Kuranı Kerimde İlginç Çelişki. ?

Kendi ile çelişmiyor işte bize öyle geliyor çünkü öyle yorumluyoruz. Yukarıdaki arkadaşında dediği gibi onlar sembolik olarak. Ve cehennemin 7 katı var. Orası bizim bildiğimiz şeylerden çok daha farklı. Mesela sonsuz acı diyoruz ama nasıl bir acı? Yanma acısı farklı fiziksel bıçaklanma farklı. Ya da sonsuz soğuk olan yerler var. Nasıl bir soğuk? Her katında farklı bir şey var. Birçoğu bizim aklımızı yeteceğinden çok daha farklı ve karmaşık. Ve dediğim gibi sen Müslümansan o anlam değişiklikleri seni etkilemez çünkü temel şartları değişmiyor. Öyle bir anlam karışıklığı yüzünden kendince doğru olana inandığın için sana ceza verecek değil. O merhametli ve bağışlayıcıdır. Diyor. O tarz görece ufak şeyler senin cehheneme gitmene sebep olmaz.
Bir insan engelli doğduğunda ona seçme hakkı vermemiş oluyor belki o normal bir insan olarak doğmayı seçerdi ama ona bu hak verilmedi belki oda normal insanlardan daha iyimser bir şekilde değilde normal insanlar gibi yaşayıp ona göre yaptıklarından sorumlu tutulmak isterdi.
Bu bile Allahın insanın seçimlerine karıştığının göstergesi. Muhtemel buna biyolojik sebeplerden ötürü diyeceksin ama günün sonunda herkes eşit olmuş olmuyor.
 
Bir insan engelli doğduğunda ona seçme hakkı vermemiş oluyor belki o normal bir insan olarak doğmayı seçerdi ama ona bu hak verilmedi belki oda normal insanlardan daha iyimser bir şekilde değilde normal insanlar gibi yaşayıp ona göre yaptıklarından sorumlu tutulmak isterdi.
Bu bile Allahın insanın seçimlerine karıştığının göstergesi. Muhtemel buna biyolojik sebeplerden ötürü diyeceksin ama günün sonunda herkes eşit olmuş olmuyor.
Gazzede doğan bebeklere ne demeli? Herkesin sınavı farklı. Hepsinin sevabı günahı ona göre. Kolu bacağı olmayıp neler başarmış insanlar var. Her yeri sağlam olup birçok kişinin yapamicağı şeyleri yapıyorlar. Onunda sınavı o. O bakışla herkes zengin birinin çocuğu olarak doğmak isterdi. Ya da herkes ve her şey fevkalade olursa sınav dünyasının ne anlamı kalır? Herkese kaldırabilceği yükleri veriyor. Bunun çok daha başka boyutları varda o kısmı tam açıklayamam şuan nasıl tarif ederim bilmiyorum.
 
Gazzede doğan bebeklere ne demeli? Herkesin sınavı farklı. Hepsinin sevabı günahı ona göre. Kolu bacağı olmayıp neler başarmış insanlar var. Her yeri sağlam olup birçok kişinin yapamicağı şeyleri yapıyorlar. Onunda sınavı o. O bakışla herkes zengin birinin çocuğu olarak doğmak isterdi. Ya da herkes ve her şey fevkalade olursa sınav dünyasının ne anlamı kalır? Herkese kaldırabilceği yükleri veriyor. Bunun çok daha başka boyutları varda o kısmı tam açıklayamam şuan nasıl tarif ederim bilmiyorum.
Herkesin kaldırabilceği kadar yük veriyor olsaydı bu kadari insan intihar etmezdi.İntihar edenlere ne diyoruz bu durumda ?
Kendi isteği üzerine intihar etmiyor sonuçta sıkıntılı durumlar yaşayıp sonrasında intihar ediyorlar.
Mesajlar otomatik olarak birleştirildi:

