Neler Yeni

Eşcinsellik, Freud, Oedipus Karmaşası

Gri Caner

80+ Titanium
Katılım
24 Ekim 2020
Mesajlar
30,697
En İyi Cevap
7
BAŞLAMADAN ÖNCE NOT: Bu konuyu açma amacım güncel ve olası geçerli bilgiyi paylaşmaktır. Olası yanlış yönlendirme durumu söz konusu ise durumu düzeltmektir. Söz konusu durumla ilgili bilgi paylaşmanın verdiği sorumluluktur.

Yoksa foruma geri döndüğüm yok.

Merhaba herkese. 👋
Forumda eşcinsellik ile ilgili konu açmıştım. Doğuştan geldiğini söyleyip hayat hikayemi yazdığım bir konuydu.

Bu konuda güncel durumdan bahsetmek istiyorum.

Psikanalizin geliştiricisi Sigmund Freud'a göre, psikoseksüel gelişim, erken çocukluk döneminde yaşanan ve libidonun (cinsel enerji) farklı erojen bölgelerde odaklandığı bir dizi aşamadan oluşur. Bu aşamalar şunlardır:

Oral Aşama: Bebeğin libidosu ağız bölgesine odaklanır ve emme ve yutma gibi aktiviteler tatmin kaynağı olur.
Anal Aşama: Libido anüs bölgesine odaklanır ve tuvalet eğitimi sırasında kontrol ve özerklik kavramları gelişir.
Fallik Aşama: Libido cinsel organlara odaklanır ve Oedipus karmaşası yaşanır. Çocuk, karşı cins ebeveynine ilgi duyar ve aynı cins ebeveyne karşı rekabet yaşar.
Latent Aşama: Cinsel dürtüler bastırılır ve sosyalleşme ve bilişsel gelişime odaklanılır.
Genital Aşama: Ergenlikte cinsel dürtüler yeniden canlanır ve karşı cinsten bir partnerle yakın ilişki kurma isteği ortaya çıkar.

Oedipus Karmaşası:

Fallik aşamada (yaklaşık 3-6 yaş arası), libidonun cinsel organlara odaklanmasıyla birlikte Oedipus karmaşası ortaya çıkar. Bu karmaşada, çocuk karşı cins ebeveyne (anneye) ilgi duymaya başlar ve aynı cins ebeveyne (babaya) karşı rekabet duyguları yaşar. Çocuk, babayı rakip olarak görür ve onu yerinden etmek ister. Bu durum, babadan korku ve öfke duygularının yanı sıra, anneye yönelik sevgi ve arzunun artmasına da yol açar.

Oedipus Karmaşasının Çözümü:

Oedipus karmaşası, normal bir şekilde çözüldüğünde, çocuğun cinsel kimliği netleşir ve babayla özdeşleşme yoluyla maskülen bir kimlik kazanır. Bu çözüm, aşağıdaki adımlarla gerçekleşir:

  • Babaya Karşı Özdeşleşme: Çocuk, babanın güç ve otoritesini kabul eder ve onun gibi olmak ister. Bu sayede, kendi cinsel kimliğini ve rolünü içselleştirir.
  • Anneye Karşı Arzunun Bastırılması: Çocuk, babanın öfkesinden ve cezalandırılmaktan korktuğu için anneye yönelik arzusunu bastırır. Bu bastırma, heteroseksüel arzunun temelini oluşturur.
Psikoseksüel ketlenme

Freud'a göre Oedipus karmaşası sağlıklı şekilde çözülmezse cinsel kimlik karmaşası yaşanabilir. Cinsel istismar, ailenin psikodinamik kodlama yanlışlığı bu ketlenmeye sebep olabilir.

Örneğin; aşırı dominant, koruyucu ve kontrolcü bir anne ile ilgisiz, aile dinamiğinde yer almayan bir baba söz konusu olduğunda çocuk özdeşleşme için kimliğini kullanacağı bir baba figürü bulamayabilir. Bu durumda Oedipus kompleksi tamamlanmaz ve libidinal enerji anal aşamaya geri döner.

Libidinal enerjinin anal aşamaya geri dönmesi suretiyle birey hemcinsine ilgi duymaya başlar.

