak insanlara sunulmuştur. Tasavvufçular, Allah ile doğrudan bağlantıları varmış gibi konuşarak, vahiy aldıklarını ya da özel ilimler öğrendiklerini iddia ederler. Örneğin, Mevlana’nın Mesnevisi’nin ön sözünde, bu kitabın Allah tarafından yazdırıldığı ifadesi yer alır. Bir insan, eğer kendi yazdığı kitabın Allah’tan geldiğini söylese ona kimse inanmaz ve hatta dalga geçilir ya da ben by yazdığım forum yazısını Allah'ın yazdırdığını iddia etsem herkes dalga geçerdi ancak konu Mevlana olduğunda insanlar bunu sorgulamıyor. Benzer şekilde, Said Nursi’nin “Ceviz kadar değersiz bir şeyim kaybolsa, Ey Geylani! Benden sana bir Fatiha! Bana bu şeyimi buldur! desem, buldurur” şeklindeki sözleri, şeyhlere ilahi güçler atfederek insanları Allah’a ortak koşan bir zihniyete sahip olduklarını en çok belli eden şeylerden biridir. Şeyhlerin veya evliyaların Allah’ın gücüne sahip olduğu inancı, doğrudan şirktir ancak tasavvuf bunu normal bir ibadet şekli gibi sunar.

Tarihsel süreç de tasavvufun İslam’a sonradan eklenen bir öğreti olduğunu kanıtlamaktadır. İlk Müslümanlar, tasavvufi inançları açık bir sapkınlık olarak görmüş ve reddetmiştir. Hallac-ı Mansur’un “Enel Hak” yani “Ben Hakikatim, Ben Allah’ım” dediği için idam edilmesi, tasavvufun İslam ile hiçbir zaman tam anlamıyla bağdaşmadığını gösteren en büyük kanıtlardan biridir. Mansur’un bu sözleri, İslam’ın tevhid anlayışına tamamen aykırı olduğu için dönemin âlimleri ve yöneticileri tarafından sapkınlık olarak değerlendirilmiş ve ölümle cezalandırılmıştır. Ancak günümüzde tasavvuf, bu tarz sözleri pazarlayarak insanlara süslü kelimelerle kabul ettirmektedir. Kur’an ise bu durumu çok net bir şekilde reddeder. Zümer Suresi 3. ayette, “Kesinlikle, din sadece Allah’a aittir. O’nun dışındakileri evliya (dostlar) olarak edinenler, ‘Onlar bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara tapıyoruz.’ (derler). Ayrılığa düştükleri bu konuda onların arasında Allah karar verecektir. Allah kuşkusuz, yalancıları ve nankörleri doğru yola iletmez.” denilerek, Allah’a ulaşmak için bir aracı kullanmanın şirk olduğu vurgulanmaktadır. Ancak tasavvuf, şeyhleri ve evliyaları aracı kılarak, insanları Allah’tan uzaklaştıran bir sistem kurmuştur.

Mevlana’nın isminin bile “Mevla” kelimesinden türetilmiş olması, tasavvufun İslam’a nasıl zarar verdiğini gösteren başka bir örnektir. Kur’an’da “Mevla” sıfatı yalnızca Allah’a aittir ancak Allah’a bile “Mevla” demeyen insanlar, Mevlana ismini kutsallaştırarak bir insana ilahi bir sıfat yüklemişlerdir. Mesnevi’ye abdestsiz dokunulmaz gibi ifadelerle Kur’an’ın sıfatları bu kitaba atfedilmiş ancak kimse bunun farkına bile varmamıştır.

Tasavvufun en büyük tehlikelerinden biri de Satanizm ile olan benzerliğidir. Satanizmin temel öğretisi, insanın kendi tanrısı olduğuna inanmasıdır. Modern Satanizmin kurucusu Anton LaVey’in “Şeytanın İncil’i” adlı kitabında, “Sen kendi tanrınsın” ifadesi geçmektedir ve Satanizm’de insanın kendi arzularına tapması gerektiği savunulmaktadır. Bu anlayış, direkt olarak tasavvufun ta kendisidir. Bu anlayış, şeytanın insanlara fısıldadığı en büyük yalandır ve doğrudan şeytanın Allah’a isyanından türemiştir. Satanistler, Allah’ın koyduğu sınırları reddedip kendilerini tanrı ilan ederken, tasavvufçular da “Her şey Allah’tan bir parçadır” diyerek benzer bir sonuca ulaşmaktadır. “Enel Hak” yani “Ben Hakikatim, Ben Allah’ım” söylemi, doğrudan bu felsefeye dayanır. Hallac-ı Mansur’un idam edilmesine yol açan bu ifadeler, Satanizm’deki “Ben Tanrıyım” öğretisinin hafif değiştirilmiş bir versiyonudur. Ancak Kur’an, Allah’ın eşsiz ve benzersiz olduğunu ve hiçbir şeyin O’na ortak olamayacağını açıkça bildirerek bu öğretilerin sapkın olduğunu gösterir. İhlas Suresi’nde “Allah, birdir. Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir. Doğurmamış ve doğurulmamıştır. O’na hiçbir şey denk değildir.” denilerek, bu tür anlayışların reddedilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.