Hocam anlıyoruz zaten. Sadece farklı yorumluyoruz. Mesela kuranda dünyada demirin oluşamicağını meteorlarla indiğini söylüyor. Kanıtlanmışta. O dönemde bunu bilmek imkansız değil mi? Ya da hamilelikte fetüsler ilgi şeyleri vs. O dönemki adam ne anlasın meteordan fetüsten. Belki şuan bize saçma gelen şey gelecekte mantıklı olcak. Dediğim gibi biz düşünürken insan olduğumuzçin günümüzün şartlarına göre yorumluyoruz. Yoksa kuranın anlaşılmasını engelleyen bir şey yok. Sadece ufak detaylar giriyor. Mesela mezhep dedik ya. Namaz oruç bunlar değişmiyor. Daha basit şeyler değişiyor sadece. Mesela mezhep dedik biri çizme biri çizik kadar kanda abdest ya da başka bir şey bozuluyor diyorlar ya. Senin inandığın çizmeyse ve bir yerin çok ufak kanamışsa ama namazını kılmışsan onun soru teşkil etmiceğini sevabını alacağını düşünüyorum. Sonuçta aynı kapıya çıkıyor. Bu ufak anlam dil karışıklığı yüzünden farklı anladın ya mesela bunu görmezden gelir ya da bağışlar. Vs.
Kur'ana göre ; Bilmediklerimiz den değil , bildiklerimiz den hesaba çekilicez.
Ben bunu biliyorum mantıklı olan da odur zaten ama neden çevirilmiyor bazıları diyor "meal den anlayamayız kuranı" onun üzerine yazmıştım o yazıyı aslında.
 
Son düzenleme:
Herkesin kaldırabilceği kadar yük veriyor olsaydı bu kadari insan intihar etmezdi.İntihar edenlere ne diyoruz bu durumda ?
Kendi isteği üzerine intihar etmiyor sonuçta sıkıntılı durumlar yaşayıp sonrasında intihar ediyorlar.
Bunu geleceğini biliyordum..

O insanın kendi tercihi. Mesela atıyorum Allah göstermesin başına çok kötü bir şey geldi bunalımdasın intiharı düşünüyorsun. Ama etmezsen belkide ilerde her şey yoluna giricek ve eskisindende daha iyi olcak. Ama sen bu sınava katlanmak yerine ya da zorluklara intihar etmeyi seçiyorsun. Mesela sonradan kolu bacağı kopan insanlar var. Ama intihar etmeyip tarihte başarıya imza atan birçok kişide var. Mesela bir tane dağcı vardı illaki duymuşsundur. Sağ kolu sıkılıyordu kayaya. İntihar etmeyi düşünüyordu ama sonra 5. Gün gördüğü bir rüya onu engelliyordu. Sağ kolu yok ama çocuğu olmuş ve mutlu bir ailesi vardı. Adam bu rüyadan sonra kolunu kesiyor ve kurtuluyor ordan. Filmi falan bile yapılıyor. Yani her şey bir sınav. Adam orda ilk gün intihar etseydi mesela böyle bir şeyi ne biz duycaktık ne de o böyle mutlu bir hayata kavuşucaktı.
Mesajlar otomatik olarak birleştirildi:

Kur'ana göre ; Bilmediklerimiz den değil , bildiklerimiz den hesaba çekilicez.
Ben bunu biliyorum mantıklı olan da odur zaten ama neden çevirilmiyor bazıları diyor meal den anlayamayız kuranı onun üzerine yazmıştım ordaki yazıyı aslında.
Evet öyle. Bildiklerimizden ve sorumlu olduklarımızdan. Hiç bilmeyenler ise hoşgörü iyi niyet vs. Gibi şeylerden.

Neden çevirilimiyordan sonrasını anlayamadım pek.
 
Bunu geleceğini biliyordum..

O insanın kendi tercihi. Mesela atıyorum Allah göstermesin başına çok kötü bir şey geldi bunalımdasın intiharı düşünüyorsun. Ama etmezsen belkide ilerde her şey yoluna giricek ve eskisindende daha iyi olcak. Ama sen bu sınava katlanmak yerine ya da zorluklara intihar etmeyi seçiyorsun. Mesela sonradan kolu bacağı kopan insanlar var. Ama intihar etmeyip tarihte başarıya imza atan birçok kişide var. Mesela bir tane dağcı vardı illaki duymuşsundur. Sağ kolu sıkılıyordu kayaya. İntihar etmeyi düşünüyordu ama sonra 5. Gün gördüğü bir rüya onu engelliyordu. Sağ kolu yok ama çocuğu olmuş ve mutlu bir ailesi vardı. Adam bu rüyadan sonra kolunu kesiyor ve kurtuluyor ordan. Filmi falan bile yapılıyor. Yani her şey bir sınav. Adam orda ilk gün intihar etseydi mesela böyle bir şeyi ne biz duycaktık ne de o böyle mutlu bir hayata kavuşucaktı.
Hiç bir insan intiharı seçim olarak görmez can tatlıdır sonuç olarak.