Diğer bir vaka türünde, cinsel istismar durumunda; örneğin bir erkek birey, cinsel istismara uğradığında aşağıdaki durumlar gerçekleşebilir:
  • Psikoseksüel gelişimin gerilemesi durumu oluşabilir ve libidinal enerji anal bölgeye kayabilir. Bu da bireyin hemcinsine ilgi duymaya başlamasına sebep olabilir.
  • Özellikle erkek bir birey cinsel istismara uğradığında, erkek cinsiyetinin getirdiği maskülen kimlik algısı zedelenebilir ve kişide hemcinsine ilgi başlayabilir.
  • Örneğin 15 yaşında gibi bir yaşta bile, yani psikoseksüel gelişimin tamamlanmasının son dönemlerinde bile, cinsel istismar yaşandığında kişide kimlik karmaşası yaşanabilir, kendi kimliğini ret etmesine yol açabilir ve bu suretle hemcinsine ilgi duymaya başlayabilir.

Bunlar haricinde travmatik aile yapıları da homoseksüellik, tramsseksüealizm gibi cinsel kimlik karmaşalarına sebep olabilir.

Freud haricinde Carl Gustav Jung, Joseph Nicolosi, Adler gibi psikolojinin baba isimleri de eşcinsellikten bir psikopatolojik bozukluk olarak bahsetmişlerdir.

Freud ve diğerleri eleştiriler almıştır. Fakat hiçbir zaman tamamen yanlışlanmamıştır da. Dünyada "Eşcinsellik doğuştan gelmiyor." dendiğinde bir psikiyatristin lisansı direkt iptal ediliyor ise orada kirli bir politika olduğu gerçeğini bir eşcinsel birey olarak kabul ettiğimi söylemek isterim. Bu gibi lisans iptali halleri beni şüpheye düşürmüştür ve acaba dedirtmiştir. Acaba gerçekten "cinsiyetsiz" bir toplum yaratma peşinde olabilirler mi? "Böğük oyunu çözdün yiğen." sözgeliminden öte bunun gerçek olabileceği fikri pek mümkündür.

Bana gelelim.

Benim durumumda, annem aşırı kontrolcü ve psikodinamik olarak "var olan" bir figür iken babam sadece "parayı kazandım ne yapıyorsanız yapın" gibi bir figürdü. Bu bağlamda benim eşcinsellik durumum, Freudyen eşcinsellik görüşünü destekler nitelikte.

Bu suretle bir psikolog ile çalışmaya, terapi almaya başladım. Terapi cinsel yönelim odaklı olmamakla birlikte travmatik kimlik gelişimim odaklı bir şekilde yapılandırılacaktır. Yani ana odak homo veya hetero olup olmam değil de ana odak benim çocukluk travmalarım olacaktır. Bu bağlamda denilen şu ki, travmalar çözüldükçe otomatik olarak kişi heteroseksüel bir birey oluyor.

Bu konuyu açma nedenim, durum güncellemesi ve güncel geçerli bilgi paylaşımıdır.

Unutmayın! Cinsel kimliği ne olursa olsun her insan değerlidir ve saygı duyulmalıdır. Bu durum gerçekten de psikopatolojik olarak bir gelişim ketlenmesi ise bile kişinin kendisiyle barışık olması önemlidir.

Buna ek olarak toplumun da bu kişilere destek olması ve kucaklaması önemlidir. Zira öbür türlü birey toplumdan dışlanma hissi sebebiyle madde bağımlılığı, depresyon ve intihar gibi şeylere sürüklenebilir.

Bu bağlamda, toplumdan birileri, cinsel kimlik sebebiyle söz konusu bireyi dışlar ve psikolojik sorunlara sürüklenmesinde rol oynarsa o bireyler ilahi noktada bile cezayı hak etmektedirler.

Zira Allah'ın yarattığı değerlidir.
Mesaj otomatik birleştirildi:

Son olarak bir durum güncellemesi yapayım. Psikanalitik kuram hakkında ve paralel İslami nefs yapısı bağlamında geliştirilen Nefs Psikoloji isimli ekol hakkında kendimi geliştirmek için aşağıdaki kitabı sipariş geçtim:

Screenshot_20240418_193156_D&R.jpg
 
Son düzenleme:

K1NGO82

80+ Gold
Katılım
8 Şubat 2021
Mesajlar
6,299
En İyi Cevap
1
Seni seni. Gizli gizli foruma mı girion çen

Şaka bir yana eline sağlık. Müsait olduğum zaman yazdığını okuyacağım.
 