Bugün tasavvuf, özellikle Batı’da birçok Satanist, okültist ve Hollywood ünlüsü tarafından övülmektedir. Beyoncé ve Jay-Z çocuklarına “Rumi” adını koyarak, tasavvufun popülerleşmesine katkı sağlamışlardır. Madonna, tasavvuf öğretilerine açıkça hayran olduğunu belirtmiştir. Hollywood ve müzik endüstrisinde birçok ünlü, sufizmi ve tasavvuf öğretilerini mistik ve “aydınlanma” yolu olarak tanıtmaktadır. Satanistlerin tasavvufa duyduğu bu ilgi, rastgele bir eğilim değildir. Tasavvuf, İslam’dan koparılmış, ruhaniyet ve mistisizmle süslenmiş bir din anlayışı sunmakta. Allah’a ulaşmak için şeyhlerin aracı olduğu, insanın kendi içinde “tanrısal bir yönü olduğu” gibi kavramlar, Luciferian felsefesiyle yani şeytani özgürlük anlayışıyla birebir örtüşmektedir.

Satanizmin “Ben Tanrıyım” öğretisi ile tasavvuftaki mistik öğretiler arasındaki benzerlikler dikkat çekicidir. Kur’an, Allah’ın benzersiz olduğunu ve insanın asla ilahi bir güç taşıyamayacağını açıkça bildirirken, tasavvufçuların şeyhleri yücelterek onları ilahi konuma yükseltmesi ve insanı tanrısal bir varlık gibi göstermesi doğrudan şirk kapsamına girer. Hallac-ı Mansur’un idam edilmesi, bu tür öğretilerin tarih boyunca sapkınlık olarak görüldüğünün kanıtıdır ancak günümüzde tasavvuf, bu mistik sapkınlıkları süslü kelimelerle meşrulaştırmaktadır. Tüm bunlar, tasavvufun Kur’an’ın saf mesajından sapmış, insan merkezli bir mistik öğreti olduğunu gösterir. Gerçek İslam, Allah’ın kitabına ekleme yapmadan, yalnızca Kur’an’a uymaktır.

Yazım bu kadardı ilerde tasavvufla alakalı ekstra başka bilgiler içeren başka yazılarda yazabilirim bugünlük bırada bırakmak yeterli olur diye düşünüyorum sonuna kadar okuyanlara teşekkür ederim. İyi forumlar dilerim (Ufak bir sıralama hatası olmuş onu düzelttim mesajımdaki)
 
Son düzenleme:
Tasavvuf'un tanımsal olarak yanlış anladığınızı düşünüyorum. Tasavvuf, bireysel bir deneyimdir ve Allah'a yakın olmayı hedefler, peki nasıl? Zikir ile daha fazla ibadetle, Kur'an'ı, sünneti tam anlamıyla yaşantısında uygulamaktır, esneme payı olmaksızın bunu yaşamaya çalışmaktır.

Mevlana ismi alınmasında hiçbir sakınca yoktur

Mevlana'nın Allah ile doğrudan bağlantıları varmış gibi konuştuğunu, vahiy aldığını iddia ettiğini hiçbir kaynakta bulamadım.

Kötüden örnek olmaz, eğer dediğiniz gibi insanlar varsa zaten bunlar münafıktır ve bunlarla İslam dinini bütünleştirmek de uygun olmaz. Siz İslam konusunda saygın insanların ismini geçirip münafıkların davranışlarını örnek göstermişsiniz. Bunlar birbiriyle bağdaştırılamaz.

Yazınızın tamamını okuyamadım ama yanlış bir temel ve üstüne inşa edilen bir yorum görüyorum.
 
Merhabalar, kendi yaptığım okumalar sonucunda Tasavvuf hakkında edindiğim bazı bilgileri paylaşmak istiyorum. Öncelikle lütfen yazıyı tamamen okumadan yorum yapmayın amacım insanların laf dalaşına girmesi değil hem bilgilendirme hem de kaliteli bir tartışma olması. Yazıyı yolculuk sırasında yazdığım için düzen tertip olarak çok dikkat edemedim. Yazıya yavaştan geçeyim

Tasavvuf, kendi kanaatimce köken olarak İslam’a tamamen ters bir akımdır. Yazının genelinde bundan bahsedeceğim bu şekilde düşünme sebeplerimden en önde gelenlerinden biri Kur’an’da tasavvufu destekleyen hiçbir ayet yoktur. Hatta genel olarak bu bakış açılarına bariz bir şekilde karşı gelir ancak buna rağmen Tasavvuf; Mevlana, İbn Arabi gibi isimler üzerinden İslam’a sızdırılmış bir mistik öğreti olarak insanlara sunulmuştur. Tasavvufçular, Allah ile doğrudan bağlantıları varmış gibi konuşarak, vahiy aldıklarını ya da özel ilimler öğrendiklerini iddia ederler. Örneğin, Mevlana’nın Mesnevisi’nin ön sözünde, bu kitabın Allah tarafından yazdırıldığı ifadesi yer alır. Bir insan, eğer kendi yazdığı kitabın Allah’tan geldiğini söylese ona kimse inanmaz ve hatta dalga geçilir ya da ben by yazdığım forum yazısını Allah'ın yazdırdığını iddia etsem herkes dalga geçerdi ancak konu Mevlana olduğunda insanlar bunu sorgulamıyor. Benzer şekilde, Said Nursi’nin “Ceviz kadar değersiz bir şeyim kaybolsa, Ey Geylani! Benden sana bir Fatiha! Bana bu şeyimi buldur! desem, buldurur” şeklindeki sözleri, şeyhlere ilahi güçler atfederek insanları Allah’a ortak koşan bir zihniyete sahip olduklarını en çok belli eden şeylerden biridir. Şeyhlerin veya evliyaların Allah’ın gücüne sahip olduğu inancı, doğrudan şirktir ancak tasavvuf bunu normal bir ibadet şekli gibi sunar.

