Berke Fitness
80+ Bronze
- Katılım
- 24 Ağustos 2021
- Mesajlar
- 892
- Reaksiyon skoru
- 1,190
Feminizm, Türkiye sosyal medyada ve dünyada olarak ikiye ayrılır çünkü sadece Türkiye'de tek olan feminizmi yumuşatmaya, değiştirmeye, evrimleştirmeye ve kategorileştirmeye çalışırlar.
Feminizm, kadınların ve erkeklerin eşit haklara sahip olmasını destekleyen düşünce sistemi değildir. Türkiye'de feminizm değiştirilmeye ve bu şekilde anlatılmaya çalışılır.
Feminizmin kökeni latincede olan femina kelimesinden türetilmiştir ve femina latincede kadın demektir. Feminizm temeli kadın özgürlüğüne dayanır ve feminizm Türkiye'de sanıldığı gibi cinsiyetlerin eşitliğini savunan akım değil, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmasını savunan akımdır. "Ne fark var, ikisi de aynı şey değil mi?" Diye düşünüyorsanız, değil.
İkisi de sanki sonuçta aynı yere varıldığını düşündürse de aslında olay çok farklı. Burada erkeklerden bağımsız bir şekilde kadınların hakları ve özgürlüği savunulur. Yani erkeklere ne olacağı pek önemli değil. Feminizm kadın haklarını baz alır ve kadın haklarını daha yüksek yerlere çıkarmaya çalışır. Amaç budur, cinsiyet eşitliği değil.
Hem zaten cinsiyet eşitliğini savunan bir akımın adı neden kadın kelimesinden türesin? Cinsiyet eşitliği isteyen insanlar neden temelinde ve isminde kadını baz alan bir akım seçer?
Peki bu insanlar neden Maskülizm'i duyunca tepki gösterir? Maskülizm'in amacı da erkeklere karşı cinsiyetçiliğin ortadan kalkmasını ve kadınlarla haklarını eşitlemeyi amaçlayan ideolojidir.
Feminizm'in erkekler için olan versiyonu Maskülizm toplumda kötü olarak algılanırken Feminizm, Türkiye toplumunda yumuşatılmaya çalışılıyor.
Oysaki eşitlik için kadın anlamına gelen akımdansa eşitliğe çok daha yakın hatta ta kendisi olan Egalitarianism desteklenip benimsenebilir. Egalitarianism kelime olarak kadın veya kadıncılık adı altında eşitliği savunma rolünü oynamaz. Kelime anlamıyla da direkt olarak eşitçilik anlamına gelir ve genel olarak insanların eşit olduğunu söyleyen akımdır. İnsanları seçemediği şeylere göre kategorileştirmiyor. İnsanlar eşit haklara sahip diyor.
Feminizmi tabii ki yurtdışında Türkiye'de olduğu gibi göremezsiniz. Bazı ülkelerde okulda ders konusu olarak dahi geçer. Tarihi anlatılır ve feminizmin kadınların haklarını savunduğunun, kadın özgürlüğü olduğunun altı çizilir.
Maalesef Türkiye'de eğitimin içeriği ve müfredatı çok kötü ve dünyada son sıralarda olduğundan insanlar bu tür şeyleri sosyal medyadan öğreniyorlar. Gördüğünüz gibi eğitimsizlik beraberinde bu tür yanlış anlaşılmalar getirebiliyor.
Son zamanlarda istatistiksel olarak kadına karşı cinayetlerin ve şiddetin artmasından dolayı toplumda çok ama çok yanlış ve hassas bir algı oluşmuş durumda ve tamamen yanlış bir temel kurulmak üzere.
Çok eskiden ataerkil toplumlar bu şekilde oluştu. Kadınlar aşağılandı ve insan olarak sayılmadı. Örneğin dinlerdeki gibi. Sonrasında erkek egemen toplumlar oluştu ve bu dönemlerde de artık yıkılmaya başlandı. Fakat bu yapı yıkılırken kurduğumuz yeni yapı bu sefer de kadın egemen toplumlar olmak üzere. Bahsettiğim konum Türkiye. Sakın eğitimde ilk 10'da yer alan ülkelerle karıştırılmasın.
Bu konuya nereden varabiliriz?
Öncelikle en çok tepki gösterilen dizilerdeki kadına şiddet olayı var. Sürekli her yerde duyarlı insanların "Kadına şiddeti normalleştiriyorlar." Adı altında bu dizi sahnelerine tepki gösteriyorlar. Ama sorun o tokar bir erkek tarafından bir kadına atılırsa toplumsal tepkiye, ama bir kadın tarafından bir erkeğe atılırsa gülmeye sebep oluyor. Sanki erkekler canlı değil, erkeklerin canı acımıyormuş gibi.
Bir diğeri de kadınların kendilerini kategorileştirmesi ve ayrıştırması. Örneğin haber başlıklarında görürsünüz. "Kadın yönetmen, kadın şoför, kadın tamirci, kadın mühendis, kadın bilim insanı..." Kadınları asıl ayrıştıran bu haberlerdir. Kadınlar bu haberler ile aşağılanıyor.