İntihar eden kişi zaten o durumunu kaldıramadığı için intihar ediyor.Burda 2-3 kişi kendi durumlarını kaldırabildi diye " Allah kuluna kaldıramayacağı yükü vermez" anlamı yüklemek saçma olur.Herkesin psikolojisi aynı değil.Herkesin kapasiteside aynı olamaz zaten.
Burda direnç çok önemli ama dediğim gibi her insan aynı olmaz ,olamazda.Yaşadıkları olayları da çok büyük faktör ama örnek vermem gerekirse

2 kişiye 50 kiloluk dambıllar veriyorsun
Biri zorlanarak kaldırabiliyor Diğeri hiç kaldıramıyor oynatamıyor bile dambılı.

Hayattan da örnek verilebilir herkes aynı işi yapamaz kimisi çok iyi tasarımcı olur, kimisi çok iyi mimar olur kimisi çok iyi oto tamirci olur

Bana kalırsa Allah Her kuluna kaldırabilceği yükü vermiyor.
 
Hocam, şimdi yazdığınız 50 mesajı tek tek alıntılayamam ama genel bir yanıt vermeye çalışacağım. Uzun oldu ama bence okumaya değer (Yazıyı yazarken hâlâ yeni mesajlar geliyor, o yüzden zaten hepsine cevap vermem mümkün değil.)

Öncelikle, “vahiy” dediğimiz şey senin küçük beyninde düşündüğün gibi bir şey değil. Cebrail geldi, Hz. Muhammed’in gözüne göründü, vahyi verdi gitti — öyle değil yani. “Ey Muhammed! Yeni vahyin şudur: ‘Herkesin dereceleri yaptıklarınadır.’ (En‘âm 132)” şeklinde mi oluyor sence? Olmuyor.

Kafandaki vahyin gelme mantığını değiştirmen gerekir. Vahiy dediğimiz şey bilinçsel olarak gelir. Şöyle örnek vereyim: Hani “beyne çip takacağız ve dilleri öğrenmeden konuşacağız” tarzı bilim kurgu fikirleri var ya — hah, aynen öyle. Tabii ki çip takılmadı ama bir nevi bilinçsel, zihinsel bir bağlantı ile geldi. Peygamber Efendimiz de bunu insanların anlayabileceği şekilde aktarmaya çalıştı.

Hani bazen içinde bir duygu oluşur da kelimelerle tarif edemezsin ya — onun binlerce katı gibi düşün. Bizim bildiğimiz bu 4 boyutlu dünyadaki her şey fiziksel ve maddesel şeylerle sınırlı. Peki, sen gidip de yaratıcı katında — kaç boyut yukarıda, zihninin alamayacağı şeyleri — nasıl aktaracaksın? Tabii ki kelimelerle, fiziksel dünyadan sembollerle.

Cehennem sence fiziksel bir yer mi? Ne gezsin orada “zakkum”, “ateş”, “kaynar su”? Bunlar sadece azabın, acının maddesel dünyadaki sembolleri. Eğer orada sadece “Sizin hiçbir güzel yiyeceğiniz yoktur.” deyip geçseydi, etkili olmazdı. Neden? Çünkü günümüzde bile bazı anlatımlarda anlatımın daha güçlü olması için örnekler verilir. Burada da olduğu gibi, daha iyi anlaşılması için semboller kullanılır.

Yani Kur’an’daki her şey birer semboldür; Kur’an, anlatıldığı gibi sadece kelimelerin düz anlamı değildir. Mesela cennet için “şaraptan dereler”, “sınırsız cariyeler” gibi ifadeler geçer. Cennette ne gezsin cariye, ne gezsin şaraptan dere? O dönem insanlarını en çok tatmin eden ve mutlu eden şeyler bunlar olduğu için bu örnekler seçilmiştir.