Tarihsel süreç de tasavvufun İslam’a sonradan eklenen bir öğreti olduğunu kanıtlamaktadır. İlk Müslümanlar, tasavvufi inançları açık bir sapkınlık olarak görmüş ve reddetmiştir. Hallac-ı Mansur’un “Enel Hak” yani “Ben Hakikatim, Ben Allah’ım” dediği için idam edilmesi, tasavvufun İslam ile hiçbir zaman tam anlamıyla bağdaşmadığını gösteren en büyük kanıtlardan biridir. Mansur’un bu sözleri, İslam’ın tevhid anlayışına tamamen aykırı olduğu için dönemin âlimleri ve yöneticileri tarafından sapkınlık olarak değerlendirilmiş ve ölümle cezalandırılmıştır. Ancak günümüzde tasavvuf, bu tarz sözleri pazarlayarak insanlara süslü kelimelerle kabul ettirmektedir. Kur’an ise bu durumu çok net bir şekilde reddeder. Zümer Suresi 3. ayette, “Kesinlikle, din sadece Allah’a aittir. O’nun dışındakileri evliya (dostlar) olarak edinenler, ‘Onlar bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara tapıyoruz.’ (derler). Ayrılığa düştükleri bu konuda onların arasında Allah karar verecektir. Allah kuşkusuz, yalancıları ve nankörleri doğru yola iletmez.” denilerek, Allah’a ulaşmak için bir aracı kullanmanın şirk olduğu vurgulanmaktadır. Ancak tasavvuf, şeyhleri ve evliyaları aracı kılarak, insanları Allah’tan uzaklaştıran bir sistem kurmuştur.

Mevlana’nın isminin bile “Mevla” kelimesinden türetilmiş olması, tasavvufun İslam’a nasıl zarar verdiğini gösteren başka bir örnektir. Kur’an’da “Mevla” sıfatı yalnızca Allah’a aittir ancak Allah’a bile “Mevla” demeyen insanlar, Mevlana ismini kutsallaştırarak bir insana ilahi bir sıfat yüklemişlerdir. Mesnevi’ye abdestsiz dokunulmaz gibi ifadelerle Kur’an’ın sıfatları bu kitaba atfedilmiş ancak kimse bunun farkına bile varmamıştır.

Tasavvufun en büyük tehlikelerinden biri de Satanizm ile olan benzerliğidir. Satanizmin temel öğretisi, insanın kendi tanrısı olduğuna inanmasıdır. Modern Satanizmin kurucusu Anton LaVey’in “Şeytanın İncil’i” adlı kitabında, “Sen kendi tanrınsın” ifadesi geçmektedir ve Satanizm’de insanın kendi arzularına tapması gerektiği savunulmaktadır. Bu anlayış, direkt olarak tasavvufun ta kendisidir. Bu anlayış, şeytanın insanlara fısıldadığı en büyük yalandır ve doğrudan şeytanın Allah’a isyanından türemiştir. Satanistler, Allah’ın koyduğu sınırları reddedip kendilerini tanrı ilan ederken, tasavvufçular da “Her şey Allah’tan bir parçadır” diyerek benzer bir sonuca ulaşmaktadır. “Enel Hak” yani “Ben Hakikatim, Ben Allah’ım” söylemi, doğrudan bu felsefeye dayanır. Hallac-ı Mansur’un idam edilmesine yol açan bu ifadeler, Satanizm’deki “Ben Tanrıyım” öğretisinin hafif değiştirilmiş bir versiyonudur. Ancak Kur’an, Allah’ın eşsiz ve benzersiz olduğunu ve hiçbir şeyin O’na ortak olamayacağını açıkça bildirerek bu öğretilerin sapkın olduğunu gösterir. İhlas Suresi’nde “Allah, birdir. Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir. Doğurmamış ve doğurulmamıştır. O’na hiçbir şey denk değildir.” denilerek, bu tür anlayışların reddedilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.