Son düzenleme:

dutemo

80+ Gold
Katılım
23 Mart 2020
Mesajlar
8,737
En İyi Cevap
3
Geldi yine allahın gayi
 

K1NGO82

80+ Gold
Katılım
8 Şubat 2021
Mesajlar
6,299
En İyi Cevap
1
Canerde bıraktığı min. hasar:
Mesaj otomatik birleştirildi:

BAŞLAMADAN ÖNCE NOT: Bu konuyu açma amacım güncel ve olası geçerli bilgiyi paylaşmaktır. Olası yanlış yönlendirme durumu söz konusu ise durumu düzeltmektir. Söz konusu durumla ilgili bilgi paylaşmanın verdiği sorumluluktur.

Yoksa foruma geri döndüğüm yok.

Merhaba herkese. 👋
Forumda eşcinsellik ile ilgili konu açmıştım. Doğuştan geldiğini söyleyip hayat hikayemi yazdığım bir konuydu.

Bu konuda güncel durumdan bahsetmek istiyorum.

Psikanalizin geliştiricisi Sigmund Freud'a göre, psikoseksüel gelişim, erken çocukluk döneminde yaşanan ve libidonun (cinsel enerji) farklı erojen bölgelerde odaklandığı bir dizi aşamadan oluşur. Bu aşamalar şunlardır:

Oral Aşama: Bebeğin libidosu ağız bölgesine odaklanır ve emme ve yutma gibi aktiviteler tatmin kaynağı olur.
Anal Aşama: Libido anüs bölgesine odaklanır ve tuvalet eğitimi sırasında kontrol ve özerklik kavramları gelişir.
Fallik Aşama: Libido cinsel organlara odaklanır ve Oedipus karmaşası yaşanır. Çocuk, karşı cins ebeveynine ilgi duyar ve aynı cins ebeveyne karşı rekabet yaşar.
Latent Aşama: Cinsel dürtüler bastırılır ve sosyalleşme ve bilişsel gelişime odaklanılır.
Genital Aşama: Ergenlikte cinsel dürtüler yeniden canlanır ve karşı cinsten bir partnerle yakın ilişki kurma isteği ortaya çıkar.

Oedipus Karmaşası:

Fallik aşamada (yaklaşık 3-6 yaş arası), libidonun cinsel organlara odaklanmasıyla birlikte Oedipus karmaşası ortaya çıkar. Bu karmaşada, çocuk karşı cins ebeveyne (anneye) ilgi duymaya başlar ve aynı cins ebeveyne (babaya) karşı rekabet duyguları yaşar. Çocuk, babayı rakip olarak görür ve onu yerinden etmek ister. Bu durum, babadan korku ve öfke duygularının yanı sıra, anneye yönelik sevgi ve arzunun artmasına da yol açar.

Oedipus Karmaşasının Çözümü:

Oedipus karmaşası, normal bir şekilde çözüldüğünde, çocuğun cinsel kimliği netleşir ve babayla özdeşleşme yoluyla maskülen bir kimlik kazanır. Bu çözüm, aşağıdaki adımlarla gerçekleşir:

  • Babaya Karşı Özdeşleşme: Çocuk, babanın güç ve otoritesini kabul eder ve onun gibi olmak ister. Bu sayede, kendi cinsel kimliğini ve rolünü içselleştirir.
  • Anneye Karşı Arzunun Bastırılması: Çocuk, babanın öfkesinden ve cezalandırılmaktan korktuğu için anneye yönelik arzusunu bastırır. Bu bastırma, heteroseksüel arzunun temelini oluşturur.
Psikoseksüel ketlenme

Freud'a göre Oedipus karmaşası sağlıklı şekilde çözülmezse cinsel kimlik karmaşası yaşanabilir. Cinsel istismar, ailenin psikodinamik kodlama yanlışlığı bu ketlenmeye sebep olabilir.

Örneğin; aşırı dominant, koruyucu ve kontrolcü bir anne ile ilgisiz, aile dinamiğinde yer almayan bir baba söz konusu olduğunda çocuk özdeşleşme için kimliğini kullanacağı bir baba figürü bulamayabilir. Bu durumda Oedipus kompleksi tamamlanmaz ve libidinal enerji anal aşamaya geri döner.

Libidinal enerjinin anal aşamaya geri dönmesi suretiyle birey hemcinsine ilgi duymaya başlar.