Ayet diyor ki: “Kur’an apaçık bir kitaptır.” Sen de diyorsun ki: “Allah, bunu apaçık anlattığını söylüyor.”
Orada Cebrail gelip “Kur’an apaçık bir kitaptır.” demiyor ki. Hz. Muhammed, dönemin şartlarına göre o kitabı açıklanabilecek en iyi şekilde açıkladığını kastediyor.

Diyorsun ki: “1400 yıl önce yollandı bu kitap, şimdi yine yollansın o zaman.” Bazı insanlar 1400 yıl öncesini anlayamayabilir. Dediğim gibi, Allah gidip de “Arap Yarımadası’ndaki Muhammed’i seçeyim.” demedi; Hz. Muhammed bu seviyeye layık hale geldi ve birdaha onun ibisi gelmedi ve gelmeyecek.

Bazı kişiler yanlış anlayıp “Ne demek, sen Kur’an’ı Muhammed mi yazdı diyorsun?” diyecekler ama evet, mesele şu: Allah kelime kelime dikte etmedi. Onu şöyle açıklayayım: Bazen bir arkadaşını sadece bir bakışmayla anlarsın ya, o sana hiçbir şey söylemez ama sen ne demek istediğini sezersin. O duyguyu anlatmak istesen 50 farklı şekilde anlatırsın. Vahiy de buna benzer bir şeydir. Allah gönderir, peygamber onu insan diline, yazıya çevirir.

Allah’ın kelamı neden her dile kusursuz çevrilmiyor? Sonuçta “mutlak güç sahibi Allah’ın kelamı” diyorsunuz. Ama bunlar Allah’ın doğrudan kelamı değil; Allah kelimelerle konuşmaz. Bu kitap, bizim gibi aciz insanların az da olsa fikir yürütebilmesi için gönderilmiştir.
Belki de bu kitap bu yıllarda gelseydi, bilinçaltı, nörobilim ya da gelişmiş psikoloji sayesinde gelen vahiyler daha derin ve anlaşılır bir şekilde yazı diline dökülebilirdi. Ama 1400 yıl önce geldi maalesef, ve o dönemin bilimi bu kadarını açıklamaya yetti.

Şimdi diyeceksiniz ki, “E o zaman Allah yine bir peygamber seçsin ve onunla kitap göndersin.”
Allah bunu yapamaz, çünkü birini seçerse onun iradesine ve kaderine müdahale etmiş olur. Bu yüzden yapmaz. İnsanlardan birinin o bilinç seviyesine kendi çabasıyla ulaşması gerekir; ama maalesef bu da imkânsızdır. Günümüz teknolojileri insan zihnini o kadar öldürüyor ki bir insan o zihin-bilinç seviyesine ulaşamaz.

Şimdi, “Kendi kendine sorup cevaplamışsın.” diyebilirsin. Evet, belki burada net bir cevap yok gibi duruyor ama aslında anlatmak istediğim şey şu:
Neden vahiyler bu kadar karmaşık ve kapalı?
Yani neden hadislere ihtiyaç duyuyoruz? Neden Allah araya 1-2 kelime daha koyup daha açık bir şekilde anlatmamış? — işte bunlara cevap vermeye çalıştım.

Benim en büyük problemim kendimi tam olarak ifade edememem. Muhtemelen arkadaş bunu okuyunca yine hiçbir şey anlamayacak ve at gözlüğüyle devam edecek.
Dediğim gibi, bazı şeyleri kelimelerle açıklayamazsınız. Ben bile burada demek istediklerimi kelimelerle tam olarak ifade edemedim.
Koskoca başka boyutların, mutlak yaratıcının nasıl kelimelerle anlatılmasını bekliyorsunuz — anlamıyorum.
muhammedin layık hale geldiğini bilmiyorum dostum bende muslumanımda hz muhammed dogdugu gun zaten belliydi diye biliyorum omzundaki mühürlerden yanı kend oraya gelmedis eçildi
 
Neden çevirilimiyordan sonrasını anlayamadım pek.
Bir çok insan kuranı türkçe meali ile anlamayız diyor ben bu fikre karşıyım
türkçe meali de okusam , fransızca mealini de okusam kur'an aynı kur'andır benim gözümde.
Allahın kitabı kolay çeviriliyor olmalı çünkü
 