Bugün tasavvuf, özellikle Batı’da birçok Satanist, okültist ve Hollywood ünlüsü tarafından övülmektedir. Beyoncé ve Jay-Z çocuklarına “Rumi” adını koyarak, tasavvufun popülerleşmesine katkı sağlamışlardır. Madonna, tasavvuf öğretilerine açıkça hayran olduğunu belirtmiştir. Hollywood ve müzik endüstrisinde birçok ünlü, sufizmi ve tasavvuf öğretilerini mistik ve “aydınlanma” yolu olarak tanıtmaktadır. Satanistlerin tasavvufa duyduğu bu ilgi, rastgele bir eğilim değildir. Tasavvuf, İslam’dan koparılmış, ruhaniyet ve mistisizmle süslenmiş bir din anlayışı sunmakta. Allah’a ulaşmak için şeyhlerin aracı olduğu, insanın kendi içinde “tanrısal bir yönü olduğu” gibi kavramlar, Luciferian felsefesiyle yani şeytani özgürlük anlayışıyla birebir örtüşmektedir.

Satanizmin “Ben Tanrıyım” öğretisi ile tasavvuftaki mistik öğretiler arasındaki benzerlikler dikkat çekicidir. Kur’an, Allah’ın benzersiz olduğunu ve insanın asla ilahi bir güç taşıyamayacağını açıkça bildirirken, tasavvufçuların şeyhleri yücelterek onları ilahi konuma yükseltmesi ve insanı tanrısal bir varlık gibi göstermesi doğrudan şirk kapsamına girer. Hallac-ı Mansur’un idam edilmesi, bu tür öğretilerin tarih boyunca sapkınlık olarak görüldüğünün kanıtıdır ancak günümüzde tasavvuf, bu mistik sapkınlıkları süslü kelimelerle meşrulaştırmaktadır. Tüm bunlar, tasavvufun Kur’an’ın saf mesajından sapmış, insan merkezli bir mistik öğreti olduğunu gösterir. Gerçek İslam, Allah’ın kitabına ekleme yapmadan, yalnızca Kur’an’a uymaktır.

Yazım bu kadardı ilerde tasavvufla alakalı ekstra başka bilgiler içeren başka yazılarda yazabilirim bugünlük bırada bırakmak yeterli olur diye düşünüyorum sonuna kadar okuyanlara teşekkür ederim. İyi forumlar dilerim (Ufak bir sıralama hatası olmuş onu düzelttim mesajımdaki)
Hepsini okumadım ama tasavvufu doğru anlamamışsın bir ilahiyat fakültesinin tasavvuf dersinde bile daha fazla şey öğrendiğimi fark ettim sizin bu okumalar yaptım diyip bu yazdıklarınızı okuyunca.
 
Kaynak bildirimi de yaparsanız daha faydalı olacaktır.

Ama yine de belirteyim. Tasavvuf şirk değildir.

Kaynakları belirteyim aslında kullandığım kaynakların %90ı belli yazıyor konu içinde mesnevi ile alakalı söylediklerime mesnevinin 2007 tercümelerinin önsözüne bakarak görebilirsiniz burada saydıklarımın daha fazlası da yazıyor
Hepsini okumadım ama tasavvufu doğru anlamamışsın bir ilahiyat fakültesinin tasavvuf dersinde bile daha fazla şey öğrendiğimi fark ettim sizin bu okumalar yaptım diyip bu yazdıklarınızı okuyunca.
Daha fazla şey öğrendiyseniz beni aydınlatırsanız ilahiyat fakültesinde öğrendiğiniz bilgilerle, sevinirim. Kendimin çok bilgili veya yetkin olduğumla alakalı bir şey söylemedim birkaç senedir bu konuları araştıran birisi olarak kısa sürede aklıma gelenlerin bir kısmını döktüm
Mesajlar otomatik olarak birleştirildi:

Tasavvuf'un tanımsal olarak yanlış anladığınızı düşünüyorum. Tasavvuf, bireysel bir deneyimdir ve Allah'a yakın olmayı hedefler, peki nasıl? Zikir ile daha fazla ibadetle, Kur'an'ı, sünneti tam anlamıyla yaşantısında uygulamaktır, esneme payı olmaksızın bunu yaşamaya çalışmaktır.

Mevlana ismi alınmasında hiçbir sakınca yoktur

Mevlana'nın Allah ile doğrudan bağlantıları varmış gibi konuştuğunu, vahiy aldığını iddia ettiğini hiçbir kaynakta bulamadım.

Kötüden örnek olmaz, eğer dediğiniz gibi insanlar varsa zaten bunlar münafıktır ve bunlarla İslam dinini bütünleştirmek de uygun olmaz. Siz İslam konusunda saygın insanların ismini geçirip münafıkların davranışlarını örnek göstermişsiniz. Bunlar birbiriyle bağdaştırılamaz.

Yazınızın tamamını okuyamadım ama yanlış bir temel ve üstüne inşa edilen bir yorum görüyorum.
1741965906544.png


1953 basımı mesnevinin önsözü:

Ayrıca attığınız kaynak diyanetin yorumladığı bir kaynak burayı bir kaynak olarak kullanmak ne kadar doğru sizce taraflı bir yorumdan bahsediyoruz.
Ali İmran suresi 150. ayet
Hayır, sizin mevlanız Allah'tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır.

Mevla kelimesi kuranda 18 kere geçer 15i Allah için kullanılırken 3 tanesi de putperestlerin başka insanlara Mevla ismini yakıştırmasıyla geçer yani Mevla kelimesi sadece Allah için kullanılır. Peygambere dahi bu kelimeyle hitap edilmez.