Anlatmak istediğim ataerkil temeli yıkarken yeni oluşturduğunuz temeli yanlış algılarla doldurmayın. Erkekler de kadınlar da üstün değildir. Üstünlük diye bir şey yoktur. İnsanları ırk gibi cinsiyet gibi saçmalıklarla ayıramazsınız.
Feminizm, kadınların ve erkeklerin eşit haklara sahip olmasını destekleyen düşünce sistemi değildir. Türkiye'de feminizm değiştirilmeye ve bu şekilde anlatılmaya çalışılır.
Feminizmin kökeni latincede olan femina kelimesinden türetilmiştir ve femina latincede kadın demektir. Feminizm temeli kadın özgürlüğüne dayanır ve feminizm Türkiye'de sanıldığı gibi cinsiyetlerin eşitliğini savunan akım değil, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmasını savunan akımdır. "Ne fark var, ikisi de aynı şey değil mi?" Diye düşünüyorsanız, değil.
İkisi de sanki sonuçta aynı yere varıldığını düşündürse de aslında olay çok farklı. Burada erkeklerden bağımsız bir şekilde kadınların hakları ve özgürlüği savunulur. Yani erkeklere ne olacağı pek önemli değil. Feminizm kadın haklarını baz alır ve kadın haklarını daha yüksek yerlere çıkarmaya çalışır. Amaç budur, cinsiyet eşitliği değil.
Hem zaten cinsiyet eşitliğini savunan bir akımın adı neden kadın kelimesinden türesin? Cinsiyet eşitliği isteyen insanlar neden temelinde ve isminde kadını baz alan bir akım seçer?
Peki bu insanlar neden Maskülizm'i duyunca tepki gösterir? Maskülizm'in amacı da erkeklere karşı cinsiyetçiliğin ortadan kalkmasını ve kadınlarla haklarını eşitlemeyi amaçlayan ideolojidir.
Feminizm'in erkekler için olan versiyonu Maskülizm toplumda kötü olarak algılanırken Feminizm, Türkiye toplumunda yumuşatılmaya çalışılıyor.
Oysaki eşitlik için kadın anlamına gelen akımdansa eşitliğe çok daha yakın hatta ta kendisi olan Egalitarianism desteklenip benimsenebilir. Egalitarianism kelime olarak kadın veya kadıncılık adı altında eşitliği savunma rolünü oynamaz. Kelime anlamıyla da direkt olarak eşitçilik anlamına gelir ve genel olarak insanların eşit olduğunu söyleyen akımdır. İnsanları seçemediği şeylere göre kategorileştirmiyor. İnsanlar eşit haklara sahip diyor.
Feminizmi tabii ki yurtdışında Türkiye'de olduğu gibi göremezsiniz. Bazı ülkelerde okulda ders konusu olarak dahi geçer. Tarihi anlatılır ve feminizmin kadınların haklarını savunduğunun, kadın özgürlüğü olduğunun altı çizilir.
Maalesef Türkiye'de eğitimin içeriği ve müfredatı çok kötü ve dünyada son sıralarda olduğundan insanlar bu tür şeyleri sosyal medyadan öğreniyorlar. Gördüğünüz gibi eğitimsizlik beraberinde bu tür yanlış anlaşılmalar getirebiliyor.
Son zamanlarda istatistiksel olarak kadına karşı cinayetlerin ve şiddetin artmasından dolayı toplumda çok ama çok yanlış ve hassas bir algı oluşmuş durumda ve tamamen yanlış bir temel kurulmak üzere.
Çok eskiden ataerkil toplumlar bu şekilde oluştu. Kadınlar aşağılandı ve insan olarak sayılmadı. Örneğin dinlerdeki gibi. Sonrasında erkek egemen toplumlar oluştu ve bu dönemlerde de artık yıkılmaya başlandı. Fakat bu yapı yıkılırken kurduğumuz yeni yapı bu sefer de kadın egemen toplumlar olmak üzere. Bahsettiğim konum Türkiye. Sakın eğitimde ilk 10'da yer alan ülkelerle karıştırılmasın.
Bu konuya nereden varabiliriz?
Öncelikle en çok tepki gösterilen dizilerdeki kadına şiddet olayı var. Sürekli her yerde duyarlı insanların "Kadına şiddeti normalleştiriyorlar." Adı altında bu dizi sahnelerine tepki gösteriyorlar. Ama sorun o tokar bir erkek tarafından bir kadına atılırsa toplumsal tepkiye, ama bir kadın tarafından bir erkeğe atılırsa gülmeye sebep oluyor. Sanki erkekler canlı değil, erkeklerin canı acımıyormuş gibi.
Bir diğeri de kadınların kendilerini kategorileştirmesi ve ayrıştırması. Örneğin haber başlıklarında görürsünüz. "Kadın yönetmen, kadın şoför, kadın tamirci, kadın mühendis, kadın bilim insanı..." Kadınları asıl ayrıştıran bu haberlerdir. Kadınlar bu haberler ile aşağılanıyor.
Anlatmak istediğim ataerkil temeli yıkarken yeni oluşturduğunuz temeli yanlış algılarla doldurmayın. Erkekler de kadınlar da üstün değildir. Üstünlük diye bir şey yoktur. İnsanları ırk gibi cinsiyet gibi saçmalıklarla ayıramazsınız.