Bir çok insan kuranı türkçe meali ile anlamayız diyor ben bu fikre karşıyım
türkçe meali de okusam , fransızca mealini de okusam kur'an aynı kur'andır benim gözümde.
Allahın kitabı kolay çeviriliyor olmalı çünkü
Ha öyle zaten hocam çevriliyor sonuç olarak. Sadece ufak yorum karmaşaları çıkıyor bu da dinin temel esaslarını etkilemiyor. Dediğim gibi burda da işin içine yorum giriyor. Dediğim gibi mesela cehheneme 7 kat var. Orda kat kat söylemişti olabilir. Ama her şeyi öyle anlatmıyor. Çünkü insan kapasitesi sınırlı. Cehhennem anlayabilceğimiz bir boyut değil. Cennette öyle. Biz kendimizce acı var yanıyoruz ya da cennette her istediğimiz olcak gibi yoruyoruz.
Mesajlar otomatik olarak birleştirildi:

Hiç bir insan intiharı seçim olarak görmez can tatlıdır sonuç olarak.

İntihar eden kişi zaten o durumunu kaldıramadığı için intihar ediyor.Burda 2-3 kişi kendi durumlarını kaldırabildi diye " Allah kuluna kaldıramayacağı yükü vermez" anlamı yüklemek saçma olur.Herkesin psikolojisi aynı değil.Herkesin kapasiteside aynı olamaz zaten.
Burda direnç çok önemli ama dediğim gibi her insan aynı olmaz ,olamazda.Yaşadıkları olayları da çok büyük faktör ama örnek vermem gerekirse

2 kişiye 50 kiloluk dambıllar veriyorsun
Biri zorlanarak kaldırabiliyor Diğeri hiç kaldıramıyor oynatamıyor bile dambılı.

Hayattan da örnek verilebilir herkes aynı işi yapamaz kimisi çok iyi tasarımcı olur, kimisi çok iyi mimar olur kimisi çok iyi oto tamirci olur

Bana kalırsa Allah Her kuluna kaldırabilceği yükü vermiyor.
Evet can tatlıdır ama sevgilisinden ayrıldı diye intihar etmekte tercih değil midir?
Evet herkesin kaldırabilceği şey farklı ama Allah da buna göre veriyor zaten. Mesela dedim ya dağcı olarak. Herkes kolunu kesemez. İntihar edenlerde orda sıkışıp ilk gün direnmeden intihar edenler gibi düşün. Herkesin zorluğu farklı. Mesela Lance stroll var babası aston martini satın aldı adamı F1 e yerleştirdi direkt. Ama dünyada ondan daha yetenekli olup keşfedilmemiş ya da maddi gücü olmayanlarda var. Herkesin sınavı farklı. O adamda başka zorluklardam geçiyor mesela.
 
Son düzenleme:
Ha öyle zaten hocam çevriliyor sonuç olarak. Sadece ufak yorum karmaşaları çıkıyor bu da dinin temel esaslarını etkilemiyor. Dediğim gibi burda da işin içine yorum giriyor. Dediğim gibi mesela cehheneme 7 kat var. Orda kat kat söylemişti olabilir. Ama her şeyi öyle anlatmıyor. Çünkü insan kapasitesi sınırlı. Cehhennem anlayabilceğimiz bir boyut değil. Cennette öyle. Biz kendimizce acı var yanıyoruz ya da cennette her istediğimiz olcak gibi yoruyoruz.
Çevirilmesinde sıkıntı yok ama Biri Türkçe mealden ayetler atıyor "şurada burda çelişki var" diyor. Hemen arkasından birileri “Sen Kur’an’ı mealden öğrenemezsin yiğenim Arapça öğrenip okuyacaksın” diyor. Bu konuda gene gördüm benim bahsettiğim konu bu.
Dini tam öğrenebilmek için dil öğrenmeye ihtiyaç duyulmamalı illa arapça öğrenmemiz gerekirse zaten o din evrensel değildir.
 
Çevirilmesinde sıkıntı yok ama Biri Türkçe mealden ayetler atıyor "şurada burda çelişki var" diyor. Hemen arkasından birileri “Sen Kur’an’ı mealden öğrenemezsin yiğenim Arapça öğrenip okuyacaksın” diyor. Bu konuda gene gördüm.
Herkesin görüşü düşüncesi yorumlaması farklı. Ona kalırsa bende sorgulama dinden çıkarsın diyen imamda gördüm. Allah bize bu aklı sorgulamak için vermiş. İlk ayetide oku. Her sakallıyı dinleseydik..