Biraz daha ekleme yapacağım bu yazılarıma uzun süreceği için bu kısa halini yolluyorum.
 
Son düzenleme:
Alıntıyı görüntüle

1953 basımı mesnevinin önsözü:

Ayrıca attığınız kaynak diyanetin yorumladığı bir kaynak burayı bir kaynak olarak kullanmak ne kadar doğru sizce taraflı bir yorumdan bahsediyoruz.
Ali İmran suresi 150. ayet
Hayır, sizin mevlanız Allah'tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır.

Mevla kelimesi kuranda 18 kere geçer 15i Allah için kullanılırken 3 tanesi de putperestlerin başka insanlara Mevla ismini yakıştırmasıyla geçer yani Mevla kelimesi sadece Allah için kullanılır. Peygambere dahi bu kelimeyle hitap edilmez.

Biraz daha ekleme yapacağım bu yazılarıma uzun süreceği için bu kısa halini yolluyorum.
Benim diyanet kaynağımı kabul etmiyorsanız elinizdeki kitabı da kaynak gösteremezsiniz.
Sizin kaynağınız Mesnevi kitabı değil, tercümanın ahlakıdır. Orijinal kitaptan verecekseniz örnek verin, tercümandan ben de verebilirim.
Gösterdiğiniz yerin başka tercümandan çevirisi:
"Mesnevî âlemlerin Rabbi’nden gönüle inmiş hakîkatleri ihtiva eder. Gerçekten de Mesnevî Rabbü’l-âlemîn tarafından ilhâm olunmuş bir kitaptır."
1900 küsürlerin Türkiye'sinin büyük çoğunluğunda elinizi nereye atsanız İslam karşıtlığı zaten.
Mesajlar otomatik olarak birleştirildi:

Eğer doğruya ulaşmayı hedefliyorsanız bütün kaynakları araştırmalısınız, yoksa yazınızın aitliği sizin değildir, dolayısıyla yazınızda size dair düşünce veya fikir bulunamaz.
 
Son düzenleme:
Benim diyanet kaynağımı kabul etmiyorsanız elinizdeki kitabı da kaynak gösteremezsiniz.
Sizin kaynağınız Mesnevi kitabı değil, tercümanın ahlakıdır. Orijinal kitaptan verecekseniz örnek verin, tercümandan ben de verebilirim.
Gösterdiğiniz yerin başka tercümandan çeviri:
"Gerçekten de Mesnevî Rabbü’l-âlemîn tarafından ilhâm olunmuş bir kitaptır."
1900 küsürlerin Türkiye'sinde elinizi nereye atsanız İslam karşıtlığı zaten.
Tek tercüme böyle değil 95 yılında da 2007 yılında da hepsinde de benzer ifadeler geçiyor. 2007 AKP'nin başta olduğu dönemlerdendir onu da atlamayalım Ayrıca işin sonunda Kuranı kaynak olarak attım. Çoğu yerde de Kuranı kaynak gösteriyorum bunlara yanıt vermemenden hemfikir olduğun sonucuna mı varmalıyım bilemiyorum.

Maide Suresi 3. ayet

Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’ı seçtim.

Dinin tamamlandığını söylüyor şimdi cevabını tahmin etmek zor değil vahiy bitti bu ilham diyeceksin ama ilham kavramını kullanan tasavvufçular Said Nursi gibi, göğsüme nur topu indi gözüm açıldı tarzında ifadeler kullanıyorlar ilhamın anlamı olarak. Bunun vahiyden ne farkı var?

Şimdi buraya bir alıntı bırakayım bunun ne anlama geldiğini ben açıklamayacağım. İğrençlik seviyesini okursanız görebilirsiniz. Bu kitap Mevlana'nın gözetimi altında yazılmıştır bilgin olsun.

"Mevlana Şems-i Tebrizi'nin Kimya adında bir karısı vardı. Bir gün Şems hazretlerine kızıp Meram bağları tarafına gitti. Mevlana hazretleri medresenin kadınlarına işaretle: 'Haydi gidin Kimya Hatunu buraya getirin; Mevlana Şemseddin'in gönlü ona çok bağlıdır' buyurdu. Bunun üzerine kadınlardan bir grup onu aramaya hazırlandıkları sırada Mevlana, Şems'in yanına girdi. Şems, şahane bir çadırda oturmuş, Kimya Hatunla konuşup oynuyor ve Kimya Hatun da giydiği elbiselerle orada oturuyordu. Mevlana bunu görünce hayrette kaldı. Onu aramaya hazırlanan dostları karıları da henüz gitmemişlerdi. Mevlana dışarı çıktı. Bu karı kocanın oynaşmalarına mani olmamak için medresede aşağı yukarı dolaştı. Sonra Şems 'İçeri gel' diye bağırdı. Mevlana içeri girdiği vakit, Şems'ten başkasını görmedi. Bunun sırrını sordu ve 'Kimya Hatun nereye gitti?' dedi. Mevlana Şems: 'Yüce Tanrı beni o kadar sever ki istediğim şekilde yanıma gelir. Şu anda da Kimya şeklinde geldi,' buyurdu. İşte Bayezid'in hali de böyle idi. Tanrı ona daha sakalı bitmemiş bir genç şeklinde göründü."
[Ariflerin Menkıbeleri, Ahmet Eflaki, Cilt 2, Hürriyet Yayınları 1973 İstanbul, Çeviri: Tahsin Yazıcı]