Diğer bir vaka türünde, cinsel istismar durumunda; örneğin bir erkek birey, cinsel istismara uğradığında aşağıdaki durumlar gerçekleşebilir:
  • Psikoseksüel gelişimin gerilemesi durumu oluşabilir ve libidinal enerji anal bölgeye kayabilir. Bu da bireyin hemcinsine ilgi duymaya başlamasına sebep olabilir.
  • Özellikle erkek bir birey cinsel istismara uğradığında, erkek cinsiyetinin getirdiği maskülen kimlik algısı zedelenebilir ve kişide hemcinsine ilgi başlayabilir.
  • Örneğin 15 yaşında gibi bir yaşta bile, yani psikoseksüel gelişimin tamamlanmasının son dönemlerinde bile, cinsel istismar yaşandığında kişide kimlik karmaşası yaşanabilir, kendi kimliğini ret etmesine yol açabilir ve bu suretle hemcinsine ilgi duymaya başlayabilir.

Bunlar haricinde travmatik aile yapıları da homoseksüellik, tramsseksüealizm gibi cinsel kimlik karmaşalarına sebep olabilir.

Freud haricinde Carl Gustav Jung, Joseph Nicolosi, Adler gibi psikolojinin baba isimleri de eşcinsellikten bir psikopatolojik bozukluk olarak bahsetmişlerdir.

Freud ve diğerleri eleştiriler almıştır. Fakat hiçbir zaman tamamen yanlışlanmamıştır da. Dünyada "Eşcinsellik doğuştan gelmiyor." dendiğinde bir psikiyatristin lisansı direkt iptal ediliyor ise orada kirli bir politika olduğu gerçeğini bir eşcinsel birey olarak kabul ettiğimi söylemek isterim. Bu gibi lisans iptali halleri beni şüpheye düşürmüştür ve acaba dedirtmiştir. Acaba gerçekten "cinsiyetsiz" bir toplum yaratma peşinde olabilirler mi? "Böğük oyunu çözdün yiğen." sözgeliminden öte bunun gerçek olabileceği fikri pek mümkündür.

Bana gelelim.

Benim durumumda, annem aşırı kontrolcü ve psikodinamik olarak "var olan" bir figür iken babam sadece "parayı kazandım ne yapıyorsanız yapın" gibi bir figürdü. Bu bağlamda benim eşcinsellik durumum, Freudyen eşcinsellik görüşünü destekler nitelikte.

Bu suretle bir psikolog ile çalışmaya, terapi almaya başladım. Terapi cinsel yönelim odaklı olmamakla birlikte travmatik kimlik gelişimim odaklı bir şekilde yapılandırılacaktır. Yani ana odak homo veya hetero olup olmam değil de ana odak benim çocukluk travmalarım olacaktır. Bu bağlamda denilen şu ki, travmalar çözüldükçe otomatik olarak kişi heteroseksüel bir birey oluyor.

Bu konuyu açma nedenim, durum güncellemesi ve güncel geçerli bilgi paylaşımıdır.

Unutmayın! Cinsel kimliği ne olursa olsun her insan değerlidir ve saygı duyulmalıdır. Bu durum gerçekten de psikopatolojik olarak bir gelişim ketlenmesi ise bile kişinin kendisiyle barışık olması önemlidir.

Buna ek olarak toplumun da bu kişilere destek olması ve kucaklaması önemlidir. Zira öbür türlü birey toplumdan dışlanma hissi sebebiyle madde bağımlılığı, depresyon ve intihar gibi şeylere sürüklenebilir.

Bu bağlamda, toplumdan birileri, cinsel kimlik sebebiyle söz konusu bireyi dışlar ve psikolojik sorunlara sürüklenmesinde rol oynarsa o bireyler ilahi noktada bile cezayı hak etmektedirler.

Zira Allah'ın yarattığı değerlidir.
Mesaj otomatik birleştirildi:

Son olarak bir durum güncellemesi yapayım. Psikanalitik kuram hakkında ve paralel İslami nefs yapısı bağlamında geliştirilen Nefs Psikoloji isimli ekol hakkında kendimi geliştirmek için aşağıdaki kitabı sipariş geçtim:

Alıntıyı görüntüle
Yazdıklarını okudum ve gayliğin (eşcinselliğin) normal olmadığını anladım az çok. Ve bu durum psikolojiyle de alakalı sanırım. Travmatik şeyler yaşamış olmasın. Zor bir durum olmalı senin için. Allah yardımcın olsun. Umarım düzelirsin.
 