Önceki mesajımda da belirttiğim gibi araştırıp tartışıp her şeyi kendi süzgecinden geçirip yorumlamak en mantıklısı. Herkesin kendi düşüncesi var. Yine aynı örneklerden gidicem. Sen iphone aldığında ben sana neden aldın bu mantıksız derim ama sana göre mantıklıdır mesela.
 
muhammedin layık hale geldiğini bilmiyorum dostum bende muslumanımda hz muhammed dogdugu gun zaten belliydi diye biliyorum omzundaki mühürlerden yanı kend oraya gelmedis eçildi
Açıkçası ben o tür hadislere inanmıyorum. Elbette Hz. Muhammed’in peygamber olduğu ve olacağı, mutlak güç sahibi ve her şeyi bilen Allah tarafından biliniyordu. Ama bunun, tıpkı benim yarın yapacağım şeyi Allah’ın bilmesi gibi bir durum olduğunu düşünüyorum. Mühür, ışık saçması tarzı olayların anlatıldığı hadislerin güvenilir olduğunu da düşünmüyorum. Çok fazla hadis var ve ben güvenilir kabul ettiğim Sahih-i Buhârî ve Sahih-i Müslim’de bu tarz hadisler bulamadım. Eğer bulduysan, paylaşmanı isterim. Yanlış anlama; amacım yalancı çıkarmak değil, sadece hatam varsa gerçekten görmek.
Mesajlar otomatik olarak birleştirildi:

Çevirilmesinde sıkıntı yok ama Biri Türkçe mealden ayetler atıyor "şurada burda çelişki var" diyor. Hemen arkasından birileri “Sen Kur’an’ı mealden öğrenemezsin yiğenim Arapça öğrenip okuyacaksın” diyor. Bu konuda gene gördüm benim bahsettiğim konu bu.
Dini tam öğrenebilmek için dil öğrenmeye ihtiyaç duyulmamalı illa arapça öğrenmemiz gerekirse zaten o din evrensel değildir.
Hocam, biliyorum uzun ama eğer yazdığım uzun yazıyı okursan, belki demek istediğimi birazcık da olsa anlayabilirsin; bu ayetlerin anlaşılamama konusunu.
Hocam, şimdi yazdığınız 50 mesajı tek tek alıntılayamam ama genel bir yanıt vermeye çalışacağım. Uzun oldu ama bence okumaya değer (Yazıyı yazarken hâlâ yeni mesajlar geliyor, o yüzden zaten hepsine cevap vermem mümkün değil.)

Öncelikle, “vahiy” dediğimiz şey senin küçük beyninde düşündüğün gibi bir şey değil. Cebrail geldi, Hz. Muhammed’in gözüne göründü, vahyi verdi gitti — öyle değil yani. “Ey Muhammed! Yeni vahyin şudur: ‘Herkesin dereceleri yaptıklarınadır.’ (En‘âm 132)” şeklinde mi oluyor sence? Olmuyor.

Kafandaki vahyin gelme mantığını değiştirmen gerekir. Vahiy dediğimiz şey bilinçsel olarak gelir. Şöyle örnek vereyim: Hani “beyne çip takacağız ve dilleri öğrenmeden konuşacağız” tarzı bilim kurgu fikirleri var ya — hah, aynen öyle. Tabii ki çip takılmadı ama bir nevi bilinçsel, zihinsel bir bağlantı ile geldi. Peygamber Efendimiz de bunu insanların anlayabileceği şekilde aktarmaya çalıştı.

Hani bazen içinde bir duygu oluşur da kelimelerle tarif edemezsin ya — onun binlerce katı gibi düşün. Bizim bildiğimiz bu 4 boyutlu dünyadaki her şey fiziksel ve maddesel şeylerle sınırlı. Peki, sen gidip de yaratıcı katında — kaç boyut yukarıda, zihninin alamayacağı şeyleri — nasıl aktaracaksın? Tabii ki kelimelerle, fiziksel dünyadan sembollerle.