Halvette 40 gün adlı bir kitap var onu da okumanı öneririm orada da bu minvalde çok örnek var açıkla dersen onları da açıklayayım
 
Tek tercüme böyle değil 95 yılında da 2007 yılında da hepsinde de benzer ifadeler geçiyor. 2007 AKP'nin başta olduğu dönemlerdendir onu da atlamayalım Ayrıca işin sonunda Kuranı kaynak olarak attım. Çoğu yerde de Kuranı kaynak gösteriyorum bunlara yanıt vermemenden hemfikir olduğun sonucuna mı varmalıyım bilemiyorum.

Maide Suresi 3. ayet

Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’ı seçtim.

Dinin tamamlandığını söylüyor şimdi cevabını tahmin etmek zor değil vahiy bitti bu ilham diyeceksin ama ilham kavramını kullanan tasavvufçular Said Nursi gibi, göğsüme nur topu indi gözüm açıldı tarzında ifadeler kullanıyorlar ilhamın anlamı olarak. Bunun vahiyden ne farkı var?

Şimdi buraya bir alıntı bırakayım bunun ne anlama geldiğini ben açıklamayacağım. İğrençlik seviyesini okursanız görebilirsiniz. Bu kitap Mevlana'nın gözetimi altında yazılmıştır bilgin olsun.

"Mevlana Şems-i Tebrizi'nin Kimya adında bir karısı vardı. Bir gün Şems hazretlerine kızıp Meram bağları tarafına gitti. Mevlana hazretleri medresenin kadınlarına işaretle: 'Haydi gidin Kimya Hatunu buraya getirin; Mevlana Şemseddin'in gönlü ona çok bağlıdır' buyurdu. Bunun üzerine kadınlardan bir grup onu aramaya hazırlandıkları sırada Mevlana, Şems'in yanına girdi. Şems, şahane bir çadırda oturmuş, Kimya Hatunla konuşup oynuyor ve Kimya Hatun da giydiği elbiselerle orada oturuyordu. Mevlana bunu görünce hayrette kaldı. Onu aramaya hazırlanan dostları karıları da henüz gitmemişlerdi. Mevlana dışarı çıktı. Bu karı kocanın oynaşmalarına mani olmamak için medresede aşağı yukarı dolaştı. Sonra Şems 'İçeri gel' diye bağırdı. Mevlana içeri girdiği vakit, Şems'ten başkasını görmedi. Bunun sırrını sordu ve 'Kimya Hatun nereye gitti?' dedi. Mevlana Şems: 'Yüce Tanrı beni o kadar sever ki istediğim şekilde yanıma gelir. Şu anda da Kimya şeklinde geldi,' buyurdu. İşte Bayezid'in hali de böyle idi. Tanrı ona daha sakalı bitmemiş bir genç şeklinde göründü."
[Ariflerin Menkıbeleri, Ahmet Eflaki, Cilt 2, Hürriyet Yayınları 1973 İstanbul, Çeviri: Tahsin Yazıcı]

Halvette 40 gün adlı bir kitap var onu da okumanı öneririm orada da bu minvalde çok örnek var açıkla dersen onları da açıklayayım
Ateisler de zaten Kur'an'ı kaynak gösteriyor ama o kadar kaynak içerisinde araştırmayıp yanlışı tercih edip yalan tercüme edenin sözlerini gösteriyorlar.
 
Kaynakları belirteyim aslında kullandığım kaynakların %90ı belli yazıyor konu içinde mesnevi ile alakalı söylediklerime mesnevinin 2007 tercümelerinin önsözüne bakarak görebilirsiniz burada saydıklarımın daha fazlası da yazıyor

Daha fazla şey öğrendiyseniz beni aydınlatırsanız ilahiyat fakültesinde öğrendiğiniz bilgilerle, sevinirim. Kendimin çok bilgili veya yetkin olduğumla alakalı bir şey söylemedim birkaç senedir bu konuları araştıran birisi olarak kısa sürede aklıma gelenlerin bir kısmını döktüm
Mesajlar otomatik olarak birleştirildi:


Alıntıyı görüntüle

1953 basımı mesnevinin önsözü:

Ayrıca attığınız kaynak diyanetin yorumladığı bir kaynak burayı bir kaynak olarak kullanmak ne kadar doğru sizce taraflı bir yorumdan bahsediyoruz.
Ali İmran suresi 150. ayet
Hayır, sizin mevlanız Allah'tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır.

Mevla kelimesi kuranda 18 kere geçer 15i Allah için kullanılırken 3 tanesi de putperestlerin başka insanlara Mevla ismini yakıştırmasıyla geçer yani Mevla kelimesi sadece Allah için kullanılır. Peygambere dahi bu kelimeyle hitap edilmez.