Son düzenleme:

zapkinus

80+ Bronze
Katılım
1 Nisan 2023
Mesajlar
1,457
Dahası  
Reaksiyon skoru
4,826
Konum
Gazi Mahallesi/Ankara
İsim
Kanon
İlgilendiği Kategoriler
müziğe dair her şey
BAŞLAMADAN ÖNCE NOT: Bu konuyu açma amacım güncel ve olası geçerli bilgiyi paylaşmaktır. Olası yanlış yönlendirme durumu söz konusu ise durumu düzeltmektir. Söz konusu durumla ilgili bilgi paylaşmanın verdiği sorumluluktur.

Yoksa foruma geri döndüğüm yok.

Merhaba herkese. 👋
Forumda eşcinsellik ile ilgili konu açmıştım. Doğuştan geldiğini söyleyip hayat hikayemi yazdığım bir konuydu.

Bu konuda güncel durumdan bahsetmek istiyorum.

Psikanalizin geliştiricisi Sigmund Freud'a göre, psikoseksüel gelişim, erken çocukluk döneminde yaşanan ve libidonun (cinsel enerji) farklı erojen bölgelerde odaklandığı bir dizi aşamadan oluşur. Bu aşamalar şunlardır:

Oral Aşama: Bebeğin libidosu ağız bölgesine odaklanır ve emme ve yutma gibi aktiviteler tatmin kaynağı olur.
Anal Aşama: Libido anüs bölgesine odaklanır ve tuvalet eğitimi sırasında kontrol ve özerklik kavramları gelişir.
Fallik Aşama: Libido cinsel organlara odaklanır ve Oedipus karmaşası yaşanır. Çocuk, karşı cins ebeveynine ilgi duyar ve aynı cins ebeveyne karşı rekabet yaşar.
Latent Aşama: Cinsel dürtüler bastırılır ve sosyalleşme ve bilişsel gelişime odaklanılır.
Genital Aşama: Ergenlikte cinsel dürtüler yeniden canlanır ve karşı cinsten bir partnerle yakın ilişki kurma isteği ortaya çıkar.

Oedipus Karmaşası:

Fallik aşamada (yaklaşık 3-6 yaş arası), libidonun cinsel organlara odaklanmasıyla birlikte Oedipus karmaşası ortaya çıkar. Bu karmaşada, çocuk karşı cins ebeveyne (anneye) ilgi duymaya başlar ve aynı cins ebeveyne (babaya) karşı rekabet duyguları yaşar. Çocuk, babayı rakip olarak görür ve onu yerinden etmek ister. Bu durum, babadan korku ve öfke duygularının yanı sıra, anneye yönelik sevgi ve arzunun artmasına da yol açar.

Oedipus Karmaşasının Çözümü:

Oedipus karmaşası, normal bir şekilde çözüldüğünde, çocuğun cinsel kimliği netleşir ve babayla özdeşleşme yoluyla maskülen bir kimlik kazanır. Bu çözüm, aşağıdaki adımlarla gerçekleşir:

  • Babaya Karşı Özdeşleşme: Çocuk, babanın güç ve otoritesini kabul eder ve onun gibi olmak ister. Bu sayede, kendi cinsel kimliğini ve rolünü içselleştirir.
  • Anneye Karşı Arzunun Bastırılması: Çocuk, babanın öfkesinden ve cezalandırılmaktan korktuğu için anneye yönelik arzusunu bastırır. Bu bastırma, heteroseksüel arzunun temelini oluşturur.
Psikoseksüel ketlenme

Freud'a göre Oedipus karmaşası sağlıklı şekilde çözülmezse cinsel kimlik karmaşası yaşanabilir. Cinsel istismar, ailenin psikodinamik kodlama yanlışlığı bu ketlenmeye sebep olabilir.

Örneğin; aşırı dominant, koruyucu ve kontrolcü bir anne ile ilgisiz, aile dinamiğinde yer almayan bir baba söz konusu olduğunda çocuk özdeşleşme için kimliğini kullanacağı bir baba figürü bulamayabilir. Bu durumda Oedipus kompleksi tamamlanmaz ve libidinal enerji anal aşamaya geri döner.

Libidinal enerjinin anal aşamaya geri dönmesi suretiyle birey hemcinsine ilgi duymaya başlar.