Cehennem sence fiziksel bir yer mi? Ne gezsin orada “zakkum”, “ateş”, “kaynar su”? Bunlar sadece azabın, acının maddesel dünyadaki sembolleri. Eğer orada sadece “Sizin hiçbir güzel yiyeceğiniz yoktur.” deyip geçseydi, etkili olmazdı. Neden? Çünkü günümüzde bile bazı anlatımlarda anlatımın daha güçlü olması için örnekler verilir. Burada da olduğu gibi, daha iyi anlaşılması için semboller kullanılır.

Yani Kur’an’daki her şey birer semboldür; Kur’an, anlatıldığı gibi sadece kelimelerin düz anlamı değildir. Mesela cennet için “şaraptan dereler”, “sınırsız cariyeler” gibi ifadeler geçer. Cennette ne gezsin cariye, ne gezsin şaraptan dere? O dönem insanlarını en çok tatmin eden ve mutlu eden şeyler bunlar olduğu için bu örnekler seçilmiştir.

Ayet diyor ki: “Kur’an apaçık bir kitaptır.” Sen de diyorsun ki: “Allah, bunu apaçık anlattığını söylüyor.”
Orada Cebrail gelip “Kur’an apaçık bir kitaptır.” demiyor ki. Hz. Muhammed, dönemin şartlarına göre o kitabı açıklanabilecek en iyi şekilde açıkladığını kastediyor.

Diyorsun ki: “1400 yıl önce yollandı bu kitap, şimdi yine yollansın o zaman.” Bazı insanlar 1400 yıl öncesini anlayamayabilir. Dediğim gibi, Allah gidip de “Arap Yarımadası’ndaki Muhammed’i seçeyim.” demedi; Hz. Muhammed bu seviyeye layık hale geldi ve birdaha onun ibisi gelmedi ve gelmeyecek.

Bazı kişiler yanlış anlayıp “Ne demek, sen Kur’an’ı Muhammed mi yazdı diyorsun?” diyecekler ama evet, mesele şu: Allah kelime kelime dikte etmedi. Onu şöyle açıklayayım: Bazen bir arkadaşını sadece bir bakışmayla anlarsın ya, o sana hiçbir şey söylemez ama sen ne demek istediğini sezersin. O duyguyu anlatmak istesen 50 farklı şekilde anlatırsın. Vahiy de buna benzer bir şeydir. Allah gönderir, peygamber onu insan diline, yazıya çevirir.

Allah’ın kelamı neden her dile kusursuz çevrilmiyor? Sonuçta “mutlak güç sahibi Allah’ın kelamı” diyorsunuz. Ama bunlar Allah’ın doğrudan kelamı değil; Allah kelimelerle konuşmaz. Bu kitap, bizim gibi aciz insanların az da olsa fikir yürütebilmesi için gönderilmiştir.
Belki de bu kitap bu yıllarda gelseydi, bilinçaltı, nörobilim ya da gelişmiş psikoloji sayesinde gelen vahiyler daha derin ve anlaşılır bir şekilde yazı diline dökülebilirdi. Ama 1400 yıl önce geldi maalesef, ve o dönemin bilimi bu kadarını açıklamaya yetti.

Şimdi diyeceksiniz ki, “E o zaman Allah yine bir peygamber seçsin ve onunla kitap göndersin.”
Allah bunu yapamaz, çünkü birini seçerse onun iradesine ve kaderine müdahale etmiş olur. Bu yüzden yapmaz. İnsanlardan birinin o bilinç seviyesine kendi çabasıyla ulaşması gerekir; ama maalesef bu da imkânsızdır. Günümüz teknolojileri insan zihnini o kadar öldürüyor ki bir insan o zihin-bilinç seviyesine ulaşamaz.

Şimdi, “Kendi kendine sorup cevaplamışsın.” diyebilirsin. Evet, belki burada net bir cevap yok gibi duruyor ama aslında anlatmak istediğim şey şu:
Neden vahiyler bu kadar karmaşık ve kapalı?
Yani neden hadislere ihtiyaç duyuyoruz? Neden Allah araya 1-2 kelime daha koyup daha açık bir şekilde anlatmamış? — işte bunlara cevap vermeye çalıştım.

Benim en büyük problemim kendimi tam olarak ifade edememem. Muhtemelen arkadaş bunu okuyunca yine hiçbir şey anlamayacak ve at gözlüğüyle devam edecek.
Dediğim gibi, bazı şeyleri kelimelerle açıklayamazsınız. Ben bile burada demek istediklerimi kelimelerle tam olarak ifade edemedim.
Koskoca başka boyutların, mutlak yaratıcının nasıl kelimelerle anlatılmasını bekliyorsunuz — anlamıyorum.
 