Biraz daha ekleme yapacağım bu yazılarıma uzun süreceği için bu kısa halini yolluyorum.
Tasavvufçuların en çok kullandıkları ayetler
Tevbe 119 Ey iman edenler … ! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun
Yunus 62 Haberiniz olsun ki, Allah’ın dostlarına hiçbir korku yoktur ; Onlar mahzun olacak ta değillerdir.
Bu iki ayetten sen de ne çıkarman gerektiğini anlayabilirsin onlar da meşruiyetlerini bu ayetlere dayandırmışlardır bu arada ben tarikatları sevmiyorum sadece konu dikkatimi çektiği için cevap verdim bir art niyetim yok
 
Ateisler de zaten Kur'an'ı kaynak gösteriyor ama o kadar kaynak içerisinde araştırmayıp yanlışı tercih edip yalan tercüme edenin sözlerini gösteriyorlar.
E kaynak alma konusunda şu anda Kuranda bile anlaşamıyoruz. Yazdığım ayetlerin hepsinin tek bir anlamı var hepsi tüm meal yazanlar tarafından aynı biçimde çevrilmiştir

Bunları da ekleyeyim Mesnevide geçen tek şirk içeren ifade Allah yazdırdı değil seç beğen al direkt

1-) "Bu ne yıldız bilgisidir ne remil ne de rüya. Tanrı doğrusunu daha iyi bilir ya Tanrı vahyidir! Sofiler bunu halktan gizlemek için gönül vahyi demişlerdir. Sen istersen onu gönül vahyi farzet."
[Mesnevi, Cilt 4, Beyit: 1852-1854, Sayfa 151, MEB Yayınları, 1995 İstanbul]

2-) "Şüphe yok ki Mesnevi gönüllere şifadır. Hüzünleri giderir, Kur'an'ı apaçık bir hale koyar, rızıkların bolluğuna sebep olur, huyları güzelleştirir. Şanları yüce özleri hayırlı kâtiplerin elleriyle yazılmıştır, temiz kişilerden başkasının dokunmasına müsaade etmezler."
[Mesnevi, Önsöz, Sayfa 7, Cilt 1, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1995]

Tanıdık geldi mi ? Bakalım birde Kuranda neler yazıyormuş.


"Ey insanlar! Size Rabbinizden vaaz ve gönüllere şifa gelmiştir. Müminler için hidayet ve rahmettir."
[Yunus Suresi 57]

"Kuşkusuz o elbette şerefli bir Kur’an’dır. Saklanmış bir kitabın içinde. Ona temizlenmiş/arınmış olanlardan başkası dokunamaz. Âlemlerin Rabbinden indirilmiştir."
[Vakıa Suresi 77]

"Artık kim dilerse onu zikreder. Değerli sayfalarda, yüceltilmiş, temizlenmiş. Kâtiplerin elleriyle, şerefli, güzel huylu."
[Abese Suresi 12-16]
Mesajlar otomatik olarak birleştirildi:

Tasavvufçuların en çok kullandıkları ayetler
Tevbe 119 Ey iman edenler … ! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun
Yunus 62 Haberiniz olsun ki, Allah’ın dostlarına hiçbir korku yoktur ; Onlar mahzun olacak ta değillerdir.
Bu iki ayetten sen de ne çıkarman gerektiğini anlayabilirsin onlar da meşruiyetlerini bu ayetlere dayandırmışlardır bu arada ben tarikatları sevmiyorum sadece konu dikkatimi çektiği için cevap verdim bir art niyetim yok
Yorumunuz için teşekkür ederim. Kuranda tarikatları evliyaları şeyhleri reddeden tonlarca ayet varken bazen biraz ayetleri eğip büküyorlar diye düşünüyorum. Tasavvufu desteklediğini düşündükleri Bakara 115 bile tasavvufu ve panteizmi çürütüyor aslında

Doğu da batı da ALLAH'ındır. Nereye yönelirseniz ALLAH'ın yüzü oradadır. ALLAH her şeyi kuşatan ve her şeyi bilendir.

Bakara Suresi 115. Ayet

Allah'tır değil Allah'ındır diyor örneğin. Bunun haricinde tarikat konusunda ise

"Kesinlikle, din sadece Allah'a aittir. O'nun dışındakileri evliya (dostlar) olarak edinenler, 'Onlar bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara tapıyoruz.' (derler). Ayrılığa düştükleri bu konuda onların arasında Allah karar verecektir. Allah kuşkusuz, yalancıları ve nankörleri doğru yola iletmez."

Zümer Suresi 3. Ayet

Bu ayeti okuyup halen şeyhliği savunan birisinde art niyet ararım şahsen.
 