Diğer bir vaka türünde, cinsel istismar durumunda; örneğin bir erkek birey, cinsel istismara uğradığında aşağıdaki durumlar gerçekleşebilir:
  • Psikoseksüel gelişimin gerilemesi durumu oluşabilir ve libidinal enerji anal bölgeye kayabilir. Bu da bireyin hemcinsine ilgi duymaya başlamasına sebep olabilir.
  • Özellikle erkek bir birey cinsel istismara uğradığında, erkek cinsiyetinin getirdiği maskülen kimlik algısı zedelenebilir ve kişide hemcinsine ilgi başlayabilir.
  • Örneğin 15 yaşında gibi bir yaşta bile, yani psikoseksüel gelişimin tamamlanmasının son dönemlerinde bile, cinsel istismar yaşandığında kişide kimlik karmaşası yaşanabilir, kendi kimliğini ret etmesine yol açabilir ve bu suretle hemcinsine ilgi duymaya başlayabilir.

Bunlar haricinde travmatik aile yapıları da homoseksüellik, tramsseksüealizm gibi cinsel kimlik karmaşalarına sebep olabilir.

Freud haricinde Carl Gustav Jung, Joseph Nicolosi, Adler gibi psikolojinin baba isimleri de eşcinsellikten bir psikopatolojik bozukluk olarak bahsetmişlerdir.

Freud ve diğerleri eleştiriler almıştır. Fakat hiçbir zaman tamamen yanlışlanmamıştır da. Dünyada "Eşcinsellik doğuştan gelmiyor." dendiğinde bir psikiyatristin lisansı direkt iptal ediliyor ise orada kirli bir politika olduğu gerçeğini bir eşcinsel birey olarak kabul ettiğimi söylemek isterim. Bu gibi lisans iptali halleri beni şüpheye düşürmüştür ve acaba dedirtmiştir. Acaba gerçekten "cinsiyetsiz" bir toplum yaratma peşinde olabilirler mi? "Böğük oyunu çözdün yiğen." sözgeliminden öte bunun gerçek olabileceği fikri pek mümkündür.

Bana gelelim.

Benim durumumda, annem aşırı kontrolcü ve psikodinamik olarak "var olan" bir figür iken babam sadece "parayı kazandım ne yapıyorsanız yapın" gibi bir figürdü. Bu bağlamda benim eşcinsellik durumum, Freudyen eşcinsellik görüşünü destekler nitelikte.

Bu suretle bir psikolog ile çalışmaya, terapi almaya başladım. Terapi cinsel yönelim odaklı olmamakla birlikte travmatik kimlik gelişimim odaklı bir şekilde yapılandırılacaktır. Yani ana odak homo veya hetero olup olmam değil de ana odak benim çocukluk travmalarım olacaktır. Bu bağlamda denilen şu ki, travmalar çözüldükçe otomatik olarak kişi heteroseksüel bir birey oluyor.

Bu konuyu açma nedenim, durum güncellemesi ve güncel geçerli bilgi paylaşımıdır.

Unutmayın! Cinsel kimliği ne olursa olsun her insan değerlidir ve saygı duyulmalıdır. Bu durum gerçekten de psikopatolojik olarak bir gelişim ketlenmesi ise bile kişinin kendisiyle barışık olması önemlidir.

Buna ek olarak toplumun da bu kişilere destek olması ve kucaklaması önemlidir. Zira öbür türlü birey toplumdan dışlanma hissi sebebiyle madde bağımlılığı, depresyon ve intihar gibi şeylere sürüklenebilir.

Bu bağlamda, toplumdan birileri, cinsel kimlik sebebiyle söz konusu bireyi dışlar ve psikolojik sorunlara sürüklenmesinde rol oynarsa o bireyler ilahi noktada bile cezayı hak etmektedirler.

Zira Allah'ın yarattığı değerlidir.
Mesaj otomatik birleştirildi:

Son olarak bir durum güncellemesi yapayım. Psikanalitik kuram hakkında ve paralel İslami nefs yapısı bağlamında geliştirilen Nefs Psikoloji isimli ekol hakkında kendimi geliştirmek için aşağıdaki kitabı sipariş geçtim:

Alıntıyı görüntüle
bir şeyleri öğrenmen, kendini tanıman, gelişmen güzel şeyler caner; adına sevindim. homofobik kimseler (kimseler diyorum çünkü insan insana saygı gösteren bir canlıdır, sevgi gösteren bir canlıdır, bir gruba nefretle bakanlar yani homofobikler insani davranışlar sergilemediğinden gözümde insan değildir.) keşke kendi benliklerine yakışan şeyleri söyleselerdi.
 