Dinde zorlama yoktur. Sen inanmadığın bir dinin cehennemine inanıyorsan bunları yazman çokmu mantıklı? Ben bir müslüman olarak eğerki gün gelir hristayınlık hak gelirse zaten baştan onların cennettini reddetmişim neden zorlayayımki.
Dinde zorlama yoktur ama inanmassan cehennemde yakarız alevden zincirler zakkum ağacından dikenler yediririz deri ve organların eridikçe yenisini yaratırız alevden çukurlara atarız vb.Bu acık acık zorlamadır aslında ister inanan için ister inanmayan için.
Mesajlar otomatik olarak birleştirildi:

Hocam anlıyoruz zaten. Sadece farklı yorumluyoruz. Mesela kuranda dünyada demirin oluşamicağını meteorlarla indiğini söylüyor. Kanıtlanmışta. O dönemde bunu bilmek imkansız değil mi? Ya da hamilelikte fetüsler ilgi şeyleri vs. O dönemki adam ne anlasın meteordan fetüsten. Belki şuan bize saçma gelen şey gelecekte mantıklı olcak. Dediğim gibi biz düşünürken insan olduğumuzçin günümüzün şartlarına göre yorumluyoruz. Yoksa kuranın anlaşılmasını engelleyen bir şey yok. Sadece ufak detaylar giriyor. Mesela mezhep dedik ya. Namaz oruç bunlar değişmiyor. Daha basit şeyler değişiyor sadece. Mesela mezhep dedik biri çizme biri çizik kadar kanda abdest ya da başka bir şey bozuluyor diyorlar ya. Senin inandığın çizmeyse ve bir yerin çok ufak kanamışsa ama namazını kılmışsan onun soru teşkil etmiceğini sevabını alacağını düşünüyorum. Sonuçta aynı kapıya çıkıyor. Bu ufak anlam dil karışıklığı yüzünden farklı anladın ya mesela bunu görmezden gelir ya da bağışlar. Vs.
Dostum kuran herşeyin gökten geldiğini söylüyor bu mucize değil ki.Zümer suresi 6 ve Araf suresi 160 ta sizin için davarlardan 8 çift indirdik diyor.Size rızık olarak bıldırcın eti indirdik diyor.Sen kalkıyosun konu demire gelince uzaya metorlara bağlıyorsun.Burda enzelna kelimesi geçiyor indirdik olarak.Yani gökten indirmekten kasıt sizin hizmetinize sunduk size bahşettik manasına geliyor.Yoksa davarlarda mı gökten geldi yani dimi uyumsuz oluyor.
 
Son düzenleme:
Dinde zorlama yoktur ama inanmassan cehennemde yakarız alevden zincirler zakkum ağacından dikenler yediririz deri ve organların eridikçe yenisini yaratırız alevden çukurlara atarız vb.Bu acık acık zorlamadır aslında ister inanan için ister inanmayan için.
Mesajlar otomatik olarak birleştirildi:


Dostum kuran herşeyin gökten geldiğini söylüyor bu mucize değil ki.Zümer suresi 6 ve Araf suresi 160 ta sizin için davarlardan 8 çift indirdik diyor.Size rızık olarak bıldırcın eti indirdik diyor.Sen kalkıyosun konu demire gelince uzaya metorlara bağlıyorsun.Burda enzelna kelimesi geçiyor indirdik olarak.Yani gökten indirmekten kasıt sizin hizmetinize sunduk size bahşettik manasına geliyor.Yoksa davarlarda mı gökten geldi yani dimi uyumsuz oluyor.
Hocam neden ''Yani gökten indirmekten kasıt sizin hizmetinize sunduk size bahşettik'' manasına gelsin ki kuran apaçık yazıldığı gibi yeterli, bunu siz demiştiniz neden şimdi ayeti yorumlamaya çalıştınız? komiksiniz ya FGAUYABDXFASHJGDXFASHJGFJH
 
Yeni mesajlar Yeni Konu Aç  

   

SON KONULAR

Forum istatistikleri

Konular
1,164,577
Mesajlar
10,497,527
Üyeler
184,947
Son üye
cilginatanhamsi
Geri
Top