E kaynak alma konusunda şu anda Kuranda bile anlaşamıyoruz. Yazdığım ayetlerin hepsinin tek bir anlamı var hepsi tüm meal yazanlar tarafından aynı biçimde çevrilmiştir

Bunları da ekleyeyim Mesnevide geçen tek şirk içeren ifade Allah yazdırdı değil seç beğen al direkt

1-) "Bu ne yıldız bilgisidir ne remil ne de rüya. Tanrı doğrusunu daha iyi bilir ya Tanrı vahyidir! Sofiler bunu halktan gizlemek için gönül vahyi demişlerdir. Sen istersen onu gönül vahyi farzet."
[Mesnevi, Cilt 4, Beyit: 1852-1854, Sayfa 151, MEB Yayınları, 1995 İstanbul]

2-) "Şüphe yok ki Mesnevi gönüllere şifadır. Hüzünleri giderir, Kur'an'ı apaçık bir hale koyar, rızıkların bolluğuna sebep olur, huyları güzelleştirir. Şanları yüce özleri hayırlı kâtiplerin elleriyle yazılmıştır, temiz kişilerden başkasının dokunmasına müsaade etmezler."
[Mesnevi, Önsöz, Sayfa 7, Cilt 1, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1995]

Tanıdık geldi mi ? Bakalım birde Kuranda neler yazıyormuş.


"Ey insanlar! Size Rabbinizden vaaz ve gönüllere şifa gelmiştir. Müminler için hidayet ve rahmettir."
[Yunus Suresi 57]

"Kuşkusuz o elbette şerefli bir Kur’an’dır. Saklanmış bir kitabın içinde. Ona temizlenmiş/arınmış olanlardan başkası dokunamaz. Âlemlerin Rabbinden indirilmiştir."
[Vakıa Suresi 77]

"Artık kim dilerse onu zikreder. Değerli sayfalarda, yüceltilmiş, temizlenmiş. Kâtiplerin elleriyle, şerefli, güzel huylu."
[Abese Suresi 12-16]
Mesajlar otomatik olarak birleştirildi:


Yorumunuz için teşekkür ederim. Kuranda tarikatları evliyaları şeyhleri reddeden tonlarca ayet varken bazen biraz ayetleri eğip büküyorlar diye düşünüyorum. Tasavvufu desteklediğini düşündükleri Bakara 115 bile tasavvufu ve panteizmi çürütüyor aslında

Doğu da batı da ALLAH'ındır. Nereye yönelirseniz ALLAH'ın yüzü oradadır. ALLAH her şeyi kuşatan ve her şeyi bilendir.

Bakara Suresi 115. Ayet

Allah'tır değil Allah'ındır diyor örneğin. Bunun haricinde tarikat konusunda ise

"Kesinlikle, din sadece Allah'a aittir. O'nun dışındakileri evliya (dostlar) olarak edinenler, 'Onlar bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara tapıyoruz.' (derler). Ayrılığa düştükleri bu konuda onların arasında Allah karar verecektir. Allah kuşkusuz, yalancıları ve nankörleri doğru yola iletmez."

Zümer Suresi 3. Ayet

Bu ayeti okuyup halen şeyhliği savunan birisinde art niyet ararım şahsen.
Gösterdiğiniz kaynaklar bir şeyi kanıtlar nitelikte değil ki Mesnevi'den verdiğiniz kaynak Allah'ı bile Tanrı olarak çevirmiş, Allah diyememiş, neyini tartışalım bunun.
 
Gösterdiğiniz kaynaklar bir şeyi kanıtlar nitelikte değil ki Mesnevi'den verdiğiniz kaynak Allah'ı bile Tanrı olarak çevirmiş, Allah diyememiş, neyini tartışalım bunun.
Allah olarak çevirene de o zamanlar devlet din düşmanıydı dediniz hocam ne yapmamızı istersin Mevlanayla röportaj mı yapalım şimdi. Üstteki Ariflerin Menkıbeleri kitabından yaptığım alıntı hakkında yorumunuz nelerdir? Sait Nursi hakkında da hiç yorum yapmadınız
 
@Remi kardeşim çok güzel bir yazı olmuş ellerine sağlık ama bu sapkın zihniyetten insanları kurtaramazsın peygamber bile kurtarıcı değil sadece elçidir tebliğcidir. Sen yazını yazmışsın okuyup ders alan %1 çıkarsa Allah'a hamd et bende edeyim. Tasavvufu savunan arkadaşlar celalettin rumi'nin kitaplarının %10'unu değil 1'ini okumamıştır, kal dı ki binlerce alimleri var hepsini okumaya ömürleri yetmez. İlahiyat fakültesi okuyanlar hariç tutuyorum onlarında beyinleri zaten bu kirli pis allah düşmanı ideolojinin öğretileri ile bölümlerinde kafaları kirlenmiş, kirletiliyor. Özellikle müslüman-sözde- kesimde yetişip de öyle müslüman olanlar da bağnazlık oranı tahminimce %98 felandır. İnandıkları şeylere hakim olup o ilmi kavradıklarından değil öyle kendilerine öğretildiği için inanıyorlar. Tarihi biraz araştıran biri zaten senin bulduğun sonuçlara çok rahat ulaşır kaldı ki buna da gerek yok selim akıl ile kur'an okuyan biri nasıl bir şirk içinde old.nu kavrar ama bunun için selim kalp şartı vardır Allah'ın vaadi böyle. Allah çok yücedir, her şeye gücü yetendir. Hayırlı ramazanların olsun.
 
Yeni mesajlar Yeni Konu Aç  

   

SON KONULAR

Çevrim içi yöneticiler

Forum istatistikleri

Konular
1,159,309
Mesajlar
10,448,426
Üyeler
184,139
Son üye
Şahin Demirel
Geri
Top