Katılım
22 Haziran 2022
Mesajlar
217
Dahası  
Reaksiyon skoru
72
Konum
Baghdad,Iraq
İsim
Ömer Faruk MUTLU
BAŞLAMADAN ÖNCE NOT: Bu konuyu açma amacım güncel ve olası geçerli bilgiyi paylaşmaktır. Olası yanlış yönlendirme durumu söz konusu ise durumu düzeltmektir. Söz konusu durumla ilgili bilgi paylaşmanın verdiği sorumluluktur.

Yoksa foruma geri döndüğüm yok.

Merhaba herkese. 👋
Forumda eşcinsellik ile ilgili konu açmıştım. Doğuştan geldiğini söyleyip hayat hikayemi yazdığım bir konuydu.

Bu konuda güncel durumdan bahsetmek istiyorum.

Psikanalizin geliştiricisi Sigmund Freud'a göre, psikoseksüel gelişim, erken çocukluk döneminde yaşanan ve libidonun (cinsel enerji) farklı erojen bölgelerde odaklandığı bir dizi aşamadan oluşur. Bu aşamalar şunlardır:

Oral Aşama: Bebeğin libidosu ağız bölgesine odaklanır ve emme ve yutma gibi aktiviteler tatmin kaynağı olur.
Anal Aşama: Libido anüs bölgesine odaklanır ve tuvalet eğitimi sırasında kontrol ve özerklik kavramları gelişir.
Fallik Aşama: Libido cinsel organlara odaklanır ve Oedipus karmaşası yaşanır. Çocuk, karşı cins ebeveynine ilgi duyar ve aynı cins ebeveyne karşı rekabet yaşar.
Latent Aşama: Cinsel dürtüler bastırılır ve sosyalleşme ve bilişsel gelişime odaklanılır.
Genital Aşama: Ergenlikte cinsel dürtüler yeniden canlanır ve karşı cinsten bir partnerle yakın ilişki kurma isteği ortaya çıkar.

Oedipus Karmaşası:

Fallik aşamada (yaklaşık 3-6 yaş arası), libidonun cinsel organlara odaklanmasıyla birlikte Oedipus karmaşası ortaya çıkar. Bu karmaşada, çocuk karşı cins ebeveyne (anneye) ilgi duymaya başlar ve aynı cins ebeveyne (babaya) karşı rekabet duyguları yaşar. Çocuk, babayı rakip olarak görür ve onu yerinden etmek ister. Bu durum, babadan korku ve öfke duygularının yanı sıra, anneye yönelik sevgi ve arzunun artmasına da yol açar.

Oedipus Karmaşasının Çözümü:

Oedipus karmaşası, normal bir şekilde çözüldüğünde, çocuğun cinsel kimliği netleşir ve babayla özdeşleşme yoluyla maskülen bir kimlik kazanır. Bu çözüm, aşağıdaki adımlarla gerçekleşir:

  • Babaya Karşı Özdeşleşme: Çocuk, babanın güç ve otoritesini kabul eder ve onun gibi olmak ister. Bu sayede, kendi cinsel kimliğini ve rolünü içselleştirir.
  • Anneye Karşı Arzunun Bastırılması: Çocuk, babanın öfkesinden ve cezalandırılmaktan korktuğu için anneye yönelik arzusunu bastırır. Bu bastırma, heteroseksüel arzunun temelini oluşturur.
Psikoseksüel ketlenme

Freud'a göre Oedipus karmaşası sağlıklı şekilde çözülmezse cinsel kimlik karmaşası yaşanabilir. Cinsel istismar, ailenin psikodinamik kodlama yanlışlığı bu ketlenmeye sebep olabilir.

Örneğin; aşırı dominant, koruyucu ve kontrolcü bir anne ile ilgisiz, aile dinamiğinde yer almayan bir baba söz konusu olduğunda çocuk özdeşleşme için kimliğini kullanacağı bir baba figürü bulamayabilir. Bu durumda Oedipus kompleksi tamamlanmaz ve libidinal enerji anal aşamaya geri döner.

Libidinal enerjinin anal aşamaya geri dönmesi suretiyle birey hemcinsine ilgi duymaya başlar.

Diğer bir vaka türünde, cinsel istismar durumunda; örneğin bir erkek birey, cinsel istismara uğradığında aşağıdaki durumlar gerçekleşebilir:
  • Psikoseksüel gelişimin gerilemesi durumu oluşabilir ve libidinal enerji anal bölgeye kayabilir. Bu da bireyin hemcinsine ilgi duymaya başlamasına sebep olabilir.
  • Özellikle erkek bir birey cinsel istismara uğradığında, erkek cinsiyetinin getirdiği maskülen kimlik algısı zedelenebilir ve kişide hemcinsine ilgi başlayabilir.
  • Örneğin 15 yaşında gibi bir yaşta bile, yani psikoseksüel gelişimin tamamlanmasının son dönemlerinde bile, cinsel istismar yaşandığında kişide kimlik karmaşası yaşanabilir, kendi kimliğini ret etmesine yol açabilir ve bu suretle hemcinsine ilgi duymaya başlayabilir.

Bunlar haricinde travmatik aile yapıları da homoseksüellik, tramsseksüealizm gibi cinsel kimlik karmaşalarına sebep olabilir.

Freud haricinde Carl Gustav Jung, Joseph Nicolosi, Adler gibi psikolojinin baba isimleri de eşcinsellikten bir psikopatolojik bozukluk olarak bahsetmişlerdir.

Freud ve diğerleri eleştiriler almıştır. Fakat hiçbir zaman tamamen yanlışlanmamıştır da. Dünyada "Eşcinsellik doğuştan gelmiyor." dendiğinde bir psikiyatristin lisansı direkt iptal ediliyor ise orada kirli bir politika olduğu gerçeğini bir eşcinsel birey olarak kabul ettiğimi söylemek isterim. Bu gibi lisans iptali halleri beni şüpheye düşürmüştür ve acaba dedirtmiştir. Acaba gerçekten "cinsiyetsiz" bir toplum yaratma peşinde olabilirler mi? "Böğük oyunu çözdün yiğen." sözgeliminden öte bunun gerçek olabileceği fikri pek mümkündür.

Bana gelelim.

Benim durumumda, annem aşırı kontrolcü ve psikodinamik olarak "var olan" bir figür iken babam sadece "parayı kazandım ne yapıyorsanız yapın" gibi bir figürdü. Bu bağlamda benim eşcinsellik durumum, Freudyen eşcinsellik görüşünü destekler nitelikte.

Bu suretle bir psikolog ile çalışmaya, terapi almaya başladım. Terapi cinsel yönelim odaklı olmamakla birlikte travmatik kimlik gelişimim odaklı bir şekilde yapılandırılacaktır. Yani ana odak homo veya hetero olup olmam değil de ana odak benim çocukluk travmalarım olacaktır. Bu bağlamda denilen şu ki, travmalar çözüldükçe otomatik olarak kişi heteroseksüel bir birey oluyor.

Bu konuyu açma nedenim, durum güncellemesi ve güncel geçerli bilgi paylaşımıdır.

Unutmayın! Cinsel kimliği ne olursa olsun her insan değerlidir ve saygı duyulmalıdır. Bu durum gerçekten de psikopatolojik olarak bir gelişim ketlenmesi ise bile kişinin kendisiyle barışık olması önemlidir.

Buna ek olarak toplumun da bu kişilere destek olması ve kucaklaması önemlidir. Zira öbür türlü birey toplumdan dışlanma hissi sebebiyle madde bağımlılığı, depresyon ve intihar gibi şeylere sürüklenebilir.

Bu bağlamda, toplumdan birileri, cinsel kimlik sebebiyle söz konusu bireyi dışlar ve psikolojik sorunlara sürüklenmesinde rol oynarsa o bireyler ilahi noktada bile cezayı hak etmektedirler.

Zira Allah'ın yarattığı değerlidir.
Mesaj otomatik birleştirildi:

Son olarak bir durum güncellemesi yapayım. Psikanalitik kuram hakkında ve paralel İslami nefs yapısı bağlamında geliştirilen Nefs Psikoloji isimli ekol hakkında kendimi geliştirmek için aşağıdaki kitabı sipariş geçtim:

Alıntıyı görüntüle
Allah yardım etsin biraderim inşallah kurtulursun bu bozukluktan
 
Yeni mesajlar Yeni Konu Aç      

SON KONULAR

Forum istatistikleri

Konular
1,032,717
Mesajlar
9,308,118
Üyeler
163,706
Son üye
batugkc
Top Bottom